Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
4 EKİM 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
SAĞLIK 7
18. Dünya
Cerrahlar
Kongresi
İstanbul Haber
Servisi - Gastroenteroloji
ve Genel Cerrahi
Derneği, ilgili 9 ulusal
dernek ve Hacettepe
Üniversitesi işbirliğince
8-11 Ekim 2008 tarihleri
arasõnda 18. Dünya
Genel Cerrahlar,
Gastroenterologlar ve
Onkologlar Kongresi
düzenlenecek. İstanbul
Lütfi Kõrdar Kongre
Merkezi’nde yapõlacak
kongreye Japonya,
İtalya, Almanya,
Hindistan,
Avusturya’lõnõn da
aralarõnda bulunduğu
210’u yabancõ olmak
üzere toplam 400
konuşmacõ katõlacak.
‘Yılın Kanser
Örgütü Ödülü’
İstanbul Haber
Servisi - Türk Kanser
Araştõrma ve Savaş
Kurumu Genel Başkanõ
Prof. Dr. Tezer Kutluk,
102 ülkeden 322 üye
kanser örgütünün üye
olduğu Dünya Kanser
Örgütü’nün, 27
Ağustos’ta Cenevre’de
yapõlan genel kurul
toplantõsõnda “Yõlõn
Kanser Örgütü
Ödülü”nü aldõ. Prof. Dr.
Kutluk’a, ödülünü UICC
Stratejik lideri Prof.
Helene Sancho Garnier
verdi. Avustralya
Kanser Örgütü’nden Dr.
Jeff Dunn, Türk Kanser
Araştõrma ve Savaş
Kurumu’nun 1947
yõlõndan bu yana
Türkiye’de birçok
başarõlõ ilke imza
attõğõnõ, bu birikimini ve
başarõsõnõ Umut Evi,
Hasta Kongreleri,
Dünya Kanser
Kongreleri gibi
uluslararasõ
işbirliklerinde de
gösterdiğini söyledi.
Yaşlılık ve idrar
kaçırma...
İstanbul Haber
Servisi - Yaş ilerledikçe
tuvalete gitme ihtiyacõnõn
artmasõ idrar kesesinin
yaşlandõkça küçüldüğü
kanõsõna neden olduğu,
ancak yapõlan
araştõrmalarõn bu kanõnõn
doğru olmadõğõnõ ortaya
çõkardõğõ belirtildi.
Anadolu Sağlõk
Merkezi’nden Kadõn
Hastalõklarõ ve Doğum
Uzmanõ Doç. Dr. Fatih
Güçer, “Yõllardõr
yaşlandõkça, mesanenin
küçüldüğü düşünülürdü.
Ancak bu düşüncenin
doğru olmadõğõ
kanõtlandõ” dedi. Güçer,
bu durumun “Aşõrõ aktif
mesane” olarak
adlandõrõldõğõnõ kaydetti.
Çağın veremi
Diyabet...
İstanbul Haber
Servisi - Yapõlan
araştõrmalar dünyada
diyabet (şeker)
hastalarõnõn sayõsõnõn
246 milyonu bulduğunu
bu rakamõn ülkemizde
de yaklaşõk 3.5 milyon
olduğu ve her yõl buna
250 bin yeni vakanõn
eklendiği ifade ediliyor.
Dünya Sağlõk Örgütü
(WHO) ve BM
tarafõndan “salgın
hastalık” olarak ilan
edilen diyabetin
tedavisinin devam
ettiğini belirten
uzmanlar, diyabetin her
zaman belirti
vermediğini,
önümüzdeki yõllarda
her 10 erişkinden
birinin diyabete
yakalanabileceği
uyarõsõnda bulundular.
Araştõrmanõn göre,
diyabet hastalarõ
Türkiye’nin yetişkin
nüfusunun yarõsõnõn
diyabetli olduğunu
düşünürken diyabet
hastalarõnõn yüzde 91’i
hastalõğõnõ “şeker
hastalığı” olarak
tanõmlõyor.
Sistemdeki aksaklõklar nedeniyle nakillerin zamanõnda yapõlamamasõ can kaybõna neden oluyor
İliknakliaçmazõbüyüyorSİBEL BAHÇETEPE
AKP hükümetinin sõk sõk sağlõkta
devrim niteliğinde ilerlemeler kat et-
tiklerini yinelemesine karşõn kemik ili-
ği nakillerinin zamanõnda yapõlma-
masõ nedeniyle hastalar birer birer ya-
şamõnõ yitiriyor. Dakikalarõn hatta
saniyelerin bile hayati önem taşõma-
sõ söz konusuyken hastalarõn test so-
nuçlarõ için 6 ay ile 1 yõl beklemek zo-
runda kalmasõ, hematolog ve hemşi-
re yetersizliği, ilaç alõmõndaki bürok-
ratik engeller gibi birtakõm problem-
ler hastalarõn mağduriyetlerini arttõ-
rõyor. Hastalar yetkililerin bir an ön-
ce harekete geçmesini isterken, uz-
manlar ise Sağlõk Bakanlõğõ’nõn Ulu-
sal Doku Bilgi Bankasõ’nõ bir an ön-
ce kurmasõ gerektiğini söylüyorlar.
Kemik iliği nakilleri akut kan kan-
serlerinde (AML, ALL), doğumsal ba-
zõ kansõzlõklarda (ağõr akdeniz ane-
misi), bazõ doğumsal metabolizma
hastalõklarõnda, lenf kanserlerinin ve
ilaç tedavisine yanõt vermeyen kronik
lösemi (KKL, KML) gibi hastalõkla-
rõn tedavisinde kullanõlõyor. Dünya-
da 40 yõla yakõn bir süredir, ülkemizde
de 30 yõldõr yapõlan kemik iliği na-
killeri hastanelerdeki altyapõ ve fi-
ziksel eksiklik ile personel sayõsõndaki
azlõklar, Sosyal Güvenlik Kuru-
mu’nun verdiği paket fiyat uygula-
masõ gibi birçok nedenden dolayõ
hastalarõn mağduriyetlerine yol açõyor.
Nakillerin yapõldõğõ İstanbul, İzmir,
Ankara, Adana, Trabzon, Kayseri il-
lerinde nakiller kamu ve üniversite
hastaneleriyle sõnõrlõ kalõrken hasta-
lar mağduriyetlerinin giderilmesini is-
tiyorlar. Hastalar, yetkililerin kendi-
lerine yardõm eli uzatmamasõndan
yakõnõyorlar.
‘Hematolog sayısı yetersiz’
Ankara Üniversitesi İç Hastalõklarõ
ve Hematoloji Bilim Dalõ Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Muhit Özcan, kemik
iliği nakillerinin yeteri kadar yapõla-
mamasõnõ fiziksel, altyapõ ve perso-
nel eksikliklerine bağlayarak, “2006
yılında Türkiye’de toplam 803,
2007’de 955 nakil yapılmış. Bütün
olanaksızlara karşın yüzde 20 bir
artış var” dedi. Hematologlarõn sa-
yõca yetersizliğinden yakõnan Prof.
Özcan, “Türkiye’de yaklaşık 200
hematolog var. İngiltere’de ve Al-
manya’da bu oran binlerin üze-
rinde. Bizdeki rakam ortalama 750
dolayında olmalı” açõklamasõnõ yap-
tõ. Kemik iliği nakillerinde yetişmiş
özel hemşirelerin olmasõ gerektiğini
kaydeden Özcan, kemik iliği nakil-
lerinde yaşanan bir diğer sõkõntõnõn
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK)
verdiği paket fiyatõ uygulamasõ ol-
duğuna değindi.
Özcan, SGK’nin verdiği paket fiyat
uygulamasõnõn hastalarõn tüm mas-
raflarõnõ karşõlamada çok yetersiz
kaldõğõna dikkat çekerek, “Paket
program düzenlenirken ilgili der-
neklerle, üniversitelerle bir araya
gelinerek fiyat belirlenmelidir” di-
ye konuştu.
