02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 6 EKİM 2008 PAZARTESİ 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER AÇI MÜMTAZ SOYSAL Karşılaştırmanın Sonucu AMERİKA, ki dünyanın en güçlü devleti sayı- lır ve demokrasisiyle, özgürlük aşkıyla, hukuk say- gısıyla övünür; öyle bir devlet, çıkarları gerektirince gücünü kullanmakta tereddüt etmez, demokra- si, özgürlük, hukuk kavramlarını bahane edip başkalarının tepesine biner. “Çıkarları” ise, aslın- da, Ortadoğu petrolünü denetim altında tutmak gibi düpedüz “gasp” sayılabilecek türden işlerdir. Dahası, bunları yapmak için elindeki muazzam ola- nakları kullanırken dünya kamuoyuna sunduğu ge- rekçeler kuyruklu yalanlardan ibaret olabilmekte. Irak’ın iki kez istila edilmesi, yakılıp yıkılması, mü- zelerine varıncaya kadar soyulması, Saddam’ın astırılması hep “kitle imha silahları” gerekçesine dayandırılmadı mı? Ülke didik didik arandı; hani, nerede o kitle imha silahları? Türkiye, ki yedi düvelden kurtarabildiği top- raklarda çağdaş bir devlet kurarken iç ve dış bal- talamalarla uğraşmak zorunda kalmıştır; şimdi başına bir de PKK belası musallat edilmiştir. Ba- tılı ülkelerdeki çeşitli çevrelerin PKK’ye destek ver- mesi bir yana, komşusunu işgal eden ABD ve kuk- lası yerel ve yönetimler içlerinde barındırdıkları ay- rılıkçı terör örgütüne karşı etkili hiçbir önlem al- mamış, tam tersine sudan bahanelerle o örgütü koruma anlamına gelen sinsi bir edilginliği sür- dürmüşlerdir. On beş şehitli son karakol saldırı- sında ağır silahların devreye sokulması, sınır ötesi toprakların Türkiye’yi bölücü bir siyasal çö- züme mecbur etmek için kullanıldığını gösteren en açık delildir; o halde, asıl sorumlular işgalci ABD ve emrindeki Iraklı kuklalar değil midir? Kendine saygısı olan hiçbir devlet, böyle bir karşılaştırmanın ortaya koyduğu gerçekler ışığında daha fazla hareketsiz kalamaz. Gereken mutlaka yapılmalıdır. Yapılmazsa, ABD’nin iste- diği çizginin dışına çıkmaktan ödü kopan iktida- ra karşı duyulan güvensizliğin Silahlı Kuvvetler’e de sıçraması gibi son derece sakıncalı bir sonu- ca varmak isteyenler çoğalacaktır. Bu açıdan bakılırsa, kışın ağır koşullarında gerçekleştirilen sıcak takibin kısa kesilip temizlenen araziden çabuk çıkılmasındaki yanlışlığın bir kez daha yinelenmemesi gerekiyor. Artık, iyi hazır- lanmış ve Kandil Dağı’nı da çevreleyecek biçim- de güneydoğuya sarkıtılmış yeni harekâtın kalıcı sonuçlara yönelmesi kaçınılmazlaşmıştır. Türki- ye’ye rağmen yaratılan tablo, zaten cihan harbi sonrasının ağır koşullarında zorla kabul ettirilmiş mantıksız bir sınır çizgisini düzeltmek için kulla- nılması gereken bir fırsat sayılmalı, öyle bir sonuç alınmadan o topraklar bırakılmamalı. Türkiye’nin takınabileceği tek tutum bu. Böyle bir tutuma kim ne diyebilir? Daha doğru- su, ağzını açacak olana söylenecek söz yok mudur? Kim kimi işgalcilikle suçlayabilir? İncirlik Üssü’ne kurulan ABD mi? Gümrük Bir- liği’ni aparan AB mi? Falkland Adaları söz konu- su olunca dünyanın öbür ucuna donanma yolla- yan İngiltere mi? En ufak kıpırdanışta Gürcistan’ın üstüne yürüyen Rusya mı? [email protected] E ski ve tarihi değeri olan eserlerin, yeni şehir planlarõ içinde aynen korunmasõna bütün dünyada büyük önem verilmektedir. Bu nedenle, 1975 yõlõ, Avrupa Konseyi tarafõndan mimari mirasõn korunmasõ yõlõ olarak ilan edilmiş ve konunun önemini be- lirtmek için çeşitli etkinlikler yapõl- mõştõr. Öncelikle belediyelerin ve çevre halkının, konunun önemine inandırılması gereklidir. Bu çalışma büyük bir masraf gerektirmez. Çev- renin temiz tutulmasının, doğanın korunmasının, tarihi eserlerin ko- runmasının önemine herkesin inan- ması, inandırılması için çaba göste- rilmesi zorunludur. Turist, doğa güzellikleri, tarihi yapıtları, temiz ha- vası olan yerleri arar. Yeni yeşil alanlar, park ve bahçeler kazanõlmasõ da, turistik potansiyel yö- nünden önemlidir. Park, bahçe ve ye- şil alanlarõn, nehir, göl ve denizlerin te- miz tutulmasõ, kirli maddelerin buralara atõlmamasõ konusunda inanç birliği sağlanmalõdõr. Vatandaşlar arasõnda ülke severlik, dayanõşma, yaşadõğõ beldeye ve ülkesine yararlõ olma duy- gularõnõn geliştirilmesi sayesinde bu ko- nuda başarõ sağlanabilir. Şehirlerin güzelliği ile ilgili, birçok görevin be- lediyelere verilmiş olduğu görülmek- tedir. Genel temizlikle ilgili bütün hiz- metler kentsel altyapõ hizmetlerini yapmak, imar, su ve kanalizasyon hiz- metlerini yürütmek, ağaçlandõrma, park ve yeşil alanlar yapmak, katõ atõklarõn toplanmasõ, taşõnmasõ, ayrõş- tõrõlmasõ, geri kazanõmõ, ortadan kal- dõrõlmasõ ve depolanmasõ ile ilgili bü- tün hizmetleri yapmak ve yaptõrmak gi- bi görevler belediyelere verilmiştir. Bu görevlerden, belediyelerin özel- likle eski eserler ve çevre korumasõn- da en büyük sorumluluk taşõyan kamu tüzelkişisi olduğu sonucunu ortaya çõ- karabiliriz. Bu görevi başarõ ile yürüt- melerinde, imar planlarõnõ yapma ve uy- gulama yetkileri önemli bir araç ve et- kendir. 1930 tarihli, 1593 sayõlõ Genel Hõfzõssõhha Kanunu ile, belediyelere halkõn sağlõğõ ve çevre sorunlarõ ile il- gili birçok önemli görevler verilmiştir. Sözü geçen kanunun 20. maddesine gö- re belediyeler yenilecek içilecek şey- leri kontrol etme, temiz su getirme, ge- nel yerlerde halkõn sağlõğõna zarar ve- ren nedenleri ortadan kaldõrma, bula- şõcõ hastalõklarla savaş vb. gibi görev- leri yapmakla yükümlüdür. 237. mad- deye göre, belediyelerin içme sularõnõn içilmeye elverişli hale getirilmesi, 239. maddeye göre kuyu ve sarnõçlarõn kul- lanõlmaya elverişli hale getirilmesi, 241. maddeye göre içilmesi zararlõ olan sularõn bulunduklarõ yerlere “içil- mesinin zararlı olduğunu” gösteren levhalar asõlmasõ, 242. maddeye göre dere, nehir, çay ve çeşmelerin kirlen- mesine sebep olacak çalõşmalara engel olunmasõ, fabrika sularõnõn zararlarõ gi- derilmeden nehir ve derelere akõtõl- masõna engel olunmasõ gibi görevler be- lediyelere verilmiştir. Yine Hõfzõssõh- ha Kanunu’nun 244. maddesine göre lağõm ve kirli sularõn dere, çay ve ne- hirlere, fenni sakõncasõ olmadõğõ sap- tanmadõkça akõtõlmasõ yasaktõr. Şehre giriş yerlerinde özellikle turistik mev- simlerde danõşma bürolarõ bulunmalõ- dõr. Belediyeler beldelerinin sokak isimlerini içeren birer şehir planõnõn ha- zõrlanmasõnõ sağlamalõdõr. Maalesef Türkiye’de bu büyük bir noksanlõktõr. Büyük şehirlerimizde de sokak cadde bulma, hatta bileni bulmak zordur. Taksiler bile bilmiyor. Batõ şehirlerin- de her taksi şoförünün elinde çalõştõğõ şehrin planõ vardõr. Sizi boş yere do- laştõrmadan aradõğõnõz adrese götü- rür. Uluslararasõ turizm hareketlerinin yoğunlaştõğõ ve turistlerin en çok rağ- bet ettikleri ülke olma izlenimi görü- len ülkemizde, turistik yörelerin altyapõ sorunlarõ büyük önem arz etmektedir. Ayrõca zararlõ böceklerle mücadele, ara- zöz, vidanjör ve çöp kamyonu temini gibi konularda da yeterli destek gere- kir. Yeterli ve nitelikli içme ve kul- lanma suyu sağlanmasõ önemli bir ko- nudur. 24 saat suyu sürekli akmayan bir turistik tesis düşünülemez. Su sorunu bazõ belediye, kasaba ve köylerin tek başõna çözümleyebilecekleri bir sorun olmaktan çõkmõştõr. Tarihi Eserlerin Korunmasõ ve Şehirleşme Sorunlarõ... Prof. Dr. Nuri TORTOP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle