05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] SAYFA CUMHURİYET 2 EKİM 2008 PERŞEMBE 16 KÜLTÜR CMYB C M Y B ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Ahmet Tulgar’la ‘Onlardan Biri’ Olmak... Her gün görüyoruz. Her gün duyuyoruz, okuyo- ruz. Her şeyi. Öyle yaptığımızı sanıyoruz. Öyle de as- lında – yani görüyor, duyuyor, okuyoruz. Böylece de anladığımız, öğrendiğimiz, bildiğimiz sonucuna va- rıyoruz. Ta ki günün birinde ‘farklı’ gören, duyan, okuyan, dolayısıyla da farklı düşünen, kendi farklı düşünmekle kalmayıp kalemiyle bize: “Ne olur, biraz da siz de- neyin farklı görmeyi, duymayı, okumayı…” diye neredeyse yalvaran biri çıkana kadar. Bu yalvarışa kulak verdiğimizde – ne yazık ki çok, ama çok ender oluyor bu, çünkü yıllardır artık gör- memiz, duymamız, okumamız, okuduklarımızdan an- ladıklarımız veya anlamamız gerekenler de ‘kural- lar’ doğrultusunda gerçekleşiyor; hep aynı şeyleri gö- rebilelim, duyabilelim, okuyabilelim ve anlayalım di- ye; başkalarınca, temellerini bizim attığımız, yapımını da bizim tamamladığımız ‘Şato’larda oturanlarca ko- nulmuş kurallar doğrultusunda -, evet, olur ya, ku- lak verdiğimizde, o zaman ansızın şaşa kalıyoruz. “Ama bu ne?” diye sarsılıyoruz içimizdeki sessiz çığ- lıklarla “Neredeyse hiçbir şey, daha önce gördüğüm, duyduğum, okuduğum, anladığım gibi değil!” Değil zaten! Görüyoruz derken, yalnızca bakıyoruz; duyuyo- ruz derken, tek yaptığımız kulak kabartmak; okuyoruz derken de, sayfalarda, kâğıtlarda yazılı olanlarda göz gezdirmek… Ama Ahmet Tulgar gibileri farklı. Sadece farklı ol- mayı farklılık adına istedikleri için değil – onlardan yana bu toplumda sıkıntımız yok; yeterince’den öte varlar çünkü; yıkılmaya yüz tutmuş ne varsa, düz- mece farklılıklarıyla daha da yıkmak için! Hayır; Ah- met Tulgar gibileri, yazılı çığlıklarıyla dikkatlerimizi sahnelerden kulislere çekmeye çalışıyorlar; çünkü oynanan bütün oyunların mutfağı, o kulisler! Son günlerde Tulgar’ın “Ben Onlardan Biriyim” başlıklı kitabı elimden düşmüyor. 2007’de, Everest Yayınları Deneme Dizisi’nde çıkmış. Daha önce, ya- zarın “Tam Yakalandığımız Yerden” ve “Mahallede Herkes Kahramandır” başlıklı kitaplarının da hastası olmuştum. 2006’da çıkan “Volkan’ın Romanı”nın üs- tesinden gelmeme de az kaldı; hissediyorum. Ama “Ben Onlardan Biriyim” adlı deneme kitabı için –şim- dilik– bulabildiğim tek tanım, şöyle: Her doğan gün- le birlikte kendimizi içine attığımız, bu ülkede, bu top- lumda attığımız hayatın temeldeki başkalığının bir aynası… Örnek vermek için tek bir yazıdan, kitaptaki “Kanserojen Siyasi Sistem, Zehirli Atık İdeoloji” baş- lıklı denemeden yararlanacağım. Bu denemesinde bir dostuna ait kanser teşhisinden yola çıkan Tul- gar, kanserin tıbbi anatomisini bu toplumun kan- serojen anatomisine dönüştürüyor: “Malumunuz, o ‘stres hormonu’ denen şey kanserin en az biyolo- jik nedenleri kadar önemli bir nedeni, yol açıcısı, hız- landırıcısı. – Ne oluyor acaba içimizde, bu sevgili be- denlerimizin içinde? Şimdi. Şu an. – Dudaklarımız ge- zinirken pürüzsüz bir tende, neler oluyor acaba sev- gilinin, sevgilimizin derinliğinde, derinliklerinde? – Asıl inmek istediğimiz derinliğine inemiyoruz beden de- rinliğinde oluyor olabileceklerden kaygılanmaktan …zihnimize, ruhumuza da rahat vermiyor bu gide- rek kanser üretim tarlasına dönüşmüş coğrafya. Bu siyasi harita. Bu toptan kanserojen sistem…” Kendisi kanserojen olan bir sistem, bizi kanser- den tütün yasakları ile korumaya çalışıyor – öyle san- mamız isteniyor. Bu ülkenin bedeninin, bu arada ken- di ruhlarımızın derinliklerine inmemizse, kürek spo- ru yapanlara sporcu giysilerinden ötürü saldırılarak güvence altına alınıyor. “Ben Onlardan Biriyim”i mutlaka okuyun. Belki siz, gerçekte kimlerdensiniz, anlayabilmenize katkıda bu- lunur! [email protected] B aşbakan’õn, Aydın Doğan’õ eleştirir- ken “Bahçesine imar istedi, verme- dim” dediği Hilton Oteli’nin 58 yõl ön- ce “imar izni olmayan yeşil alana” yapõldõğõnõ çok yazdõk. Buna karşõ çõkan dönemin valisi Dr. Lütfü Kırdar görevinden alõnõrken, yerine atanan Fah- rettin Kerim Gökay’õn ruhsat vermesi için bas- kõ yaptõğõ belediye mimarõ Aron Angel de is- tifa etmişti. Atatürk’ün davetiyle 1930’lardan itibaren İstanbul’un imar planlarõnõ yapan Fransõz Mi- mar H. Prost’un öğrencisi ve yardõmcõsõ Aron Angel, 93. yaşõnõ bugünlerde “Yaşam Ke- sitleri” sergisiyle kutluyor. Mimarlõk ve şe- hircilik anõlarõnõ “500. Yıl Türk Musevileri Müzesi”nde İstanbullularla paylaşõyor. Bay Angel’i Kanal B’deki İmar Dosyasõ programõna davet ettiğimizde, özellikle Hilton’a yeşil alanda nasõl imar olanağõ sağlandõğõnõ da anlatmõştõ. (29 Haziran 2008) ‘SİYASAL KAYIRMA’... Ünlü hukukçumuz Ord. Prof. Dr. Sıddık Sa- mi Onar’õn da İstanbul Hukuk Fakültesi’nde- ki derslerinde “hükümetlerin kamu yararına aykırı imar müdahaleleri”ne ilk örnek olarak irdelediği Hilton’un inşaatõ, ABD’nin ünlü Marshall Yardõmõ’yla 1950’lerin başlarõnda yapõlõr. Amerikalõlarõn seçtiği araziye “ama bu- rası park alanı” diyebilecek bir hükümet yet- kilisi yoktur. Ülkede çok partili “demokra- si”(!)ye geçilirken, dõşa bağõmlõlõğõn ilk “şe- hircilik dramı” yaşanmaktadõr. Dönemin Valisi ve Belediye Başkanõ Lütfü Kõrdar, “Atatürk’ün de onayladığı Prost pla- nındaki yeşil alanı deldirtmem” dediği için de demokrasinin liderlerince görevine son verilir... 1938’de atandõğõ görevinde İstanbul’a Spor Sergi Sarayõ, Dolmabahçe Stadyumu, Açõk Hava Tiyatrosu, Taksim Meydanõ’yla birlikte 300’e yakõn ilkokul binasõ kazandõran Kõrdar, Hilton direnişinde yalnõz değildir. Taksim’den Dolmabahçe’ye uzanan 2 No’lu parkõn tam or- tasõnda yükselecek otelle yeşil kuşağõn parça- lanmasõna belediyenin mimarlarõ da karşõdõr. Yeni vali Fahrettin Kerim Gökay, ruhsat ve- rebilmek için belediyenin şehircilik uzmanõ Aron Angel’den planda değişiklik yapmasõnõ is- teyince, “Otelin yerine onlar değil biz karar vermeliyiz; plana uygun başka yerler öne- rebiliriz” yanõtõnõ alõr. Gerisini Angel’den dinleyelim; “Hiç unut- mam bir perşembe günüydü. Ben bunu söy- leyince o gece düşünüp sabah erkenden ka- rarımı bildirmemi istedi. Ben de o gece isti- fa dilekçemi yazdım...” Böylece Hilton, ilerleyen yõllarõn ünlü “Tür- kiye küçük Amerika olacak” söylemine uy- gun mimarisiyle ve çok partili demokrasiye ge- çişin “imar abidesi” olarak, Boğaziçi silue- tindeki “uygunsuz” yapõlaşmanõn da ilk örne- ği oldu. O kadar ki 2005’te İstanbul’daki Dünya Mi- marlõk Kongresi’ne gelen ünlü mimarlardan Ro- bert Venturi, aslõnda çok daha uygunsuz ye- ni gökdelenlere rağmen şunlarõ söylemekten ken- dini alamamõştõ: “Şu anda kaldığımız Hil- ton’un binası, Amerikan mimarlığının çirkin ve sıradan bir örneği...” (Yapõ/Ağustos- 2005) ZSA ZSA GABOR’UN RİCASI Hilton Oteli’nin bir de “romantik” öyküsü var ki Can Dündar’dan okumuştum. Amerikalõ ünlü yõldõz Zsa Zsa Gabor, 1930’larda küçük bir kõzken, savaş ortamõndan uzaklaşmasõ için ailesi tarafõndan Ankara’daki bir diplomat tanõdõklarõnõn yanõna gönderilir. Resmi davetlerde Atatürk’ü de tanõma ola- nağõnõ bulan “Tatar kızı Ja Ja” anõlarõnda şöy- le yazmõş: “Daha sonra evlendiğim bütün ko- calarımda O’nun mükemmelliğini aradım...” Nitekim 1942’de oteller kralõ Conrad Hil- ton’la evlendiğinde, Türkiye’de de bir otel yap- masõnõ ister. Böylece dünyadaki Hilton zinci- rinin 3. oteli İstanbul’da açõlõr. Ne var ki Gabor bu vefasõyla, hayran olduğu Atatürk’ün çok beğendiği bir yeşil alanõn par- çalanmasõna neden olduğunu da belki hiç bil- meyecektir. ...VE ‘İMARSIZ’ ARSA SATIŞI Gelelim böylesi dramatik öyküleriyle yeni bir gerilimin daha odağõ olan Hilton’un “özelleş- tirme” oyunlarõna. Haberler şöyleydi: “255.5 milyon dolarla Do- ğan Grubu’nda kalan ihale Başbakan Er- doğan başkanlığındaki Özelleştirme Yüksek Kurulu kararıyla kesinleşecek. Ödemeyi pe- şin yapacaklarını belirten Doğan Grubu Gen. Md. Darbaz, Hilton otel zinciri ile 2015’e kadar sözleşme olduğunu bildirdi.” (12 Ağustos 2005-gazeteler) Peki, onca para ta 10 yõl sonra başlayacak “otel işletmeciliği” için mi “peşin” veriliyor- du? Yeni yasal yetkisine dayanarak kamu arazi- lerini hep “yüksek imar olanağı” sağlayarak pazarlayan Özelleştirme İdaresi’nin yetkilileri, Hilton’daki “imarsız satış”õn nedeni içinse di- yorlardõ ki: “Yeni sahipleri bunu belediyeden talep edebilirler...” (Milliyet-02 Ağustos 2005) İşte bu yanõtõn anlamõnõ da ihaleden önce “Hil- ton özelleştirilmiyor; arsası satılıyor” diye ya- zan Ege Cansen özetle şöyle açõklamõştõ: “Hilton otelin işletmecisidir. İhalenin doğ- ru tanımı, otel binasının ve arsasının satışa çıkmasıdır. İlgilileri uyarmak istiyorum. Bi- naya ve arsaya verilecek ‘çok yüksek’ bir fi- yatın gerekçesi, arazideki ‘imar durumunu’ değiştirmektir. Bunun ihaleden önce belir- lenmesi gerekir... Park Otel faciası ve Gök- kafes cinayeti tüm haşmetiyle karşımızda du- rurken, gerekli kararlar alınmalı ve kamu- ya açıklanmalıdır...” (Hürriyet-10 Ağustos 2005) Şimdi Başbakan, açõkça “imar umudu”na bağlanmõş böylesi bir satõşõ onaylamasõna rağ- men “İmar vermedim” diye övünüyor. Aynõ tutumun neden ihaleden önce karara bağlan- madõğõ sorusunu ise “demokrasiye geçişimi- zin simgesi” Hilton dile gelseydi şöyle yanõt- lamaz mõydõ? “Şehirciliğin yerini siyasi amaçlar alırsa, yeşil alanların kaderini de planlama değil, si- yasetçilerin işlerine nasıl gelirse öyle ala- cakları keyfi kararları belirler...” Hilton’un yeşil alanda yapõlmasõna direnen vali ile onaylamayan mimar görevden alõnmõştõ Gazeteciler: Bay Prost imar planını henüz tamamlamamış diyorlar... Belediye Reisi: Evet, henüz müzelerin gönlünü, evkafın arzusunu, eski eserleri koruma kurumunun hatırını, gazetecilerin temennilerini nasıl karşılayacağımıza dair bir proje vermedi!.. MARSHALL YARDIMIYLA PARKIN İÇİNE DİKİLMİŞTİ Amerikalı ünlü yıldız Zsa Zsa Gabor, genç kızlığında Atatürk’e hayran olduğundan, kocası Conrad Hilton’dan İstanbul’da da bir otel yapmasını istemişti (1). Hilton Oteli, 1950’lerin ünlü “Türkiye küçük Amerika olacak” söylemine uygun mimarisiyle ve çok partili demokrasiye geçişin “imar abidesi” olarak, İstanbul’un en önemli parkında inşa edildi (2). Dönemin çizeri Ramiz’in, imar planında Prost’un getirdiği kısıtlamalarından yakınan belediye başkanını hicveden karikatürü (3). ‘Demokrasi’mizin(!) mimari simgesi Kültür Servisi - Türkiye’nin 2008 Frankfurt Kitap Fuarõ’na Onur Konuğu olarak katõlmasõ çerçe- vesinde, bugünden başlayarak 12 Ekim’e dek “Frankfurt Kültürlerarası Tiyatro Günleri - Türkiye” başlõklõ etkinlikler dizisi Alman sa- natseverlere Türkiye’deki tiyatro dünyasõna bir bakõş olanağõ sunacak. Bir AB projesi olan ve bu yõl 2008 Frankfurt Kitap Fuarõ Onur Konuğu Tür- kiye Ulusal Yürütme Komitesi işbirliği ile ger- çekleşen Kültürlerarasõ Tiyatro Günleri, sanat ve kültürün birlikte üretilmesi ve yaşanmasõna yö- nelik bir platform. Etkinlikte, konuk topluluklar oyunlar sahneleyecek, tartõşma programlarõ ve atölye çalõşmalarõ yapõlacak. Etkinlik, Türkiye’de Modern Tiyatronun Kuruluşu ve Avrupamer- kezcilik konulu konferansla açõlacak. Güngör Dilmen’in oyunu, ‘Kurban’ ile Ankara Devlet Tiyatrosu, ‘Ben Anadolu’ ile Kenter Tiyatrosu, ‘Ters Evlenme’ ile Kâtibim Karagöz Evi, Gü- neşli Pazartesi ve Aşura ile Garajistanbulpro, Tek Kişilik Şehir ile Ankara Devlet Tiyatrosu katõlacak topluluklardan. Kültür Servisi - Eskişehir Bü- yükşehir Belediyesi Şehir Tiyat- rolarõ Haldun Dormen’in yazõp yönettiği “Kantocu” müzikalini oynuyor. Eskişehirli tiyatrosever- lerin büyük ilgiyle izlediği “Kan- tocu” mevsim boyunca sürecek. Haldun Dormen “Kantocu” için “Gerçek bir sanatçının öyküsü değil, kantonun tarihini anla- tan bir öykü de değil, ama o bü- yülü Direklerarası dünyasının verilerinden yararlanılarak ya- zılmış bir aşk öyküsü… Olayın Cumhuriyetimizin kuruluşun- dan bir yıl önce ve bir yıl sonra geçmesi, bu aşk öyküsüne ilginç bir boyut getiriyor kanımca” di- yor. Haldun Dormen, artõk unu- tulmaya yüz tutmuş birçok ünlü sa- natçõnõn adlarõnõ da oyuna katarak, onlara bir saygõ duruşunda bulun- duğunu söylüyor. Bedia Muvah- hit, Cemal Sahir, Muhlis Saba- hattin, Eliza Binemeciyan, Kü- çük Virjin, Mari Fera, Peruz, Şamran bu sanatçõlar arasõnda. Eskişehir’de kantolu günler... 2 1 3 Frankfurt’ta tiyatro zamanı... Türkiye Gazileriyle Elele TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ ELELE VAKFI OYAKBANK Ankara Turan Güneş Ş. 505 0 505 YTL Tel: 0312 431 99 36, www.elele.org.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle