29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 7 EKİM 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Aktütün Olayından Alınması Gereken Ders Şemdinli’nin Aktütün Karakolu’nda görevli birli- ğimizden 17 şehit verdiğimiz son saldırı, PKK te- rörüne karşı izlenilen yol haritasını yeniden gözden geçirmemizin gerektiğini ülke gündeminin ilk sıra- sına getirmiş görünüyor. Başbakan Erdoğan, bu yol haritasını yeniden belirlemek gerektiğini, cuma gü- nü hain saldırıyı öğrendikten hemen sonra Orta As- ya gezisini yarıda keserek Ankara’ya döner dönmez söylemişti. Terörle mücadele doruğunun bu amaç- la önümüzdeki perşembe günü toplanacağı ve ye- ni çizgilerin de saptanacağı, Erdoğan’ın o açıkla- masından anlaşılmaktadır. Gerçi Başbakan’ın açıklamasında hükümetin alınmasını düşündüğü önlemlerin başında karakol- ların güçlendirilmesi, haber alma eksikliklerinin gi- derilmesi için ABD ile ilişkilerin daha yoğun sürdü- rülmesi gibi konular da yer alıyor. Ama CHP Genel Başkanı Baykal’ın dün NTV’ye verdiği özel demeçte de vurguladığı gibi, bu tür ön- lemlerin terörle mücadelede belirlenen zafiyetleri gi- dermeye yardımcı olabileceğini, ama asıl çözümün temel zafiyetler olarak bir “devlet politikası” halinde öne çıkarılması görüşü yaşamsal önem taşıyor. Dün gazetemizin başyazısında da değinilen, yine aynı gün ana muhalefet lideri tarafından vurgulanan sorun, ül- kemizin karşılaştığı terörün sınır komşumuz Kuzey Irak’ta üslenmesi, beslenmesidir. Korunaklı bölgede konuşlanmış olan çete Oradaki yönetimin “bağrına bastığı” tartışılma- yacak kadar açık kanıtlarla belirgin olan PKK örgü- tü, Aktütün’de olduğu gibi “korunaklı bölge”den muntazam bir ordunun sahip olabileceği ağır si- lahlarla saldırmış, şehitlerimizin hemen tümü o si- lahlardan atılmış olan bombaların şarapnelleri ile vu- rulmuştur. Kuzey Irak’ta konuşlanmış silahlı çetenin askeri eğitim gördüğü, erzak ve cephane sağladı- ğı, yaralı ve hastalarının tedavi gereksinimlerini açıktan karşıladığı, sınırlarımızın içine yönelik saldı- rılardan sonra kaçarak yine aynı bölgeye döndüğü, bütün dünya tarafından da biliniyor. Her defasında ya kukla devletin başkanı Talabani ya da bölgenin fiili lideri Barzani, timsah gözyaşla- rı dökerek neler yapılması gerektiğini araştırmak ama- cıyla sözde komitelerin toplanması gibi aldatmaca çözümlerden söz ediyor; Türkiye’deki siyasi otori- teyi oyalama yollarına başvuruyorlar. Daha da sıkıştırıldılar mı, Irak’ın bugünkü fiili du- rumunu, yani otorite karmaşasını öne çıkararak po- lisiye müdahalenin olanaksızlığından söz etmek gibi kaçamak yollara başvuruyorlar. Gerçek sorumluyu saptamak Irak’ın bugünkü karmaşa durumuna gelmesinin ne- deni, ülkenin ABD işgali altında olması ise sözde mer- kezi hükümetin bu zaaflarının asıl sorumlusu da Was- hington’dur, ABD’dir. Son saldırıdan sonra hem Irak’a nota verilerek, hem dün ABD Ankara Büyükelçisi Wilson’un davet edil- diği Dışişleri Bakanlığı’nda sözlü uyarılmasını ge- rektiren girişim yapılarak kesin ve ciddi sonuçlar alı- nacağını sanmak fazla iyimserlik olacaktır. Türkiye, dün Baykal’ın da bir kez daha altını çiz- diği “önüne gelenin şamarlayacağı bir ülke ol- madığını” hem “müttefik”i Amerika’ya, hem de onun her adımını onun izni ile atan işgal altındaki Irak dev- letine kararlılıkla anlatmalıdır. Geçen yıl yapılan askeri harekâtın kısa süre için- de kesilmesini ve silahlı kuvvetlerimizin hemen çık- masını öneren ABD’nin, bugün dökülen kanlardan da, Aktütün köyünü boşaltarak göç edeceklerini söy- leyen bölge insanlarının perişan geleceklerinden de sorumlu olduğu da vurgulanmalıdır. Sınır ötesi harekât için Silahlı Kuvvetler’e verilen izin tezkeresinin görüşüleceği yarınki TBMM top- lantısında, sorunun bütün boyutları ile, asla sinir- lenmeden, bir iktidar-muhalefet çatışması haline dönüştürülmesine dikkat edilerek ele alınması, çö- züm için atılan en somut adımlardan birincisi olabilir. Ama o arada Deniz Baykal’ın dünkü demecinde “Emirlerin İmralı’dan verilmesine göz yummak de- mokrasi değildir” sözlerinin de Başbakan ya da Adalet Bakanı tarafından açığa kavuşturulmasının öncelik taşıdığını söylemek istiyorum. Gerçekten doğru mudur, bir süreden beri do- laşan bu korkunç iddia? Ergenekon sanığı bir yazarın tutukevinde yazdı- ğı romanın basılmak üzere dışarıya çıkarılmasına izin vermeyen adalet mekanizması, terör çetesinin ke- sinleşmiş müebbet hapisle cezalandırılmış başının, “Daha fazla kan, daha çok kan” direktifleri karşısın- da sessiz mi kalıyor? Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] ENTERNET / MEHMET SUCU Geçen hafta neredeyse tüm tek- noloji marketleri oğlumla birlikte do- laştık. Artık iyice eskiyen ve bazı tuş- ları kullanılamaz hale gelen klavyemizi değiştirmek gerekiyordu. İsim isim vermekte yarar var. Önce Gold bil- gisayar’a gittik. Gold bilgisayarın in- ternet sitesinde “F” klavye seçene- ği bulunuyordu. Binaya girdik, aradık bulamadık. Mağaza müdürünü gör- mek istediğimizi söyledik genç bir ha- nımefendi geldi. Kendisine Türkçe klavye istediğimizi söyleyince bize Türkçe Q klavye bulunduğunu söy- ledi. Bu defa Türkçede Q harfinin bu- lunmadığını dolayısıyla sözü geçen klavyenin Türkçe olmadığını anlatmak zorunda kaldık. Şirketin Ayazağa’daki büyük binasında bir tane bile “F” klavye olmadığını öğrenince şaşıra- rak sordum: “Siz hangi ülke yurttaş- ları için bilgisayar satıyorsunuz?” Üs- telik bu binanın 2-3 kilometre aşağı- sında bir gazeteciler sitesi bulunuyor. Yani tüm işlerini Türkçe klavye ile ya- pan insanların oturduğu bir site. Baktık buradan umut yok Ceva- hir’deki Teknosa’ya gittik. Burada da aynı soruyu sorduk, “Türkçe klavye istiyoruz.” Yine uyduruk Türkçe Q klavye burnumuza dayandı. Yine mağaza müdürü ile görüşmek iste- diğimizi söyledik. Mağaza müdürü- ne “F” klavyeyi Türklerin geliştirdiğini ve bu klavye ile uzun zamandır da hızlı yazma konusunda sürekli dün- ya şampiyonları çıkardığımızı anlat- tık. Bu nedenlerden dolayı “F” klav- ye istediğimizi söyledik. Yanıt daha da ilginçti. “Şimdiye dek bir tek siz böyle bir istekte bulundunuz. Biz talep ne ise ona göre hareket edi- yoruz.” Cevahir alışveriş merkezi neredeyse Cumhuriyet gazetesinin tam karşısında ve benim bildiğim en az 10 arkadaşım bana buradaki Teknosa’da “F” klavye olmadığından yakınmıştı. Bu arada Mecidiyeköy civarında- ki irili ufaklı adını bile hatırlayamadı- ğım bir sürü bilgisayar mağazasına da girdik çıktık, hepsinde aynı ya- nıtlarla karşılaştık. Buradan da ümidi kesince Bi- meks’e yollandık. Yine aynı bıktırıcı soruyu sorduk. “Türkçe klavye var mı?” Genç güler yüzlü bir çalışan “ta- bii” dedi. Bize birkaç model “F” klavye çıkardı. Şaşırdı diğerlerinde başıma geleni anlatınca. “Biz özellikle her modelden hem ‘Q’ hem ‘F’ bu- lunduruyoruz” yanıtını aldım. Ertesi gün gazeteye gelince sistem servi- sindeki arkadaşlara sordum bu “F” klavyeleri nasıl buluyorsunuz diye. Meğer özel sipariş ediyorlarmış. Sonunda yoğun uğraşlar sonucu elde ettiğimiz klavye ile evimize dön- dük. Kediyi merak öldürürmüş diye bir söz vardır. “F” klavye ile diğerle- rinin arasındaki farkı öğrenmek için internette kısa bir araştırma yaptım. Sanal ağın en büyük ansiklopedisi Vi- kipedi “F” klavye için şunları yazmış: “F klavye, Türkçe için özel olarak geliştirilmiş bir klavye çeşididir. Bi- limsel temellere dayalı standart bir Türk klavyesi geliştirilmesinin zorun- luluğuna inanan İhsan Yener, bu ko- nuda 1946’dan itibaren daktilo öğ- retmeni sıfatı ile sürdürdüğü çalış- malarının dikkate alınmasını ancak 1955’te başarabilmiş. Yabancı uz- manlarla da pekiştirilmiş İhtisas Ko- misyonu’nca oluşturulan on parmak yöntemi ile Türkçe için uygun klavye 20 Ekim 1955’te Bakanlıklararası Standardizasyon Komitesi’nce Stan- dart Türk Klavyesi olarak onanmış. Türkiye’deki tüm daktilo makine- lerinin Milli Klavye’ye dönüştürül- mesi, 1963 yılında Gümrükler Kanu- nu’na eklenmesi ve 1974 yılında Türk Standartları Enstitüsü tarafından Zorunlu Standart olarak onanma- sıyla kesinleşmiştir. 25 yıllık bir mü- cadelenin sonunda kendisine ina- nanların da yardımları ile o günlerde ‘Klavye İnkılabı‘ olarak anılan bu standardizasyonu gerçekleştiren İh- san Sıtkı Yener, bu sebeple F Klav- yenin Babası olarak da anılmaktadır.” Belki de bu gümrükler kanununa eklenen ve TSE tarafından zorunlu standart haline getirilen “F” klavye- yi yaşatmak için son şansımızı yaşı- yoruz. Bu konudaki görevlileri uya- ralım belki bu doğru olmayan durum düzeltilir. Böyle giderse F klavye sadece sevgili Semih Poroy’un o güzelim çizgilerinde kalacak. Unutmadan Poroy’un Feklavye sergisi, bugün An- talya’da Antalyalı Sanatçılar Derne- ği ANSAN’ın Kalekapısı’ndaki toplantı salonunda açıldı. [email protected] F Klavye Zorunluluğu Asıl sorumluluk ABD’de Eskişehir’de şehit Jandarma Astsubay Çavuş Ha- san Önal için önceki gün düzenlenen törende ka- labalık bir grup Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve AKP’lileri protesto etti. Camideki törenin ar- dından vilayet konağına geçen Gül, kısa süre dinlendikten sonra buradan ayrıldı. Gül’ün ko- naktan çıkışını bekleyen genç, Cumhurbaşkanı makam aracıyla geçerken “Yuh!” diye bağırdı. Bu sırada penceresi açık olan Gül, genci işaret ederek “Ne diyorsun sen!” diye tepki gösterdi. Gözaltına alınan genç, sorgusunun ardından ser- best bırakıldı. Gül, havaalanına giderken Ata- türk Bulvarı’nda yol kenarında bekleyen Osman T. de slogan attı. Osman T, “Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği” iddiasıyla gözaltına alındı. Osman T, ifadesinin ardından dün serbest bırakıldı. Haber Merkezi - Hakkâri’nin Şem- dinli ilçesindeki Aktütün Karakolu’nda 15 askerin şehit olmasõnõn ardõndan te- röre tepkiler çõğ gibi büyüyor. ? Türk Sanayicileri ve İşadamlarõ Derneği’nden (TÜSİAD) yapõlan yazõlõ açõklamada, saldõrõnõn Türk halkõnõn hu- zurunu ve Türkiye’nin istikrarõnõ hedef aldõğõna dikkat çekildi. ? İstanbul Tabip Odasõ Yönetim Ku- rulu’nun açõklamasõnda saldõrõnõn top- lumdaki etnik gerginlikleri arttõrmasõn- dan ve bir çatõşma ortamõnõn derinleş- mesine yol açmasõndan endişe edildiği belirtildi. ? Türk Diş Hekimleri Birliği Genel Başkanõ Celal Korkut Yıldırım, “Bu tür olaylar, şiddeti siyaset tarzı olarak kullananların halklar arasında düş- manlık yaratmak için düzenledikleri hain tuzaklardır” dedi. ? Avrupa Atatürkçü Düşünce Der- nekleri Federasyonu Genel Başkanõ Dursun Atılgan Irak’õn kuzeyinin ver- diği sözü tutmadõğõnõ anõmsattõ. ? Tüm Öğretim Elemanlarõ Derneği Genel Başkanõ Prof. Dr. Alpaslan Işık- lı, “Küresel karanlık güçler, zavallı gençleri kandırarak kardeş katili yap- maktadırlar” dedi. ? İzmir Barosu Başkanõ Nevzat Er- demir ve insan haklarõ savunucusu Dr. Alpaslan Berktay yaptõklarõ açõklama- larda yaşananlarõn arkasõnda ABD ve AB emperyalizminin bulunduğunu belirttiler. Ege Genç İşadamlarõ Derneği Yönetim Kurulu Başkanlõğõ’nõn açõklamasõnda da “artık bataklığın kurutulması ge- rekiyor” denildi. ? Hain saldõrõ, Muğla’da gerçekleşti- rilen ve çok sayõda yurttaşõn katõldõğõ yü- rüyüşle de kõnandõ. ? Bursa’daki yaklaşõk 72 sivil toplum örgütünün oluşturduğu Hepimiz Meh- metiz Güçbirliği’nin çağrõsõyla yaklaşõk 300 kişi Atatürk Anõtõ önünde toplandõ. Grup, ‘Kahrolsun PKK’ ve AKP isti- fa’ sloganlarõ attõ. ? Malatya’da 8 esnaf kuruluşu adõna Ticaret ve Sanayi Odasõ’nda ortak açõk- lama yapõldõ. Sõvas İl Genel Meclisi toplantõsõnõn yapõldõğõ salon saldõrõya tepki amacõyla Türk bayraklarõyla do- natõldõ. Meclis üyeleri, şehit askerler için saygõ duruşunda bulundu. ? Amasya Üniversitesi Eğitim Fakül- tesi’nin akademik ve idari personeli ile öğrenciler, Kongre Kültür Merkezi önün- de toplanarak terörü protesto ettiler. ? İstanbul, Marmara ve Atatürk Üni- versitesi senatolarõ yayõmladõklarõ bildi- riyle saldõrõyõ kõnadõ. ? Samsun PTT Başmüdürlüğü’nde ça- lõşan Türk Haber-Sen üyeleri, mesai saa- ti öncesi bina önünde şehitler için saygõ du- ruşunda bulundu, İstiklal Marşõ okudu. Şu- be Başkanõ Mehmet Tanrıkulu, “Kardeşi kardeşe düşman etmeye uğraşıyorlar. Bugüne kadar başarılı olamadılar, bun- dan sonra da olamayacaklar” dedi. Al- kõşla terörü protesto eden sendika üyele- ri, daha sonra mesailerine başladõ. ? Isparta’da faaliyet gösteren Güver- cin Sevenler Derneği üyeleri, güvercin uçurarak saldõrõyõ protesto etti. ? Türk Harb-İş, Birleşik Metal-İş ve Çağdaş Yaşamõ Destekleme Derneği ve Çukurova Gazeteciler Cemiyeti de ya- yõmladõklarõ bildiriyle saldõrõyõ kõnadõk- larõnõ açõkladõlar. ? Eğitim-İş Sendikasõ ise terörü la- netlemek için bugünden itibaren 1 haf- ta süresince tüm okullarda siyah kurde- le takma eylemi yapacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Aktütün sõnõr karakoluna yapõlan saldõrõ, Washington yönetiminin Irak’taki güvenlik sorumluluğunu bir kez daha gündeme taşõdõ. Washington yö- netiminden aksi yönde açõklamalar geliyor olsa da ABD, BM Güvenlik Konseyi’nin 1483 sayõ- lõ kararõ doğrultusunda bu yõl sonuna kadar Irak’taki tüm terörist faaliyetlerin önlenmesin- den sorumlu bulunuyor. Edinilen bilgilere gö- re, Aktütün sõnõr karakoluna yapõlan saldõrõnõn hemen sonrasõnda Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn Tür- kiye’nin Washington Büyükelçiliği aracõlõğõyla ABD’ye yaptõğõ uyarõnõn asõl amacõnõ, “Was- hington yönetiminin Irak’ta PKK’ye yöne- lik mücadeledeki sorumluluğunu gündeme getirmek” oluşturdu. Uluslararasõ hukuka ve BM Güvenlik Konseyi’nin 2003 yõlõndan sonra aldõğõ kararlara göre, Irak’taki güvenlik koşul- larõnõn birinci derecede sorumluluğunu ABD taşõyor. Bu kararlar doğrultusunda ABD hem “işgal gücü” hem de “Irak’taki koalisyon güçlerinin lideri” sõfatõnõ taşõdõğõ için, ABD yönetiminin ülkedeki terörist yapõlanmalar ve yasadõşõ gruplarla mücadelede önceliği bulunu- yor. Ancak Washington yönetimi Irak’taki gü- venlik ve terörle mücadele sorumluluğunu hem merkezi yönetimine hem de bölgesel Kürt yö- netimine aktarõp özellikle PKK ile mücadele alanõnda faaliyet göstermek istemiyor. Bu çer- çevede ABD yönetimi geçen yõlõn ilk yarõsõn- dan itibaren özellikle Kuzey Irak’taki güvenlik sorumluluğunu yerel yönetimin kolluk güçleri- ne bõrakmaya başlamõştõ. ABD ilk aşamada Irak’õn bölgesel Kürt yönetiminin denetiminde bulunan Dohuk, Erbil ve Süleymaniye’nin gü- venliğini peşmergelere devretti. Hatta devre ilişkin anlaşmayõ “Kürdistan Bölgesi Başka- nı” sõfatõyla Mesud Barzani’yle imzalayõp Türkiye’ye, “bundan sonra sorumluluk böl- gesel Kürt yönetiminde” mesajõ da vermişti. Yapõlan resmi açõklamada “Irak’ın kuzeyin- deki bölgesel yönetim, bölgenin Irak hükü- metinin otoritesi altına tamamıyla girişinin altını çizmek için bir devir teslim töreni dü- zenleyecek” denilerek Türkiye’nin güvenliğin devir teslimine olumlu yaklaşmasõna zemin ha- zõrlanmõştõ. ABD güçleri K.Irak’tan önce de Necef, Muthanna, Zi Kar ve Misan’õn güvenli- ği Irak merkezi yönetimine devredilmişti. An- cak güvenlik devir tesliminden sonra, Irak hü- kümetiyle yapõlan ikili güvenlik anlaşmasõ ve yürütülen temaslara karşõn bölgesel Kürt yöne- timi Türkiye’nin PKK ile mücadeledeki bek- lentilerini karşõlamadõğõ gibi ABD’nin Irak’ta- ki temsilcileri de Barzani nezdinde girişimde bulunmadõ. Eğer aksi yönde bir anlaşmaya va- rõlmazsa ABD yönetiminin Irak’a ilişkin so- rumluluğu 2009 yõlõ başõnda sona erecek. Böy- lece terörle mücadeleye ilişkin sorumluluk ta- mamen Irak merkezi hükümetinin eline geçmiş olacak. Washington’dan aksi yönde açõklamalar geliyor olsa da BM Güvenlik Konseyi’nin 1483 sayõlõ kararõ doğrultusunda bu yõl sonuna kadar Irak’taki tüm terörist faaliyetlerin önlenmesinden sorumlu ADANA ÇANAKKALE Gözaltına alınan protestocular serbest ‘Kahrolsun PKK AKP istifa’ Kamu-Sen’in Adana’da yaptığı yürüyüşte PKK’ye tepkiler dile getirildi, hükümete istifa çağrısı ya- pıldı. Kamu-Sen Temsilcisi Ka- mil Köse, “Ey ülkemizi yönetenler yeter artık kendinize gelin” dedi. (Fotoğraflar: SAVAŞ KÜRKLÜ) Aktütün’de gönüllü çalõşacaklar Yozgat’ın Boğazlıyan ilçesinde 4 inşaat ustası, Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde bulunan ve PKK’lı teröristlerin saldırısı sonucunda 15 as- kerin şehit olduğu Aktütün Jandarma Sınır Ka- rakolu’nun taşınması ve inşaatında gönüllü ola- rak çalışmak için kaymakamlığa başvurdu. Çanakkale’de çeşitli sivil toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcilerinin katılımıyla Cumhuriyet Meydanı’nda terörü lanet ve şehitleri anma mitingi düzenlendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle