Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
lattıkları 2008’in ilk yarısındaki bütün yorgunlukları-
mı çekip aldı üstümden:
“Abi siz Ahmet Rasim 14 başlıklı bir yazı yaz-
mıştınız. Orada Cumhuriyet’in Ankara Bürosu’nu
hem bina hem işleyiş olarak değiştirdiğinizi, bu-
rada kültürel etkinlikler planladığınızı anlatıyor-
dunuz. Tam o sıralar benim üniversite tercihleri-
ni yazacağım günlerdi. Aklımda Yıldız Teknik
vardı ama, sizin yazıyı okuyunca Ankara yazma-
ya karar verdim. Cumhuriyet’e giderim dedim, ken-
dimi daha iyi geliştiririm dedim... Bilkent’i yazdım,
kazandım. Bir arkadaşım da benim kararımdan et-
kilendi, o da Bilkent’i yazdı. Uygun olursanız önü-
müzdeki hafta o da sizinle tanışmak istiyor...”
“Ne demek” dedim, “ben onunla tanışmak is-
tiyorum!”
Ömer Barış’ın kafasındakine yakın bir yoğun-
luğa giriyoruz...
13 Ekim 1923’te Ankara, Türkiye Cumhuriye-
ti’nin başkenti ilan edilmişti.
85. yılı kutluyoruz. Ankara Bürosu’nu kültürel-
düşünsel bir merkez yapacaksak, bundan iyi baş-
langıç olur mu? 13 Ekim’de iyi bir Ankara anla-
tımı yaparız derken, sonrasının 29 Ekim olduğu-
nu düşündük...
Böylesi düzenlemelerin amatör ruhlu profes-
yonel uygulayıcısı Bilgin Aygül’le konunun soh-
betini yaparken iş örüldü örüldü, 13-29 Ekim Cum-
huriyet ve Ankara Günleri’ne kadar geldi...
Her sanatçı bir resmini verir, karma bir resim ser-
gisi oluşur dedik. Daha ‘R’ derken, 55 resme ulaş-
tık!
Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuva-
rı, Üç Anadolu ve Tolga Çandar da dinletilerle ka-
tıldılar...
Tiyatro Pembe Kurbağa ve Tiyatro Tempo, biz
de varız dediler...
Mimarlar Odası kent fotoğraf koleksiyonunu aç-
tı...
Söyleşi ve kitap imza programına katılmayı ka-
bul eden aydınlarımızı, 13 Ekim’den başlayarak
etkinlik günü sırasına göre aktarmadan geçe-
meyeceğim:
Nuran Bayraktar, Talat Halman, Alpaslan
Işıklı, Seyhan Erdoğdu, Bilal Şimşir, Turgut
Özakman, Güldal Okuducu, Özgen Acar, Alev
Coşkun, Nazife Güngör, Ümit Zileli, İlhan
Taşcı, Sevgi Özel, Yekta Güngör Özden, Ay-
la Kutlu, Atilla Erden, Türkel Minibaş, Işık Kan-
su, Fikret Bila, Cüneyt Arcayürek, Ahmet Tel-
li, Mustafa Balbay, Hikmet Çetinkaya, Faik Bu-
lut, Bahadır Selim Dilek, Ahmet İnam, Tamer
Levent, Hamdi İlhan.
İşte Ankara Bürosu’nun çalışanları böyle bir
program yaptılar... “Her gün saat 12.00 sıralarında
Gramofoncu Ali, bir taşplak dinletisi sunsun, gü-
ne böyle başlayalım, ardından etkinlikler gelsin”
dediler...
Ankara’nın başkent oluşunu bütün gücümüz-
le, yüreğimizle, inancımızla selamlarken, bu ku-
ru bir selamlama olmasın, iç dolu olsun, diye dü-
şündük...
Fikir gazeteleri, adı üstünde okuru sadece
olaylardan haberdar etmekle kalmaz, aydınlatma
işlevini de yerine getirir. Cumhuriyet gazetesi bu-
nu, sayfalarında yapmaya çalışıyor. Ankara’da yüz
yüze de olalım istedik...
Zaten biliyoruz, yüz yüze değilsek de, hep gö-
nül gönüleyiz...
13-29 Ekim arasında ayrıca bir beraberlik ta-
zelemesi yapsak...
Okur-yazar kucaklaşsak...
Okuryazar olsak!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
mek için K. Irak’ta tampon bir bölge oluşturulmasını
içeren önerisini, RTE önce olabilirliğini askerlerle ko-
nuşalım diye karşılıyor.
Genelkurmay 2. Başkanı Hasan Iğsız askerlerin bu
konudaki görüşünü “çok riskli” diye değerlendiriyor.
Kamuoyunda olumlu karşılanan önerinin gerçek-
leşmesi olasılığını hükümet askerlere bırakıyor, askerler
de tampon bölgenin tamamen “hükümetin takdirin-
de” bir konu olduğunu söylüyor.
Bu tabloyu izleyenler bu sorunu askerlerin siville-
re, sivillerin de askerlere ihale ettiği sonucuna varıyorsa,
acaba şu veya bu kurumu yan çizmekle suçlamış mı
oluyorlar?
Tampon bölge sorunu neden hükümetin takdirine
kalıyor? Diyorlar ki, “zira uluslararası hukuk açısından
değerlendirilmesi gereken çok yönlü, özellikle muha-
tap ülkelerle ilgili bir olay”.
Bu saptamalar doğru olmasına doğru da, işbaşın-
da üstelik tek başına iktidarda olan bir hükümetin asıl
görevi zoru aşmak ve sonuç almak değil midir? So-
ru, bu ülkede dün olduğu gibi bugün de yanıtsız.
Üstüne üstlük bu hükümet zoru aşarak tampon böl-
ge sorununu aşacağı yerde, kolaya kaçıyor.
Başbakan K. Irak’taki başına buyruk Kürt aşiretle-
rinin engelleriyle karşılaşınca Mesud Barzani ile “di-
yaloğa devam kararı” alıyor.
Doyurucu olmayan bir dizi gerekçeyle. Belli başlı-
sı da evlere şenlik: “Aktütün saldırısından sonra Ku-
zey’deki yönetim (Barzani) ‘istenilen düzeyde’ olma-
sa bile terör örgütünü kınamış!”
Barzani’yi dışlamanın örgütün işine yarayacağı da
gerekçeli söylemin diğer bir parçası.
Geçen salı günü TBMM’deki görüşmeler sonunda
tezkere, örgütü terörist saymayan, sınır ötesi harekâta
karşı çıkan DTP dışında üç partinin oylarıyla kabul edil-
di.
Bu manzara ulusu temsil eden üç partinin genelde
terör örgütüne karşı birleştiklerini kanıtlıyor diye al-
kışlandı.
Gerçek acaba bu kanıyı destekliyor mu? Hayır!
Bakın neden: CHP görüşmelerden sonra oylan-
masını istediği bir TBMM karar metni hazırladı. AKP
ve MHP’ye önerdiği bu metin, terörü lanetliyor. K.
Irak’tan gelen saldırılara karşı hükümeti başta ABD ve
kuyruğundaki Barzani’ye karşı gereken her türlü ön-
lemi almaya çağırıyor.
CHP metnine MHP hayli mırın kırın ettikten sonra
olumlu bakmaya başladı.
Fakatttt… AKP hükümeti; K. Irak’tan gelen tehlikeye
karşı önlemleri yeterli görmeyen, ABD’yi ve Irak’ın bu-
güne kadar izledikleri tutumu eleştiren böyle bir
metne sıcak bakmadı, bakamıyor.
AKP’nin Meclis sorumluları önce Dışişleri Bakanı’na
ve Başbakan’a soralım gibi yan çizme belirtileri gös-
terdiler ve… sonra tamamen hükümetin terör politi-
kasını, ABD ve Irak’la ilişkilerini öven karşı bir metin-
le ortaya çıktılar.
Karar metni oybirliğini sağlayacak kimi değişiklik-
lerle gerçekleşseydi, TBMM’nin teröre karşı dünya ka-
muoyuna duyurduğu, kimilerini uyardığı ortak sesi ola-
caktı.
Partizan kafa partiler arası uzlaşmayı baltaladı
ve... karar metninden vazgeçildi.
Tabii hiçbir gazete siyaset kulislerindeki olayları doğ-
ru dürüst izleyip yazmadığı için kamuoyunun bu ge-
lişmeden haberi olmadı.
Meclis’teki oy sonucunu bir yana bırakıp eğri otu-
rup doğru konuşalım: Gerçeklere gözünü kapayan, hat-
ta aksi yönde politikalar izlemeye devam edeceği işa-
retleri veren RTE’nin başında olduğu AKP hükümeti
ile terör gibi ulusal bir sorunda partiler arası ortak bir
anlayış, teröre karşı birliktelik olduğu söylenebilir mi?
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 12 EKİM 2008 PAZARCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul B 20
Edirne B 20
Kocaeli B 20
Çanakkale B 21
İzmir PB 24
Manisa PB 24
Aydın PB 25
Denizli PB 23
Zonguldak B 17
Sinop B 18
Samsun Y 18
Trabzon Y 17
Giresun Y 17
Ankara PB 16
Eskişehir PB 16
Konya PB 16
Sıvas PB 15
Antalya PB 29
Adana PB 29
Mersin PB 28
Diyarbakır PB 26
Şanlıurfa PB 28
Mardin PB 24
Siirt PB 25
Hakkâri B 17
Van B 16
Kars B 14
Oslo PB 14
Helsinki PB 12
Stockholm B 14
Londra Y 20
Amsterdam Y 17
Brüksel B 20
Paris Y 20
Bonn PB 19
Münih PB 19
Berlin B 19
Budapeşte B 23
Madrid Y 23
Viyana B 21
Belgrad B 21
Soyfa B 21
Roma B 22
Atina Y 22
Zürih B 23
Moskova Y 14
Aşkabat PB 21
Astana B 4
Taşkent PB 22
Bakû Y 16
Bişkek PB 14
Tiflis B 18
Kahire B 26
Şam B 26
Yurt geneli parçalı ve
çok bulutlu, Orta ve
Doğu Karadeniz kıyıları
ile Artvin çevreleri sa-
ğanak yağışlı geçe-
cek. Hava sıcaklığında
önemli bir değişiklik
olmayacak. Rüzgâr;
kuzey ve kuzeydoğu-
dan hafif, ara sıra orta,
yurdun kuzeybatı ke-
simlerinde kuvvetli ola-
rak esecek.
IŞIL ÖZGENTÜRK
Nâzım Hikmet’siz
BirOnurKonukluğu(?)
Fazõl Say üzgündü ve
çok haklõydõ.
Ertesi gün Ayrõntõlar
programõnda Enver Ay-
sever’in konuğu Latife
Tekin’di. Latife fuara da-
vet edilen ama gitmeme
kararõ veren yazarlardan
biriydi. Gerekçelerini an-
latacaktõ, bir gün önce
Füsun Akatlõ çok net bir
biçimde gerekçesini açõk-
lamõştõ. “Cumhuriyetle
kavgalõ bir iktidarõn kültür
politikasõna hizmet ede-
mem.” Helal olsun!
Latife de sözünü esir-
gemez, kõvõrtmaz. Onun
nedeni çok içtendi. Kõrk
yõldõr yapõlan fuara ne-
den şimdi Türkiye onur
konuğu yapõlmõştõ? Latife
bu işi içine sindireme-
mişti. Bu nedenle gitmi-
yordu.
Gitmeyenler içinde du-
ruşuna her zaman hayran
olduğum Leyla Erbil de
vardõ. Meğer Põnar Kür de
gitmiyormuş, aferin benim
kadõn yazarlarõm, gene en
erkek siz çõktõnõz!
Olup bitene bir göz atõn-
ca, iş ilgimi çekmeye baş-
ladõ. Bu yazarlarõ, çizerleri,
gösterileri, kimler orga-
nize etmişti? Biraz araş-
tõrdõm; yazarlarõ, yazar
örgütlerinin temsilcileri
seçmişti. Acaba yazarlar
seçilirken nasõl bir kriter
göz önüne alõnmõştõ.Nasõl
bir şeffaflõk söz konusuy-
du?
Örneğin ben neden çağ-
rõlmamõştõm? Ardõnda al-
tõ film senaryosu, biri Al-
manya’da da sahnelenen
iki oyun, gene Alman-
ya’da festivallerde göste-
rilen bir film, İspanya’da
fuarda Türkiye’yi tanõtan
iki belgesel, dört çocuk ki-
tabõ, üç öykü kitabõ olan
ve on yõldõr Cumhuriyet
gazetesinde köşe yazarlõ-
ğõ yapan biri olarak ger-
çekten ben hiç kimsenin
aklõna gelmedim mi?
Bu seçimde ölçü ve kri-
ter neydi?
Bunu yazar örgütlerinin
temsilcilerinin yanõtlama-
sõnõ isterim. Gerçi davet-
li olsam da Nâzõm Hik-
met’in yok sayõldõğõ bir
fuara gitmezdim. İşlerin
aşağõ yukarõ nasõl gelişe-
ceğini gittiğim film festi-
vallerinden bilirim. Bir
süre sonra Türkler Türk-
leri ağõrlar. Gidenlere ko-
lay gelsin, ama örgütle-
rimden özellikle Yazarlar
Sendikasõ Başkanõ’ndan
yanõt bekliyorum.
isilozgenturk gmail.com
Baştarafı Arka Sayfada
Şişli’de canlı
bomba yakalandı
kalamak için seferberlik başlattõ.
Bu arada İstanbul’da da kadõn bir ör-
güt üyesinin canlõ bomba olmak için ha-
zõrlandõğõnõ öğrenildi. Canlõ bomba dü-
zeneğini getiren kurye ile canlõ bom-
banõn Şişli’de Halide Edip Adõvar üst-
geçidi üzerinde buluşacaklarõ polis ta-
rafõndan öğrenildi.
Bölgede geniş güvenlik önlemleri
alan İstanbul Terörle Mücadele Şubesi’ne
bağlõ polis ekipleri, biri kadõn iki mili-
tanõ bombayõ teslim ederken gözaltõna al-
dõ. Kadõn militana kurye tarafõndan tes-
lim edilen sõrt çantasõnda yapõlan ara-
mada düzenekleri hazõrlanmõş ve tek ha-
reketle patlamaya hazõr bomba bulundu.
Polis iki zanlõyõ sorgulamak üzere göz-
altõna aldõ. Zanlõlar Vatan Caddesi’nde-
ki Terörle Mücadele Şubesi’ne götürül-
dü. Gözaltõna alõnan zanlõlarõn yapõlan ilk
sorgularõnda, PKK’nin Meclis’ten geçi-
len TSK’nin sõnõr ötesi askeri harekât tez-
keresine tepki olarak, örgütün üst düze-
yi tarafõndan alõnan karar gereğince
böyle bir eylemi gerçekleştirmek iste-
dikleri öğrenildi.
8.8 kilo patlayıcı vardı
İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin
Cerrah ile il emniyet müdürlüğünün
Vatan Caddesi’ndeki yerleşkesinde açõk-
lama yapan İstanbul Valisi Muammer
Güler, Şişli’de, bir süreden beri eylem ha-
zõrlõğõ içinde olduğu belirlendiği için iz-
lenen hamile görüntüsündeki bir kadõnõn,
8 kilo 800 gram patlayõcõ, 15 adet fünye
ve bir el butonu ile yakalandõğõnõ belirt-
ti. Kadõnda ele geçirilen fünyelerin bir po-
şette, patlayõcõlarõn da bir çantada bu-
lunduğunu ifade eden Güler, “Yakalanan
şahsın bölücü terör örgütü üyesi ol-
duğunu, o bölgeden eylem için geldiğini
biliyoruz. Bu şahsın, insanlara, çoluk
çocuk demeden Güngören’de olduğu
gibi bir caniyane eylem için hazırlan-
dığı elbette değerlendiriliyor” dedi.
MURAT KIŞLALI
ANKARA - Çokuluslu Fortisbank küresel
kriz nedeniyle Türkiye’de gelecek dönemde
daralma (resesyon) olasõlõğõnõn arttõğõnõ be-
lirterek “2009 yılında en aşağı 150 bin ki-
şinin işini kaybedeceği” uyarõsõnda bulundu.
Fortisbank tarafõndan yayõmlanan 13-19
Ekim tarihli Makroskop raporunda şu ifa-
delere yer verildi:
? Krizde finansal kurumlar için sonraki
aşamanõn, oluşacak sermaye ihtiyacõnõn kar-
şõlanmasõ olduğunu ve sermaye maliyetinin
ve karşõ taraf riskinin arttõğõ, birçok piyasa-
da likiditenin azaldõğõ bu dönemde bunu ger-
çekleştirmenin hiç de kolay görünmediğini
vurgulamõştõk.
Krediler üçte bir azaldı
? Bu konuda Türkiye’yi yakõndan ilgi-
lendiren bir bilgi, IMF’nin geçen hafta ya-
yõmlanan Dünya Ekonomik Görünümü Ra-
poru’nda yer almõştõr. Rapora göre bankalarõn
küresel çapta şirketlere açmõş olduklarõ top-
lam 7.5 trilyon dolarlõk kredi limitinin 2.5 tril-
yon dolar (üçte bir) oranõnda azalacağõ tah-
min edilmektedir.
? Temmuz 2008 itibarõ ile reel sektörün
yurtdõşõ borçlanmasõ stok olarak 110 milyar
dolar civarõndayken, akõm olarak ilk 7 ayda
19.2 milyar dolar net borçlanma ile Türki-
ye’nin aynõ dönemde sağladõğõ cari açõk fi-
nansmanõnõn yarõdan biraz fazlasõnõ oluş-
turmaktadõr.
Büyüme daralmaya yönelecek
? Uluslararasõ Yatõrõm Pozisyonu verile-
rine göre de, stok borcun yüzde 84 oranõn-
daki kõsmõnõn alacaklõsõ mali kesimdir. Bu
büyüklüğün yaklaşõk dörtte birinin alacak-
lõsõnõn yerli bankalarõn kõyõ şubeleri (off-sho-
re) ve diğer şubeleri olduğu da belirtil-
mektedir.
? Bu görünüm altõnda, Türkiye’de hali-
hazõrda yüzde 4 civarõna gerileyen büyüme
eğiliminin, önümüzdeki dönemde durgun-
luğa, hatta daralmaya (resesyon) doğru yö-
nelmesi ihtimali artmaktadõr.
? Son gelen öncü gösterge endekslerindeki
(Reel Kesim Güven Endeksi, Mark-It PMI)
görünüm, Türkiye’deki 2001 krizi kadar kö-
tü olmasa da, o dönemleri aratmayacağõ ko-
nusunda uyarmaktadõr.
? Ağustosta sanayi üretimindeki yõllõk de-
ğişim, beklentilerden çok daha olumsuz bir se-
viyeye gelerek, yüzde 4 düşüş göstermiştir.
? Daha önceden açõklanan beyaz eşya ve
otomotiv üretiminin yanõnda, mevcut eko-
nomik konjonktür içerisinde olmasõ bek-
lendiği gibi yatõrõm malõ üretiminde de be-
lirgin yavaşlama izlenmektedir.
Büyüme yüzde 2’ye düşecek
? Bu doğrultuda, 2008 büyüme tahmini-
mizi yüzde 3.7’den yüzde 3.5’e, 2009 bü-
yüme tahminimizi ise yüzde 3.8’den yüzde
2’ye aşağõ revize ettik.
? Bu gelişmenin bu yõlõ yüzde 9.9 oranõnda
kapamasõnõ beklediğimiz işsizlik oranõnõ
2009 yõlõnda en az 1 puan yükselteceğini ve
tarõm dõşõ sektörlerde yaklaşõk 150 bin civarõ
iş kaybõna yol açacağõnõ düşünüyoruz.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Cumhurbaşkanõ Abdul-
lah Gül, terörle mücadele kap-
samõnda Kuzey Irak’taki Kürt li-
derlerle de görüşüldüğünü, bu-
nun yeni alõnmõş bir karar ol-
madõğõnõ belirtti. Gül, küresel
kriz konusunda da dikkatli olmak
gerektiğini belirterek, Türki-
ye’nin öyle ya da böyle krizden
etkileneceğini söyledi.
Cumhurbaşkanõ Gül, Eston-
ya’dan dönüşünde dün Esenbo-
ğa Havaalanõ’nda basõn toplantõsõ
düzenledi. Terörle mücadelede
önlemler konuşulurken Kuzey
Irak’taki bölgesel yönetimle de
görüşülmesi yönünde görüşler
olduğunun anõmsatõlmasõ üzeri-
ne Gül, şunlarõ söyledi:
“Daha önceki Milli Güvenlik
Kurulu toplantılarında da yap-
tığımız yazılı açıklamalarda
Irak’taki bütün gruplarla Tür-
kiye’nin temas etmesi gerekti-
ği ve bunu yaptığını zaten açık-
lamıştık. Ayrıca Türkiye’nin
Irak özel temsilcisi var bili-
yorsunuz; Türkiye ve Türkiye
Cumhuriyeti hükümetinin özel
temsilcisi... Özel temsilci
Irak’ta bütün gruplarla oldu-
ğu gibi Kuzey Irak’taki lider-
lerle de tabii ki görüşüyor. Ay-
rıca, Bağdat’ta büyükelçimiz
var. Savaş döneminde bile bü-
yükelçiliğini kapatmayan çok
nadir ülkelerden biriyiz. Bü-
yükelçimizin de orada herkes-
le görüşmesi var.”
‘İlişkiler gelişiyor’
Gül, Irak’õn kendi anayasasõ
olduğunu, bu anayasa içerisinde
Irak’õn kuzeyinin ayrõ statüleri
bulunduğunu anõmsattõ. Gül,
şöyle devam etti:
“Bunlar Irak’ın birliği ve
bütünlüğü içerisinde tanın-
mış çeşitli haklardır. Yine
herkes biliyor ki Irak’taki
otorite noksanlığı yüzünden,
Irak’ın özellikle kuzeyindeki
dağlık bölgeler teröristler için
adeta bir korunma merkezi
durumunda; oradan kaynak-
lanan terör var. Bununla mü-
cadelede Irak’ta herkesle ol-
duğu gibi Irak’ın kuzeyinde-
kilerle de görüşmekten nor-
mal bir şey olamaz. Ayrıca şu-
nu da hatırlatırım ki 8-9 sene
önce PKK terörüne karşı hep
beraber mücadele de edil-
miştir. Ben şuna açıkçası ina-
nıyorum, Irak’ın istikrarı, gü-
venliği, zenginliği Türkiye ile
dostluktan, Türkiye ile işbir-
liğinden geçer. Bundan matuf
bizim de büyük faydamız var-
dır. Türkiye ve Irak arasın-
daki ilişkiler gelişmekte. Bu
açıdan bunlar Türkiye’nin
yeni, bugün aldığı bir karar
değil, bu yönde zaten bu gö-
rüşmeler var. Bunların da
gayet doğru olduğu kanaa-
tindeyim.”
‘Kriz etkiler’
Gül, küresel ekonomik krizle
ilgili bir soru üzerine, krize ha-
zõrlõklõ ve hazõrlõksõz ülkelerin
bulunduğunu, Türkiye’nin daha
önce dili yandõğõ için önlemlerini
daha önce almõş bir ülke oldu-
ğunu savundu. Gül, “ama bu de-
mek değildir ki ‘bu bizi hiç et-
kilemez’. Muhakkak ki bizi
de öyle veya böyle etkileye-
cektir. Onun için dikkatli ol-
mak gerekir” dedi.
Fortis’inraporunagöreTürkiye’degelecekyõldaralmaolasõlõğõyükseldi
‘En az 150 bin yeni işsiz’
Baştarafı 1. Sayfada
Cumhurbaşkanõ Gül, Kuzey Irak’taki liderlerle görüşmenin doğru olduğunu söyledi
‘Görüşmektennormalbirşeyolamaz’
ÖzelHarekâtpolislerigörev
yerlerine uğurlandõ
Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekât Daire Baş-
kanlõğõ’nõn düzenlediği 35. dönem kursunu başarõyla
tamamlayan 511 Özel Harekât mensubuna, ser-
tifikalarõ törenle verildi. Gölbaşõ’ndaki
Emniyet Genel Müdürlüğü’nde düzen-
lenen sertifika törenine katõlan İç-
işleri Bakanõ Beşir Atalay, Ak-
tütün ve Diyarbakõr’da mey-
dana gelen olaylar se-
bebiyle geniş kap-
samlõ törenin ip-
tal edildiği-
ni söyle-
di.
‘7EMNİYET GÖREVLİSİ SALDIRDI’
Şehit polisin
ailesine dayak
İstanbul Haber Servisi - Diyarbakõr’da, PKK’li
teröristlerin 8 Ekim günü polis servisine dü-
zenledikleri saldõrõda şehit düşen polis memu-
ru Ramazan Tavşancı’nõn ailesi polisler tara-
fõndan dövüldü. Şehit Tavşancõ’nõn ağabeyi Ni-
yazi Tavşancı’nõn iki gözü de aldõğõ darbeler so-
nucu morardõ.
Tavşancõ’nõn ağabeyleri Niyazi ve Sami Tav-
şancı dün Edirnekapõ Şehitliği’ne gelerek, önceki
gün toprağa verdikleri kardeşleri için dua etti.
Ağabey Sami Tavşancõ dua ettiği sõrada fenala-
şarak baygõnlõk geçirdi. Bunun üzerine Sami Tav-
şancõ’yõ hastaneye kaldõrmak isteyen ailesi İs-
tanbul Emniyet Müdürlüğü’nün arkasõndaki has-
tanenin yolunu tuttu. Bu sõrada yanlõş yola gir-
diklerini fark eden Tavşancõ ailesi, otomobille ge-
ri geri giderken, arkalarõnda bulunan 34 TH 994
plakalõ sivil otomobildeki 3 polisle tartõşmaya baş-
ladõ. İstanbul Emniyet Müdürlüğü binasõnõn
önünde yaşanan tartõşmaya, kõsa bir süre içinde
4 trafik polisi de katõldõ. Tartõşmanõn büyümesi
sonucu polisler Tavşancõ ailesini darp etti.
Acõlõ ağabey Niyazi Tavşancõ, “Hastamız ol-
duğunu söylememize rağmen 4 resmi trafik po-
lisi ve 3 sivil bize saldırdı. Şehit yakını oldu-
ğumuzu söyledik. Aldırmadılar. Küfrettiler, po-
lisiz, vatanseveriz diye geçinen insanlar bun-
lar. İki gözüm de morardı. Yüreğimdeki acı-
ya bir de bu eklendi” dedi. Şehit polisin diğer kar-
deşi Sami Tavşancõ ise “Önceki gün ağabeyimi
ellerimle toprağa verdim. Baygın halde polis-
ten dayak yiyoruz. Böyle bir şey olamaz. Kar-
deşim boşuna mı öldü” diye konuştu.
Okmeydanı’nda çatışma
İstanbul Haber Servisi - Okmeydanõ’nda
yaklaşõk 20 kişilik grup, Abdullah Öcalan’õn
Suriye’den Avrupa’ya gönderilmesini pro-
testo etmek için yasadõşõ eylem düzenledi.
Grup, molotofkokteyli ile işyerleri ve sokak-
larõ ateşe verdi. Olay yerine gelen çevik kuv-
vet ekipleri gruba müdahale etti. Polisin, biber
gazõ kullandõğõ olaylarda, eylemciler polise taş
ve havai fişeklerle karşõlõk verdi.
Bir işyerine atõlan molotofkokteyli, çalõşanlar
tarafõndan söndürüldü. İşyeri maddi hasar gö-
rürken, çevredeki yurttaşlar yoğun gaz bom-
basõndan etkilendi. Polisin attõğõ gaz bomba-
larõndan biri çevredeki evlerden birinin içine
girdi. Yaklaşõk yarõm saat süren çatõşma ar-
dõndan polis gösterici grubu dağõttõ.
Öte yandan Üsküdar ilçesinde AKP teşkilat
binasõna molotofkokteyli atõldõ. Kâğõtha-
ne’deki AKP binasõnõn önünde de zaman
ayarlõ parça tesirli bomba bulundu. Üsküdar’õn
Esatpaşa Mahallesi’nde bulunan AKP Ataşe-
hir teşkilat binasõna 3 kişi tarafõndan molo-
tofkokteyli atõldõ. Olay sonrasõ binada çõkan kü-
çük çapta yangõn görevliler tarafõndan söndü-
rüldü. Kâğõthane’de ise Hamidiye Mahalle-
si’ndeki AKP mahalle temsilciliği önüne bõ-
rakõlan yağdanlõktan şüphelenen yurttaşlar
polise haber verdi. Bomba ekipleri, yağdanlõk
içinde zaman ayarlõ parça tesirli bomba tespit
etti. Bomba etkisiz hale getirildi.
Yasadõşõ eylemde göstericiler işyerlerini ateşe verdi