Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
İflaslar birbirini izliyor, Amerikan ma-
li sisteminin krizi derinleşiyor; kamuoyuna
bankaların aşırı yüksek kârları, hileli iş-
lemleri, spekülatörlerin ve banka çalı-
şanlarının yüksek kazançları saçılıyor…
Ama reel ekonominin bir gerçeği de aynı an-
da muazzam ölçüde işliyor. İşte iflaslarla be-
zenen kapitalist ekonomi tablosunun gri
renkli fırça izlerinden biri:
Gıda fiyatları yükselirken Avrupa Komisyo-
nu, geçen hafta 2009 yılı için gıda yardımı yıl-
lık bütçesinin 300 milyon Avro’dan 500 milyona
yükseltilmesini önerdi. 2006’da bu düzenle-
meden 13 milyon Avrupalı yurttaş yararlanmıştı.
Halbuki şimdi, 43 milyon kişinin gıda yoksul-
luğu tehlikesi içinde olduğu tahmin ediliyor. (Le
Monde, 19 Eylül 2008)
Bir yanda reel ekonomiyle bağı kopmuş gi-
bi gözüken, sınırsız, muazzam kazanç ve kâr-
lar (ABD ve Avrupa basını bunu açgözlülük ola-
rak tanımlıyor). Öte yanda 2. Dünya Sava-
şı’ndan bu yana en yüksek düzeye çıkmış iş-
sizlik ve aşırı büyümüş mutlak açlık sorunu.
Aynı süreç Türkiye için de geçerli.. AKP tam
da bu çelişkinin ürünü olarak iktidara geldi. AKP
hükümeti arazi, para, ihale yoluyla aşırı kazanç
(spekülasyon) elde edilmesinin önündeki ya-
sal, kurumsal engelleri temizlemeyi birinci
dereceden görevi olarak kabul etti. Kamu
varlıkları, özelleştirmeler yolu ile bu göreve da-
hil edildi. Para piyasası, belli riskleri olsa da aşı-
rı kazanç elde etmenin cazip bir alanına yük-
seldi. Buna karşılık reel sektör, gerek serma-
yeler arası gerekse işçiler arasındaki rekabe-
tin yoğunlaştığı bir alan haline geldi. Resmi ve-
riler 2.5 milyon işsizin bu sürece eklendiğini ve
en aşağıda, gözlerimizi kapatamayacağımız
yoksullar kitlesinin genişlediğini ortaya koyu-
yor. Devletin resmi verilerine göre, Türkiye’de
her sabah uyandığında yiyeceği olmayan 700
bin kişi var (TÜİK Yoksulluk Anketi). Aylık ki-
şi başı geliri 165 milyonun altında olan kişi sa-
yısı ise 12 milyon. TÜİK’in yoksul olarak kabul
ettiği kişi sayısı ise 14 milyon ve nüfusun yüz-
de 20’sine karşılık geliyor.
AKP, güne aç başlama ile muazzam spe-
külasyon kazancı arasındaki derin çelişkiyi “se-
falette eşitlik” politikalarını uygulamaya koya-
rak telafi etmiş görünüyor. Telafi mekanizma-
larının sosyal, dinsel boyutları da var kuşkusuz.
Finansmanı ise vergilerden yapılıyor. Vergile-
rin büyük kısmı dolaylı vergilerden oluştuğu-
na göre, yoksulluğun telafisini yine toplumun
çoğunluğu üstlenmiş durumda.
Diğer yandan aşırı kazançların yol açtığı, if-
lasların finansmanının da kaynağı yine aynı büt-
çe. 2001 krizinin henüz net olarak açıklanma-
yan, ama 40 ile 60 milyar dolar arasındaki
iflas maliyetini de dolaylı vergiler-bütçe
yoluyla toplumun çoğunluğu üstlenmek
zorunda kalmıştı. Tabloya reel sektördeki
iflasları da eklemek gerekir.
İktisatçıların birçoğu, uluslararası kapitalist
sistemdeki krizin Türkiye’deki etkilerinin
2001’deki gibi şiddetli olmayacağını ifade
ediyorlar; gerekçeleri ise mali disiplinin (kamu
borçlanmasının kontrolü) bozulmamış olması
ve döviz rezervlerinin nispeten yüksekliği. Ca-
ri açık olarak tanımlanan ödemeler dengesi açı-
ğını risk olarak görseler de finanse edileceği-
ni belirtiyor bu iktisatçıların çoğu. Halbuki
2007’nin son döneminden sonra reel sektör-
deki kâr kitlesinin azalmaya başlaması cari açı-
ğın büyüyeceğine, borç dışında finanse edil-
mesinin imkânsızlaşacağına ve borç maliyeti-
nin artacağına işaret ediyor. En kötüsü, kârlı-
lığın azalacağına dair şüphelerin (beklentilerin)
artmış olması. Üstelik 2001’e göre reel sektör,
sermaye sorunu için dövizle yüksek miktarlarda
borçlanmış durumda. Reel sektördeki kârlılık
sorunu telafi edilmezse, işte o zaman cari açık
mutlak bir sorun haline gelir ve 2001’den çok
daha şiddetli bir kriz söz konusu olur. Bu kez
yabancı bankaların hâkimiyetindeki ekonomi-
de, reel sektörün yeniden dizayn edilmesi ve
yoksullar ile ücretlilerin tepkilerinin başka tür-
lü telafi edilmesi gündeme gelecektir.
Durgunluktan Krize Doğru
‘Sanayiciler
10 dakikanõzõ ayõrõn’
İzmir’e yurtdõşõndan yatõrõmcõ çekmek için tanõtõm
etkinlikleri halkasõna Belçika da eklendi.
Ege Bölgesi Sanayi Odasõ (EBSO) Yönetim Ku-
rulu Başkanõ Tamer Taşkın, odayõ ziyaret edecek
Belçika heyetinin önemli bir fõrsat olduğunu, iş yok-
luğundan yakõnan sanayicilerin mutlaka toplantõ-
ya katõlmalarõ gerektiğini bildirdi.
Daha önce Almanya, İtalya, Avusturya, Hol-
landa’da İzmir’deki yatõrõm avantajlarõnõ anlatan,
İngilizceden İbraniceye kadar 10 değişik dilde “İz-
mir’e yatırım zamanı” adlõ kitabõ hazõrlatan EB-
SO, 7 Ekim Salõ günü Belçika heyetini ağõrlaya-
cak. Taşkõn şunlarõ kaydetti:
“Bizim güçlü olan sektörlerimiz petrokimya
ve kimya, plastik, otomotiv yan sanayi, elektrik-
elektronik, makine, inşaat, gıda, lojistik ve ula-
şım gibi alanlarda işbirliği imkânları var. Bü-
yük sermaye burada zeytin ve zeytinyağı, jeo-
termal enerjiyle ısıtılan seracılık, süt ve süt ürün-
leri ile balıkçılık gibi alanlara da giriyor. Bel-
çikalılar bu sektörlerde de yatırıma gelebilir.
Rüzgârdan elektrik üretimi için Türkiye’de 70
bin türbin izni verilmesi, yine Belçikalı dostla-
rımıza Türk partnerlerle cazip imkânlar suna-
caktır. ‘İş yok, para kazanamõyoruz’ diyen sana-
yiciler Belçika ile işbirliği fırsatını kaçırmamak
için lütfen 10 dakikalarını ayırsınlar.”
Rekabet kültürünü
Anadolu’ya yayacaklar
Rekabet Kurumu Başkanõ Nurettin Kaldı-
rımcı, Türkiye’de rekabet kültürünün yaygõn-
laştõrõlmasõ ve rekabetçi anlayõşõn kurumsal-
laşmasõnõ amaçladõklarõnõ belirterek bu kapsamda
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile
birlikte Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde top-
lantõlar düzenleyeceklerini söyledi.
Kaldõrõmcõ, 12 ilde, TOBB ile birlikte “Re-
kabet Kültürü ve İş Dünyası” başlõğõ altõnda
toplantõlar organize edeceklerini, ilk toplantõnõn
8 Ekim’de Ankara’da yapõlacağõnõ bildirdi.
Ankara’nõn ardõndan, Erzurum, Bursa, Kay-
seri, Gaziantep, İstanbul, Trabzon, Antalya, Ma-
nisa, Samsun ve Kon-
ya’da devam edecek
toplantõlarõn mart ayõna
kadar süreceğini belirten
Kaldõrõmcõ, bunun, Tür-
kiye’de rekabet anlayõ-
şõnõn derinleşmesi ve
kurumsallaşmasõ açõsõndan önemli bir imkân ol-
duğunu kaydetti.
Öte yandan Kaldõrõmcõ, rekabetin ne olup ol-
madõğõnõn ana çizgilerini ortaya koyan ve rekabet
mevzuatõnõn güncellenmiş son halini içeren
“Rekabet El Kitabı”nõn da tamamlanma aşa-
masõna geldiğini, söz konusu kitabõn Rekabet
Kültürü ve İş Dünyasõ toplantõlarõnda bütün ka-
tõlõmcõlara dağõtõlacağõnõ kaydetti.
Kitabõn öncelikle, işletme yöneticilerinin,
KOBİ’lerin ve meslek örgütlerinin temel refe-
rans kaynağõ olacağõnõ ifade eden Kaldõrõmcõ,
böylelikle rekabet kültürü ile işleyişin ve çeşitli
sorularõn cevaplarõnõn da bu kitap aracõlõğõ ile
karşõlanacağõnõ belirtti.
Manisa Sanayi ve Tica-
ret Odasõ verilerinden der-
lenen bilgilere göre, ilde
kayõtlõ 257 tekstil atölye-
sinden sadece 38’i faali-
yette bulunuyor, kalan bö-
lümü ise sadece kâğõt üze-
rinde görülüyor. Çağ Teks-
til şirketi sahibi Bülent Öz-
yolcu, faaliyetini sürdüren
atölyelerin 2002 fiyatlarõyla
fason üretim yaparak ayakta
kalmaya çalõştõklarõnõ be-
lirtti.
İl genelinde 4 bin
500 tekstil işçi-
sinden 3 bini-
nin işini kay-
bettiğini dile
getiren Öz-
yolcu, ucuz
emeğe da-
yalõ üretim
yapan Çin ve Hindistan gibi ülke-
lerin sert rekabetiyle karşõ karşõya
kaldõklarõnõ ifade etti.
Özyolcu, şunlarõ söyledi: “Düşük
kur ve yüksek girdi maliyetleri gi-
bi sorunlarla boğuşmaktayız. Sek-
tördeki sıkıntı sonucu, Manisa’da
Ticaret ve Sanayi Odası’na kayıtlı
257 atölyeden 38’i, 2002 fiyatla-
rıyla fason üretim yaparak ayak-
ta kalmaya çalışıyor. Kalan atöl-
yeler sadece kâğıt üzerinde var ve
yüzlerce işçi işsiz kaldı.
Bugüne kadar, genelde küçük-
ler, yani atölyeler, çoğunlukla da
fason üretim yapan atölyeler ka-
pandı. Sektördeki sıkıntı, büyük-
leri de ciddi biçimde etkilemeye
başladı. Türkiye ya sektörü göz-
den çıkaracak ve yok oluşuna se-
yirci kalacak, ya da gerekli ted-
birleri alarak sektörün yaşamasını
sağlayacak.”
G Ö R Ü Ş
ERHAN BİLGİN İktisatçı
Borçlarõnõ yapõlandõrmak isteyen 70 bin işletme Anadolu Yaklaşõmõ’ndan umduğunu bulamadõ
Sadece 97 KOBİ’ye yaradõ
3 BİN KİŞİ İŞSİZ KALDI
Kooperatif kurup sosyal destek projesinden yararlandõlar
64 köylü çareyi birleşmekte buldu
Erzurum’da, tarõm ve
hayvancõlõktan bekledikle-
ri geliri elde edemeyen Tor-
tum ilçesine bağlõ Tortum-
kale köyü sakinleri, bir ara-
ya gelerek bölgenin en büyük kü-
çükbaş hayvan çiftliklerinden bi-
rini kurmak için çalõşma başlattõ.
Sõnõrlõ Sorumlu Tortumkale Kö-
yü Tarõmsal Kalkõnma Koopera-
tif Başkanõ İhsan Aydın, 2002 yõ-
lõnda kurduklarõ Tarõmsal Kal-
kõnma Kooperatifi çatõsõ altõnda 64
köylünün birleştiğini belirtti.
‘Kırsal Alanda Sosyal Destek
Projesi’nden yararlanmak için
ilgili kurumlara ilettikleri talep-
lerinin kabul edildiğini anlatan
Aydõn, şöyle devam etti:
“Her bir aileye 25 koyun ve
1’er koç satın alınması için fa-
izsiz kredi veriliyor. Biz de mo-
dern bir küçükbaş hayvan çift-
liği kurmaya karar verdik.”
Aydõn, 4 bin 600 metrekarelik
kapalõ alanõ bulunan ahõrlarõn 5 bin
küçükbaş hayvan kapasiteli ola-
cağõnõ belirterek, bu yõl sonuna ka-
dar yapõmõ tamamlanmasõ plan-
lanan ahõrlarõn yapõ-
mõnda işçiliği de köy-
lülerin üstlendiğini
kaydetti. Ahõrlarõn ya-
põlmasõnõn ardõndan
50 fayda sahibine top-
lam 1300 küçükbaş
hayvan dağõtõlacağõnõ
ve bu hayvanlarõn tek
bir merkezde topla-
nacağõnõ anlatan Ay-
dõn, çiftlikte, ayrõca
süt işleme tesisi ku-
rulacağõnõ bildirdi.
Kuruluşu toplam
800 bin YTL’ye mal
olacak çiftliğin, köylünün
gelirini büyük ölçüde artõ-
racağõnõ dile getiren Ay-
dõn, şöyle devam etti:
“Çiftlikte üretilecek et
ve süt ürünleri organik olacak.
Tescillenecek ürünlerimizin sa-
tışını kooperatifimiz aracılığıy-
la pazarlayacağız. ”
Tuğba Kuruyemiş 27 şube ile günde 9 ton satõş yapõyor
Köy işletmesinden
kuruyemiş zincirine...
Güventaş Şirketi nar ekşisi ve defne sabunu da üretiyor
Hatay salçasını
Kanada’ya satıyor...
Aydõn’õn Kardeş Kö-
yü’nde kurulan bir işlet-
meyle yola çõkan ve şimdi-
lerde Türkiye çapõnda 27
şubeye ulaşan, günde 9 ton
ürünün satõldõğõ Tuğba Ku-
ruyemiş’in hedefi, Avru-
pa’da da şube açmak.
Tuğba Kuruyemiş Genel
Müdürü Ramazan Tonkul,
1980’li yõllarõn başõnda
kardeşi Ahmet Tonkul
ile Kardeş Köyü’nde
kurduklarõ işletmey-
le kuruyemiş sek-
törüne girdi. 1988
yõlõna kadar bölge
pazarlarõnda satõş
ve toptan kuru-
yemiş satõşõ faali-
yetlerine devam
ettiklerini ifade
eden Tonkul, ilk
kuruyemiş mağaza-
larõnõ 1988 yõlõnda Ay-
dõn’da Hükümet Bulva-
rõ’nda açtõklarõnõ anlattõ.
Sonraki yõllarda Ege, Mar-
mara ve İç Anadolu bölge-
lerinde şubeler açarak, 27 ku-
ruyemiş mağazasõna ulaş-
tõklarõnõ kaydeden Tonkul,
şöyle konuştu: “Müşteri
memnuniyetinin en üst dü-
zeyde olması adına franc-
hising sistemine geçmedik.
Bütün açtığımız şubeler
kendimizin. Bir aile işlet-
mesi olarak bütünlük arz
ediyor.”
Sattõklarõ ürünlerin yüzde
90’õnõ 6 bin 400 metrekare
kapalõ alana sahip fabrikala-
rõnda ürettiklerini vurgulayan
Tonkul, toptan satõş yapma-
malarõnõ ve ürünlerinin sa-
dece zincir mağazalarõndan
temin edilmesini bir ilke ola-
rak ortaya koyduklarõnõ be-
lirterek “Bizim sloganımız
‘Burada gülümseme hizmet
eder’” dedi.
Yõllõk cirolarõnõn yaklaşõk
15 milyon YTL olduğunu
söyleyen Tonkul, bunun da-
ha da artmasõ için Türkiye
çapõnda ve Avrupa’da şube-
leşme çalõşmalarõnõn de-
vam ettiğini belirtti.
- Fabrikalarõnda 9
kişilik araştõrma,
geliştirme ve
kontrol ekibinin
de görev yaptõ-
ğõnõ ve bu eki-
bin üretilen
ürünlerin damak
tadõnõn ve kali-
tesinin arttõrõl-
masõ üzerine yo-
ğunlaştõğõnõ ifade
eden Ramazan Ton-
kul, ekibin ürün kont-
rolünü de üstlendiğini di-
le getirdi. Ürünlerinin doğal
olmasõna dikkat ettiklerinin
altõnõ çizen Tonkul, şunlarõ
söyledi:
“Aflatoksinli ürünler as-
la firmamıza girmez. Gi-
ren her ürün test edilir.”
Hatay’da faaliyet gösteren
bir firma Ortadoğu’dan Ka-
nada’ya kadar çok sayõda ül-
keye kentin geleneksel sal-
çasõyla girmeyi başardõ.
Güventaş Şirketi ortakla-
rõndan Nail Güven, 2001 yõ-
lõnda kurulan fabrikalarõnda
domates ve biber salçasõn-
dan nar ekşisine, acõ
soslardan turşuya ka-
dar 15 farklõ ürün
hazõrladõklarõnõ
söyledi.
İzmir, Konya
ve Hatay’da bu-
lunan yaklaşõk 5
bin dekarlõk ara-
zilerinde doma-
tes, biber ekimi
yaptõklarõnõ ifade
eden Güven, tüke-
ticiye tarladan sof-
raya kadar her aşama-
sõnda sağlõklõ, güvenilir
ürün sunmak için çalõştõk-
larõnõ kaydetti.
Yaklaşõk 12 bin metreka-
re alan üzerine kurulu fab-
rikalarõnda 25 kişiye istih-
dam sağladõklarõnõ bildiren
Güven, şöyle devam etti:
“Salça çeşitlerimiz, tur-
şularımız ve acı sosları-
mızla yıllık 5 bin tonun
üzerinde ürün hazırlıyo-
ruz. Kendi tarlalarımızda
ekimini yaptığımız ürün-
leri toplayarak fabrika-
mızda işliyoruz. Buraya
b i r
kapıdan
giren domates, biber, nar
diğer kapımızdan paket-
lenmiş halde salça, turşu
ya da nar ekşisi olarak çı-
kıyor. Bu ürünleri Orta-
doğu ülkeleri başta olmak
üzere Kanada, ABD, Al-
manya ve Romanya gibi
ülkelerin sofralarına gön-
deriyoruz. Hijyenik ola-
rak yaptığımız salçaları-
mızın yüzde 50’sini yurt-
dışına ihraç ediyoruz.”
Hatay mutfağõnda ye-
meklerden salatalara bir-
çok yerde kullanõlan nar
ekşisinin tanõtõmõ için
de çalõştõklarõnõ be-
lirten Güven, ge-
çen yõl başladõk-
larõ nar ekşisi üre-
timini yõlda 100
tona çõkardõkla-
rõnõ söyledi.
Marketlerde
satõşõ yapõlan bir-
çok nar ekşisinin
içerisinde limon tu-
zu gibi katkõ mad-
delerinin bulunduğu-
nun altõnõ çizen Güven,
“Bizim hazırladığımız nar
ekşisi tamamen Hatay’ın
damak tadına uygun.
Ürünlerimizde katkı mad-
desi kullanmıyoruz. Şu an
amacımız, iç piyasaya gön-
derdiğimiz nar ekşisini sal-
çada olduğu gibi dünyaya
tanıtmak” diye konuştu.
Manisa’da
tekstil çöktü
REKABET KURUMU - TOBB
Tortumkale köylülerinin hazõrladõklarõ
proje doğrultusunda her bir aileye 25
koyun ve 1’er koç satõn alõnmasõ için
faizsiz kredi veriliyor.
EBSO’DAN ÇAĞRI:
Küçük ve orta ölçekli firmalarõn borçlarõnõn
yeniden yapõlandõrõlmasõnõ öngören “Ana-
dolu Yaklaşımı”nda 40 bini sorunlu 70 bin
KOBİ’den sadece 97’sinin bankalara ve diğer
kredi kurumlarõna olan 47 milyon 154 bin YTL
tutarõndaki borcunun yeniden yapõlandõrõldõğõ
bildirildi.
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Der-
neği (KOBİDER) Genel Başkanõ Nurettin Öz-
genç, firmalardan 17’sinin Akdeniz, 13’ünün
Doğu Anadolu, 12’sinin Ege, 19’unun Gü-
neydoğu Anadolu, 18’inin İç Anadolu, 14’ünün
Karadeniz ve 22’sinin Marmara bölgelerinde ol-
duğunu bildirdi. Özgenç, bunlardan 97 firmanõn
47 milyon 154 bin YTL tuta-
rõndaki borçlarõnõn yeniden ya-
põlandõrõldõğõnõ ifade ederek
“40 bini sorunlu 70 bin KO-
Bİ’den sadece 97’sine faiz in-
dirimi ve taksit imkânı sağlanması oldukça
yetersiz. Kapsamdaki 40 bin firmanın ban-
kalara toplam borcu 1.7 milyar dolar civa-
rında” diye konuştu. Firmalarõn borçlarõnõn ya-
põlandõrõlmasõnõn bir türlü hõz kazanamadõğõnõ
kaydeden Özgenç, “Bu yavaş ilerlemenin ne-
deni de kamu bankalarının işi ağırdan
almalarıdır. Kanun yasalaştığında
KOBİ’lerin endişelendiği gibi özel
sektör bankalarının uygulamaya soğuk
davranış içerisinde olacağı beklenirken
tam aksine bir durumla karşı karşıya kalın-
dı. KOBİ’ler, kamu bankalarından sıcak ilgi
beklerlerken bunun aksine bir durumla işi yo-
kuşa süren taraf oldular.”
“Anadolu Yaklaşõmõ”nda
40 bini sorunlu 70 bin KOBİ’den
sadece 97’sinin bankalara ve
diğer kredi kurumlarõna olan
47 milyon 154 bin YTL tutarõndaki
borcu yeniden
yapõlandõrõldõ.