24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B İflaslar birbirini izliyor, Amerikan ma- li sisteminin krizi derinleşiyor; kamuoyuna bankaların aşırı yüksek kârları, hileli iş- lemleri, spekülatörlerin ve banka çalı- şanlarının yüksek kazançları saçılıyor… Ama reel ekonominin bir gerçeği de aynı an- da muazzam ölçüde işliyor. İşte iflaslarla be- zenen kapitalist ekonomi tablosunun gri renkli fırça izlerinden biri: Gıda fiyatları yükselirken Avrupa Komisyo- nu, geçen hafta 2009 yılı için gıda yardımı yıl- lık bütçesinin 300 milyon Avro’dan 500 milyona yükseltilmesini önerdi. 2006’da bu düzenle- meden 13 milyon Avrupalı yurttaş yararlanmıştı. Halbuki şimdi, 43 milyon kişinin gıda yoksul- luğu tehlikesi içinde olduğu tahmin ediliyor. (Le Monde, 19 Eylül 2008) Bir yanda reel ekonomiyle bağı kopmuş gi- bi gözüken, sınırsız, muazzam kazanç ve kâr- lar (ABD ve Avrupa basını bunu açgözlülük ola- rak tanımlıyor). Öte yanda 2. Dünya Sava- şı’ndan bu yana en yüksek düzeye çıkmış iş- sizlik ve aşırı büyümüş mutlak açlık sorunu. Aynı süreç Türkiye için de geçerli.. AKP tam da bu çelişkinin ürünü olarak iktidara geldi. AKP hükümeti arazi, para, ihale yoluyla aşırı kazanç (spekülasyon) elde edilmesinin önündeki ya- sal, kurumsal engelleri temizlemeyi birinci dereceden görevi olarak kabul etti. Kamu varlıkları, özelleştirmeler yolu ile bu göreve da- hil edildi. Para piyasası, belli riskleri olsa da aşı- rı kazanç elde etmenin cazip bir alanına yük- seldi. Buna karşılık reel sektör, gerek serma- yeler arası gerekse işçiler arasındaki rekabe- tin yoğunlaştığı bir alan haline geldi. Resmi ve- riler 2.5 milyon işsizin bu sürece eklendiğini ve en aşağıda, gözlerimizi kapatamayacağımız yoksullar kitlesinin genişlediğini ortaya koyu- yor. Devletin resmi verilerine göre, Türkiye’de her sabah uyandığında yiyeceği olmayan 700 bin kişi var (TÜİK Yoksulluk Anketi). Aylık ki- şi başı geliri 165 milyonun altında olan kişi sa- yısı ise 12 milyon. TÜİK’in yoksul olarak kabul ettiği kişi sayısı ise 14 milyon ve nüfusun yüz- de 20’sine karşılık geliyor. AKP, güne aç başlama ile muazzam spe- külasyon kazancı arasındaki derin çelişkiyi “se- falette eşitlik” politikalarını uygulamaya koya- rak telafi etmiş görünüyor. Telafi mekanizma- larının sosyal, dinsel boyutları da var kuşkusuz. Finansmanı ise vergilerden yapılıyor. Vergile- rin büyük kısmı dolaylı vergilerden oluştuğu- na göre, yoksulluğun telafisini yine toplumun çoğunluğu üstlenmiş durumda. Diğer yandan aşırı kazançların yol açtığı, if- lasların finansmanının da kaynağı yine aynı büt- çe. 2001 krizinin henüz net olarak açıklanma- yan, ama 40 ile 60 milyar dolar arasındaki iflas maliyetini de dolaylı vergiler-bütçe yoluyla toplumun çoğunluğu üstlenmek zorunda kalmıştı. Tabloya reel sektördeki iflasları da eklemek gerekir. İktisatçıların birçoğu, uluslararası kapitalist sistemdeki krizin Türkiye’deki etkilerinin 2001’deki gibi şiddetli olmayacağını ifade ediyorlar; gerekçeleri ise mali disiplinin (kamu borçlanmasının kontrolü) bozulmamış olması ve döviz rezervlerinin nispeten yüksekliği. Ca- ri açık olarak tanımlanan ödemeler dengesi açı- ğını risk olarak görseler de finanse edileceği- ni belirtiyor bu iktisatçıların çoğu. Halbuki 2007’nin son döneminden sonra reel sektör- deki kâr kitlesinin azalmaya başlaması cari açı- ğın büyüyeceğine, borç dışında finanse edil- mesinin imkânsızlaşacağına ve borç maliyeti- nin artacağına işaret ediyor. En kötüsü, kârlı- lığın azalacağına dair şüphelerin (beklentilerin) artmış olması. Üstelik 2001’e göre reel sektör, sermaye sorunu için dövizle yüksek miktarlarda borçlanmış durumda. Reel sektördeki kârlılık sorunu telafi edilmezse, işte o zaman cari açık mutlak bir sorun haline gelir ve 2001’den çok daha şiddetli bir kriz söz konusu olur. Bu kez yabancı bankaların hâkimiyetindeki ekonomi- de, reel sektörün yeniden dizayn edilmesi ve yoksullar ile ücretlilerin tepkilerinin başka tür- lü telafi edilmesi gündeme gelecektir. Durgunluktan Krize Doğru ‘Sanayiciler 10 dakikanõzõ ayõrõn’ İzmir’e yurtdõşõndan yatõrõmcõ çekmek için tanõtõm etkinlikleri halkasõna Belçika da eklendi. Ege Bölgesi Sanayi Odasõ (EBSO) Yönetim Ku- rulu Başkanõ Tamer Taşkın, odayõ ziyaret edecek Belçika heyetinin önemli bir fõrsat olduğunu, iş yok- luğundan yakõnan sanayicilerin mutlaka toplantõ- ya katõlmalarõ gerektiğini bildirdi. Daha önce Almanya, İtalya, Avusturya, Hol- landa’da İzmir’deki yatõrõm avantajlarõnõ anlatan, İngilizceden İbraniceye kadar 10 değişik dilde “İz- mir’e yatırım zamanı” adlõ kitabõ hazõrlatan EB- SO, 7 Ekim Salõ günü Belçika heyetini ağõrlaya- cak. Taşkõn şunlarõ kaydetti: “Bizim güçlü olan sektörlerimiz petrokimya ve kimya, plastik, otomotiv yan sanayi, elektrik- elektronik, makine, inşaat, gıda, lojistik ve ula- şım gibi alanlarda işbirliği imkânları var. Bü- yük sermaye burada zeytin ve zeytinyağı, jeo- termal enerjiyle ısıtılan seracılık, süt ve süt ürün- leri ile balıkçılık gibi alanlara da giriyor. Bel- çikalılar bu sektörlerde de yatırıma gelebilir. Rüzgârdan elektrik üretimi için Türkiye’de 70 bin türbin izni verilmesi, yine Belçikalı dostla- rımıza Türk partnerlerle cazip imkânlar suna- caktır. ‘İş yok, para kazanamõyoruz’ diyen sana- yiciler Belçika ile işbirliği fırsatını kaçırmamak için lütfen 10 dakikalarını ayırsınlar.” Rekabet kültürünü Anadolu’ya yayacaklar Rekabet Kurumu Başkanõ Nurettin Kaldı- rımcı, Türkiye’de rekabet kültürünün yaygõn- laştõrõlmasõ ve rekabetçi anlayõşõn kurumsal- laşmasõnõ amaçladõklarõnõ belirterek bu kapsamda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile birlikte Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde top- lantõlar düzenleyeceklerini söyledi. Kaldõrõmcõ, 12 ilde, TOBB ile birlikte “Re- kabet Kültürü ve İş Dünyası” başlõğõ altõnda toplantõlar organize edeceklerini, ilk toplantõnõn 8 Ekim’de Ankara’da yapõlacağõnõ bildirdi. Ankara’nõn ardõndan, Erzurum, Bursa, Kay- seri, Gaziantep, İstanbul, Trabzon, Antalya, Ma- nisa, Samsun ve Kon- ya’da devam edecek toplantõlarõn mart ayõna kadar süreceğini belirten Kaldõrõmcõ, bunun, Tür- kiye’de rekabet anlayõ- şõnõn derinleşmesi ve kurumsallaşmasõ açõsõndan önemli bir imkân ol- duğunu kaydetti. Öte yandan Kaldõrõmcõ, rekabetin ne olup ol- madõğõnõn ana çizgilerini ortaya koyan ve rekabet mevzuatõnõn güncellenmiş son halini içeren “Rekabet El Kitabı”nõn da tamamlanma aşa- masõna geldiğini, söz konusu kitabõn Rekabet Kültürü ve İş Dünyasõ toplantõlarõnda bütün ka- tõlõmcõlara dağõtõlacağõnõ kaydetti. Kitabõn öncelikle, işletme yöneticilerinin, KOBİ’lerin ve meslek örgütlerinin temel refe- rans kaynağõ olacağõnõ ifade eden Kaldõrõmcõ, böylelikle rekabet kültürü ile işleyişin ve çeşitli sorularõn cevaplarõnõn da bu kitap aracõlõğõ ile karşõlanacağõnõ belirtti. Manisa Sanayi ve Tica- ret Odasõ verilerinden der- lenen bilgilere göre, ilde kayõtlõ 257 tekstil atölye- sinden sadece 38’i faali- yette bulunuyor, kalan bö- lümü ise sadece kâğõt üze- rinde görülüyor. Çağ Teks- til şirketi sahibi Bülent Öz- yolcu, faaliyetini sürdüren atölyelerin 2002 fiyatlarõyla fason üretim yaparak ayakta kalmaya çalõştõklarõnõ be- lirtti. İl genelinde 4 bin 500 tekstil işçi- sinden 3 bini- nin işini kay- bettiğini dile getiren Öz- yolcu, ucuz emeğe da- yalõ üretim yapan Çin ve Hindistan gibi ülke- lerin sert rekabetiyle karşõ karşõya kaldõklarõnõ ifade etti. Özyolcu, şunlarõ söyledi: “Düşük kur ve yüksek girdi maliyetleri gi- bi sorunlarla boğuşmaktayız. Sek- tördeki sıkıntı sonucu, Manisa’da Ticaret ve Sanayi Odası’na kayıtlı 257 atölyeden 38’i, 2002 fiyatla- rıyla fason üretim yaparak ayak- ta kalmaya çalışıyor. Kalan atöl- yeler sadece kâğıt üzerinde var ve yüzlerce işçi işsiz kaldı. Bugüne kadar, genelde küçük- ler, yani atölyeler, çoğunlukla da fason üretim yapan atölyeler ka- pandı. Sektördeki sıkıntı, büyük- leri de ciddi biçimde etkilemeye başladı. Türkiye ya sektörü göz- den çıkaracak ve yok oluşuna se- yirci kalacak, ya da gerekli ted- birleri alarak sektörün yaşamasını sağlayacak.” G Ö R Ü Ş ERHAN BİLGİN İktisatçı Borçlarõnõ yapõlandõrmak isteyen 70 bin işletme Anadolu Yaklaşõmõ’ndan umduğunu bulamadõ Sadece 97 KOBİ’ye yaradõ 3 BİN KİŞİ İŞSİZ KALDI Kooperatif kurup sosyal destek projesinden yararlandõlar 64 köylü çareyi birleşmekte buldu Erzurum’da, tarõm ve hayvancõlõktan bekledikle- ri geliri elde edemeyen Tor- tum ilçesine bağlõ Tortum- kale köyü sakinleri, bir ara- ya gelerek bölgenin en büyük kü- çükbaş hayvan çiftliklerinden bi- rini kurmak için çalõşma başlattõ. Sõnõrlõ Sorumlu Tortumkale Kö- yü Tarõmsal Kalkõnma Koopera- tif Başkanõ İhsan Aydın, 2002 yõ- lõnda kurduklarõ Tarõmsal Kal- kõnma Kooperatifi çatõsõ altõnda 64 köylünün birleştiğini belirtti. ‘Kırsal Alanda Sosyal Destek Projesi’nden yararlanmak için ilgili kurumlara ilettikleri talep- lerinin kabul edildiğini anlatan Aydõn, şöyle devam etti: “Her bir aileye 25 koyun ve 1’er koç satın alınması için fa- izsiz kredi veriliyor. Biz de mo- dern bir küçükbaş hayvan çift- liği kurmaya karar verdik.” Aydõn, 4 bin 600 metrekarelik kapalõ alanõ bulunan ahõrlarõn 5 bin küçükbaş hayvan kapasiteli ola- cağõnõ belirterek, bu yõl sonuna ka- dar yapõmõ tamamlanmasõ plan- lanan ahõrlarõn yapõ- mõnda işçiliği de köy- lülerin üstlendiğini kaydetti. Ahõrlarõn ya- põlmasõnõn ardõndan 50 fayda sahibine top- lam 1300 küçükbaş hayvan dağõtõlacağõnõ ve bu hayvanlarõn tek bir merkezde topla- nacağõnõ anlatan Ay- dõn, çiftlikte, ayrõca süt işleme tesisi ku- rulacağõnõ bildirdi. Kuruluşu toplam 800 bin YTL’ye mal olacak çiftliğin, köylünün gelirini büyük ölçüde artõ- racağõnõ dile getiren Ay- dõn, şöyle devam etti: “Çiftlikte üretilecek et ve süt ürünleri organik olacak. Tescillenecek ürünlerimizin sa- tışını kooperatifimiz aracılığıy- la pazarlayacağız. ” Tuğba Kuruyemiş 27 şube ile günde 9 ton satõş yapõyor Köy işletmesinden kuruyemiş zincirine... Güventaş Şirketi nar ekşisi ve defne sabunu da üretiyor Hatay salçasını Kanada’ya satıyor... Aydõn’õn Kardeş Kö- yü’nde kurulan bir işlet- meyle yola çõkan ve şimdi- lerde Türkiye çapõnda 27 şubeye ulaşan, günde 9 ton ürünün satõldõğõ Tuğba Ku- ruyemiş’in hedefi, Avru- pa’da da şube açmak. Tuğba Kuruyemiş Genel Müdürü Ramazan Tonkul, 1980’li yõllarõn başõnda kardeşi Ahmet Tonkul ile Kardeş Köyü’nde kurduklarõ işletmey- le kuruyemiş sek- törüne girdi. 1988 yõlõna kadar bölge pazarlarõnda satõş ve toptan kuru- yemiş satõşõ faali- yetlerine devam ettiklerini ifade eden Tonkul, ilk kuruyemiş mağaza- larõnõ 1988 yõlõnda Ay- dõn’da Hükümet Bulva- rõ’nda açtõklarõnõ anlattõ. Sonraki yõllarda Ege, Mar- mara ve İç Anadolu bölge- lerinde şubeler açarak, 27 ku- ruyemiş mağazasõna ulaş- tõklarõnõ kaydeden Tonkul, şöyle konuştu: “Müşteri memnuniyetinin en üst dü- zeyde olması adına franc- hising sistemine geçmedik. Bütün açtığımız şubeler kendimizin. Bir aile işlet- mesi olarak bütünlük arz ediyor.” Sattõklarõ ürünlerin yüzde 90’õnõ 6 bin 400 metrekare kapalõ alana sahip fabrikala- rõnda ürettiklerini vurgulayan Tonkul, toptan satõş yapma- malarõnõ ve ürünlerinin sa- dece zincir mağazalarõndan temin edilmesini bir ilke ola- rak ortaya koyduklarõnõ be- lirterek “Bizim sloganımız ‘Burada gülümseme hizmet eder’” dedi. Yõllõk cirolarõnõn yaklaşõk 15 milyon YTL olduğunu söyleyen Tonkul, bunun da- ha da artmasõ için Türkiye çapõnda ve Avrupa’da şube- leşme çalõşmalarõnõn de- vam ettiğini belirtti. - Fabrikalarõnda 9 kişilik araştõrma, geliştirme ve kontrol ekibinin de görev yaptõ- ğõnõ ve bu eki- bin üretilen ürünlerin damak tadõnõn ve kali- tesinin arttõrõl- masõ üzerine yo- ğunlaştõğõnõ ifade eden Ramazan Ton- kul, ekibin ürün kont- rolünü de üstlendiğini di- le getirdi. Ürünlerinin doğal olmasõna dikkat ettiklerinin altõnõ çizen Tonkul, şunlarõ söyledi: “Aflatoksinli ürünler as- la firmamıza girmez. Gi- ren her ürün test edilir.” Hatay’da faaliyet gösteren bir firma Ortadoğu’dan Ka- nada’ya kadar çok sayõda ül- keye kentin geleneksel sal- çasõyla girmeyi başardõ. Güventaş Şirketi ortakla- rõndan Nail Güven, 2001 yõ- lõnda kurulan fabrikalarõnda domates ve biber salçasõn- dan nar ekşisine, acõ soslardan turşuya ka- dar 15 farklõ ürün hazõrladõklarõnõ söyledi. İzmir, Konya ve Hatay’da bu- lunan yaklaşõk 5 bin dekarlõk ara- zilerinde doma- tes, biber ekimi yaptõklarõnõ ifade eden Güven, tüke- ticiye tarladan sof- raya kadar her aşama- sõnda sağlõklõ, güvenilir ürün sunmak için çalõştõk- larõnõ kaydetti. Yaklaşõk 12 bin metreka- re alan üzerine kurulu fab- rikalarõnda 25 kişiye istih- dam sağladõklarõnõ bildiren Güven, şöyle devam etti: “Salça çeşitlerimiz, tur- şularımız ve acı sosları- mızla yıllık 5 bin tonun üzerinde ürün hazırlıyo- ruz. Kendi tarlalarımızda ekimini yaptığımız ürün- leri toplayarak fabrika- mızda işliyoruz. Buraya b i r kapıdan giren domates, biber, nar diğer kapımızdan paket- lenmiş halde salça, turşu ya da nar ekşisi olarak çı- kıyor. Bu ürünleri Orta- doğu ülkeleri başta olmak üzere Kanada, ABD, Al- manya ve Romanya gibi ülkelerin sofralarına gön- deriyoruz. Hijyenik ola- rak yaptığımız salçaları- mızın yüzde 50’sini yurt- dışına ihraç ediyoruz.” Hatay mutfağõnda ye- meklerden salatalara bir- çok yerde kullanõlan nar ekşisinin tanõtõmõ için de çalõştõklarõnõ be- lirten Güven, ge- çen yõl başladõk- larõ nar ekşisi üre- timini yõlda 100 tona çõkardõkla- rõnõ söyledi. Marketlerde satõşõ yapõlan bir- çok nar ekşisinin içerisinde limon tu- zu gibi katkõ mad- delerinin bulunduğu- nun altõnõ çizen Güven, “Bizim hazırladığımız nar ekşisi tamamen Hatay’ın damak tadına uygun. Ürünlerimizde katkı mad- desi kullanmıyoruz. Şu an amacımız, iç piyasaya gön- derdiğimiz nar ekşisini sal- çada olduğu gibi dünyaya tanıtmak” diye konuştu. Manisa’da tekstil çöktü REKABET KURUMU - TOBB Tortumkale köylülerinin hazõrladõklarõ proje doğrultusunda her bir aileye 25 koyun ve 1’er koç satõn alõnmasõ için faizsiz kredi veriliyor. EBSO’DAN ÇAĞRI: Küçük ve orta ölçekli firmalarõn borçlarõnõn yeniden yapõlandõrõlmasõnõ öngören “Ana- dolu Yaklaşımı”nda 40 bini sorunlu 70 bin KOBİ’den sadece 97’sinin bankalara ve diğer kredi kurumlarõna olan 47 milyon 154 bin YTL tutarõndaki borcunun yeniden yapõlandõrõldõğõ bildirildi. Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Der- neği (KOBİDER) Genel Başkanõ Nurettin Öz- genç, firmalardan 17’sinin Akdeniz, 13’ünün Doğu Anadolu, 12’sinin Ege, 19’unun Gü- neydoğu Anadolu, 18’inin İç Anadolu, 14’ünün Karadeniz ve 22’sinin Marmara bölgelerinde ol- duğunu bildirdi. Özgenç, bunlardan 97 firmanõn 47 milyon 154 bin YTL tuta- rõndaki borçlarõnõn yeniden ya- põlandõrõldõğõnõ ifade ederek “40 bini sorunlu 70 bin KO- Bİ’den sadece 97’sine faiz in- dirimi ve taksit imkânı sağlanması oldukça yetersiz. Kapsamdaki 40 bin firmanın ban- kalara toplam borcu 1.7 milyar dolar civa- rında” diye konuştu. Firmalarõn borçlarõnõn ya- põlandõrõlmasõnõn bir türlü hõz kazanamadõğõnõ kaydeden Özgenç, “Bu yavaş ilerlemenin ne- deni de kamu bankalarının işi ağırdan almalarıdır. Kanun yasalaştığında KOBİ’lerin endişelendiği gibi özel sektör bankalarının uygulamaya soğuk davranış içerisinde olacağı beklenirken tam aksine bir durumla karşı karşıya kalın- dı. KOBİ’ler, kamu bankalarından sıcak ilgi beklerlerken bunun aksine bir durumla işi yo- kuşa süren taraf oldular.” “Anadolu Yaklaşõmõ”nda 40 bini sorunlu 70 bin KOBİ’den sadece 97’sinin bankalara ve diğer kredi kurumlarõna olan 47 milyon 154 bin YTL tutarõndaki borcu yeniden yapõlandõrõldõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle