Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
7 EKİM 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Aktütün Olayından
Alınması Gereken Ders
Şemdinli’nin Aktütün Karakolu’nda görevli birli-
ğimizden 17 şehit verdiğimiz son saldırı, PKK te-
rörüne karşı izlenilen yol haritasını yeniden gözden
geçirmemizin gerektiğini ülke gündeminin ilk sıra-
sına getirmiş görünüyor. Başbakan Erdoğan, bu yol
haritasını yeniden belirlemek gerektiğini, cuma gü-
nü hain saldırıyı öğrendikten hemen sonra Orta As-
ya gezisini yarıda keserek Ankara’ya döner dönmez
söylemişti. Terörle mücadele doruğunun bu amaç-
la önümüzdeki perşembe günü toplanacağı ve ye-
ni çizgilerin de saptanacağı, Erdoğan’ın o açıkla-
masından anlaşılmaktadır.
Gerçi Başbakan’ın açıklamasında hükümetin
alınmasını düşündüğü önlemlerin başında karakol-
ların güçlendirilmesi, haber alma eksikliklerinin gi-
derilmesi için ABD ile ilişkilerin daha yoğun sürdü-
rülmesi gibi konular da yer alıyor.
Ama CHP Genel Başkanı Baykal’ın dün NTV’ye
verdiği özel demeçte de vurguladığı gibi, bu tür ön-
lemlerin terörle mücadelede belirlenen zafiyetleri gi-
dermeye yardımcı olabileceğini, ama asıl çözümün
temel zafiyetler olarak bir “devlet politikası” halinde
öne çıkarılması görüşü yaşamsal önem taşıyor. Dün
gazetemizin başyazısında da değinilen, yine aynı gün
ana muhalefet lideri tarafından vurgulanan sorun, ül-
kemizin karşılaştığı terörün sınır komşumuz Kuzey
Irak’ta üslenmesi, beslenmesidir.
Korunaklı bölgede konuşlanmış olan çete
Oradaki yönetimin “bağrına bastığı” tartışılma-
yacak kadar açık kanıtlarla belirgin olan PKK örgü-
tü, Aktütün’de olduğu gibi “korunaklı bölge”den
muntazam bir ordunun sahip olabileceği ağır si-
lahlarla saldırmış, şehitlerimizin hemen tümü o si-
lahlardan atılmış olan bombaların şarapnelleri ile vu-
rulmuştur. Kuzey Irak’ta konuşlanmış silahlı çetenin
askeri eğitim gördüğü, erzak ve cephane sağladı-
ğı, yaralı ve hastalarının tedavi gereksinimlerini
açıktan karşıladığı, sınırlarımızın içine yönelik saldı-
rılardan sonra kaçarak yine aynı bölgeye döndüğü,
bütün dünya tarafından da biliniyor.
Her defasında ya kukla devletin başkanı Talabani
ya da bölgenin fiili lideri Barzani, timsah gözyaşla-
rı dökerek neler yapılması gerektiğini araştırmak ama-
cıyla sözde komitelerin toplanması gibi aldatmaca
çözümlerden söz ediyor; Türkiye’deki siyasi otori-
teyi oyalama yollarına başvuruyorlar.
Daha da sıkıştırıldılar mı, Irak’ın bugünkü fiili du-
rumunu, yani otorite karmaşasını öne çıkararak po-
lisiye müdahalenin olanaksızlığından söz etmek
gibi kaçamak yollara başvuruyorlar.
Gerçek sorumluyu saptamak
Irak’ın bugünkü karmaşa durumuna gelmesinin ne-
deni, ülkenin ABD işgali altında olması ise sözde mer-
kezi hükümetin bu zaaflarının asıl sorumlusu da Was-
hington’dur, ABD’dir.
Son saldırıdan sonra hem Irak’a nota verilerek, hem
dün ABD Ankara Büyükelçisi Wilson’un davet edil-
diği Dışişleri Bakanlığı’nda sözlü uyarılmasını ge-
rektiren girişim yapılarak kesin ve ciddi sonuçlar alı-
nacağını sanmak fazla iyimserlik olacaktır.
Türkiye, dün Baykal’ın da bir kez daha altını çiz-
diği “önüne gelenin şamarlayacağı bir ülke ol-
madığını” hem “müttefik”i Amerika’ya, hem de onun
her adımını onun izni ile atan işgal altındaki Irak dev-
letine kararlılıkla anlatmalıdır.
Geçen yıl yapılan askeri harekâtın kısa süre için-
de kesilmesini ve silahlı kuvvetlerimizin hemen çık-
masını öneren ABD’nin, bugün dökülen kanlardan
da, Aktütün köyünü boşaltarak göç edeceklerini söy-
leyen bölge insanlarının perişan geleceklerinden de
sorumlu olduğu da vurgulanmalıdır.
Sınır ötesi harekât için Silahlı Kuvvetler’e verilen
izin tezkeresinin görüşüleceği yarınki TBMM top-
lantısında, sorunun bütün boyutları ile, asla sinir-
lenmeden, bir iktidar-muhalefet çatışması haline
dönüştürülmesine dikkat edilerek ele alınması, çö-
züm için atılan en somut adımlardan birincisi olabilir.
Ama o arada Deniz Baykal’ın dünkü demecinde
“Emirlerin İmralı’dan verilmesine göz yummak de-
mokrasi değildir” sözlerinin de Başbakan ya da
Adalet Bakanı tarafından açığa kavuşturulmasının
öncelik taşıdığını söylemek istiyorum.
Gerçekten doğru mudur, bir süreden beri do-
laşan bu korkunç iddia?
Ergenekon sanığı bir yazarın tutukevinde yazdı-
ğı romanın basılmak üzere dışarıya çıkarılmasına izin
vermeyen adalet mekanizması, terör çetesinin ke-
sinleşmiş müebbet hapisle cezalandırılmış başının,
“Daha fazla kan, daha çok kan” direktifleri karşısın-
da sessiz mi kalıyor?
Faks: 0 216 302 82 08 [email protected]
ENTERNET / MEHMET SUCU
Geçen hafta neredeyse tüm tek-
noloji marketleri oğlumla birlikte do-
laştık. Artık iyice eskiyen ve bazı tuş-
ları kullanılamaz hale gelen klavyemizi
değiştirmek gerekiyordu. İsim isim
vermekte yarar var. Önce Gold bil-
gisayar’a gittik. Gold bilgisayarın in-
ternet sitesinde “F” klavye seçene-
ği bulunuyordu. Binaya girdik, aradık
bulamadık. Mağaza müdürünü gör-
mek istediğimizi söyledik genç bir ha-
nımefendi geldi. Kendisine Türkçe
klavye istediğimizi söyleyince bize
Türkçe Q klavye bulunduğunu söy-
ledi. Bu defa Türkçede Q harfinin bu-
lunmadığını dolayısıyla sözü geçen
klavyenin Türkçe olmadığını anlatmak
zorunda kaldık. Şirketin Ayazağa’daki
büyük binasında bir tane bile “F”
klavye olmadığını öğrenince şaşıra-
rak sordum: “Siz hangi ülke yurttaş-
ları için bilgisayar satıyorsunuz?” Üs-
telik bu binanın 2-3 kilometre aşağı-
sında bir gazeteciler sitesi bulunuyor.
Yani tüm işlerini Türkçe klavye ile ya-
pan insanların oturduğu bir site.
Baktık buradan umut yok Ceva-
hir’deki Teknosa’ya gittik. Burada da
aynı soruyu sorduk, “Türkçe klavye
istiyoruz.” Yine uyduruk Türkçe Q
klavye burnumuza dayandı. Yine
mağaza müdürü ile görüşmek iste-
diğimizi söyledik. Mağaza müdürü-
ne “F” klavyeyi Türklerin geliştirdiğini
ve bu klavye ile uzun zamandır da
hızlı yazma konusunda sürekli dün-
ya şampiyonları çıkardığımızı anlat-
tık. Bu nedenlerden dolayı “F” klav-
ye istediğimizi söyledik. Yanıt daha
da ilginçti. “Şimdiye dek bir tek siz
böyle bir istekte bulundunuz. Biz
talep ne ise ona göre hareket edi-
yoruz.” Cevahir alışveriş merkezi
neredeyse Cumhuriyet gazetesinin
tam karşısında ve benim bildiğim en
az 10 arkadaşım bana buradaki
Teknosa’da “F” klavye olmadığından
yakınmıştı.
Bu arada Mecidiyeköy civarında-
ki irili ufaklı adını bile hatırlayamadı-
ğım bir sürü bilgisayar mağazasına
da girdik çıktık, hepsinde aynı ya-
nıtlarla karşılaştık.
Buradan da ümidi kesince Bi-
meks’e yollandık. Yine aynı bıktırıcı
soruyu sorduk. “Türkçe klavye var
mı?” Genç güler yüzlü bir çalışan “ta-
bii” dedi. Bize birkaç model “F”
klavye çıkardı. Şaşırdı diğerlerinde
başıma geleni anlatınca. “Biz özellikle
her modelden hem ‘Q’ hem ‘F’ bu-
lunduruyoruz” yanıtını aldım. Ertesi
gün gazeteye gelince sistem servi-
sindeki arkadaşlara sordum bu “F”
klavyeleri nasıl buluyorsunuz diye.
Meğer özel sipariş ediyorlarmış.
Sonunda yoğun uğraşlar sonucu
elde ettiğimiz klavye ile evimize dön-
dük. Kediyi merak öldürürmüş diye
bir söz vardır. “F” klavye ile diğerle-
rinin arasındaki farkı öğrenmek için
internette kısa bir araştırma yaptım.
Sanal ağın en büyük ansiklopedisi Vi-
kipedi “F” klavye için şunları yazmış:
“F klavye, Türkçe için özel olarak
geliştirilmiş bir klavye çeşididir. Bi-
limsel temellere dayalı standart bir
Türk klavyesi geliştirilmesinin zorun-
luluğuna inanan İhsan Yener, bu ko-
nuda 1946’dan itibaren daktilo öğ-
retmeni sıfatı ile sürdürdüğü çalış-
malarının dikkate alınmasını ancak
1955’te başarabilmiş. Yabancı uz-
manlarla da pekiştirilmiş İhtisas Ko-
misyonu’nca oluşturulan on parmak
yöntemi ile Türkçe için uygun klavye
20 Ekim 1955’te Bakanlıklararası
Standardizasyon Komitesi’nce Stan-
dart Türk Klavyesi olarak onanmış.
Türkiye’deki tüm daktilo makine-
lerinin Milli Klavye’ye dönüştürül-
mesi, 1963 yılında Gümrükler Kanu-
nu’na eklenmesi ve 1974 yılında
Türk Standartları Enstitüsü tarafından
Zorunlu Standart olarak onanma-
sıyla kesinleşmiştir. 25 yıllık bir mü-
cadelenin sonunda kendisine ina-
nanların da yardımları ile o günlerde
‘Klavye İnkılabı‘ olarak anılan bu
standardizasyonu gerçekleştiren İh-
san Sıtkı Yener, bu sebeple F Klav-
yenin Babası olarak da anılmaktadır.”
Belki de bu gümrükler kanununa
eklenen ve TSE tarafından zorunlu
standart haline getirilen “F” klavye-
yi yaşatmak için son şansımızı yaşı-
yoruz. Bu konudaki görevlileri uya-
ralım belki bu doğru olmayan durum
düzeltilir.
Böyle giderse F klavye sadece
sevgili Semih Poroy’un o güzelim
çizgilerinde kalacak. Unutmadan
Poroy’un Feklavye sergisi, bugün An-
talya’da Antalyalı Sanatçılar Derne-
ği ANSAN’ın Kalekapısı’ndaki toplantı
salonunda açıldı.
[email protected]
F Klavye Zorunluluğu
Asıl sorumluluk ABD’de
Eskişehir’de şehit Jandarma Astsubay Çavuş Ha-
san Önal için önceki gün düzenlenen törende ka-
labalık bir grup Cumhurbaşkanı Abdullah Gül
ve AKP’lileri protesto etti. Camideki törenin ar-
dından vilayet konağına geçen Gül, kısa süre
dinlendikten sonra buradan ayrıldı. Gül’ün ko-
naktan çıkışını bekleyen genç, Cumhurbaşkanı
makam aracıyla geçerken “Yuh!” diye bağırdı.
Bu sırada penceresi açık olan Gül, genci işaret
ederek “Ne diyorsun sen!” diye tepki gösterdi.
Gözaltına alınan genç, sorgusunun ardından ser-
best bırakıldı. Gül, havaalanına giderken Ata-
türk Bulvarı’nda yol kenarında bekleyen Osman
T. de slogan attı. Osman T, “Cumhurbaşkanı’na
hakaret ettiği” iddiasıyla gözaltına alındı. Osman
T, ifadesinin ardından dün serbest bırakıldı.
Haber Merkezi - Hakkâri’nin Şem-
dinli ilçesindeki Aktütün Karakolu’nda
15 askerin şehit olmasõnõn ardõndan te-
röre tepkiler çõğ gibi büyüyor.
? Türk Sanayicileri ve İşadamlarõ
Derneği’nden (TÜSİAD) yapõlan yazõlõ
açõklamada, saldõrõnõn Türk halkõnõn hu-
zurunu ve Türkiye’nin istikrarõnõ hedef
aldõğõna dikkat çekildi.
? İstanbul Tabip Odasõ Yönetim Ku-
rulu’nun açõklamasõnda saldõrõnõn top-
lumdaki etnik gerginlikleri arttõrmasõn-
dan ve bir çatõşma ortamõnõn derinleş-
mesine yol açmasõndan endişe edildiği
belirtildi.
? Türk Diş Hekimleri Birliği Genel
Başkanõ Celal Korkut Yıldırım, “Bu
tür olaylar, şiddeti siyaset tarzı olarak
kullananların halklar arasında düş-
manlık yaratmak için düzenledikleri
hain tuzaklardır” dedi.
? Avrupa Atatürkçü Düşünce Der-
nekleri Federasyonu Genel Başkanõ
Dursun Atılgan Irak’õn kuzeyinin ver-
diği sözü tutmadõğõnõ anõmsattõ.
? Tüm Öğretim Elemanlarõ Derneği
Genel Başkanõ Prof. Dr. Alpaslan Işık-
lı, “Küresel karanlık güçler, zavallı
gençleri kandırarak kardeş katili yap-
maktadırlar” dedi.
? İzmir Barosu Başkanõ Nevzat Er-
demir ve insan haklarõ savunucusu Dr.
Alpaslan Berktay yaptõklarõ açõklama-
larda yaşananlarõn arkasõnda ABD ve AB
emperyalizminin bulunduğunu belirttiler.
Ege Genç İşadamlarõ Derneği Yönetim
Kurulu Başkanlõğõ’nõn açõklamasõnda
da “artık bataklığın kurutulması ge-
rekiyor” denildi.
? Hain saldõrõ, Muğla’da gerçekleşti-
rilen ve çok sayõda yurttaşõn katõldõğõ yü-
rüyüşle de kõnandõ.
? Bursa’daki yaklaşõk 72 sivil toplum
örgütünün oluşturduğu Hepimiz Meh-
metiz Güçbirliği’nin çağrõsõyla yaklaşõk
300 kişi Atatürk Anõtõ önünde toplandõ.
Grup, ‘Kahrolsun PKK’ ve AKP isti-
fa’ sloganlarõ attõ.
? Malatya’da 8 esnaf kuruluşu adõna
Ticaret ve Sanayi Odasõ’nda ortak açõk-
lama yapõldõ. Sõvas İl Genel Meclisi
toplantõsõnõn yapõldõğõ salon saldõrõya
tepki amacõyla Türk bayraklarõyla do-
natõldõ. Meclis üyeleri, şehit askerler
için saygõ duruşunda bulundu.
? Amasya Üniversitesi Eğitim Fakül-
tesi’nin akademik ve idari personeli ile
öğrenciler, Kongre Kültür Merkezi önün-
de toplanarak terörü protesto ettiler.
? İstanbul, Marmara ve Atatürk Üni-
versitesi senatolarõ yayõmladõklarõ bildi-
riyle saldõrõyõ kõnadõ.
? Samsun PTT Başmüdürlüğü’nde ça-
lõşan Türk Haber-Sen üyeleri, mesai saa-
ti öncesi bina önünde şehitler için saygõ du-
ruşunda bulundu, İstiklal Marşõ okudu. Şu-
be Başkanõ Mehmet Tanrıkulu, “Kardeşi
kardeşe düşman etmeye uğraşıyorlar.
Bugüne kadar başarılı olamadılar, bun-
dan sonra da olamayacaklar” dedi. Al-
kõşla terörü protesto eden sendika üyele-
ri, daha sonra mesailerine başladõ.
? Isparta’da faaliyet gösteren Güver-
cin Sevenler Derneği üyeleri, güvercin
uçurarak saldõrõyõ protesto etti.
? Türk Harb-İş, Birleşik Metal-İş ve
Çağdaş Yaşamõ Destekleme Derneği ve
Çukurova Gazeteciler Cemiyeti de ya-
yõmladõklarõ bildiriyle saldõrõyõ kõnadõk-
larõnõ açõkladõlar.
? Eğitim-İş Sendikasõ ise terörü la-
netlemek için bugünden itibaren 1 haf-
ta süresince tüm okullarda siyah kurde-
le takma eylemi yapacak.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Aktütün
sõnõr karakoluna yapõlan saldõrõ, Washington
yönetiminin Irak’taki güvenlik sorumluluğunu
bir kez daha gündeme taşõdõ. Washington yö-
netiminden aksi yönde açõklamalar geliyor olsa
da ABD, BM Güvenlik Konseyi’nin 1483 sayõ-
lõ kararõ doğrultusunda bu yõl sonuna kadar
Irak’taki tüm terörist faaliyetlerin önlenmesin-
den sorumlu bulunuyor. Edinilen bilgilere gö-
re, Aktütün sõnõr karakoluna yapõlan saldõrõnõn
hemen sonrasõnda Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn Tür-
kiye’nin Washington Büyükelçiliği aracõlõğõyla
ABD’ye yaptõğõ uyarõnõn asõl amacõnõ, “Was-
hington yönetiminin Irak’ta PKK’ye yöne-
lik mücadeledeki sorumluluğunu gündeme
getirmek” oluşturdu. Uluslararasõ hukuka ve
BM Güvenlik Konseyi’nin 2003 yõlõndan sonra
aldõğõ kararlara göre, Irak’taki güvenlik koşul-
larõnõn birinci derecede sorumluluğunu ABD
taşõyor. Bu kararlar doğrultusunda ABD hem
“işgal gücü” hem de “Irak’taki koalisyon
güçlerinin lideri” sõfatõnõ taşõdõğõ için, ABD
yönetiminin ülkedeki terörist yapõlanmalar ve
yasadõşõ gruplarla mücadelede önceliği bulunu-
yor. Ancak Washington yönetimi Irak’taki gü-
venlik ve terörle mücadele sorumluluğunu hem
merkezi yönetimine hem de bölgesel Kürt yö-
netimine aktarõp özellikle PKK ile mücadele
alanõnda faaliyet göstermek istemiyor. Bu çer-
çevede ABD yönetimi geçen yõlõn ilk yarõsõn-
dan itibaren özellikle Kuzey Irak’taki güvenlik
sorumluluğunu yerel yönetimin kolluk güçleri-
ne bõrakmaya başlamõştõ. ABD ilk aşamada
Irak’õn bölgesel Kürt yönetiminin denetiminde
bulunan Dohuk, Erbil ve Süleymaniye’nin gü-
venliğini peşmergelere devretti. Hatta devre
ilişkin anlaşmayõ “Kürdistan Bölgesi Başka-
nı” sõfatõyla Mesud Barzani’yle imzalayõp
Türkiye’ye, “bundan sonra sorumluluk böl-
gesel Kürt yönetiminde” mesajõ da vermişti.
Yapõlan resmi açõklamada “Irak’ın kuzeyin-
deki bölgesel yönetim, bölgenin Irak hükü-
metinin otoritesi altına tamamıyla girişinin
altını çizmek için bir devir teslim töreni dü-
zenleyecek” denilerek Türkiye’nin güvenliğin
devir teslimine olumlu yaklaşmasõna zemin ha-
zõrlanmõştõ. ABD güçleri K.Irak’tan önce de
Necef, Muthanna, Zi Kar ve Misan’õn güvenli-
ği Irak merkezi yönetimine devredilmişti. An-
cak güvenlik devir tesliminden sonra, Irak hü-
kümetiyle yapõlan ikili güvenlik anlaşmasõ ve
yürütülen temaslara karşõn bölgesel Kürt yöne-
timi Türkiye’nin PKK ile mücadeledeki bek-
lentilerini karşõlamadõğõ gibi ABD’nin Irak’ta-
ki temsilcileri de Barzani nezdinde girişimde
bulunmadõ. Eğer aksi yönde bir anlaşmaya va-
rõlmazsa ABD yönetiminin Irak’a ilişkin so-
rumluluğu 2009 yõlõ başõnda sona erecek. Böy-
lece terörle mücadeleye ilişkin sorumluluk ta-
mamen Irak merkezi hükümetinin eline geçmiş
olacak.
Washington’dan aksi yönde açõklamalar geliyor olsa da BM Güvenlik Konseyi’nin 1483 sayõlõ
kararõ doğrultusunda bu yõl sonuna kadar Irak’taki tüm terörist faaliyetlerin önlenmesinden sorumlu
ADANA
ÇANAKKALE
Gözaltına alınan
protestocular serbest
‘Kahrolsun PKK
AKP istifa’
Kamu-Sen’in Adana’da yaptığı
yürüyüşte PKK’ye tepkiler dile
getirildi, hükümete istifa çağrısı ya-
pıldı. Kamu-Sen Temsilcisi Ka-
mil Köse, “Ey ülkemizi yönetenler
yeter artık kendinize gelin” dedi.
(Fotoğraflar: SAVAŞ KÜRKLÜ)
Aktütün’de gönüllü çalõşacaklar
Yozgat’ın Boğazlıyan ilçesinde 4 inşaat ustası,
Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde bulunan ve
PKK’lı teröristlerin saldırısı sonucunda 15 as-
kerin şehit olduğu Aktütün Jandarma Sınır Ka-
rakolu’nun taşınması ve inşaatında gönüllü ola-
rak çalışmak için kaymakamlığa başvurdu.
Çanakkale’de çeşitli sivil
toplum örgütleri ve siyasi parti
temsilcilerinin katılımıyla
Cumhuriyet Meydanı’nda
terörü lanet ve şehitleri anma
mitingi düzenlendi.