04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 18 EKİM 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Lale Devri Vatan gazetesinden arkadaşımız Mustafa Mutlu, bu haberiyle, benim yıllardan beri kafamda takılı du- ran, ancak habercilikten kopmanın tembelliği içinde kaynağına ulaşamadığım bir soruya yanıt veriyor. As- lında kaynak CHP’nin soru önergesine verilen yanıt, yani resmi bilgi.. Üstelik çok çarpıcı; İstanbul’un 6 yıl boyunca lalelerle donatılması, La- le Devri nostaljisinin parasal karşılığı 670.5 milyon YTL. Sadece AKP iktidarı, Belediye Başkanı’na muhalefet yapma adına, dünya kültür merkezi olmasını düşle- diğimiz İstanbul’un, yeşillendirilip çiçekle renklendi- rilmesine karşı durmak gibi bir ilkellik, saçmalık söz konusu olamaz elbette. Gerek soru önergesi sahipleri, gerekse haberi ya- pan, değerlendiren arkadaşlarımızın benim de çok ka- tıldığım, takıldığım yaklaşımı, tam da Osmanlı’nın La- le Devri anlamına uygun, gerilemeye geçiş sürecini hızlandıran; toplum gerçeklerinden kopuk; dolayısıyla toplumun kültürel, estetik de dahil her türden ge- lişimine katkısı götürüsünden çok fazla; gösterişe, tü- ketime dönük, görgüsüz.. bir dönemin özentisi, sim- gesi ile İstanbul’a hizmette yarar değil zarar verildiği... Yine yanlış anlaşılmaması için, Osmanlı tarihinin pek de övünülecek bir dönemi olmayan Lale Devri’nin sim- gesi olmasının ötesinde, lalenin İstanbul için kültürel bir simge, çok da sevilen, güzel bir çiçek olduğu ger- çeğini yadsımaya kalkışmadığımızın altını çizmekte ya- rar var. Elbette benim gibi çok sevenleri, parasını öde- yerek, emeğini vererek, koşulları uyuyor, yerleri var- sa elbet, on günlük ömrü de olsa bu güzel çiçeği ye- tiştirecek, keyfini çıkaracaklardır. AKP’li Belediye’nin ideoloji, kültürel takıntısı ile bile olsa, İstanbul’un sim- gesi olarak laleye takılmasından da kimseler rahat- sız değil. Emirgân korusu başta simge olmuş yerler- de, on günlük bir keyif için renk renk, cins cins lale- lerin yetiştirilmesi, Hollanda ile yarışılması da çok hoş ve anlamlı. Takıntımız, bu iş için ödenen toplumsal bedelde, rakamın büyüklüğünde. Oturduğum semtten, Vatan Caddesi’nden biliyorum; zaten ömrü kısa, maliyeti yük- sek çiçek değiş tokuşunun bizim için haksız bir lüks olduğunun bilincindeyim. İstanbul’un yeşillendirilmesi, çiçeklendirilmesinden hem çok mutlu, hem de har- candığını tahmin ettiğim, cebimizden çıktığını bildiğim paraların büyüklüğünden üzüntülüyüm.. Belki günlük bütçemizde, yaşamımızın içinde ye- ri olmadığından, 6 yılda İstanbul laleleri için 670.5 mil- yon YTL tutarlı bir harcama kalemini, ilk duy- duğumuzda etkilenmiyoruz, bilincimizde bir algılama yaratmıyor. İşte bu nedenle, belediyelerin kamu hiz- met alanı sorumlulukları içinden, haberde karşılaştır- malar var; yılda on gün görebildiğimiz lalelerimiz için 6 yılda harcanan para ile İstanbul’a 16 derslikten 553 ilkokul yapılabilirmiş, ya da yine 16 derslik 415 lise, orta ölçekli 42 özel üniversite açılabilirmiş. Ya da 70 yataklı 638 hastane açılabilir, 29 yangın söndürme uçağı alınır, Bodrum ölçeğinde 3.6 havaalanı inşa edi- lebilir, 45 kilometrelik metro yolu döşenebilir, 450 de- niz otobüsü, en lüksünden 12 feribot alınabilirmiş.. Ha- berin ekine göre, İstanbul’a özenen diğer belediye- lerin lale harcamaları ile bu rakamlar 5 katına çıkı- yormuş... Evet şimdi; “Lale çiçeğini benim gibi çok seven- lerden olsanız da, bizim kesemizden kaynaklar bu ka- dar kıtken bu haksız tüketime, israfa, çok yaşamsal hiz- metlerin seçilmemiş olmasına var mısınız?” Kaldı ki bana göre bu işlerin altında çok başka işler yatıyor... Elbette lale için yapılmış resmi harcama kalemi doğrudur. Ancak gerçekten bu paranın, daha doğru- su servetin karşılığı sayıda lale üretilip, dikilmiş midir? Kim saymış, sayılabilir mi? Benim bildiğim İstanbul Belediyesi’nin, gerek İstanbul çevresi, gerekse Ana- dolu’nun çok başka yörelerinde çiçek, ağaç fidesi için anlaşma yaptığı çok fazla köy, köylü var. Elbette pra- tik, geçerli bir yol ve yöntem gibi.. Ancak akıtılan ra- kamlar çok çok yüksek.. yolsuzluğu, denetimi yapı- lamayacak biçimde uçup-gidici. Duyumlar; seçme- ne para aktarımında, partili aracıları zengin etmede, yolsuzluk kokusu saçılsa bile kanıtlanamayacak en geçerli işlerin başını bu türden işlerin çektiği... Şimdi bir anımsayın: Bir ara İstanbul yollarında da- ha önceki ağaçlar bile sökülerek, çok pahalı, ithal, din kardeşliği ülkeler, şirketler ilişkili, çok çok yüksek sa- yılarla palmiye ağaçları dikilmişti. İlk aklıma gelen İs- tanbul ikliminin, kimliğinin simgesi ağaçlar olmadığıydı. Yine de “Bu kadar büyük harcama yapılıyorsa, araştır- ması da yapılmış, İstanbul iklimine uyumlu palmiye ağacı türü bulunmuştur..” diye düşünmüştüm. Ağaç sayısı, sokağa atılan paramız hâlâ sır... Sır olmayan, bütün İstanbul sokaklarına, parklara, her yere öbek öbek dikilenlerin, çok kısa zaman dilimleri içinde bir bir kurudukları.. Hesabı sorulabildi mi? İlk yerel seçimde İstanbul’da, ülkenin çoğunluk ye- rel yönetimlerinde, canımızı yakan bu ucuz siyasete, “Lale Devri” iktidarlarına son vermek, vatandaşlık so- rumluluğumuz değil mi? [email protected] Koç ve Yalçõndağ: Yapõlmasõ gereken tartõşmayõ bastõrmak değil, önerilere kulak vermek TÜSİAD’dan AKP’ye sert uyarõ  YİK Başkanõ Mustafa Koç: “Reel sektörde küresel krizin etkilerinin kaçõnõlmaz olarak biraz daha belirgin hissedilmesi beklenmelidir. Her şeyden önce, finansal krizi derinlemesine yaşayan ihracat pazarlarõmõzdaki büyüme, muhtemelen sõfõra yakõn düzeyde gerçekleşebilir. Yapõlmasõ gereken, sakinleştirici olmaya çalõşõrken tartõşmalarõ bastõrmak değil, geniş bir istişare mekanizmasõyla süreci yönlendirebilmemizi sağlayacak hazõrlõklarõ gerçekleştirmektir.” Ekonomi Servisi - Türk Sanayicileri ve İşadamlarõ Derneği’nin (TÜSİAD) yõlõn ikinci Yüksek İstişare Kon- seyi (YİK) toplantõsõndan hükümete ‘tartışmaları bas- tırma çabası yerine, öneri- lere kulak verin; ekono- miye odaklanın’ çağrõsõ gel- di. TÜSİAD Yüksek İstişa- re Konseyi (YİK) Başkanõ Mustafa Koç ve Yönetim Kurulu Başkanõ Arzuhan Doğan Yalçındağ, TÜSİ- AD’õn bugün siyaset sah- nesinde faaliyet gösteren pek çok siyasi partiden daha es- ki bir iş dünyasõ temsil ör- gütü olduğunu vurgulaya- rak Türkiye’nin gelişmesine katkõ misyonuyla uyarõ yap- tõklarõ mesajõnõ verdiler. Top- lumda güvenin sarsõldõğõnõ belirten TÜSİAD yöneticileri AKP hükümetini “biz gere- keni yaparız” diyerek tar- tõşmalarõ bastõrmak ve eleş- tirileri nedeniyle özel sektö- rü suçlama tutumundan vaz- geçmesi yönünde uyardõlar. Mustafa Koç, ekonominin gündemin sürekli ilk mad- desi olmasõnõ sağlamak ge- rektiğine dikkat çekti. Koç şöyle devam etti: “Altı ye- terince doldurulamayan ‘her şey kontrol altõnda’ söy- leminin terk edilerek, ye- rine kamuoyuyla, ekono- minin aktörleriyle somut ve yaratıcı programlar ve stratejiler temelinde sü- rekli iletişim ve işbirliği anlayışı ortaya koyulmalı- dır.” Arzuhan Yalçõndağ da şöyle konuştu: “Türkiye’de görünen bir yangın yok ama kuvvetini artıran bir rüzgârın tehdidi altında- yız. Böyle dönemlerde gü- ven önemlidir. Güven duy- gusunu artıracak olan, kü- resel krizin boyutları ve Türkiye’nin riskleriyle il- gili ciddi bir farkındalık içinde olunduğunun gös- terilmesidir. Devir öneri- lere kulak verme devri- dir. Konuşanı susturma, ‘biz gerekeni yaparõz’ di- yerek tartışmaları bastır- ma, elini taşın altına ko- yan, sırtında yumurta kü- fesi taşıyan özel sektörü suçlama devri değildir.” ‘Acılarımız, sağduyumuzu tutsak almasın’ Aktütün, Diyarbakõr ve Çukurca’da yi- tirilen şehit aileleri, yakõnlarõ ve Türk mil- letine başsağlõğõ dileyen YİK Başkanõ Koç, “Acılarımız, sağduyumuzu ve ak- lımızı tutsak almasın. Aksine bir kez da- ha soğukkanlılıkla terörün kaynakları- nı, mücadelenin farklı boyutlarını de- ğerlendirelim, güvenliği ele alırken eko- nomik, sosyal ve kültürel açıdan yapı- labilecekleri de konuşalım” dedi. Başkan Yalçõndağ da son günlerdeki tartõşmalara değindiği konuşmasõnda şunlarõ söyledi: “Terörle mücadelede alınabilecek yeni fi- ziki önlemler ivedilikle alınsın. Ancak bunları yaparken güvenlik gerekleri ile demokratik hakları karşı karşıya koy- mak, hele AB’ye uyum yasalarının gü- venlik zafiyeti yarattığı noktasından hareket etmek ülkemizi doğrudan terö- ristin istediği tuzağa çekecektir.” SAPTAMA VE ÖNERİLER Çözüm bekleyen sorunlar ortada du- rurken, bunlarla ilgili ortak akõl aramak ye- rine, eleştiri ve tartõşmalardan rahatsõz ola- rak onlarõ bastõrmaya çalõşmak, siyaseti sü- rekli çatõşma ve kutuplaşma tonunda sür- dürmek, bu çatõşma ortamõnõn etkisiyle, siyasal istikrarsõzlõk algõsõnõ güçlendirmeye hizmet et- mekte, bu da sosyal ve ekonomik aktörlerin gü- venini aşağõ çekmektedir. Kõsa dönemli tedbirlere öncelik ver- mek, orta ve uzun dönemi ikinci plana at- mak gibi bir lüksümüz yok. En önemli fak- tör, toplumsal güven ortamõnõn tam olarak tesis edilmesidir. Mevcut güven kaybõnda, seçimlerden bu yana ekonominin bir türlü gündemin bi- rinci maddesi haline gelememesinin önem- li bir rolü vardõr. IMF ile yeni bir stand-by anlaşmasõ im- zalanmalõ. IMF ile ivedilikle girilecek yeni ve güçlü bir işbirliği, elde edilen makro istikra- rõn kuvvetlendirilmesi ve sürdürülebilmesi açõ- sõndan önemli bir destek oluşturacaktõr. AB ile müzakerelerin hõzlandõrõlacağõ yönünde inandõrõcõ bir yol haritasõ ortaya konulmalõ. Özel sektör temsilcilerini de kapsayan so- mut gündemli ve süreklilik arz eden forumlar oluşturmalõyõz. Toplantõlar, forumlar, “Küresel Krizin Türkiye’ye Muhtemel Etkileri” özel gün- demi ile toplanmalõdõr. Ortak akõl aranacak bu forumlarõn zaman zaman Başbakan’õn baş- kanlõğõnda toplanmasõ önemli. YAVAŞLAMA OLACAK Almanya’da 500 milyar Avro, Fransa’da 461 milyar dolarlõk paketler meclislerden geçti Ekonomi Servisi - Krizin yarala- rõnõ sarmak üzere harekete geçen ül- keler yardõm paketlerini teker teker meclislerinden geçirmeye başladõ. Fransa’da hükümet, 461 milyar do- larlõk paketi kabul etti. Fransõz ban- kalarõnõn batmaktan kurtarõlmasõnõ içeren planõn parlamentoda acilen onaylanacağõ belirtiliyor. Alman Parlamentosu’nun üst ka- nadõ da, 500 milyar Avro’luk (675 milyar dolar) finans sektörünü kur- tarma paketini onayladõ. Alman hü- kümeti yardõmla bankalardan hisse alacak ve gerektiğinde öz sermaye de verecek. Bunun karşõlõğõnda banka- larõn yönetimlerine gerekli gördüğü takdirde müdahale edebilecek. Diğer yandan Malezya’da, ban- kalardaki tüm yerli ve yabancõ mev- duatõn garanti altõna alõnacağõ açõk- ladõ. Malezya’da 17 bin 143 dolara kadar mevduat garanti altõnda. Avustralya, Yeni Zelanda, Endo- nezya ve Hong Kong bu hafta mev- duata tam garanti sağlarken, Singa- pur’un da mevduata tam garanti için çalõşmalar yaptõğõ kaydediliyor. Dış Haberler Ser- visi - Küresel mali krizin yol açtõğõ işten çõkarmalar devam ediyor. ABD’li oto- motiv devi General Motors, satõşlarõnõ azalan talep ile dengelemek için üreti- mini azaltõrken 1600 çalõşanõnõ işten çõ- kardõ. General Motors Sözcüsü Chri- stopher Lee, işten çõkarmalarõn haziran ayõnda açõklanan üretimi azaltma ka- rarlarõnõn parçasõ olduğunu belirtti. 2000’den beri küçülme eğiliminde olan General Motors, geçen haftalarda da 4 bin 500 kişiyi işten çõkarmõştõ. Diğer yan- dan Çin’in Dongguan şehrinde, Smart Union Group’a ait bir oyuncak fabri- kasõ, küresel mali kriz sebebiyle if- las ilan etti. Fab- rikanõn bu kararõyla yaklaşõk 7 bin ki- şi işsiz kalmõş oldu. Müşterileri arasõnda ABD’li büyük oyuncak firmalarõ Mattel ve Disney de bulunan fabrikanõn çalõ- şanlarõndan oluşan 500 kişilik bir grup, ödenmemiş maaşlarõnõ alabilmek için protesto gösterisi yaptõ. Ancak fabrika bu konuda bir açõklama yapmadõ. Dünyanõn en büyük oyuncak üretici- si olan Çin’de 2008 boyunca, artan üre- tim ve emek maliyetleri yüzünden 3 bin 631 oyuncak ithalatçõsõnõn neredeyse ya- rõsõ piyasadan silindi. Ekonomi Servisi - ABD borsalarõnõn toparlanmasõna karşõn gelişmekte olan ül- kelerde görülen satõşlar İMKB’ye de yansõdõ. Borsa dün yüzde 6.27 gerileyerek 25.870’e inerken, dolar 1.53 YTL’nin üzerine çõktõ. Petrol fiyatlarõndaki dü- şüşün tüketime dayalõ sek- törlere alõm getirmesi, ucuz- layan hisselere gösterilen ilgi ve Ambac’in kurtarma planõ, ABD borsalarõnõn yükselmesine neden oldu. Dow Jones Sanayi Endeksi yüzde 4.68, Nasdaq yüzde 5.49, S&P 500 yüzde 4.25 değer kazandõ. Tokyo Borsasõ yüzde 3 yükseldi, Hong Kong Bor- sasõ’nda yüzde 4.4’lük dü- şüş var. Avrupa borsalarõn- da yüzde 2’nin üzerinde ar- tõşlar görülüyor. Gelişmek- te olan piyasalarda ise dü- şüşler var. Rusya ve Maca- ristan borsalarõnda kayõplar yüzde 4’ün üzerinde. Dolardaki hareket sürü- yor. Bankalararasõ piyasada dolar 1.5325 YTL’ye kadar çõkarak Eylül 2006’dan be- ri en yüksek düzeyi gördü. Ekonomi Servisi - Migros Türk TAŞ Yönetim Kurulu Başkanõ ve Murahhas Azasõ Bülend Özay- dınlı, dünyada ekonomik krizin yaşandõğõ bu zor günlerde Migros olarak tõpkõ 1994–2001 ekonomik kriz dönemlerinde olduğu gibi kõsa dönemli dalgalanmalar- dan etkilenmeden yatõrõmlarõnõ hõzlandõrdõklarõnõ, ürkek planlarla kendi po- tansiyellerini da- raltmadõklarõnõ açõkladõ. 1994 ve ben- zer krizlerde Migros’un can- lõlõğõnõ ve ha- reketliliğini hep artõrdõğõnõ ifade eden Özaydõnlõ, her ekonomik kri- zin sonrasõnda mutlaka düzeltmeler ol- duğunu, dünyanõn finansal piyasalar- da yapõlan hatalardan dolayõ ciddi bir ekonomik krizde olduğunu kaydetti. Türkiye’nin gelişmelerden soyut- lanmasõnõn olanaksõz olduğunu, kõsa dönemde Türkiye’nin de üzerine düşeni almak zorunda kalacağõnõ dile getiren Özaydõnlõ’ya göre, Türkiye bu durumu fõrsata dönüştürebilir. Türkiye olarak güvenilir bir görün- tü vermeyi başarmanõn önemine dikkat çeken Özaydõnlõ, “Eğer bunu başa- rabilirsek, Türkiye diğer ülkeler arasından sıyrılabilecektir. Global krizi, Türkiye için bir fırsat olarak görebilmeliyiz. Umarım daha da geç kalmadan orta ve uzun dönem önlemlerini, daha aktif bir şekilde al- malıyız görüşündeyim. Talebi cesaretlendirecek ortam- lar hazırlayarak üretim artışını sağ- layarak maliyetlerin düşmesini sağ- lamalı, istihdam artışına zemin ha- zırlamalı, kayıtdışı ekonomiye gerçek bir savaş açıp, devletin vergi gelirle- rini artırmalıyız. Bu önlemler birçok ekonomik sorunumuzun çözümüne yardımcı olacaktır” dedi. 3 milyar dolara Migros’un istikrarlõ bir gelişme gös- terdiğini anlatan Özaydõnlõ’nõn verdiği bilgiye göre, Şubat 1991’de Migros hal- ka açõldõğõnda, şirket toplam değeri 15 milyon dolardõ... Haziran 2008’de Mig- ros Türk ortaklõk kompozisyon değişi- minde, şirketin toplam değeri 3 milyar dolarõn üzerinde oldu. 1990’da 2 ilde 36 mağazada 12 bin 800 metre kare satõş alanõnda hizmet veren Migros Türk, 15 Ekim itibarõyla 7 bölgede ve 63 ilde 1124 mağazada 645 bin 700 metre ka- rede hizmet veriyor. Derviş: Reel sektöre dikkat Ekonomi Servisi - Birleşmiş Millet- ler Kalkõnma Programõ (UNDP) Başkanõ Kemal Derviş, finans krizinin reel sek- tör krizine dönüştüğünü belirterek “Ge- lişmekte olan ülkelerde yavaşlama ka- çınılmaz. Türkiye için kriz söz konusu değil. Ancak reel sektör ve cari açık- ta kırılganlıklar var” dedi. NTV/CNBC-e ortak yayõnõnda so- rularõ yanõtlayan Derviş, zengin ülkeler için ciddi bir durgunluğun kaçõnõlmaz ol- duğunu belirterek “Durgunluk bir yıl- dan fazla sürecek. Maalesef tedbir- lerin geç kalması, bu krizin yayılma- sında rol oynadı” dedi. Gelişmiş ülkelerdeki yavaşlamanõn ta- lep yönünde dünyayõ etkileyeceğini be- lirten Derviş, şunlarõ söyledi: “Bizim gi- bi ülkeler ihracat ve kredi açısından etkilenir. Gelişmekte olan ülkelerde yavaşlama kaçınılmaz. Türkiye gibi ülkelerin sadece zengin ülkelere değil, Doğu Asya piyasalarına da gereken önemi vermesi yararlı olur.” 600 milyon Avro’luk hata Türk Traktör’de mola Fransa’da bankacõlõk tarihine geçecek bir hata yapõldõ. Caisse d’Epargne adlõ banka çalõşanõnõn 6 Ekim’de yaptõğõ yanlõş işlem bankaya 600 milyon Avro’ya pat- ladõ. Caisse d’Epargne ile Banque Populaire’in bir- leşmesi bekleniyor. Birleşmeyle yeni bankanõn mevduatõ 480 milyar Avro’ya, müşteri sayõsõ 6 milyona çõkacak. GERÇEK İŞSİZLİK YÜZDE 18.5 İşsiz sayısı 5 milyon Ekonomi Servisi - Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) işsiz sayõsõnõ 2.5 milyona yakõn işsizi kapsama almadan belirlediği, aslõnda işsiz sayõsõnõn 5 milyona yaklaştõğõ, gerçek işsizlik ora- nõnõn ise yüzde 18.5 olduğu belirlendi. TÜİK’in temmuz itibarõyla 2 milyon 353 bin olarak açõkladõğõ işsiz sayõsõ, umudunu yitirerek iş aramaktan vaz- geçen 1 milyon 717 bin ve ara sõra gü- nü birlik işlerde çalõştõğõ için “eksik is- tihdamda” sayõlarak kapsama alõn- mayan 858 bin kişi de dahil edildiğin- de, 4 milyon 928 bine ulaşõyor. Buna göre TÜİK’in yüzde 9.4 olarak açõkla- dõğõ işsizlik oranõ da yüzde 18.5’e çõ- kõyor. Son bir yõlda geniş tanõmlõ işsiz sa- yõsõnõn 280 bin kişi, işizlik oranõnõn da 0.7 puan artõş gösterdiği belirlendi. İşbaşõ yapmaya hazõr olduğu halde iş bulma umudu kalmadõğõ için iş arama- yanlar “işgücüne dahil olmayan nü- fus” yerine “işgücü” içinde kabul edi- lirse, 26 milyon 692 bin kişilik bir iş- gücüne ulaşõlõyor. Gerçek işsizler ola- rak da 4 milyon 928 bin kişi baz alõn- dõğõnda, işsizlik oranõnõn gerçekte yüz- de 18.5 olduğu ortaya çõkõyor. Bu oran Türkiye’de işsizliğin son bir yõlda yaklaşõk 0.7 puan arttõğõnõ göste- riyor. Geniş tanõmlõ işsizlik oranõ Tem- muz 2007’de yüzde 17.8 düzeyinde bu- lunuyordu. KRİZ GÜNLÜĞÜ Avusturyalõ çelik üreticisi Voestalpine, 5 milyar Av- ro yatõrõmla Karadeniz bölgesinde çelik fabrikasõ kurmayõ erteledi.  Başkan Yalçõndağ: “Biz, ‘herkes benim çizgime gelsin’ düşüncesini, ülkeyi yolundan saptõran suni gündem konularõ ortaya atarak siyasetin ve bürokrasinin ulusal hedeflere kilitlenmesine engel olmayõ siyasal istikrar anlayõşõyla bağdaştõramõyoruz. Yolsuzluklarõ, itibarõn ve güvenin düşmanõ olarak görüp üstüne gitmek yerine, her türlü uyarõ ve eleştiriyi siyasal karşõtlõk olarak algõlamayõ da siyasal istikrarõ pekiştirmekten uzak bir tutum olarak görüyoruz.” Migros krizde gaza basıyor ‘Dalgalanma nedeniyle potansiyelimizi düşürmeyiz’ diyen Özaydõnlõ, yatõrõma devam edenlerin güven kazandõkarõnõ belirtti. Planlar tek tek onaylanıyor Malezya’da tüm yerli ve yabancõ mevduata garanti geldi. Avrupa’da bankalara yardõm edecek hükümet, gerekirse bankaya müdehale edecek. İşçi atan atana DOLAR 1.53’Ü GÖRDÜ İngiltere Başbakanõ Gordon Brown, finansal krizin dün- ya ekonomisi için belirleyici bir nokta olduğunu ve so- na ermesi için küresel çözümler gerektiğini belirtti. Brown, İkinci Dünya Savaşõ’ndan sonra yeni ekono- mik düzenin kurulmasõ ile IMF, Dünya Bankasõ ve bir dünya ticaret örgütünün oluşturulmasõnda kullanõlan modellerinin örnek alõnabileceğini belirtti. Brown: Dalga dönüm noktası oldu Türk Traktör, stok miktarõnõ azaltmak amacõyla 17, 24 Ekim ve 27-31 Ekim tarihlerinde olmak üzere toplam 5.5 iş günü üretime ara verecek. Çelik fabrikasına kriz engeli
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle