29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 OCAK 2008 PAZARTESİ 6 HABERLER Allahuekber Dağları’nda 93 yıl önce donarak şehit olanlar anısına Yukarı Sarıkamış Köyü’nde tören düzenlendi Şehitler için saygı yürüyüşü SARIKAMIŞ (AA) Kars’ın Sarıkamış ilçesindeki Allahuekber Dağları’nda 93 yıl önce donarak şehit olanlar anısına Yukarı Sarıkamış Köyü’nde tören düzenlendi. Anma töreni kapsamında “Sarıkamış Şehitlerini Anma Yürüyüşü” de düzenlendi. Yürüyüşün son bir kilometresine Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ile birlikte katılan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay daha sonra törende yaptığı konuşmada, şairin “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır” dizesini anımsatarak, “Onlar bu toprakları bize vatan olarak emanet edenlerdir. Hepimiz bu görevimizi layıkıyla yerine getirmek için çalışacağız” dedi. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik de, “Biz bu törenleri bu vatan toprakla“Türkiye şehitlerine yürüyor” etkinliğinde askerler Sarıkamış harekâtını temsili olarak canlandırdı. (AA) tarafından Sarıkamış harekâtı temsili olarak canlandırıldı.Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, burada yaptığı konuşmada, “Aziz şehitlerin hatırası önünde minnetle, şükran ve rahmet duygularıyla bir kez daha eğiliyorum’’ dedi. Hüzünlü bir destanın 93. yıl dönümünde Yukarı Sarıkamış Köyü’nde toplanıldığını belirten Günay, şunları kaydetti: TBMM BAŞKANI TOPTAN: Sarıkamış, bağımsızlık tutkumuzu gösterdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Köksal Toptan, Sarıkamış harekâtının ulusun yaşadığı acı olayların en önemlilerinden biri olduğunu belirterek, “Bu acı olay, özgürlük ve bağımsızlığa olan tutkumuzu göstermesi açısından önemlidir” dedi. Kars’ın Sarıkamış ilçesindeki Allahuekber Dağları’nda 93 yıl önce donarak şehit olanlar anısına TBMM Başkanı Toptan dün, Kars Valisi Mehmet Ufuk Erden’e bir mesaj gönderdi. Toptan mesajında, Sarıkamış’ta yaşananların, Türk ulusunun tarihindeki en acı olaylar arasında yer aldığına işaret ederek, “Bu acı olay, özgürlük ve bağımsızlığa olan tutkumuzu göstermesi açısından önemlidir” vurgusunu da yaptı. Toptan ayrıca, Sarıkamış harekâtı dolayısıyla Kars Valiliği’nin dört yıldan bu yana düzenlediği etkinlikleri de anlamlı bulduğunu kaydetti. Mehmetçiğin beyaz ölümü “Onlar bu toprakları bize vatan olarak emanet edenlerdir. Şairin dediği gibi ‘Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır’. Bugün şehitlere karşı borcumuz, bu vatanı dünyanın en gelişmiş, en mamur ve milletinin en fazla refah ve barış içinde yaşayacağı bir coğrafya haline getirmektir. Hepimiz bu görevimizi layıkıyla yerine getirmek için çalışacağız.’’ Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ise, “Biz bu törenleri bu vatan topraklarının hür ve bağımsız bir hale nasıl getirildiğini bugünkü nesillere göstermek, aynı zamanda geçmişte yapılan hatalara bir daha düşmemek için ibret dersi olsun diye yapıyoruz. Onlar bizim istiklalimizi temin etmek için toprağa düştüler. Bugün bizim esas gayemiz ülkemizin istikbalini en iyi şekilde temin etmektir” dedi. Çelik, Sarıkamış’ta bulunan Osman Yüce Kayak Tesisleri’ne gittiklerini de belirterek, “Orası adeta atıl bir yer. Sarıkamış, bu güzel topraklar, bu kar kristalleri, geçmişte on binlerce Mehmetçiğin beyaz ölümü anlamına geliyordu ama bugün ciddi bir turizm potansiyeli anlamına geliyor” diye konuştu. rının hür ve bağımsız bir hale nasıl gelindiğini bugünkü nesillere göstermek, aynı zamanda geçmişte yapılan hatalara bir daha düşmemek için ibret dersi olsun diye yapıyoruz” şeklinde konuştu. Allahuekber Dağları’ndaki Kızılçubuk Köyü’nde başlayan ve 10 kilometre uzaklıkta bulunan Yukarı Sarıkamış Köyü’ndeki şehitlikte son bulan “Sarıkamış Şehitlerini Anma Yürüyüşü”ne, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Gü nay, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, yurttaşlar, Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden öğrenciler ile askerler katıldılar. Harekât temsili olarak canlandırıldı Şehitleri anma yürüyüşünün son 1 kilometresine katılan Bakan Günay ve Bakan Çelik, yol üzerindeki, Ruslardan kalan tarihi tren bakım atölyelerinde incelemelerde bulundular. Yürüyüşün son bulduğu Yukarı Sarıkamış Köyü’nde ise askerler CESARETTEN DOĞAN DRAM Baskılara ancak altı ay dayanabilen Cenubi Garbi Kafkas Cumhuriyeti işgalcilerce dağıtıldı Sarıkamış’ın ‘mor’ kardelenleri ERZURUM (AA) Türk askeri Sarıkamış Harekâtı’nda şartların tüm olumsuzluğu karşısında sergilediği üstün cesaret, sabır ve metanetle düşmanının bile takdirini kazanırken, dünyada eşine az rastlanan bir dram yaşadı. Karlı dağlar ve aşırı soğuğa karşı tarihte eşine rastlanmayan bir mücadele ortaya koyan on binlerce Türk askeri, çetin doğa koşullarına ve tüm yokluklara karşın “emre itaate’’ asla baş kaldırmadı. Allahuekber Dağları’nı aşarken çoğu kurşun atamadan, düşmanla göğüs göğüse vuruşamadan şehit oldu. Kar altında soğuğa direnemeyen güçsüz vücutları mor renge bürünerek “kardelen’’ler gibi karlara gömüldü. Rus harp tarihçisi N. Korsun, “Türk taarruz planının çok cüretli olduğuna, Rusların ciddi bir tehlikeye maruz kaldığına, başta General Mieschlayewsk ve General Bergmann’ın korkuya düştüklerine, kıtalara umumi çekiliş emri verdiklerine’’, “Sarıkamış Operasyonu’’ adlı kitabında yer verirken, bazı komutanların anılarında Türk askerinin nasıl bir yoklukla karşı karşıya olduğu anlatılıyor. Yazar Ziya Nur Aksun’un ‘“Enver Paşa ve Sarıkamış Harekâtı’’ adlı eserinde ise 29. Fırka Kumandanı Miralay Arif Bey’in ordunun durumunu şöyle anlattığı belirtiliyor: “Gıdasızlıktan vücudun harareti kaybolmakta ve donma vakaları artmaktaydı. Hayatta kalanlar; yüz, el ve ayakları donarak hayaletler gibi, serseri dolaşmaktaydı. Hayvanlar ise çam yapraklarını yemediklerinden karı eşeleyerek bulabildikleri ot saplarını, bazen de birbirlerinin semerlerini, kuyruklarını ve yelelerini kemirmekteydiler. Muharebe meydanının hiçbir yerinde akarsu yoktu. Su ihtiyacı, karlar ısıtılarak ve çay yapılarak giderilebiliyor veyahut ağızda kar eritiliyordu. Karavanalarda ısıtılarak eritilen kar suyunu ise hayvanlar bile içmiyordu...’’ Sami Önal tarafından yayına hazırlanan Emekli Kurmay Yarbay Köprülülü Şerif’in (İlden) “1. Dünya Savaşı Başlangıcında 3. Ordu Sarıkamış Kuşatma Manevrası ve Meydan Savaşı’’ adlı eserinde, Sarıkamış Harekâtı ile ilgili önemli bilgiler bulunmakta. Köprülülü Şerif’in eserinin son kısmındaki ifadeler dikkat çekiyor: “Tarihlere ant olsun ki Türk Ordusu, bilgisiz ve deli komutanının hırsıyla yüksek dağlar üstünde karakışın tepisiyle, yüzyılların düşmanının güllesi ve kurşunuyla uğraşa cenkleşe ulusal bağımsızlık uğruna tümüyle mahvoldu da bir eri sırt çevirmedi. Sarıkamış’ta hiç panik olmamıştır.’’ Tam bağımsızlık İngilizleri kızdırdı 2MİYASE İLKNUR General Milne ve İngiliz Kafkas İşgal Kuvvetleri Komutanı General Thomson tarafından Kars’taki cumhuriyetin dağıtılması, hükümet üyelerinin de tutuklanması konusunda planlar hazırlandı. 12 Nisan 1919’da parlamentoyu basan İngiliz işgal kuvvetleri, yönetimi devirdi ve parlamentoyu dağıttı. Hükümet ve parlamento üyelerinden bazılarını tutuklayarak Malta’ya süren İngilizler, halk tarafından seçilen vekiller yerine kendilerine yakın bulduğu kişileri atadılar. 11 Kasım 1918’de İngilizler Kars’a gelerek 9. Ordu’nun savunma hatlarını ve önemli mevkileri devralır. İngiliz güçlerinin temsilcisi olan Albay Tempenly, şura yönetimine bir yazı yazarak kabinede bulunanların listesini ister. 1918 Aralık ayından itibaren bir yandan Kafkasya’yı işgal ederken diğer yandan da Kars’ta kurulan Cenubi Garbi Kafkas Hükümeti Muvakkatai Milliye”sini dağıtmak amacıyla baskılarını arttırmıştır. 1 Mart 1919’da Paris Barış Görüşmeleri’ne bağımsızlığın tanınması için iki temsilci ile başvuruda bulunuldu. Dış dünyada tanınmak için ülkelerle bağlantıya geçildi. Nahçıvan’dan başlamak üzere İran sınırına kadar olan bölgede katliamlar yapan Ermenilerin Arpaçay’ın batısına geçişine izin vermeyen Cenubi Garbi Kafkas Hükümeti ile İngilizlerin arası açıldı. Hükümete sert bir nota veren İngiliz İşgal Kuvvetleri Komutanlığı, Batum ve Nahçıvan’la ilgi ve haberleşmenin derhal kesilmesini, faaliyet alanlarının sadece Kars vilayeti sınırlarını kapsaması gerektiğini bildirdiler. İngilizlerin talimatları bu iki madde ile sınırlı değildi. Bölgeden daha önce giden Ermenilerin hiçbir engelle karşılaşmadan Kars’a yerleşmeleri ve Cenubi Garbi Kafkas Hükümeti adının kullanılmaması da istekleri arasındaydı. 25 Mart 1919’da geçicilik sıfatını kaldırarak Cenubi Garbi Kafkas Cumhuriyeti adını aldı ve tam bağımsızlığını ilan etti. ği döneminde de Molokon, Eston ve Polonezler eklenmiştir. Ortodoks ve Protestan Hıristiyanlık ve Musevilik gibi gayri müslimlerin yanında Sünni, Şii ve Alevilik gibi İslamın farklı inançta insanların bir arada yaşadığı Kars’ta tarihin hiçbir döneminde milliyetçilik ve dinsel bağnazlık yaşam alanı bulamamıştır. Rusya’nın katkıları Kars’a 40 yıl boyunca hâkim olan Çarlık Rusya’sının kente yaptığı yatırımlar ve eğitim alanında sunduğu olanakların, hangi etnik kökenden ve inançtan olursa olsun bölgede aydın bir kesimin oluşmasına katkı yaptığı yadsınamaz. Rus hâkimiyetinde Kars’tan birçok kişinin Rusya’daki büyük üniversitelerde eğitim görmesi, sosyalist düşünceyle tanışmalarına vesile olmuş, bu düşünceyi Bolşevik devrimi sonrasında kurulan Cenubi Garbi Kafkas Cumhuriyeti sırasında yaşama geçirmeye çalışmışlardır. Bu cumhuriyet hükümetinde bir de Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın kurulması sosyalist bir düşüncenin tezahüründen başka bir şey değildir. Cenubi Kafkas yönetiminin gerek Paris Konferansı’na sunulmak üzere hazırladığı gerekse TBMM’nin Moskova görüşmelerine giden ekipten Ali Fuat Cebesoy’a verilen yazıda devletin sosyal demokrat kimliği şöyle vurgulanmıştır: “Kars’a müteşekkil Garbi Cenubi Kafkasya Meclisi Mebusan’ının 25 Mart 1919 tarihli kararına atfen millet ve hükümet namına murahhas heyetine verilen ihtarnamedir. Gerek İtilaf devletleriyle ve gereksi Sovyet hükümetleriyle sosyal demokratik prensipleri üzerine selahiyeti tammeyi haiz olarak berveçhizir izah edilen mevadı takip edilecektir.” Cumhuriyet, etnik ve dini kimlikleri öne çıkartmayan bir yapılanmayı esas aldı. Gerek hükümet üyeleri gerekse bürokratlar arasında farklı kimlik ve inançta isimlere rastlanması da bunu kanıtlıyor. Eğitim Bakanlığı’na Rum Elena Hanım, PTT Genel Müdürlüğü’ne Rum Arlof’un getirilmesi, parlamonte üyeleri arasında Polonez kökenli Simon Raçinski, Vafyades Stephan, Pavlo Camuşov gibi farklı etnik kimliklerden isimlerin bulunması cumhuriyetin farklı kültürlere eşit yaklaşamını göstermektedir. Kars’ın Türkiye Cumhuriyeti’ne katılması sonrasında, Molokon, Eston ve Polonezler’in toplu göçleri yaşanmısşa da kentte ne çok kültürlülük ne de sosyalist düşünceyle olan gönül bağı koparılmamıştır. Erkan Karagöz, “Kars ve Çevresinde Aydınlanma Hareketleri” adlı kitabında Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında başta Mustafa Suphi olmak üzere birçok TKP yöneticisinin sık sık Kars’a geldiği ve uzun süre kaldıklarını İbrahim Tevetoğlu’nu kaynak göstererek aktarmaktadır. BİTTİ Malta’ya sürgüne gönderilen Cenubi Garbi Kafkas Cumhuriyeti yöneticilerinden bir grup. Malta’ya sürgün edildiler İ ngilizler tarafından Malta’ya sürgüne gönderilen Cenubi Garbi Kafkas Hükümeti üyeleri: 1 Cihangiroğlu İbrahim 2 Cihangiroğlu Aziz 3 Tevhiddüttin Mamilof 4 Salahoğlu Musa 5 Gümrülü Halıcızade Yusuf 6Muhlis Atamanoğlu 7 Simon Raçinski 8 Pavli Camışov 9 Ali Rıza Ataman (Götürülürken kaçar) 10 Revanlı Mehmet Bey 11 Talınlı Hüseyin 12 Ahmet Karaçanta 13 Hasan Cihangiroğlu İngiliz işgal kuvvetleri tarafından tutuklanarak Malta’ya sürgüne gönderilenler üç ayrı kaynakta farklı sayıda ve farklı isimlerden oluşmaktadır. Cihangiroğlu’nun anılarında ve ATESE arşivlerindeki bilgilere göre sürgüne gönderilenler arasında Vafyades Stephan ile Pavli Camışov da bulunmaktadır. Bu iki kişinin bir yıl sürgünlükten sonra yaptıkları başvuru kabul edilince serbest kalarak Yunanistan’a geçtikleri söyleniyor. rafyasında tanık olmayan sosyal demokrasi, azınlık haklarına ve farklı inançlara saygı, seçme ve seçilme özgürlüğü tanınan kadınların erkeklerle eşit tutulmasını öngören hükümlerin yer alması Kars’taki sosyal yaşamın ve tarihsel sürecin arka planına bakmayı zorunlu kılıyor. Osmanlı’nın, 16. yüzyılda Çaldıran Savaşı’yla Şah İsmail’in Safevi devletinden alıp topraklarına kattığı, 187778 OsmanlıRus Savaşı sonucunda savaş tazminatı olarak Rusya’ya verdiği Kars, Anadolu’da Hatay ve Mardin gibi, çok kültürlü üç yerleşim merkezinden biri olmuştur. Türk, Kürt, Karapapak, Azeri, Ermeni, Rum ve Yahudi gibi farklı etnik kimliklere 40 yıl boyunca bağlı olduğu Rus egemenli Yönetim devrildi Tam bağımsızlık ilanı İngilizlerin var olan tepkilerinin artmasına neden oldu. 2 Nisan 1919’da Batum’a gönderilen General Milne ve İngiliz Kafkas İşgal Kuvvetleri Komutanı General Thomson tarafından Kars’taki cumhuriyetin dağıtılması, hükümet üyelerinin de dağıtılması konusunda planlar hazırlandı. 12 Nisan 1919’da parlamentoyu basan İngiliz işgal kuvvetleri, yönetimi devirdi ve parlamentoyu dağıttı. Hükümet ve parlamento üyelerinden bazılarını tutuklayarak Malta’ya süren İngilizler, halk tarafından seçilen vekiller yerine kendilerine yakın bulduğu kişileri atadılar. Bu arada, Kars, Sarıkamış, Kağızman ve Nahçıvan İngilizlerin destek ve gözetimi altında Ermeniler tarafından işgal edildi. Azerbaycan’ın bu konudaki protestosu da sonucu değiştirmedi. Nahçıvan’ı Ermenilere teslim eden İngilizler, Nahçıvan’da bulunan İngiliz Askeri Valiliği’ni lağvederek 1 Nisan 1919’da Nahçıvan’dan ayrıldılar. İngilizler, Osmanlı Devleti’ne de baskı yaparak 2 Nisan 1919’da Osmanlı’nın bölgede bulunan 9. Ordusu’nun da lağvedilmesini sağladı. Dağıtılan 9. Ordu’nun askerleri yeni kurulan ve Komutanlığı’na Kazım Karabekir’in ge Enver Paşa’ya gönderilen rapor Türk askerinin durumuna ilişkin 9. Kolordu Komutanı’nın Enver Paşa’ya gönderdiği bir raporda ise “İleri harekâttan 2 gün evvel 21 bin muharip ve sair kuvvetiyle 28 bin olan mevcudu olduğu, Bardız’a 18 binle girdikleri, bugün ise ancak 10 gün vakit bulsa 10 bine yükselebilecekleri, neferlerin zaafı bedenle müsab, hayvanatın bitap olduğu, 40 cebel topundan ancak 20’sinin işleyebildiği ve 16 mitralyözden istifade edebildikleri’’ ifade edilerek, “Kolordunun kaabiliyeti taarruziyesi kalmadığı maruzdur’’ deniliyor. tirildiği 15.Kolordu’ya katıldılar. 19 Mayıs’ta Samsun’a inen Mustafa Kemal, 22 Haziran 1919’da yayımladığı Amasya Tamimi ile Türk halkını milli mücadeleye davet etti. Erzurum Kongresi’nde Elviyei Selase’nin Ermeni ve Gürcü işgalinden kurtarılması fikri benimsendi. Sıvas Kongresi’nde ise Elviyei Selase’nin Misakı Milli sınırları içinde olduğu açıklandı. Elviyei Selase’de Ermeni ve Gürcülerin yaptığı katliamlara son verilmesi için Kazım Karabekir 22 Mart 1919’da Erivan’a gönderildi. 24 Eylül’de Ermenilerin Bardız sınırını aşıp ilerlemesi üzerine Türk kuvvetleri 28 Eylül’de karşı taaruza geçerek Sarıkamış, Kars ve Gümrü’yü aldılar. Bu arada 1920’da Batum ve Art vin de Gürcü kuvvetleri tarafından işgal edilmişti. Türkiye’nin Gürcistan’a nota vermesinin ardından Ardahan, Artvin ve Batum Türkiye’ye bırakıldı. 16 Mart 1921’de Rusya ve Türkiye arasında imzalanan Moskova Antlaşması ile yeni Türkiye hükümetinin varlığı Moskova tarafından kabul edildi. Kars’ın sol geçmişi Kars’ta sol geleneğin kökleşmesi ve günümüze değin bu rengini koruması, Cenubi Garbi Kafkas Cumhuriyeti ile Anadolu’nun doğusunda başlayan aydınlanma hareketinin, günümüze yansıması olarak değerlendirmek mümkün. Ancak altı ay ömrü olan bu cumhuriyetin Teşkilatı Esasiye adı verilen anayasasında o güne değin İslam coğ CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle