Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
4 EKİM 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Varlığın Anahtarı...
Sabahın körpe çiçekleri gülümsüyor bugün...
Bir bulut kalkıyor başımın üzerinden. Mavi bir
gün el sallıyor gençlere.
Rüzgârın atları mahmuzladığı bir sonbahar
sabahında, parlak günlerin tortusuyla avunma za-
manı başladı artık.
Varlığın anahtarını, karanlığın en uzak köşe-
lerinden bulup çıkarmak gibi yaşam!
Yalanın dolanın geçerli olduğu, çalıp çırpmanın
olağan sayıldığı bir dönemden geçiyor Türkiye...
Din pazarlamacılarının, siyaset cambazlarının
camileri örgüt evi olarak kullandığı, tetikçi ka-
lemşorların Başbakan’ın uçağında ağırlandığı bir
Türkiye var karşımızda.
Acımasızlığın, ispiyonculuğun baştacı edildiği
bir Türkiye...
Bir sonbahar sabahında çocukları düşünüyo-
rum...
Mavi tebeşirle çizilmiş evleri, Bingöl’den Bat-
man’a uzanan yolları, Malatya çarşısında dola-
şan işsiz gençleri, Diyarbakır caddelerinde cik-
let, kâğıt mendil satan bebeleri...
Harran Ovası’ndaki genç kızları, onların yürek-
lerinde sakladıkları aşkları...
Töre cinayeti denilen bağnazlığın, aşiret toplu-
munun, şeyhlerin, şıhların ürettiği ölüm vadi-
lerini...
Başlık parasını, Karadeniz’e fındık toplamaya
giden kadınları, erkekleri...
Kusursuz bir acıyla, öfkeyle tümleşen bakışları!
Sevinci ve gözyaşını!
Bugün bilinmeyen bir kentin kapısını açmaya ça-
lışıyorum. Yaşamı kucaklamak, umudun adresini
öğrenip oralara gitmek için.
Akan suya, esen yele, çiçeklenmiş düşlere ge-
reksinimi var Türkiye’nin!
Balıkesir’de TKP’li gençlerin dergi satmaları-
nı engelleyen faşist düşünce karşısında suspus
olan dönekler topluluğu, demokrasi ve özgür-
lükler üzerine kalem oynatıyorlar.
Bir buçuk milyon kız çocuğu bugün okula git-
miyor, Kuran kurslarında eğitiliyor!
Kız çocukları on yaşında kapanıyor, kara çar-
şafla dolaştırılıyor.
Galina Breitkreuz’un Afganistan gerçeğini
anlatan “Şeriata Karşı Kadınlar” kitabını (Cum-
huriyet Kitapları) okudunuz mu bilmiyorum!
Beş çocuk annesi Kübra’nın, Nesrine’nin, po-
lis memuru Malalay’ın, Meryem’in, Bibi’nin öy-
küleri...
Alman gazeteci Galina’nın Irak ve Nijerya’da
yaptığı röportajları okumuştum daha önce...
Galina’nın “Şeriata Karşı Kadınlar”kitabını
okuyunca Aydınlanma Devrimi’nin mimarı Mus-
tafa Kemal’in 1923’ten ölene dek geçen kısa sü-
rede Türkiye’de kadınlarımıza neler verdiğini bir
kez daha beynime kazıdım.
Demokrasi ve özgürlük!
Bu coğrafyada insanca yaşamak!
Yine daldan dala konuyorum bugün.
Ataol Behramoğlu’nun Cumhuriyet Kitapla-
rı’ndan çıkan “Yurdu Teninde Duymak” kitabı ba-
na bir kuş kanadında Türkiye’yi dolaştırdı...
Türk’üyle, Kürt’üyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Ru-
muyla, Ermenisiyle bu coğrafyada özgürce ya-
şamanın neden güzel olduğuna tanıklık etti.
Bir sevinç yumağına dönüştü içimdeki hüzün
bu sonbahar sabahında...
Ataol’un yüreği Türkiye için çarpar! Marksist kül-
türle bezenmiş bir ozandır o!
Bir ozanın seslenişi, ülkesinin aydınlık gelece-
ğinin kararmaması için çırpınışı her yazısında var-
dır Ataol’un.
Sıvas’tan Fethiye’ye, Edirne’den Van’a dek fo-
toğraflar...
Yanımda müzisyen Haluk Çetin...
Türk, Ermeni, Kürt, Alevi, Sünni...
Sıvas her dilden, her soydan, her dinden, her
mezhepten insanların aynı tarih ve kültür bilinciyle
yaşadıkları bir kentimiz.
Dostça ve barış içinde bir yaşam!
Bu coğrafya, bu tarih ve bu kültür bizim...
Şarkılarımız, türkülerimiz bizim!
Yaşama sarılmak, çocuklarımızı yarınlara taşı-
mak birincil görevimiz!
Bir sonbahar sabahındayım...
Sabahın körpe çiçeklerini sularken Ataol’un di-
zelerinde yitip gidiyorum:
“Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: /
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın,/ ırmaklara, gö-
ğe, bütün evrene karışırcasına / Çünkü ömür de-
diğimiz şey hayata sunulmuş bir armağandır / Ve
hayat, sunulmuş bir armağandır insana”.
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
musakart yahoo.com
Sezer: Siyasi etik
yasası kaçınılmaz
ANKARA (ANKA) -
Türkiye’nin son bir ayõna
damgasõnõ vuran ve
siyasetçilerin de adõnõn
karõştõğõ yolsuzluk
olaylarõ yeni tartõşmalarõ
beraberinde getirdi. Son
tartõşmalarõ değerlendiren
DSP Genel Başkanõ Zeki
Sezer, “Siyasi etik yasasõ
kaçõnõlmaz oldu” dedi.
DSP lideri Sezer,
siyasetteki kirlenmişliğe
dikkat çekti. Bu konuda
hem yasal hem de idari
tedbirlerin alõnmasõ
gerektiğini vurgulayan
Sezer, yerel yönetimlerde
patlak veren yolsuzluk
olaylarõna da işaret etti.
Sezer, “İşin hem yasal ve
idari tedbirlerini almak
gerekiyor. Diğer taraftan
siyasetteki kirlenmişliği
aşacak bir yapõlanmayõ
hayata geçirmek lazõm.
Bu konuda örnek bir parti
var. DSP” diye konuştu.
BDP binasına
saldırı
DİKİLİ
(Cumhuriyet) - İzmir’in
Dikili ilçesinde Barõş ve
Demokrasi Partisi (BDP)
ilçe binasõna yanõcõ
madde atõldõ. Çõkan
yangõn, itfaiye ekipleri
tarafõndan kontrol altõna
alõnarak, söndürüldü.
Dikili İlçe Emniyet
Müdürü Uğur Gün, görgü
tanõklarõnõn 15-16
yaşlarõnda iki kişinin
binanõn camõnõ kõrõp,
içeriye yanõcõ madde
attõklarõnõ söylediklerini
kaydetti.
İlçe başkanlığı
taşlandı
DİYARBAKIR (AA)
- Diyarbakõrda, AKP
Kayapõnar İlçe
Başkanlõğõ binasõna taşlõ
saldõrõda bulunulduğu
bildirildi. AKP
Diyarbakõr İl Başkanõ
Ahmet Öcal, Kayapõnar
İlçe Başkanlõğõ binasõnda
partisinin Diyarbakõr
milletvekilleri Kutbettin
Arzu ve Abdurrahman
Kurt ile düzenlediği
basõn toplantõsõnda, dün
akşam, yüzleri örtülü 4-5
gencin parti binasõ ile
binanõn önündeki
otomobile taşlõ saldõrõda
bulunduğunu söyledi. .
‘20 gün önce
öğrendim’
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Anayasa Mahkemesi
Raportörü Doç. Dr.
Osman Can, Çankaya
Üniversitesi’nde verdiği
Anayasa Hukuku
derslerine son verildiğini
söyledi. Üniversiteyi
“ders saatlerinin ne
zaman olduğunu”
öğrenmek üzere arayan
sekreterine, derslere son
verildiğinin tebliğ
edildiğini anlatan Can,
“20 günlük bir şey, ders
vermeyeceğimi 20 gün
önce öğrendim. Herhangi
bir gerekçe söylemediler”
diye konuştu. Raportör
Can, AKP hakkõndaki
kapatma davasõnõn
gerekçesinin de ay
sonunda
tamamlanabileceğini
ifade etti. Osman Can,
üniversitelere türban
serbestliği getiren
anayasa değişikliğinin
iptali istemiyle açõlan
davada, davanõn
reddedilmesi, AKP
hakkõnda açõlan kapatma
davasõnda da AKP’nin
kapatõlmamasõ yönünde
görüş bildirmişti. Can,
raporlarõnõ da bu yönde
hazõrlamõştõ.
Başbakan Erdoğan başmüzakerecinin değişeceği haberlerini yalanlamadõ
‘Zamanõ gelince açõklarõz’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
Başmüzakereci Ali Babacan’õn de-
ğiştirileceğine ilişkin haberler konu-
sunda, “Gündeme girdiğinde zaten
açıklamalar yapılır ve şu anda biz-
ler AB sürecine yönelik çalışmala-
rımızı kararlı bir şekilde ilgili bakan
arkadaşlarımızla sürdürüyoruz”
dedi. Erdoğan’õn iddialarõ yalanla-
mamasõ dikkat çekti.
Erdoğan, Orta Asya’ya yapacağõ zi-
yaretin ilk durağõ olan Türkmenistan’a
hareketinden önce Esenboğa Havaa-
lanõ’nda gazetecilere açõklamalarda
bulundu. Devlet Başkanõ Gurbangulu
Berdimuhamedov’un davetlisi ola-
rak Türkmenistan’a gittiğini belirten
Erdoğan, daha sonra da Moğolistan
Başbakanõ Sanjaa Bayar’õn daveti
üzerine Moğolistan’a geçeceğini kay-
detti. Türkiye ve Türkmenistan’õ tek
millet, iki devlet olarak gördüklerini
belirten Erdoğan, “Bu anlayış çer-
çevesinde ülkelerimiz arasındaki
güçlü kardeşlik ilişkilerinin, işbir-
liğinin daha da geliştirilmesi için bu
yoğun çabamızı sürdüreceğiz” de-
di.
‘Açıklamamız arkadaşların
performansını etkiler’
Ziyaretin ikinci ayağõnõ oluşturan
Moğolistan’a ikinci kez gittiğini ifa-
de eden Erdoğan, “Ziyaretlerin böl-
gemiz için barış, istikrar ve refaha
katkı sağlayacağına inanıyorum” di-
ye konuştu. Erdoğan, açõklamalarõnõn
ardõndan bir gazetecinin, “Başmü-
zakerecinin değişeceğine ilişkin ha-
berler var, doğru mu?” sorusuna şu
yanõtõ verdi:
“Gündeme girdiğinde zaten açık-
lamalar yapılır ve şu anda bizler,
AB sürecine yönelik çalışmalarımızı
kararlı bir şekilde ilgili bakan ar-
kadaşlarımızla, teknokrat, bürok-
rat arkadaşlarımızla sürdürüyo-
ruz. Böyle bir adımı attığımız anda
bunun zaten açıklamasını yaparız.
Bunun önceden dedikodusunu yap-
manın ben faydalı olduğuna inan-
mıyorum. Bunu doğru da bulmu-
yorum. Çünkü muhataplarımızı
da rahatsız eder, sıkıntıya düşürür.
Şu anda görevli olan arkadaşımızın
da performansını olumsuz etkiler.”
Erdoğan’ın başmüzakerecinin de-
ğişeceğine ilişkin iddiaları yalan-
lamaması dikkat çekti.
MÜZAKERELERİN 3. YILDÖNÜMÜ
3 yılda bir
arpa boyu yol
kadar, hiçbir müzakere
başlõğõnõn kapanmamasõ
kararõ da aldõ. Türkiye’ye
gõda sağlõğõ, istihdam,
vergilendirme, kamu
alõmlarõ gibi her AB ül-
kesinde farklõ olan 13
başlõkta da, ayrõ ayrõ açõ-
lõş kriteri koydu.
Hükümet önem
vermedi
AB’nin bu yaklaşõmõ-
nõn yanõ sõra AKP hükü-
meti de müzakereler ko-
nusunda AB tarafõndan
gerçekleştirilmesi iste-
nenlerin büyük bölümünü
gerçekleştiremedi.
2005 yõlõnda yeniden
yayõmlanmasõ istenen
Ulusal Program geçtiği-
miz ay tamamlanõrken,
İlerleme Raporlarõ’nda
da yer alan AB için yeni
bir kurum oluşturulmasõ
talebi de hiç gündeme
getirilmedi.
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Avrupa
Birliği (AB)-Türkiye üye-
lik müzakarelerinde 3 yõl
geride kaldõ. 3 Ekim
2005’te başlayan müza-
kere sürecinde bir arpa
boyu yol alõnabildi. Tür-
kiye’nin AB ile müzake-
re sürecinde, gerek hü-
kümetin AB’yi birinci
öncelik olarak görme-
mesi, gerekse bazõ birlik
ülkelerinin engelleyici tu-
tumu nedeniyle, 3 yõlda
sadece 8 başlõkta müza-
kere sürecine başlanabil-
di. Kapanan başlõk sayõ-
sõ “1”de kalõrken, müza-
kerelere Türkiye ile baş-
layan Hõrvatistan 20 baş-
lõkta müzakereleri sür-
dürüyor.
Ceza mekanizması
çalıştı
3 Ekim 2005’te Türki-
ye’nin tavizleriyle baş-
layabilen süreçte, 3 yõldõr
ortaya konulan perfor-
mans ise hem AB’yi hem
de Türkiye’deki AB ta-
raftarlarõnõ hayal kõrõklõ-
ğõna uğrattõ.Türkiye, şu
ana kadar sadece 8 baş-
lõkta müzakereye geçer-
ken sadece Bilim-Araş-
tõrma müzakere başlõğõnõ
kapatabildi.
AB, Kõbrõs konusunda
“istediği adımları at-
mayan” Türkiye’yi 2007
yõlõ kapanõş zirvesinde, 8
başlõğõ askõya alarak ce-
zalandõrdõ. Askõya alõnan
başlõklar AB süreci içe-
risinde kilit rol oynayan,
“malların serbest dola-
şımı, iş kurma hakkı ve
hizmet sunumu serbes-
tisi, mali hizmetler, ta-
rım ve kırsal kalkınma,
balıkçılık, taşımacılık
politikası, gümrük bir-
liği ve dış ilişkiler” fa-
sõllarõ oldu. AB bunun
yanõ sõra Türkiye Gümrük
Birliği Ek Protokolü’nü
TBMM’de onaylayana
AB ÖFKE KONTROLÜ VE AİLE İÇİ ŞİDDET GÖRENLER İÇİN 1.5 MİLYON AVRO’LUK KAYNAK AYIRDI
AB’ye ‘sinirli’ girilmeyecek
MAHMUT GÜRER
ANKARA - AB’ye uyum kapsa-
mõnda hazõrlanan Ulusal Program’õn tas-
lağõnda ekonomi ve siyasi unsurlarõn ya-
nõ sõra Türk insanõnõn AB’ye bakõşõnõ,
sinirli yapõsõnõ, öfke kontrolünü ve ai-
le içi şiddet görenlerin psikolojik du-
rumunu düzeltmeye yönelik hazõrlanan
“Ruh Sağlığı Eylem Planı” da yer al-
dõ. Plan kapsamõnda, özellikle öfke
kontrolü ve aile içi şiddet görenlerin re-
habilitasyonu için yaklaşõk 1.5 milyon
Avro’luk AB fonu kullanõlacak. Kent-
lerde devlet hastaneleri bünyesinde
kurulacak Rehabilitasyon Merkezle-
ri’ne başvuran yurttaşlar psikolojik da-
nõşma hizmeti alacak.
Ulusal Program taslağõnda tam say-
fa yer ayrõlan “Ruh Sağlığı Eylem Pla-
nı” herhangi bir yasa değişikliği ya-
põlmadan gerçekleştirilecek. Planõn
amacõ, Ulusal Program’da “Ruh Sağ-
lığı alanında, kurumsallaşmaya al-
ternatif olarak toplumsal tabanlı
hizmetler oluşturulması ve ruh sağ-
lığı bakımı için yeterli miktarda ma-
li kaynağın tesis edilmesinin sağlan-
ması” olarak açõklanõrken, planõn bu yõl
içerisinde yayõmlanmasõ öngörülüyor.
Projeyi yürütecek kurum ise Sağlõk
Bakanlõğõ olacak.
Proje kapsamõnda “Ruh Sağlığı Ey-
lem Planı”nõn açõklanmasõyla birlikte,
ilk olarak Ulusal Ruh Sağlõğõ Politika
Belgesi yayõmlanacak. Belgenin hemen
ardõndan ise Bakõm ve Sosyal Rehabi-
litasyon Merkezi Yönetmeliği hazõrla-
nacak. Yönetmelik kapsamõnda, Sağlõk
Bakanlõğõ, kentlerde bulunan hastane-
lerde, “Rehabilitasyon Merkezleri”
açacak. Bu merkezlerde uzman psiko-
log ve psikiyatrlar görev yapacak. Üc-
retsiz olmasõ öngörülen bu merkezler-
de, öfke kontrolü yaşayan, kendine
zarar verme eğiliminde olan, aile içi şid-
dete başvuran ya da aile içi şiddete ma-
ruz kalan kişiler tedavi görecek. Proje
ile özellikle borç nedeniyle ortaya çõkan
intihar ve cinnet olaylarõnõn da ortadan
kaldõrõlmasõ hedefleniyor.
Bütçe AB’den
Projenin maliyetinin büyük bölümü
ise AB fonlarõndan karşõlanacak. Planõn
bu yõl yayõmlanmasõ beklenirken, ilk
ödenek 2010 yõlõ ulusal bütçesinden 250
bin Avro olarak ayrõlacak. AB’den ise
750 bin Avro destek gelecek. Personel
giderleri ise hükümet tarafõndan karşõ-
lanacak. Proje kapsamõnda 2011 yõlõnõn
sonuna kadar yaklaşõk 1.5 milyon Av-
ro’su AB’den olmak üzere 2.3 milyon
Avro harcama yapõlacak.
Gümrükte de yeşil kriz
SEDAT KURT
DENİZLİ - Denizli’deki yeşilli Türk
bayrağõ krizi dinmedi. CHP Denizli
Merkez İlçe Başkanõ Osman Bartal,
Başbakanlõk’a bağlõ Gümrük Müşavirli-
ği’nin resmi internet sitesine dikkat çe-
kerek “Bu da mı yanlışlıkla konuldu?”
diye sordu.
Denizli’de İl Özel İdaresi ile Gençlik
Spor İl Müdürlüğü’nün birlikte yaptõra-
rak amatör spor kulüplerine dağõttõğõ
eşofmanlar üzerine konulan Türk bay-
rağõnõn ay yõldõzõnõn yeşil renkte olma-
sõ, krize yol açmõştõ. Törene katõlõp eşof-
manlarõ kendi eliyle dağõtmasõna karşõn,
yeşil ay yõldõz skandalõnõ gazete haber-
lerinden öğrendiğini söyleyen Denizli Va-
lisi Yavuz Erkmen, sorumlular hakkõnda
soruşturma açõldõğõnõ duyurmuş, eşof-
manlarõn geri toplanacağõnõ söylemişti.
‘Türk bayrağının içine
yeşil çerçeve’
Bayrak krizinin yankõlarõ sürerken bu
kez CHP Denizli Merkez İlçe Başkanõ
Osman Bartal yazõlõ bir açõklama yapa-
rak, Başbakanlõk’a bağlõ Gümrük Mü-
şavirliği’nin resmi internet sitesine dik-
kat çekti. Bartal, müşavirliğin resmi si-
tesinin sol üst köşesine yerleştirilen
Türk bayrağõnõn içine yeşil çerçeve ya-
põldõğõnõ söylerken, “Bu da mı hata?”
diye sordu. Bartal, açõklamasõnda şu gö-
rüşlere yer verdi:
“Daha ilimizdeki bayrak krizi tam
anlamıyla aşılamamışken, şimdi de
Başbakanlık’a bağlı Gümrük Müşa-
virliği’nin sitesindeki Türk bayrağı ye-
şil çerçeveyle süslenmiş. Bunların ka-
sıtlı olarak yapıldığını düşünüyorum.
Bu hükümet kasıtlı olarak böyle dav-
ranıyor. Yeşil bayrağı âdet haline ge-
tirdiler. Böyle bir olay, teknik hata,
baskı hatası gibi yuvarlak cümlelerle
geçiştirilemez. Yasalarımızda bayra-
ğımızın rengi, şekli, ebatları bellidir.
Gümrük Müşavirliği de Denizli Vali-
liği de Bayrak Kanunu’na harfiyen uy-
mak zorundadır. Yapılan yanlışın
haklı bir sebebi olamaz. Yapılan büyük
hata nedeni ile, yapılan yanlış nedeni
ile kendini suçsuz, hatasız göstermeye
çalışanlar ile ilgili gerekli yasal iş-
lemler acilen başlatılmalıdır. Bu bilinçli
hataları yapanlar cezasız kalmamalı-
dır.”
Denizli’de dağõtõlan formalardaki bayraklarõn rengiyle ilgili soruşturma başlatõlmõştõ