Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Ne var?
Güçlerin medyası var...
Sloganvari bir anlatımla özetlemek gerekirse
medya gücü yok, güçlerin medyası var... Bu bağ-
lamda gücünü korumak, büyütmek isteyen hemen
herkes medya gücüne de sahip olmak istiyor. Ül-
kemizdeki ve dünyadaki genel gelişimin özeti böy-
le. Artık çok güçlü holding sahipleri, çokuluslu şir-
ketler, iktidarını kalıcı ve seçeneksiz kılmak iste-
yen partiler, küresel gücünü pekiştirmek isteyen
devletler medya kullanımını stratejik bir unsur ha-
line getirdiler. Bütün bunların dışında küresel bir
örnek vermek gerekirse Amerika Birleşik Devlet-
leri Irak işgalinin ardından ilk sonuçları değerlen-
dirdikten sonra şöyle bir değerlendirme yaptı:
“Irak işgali bizim son konvansiyonel savaşımız
olmalı. Bundan böyle ülkeleri tankla, tüfekle işgal
etmek yerine medya ve bilgi operasyonlarıyla ay-
nı şeyi yapmak daha gerçekçi ve sonuç alıcı!”
Başlıktaki yakıştırmaya gönderme olarak kitle im-
ha silahlarının (KİS) da içerik ve biçim değiştirdi-
ğini söyleyebiliriz. Klasik söylemle nükleer, kim-
yasal ve biyolojik silahlara KİS adı veriliyor. Ancak
bugün en azından görünür gelecekte KİS’lerin ye-
rini şu silahlar almaya başladı:
Kitle imal silahları!
Artık kitleleri imha edeceğinize, onları ortadan
kaldırıp sonuçlarıyla uğraşacağınıza kitleleri ken-
dinize göre imal ediyorsunuz. Arada imalat hata-
sı olursa bilemeyiz ama, iyi imal ettiğiniz kitleleri
istediğiniz gibi güdüleyebiliyorsunuz, istediğiniz yö-
ne çekip istediğiniz gücü yıpratabiliyorsunuz.
İşte bu yeni model kitle imal silahlarının başın-
da medya geliyor. Bir ülkeyi işgal edip içinde iş-
birlikçi arayacağınıza, o ülkede etkin bir medya ku-
rup o medya etrafında farklı bir politikayı topluma
dayatın, istediğiniz sonucu alın!
Medyayı, benzetmede hata olmaz, gen mü-
hendisliğine de benzetebiliriz. Hani dört köşe kar-
puz, mavi domates üretiyorlar ya, toplumun da
genleriyle oynayarak istediğiniz renge, biçime gir-
mesini sağlayabilirsiniz.
Türkiye’de güncel olarak tartışılmakta olan
medya konularına yukarıdaki benzetmeler ufuk açı-
cı olabilir. Örneğin şöyle bir anlatım denemesin-
de bulunabiliriz:
Sen kendini dünyanın en güçlü on ordusu ara-
sında mı görüyorsun?..
Sen kendini en zorlu kış koşullarında bile sınır
ötesi operasyon yapabilen dünyanın üç-beş or-
dusundan biri olarak mı görüyorsun?..
Sen kendini hava operasyonlarını sıfıra yakın ha-
tayla başarabilen güçlü bir ordu olarak mı görü-
yorsun?..
Biz sana öyle bir ses ve görüntü bombalarıyla
saldırırız ki, bu imajın hemen her kesimde ikinci
plana düşebilir ve başka bir şekilde tartışılır hale
gelirsin...
Atatürk’ün basın özgürlüğüyle ilgili değerlen-
dirmesi şöyle:“Basın özgürlüğünden kaynaklanan
sorunların çözümü basın özgürlüğüdür!”
Bu söz 21. yüzyılda da güncel.
Ancak yukarıda özetlediğimiz durum basın öz-
gürlüğü tartışmasının çok ötesinde...
Medya yerine göre medyalröz, yerine göre
medyokrasi diye tanımlayabileceğimiz, pek çok gü-
cün aracı haline de gelmeye açık bir başkalaşım
içinde.
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Bugün bankalar sağlam duruyorsa, bunu
2001’deki hükümetin çıkardığı Bankalar Yasası
sağladı.
RTE’nin marifeti, becerisi değil.
IMF’nin ziyaretinden sonra yeni zamlar bekle-
meye de gerek kalmadı.
Bu hükümet zaten zam şampiyonu. Güncel ya-
şamı etkileyecek her alanda zam üstüne zam ya-
pıyor.
Zam gerekçesi ise eski hükümetleri yerden ye-
re vururken kullandığı öğeleri içeriyor.
Halk ne yapsın? Gelen gideni aratıyor ama elin-
deki tek kozu, seçim kozunu kullanmıyor.
İş çevreleri, ekonomi uzmanları, bilim adamları
global kriz dalgası bütün dünyayı sarstığı bir dö-
nemde IMF ile yeni bir kredi almayı hedefleme-
yen stand-by anlaşması yapılmasındaki gerek-
sinmeden söz ediyor. RTE’ye derler ki; “ya’vu kor-
kacak bir şey yok”. IMF ile şu kadar milyar dolarlık
anlaşma yap diyen yok.
Adı ihtiyati mi olur stand-by anlaşması mı,
önemli değil.
Önemli olan IMF ile Türkiye’ye kredi açacak olan
veya yabancı paranın Türkiye’ye akışına güven-
ce verecek bir uzlaşmaya varmak!
Dünyada dengeler durmadan değişiyor. Glo-
bal krizin etkisiyle, bugün yok gibi ama finansman
ihtiyacı doğabilir.
O zaman Türkiye’ye gerektiği kadar para akı-
şını sağlayacak IMF güvencesi devreye girecektir.
Uzmanlar, bir önlem olarak yeni bir stand-by
anlaşmasını gerekli görüyor.
Fakattt RTE; Türkiye’yi IMF’den kurtaran bir
kahraman, IMF adını duymak bile istemiyor.
Ne yapıyor? Yabancı paranın akışında durak-
sama mı var?
Yurtdışında çalışanların bulundukları ülkenin
bankalarındaki tasarruflarını tez elden Türki-
ye’ye getirmelerini sağlayacak yöntemlere baş-
vuruyor.
Dışarıdaki parayı nasıl getirirsen getir, ister ba-
vulla, ister banka yoluyla, nereden bulduğunda
sorulmayacak, yeter ki getir!
Bu yöntemin kara parayı aklama yolunu aça-
cağını söyleyenlere Başbakan RTE, çok kısa bir
yanıt verdi:
“…Bu riski göze alıyoruz…”
50 milyar ticaret açığını kara para aklayanlar-
la kapatmayı düşünen bir hükümet başkanı…
IMF ile dışarıya güven sağlayacak bir anlaşma
yapmaya geç kaldık diyenlere yanıt olarak kara
para aklama riskini göze alan bir devlet adamı…
Kıbrıslı MA Talat bile kriz bizi de etkiler diyor;
RTE ise hâlâ, “Bize bir şey olmaz” havalarında.
İçeride önlem almayı reddediyor. Uluslararası
sermayeye güvence verecek bir belgeyi imzala-
maktan kaçınıyor.
Bu memlekette kara para aklanmasına ruhsat
veren bir hükümet varken, ulusal takımın her ye-
nilgisinden sonra maaşına zam isteyen paraya
kurban, uzman bir adamımız olacak elbette!
Adına yakışır bir adam, parayı fetheden adam;
Fatih Terim!
Maaşı 110 milyardan başladı.180 milyara çı-
kartmayı başardı. Şimdi de 250 milyar istiyor. Yıl-
da değil, ayda 250 milyar!
Ulusalcılıkta, ulusun duygularını harekete ge-
çiren söz ve hareketlerde bir numara. Ama ulu-
sal bir görev yaparken neredeyse her yıl maaşı-
na en az 50 milyar zam yapılmasını isteyen ve ne
yazık ki çoğu kez dayatmasını kabul ettiren bir
spor adamı.
Son zam isteğine fedarasyon yöneticileri bile
isyan etmiş; olmaz, çok demişler.
Seçmenin getirdiği RTE’ye çaresiz tahammül
ediyoruz, demokrasi adına tahammül etmek zo-
rundayız:
Para ihtirası ile sahaya inen bir adamı Türk in-
sanı sırtında taşımaya mahkûm mudur?
Atananların dayatmalarından sürekli ve de
demokrasi adına şikâyet eden RTE; atanmışla-
rın dik âlâsı Terim’in maaş konusundaki dayat-
malarına, şımarıklığına dur demesi gereken AKP
iktidarı nerede?
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFACUMHURİYET
19HABERLERİN DEVAMI
İstanbul B 19
Edirne B 18
Kocaeli Y 20
Çanakkale B 20
İzmir PB 25
Manisa PB 26
Aydın PB 26
Denizli PB 24
Zonguldak Y 19
Sinop Y 22
Samsun Y 22
Trabzon PB 22
Giresun PB 22
Ankara B 20
Eskişehir B 18
Konya B 22
Sıvas B 18
Antalya B 27
Adana B 28
Mersin B 28
Diyarbakır B 26
Şanlıurfa B 27
Mardin B 25
Siirt B 26
Hakkâri B 19
Van B 17
Kars PB 18
Oslo Y 18
Helsinki Y 11
Stockholm Y 10
Londra Y 15
Amsterdam Y 14
Brüksel B 12
Paris B 13
Bonn PB 12
Münih B 18
Berlin B 14
Budapeşte B 14
Madrid Y 20
Viyana B 14
Belgrad B 15
Soyfa B 19
Roma Y 11
Atina Y 25
Zürih B 15
Moskova Y 15
Aşkabat Y 25
Astana PB 8
Taşkent Y 28
Bakû Y 20
Bişkek Y 25
Tiflis Y 15
Kahire Y 26
Şam B 28
18 EKİM 2008 CUMARTESİ
1. KOŞU: F: Ebru Hanõm (2), P: Arsuz (4), PP:
De Lovely (3), S: Koşulantay (1).
2. KOŞU: F: Başhakan (6), P: Babaarat (4), PP:
Beylerbeyi (2), S: Erbay (10).
3. KOŞU: F: Sultan Hanõm (9), P: Manicida (4),
PP: Münevver Hanõm (6), S: Want Luck (2).
4. KOŞU: F: Sertbey (4), P: Beymiyaman (5),
PP: Şefo (6), S: Gürgül (2).
5. KOŞU: F: Sagaris (1), P: Mechanic Girl (6),
PP: Abjora (4), S: Bukefalus (3).
6. KOŞU: F: Taybars (5), P: Bozyiğit (3), PP:
Bedran (2), S:
Balaberk (1).
7. KOŞU: F:
Catch Me (3),
P: Ancyra (7),
PP: Sinyor
(9), S: Kerem
Paşa (1).
ALTILI GANYAN
6 9 4 1 5 3
4 5 3 7
2 6 2 9
10 2 1/4 1
AĞRI (Cumhuriyet) - Ağrõ’nõn Doğubeyazõt ilçesinde kuma geti-
rilmesine karşõ çõktõğõ için eşiyle tartõşan ve şiddet gördüğü iddiasõyla
polise sõğõnan Özlem Arslan (19) ölü bulundu. Olayla ilgili kadõnõn es-
ki eşi gözaltõna alõndõ. Doğubeyazõt’õn Kalus köyü yakõnlarõnda bir ka-
dõn cesedi gören yurttaşlar, durumu Jandarma Komutanlõğõ’na bildir-
di. Olay yerinde inceleme yapan Jandarma Komutanlõğõ ekipleri, cesedin
Özlem Arslan’a ait olduğunu ve cinayetin yakõn mesafeden silahla ateş
edilerek gerçekleştirildiğini tespit etti. Arslan’õn cesedi, Doğubeyazõt
Devlet Hastanesi’nde nöbetçi Cumhuriyet savcõsõnõn yaptõğõ otopsinin
ardõndan ailesine teslim edildi. Arslan’õn, eşi Mehmet Arslan’dan şid-
det gördüğü gerekçesiyle daha önce polise sõğõndõğõ ve geçtiğimiz gün-
lerde boşandõğõ belirtildi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Danõştay 2. Dairesi üye-
lerine ve gazetemize yapõlan sal-
dõrõlarla ilgili davanõn temyiz
duruşmasõ, 27 Kasõm Perşembe
günü Yargõtay 9. Ceza Daire-
si’nde yapõlacak.
Yargõtay 9. Ceza Dairesi, da-
vaya ilişkin Yargõtay Cumhuri-
yet Başsavcõlõğõ’nõn tebliğna-
mesini sanõk avukatlarõna ve da-
vaya müdahil olarak katõlanlara
tebliğ etti.
Daire, sanõk avukatlarõnõn tem-
yiz incelemesinin duruşmalõ ya-
põlmasõ talepleri doğrultusunda,
27 Kasõm 2008 tarihini duruşma
tarihi olarak belirledi. Daire, du-
ruşmanõn ardõndan belirlenecek
bir tarihte kararõnõ açõklayacak.
Yargõtay Cumhuriyet Başsav-
cõlõlõğõ, Danõştay saldõrõsõ dava-
sõ sanõklarõ Alparslan Arslan,
Osman Yıldırım, İsmail Sa-
ğır, Erhan Timuroğlu ve Sü-
leyman Esen’in, gazetemize
bomba atõlmasõ ve Danõştay sal-
dõrõsõyla ilgili mahkemeye gön-
derilen belgeler dõşõnda, Erge-
nekon soruşturmasõna ait tüm
belge ve beyanlarõnõn getirtilerek
yeniden bir karar verilmesini is-
temişti.
Tebliğnamede, sanõk avukatlarõ
ve müdahillerin diğer itirazlarõ
yerinde görülmeyerek, reddedil-
mişti.
Tebliğnamenin, temyiz ince-
lemesini yapacak Yargõtay 9.
Ceza Dairesi için bağlayõcõ nite-
liği bulunmuyor. Ancak tebliğ-
nameye aykõrõ bir karar çõkmasõ
halinde Başsavcõlõk isterse dos-
ya yerel mahkemeye gitmeden
karara itiraz edebilecek. İtiraz
edilmesi halinde dosya Yargõtay
Ceza Genel Kurulu tarafõndan
görüşülecek.
Ankara 11. Ağõr Ceza Mah-
kemesi, davada sanõk Alparslan
Arslan’õ, “cebir ve şiddet kul-
lanarak Türkiye Cumhuriye-
ti Anayasası‘nın öngördüğü
düzeni ortadan kaldırmaya,
yerine yeni bir düzen getir-
meye, fiilen uygulanmasını
önlemeye teşebbüs etmek” su-
çundan Türk Ceza Yasasõ’nõn
309/1. maddesi uyarõnca ve
“Danıştay 2. Dairesi Başkanı
Mustafa Yücel Özbilgin‘i, ta-
sarlayarak ve yerine getirdiği
kamu görevi nedeniyle kasten
öldürmek” suçundan ayrõ ayrõ
2 kez ağõrlaştõrõlmõş müebbet ha-
pisle cezalandõrmõştõ.
İstanbul Haber Servisi - İstanbul Barosu
Başkanõ avukat Kazım Kolcuoğlu ve İstanbul Ba-
rosu başkanlõğõ için aday olan avukatlar, Metris
Cezaevi’nde işkence sonucu yaşamõnõ yitiren En-
gin Çeber’in ölümünü Türk adalet tarihi için ka-
ra bir leke olarak değerlendirdi. İstanbul Halk Cep-
hesi üyeleri de Çeber’in işkence sonucu öldü-
rülmesinin ardõndan İstanbul Barosu’ndan gerekli
duyarlõlõğõ göremediklerini belirterek, “Engin’i
öldürenlerden hesap sormak için İstanbul
Barosu’nun etkili muhalefet görevi yürütme-
si gerekiyor” dediler.
İstanbul Barosu Orhan Apaydõn Konferans
Salonu’nda düzenlenen açõklamada konuşan İs-
tanbul Barosu Başkan Yardõmcõsõ avukat Meh-
met Durakoğlu, Engin Çeber’in Metris Ceza-
evi’nde işkence sonucu öldürülmesini, hiçbir
düşünsel temelli ayrõm gözetmeksizin bütün baş-
kan adaylarõyla kõnadõklarõnõ belirtti. Durakoğlu,
“Cezaevlerindeki koşullara ilişkin kaygılarımızı
eylem yaparak duyurmuş, önlemler alınması
gereğini dile getirmiştik. Bu duyarlılığımıza ku-
lak verilmemesinin getirdiği bu son nokta, son
aşama olmayacaktır” dedi. Dergi dağõtma ge-
rekçesi ile gözaltõna alõnan şüphelilerin, ‘görev-
li memura mukavemet’ nedeniyle tutuklanma-
larõ, bu tür olaylarda çok sõk karşõlaşõlan ‘kur-
gusal’ bir uygulamaya dönüştüğünü kaydeden Du-
rakoğlu, “Bu olay nedeniyle, Adalet Bakanı
Mehmet Ali Şahin tarafından gösterilen tavır,
takdir edilmesi gereken bir içerik taşımakta-
dır. ancak yaşanan bu ‘özgün tavõr’, sorunun
Engin Çeber özelinde çözümünden, genel ola-
rak işkence olgusunun çözümüne yönelirse an-
lamlı olacaktır” görüşünü dile getirdi.
İstanbul Halk Cephesi üyeleri de Çeber’in iş-
kence sonucu öldürülmesinin ardõndan İstanbul
Barosu’ndan gerekli duyarlõlõğõ göremediklerini
belirterek, “İstanbul Barosu, Engin Çeber’in iş-
kencede öldürülmesinin ilk ve son olmayaca-
ğının bilincinde olarak, etkili bir muhalefet gör-
evini yerine getirmelidir” dediler.
İstanbul Haber Servisi -
Gazetemiz, “suçun mağduru
ve zarar göreni olduğu” ge-
rekçesiyle pazartesi günü baş-
layacak Ergenekon davasõna
müdahil olmak için yargõlama-
nõn yapõlacağõ İstanbul 13. Ağõr
Ceza Mahkemesi’ne başvurdu.
Cumhuriyet gazetesinin avu-
katlarõ, Ergenekon iddianame-
sinde suçtan zarar görenler ara-
sõnda Cumhuriyet gazetesinin
bulunmamasõnõn hukuka aykõ-
rõ olduğunu belirttiler.
Gazetemiz avukatlarõ Akın
Atalay, Bülent Utku ve Tora
Pekin, dün Beşiktaş’teki İs-
tanbul Adliyesi’ne gelerek,
mahkemeye müdahale taleple-
rini içeren dilekçe sundular.
Avukatlar, hazõrladõklarõ dilek-
çede, Ergenekon davasõnda yar-
gõlanacak sanõklardan Oktay
Yıldırım, Muzaffer Tekin ve
Veli Küçük’e yöneltilen suç-
lamalar arasõnda Cumhuriyet
gazetesine üç kez bomba atõl-
masõ olayõnõn da bulunduğunu
belirttiler. Bomba atõlmasõ ey-
lemi nedeniyle, Alparslan As-
lan’õn da aralarõnda bulunduğu
sanõklarõn yargõlandõğõ Ankara
11. Ağõr Ceza Mahkeme-
si’ndeki davaya gazetemizin
“suçtan zarar gören olduğu
için” müdahil sõfatõyla katõldõ-
ğõ anõmsatarak, aynõ eylemden
dolayõ bu iddianame ile bir kõ-
sõm sanõklarõn suçlanmasõ ne-
deniyle bu davaya katõlmak is-
tediklerini belirttiler. Cumhu-
riyet gazetesinin, bu eylemde
sorumluluğu olduğuna dair hak-
kõnda yeterli, mantõklõ ve inan-
dõrõcõ sebebi bulunan herkesin
yargõlanmasõnõ ve suçluluğu
kanõtlanacak herkesin cezalan-
dõrõlmasõnõ, olayõn bütün yön-
leriyle açõğa çõkarõlmasõnõ iste-
diğini vurgulayarak, “Ergene-
kon iddianamesinde, Danıştay
saldırısında yaralanan Da-
nıştay üyelerinin ‘suçtan zarar
görenler’ olarak belirtilmiş
olmasına karşın, Cumhuri-
yet gazetesine yer verilme-
mesi yasaya aykırıdır” dediler.
Gazetemiz avukatlarõndan
Akõn Atalay, Cumhuriyet ga-
zetesinin Ergenekon davasõnda
“maznun değil, mazlum”, “sa-
nık değil mağdur”, “yargıla-
nan değil yargılayan” konu-
munda olduğunu ifade etti.
Cumhuriyet savcõlarõnõn çok
kötü, yüzlerce sayfa tekrardan
ibaret, karmaşõk, mantõk hata-
larõyla örülmüş ve yasaya uygun
olmayan bir iddianame hazõr-
ladõklarõnõ söyleyerek, bunun
davayõ içinden çõkõlmaz bir
noktaya getirdiğini, suçluyu
suçsuzdan, doğruyu yanlõştan
ayõrmanõn güçleştirildiğini, sõrf
muhalif olduklarõ için inandõrõ-
cõlõğõ bulunmayan yaklaşõm ve
senaryolarla bazõ insanlarõn
mağdur edildiklerini belirtti.
İddianameyi hazõrlayan cum-
huriyet savcõlarõnõn, Cumhuri-
yet gazetesine karşõ hasmane bir
tutum aldõklarõnõ, bu tutumlarõ-
nõ destekleyen bazõ gazeteler,
televizyonlar ve yazarlarõn da
katkõsõyla; suçun mağduru olan
gazetenin, sanki kendi kendini
bombaladõğõ, bunu da hükü-
meti zor durumda bõrakmak
için bilerek yaptõğõ gibi bir ha-
va yaratõlmak istendiğini ifade
ederek, kamuoyunun bu gü-
lünç senaryoya inandõrõlmakla
karşõ karşõya bõrakõldõğõnõ, in-
sanlarõn bu derece aptal yerine
konulmasõnõn üzücü ve hayret
verici olduğunu söyledi.
Cumhuriyet, savcıya tazminat davası açtı
Gazetemiz başyazarõ İlhan
Selçuk, önceki gün, soruşturma
savcõlarõ aleyhine açtõğõ davada,
kişilik haklarõna saldõrõnõn tes-
pitini isteyerek Borçlar Yasa-
sõ’nõn 49. maddesinin 3. fõkra-
sõna göre haksõz tecavüzü kõna-
yan bir karar verilmesini ve
hükmün basõn yoluyla yayõn-
lanmasõnõ talep etmişti.
Cumhuriyet gazetesinin avu-
katlarõnõn hazõrladõğõ dava di-
lekçesinde, iddianameyi yazan
Cumhuriyet Savcõlarõnõn, sanki
Ergenekon davasõnda gazete
tüzel kişiliği yargõlanõyormuş-
casõna, gazeteye yönelik haksõz,
hukuka aykõrõ, ticari ve mesle-
ki itibarõna saldõrõ oluşturan it-
hamlarda bulunulduğu belirtil-
di. İddianamede Cumhuriyet
gazetesine yönelik olarak, Er-
genekon terör örgütünün yayõn
organõ olduğu şeklinde nitele-
melerde bulunulduğunu, gaze-
te hakkõnda açõlmõş böyle bir da-
va ve soruşturma bulunmadõğõ-
na dikkat çekildi. Soruşturmanõn
ve davanõn gazete tüzel kişiliği
ile çalõşanlarõna yönelik olma-
dõğõnõ ve olamayacağõ kayde-
dilerek “İddianame ile bir kez
daha ortaya çıktığı gibi, davalı
savcıların objektif ve yasaya
uygun davranmayıp, sırf ga-
zeteye yönelik hasmane tu-
tumları nedeniyle keyfi tu-
tum ve işlemler yaptıkları gö-
rülmüştür” denildi. Soruşturma
savcõlarõnõn, Ergenekon dava-
sõnda, aslõnda, mağdur ve suç-
tan zarar gören konumunda olan
Cumhuriyet gazetesine, kişisel
duygu ve düşüncelerinin etkisi
altõnda kalarak ve karalama
maksadõyla haksõz ve kabul edi-
Baştarafı 1. Sayfada
lemez ağõr suçlamada bulun-
duklarõ ileri sürüldü. Yargõla-
mada iddiayõ temsil eden sav-
cõlarõn, dava ve yargõlama ile
bağlantõsõ olmayan konularda,
kişilerin hak ve hukukuna riayet
etmesi gerektiği vurgulanan di-
lekçede, “Aksi yaşandığında,
savcıların da hukuki sorum-
luluklarının bulunması, hu-
kuk devletinin gereğidir” de-
nildi.
“Hesap verilmeli”
Hukuk devletinde hukukun
dõşõna çõkan, yasaya aykõrõ işlem
ve eylemde bulunan kim olur-
sa olsun hukuk önünde bunun
hesabõnõ vermesi gerektiği be-
lirtilerek şöyle denildi:
“Cumhuriyet gazetesi, bom-
balamanın sorumluluğunu ta-
şıyan kişi ve örgütlere karşı
takipçi olacağı gibi gazeteyi
karalama, küçük düşürme ve
tasfiye amaçlı her türlü giri-
şime karşı da hukuk zemi-
ninde haklarını arayacaktır.
Bunu gerek savcılara karşı,
gerekse gazetenin bombalan-
masından sorumlu olanlara
karşı ayrım gözetmeden ya-
pacaktır.”
Türkiye’nin halen yayõn ha-
yatõnõ sürdüren en eski gazete-
si olan Cumhuriyet gazetesine
yönelik iddianamedeki nitele-
melerin, gazeteye yönelik hak-
sõz bir eylem oluşturduğu be-
lirtilen dilekçede, eylemin ağõr-
lõğõnõn dikkate alõnarak, top-
lam 100 bin YTL manevi taz-
minatõn davalõ savcõlardan tah-
sil edilmesini istendi.
Avukatlar mahkemeye, Yar-
gõtay’õn, usulüne uygun iddia-
name düzenlemeyen Cumhuri-
yet Savcõlarõnõn, kişisel kusuru
nedeniyle haklarõnda dava açõ-
labileceğine ilişkin kararõndan
örnekleri de sundular.
Başsavcılıktan
dikkat çeken
soruşturma
İstanbul Haber Servisi -
Gazetemiz sorumlu yazõişleri
müdürü Güray Öz hakkõnda,
8 Ekim Çarşamba günü Ay-
dõnlõk dergisi kaynak gösteri-
lerek yayõmlanan “Savcı hak-
kında yeni iddialar- Öz’ün
saklı 4 yılı” başlõklõ haber ne-
deniyle soruşturma açõldõ.
Şişli Cumhuriyet Başsavcõlõ-
ğõ’nõn görev alanõna girebile-
cek soruşturmayõ, terör suçla-
rõna bakan İstanbul Cumhuri-
yet Başsavcõlõğõ’nõn yürütme-
si dikkat çekti.
Güray Öz, dün, Beşiktaş’ta-
ki İstanbul Adliyesi’ne gide-
rek savcõ Nuri Ahmet
Saraç’a ifade verdi. Soruştur-
ma konusu haberin Aydõnlõk
dergisinden alõndõğõnõ, bilgi-
lerin iddia olarak haber amaç-
lõ verildiğini söyleyen Öz, ya-
zõnõn içeriğinde hakaret kastõ-
nõn olmadõğõnõ söyledi. Ta-
nõnmõş bir kişi hakkõnda ha-
ber yapõlabileceğini belirten
Öz, suçlamayõ kabul etmedi-
ğini ifade etti.
Öz’ün avukatõ Bülent
Utku, müvekkilinin habere
konu olan iddialarla ilgili
Savcõ Zekeriya Öz’den görüş-
me talep ettiğini ancak, konu
ile ilgili kendisine geri dönül-
mediğini belirtti. Müvekkili
üzerine atõlõ suçlamanõn basõn
yoluyla hakaret olduğunu, bu
suça bakmakla görevli savcõ-
lõğõn Şişli Cumhuriyet Baş-
savcõlõğõ olduğuna dikkat çe-
kerek, görevsizlik kararõ ve-
rilmesini talep etti.
Ergenekon’a müdahale talebi
Ağrı’da kuşkulu ölüm
Temyiz duruşması 27 Kasım’da
Çeber’in ölümü
kara bir leke
CMYB
C M Y B
Yurdun kuzey kesimleri
ile kıyı Ege ve Doğu Ana-
dolu’nun doğusu par-
çalı ve çok bulutlu, Mar-
mara’nın kuzeydoğusu,
Batı Karadeniz kıyıları
ile Samsun çevreleri sa-
ğanak yağışlı, diğer yer-
ler az bulutlu ve açık
geçecek. Hava sıcak-
lıkları yurdun kuzeybatı
kesimlerinde 2 ila 4 de-
rece azalacak.