Kemik iliği nakli hastalarõnõn ilaç-
larõnõ alõrken de birtakõm bürokratik
engellerle karşõlaştõğõnõ anõmsatan
Özcan, “Hastaların önündeki en-
geller kalkmalı, en kısa zamanda
kemik iliği bankası projesi hayata
geçirilmelidir” dedi.
Kemik iliği nakillerinin zamanõnda yapõlamamasõnõ
fiziksel, altyapõ ve personel yetersizliğine bağlayan
Prof. Dr. Özcan, “En kõsa zamanda kemik iliği
bankasõ projesi hayata geçirilmelidir” dedi.
İstanbul Haber Servisi - Diş he-
kimleri 10 Ekim’den itibaren eyleme
hazõrlanõyor.
Türk Diş Hekimleri Birliği (TDB)
Başkanõ Celal Korkut Yıldırım, Sağ-
lõk Bakanlõğõ’na bağlõ ağõz ve diş mer-
kezlerinde verilen düşük kaliteli ve
devlet bütçesine yüksek maliyetli sis-
temin, diş hekimlerini olduğu kadar
halkõ da zarara uğrattõğõna dikkat çe-
kerek bu kapsamda hükümetle
2003’ten bu yana görüşmeler yaptõk-
larõnõ, son olarak 17-18 Eylül’de yet-
kililere sunduklarõ projenin de sonuç
vermediğini bildirdi. Yõldõrõm, 10
Ekim’den itibaren sokak eylemlerine
başlayacaklarõnõ açõkladõ.
2007- 2008’de Sağlõk Bakanlõğõ
kadrosunda çalõşmak üzere bakanlõğa
başvuran 246 diş hekiminin yüzde
72’sinin muayenehane sahibi olduğu-
nu ve bunlarõn bakanlõğa bağlõ mer-
kezlere yönlendirilmesinin yanlõş ol-
duğunu anõmsatan Yõldõrõm, yatõrõm-
larõn yerinde değerlendirilmesi gerek-
tiğini söyledi. AKP hükümetinin ağõz
ve diş sağlõğõ programõnõn gerek hiz-
met sunucu gerekse kullanõcõ için ağõr
yükler getirdiğine işaret eden Yõldõ-
rõm, hazõrladõklarõ projenin serbest ça-
lõşan hekimlerden hizmet alõnmasõ ile
ağõz ve diş sağlõğõ hizmetlerini temel
alan bir programõ içerdiğini belirtti.
Marmara Üniversitesi (MÜ) ile
TDB’nin ortaklaşa yaptõğõ “Hasta
memnuniyeti araştırması”nõn sonuç-
larõnõ da açõklayan Yõldõrõm, toplumun
yüzde 58’inin ağõz ve diş sağlõğõ hiz-
metlerinden memnun olmadõğõnõn, diş
hekimlerinin yüzde 80’inin stres altõn-
da çalõştõğõnõn, hekimlerin yüzde
80’inin çocuklarõnõn mesleklerini de-
vam ettirmesini arzulamadõğõnõn orta-
ya çõktõğõnõ belirtti. Bakanlõğa bağlõ
ünitelerde toplumun ihtiyaç duyduğu
diş çekiminin yüzde 11, kanal tedavi-
sinin yüzde 3, protezlerin ise ancak
yüzde 10’unun karşõlanabildiğine dik-
kat çekildi.
EYLEM HAZIRLIĞI
Diş hekimleri
sokağaçõkõyor
İŞYERİ ŞARTLARI ETKEN
İşyeri stresi
sağlõğa
mal oluyor
MELTEM YILMAZ
Uzmanlar, bankacõ, borsacõ, doktor, avu-
kat, gazetecilik gibi mesleklerde stres kay-
naklõ ülser, kabõzlõk, depresyon, bel fõtõğõ, hi-
pertansiyonun ortaya çõktõğõnõ kaydetti.
Kişinin işinden dolayõ maruz kaldõğõ şartlar
nedeniyle sağlõk durumunda meydana gelen
bozukluklar olarak tanõmlanan meslek hasta-
lõklarõ, stresin yoğunlaşmasõ ile işverenlerin
çalõşma ortamõndaki şartlarõ gereğince yerine
getirmemesi nedeniyle her geçen gün daha
fazla insanõ etkiliyor. Psikolog Ayşe Elif Or-
hon, en fazla stres kaynaklõ meslek hastalõk-
larõnõn ortaya çõktõğõnõ belirterek bankacõ,
borsacõ, doktor, avukat ile gazetecilerde akut
gastrit, ülser, kabõzlõk, panik atak, depresyon,
uyku bozukluklarõ, egza-
ma, sedef, saç dökül-
meleri, bel fõtõğõ,
hipertansiyo-
nun görüldü-
ğünü söyledi.
Orhon, stres kay-
naklõ meslek has-
talõklarõnõn sorum-
luluk taşõyan mes-
leklerde oluş-
tuğuna dikkat
çekerek “Bireysel çalışmanın ön planda ol-
duğu, beklenmedik projelerin ortaya çıktı-
ğı, belirli rutin bir çalışma planı olmayan
iş alanlarında stres kaynaklı meslek hasta-
lıkları oluşabilir. Ancak burada dikkat
edilmesi gereken, kişinin stresle baş ede-
mediğinde bu hastalıkların kronikleşebile-
ceğidir” dedi. Orhon, etkili zaman kullanõmõ,
planlõ davranõş biçimi, problem çözebilme
yeteneği gibi faktörlerin stres kaynaklõ mes-
lek hastalõklarõnõn önüne geçebileceğini be-
lirtti. Diğer bazõ önemli meslek hastalõklarõ
ise şöyle sõralandõ:
Tarõm işçilerinde, güneşe aşõrõ maruz kal-
maktan, deri kanseri; tahõlla uğraşmaktan ak-
tinomikoz; at ve büyükbaş hayvanlarla ilgi-
lenmekten şarbon, verem; fiziki gerilmeler-
den ötürü de sayõsõz ağrõ ve sancõ çeşitleri gö-
rülebiliyorken dalgõçlarda caisson hastalõğõ
(vurgun), cam üfürücülerinde katarakta sõkça
rastlanõyor. Kozmetikle uğraşanlarda derma-
tit (deri üst tabakasõnda oluşan alerji), din ve
siyaset adamlarõnda gõrtlak iltihabõ, kot işçi-
lerinde silikoz, radyasyon teknikerlerinde
kan kanseri ile radyasyon hastalõğõ. Meslek
hastalõklarõnõn tanõsõnõn yalnõzca SSK Mes-
lek Hastalõklarõ Hastanesi’nde konulabildiği
belirtiliyor.
Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR
Geçen hafta, 11-14 Eylül’de Sof-
ya’da yapõlan uluslararasõ bir toplantõ ile
ilgili haberler bu sütunlarda yayõmlan-
dõ. Orada ortaya konulan bilimsel ge-
lişmeleri Bilim Teknoloji yayõmlayacak.
Ben burada toplantõnõn ilgi çeken bazõ
başka yönlerine değinmek istiyorum.
Bulgaristan 8.5 milyon nüfusa sahip
bir ülke. Avrupa Birliği’ne üye oldu, ora-
dan çarpõcõ bazõ izlenimler aktarmak is-
tiyorum. Sofya’da bizim İstanbul’u ara-
tacak feci bir trafik var; şehre girdikten
sonra otelimizi 2.5 saatte bulabildik. Nü-
fusun yüzde 65’inin Bulgar, yüzde 22-
24 Roman, yüzde 10-12’sinin Müslüman
ve Türk olduğunu öğrendik. Kas hasta-
lõklarõ sõklõğõ en çok Roman gruptaymõş.
Bulgaristan’da Sovyetlerin dağõlmasõn-
dan sonra kapitalist bir düzenin başladõğõ
biliniyor. Levayõ hâlâ kullanõyorlar ama
Avro da geçerli.
Bir hemşirenin aylõğõ 180 Avro, öğ-
retmenin 250, doktorun 300, Üniversi-
te profesörünün 350. Fiyatlar bizdekine
çok yakõn. Bir apartman dairesinin kirasõ
300-350.
Peki nasõl geçiniyorlar? Cevap; aile-
de birden fazla kişi çalõşõyor, ek iş ya-
põyorlar. Rüşvet de çok yaygõn. Romanya
ve Litvanya’da benzer cevaplar aldõğõ-
mõ hatõrlõyorum. Hani Özal’õn benim me-
murum işini bilir diye özetlediği çözü-
mün bir benzeri. Sosyalizmden kapita-
lizme geçişten kaynaklanan manzaralar
bunlar. Ama toplantõ boyunca Bulgar
meslektaş ve bilim insanlarõndan dinle-
diklerimiz ve çalõşma ve araştõrmalarõn
düzeyi hiç küçümsenecek gibi değil.
O dönemden bazõ şeyleri (eğitim gi-
bi) ilkel kapitalizme ve mafyatik geliş-
melere karşõn koruyabildikleri anlaşõlõ-
yor. Kongrenin açõlõş konuşmasõnõ dev-
let başkanõnõn eşi (First Lady) yaptõ. So-
runu iyi özümsediğini gösteren ve bu
yönden zengin içerikli bir konuşma idi
bu.
Gelişmiş ülkelerin engelliler ve onla-
rõn insanca yaşamasõ için yaptõklarõnõ yõl-
lardõr ilgi ile ve gõpta ile izlerim. Bu de-
fa da öyle oldu. Evlerde, mutfakta, ban-
yoda, tuvalette yapõlan türlü çeşitli adap-
tasyonlardan tutun, gelişen teknoloji-
lerden yararlanarak engellilere verilen
destek çok çarpõcõ. Örneğin, klavyeyi ek-
rana taşõyarak, göz hareketleri ile bilgi-
sayar kontrolü sağlayarak yapõlanlarõ,
marifetli tekerlekli sandalyeleri, robot-
larõ bizim engelli gençlerle birlikte kõs-
kançlõkla izledik. Joy stick ile bir parmak
dokunuşu ile tekerlekli sandalye hareketi
sağlanabiliyor. Danimarka’da bir en-
gelliye 24 saat yardõmcõ sağlanõyor ve ay-
da 12 bin kronluk destek veriliyor. Ama
en çok kõskandõğõm İtalya’da Milano’da
kurulan ve NEMO adõ verilen kas has-
talarõna multidisipliner hizmet veren
20 yataklõ hastane oldu. Bu yaklaşõmdan
daha önce söz etmiştim. Kas hastalarõ-
na nörologdan başka ortopedist, kardi-
yolog, fizik tedavi uzmanõ, göğüs has-
talõklarõ uzmanõ, genetik uzmanõ, fizyo-
terapist ve diyetisyen lazõm. Bütün bu
uzmanlarõ bir araya getiren bir organi-
zasyon iyi bir bakõm için zorunlu işte bu
zorunluluk ancak böylesi bir hastanede
gerçekleştirilebilir. Burada tam gün ça-
lõşma öngörülüyor. Biz bu olanaktan
yoksunuz. Bu zorunluluğu anlatabile-
ceğiniz bir makam yoktur bu ülkede.
Sağlõk Bakanlõğõ, benim Türkiye Kas
Hastalõklarõ Derneği adõna yönelttiğim
bir soruyu bir yõlõ aşan bir süreden beri
cevaplandõramõyor. “Akupunktur ge-
netik kas hastalıklarında yarar sağlar
mı?” diye soruyorum. Yanõt yok. Çün-
kü icrayõ tababet yerine icrayõ habaset ya-
panlarõ kõnayacak cesareti ve tarafsõzlõ-
ğõ yok bakanlõğõn.
Ayrõca halk sağlõğõna yönelik ve en-
gelli kişilere kaliteli hizmet götürecek
projelere ayõracak ne akla ne dirayete ne
de niyete sahip. Dostum Atabek’in be-
lirttiği gibi Sağlõkta Dönüşüm adõ altõn-
da devlet okullarõ gibi devlet hastanele-
rini de güçsüz kõlõp özel hastaneleri
desteklemek bir AKP politikasõdõr. Ta-
bii bu da yandaş özel hastaneler için ge-
çerli. Yazõyõ yurdumuzdan engellilerle
ilgili olumlu bir haberle bitireyim. İs-
tanbul’a 500 tane, tekerlekli sandalyeli
kişileri alõp taşõyabilecek otobüs getirildi
ve trafiğe çõktõ. Büyükşehir Belediye-
si’nin engellileri randevu ile taşõyacak 50
tane minibüsü var. Dileriz ki tüm bina-
larõmõz yollarõmõz ve kaldõrõmlarõmõz çok
gecikmeden onlar için ulaşõlabilir ve kul-
lanõlabilir hale gelsin.
Not: Demokrasi karşõtlõğõnõn ve ne-
redeyse faşizmin en seçkin örneklerini
veren Erdoğan’õn şahsõnda ve kişili-
ğinde demokrasi umudu keşfedip yõl-
lardõr Kemalizme ve Ulusalcõlõğa saldõ-
ran soldan dönme liberal takõm acaba Er-
tuğrul Özkök’ün ve Cüneyt Ülse-
ver’in geçmişteki aymazlõklarõ ile ilgi-
li itirafõna benzer içtenlikle bir özeleştiri
yapabilir mi?
coskunoz@superonline.com
Engelleri Aşmak
Troid hastalõğõna karşõ ‘atom tedavisi’nin başarõ oranõ yüzde 90’lara ulaşõyor
Radyoaktiftedavibaşarılıoluyor
SİBEL BAHÇETEPE
Tiroid kanserlerinin yüzde 95’inin te-
davisinde kullanõlan ve halk arasõnda
“atom tedavisi” diye bilinen radyoaktif
iyot tedavisinin başarõ oranlarõnõn yüz-
de 90’larda olduğu belirtiliyor. İlaç ve
ameliyat tedavisine uygun olmayan ya
da bu tedavilere yanõt vermeyen has-
talara uygulanan atom tedavisinin ko-
lay ve basit bir tedavi olduğu, son yõl-
larda giderek yaygõnlaştõğõ belirtiliyor.
Atom tedavisinin dünyada ilk kez
1942 yõlõnda Amerika’da, Türkiye’de
ise Nükleer Tõbbõn kurucusu Prof. Dr.
Suphi Artunkal tarafõndan 1954 yõ-
lõnda Cerrahpaşa Tõp Fakültesi’ne
bağlõ Haseki Tedavi Kliniği’nde uy-
gulanmaya başlandõğõ, son 10-15 yõl-
dõr da etkin biçimde kullanõldõğõ be-
lirtiliyor. Okmeydanõ Eğitim ve Araş-
tõrma Hastanesi Nükleer Tõp Klinik Şe-
fi Dr. Tevfik Özpaçacı, atom tedavi-
sinin kolay ve basit bir tedavi olduğunu
belirterek, “Hastaların anestezi gibi
özel müdahaleye ihtiyaçları yok,
kesin sonuç alınıyor” dedi. Yõlda
1500 hastanõn tedavi olduğunu belir-
ten Özpaçacõ, tedavide radyoaktif
maddeyi hastanõn hap şeklinde ağõz yo-
luyla aldõğõnõ ve kõsa sürede bunun
emilerek tiroit bezinde toplandõğõnõ,
yaydõğõ beta õşõnlarõ ile hastalõklõ böl-
geyi yok ettiğini söyledi. Özpaçacõ, te-
davide hastalarõn hamile olmamasõ ve
süt vermemesi gerektiğinin altõnõ çi-
zerek, “Bu tedaviyi gören hastaların
diğer hastalardan hiçbir farkı bu-
lunmuyor. Hastaların dikkat etme-
si gereken aldıkları radyoaktifi baş-
kalarına bulaştırmamak bu da tü-
kürük ya da idrarla oluyor. Onun
için hastaları uyarıyoruz, idrarını sa-
ğa sola bulaştırma gibi. Gerekli ted-
birler alındığı için kıyafetlerinde
de bir özellik olması gerekmiyor
yani geldiği kıyafetiyle dışarı çıka-
biliyor” dedi. Tiroid kanserlerinin
yüzde 95’inin tedavisinin atomla ya-
põldõğõnõ dile getiren Özpaçacõ atom te-
davisini “bıçaksız ameliyat” olarak ni-
teledi. Tedaviden kesin sonuç alõndõ-
ğõnõ anõmsatan Özpaçacõ, sonuçlarõn da
1- 1.5 ayda elde edildiğini kaydetti.
Atom tedavisinde dikkat
edilmesi gerekenler:
Hastaneye yatmadan önce tedavinin etkin-
liğini arttırmak için belli bir süre iyotlu tuz,
her türlü deniz ürünleri, pekmez, diyet ek-
mekleri, çikolata ve soyalı ürünlerin tüketil-
memesi gerektiği belirtiliyor. Tedavi sonra-
sında hastaların en az 1 hafta gebelerden ve
10 yaş altı çocuklardan uzak durmaları, 1
hafta eve misafir kabul edilmemesi, odada
tek başına yatılması, kullanılan çatak, bıçak,
kaşık gibi malzemeler ile havlu ve çamaşırla-
rın ayrı yıkanması gerektiği ifade ediliyor.
İ L A Ç T Ü K E T İ M İ
Antibiyotikler
birinci sõrada
İstanbul Haber Servisi - İlaç tüketiminde
geçen yõllarda ilk beşe giremeyen onkoloji
ilaçlarõ, son iki yõldõr dördüncü sõrayõ alõyor.
Sõralamada antibiyotikler yüzde 17’lik payla
birinci sõrayõ alõrken Türkiye’de kişi başõ ilaç
tüketiminin yõllõk 126 dolar olduğu belirlendi.
Abdi İbrahim İlaç Firmasõ Yönetim Kurulu
Başkanõ Nezih Barut, Türkiye’de eşdeğer
ilaçlarõn yeterince tüketilmediği-
ni söyledi.
Türkiye’de en çok tüketilen
ilaçlar sõralamasõnda büyük de-
ğişiklikler yaşanõyor.
2006’ya kadar en çok tüketi-
len ilaçlar sõralamasõnda ilk
5’e giremeyen onkoloji ilaç-
larõ, 2007’den itibaren yüzde
7.8’lik payla dördüncü sõra-
ya yerleşti. Sõralamada anti-
biyotikler yüzde 17’lik payla
birinci sõrayõ aldõ. Kalp ve
damar, romatizma, onkoloji
ile sinir sistemi ilaçlarõ, Türki-
ye’de en çok tüketilen ilaçlar
arasõnda gösteriliyor. İlaç firmasõ
Abdi İbrahim’in Yönetim Kurulu Başkanõ Ba-
rut, patent süresi dolmuş orijinal ilaçla aynõ et-
ken maddeyi içeren ilaç anlamõna gelen “eşde-
ğer ilacın”, Türkiye’deki tüketiminin yeterli
olmadõğõnõ savundu. Yüksek fiyatlõ orijinal ila-
cõn etkin alternatifi olarak konumlandõrõlan eş-
değer ilaçlarõn orijinaline kõyasla yarõ yarõya
düşük fiyatlõ olmasõna karşõn Türkiye’deki
doktorlarõn bunlarõ önermediğine dikkat çeken
Barut, “Eşdeğer ilaçların daha iyi tanıtılma-
sı gerekiyor” dedi.
İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikasõ (İEİS)
verilerine göre, geçen yõl Türkiye’de reçeteli
ilaç pazarõnda 11 milyar YTL (6.2 milyar Av-
ro) değerinde 1.3 milyar kutu ilaç satõşõ ger-
çekleşti. Bir önceki yõla göre tutar bazõnda
yüzde 17, kutu bazõnda ise yüzde 10 büyüme
kaydeden Türkiye ilaç pazarõnõn ithalat oranõ
ise yüzde 16 artarak 3.52 milyar dolara ulaştõ.
Tedavi gören hastanın bir süre izolee ortamda kalması önemli.