24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Kara Kuvvetleri Komu- tanõ Orgeneral Işık Koşaner, Irak sõnõrõndaki Bayraktepe’ye yönelik terörist saldõrõ sonrasõ Taraf gazetesi ve dinci gazetele- rin gündeme getirdiği iddialarõ te- ker teker yalanladõ. Koşaner, in- sansõz hava aracõ görüntülerinin ve “istihbarat raporu” başlõğõyla yayõmlanan “duyum”larõn 3 Ekim günü Bayraktepe’ye yöne- lik bir saldõrõ olacağõnõn “emaresi olmadığını” vurguladõ. Bayrak- tepe’ye yaklaşõk 150 teröristin saldõrdõğõnõn değerlendirildiğini belirten Koşaner, istihbarat zaa- fõ olmadõğõnõ bildirdi. Koşaner, dün Genelkurmay Karargâhõ’nda 2. Ordu Komu- tanlõğõ’nca Irak sõnõrõndaki Ak- tütün Jandarma Karakolu’nun emniyeti için oluşturulan Bay- raktepe üs bölgesine yapõlan sal- dõrõya ilişkin incelemenin so- nuçlarõnõ açõkladõ. Koşaner, Ta- raf gazetesi ve dinci basõn or- ganlarõnda gündeme getirilen id- dialarõ teker teker açõklamalõ ola- rak yalanladõ. Koşaner, insansõz hava araçlarõndaki (İHA) teknik bazõ özellikleri açõklayarak baş- ladõğõ konuşmasõnda, bazõ gaze- telerde bölge kodu olarak gün- deme getirilen “C-5, C-6” iba- relerinin bölge kodu olmadõğõnõ, sõcaklõk göstergesi olduğunu an- lattõ. İHA görüntülerini teker te- ker açõklayan Koşaner, 5 Eylül ta- rihli görüntü konusunda şu de- ğerlendirmeyi yaptõ: “Koordi- natlar Kandil Dağı’na aittir. 80 kişinin nasıl sayıldığı ve 100 ki- lometrenin üzerindeki mesafe- den Şemdinli bölgesine doğru hareket ettiğinin nasıl anlaşıl- dığı merak konusudur. Kandil bölgesinde devamlı hareket vardır ve İHA her bölgeye gi- dişinde benzer görüntüler, bil- giler almaktadır.” Koşaner, 3 Ekim tarihli gö- rüntünün Bayraktepe’ye 17.5 ki- lometre mesafedeki Keritepe ol- duğunu anlatarak, benzeri gö- rüntülerin tüm sõnõrlarõmõz bo- yunca sõk sõk alõndõğõnõ söyledi. Koşaner, İHA tarafõndan 3 Ekim saat 13.00 civarõnda çeki- len ve daha sonra bazõ basõn ya- yõn organlarõ tarafõndan terörist- ler olarak sunulan görüntülerde- kilerin de yöredeki köylüler ol- duğunun altõnõ çizdi. Koşaner, “Görüleceği gibi hiçbir görün- tü Aktütün’ün emniyet mevzi- lerine yönelik bir eylemin ema- resini teşkil etmemektedir” de- di. Koşaner, Taraf gazetesinde “İstihbarat raporu” olarak ya- yõmlanan metinler konusunda da ayrõntõlõ açõklama yaptõ. Olayın oluşu Aktütün Jandarma Karako- lu’nun konuşlanmasõ hakkõnda bilgi veren Koşaner, bölgedeki yerleşimin üst düzey komutan- larca gerçekleştirildiğini ve her türlü olasõlõğõn göz önünde bu- lundurulduğunu dile getirdi. Ko- şaner, mevzilerde gerektiğinden fazla personel görevlendirmenin zararlarõnõn da olabileceğini an- lattõ. Teröristlere ilişkin 2 ve 3 Ekim günlerinde karakol bölge- sinde alõnan görüntülerin Jan- darma Özel Harekât (JÖH) ti- mince hemen ateş altõna alõndõğõnõ belirten Koşaner, “Teröristler muhtemelen planlarının açığa çıktığını düşünerek eylemleri- ni planladıklarından önce baş- latmak mecburiyetinde kal- mışlardır” değerlendirmesini yaptõ. Koşaner, çatõşmada her şeyin askeri esaslara göre yerine getirildiğini, örgütün mevzilerdeki cesetlerini almadan kaçmak zo- runda kaldõğõnõ kaydetti. Yaşanan olay hakkõnda yeterli bilgiye da- yanmadan yapõlacak değerlen- dirmelerin yanlõş sonuçlara ve et- kilere neden olacağõnõ anlatan Koşaner, “Bir olayın ülke ve toplumu sarsacak boyutlara taşınması esasen terör örgütü- nün isteğidir” dedi. Sorularõ da yanõtlayan Koşaner, Irak topraklarõnda ABD’nin araç- larõndan yararlanõldõğõnõ kaydet- ti. Emniyet ve MİT’in saldõrõya ilişkin raporlarõ olduğunun basõ- na yansõdõğõnõn anõmsatõlmasõ üzerine Koşaner, “Rapor diye çıktı ama ne olduğunu kimse bilmiyor” dedi. CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Bir yıl önce DTP’ye ilişkin kapatma davası gün- deme geldiğinde, “Parlamento dışı kalırlarsa onları da dağa gönderirsiniz” diyen Erdoğan, bugün DTP’nin terör örgütünün bir kolu olduğunu, oyları da tehditle aldığını söylüyor... 2007’ye kadar konu IMF olunca, “Herkes eleşti- riyor ama, dünyada 100’den fazla ülke bu kuruluşla çalışıyor. Biz de çalışacağız, aksi halde dünyadan dış- lanırız” diyen Erdoğan bugün, IMF ile ancak “ümü- ğümüzü sıkmazsa” masaya oturacağını söylüyor! Çelişkilerden çelişki beğen... Erdoğan “Dün dündür bugün bugündür” geçti, kendi yöntemlerini geliştiriyor... Bütün bunların üs- tüne takıyye de eklenince, ortaya güzel bir Türkiye tipi politika çıkıyor! Erdoğan’ın hafta sonunda IMF’ye ilişkin açıkla- malarını ayrıca sütuna yatıralım... Diyor ki: “Biz IMF ile yeni görüşmüyoruz ki, her zaman ko- nuşuyoruz. Bu bir karşılıklı menfaat hesabına daya- lıdır. Benim menfaatlerim de yerine getirilirse oturur, anlaşmalarımızı yaparız. Kriz dönemlerinde IMF’nin isteklerine boyun eğerek yarınlarımızı karanlığa so- kamayız. Bizimle esneklik çerçevesinde bir anlaşmaya varırsanız eyvallah, oturur imzalarız. Ama fırsat bul- duk, gel hemen dayatalım, ümüğünü sıkalım derler- se kusura bakmayın buna da biz fırsat vermeyiz.” Başbakan IMF ile kamuoyunun açıkça anlama- yacağı şekilde ilanen pazarlık pazarlığı yapıyor. Nedir o? AKP’nin IMF’ye önerisi şu: “Arkadaş, önümüzdeki mart ayında yerel seçimler var. En yüklü dış borç ödemem de 2009’da. Şimdi benim ne yapıp edip marta kadar küresel, ülkeler ne olursa olsun hiç kriz yokmuş gibi hareket etmem la- zım. Marttan sonrasına bakarız. O zamana kadar sen beni gör, sonrasında ben seni görürüm...” IMF, gide gele AKP’nin dilini kavradı. AKP’den da- ha iyi söz dinleyen, istediğini nazlanmadan yapan ik- tidar bulması da çok zor! Bugünlerde karşılıklı ola- rak birbirlerini anlamaya çalışıyorlar. Başbakan’ın havasına bakılırsa, iş büyük ölçüde kotarılmış... AKP, IMF ile yukarıdaki pazarlığı istediği gibi ta- mamlarsa, marta kadar kesenin ağzı açılacak, mart- tan da sonra bütçedeki deliğin çapı büyüyecek. Yerel seçimlerden sonra normal koşullarda 2.5 yıl seçim yok. O arada iki kez acı ilaç içilir, üç kez iyi- leşilir. Bunlar unutulur.. bir bahar havası daha gel- miş olur! Hükümet katlarında bu pazarlık yapılırken reel eko- nomide durum ne? Birkaç konuda eksik var, o kadar: Yatırımlar büyük ölçüde kısıldı... Üretim düştü, üçlü vardiyalar bire iniyor... Talep daralması stokları büyüttü... Dış pazardaki küçülme rekabet gücünü azalttı... Sıcak para krizle birlikte sıcağı sıcağına çekiliyor! Patronlar, “krizde ilk gözden çıkarılacak” ilkesini ih- mal etmeyip işçi çıkarmayı programlıyor... Eğer bütün bunları yok sayarsanız, ekonomi iyi yol- da! Erdoğan’ı kutlarız... Tam da Kasımpaşalı çıkışlara uygun bir tablo ya- rattı! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Bizimki ayağa kalktı. IMF ile anlaşma öneren- lere veryansın etti. IMF’ye muhtaç olamadan Türk ekonomisinin ayakta duramayacağını savu- nuyorlar diye günlerce söylemediğini bırakmadı. Son parti nutuklarından anladık ki; IMF’ye söy- lemediğini bırakmıyor, lakin bakanlarını IMF’ye gön- dermiş, uluslararası kuruluşla nasıl bir anlaşma ya- pabileceğimizi araştırıyormuş! Pazar günü çıkmış kürsüye ne söylerse söyle- sin, isterse çoğu yalan olsun alkışlamaya hazır par- tililere nutuk çekiyor; halk adına, halkın yararları adına IMF’yle anlaşmayı salık verenleri “hükümete akıl vermekle” suçluyor. Oysa ortada akıl veren yok, aklını başına al di- yenler çoğunlukta. Ama hayır! RTE bu.Tavsiyelere, salık verenle- re “biz sizin talimatınızla mı IMF ile görüşüp kara- ra bağlayacağız?” diye saldırıyor. Beyefendiye Türkiye’nin yararlarını dikkate al- ma, ne derlerse aynen, geçmişte olduğu gibi IMF’nin zam ve yasa dayatmalarını kabul et, bo- yun eğ diyen varmış gibi, “Eğer menfaatleri yeri- ne getirilirse IMF ile anlaşma yapmaya hazır ol- duğunu” açıklıyor. Ne IMF fırsat bu fırsat Türkiye’nin ümüğünü sı- kayım diyor ne de böyle bir tavrı sindir diyen var. Ne biçim devlet adamlığı ise; IMF konusunda dün öyle bugün böyle. Şimdi çevir kazı yanmasın! Değerli, tarafsız kimi ilim bilim adamlarından son- ra sıra eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi üye- si Rıza Türmen’e geliyor. Türmen, emekliye ayrıldıktan sonra toplumsal görevini yazı yazarak sürdürüyor. Ne ki son zamanlarda RTE’nin hukuk, devlet an- layışı, laiklikle ilgili görüşlerine taban tabana zıt sap- tamalar yapıyor. Son yazısı RTE’yi hop oturup hop kaldıracak içe- rikte. Şöyle diyor: “Anayasalardaki devletin temel yapısına ilişkin hükümlerin değiştirilemez nitelik ta- şıması Türkiye’ye özgü bir durum değil. Bu mad- deler değiştirildikleri takdirde, o devlet başka bir devlet olur”. Şimdi bizimki kükreyebilir; anayasamızın ilk dört temel maddesini değiştirmek istediğimizi hiç- bir zaman söylemedik, diyecektir. Şu günlere kadar söylemedi, söyleyemedi ama anayasanın yüksek mahkeme ile ilgili maddeleri- ni MHP ile birlikte değiştirmeye hazırlandığını bil- meyen kalmadı. Anayasada ilgili maddeleri değiştirerek yüksek mahkemenin cumhuriyetin temel kurallarıyla ilgi- li işlevini de ortadan kaldıracaktır. O zaman anayasanın ilk dört maddesiyle oy- nayacak girişimleri denetleyecek, durduracak hukuksal tek mekanizma da ortadan kaldırılmış ola- caktır. AKP ve destekçisi MHP; laik, demokratik, sos- yal hukuk devletini kendi anlayışlarına göre dü- zenleyeceklerdir. Başarabilir mi bilinmez, ama aslında varmayı düşlediği sonuç budur. O zaman Rıza Türmen’in yazdıkları gerçekle- şecek; devletin temel yapısına ilişkin hükümler de- ğiştirilerek “o devlet başka bir devlet” olacaktır. Laik Cumhuriyet din cumhuriyetine dönüştürü- lecektir. ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 28 EKİM 2008 SALICUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul PB 18 Edirne PB 19 Kocaeli PB 17 Çanakkale PB 18 İzmir B 21 Manisa B 20 Aydın B 22 Denizli PB 19 Zonguldak Y 16 Sinop Y 18 Samsun Y 18 Trabzon Y 21 Giresun Y 19 Ankara Y 15 Eskişehir Y 17 Konya Y 15 Sıvas Y 13 Antalya PB 26 Adana Y 21 Mersin Y 21 Diyarbakır Y 19 Şanlıurfa Y 21 Mardin Y 17 Siirt Y 21 Hakkâri B 11 Van B 14 Kars B 11 Oslo Y 4 Helsinki Y 10 Stockholm Y 9 Londra Y 9 Amsterdam Y 9 Brüksel Y 8 Paris Y 9 Bonn Y 8 Münih Y 11 Berlin Y 11 Budapeşte Y 20 Madrid Y 12 Viyana Y 16 Belgrad Y 20 Soyfa B 19 Roma Y 21 Atina B 21 Zürih Y 9 Moskova B 10 Aşkabat PB 16 Astana B 9 Taşkent B 17 Bakû PB 15 Bişkek B 13 Tiflis Y 8 Kahire PB 23 Şam Y 20 Yurt geneli parçalı çok bulutlu, Karadeniz, İç Anadolu, Doğu Akde- niz, Doğu Anadolu’nun batısı, Güneydoğu Ana- dolu ile Sakarya ve Bi- lecik çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağa- nak yağışlı geçecek. Ha- va sıcaklığı iç kesimler- de 1-3 derece azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Yıllar Sonra Yeniden / IŞIL ÖZGENTÜRK Uzun bir zaman sonra yeniden yo- la düşmeleri gerektiğini kadõn ha- tõrlattõ. Yakõnlarda orta çağdan kal- ma çok eski bir kilise vardõ ve kili- senin duvarlarõnda o dönemde ya- põlan engizisyon işkenceleri res- medilmişti. Kadõn õsrarla bunlarõ görmek istiyordu. Yola koyuldular. Kilise adeta tek başõna, terk edilmiş bir halde, küçük bir tepenin üstünde duruyordu. Dõş duvarlarõ kireçle beyaza boyanmõş- tõ. Tepede küçük bir haçõ vardõ ve dõşarõdan sõradan bir mahalle kili- sesinden farkõ yoktu. Adamla kadõn içeri girdiler. Kili- se son derece küçüktü. Arka arkaya dizilmiş sõralar çok eskiydi ve hiç kimse yoktu. Kadõn aceleci bir ta- võrla duvarlara yaklaştõ ve dikkatle bakmaya başladõ. Evet, işte resim- ler oradaydõ. Ortaçağ engizisyo- nunda yapõlan işkenceleri en ay- rõntõlõ biçimde anlatan yüzlerce re- sim duvarlarõ adeta kuşatmõştõ. San- ki bir çizgi film içine girmişti kadõn. Sadece acõnõn ve nefretin olduğu bir çizgi film. İşte orada genç bir ada- mõn tõrnaklarõnõn tek tek sökülme- si resmedilmişti. Bir başka resimde kafese konmuş bir adam vardõ ve çevresinde en az bir düzine iri fare açgözlerle ona bakõyordu. Bir sonraki resimde adam yerde yatõyordu ve iri fareler onun kollarõnõ bacaklarõnõ, gözleri- ni yiyorlardõ. Kadõn daha fazla da- yanamadõ ve titremeye başladõ. Be- deninin hiçbir yanõna hâkim olamõ- yordu. Sadece şiddetle titriyordu. Genç adam ne olduğunu anlama- mõştõ. Kadõna sarõlõp onu sakinleş- tirmeye çalõştõ. Başaramadõ. Kadõnõn gözleri yuvalarõndan fõrlamõş gi- biydi. Saçlarõ ve bütün bedeni ter içinde kalmõştõ. Ağzõ yana doğru çarpõlmõştõ. Söyledikleri anlaşõl- mõyordu. Ama sesinde garip bir acõ vardõ. Adam daha fazla dayanamadõ, kadõnõ bir çocuk gibi kucaklayõp, koşarak kiliseden çõkardõ. Kadõn sakinleşip gözlerini açtõ- ğõnda tepenin üstünde, toprakta öy- lece yatõyordu. İlk gördüğü, genç adamõn endişeli bakõşlarõ oldu, ar- dõndan parlak gökyüzünü gördü. Sonra telaşla doğrulup ayağa kalk- tõ, ellerine, bacaklarõna baktõ, bur- nunu yokladõ ve neden sonra gü- lümseyerek genç adama seslendi: “Seni korkuttum değil mi?” Genç adam onun hâlâ ter içinde olan saçlarõnõ okşayõp eğildi, usul- cacõk yanağõndan öptü. “Endişelendim” dedi, “orada sana ne oldu?” Kadõn adama sõmsõkõ sarõldõ. “Bil- mek ister misin?” dedi, “Hiç kim- seye anlatmadım bunu. Hiç kim- seye.” “Evet” dedi genç adam. O zaman kadõn, ilk kez, karanlõk bir günden, o karanlõk günde götü- rüldüğü duvarlarõ kan ve dõşkõyla sõ- vanmõş o küçük hücreden ve hüc- redeki farelerden söz etti. O gün, hücreye atõldõktan bir saat sonra po- lise bütün bildiklerini anlatmak zo- runda kalmõştõ. Çünkü farelerin õs- lak nefesini uyumaya başladõğõ ilk anda yüzünde duyacağõndan emin- di. Neden sonra kadõn sustu. Adam bir süre sonra hâlâ toprakta yüzüs- tü yatan ve gökyüzüne bakan kadõ- nõn yanõna uzandõ. Ve kadõnõn ku- lağõna fõsõldadõ: “Seni seviyorum.” Kadõn yõllar sonra ilk kez kâbus- larõn olmadõğõ bir uykuya daldõ. Baştarafı Arka Sayfada Başbuğ’dan terör brifingi ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Bakanlar Kurulu dün Başba- kan Recep Tayyip Erdoğan baş- kanlõğõnda toplandõ. “Terör” gündemiyle toplanan Bakanlar Kurulu’nda bir ilk gerçekleşti ve Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ, kabine üyelerine terörle mücadele konusunda bri- fing verdi. Orgeneral Başbuğ’u Başkan- lõk’a gelişinde Başbakanlõk Müs- teşarõ Efkan Ala karşõladõ. Top- lantõya Genelkurmay İç Güvenlik Dairesi Başkanõ ile istihbarat baş- kanlarõ da katõldõ. Toplantõ teknik altyapõsõ daha uygun olduğu için Başbakanlõk merkez bina yerine, yeni Başba- kanlõk binasõnda yapõldõ. Orgene- ral Başbuğ için Başbakan Erdo- ğan’õn hemen sağõndaki koltuk ayrõldõ. Toplantõnõn yapõlacağõ sa- lona önceden projeksiyon aleti yerleştirildi. Orgeneral Başbuğ, terörle mü- cadele brifingini görsel materyal- lerle destekleyerek sundu. Baş- buğ, harita üzerinde Türk Silahlõ Kuvvetleri’nin yürüttüğü iç gü- venlik harekâtõna ilişkin bakanlarõ bilgilendirdi. Brifingde Doğu ve Güneydoğu’da terör örgütü PKK’ye yönelik devam eden ope- rasyonlar, ileriye dönük planlama- lar, alõnan ve alõnmasõ gereken tedbirler ile TSK’nin gereksinim- leri anlatõldõ. Genelkurmay Baş- kanõ Orgeneral Başbuğ’un talebi ve Başbakan’õn bu talebi kabul et- mesi üzerine gerçekleştirilen bri- fingin ardõndan ikinci bilgilendir- me de Eğirdir Dağ Komando Okulu’nda yapõlacak. Orgeneral Başbuğ, Başbakan Erdoğan ve ka- bine üyelerine kasõm ayõ başõnda Eğirdir Dağ Komando Okulu’nda da brifing vermeyi planlõyor. ‘Onlar terörist değil çiftçi’ Koşaner,bazõgazetelerinBayraktepekonusundakiiddialarõnõtekertekeryalanladõ... ?Şırnak 23. Jandarma Sınır Tümen Ko- mutanlığı’nın 2 Ekim 2008 tarihli bel- gesi: Aktütün eylemini yapacak teröristin adõ- nõn bile belli olduğu ve ağõr silah taşõyacak 25- 30 katõrõn Aktütün karşõsõnda Mezi Deresi’nde bekletildiği iddia edilmiştir. 25-30 katõrõn bek- lediği yer belirtilen koordinata göre Aktütün’e 125 kilometre mesafededir ve ismi yine Mezi olan bir başka deredir. ?Hakkâri 3. Taktik Tümen Komutan- lığı’nın 2 Ekim tarihli duyumu: 35 ki- şilik bir terörist grubun 6 yüklü katõr ile Hakkâ- ri Çukurca bölgesine geldiği ve diğer gruplarla birleşerek bölgedeki askeri birliklere eylem ka- rarõ aldõklarõ belirtilerek, yine Aktütün olayõyla ilişki kurulmaya çalõşõlmõştõr. Çukurca’nõn Ak- tütün’e mesafesi 60 kilometredir. Aktütüne yö- nelik bir eylem için emare teşkil etmesi söz ko- nusu değildir. ?Hakkâri İl Jandarma Komutanlı- ğı’nın 29 Eylül tarihli duyumu: Dağ- lõca bölgesindeki faaliyetlerden bahsediyor. Dağ- lõca’yla Aktütün arasõnda coğrafi bağlantõ yok- tur. Dağlõca civarõnda olduğu bildirilen terörist- lerin Aktütün’e eylem yapma niyetinde olduğu- nu bilmek mümkün değildir. ? Karanlık Dağ’daki grup: 2 Ekim tarihli duyumlardan birinde ismi belirtilen bir terörist sorumluluğunda 32 teröristin iki Strella füzesi, bir 82 milimetre havanla Hakkâri Karanlõk Dağ’da mevzi hazõrladõklarõ belirtilmiştir. Bu noktanõn Aktütün’e mesafesi 88 kilometredir. Bu duyumun da Aktütün saldõrõsõ için bir emare olarak de- ğerlendirilmesi mümkün değildir. Bakanlar Kurulu’nda bir ilk gerçekleşti ve Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ, kabine üyelerine terörle mücadele konusunda brifing verdi. Aydõn: Sorunlarõçözeceğiz İstanbul Haber Servisi - İstanbul Barosu Başkanõ se- çilen avukat Muammer Ay- dın, avukatlarõn ekonomik, sosyal ve sağlõktan kaynak- lanan tüm sorunlarõ için çö- züm üreteceklerini vurgula- yarak “Biz avukatın say- gınlığını arttıracağız. Avu- katı baroya, baroyu avu- kata taşıyacağız” dedi. Tür- kiye’de yargõnõn siyasallaş- masõ karşõsõnda baronun tav- rõnõn devam edeceğini dile getiren Aydõn, “Devlet için- deki çeteleşmeye karşı ol- duğumuzu yıllarca söyle- dik, söylemeye de devam edeceğiz. Baro bu ülkenin değerleri konusunda son derece duyarlıdır. Bu ül- kenin kuruluşunda yer alan değerler hiçbir grubun si- yasetinin içinde yer ala- maz. Herkesin savunması gereken değerlerdir” diye konuştu. İstanbul Barosu Başkanõ seçilen avukat Muammer Aydõn, avukatlarõn sorunla- rõnõn çözümüne yönelik bir baro yönetimi anlayõşõnõ be- nimsediklerini vurguladõ. Ay- dõn, avukatlar için Avrupa ve Anadolu yakasõnda iki ayrõ sosyal yaşam alanõ yapacak- larõnõ, keşif ve haciz işlemleri için avukatlar tarafõndan kul- lanõlan araç sayõsõnõ arttõra- caklarõnõ ve bu hizmetten el- de edilen geliri de stajyer avukatlarõn sorunlarõnõn çö- zümü için kullanacaklarõnõ söyledi. Türkiye Barolar Birliği (TBB) ile avukatlarõn sağlõk sorunlarõyla ilgili gö- rüşmelerin devam edeceğini belirten Aydõn “Yardımlaş- ma Sandığı” ile ilgili yasal düzenlemeleri gözden geçi- receklerini belirtti. 4 BARODA AVUKATLAR SANDIK BAŞINA GİTTİ Haber Merkezi - İstanbul Barosu Baş- kanlõğõ’na eski Baro Başkanõ Kazım Kol- cuoğlu’nun desteklediği Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu’nun başkan adayõ avukat Muammer Aydın seçildi. 16 bin 870 kişinin oy kullandõğõ seçimde, Aydõn 5 bin 619 oy al- dõ. Antalya, Diyarbakõr ve Samsun barolarõ da hafta sonu yapõlan seçimlerle yeni baş- kanlarõnõ belirledi. Antalya Barosu’nda başkanlõk için Zafer Köken, Zeki Durmaz, Hasan Burgan, Abid Küçükaslan ve Musa Demircan aday oldu. 2 bin 7 üyenin oy kullandõğõ seçimler- de 665 oy alan Köken başkan seçildi. Di- yarbakõr Barosu, başkanlõk seçimini de Bü- yükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda ya- põlõrken 246 oy alan Mehmet Emin Aktar başkan seçildi. Samsun Barosu üyeleri ise başkan seçimi için Samsun Adliyesi’nde bir araya geldi. Tek liste ile girilen seçimlerde Ne- cat Anıl, baro başkanõ seçildi. İstanbul Barosu Başkanõ seçilen avukat Muammer Aydõn: “Biz avukatõn saygõnlõğõnõ arttõracağõz. Avukatõ baroya, baroyu avukata taşõyacağõz” Orgeneral İlker Başbuğ Muammer Aydın
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle