Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
2 EKİM 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
‘Vahşi Kapitalizm’
Yakın günlere kadar, insan hakları, emperyal iş-
galler, savaşlar, piyasalar... üzerinden gidişi anlatmaya
yönelik vurgulamalarında, “vahşi kapitalizm, em-
peryal çıkarlar, kirli piyasalar düzeni, kanlı petrolün ön-
lenemez yükselişi..” türünden ideolojik kavramları kul-
lananlara “dinozorlar” damgasını vurmakla yetinemez,
uzaylılarmış gibi müstehzi gülümserlerdi..
Kulaklarıma inanamıyorum; Fransa’nın sağcı lid-
eri Sarkozy “vahşi kapitalizm” suçlamasını yapmakla
yetinmiyor, piyasaların böyle serbest, başıbozuk
bırakılamayacağının altını çizerek, AB büyüklerinin
siyasi liderlerini hafta sonu alınacak denetleyici, ka-
musal önlemler için acil toplantıya çağırıyor. ABD
Başkanı Bush, meclisten dönen 700 milyon dolar-
lık kamu destekli kurtarma operasyonunun ardından
piyasaların kaybı bir gecede 1.1 trilyon doları bulunca,
ufak rötuşlarla aynı paketin geçirilebilmesinin anahtarı
olarak bu yıkımı kullanıyor.. “Battık, kapitalizmin en
kara günü..” vurgulamalarının bini bir para..
Bu yazının yazıldığı saatlerde iflasın eşiğindeki
AB’nin en önemli bankasının kurtarılması için, kamu
destekli satın alma pazarlığı ortada kalmıştı. Çünkü
son piyasalar çöküşü ile söz konusu bankanın hisse
değerleri bir gecede yüzde 30’lar oranında kayba
uğramış, kurtarıcı operasyonunda öngörülmüş hisse
senedi fiyatı çok yukarılarda kalmıştı. Piyasa düzeni
kurtarma operasyonunu fiilen olanaksız kılmıştı.
İngiltere’de zaten bir yıl öncesinin büyüme rakamı
sıfırı gösteriyor. Finans sisteminden gerçek ekonomiye
sıçrayacak çok büyük bir ekonomik krizden korku-
luyor. Bütün Avro bölgesinde işsizlik patlaması
yaşanırken, altına bir gecede yaşanan hücumla ilişkili,
altın borsası başkanı, “33 yıllık kariyerimde böyle bir
olayı yaşamadım” itirafında bulunuyor.
Piyasa çöküşünün, dün gece sabaha karşı gerçek-
leştirilecek yeni taktikli oylamada kurtarıcı rol oy-
nayacağına güvenen ABD siyasi liderlikleri, “Wall
Street mi, sokaktaki adam mı öncelikli kollanıp kur-
tarılacak?” ikilemini yaşıyorlar. Bize yansıyan haber-
lerin yorumlanması yanıltıcı, ABD sağ siyasilerinin ret
oyları, seçmen oylarını kaybettirici değil, kazandırıcı
içerikteydi. ABD’li seçmen, medyatik yönlendirme ne
kadar yanıltıcı olursa olsun, somut, çıplak çıkarlarının
gereği, finans sektörünün vurgun düzeni içindeki yan-
lışlarının bedelini kendi vergisi ile ödemek istemiyor.
Ancak siyasi aktörlerin piyasalar krizi sonuçları
karşısında, seçmen oyu kaygısını öne çıkarabilme lük-
sleri yok.
“Aç gözlü Wall Street bankerlerini kurtarmak için
sokaktaki adamın parasını niye harcayalım, kurtar-
mayalım, hapse atalım...” sorgulaması çok daha in-
sancıl, mantıklı gözükse bile, “başka çare yok”
sonucuna varılıyor. Dozları farklı farklı olsa da ABD,
AB ülkelerinde alınmakta olunan önlemler paketleri
devlet müdahalesi, kamulaştırma, devlet destekli; bir-
im para ve miktarları değişmiş olarak, bankalardaki
tasarrufların belirli miktarlarının devlet güvencesine
alınması her yerde var. Doğrudan batık operasyon-
larında ise kamu kredileri, destek fonları, kamulaştırma
kararları da dahil çeşitli devlet güvencelerinin sağlan-
ması öne çıkıyor...
Özetle tüm yollar, serbest piyasa düzeninin ken-
di kuralları ile işletilmesi ideolojisi çerçevesinin kırıl-
ması içerikli. Sağ siyasi liderler hâlâ önlemler paket-
lerinin sosyalizm ya da sosyal demokrat içerikli ol-
maması kaygılarını dillendirseler de öncelikli iktidar
icraatlarında, serbest piyasanın denetim altına alın-
ması, mali displinin sağlanması içerikleri ile dikkat
çekiyorlar.
ABD’nin 11 Eylül’ünden çok daha vurucu olarak
yaşandığı belirtilen ekonomik, daha doğrusu piyasalar
krizinin, 11 Eylül sonrası siyasi rotayı bozduğu da or-
tada. Afganistan, Irak işgallerinde yaşanan çok ağır
insan hakları ihlalleri, savaş suçları, bölge halklarına
kanlı bedelleri, yoksullaşma boyutları.. başta siyaset,
düzen sahiplerinin hiç de umurları değildi. Sıcak gün-
demde Suriye, İran işgalleri de vardı. Şimdilerde kriz
kendilerini vurunca, işin rengi öylesine değişti ki;
piyasalar krizinin tetikleyicilerinin Afganistan, Irak iş-
galleri, savaşın ağır bedelleri olduğunun bile dil-
lendirilmesi gündeme giriyor...
Kanlı petrolün önlenemez yükselişi ile piyasalarda
yaşanan birkaç yıllık saltanat düzeni bitti. Bilimsel o-
larak çok beklenen, siyaseten, piyasa yuppilerinin,
emperyal çıkarlar bekçilerinin, besbelli en çok ken-
di avantaları adına önlerini görmek istememeleri
bağlantılı, yaşanan boyutları ile öngörülemediği
söylenen büyük ekenomik kriz, dünya bunalımı çok
şeyi değiştirdi. Düzenin idelojinin yalakaları en hızlı
ağız değiştirenler olarak, şimdilerde başta Bush,
sitemin dönemdeki siyasi liderlerini bozuk para gibi
harcayarak, tek başına günah keçileriymişlercesine
kullanarak, hızlı siyasi manevralar, manüpilasyonlarla,
düzenin ana çarkları ile ayakta kalmasının yollarını arıy-
orlar. Parti, lider değişimi ile, kimi düzetmelerle işin
içinden çıkabilmeyi seçtiler bile.. Türkiye dahil,
dünya için Bush dönemi liderlerini feda ederek
sıyırtmak, oyunun kuralında var..
soner@cumhuriyet.com.tr
Kredi kartlarõndaki batõklar tüketici kredilerine de sõçradõ. Tasfiye olunacak tüketici kredileri yüzde 300 arttõ
Konutundan ihtiyacõna kadar tüm tüketici
kredilerinde batõklar çõğ gibi büyüdü. ‘Kredi
Kartõ Krizi’nden sonra ‘Tüketici Kredisi Krizi’
Türkiye’yi sallamaya başladõ.
NECDET ÇALIŞKAN
Ödenemeyen borçlar ne-
deniyle intiharlara kadar
sürükleyen kredi kartlarõ
çõlgõnlõğõ, son 3-4 yõldõr tü-
ketici kredilerininde de
yaşanõnca kara listeye, al-
dõğõ konut ve ihtiyaç kre-
disini ödeyemeyenler dam-
gasõnõ vurdu.
Küresel kredi krizi, artan
durgunluk sinyalleri ve iş-
sizlik, büyüme rakamlarõn-
daki düşüş ve finansal sis-
teme olan güvenin sarsõl-
masõ, Türk tüketicisini de
sarstõ. Birkaç yõl önce batõk
kredi kartlarõ konuşulurken
küresel finans sistemindeki
krizin en yoğun yaşandõğõ
2008 ile birlikte konutundan
taşõt ve ihtiyacõna kadar
tüm bireysel tüketici kredi-
lerindeki batõk oranlarõ da
zirve yaptõ.
Merkez Bankasõ‘nõn 19
Eylül tarihli verilerine göre
tüketici kredilerinin toplamõ
81.8 milyar YTL’ye, kredi
kartõ harcamalarõnõn top-
lam tutarõ da 32.1 milyar
YTL’ye çõktõ.
Son yõllarda kredi kartla-
rõna yönelik getirilen dü-
zenlemelerle, bu alandaki
batõklar kõsmen yavaşladõ.
Bu yõlõn başõnda 1.6 milyar
YTL olan tasfiye edilecek
olan bireysel kredi kartlarõ
tutarõ, 19 Eylül’de 1.9 mil-
yar YTL’ye ulaştõ.
Kredi kartlarõnda 9 aylõk
artõş oranõ yüzde 19’da ka-
lõrken tüketici kredilerinde
tasfiye olunacak tutar yõl-
başõndan bu yana yüzde 52
arttõ. Küresel krizin kendi-
ni hissettirmeye başladõğõ
2007 başõndan bu yana olan
artõşsa yüzde 296’ya çõktõ.
Bu yõlõn ilk 9 ayõnda batõk
konut kredileri yüzde 66
artarken 2007 başõndan bu
yana olan artõşsa yüzde
600’ü buldu.
Mustafa Özyürek
‘Hükümet,
ESK’yi acilen
toplamalı’
Turizm gelirlerini
gurbetçiler şişirdi
Ekonomi Servisi - İktisatçõ Mustafa Sönmez, ilk
altõ ayda 6 milyar dolara ulaşan turizm gelirlerine
karşõlõk dõşa yapõlan seyahat harcamalarõn 1.8
milyar dolara çõktõğõnõ, net gelirin 4.1 dolar oldu-
ğunu ifade ederek yõllõk net turizm gelirinin de 13.5
milyar dolar olarak gerçekleşmesini beklediğini kay-
detti. Sönmez “Turizm Gelirleriyle” ilgili yaptõ-
ğõ araştõrmasõnda, turizmden elde edilen gelirlerin,
birçok ülkenin döviz bilançosunda önemli bir ka-
lem tuttuğunu belirterek “Türkiye’de ödemeler
dengesinde gösterilen turizm gelirleri içinde sa-
dece yabancıların harcamaları değil, aynı za-
manda halk arasında ‘Alamancõlar’ diye tabir
edilen yurtdışında çalışan, yerleşik vatandaşla-
rın Türkiye’yi ziyaret ettiklerinde yaptıkları har-
camalar da gösteriliyor” dedi.
Turizm gelirlerini yabancõlarõn harcamalarõ ve göç-
men vatandaşlarõn yaptõklarõ harcamalar olarak iki-
ye ayrõlmasõ gerektiğini kaydeden Sönmez, son 3
yõldõr yõlda ortalama 4-4.5 milyar dolarõ göçmen va-
tandaşlarõn harcadõğõna dikkat çekti.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- CHP Genel Saymanõ ve Merkez
Yönetim Kurulu (MYK) Sözcüsü
Mustafa Özyürek, ABD’de başlayan
finansal kriz nedeniyle hükümetin acil
önlem almasõ gerektiğini belirterek, hü-
kümetin öncelikle Ekonomik ve Sos-
yal Konseyi (ESK) toplamasõnõ, sen-
dikalara ve iş dünyasõna bilgi verme-
sini ve görüşlerini almasõnõ istedi.
Hükümetin bazõ acil önlemler al-
masõ gerektiğini ifade eden Özyürek,
“Hükümet öncelikle Ekonomik ve
Sosyal Konseyi toplamalı, sendi-
kalara ve iş dünyasına bilgi vermeli
ve onların görüşlerini almalıdır”
dedi. Sermaye Piyasasõ Kurulu
(SPK), Bankacõlõk Düzenleme ve
Denetleme Kurulu (BDDK) gibi de-
netleyici ve düzenleyici kurullarõn si-
yasi baskõlardan arõndõrõlmasõnõ is-
teyen Özyürek, yabancõ sermayeli
bankalarõn fon hareketlerinin dikkatle
izlenmesi, amaç dõşõ, yasadõşõ fon çõ-
kõşlarõnõn mutlaka denetim altõna
alõnmasõ gerektiğini ifade etti.
SÖNMEZ’İN ARAŞTIRMASI
CHP MYK raporu: Halkõn enflasyonu artõyor, sokaktaki işsizlik büyüyor
Ekonominin nabzı atmıyor
TEPAV DEĞERLENDİRMESİ: ANADOLU YAKLAŞIMI
Ulusal Program Taslağõ yetersiz KOBİ’ler umduğunu bulamadõ
ADANA (AA) - Küçük ve
orta ölçekli firmalarõn borçlarõnõn
yeniden yapõlandõrõlmasõnõ ön-
gören “Anadolu Yaklaşımı”nda
40 bini sorunlu 70 bin KOBİ‘den
sadece 97’sinin bankalara ve di-
ğer kredi ku-
rumlarõna olan
47 milyon 154
bin YTL tuta-
rõndaki borcu-
nun yeniden ya-
põlandõrõldõğõ
bildirildi. Küçük
ve Orta Büyük-
lükteki İşletmeler Derneği (KO-
BİDER) Genel Başkanõ Nuret-
tin Özgenç, Finansal Yeniden
Yapõlandõrma Programõ‘nõn
(FYYP) yürürlüğe girdiği 30
Aralõk 2006’dan bugüne kadar
toplam 2 bin 466 kişinin istihdam
edildiği 115 firmanõn FYYP kap-
samõna alõndõğõnõ belirten Öz-
genç, bunlardan 97 firmanõn 47
milyon 154 bin YTL tutarõndaki
borçlarõnõn yeniden yapõlandõ-
rõldõğõnõ ifade
ederek “40 bini
sorunlu 70 bin
KOBİ‘den sade-
ce 97’sine faiz in-
dirimi ve taksit
imkânı sağlan-
ması oldukça ye-
tersiz. Kapsam-
daki 40 bin firmanın bankala-
ra toplam borcu 1.7 milyar
dolar civarında” diye konuştu.
Özgenç, “Bu yavaş ilerlemenin
nedeni de kamu bankalarının
işi ağırdan almalarıdır” dedi.
Ekonmi Servisi - Türkiye Eko-
nomi Politikalarõ Araştõrma Vak-
fõ (TEPAV), Ulusal Program
Taslağõ’nõn bütüncül ve reform-
cu bir zihniyeti yansõtmak yerine
teknokratik ve formalite niteli-
ğinde düzenle-
meler içerdiğini
açõklayarak,
“Katılım Or-
taklığı Belge-
si’nde ifadesini
bulan temel ön-
celikleri karşı-
lama bakımın-
dan yetersiz kaldığı saptan-
mıştır” değerlendirmesini yaptõ.
TEPAV, Türkiye’nin AB üyeli-
ği sürecinde kõsa ve orta vadede
yapmayõ taahhüt ettiği düzenle-
meleri içeren Üçüncü Ulusal
Program taslak metnine ilişkin de-
ğerlendirmelerini Avrupa Birliği
Genel Sekreterliği’ne gönderdi.
Metne nihai hali verilmeden ön-
ce görüşleri istenen sivil toplum
kuruluşlarõ arasõnda bulunan TE-
PAV değerlendir-
mesinde şu görüş-
lere yer verildi:
“Ulusal Progra-
mın bütüncül ve
reformcu bir zih-
niyeti yansıtmak
yerine teknokra-
tik ve formalite
niteliğinde düzenlemeler içer-
diği düşünülmektedir. III. Ulu-
sal Program taslağı AB müza-
kere sürecinin Türkiye tara-
fından yeterince içselleştiril-
mediğini göstermektedir.”
Kara listeye girenlerin arttõğõna dikkat
çekilen raporda, “Yüzde 20’lik işsizlik
kronikleşti. Kapanan işyeri sayõlarõ hõzla
artõyor. Ulusal sanayi tekliyor” denildi.
TÜREY KÖSE
ANKARA - CHP Mer-
kez Yönetim Kurulu
(MYK) raporunda “So-
kaktaki işsizliğin resmi
rakamların çok üstünde
olduğu, yüzde 20’lik iş-
sizliğin kronikleştiği,
halkın enflasyonun yüz-
de 25’in üzerinde oldu-
ğu”na dikkat çekildi. Ra-
porda, çeşitli ekonomik
göstergeler ve bunlarõn
yurttaşlara yansõmasõ ko-
nusunda şu değerlendir-
melere yer verildi:
Kredi kartõ ile tüke-
tici harcamalarõ 2008’in
ilk çeyreğinde yüzde 6.8
artarken, ikinci çeyrekte-
ki artõş yüzde 2 ile sõnõrlõ
kaldõ.
802 bin yurttaşõmõz,
kredi kartõ veya banka
kredisi borcunu ödeye-
mediği için Merkez Ban-
kasõ’nõn kara listesine
girmiş durumda. Bu ra-
kam, 6 yõl önce AKP iş-
başõna geldiği zaman 18
bin idi.
Kapanan ticaret un-
vanlõ işyeri sayõsõ tem-
muz ayõnda geçen yõlõn
aynõ ayõna göre yüzde
27.5 artõşla 3 bin 50 oldu.
Yõlõn ilk yedi ayda kapa-
nan toplam ticaret unvan-
lõ işyeri sayõsõ, geçen yõlõn
eş dönemine göre yüzde
83.3 artarak 27 bin 264’e
tõrmandõ.
TÜİK’e göre 2008
Mart döneminde Türkiye
genelinde işsizlik oranõ,
yüzde 8.9. Ancak sokak-
taki işsizlik oranõ açõkla-
nanõn iki katõ, yani yüzde
18 düzeyinde. Gençler
arasõnda ise yüzde 30’la-
rõn üzerinde.
Enflasyon hedefle-
mesi politikasõ izleyen
Türkiye, yüzde 4 olarak
belirlediği hedefe karşõn,
Temmuz 2008 itibarõyla
yüzde 12 ile hedefi üç kat
aştõ. Halkõn enflasyonu
ise yüzde 25 düzeyinde.
AKP iktidarõnda
toplam 234.8 milyar do-
lar dõş ticaret açõğõ oluş-
tu. Doğrudan yabancõ
yatõrõmlar, bu yõlõn ilk 6
ayõnda yüzde 39 azala-
rak 7.6 milyar dolarla sõ-
nõrlõ kaldõ.
AKP iktidarõ döne-
minde merkezi yönetimin
toplam borcu yüzde 140
oranõnda arttõ.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Devlet Bakanõ Kürşad Tüzmen, kü-
resel finans krizinin ciddi nakit sorun-
larõnõ gündeme getireceğini belirterek
“Ciddi nakit sorunları gündeme ge-
lecek. Tüketicilerin doğrudan etki-
leneceği bir dönem. Araç, konut ve
tüketici kredilerinin maliyetleri cid-
di şekilde artacak. ABD’yi zor gün-
ler bekliyor. Dünya ve Türkiye de
bundan doğrudan etkilenecek” dedi.
Tüzmen, Dõş Ticaret Müsteşarlõğõ’nda
düzenlediği basõn toplantõsõnda, küre-
sel finans krizi ve ihracat rakamlarõnõ
değerlendirdi.
ABD’nin yõllõk 14 trilyon dolarlõk
milli gelire sahip olduğunu belirten
Tüzmen, finansal krizin maliyetinin
de 1 trilyon dolarõ aştõğõnõ söyledi.
Tüzmen, gelecek dönemde enflas-
yonist baskõlarõn artacağõnõ, dolar-
Avro pariteleri ve diğer paritelerde
değişiklikler olacağõnõ belirterek
“Sonuç olarak küresel kriz eşittir
küresel belirsizlik” dedi.
Ulusal Program
Taslağõ’nõn bütüncül ve
reformcu bir zihniyeti
yansõtmak yerine
teknokratik ve formalite
niteliğinde düzenlemeler
içerdiğini açõkladõ.
40 bini sorunlu
toplam 70 bin küçük ve
orta ölçekli firmanõn
sadece 97’sinin borçlarõ
yeniden
yapõlandõrõlabildi.
KÜRŞAD TÜZMEN:
Yurttaşõn kredisi karardõ
Ödenemeyen kre-
diler kara liste-
de de kendini gös-
terdi. Bundan 3 yõl
önce kara listedeki
her 10 kişiden an-
cak biri konut-taşõt
veya ihtiyaç kredisi-
ni ödeyemeyenler-
den oluşurken bu yõ-
lõn temmuz ayõ itiba-
rõyla listedeki her
dört kişiden biri son
3 yõlda aldõğõ tüketi-
ci kredisi borcunu
ödeyemediği için
listeye girdi. Liste-
dekilerin sayõsõ 1
milyona dayanõrken
bunlarõn 200 bine
yakõnõ aldõğõ konut,
taşõt veya ihtiyaç
kredisini ödeyemedi.
Mağdurlar
200 bini
buldu
İSTANBUL (AA) -
Cardif Üst Yöneticisi (CEO)
Yılmaz Yıldız, işsiz kalõnmasõ du-
rumunda kredi kartõ borcunu ödemeye ve
gelir güvencesi sağlamaya yönelik ürünle-
rinin neredeyse “peynir ekmek gibi” satõldõ-
ğõnõ belirterek “İnsanlar orada kendilerini
güvende hissetmiyorlar gibi gözüküyor” dedi.
Bireysel kredilerde geri ödenmeme oranlarõna ba-
kõldõğõnda, alarm zilleri çalmasa da yukarõ doğru bir
yönelimin söz konusu olduğunu kaydeden Yõldõz, ka-
nuni takibe düşen bireysel kredi oranõnõn yüzde
1.8’den yüzde 2.4’e çõktõğõnõ seyledi. “Türki-
ye’nin tüm işsizlik riskini almaya hazırız” diyen
Yõldõz şöyle konuştu: “İlk ürünlerimizi bu yı-
lın haziran ayında satmaya başladık.
‘2008’de 20-25 bin satarõz’ diyorduk. An-
cak, yıl sonuna kadar 75-100 binlere
kadar çıkabiliriz. Özellikle limitli
bütçesi olan bireyler arasında
ciddi bir talep var” di-
ye konuştu.
‘Peynir ekmek gibi
satıyoruz’
Krizden
etkileneceğiz