04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 OCAK 2008 CUMARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI B B B B B B B B PB 10 5 12 10 15 12 15 13 8 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB 8 PB 10 PB 9 PB 9 S 2 S 2 S 2 S 3 B 16 Parçalı bulutlu Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B B B B PB PB K 15 16 8 13 9 9 1 3 12 Trabzon Ankara Erzurum Hakkari İzmir Antalya Ş.Urfa Adana Yurdun kuzeydoğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Artvin, Rize, Kars ve Ardahan çevreleri yağışlı diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Yağışlar Rize’de yağmur diğer yerlerde kar şeklinde olacak. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih K K K Y Y Y Y Y Y 4 4 5 12 11 11 12 13 10 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y K B Y PB Y B Y PB 12 8 19 11 11 11 15 16 12 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı K 3 B 4 PB 14 K 8 B 3 PB 12 PB 0 B 16 B 12 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada best bırakmak gibi görünüyordu. Kamuda çalışanlarla eğitim kademelerinde türbana özgürlük vereceğini açıkça belirleyen açıklamaları yoktu. Fakat MHP liderinin 1982 Anayasası’nın 10. maddesini değiştirerek türban sorununu çözmekle yetinmediği, yetinmeyeceği verdiği demeçlerden anlaşılıyor. ??? Bahçeli’nin açıklamaları soruna sadece üniversite öğrencileri açısından bakmadığını gösteriyor. Başbakan’ın tek cümle ile sorunun çözülebileceği yolundaki sözlerini ise, “içi boş” diye tanımlıyor ve… “Serbestiyi.. türbanı kamu hizmetinden yararlanan herkes kullansın” diyor. Fakat daha sonra Bahçeli üniversitelerle yetinmiyor. Kamu hizmetinde olanları da katıyor. Onunla da yetinmiyor. “Serbesti lisede olanları da kapsar mı?” Yanıt; “Zaten liselerde fazla yok. Problem üniversitelerde”. “Lisede de türbanın serbest olmasına karşı mısınız?” Yanıt çok ilginç. “Hayır efendim” diyor: “Bir bütün olarak ele alındığı vakit, şurada var burada yok, bu bir süreç; birbirini tamamlar ve… Türkiye ‘istikrar’ bulur”muş! Bu açıklamalara göre, Türkiye’de istikrarın sağlanmasının tek koşulu; türbanın liseden üniversitelere, kamu çalışanlarına kadar geniş alanda serbest olması… Türbanın bu kadar yaygınlaşmasında hiçbir sakınca görmeyen Bahçeli’ye soruluyor: “Türbanlı bir genç kız tıptan mezun olduğunda kamu hastanesinde veya hukuktan mezun olup hâkim olduğunda türbanlı başla görev yapsın deseler… Siz bunu parti olarak destekler misiniz?” Yanıt, devlet adamı Devlet’e yaraşır içerikte. Soruyu yanıtlıyor: “Bu aşamalarda değiliz henüz. Yani sıkıntı başka yerde. Yani bu sıkıntı çözülsün bakalım, kamuoyundaki tartışma bitsin, istismarlar ortadan kalksın ondan sonra toplum kendi kendine bir şekil verir efendim.” Bir dönemde DP iktidarı adına konuşan Samet Ağaoğlu, yasa çıkmadan uygulamaya gidilemeyeceğini öne süren muhalefete; “Başlayalım da istim arkadan gelsin” diye karşılık vermişti. Devlet adamı Devlet Bey’in açıklamaları da aynı kafanın ürünü. Biz türbanı hemen her alanda serbest bırakalım, sakıncalara önlem sonradan düşünülür, istim arkadan gelir demeye getiriyor. Devlet anlayışında ha Samet, ha Devlet! ??? RTE gökte aradığını yanı başında buldu. Türban konusunda bugüne dek açık seçik söylemediklerini Bahçeli söylüyor. AKP Genel Başkanı zaten Anayasa Mahkemesi’nin, Danıştay’ın ve AİHM’nin kararlarını hiçe sayıyor, türbanı topluma yaymak ateşiyle yanıp tutuşuyor. Şimdi bir ortak buldu; Bahçeli! Söyleyemediklerini MHP lideri söylüyor ve MHP lideri için RTE gibi laiklik, yargının onca kararı, yorumları fazla bir önem taşımıyor. Laikliğin büyük darbe yiyeceğini, örneğin Yargıtay Başsavcısı’nın “eğitim kurumlarında bazı giysilerin kullanılmasının özgürlük sayılmasındaki sakıncaları” sıralayan yazılı açıklamasındaki kimi öğeleri de dikkate almıyor. Başsavcı, “mezheplerin, cemaatlerin, ırkçı örgütlerin ve ayrılıkçı güçlerin, sembolleri rahatça kullanacaklarını” söylüyor, dert etmiyor. AİHM, “Türban yasağı, laiklik ve eşitlik ilkesine dayanmaktadır. Laiklik demokratik sistemin temelidir. Türkiye’de demokratik sistemin korunabilmesi laikliğin korunmasıyla mümkündür” diye karar açıklıyor. Umurlarında bile değil. “Şahane İkili” Türkiye’yi türbanlaştırmaya kararlı, el ele, yürüyor. Başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin her yerinde anma etkinlikleri düzenlenecek GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Hrant Dink buluşması İstanbul Haber Servisi Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in Şişli’deki gazete binası önünde uğradığı silahlı saldırıyla aramızdan ayrılışının birinci yıldönümü dolarken cinayetin arkasındakiler adeta göz önünde olmasına karşın perde aralanmadı. Tüm dostları bugün Dink’in katledildiği yerde “Hrant için, adalet için 19 Ocak’ta saat üçte yanı yerde yan yana geliyoruz” sloganıyla “büyük acımızın yükünü birlikte taşımak” söylemi altında buluşacaklar. Hrant Dink bugün, insanlar arasında din, dil, ırk, cinsiyet, siyasi görüş farkı gözetmeyen sevenleri tarafından tüm Türkiye’de ağıtlarla, çiçeklerle, filmlerle anılacak. Agos gazetesinin AF ÖRGÜTÜ: SORUŞTURMA GENİŞLETİLSİN Dış Haberler Servisi Gazeteci Hrant Dink, katledilişinin 1. yılında Türkiye’de ve dünyanın çeşitli ülkelerinde anılırken Uluslararası Af Örgütü, Dink cinayetine ilişkin yürütülen soruşturmanın güvenlik güçlerini de kapsayacak şekilde genişletilmesini istedi. Af Örgütü’nden yapılan açıklamada, “Hrant Dink cinayetini önleme konusundaki eksiklik ve ardından soruşturma sırasında yaşanan sorunlar tekrar edilmemeli” denildi. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü de yaptığı açıklamada, “Türk yetkililerden, saldırının sorumlularının bulunması için daha etkili bir soruşturma yapmalarını” istedi. bulunduğu Osmanbey’deki bina önünde saat 14.30’da bir araya gelinerek, sessiz anma gerçekleştirilecek. Basın açıklamasının ardından, Hrant’ın vurulduğu yere karanfiller bırakılacak. Hrant Dink’in arkadaşlarının Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenleyecekleri anma, saat 20.00’de başlayacak. Geceye, Aynur, Birol Topaloğlu, Erkan Oğur, Kardeş Türküler, MetinKemal Kahraman, Nişan Şirinyan, Sahakyan Korosu, Sa yat Nova Korosu, Suren Asaduryan ve Zülfü Livaneli’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda sanatçı katılacak.Gecede Ümit Kıvanç’ın hazırladığı “19 Ocak’tan 19 Ocak’a Neler Oldu” adlı belgesel de gösterilecek. Dink için Balıklı Ermeni Mezarlığı’nda yarın saat 13.00’te anma düzenlenecek, “Hrant’ın Arkadaşları” imzasıyla yapılan açıklamada, “Bizler bu ülkenin yurttaşları olarak güvercin tedirginliğinde gerçek failleri bulunmamış suikastlarla bir arada yaşamaya alışmak istemiyoruz” denildi. Tiyatro oyunları Bugün çıkan Agos Gazetesi, bu haftaki sayısının birinci sayfasını, Hrant Dink’e özlemin dile getirildiği metne ayırdı. 5. Sokak Tiyatrosu, Dink için, Garajİstanbul’da 22 Ocak Salı günü saat 20.30 “Ashura” adlı oyunu sergileyecek. Tiyatro Boğaziçi de, 27 Ocak Pazar günü saat 17.00’de Harbiye’deki Getronagan Lisesi’nden Yetişenler Derneği’nde “Biz, Siz, Onlar...” adlı oyunlarını sergileyecek. Dink anısına gösterilecek oyuna giriş ücretsiz olacak. KargArt’ın “Müdahalenin Seyri” adı Uluslararası Karma Sanat Sergisi, Kadıköy’de bu akşam saat 20.00’de açılacak. 3 Şubat’a kadar açık kalacak sergide, Başar Coşkun’un “Beyaz Bere” üzerine bir çalışması da yer alıyor. 19 Ocak Kolektifi’nin “Münferit” adlı sergisi de bugün saat 17.00 19.00 arasında Karaköy’deki Hafriyat’ta açılacak. Sergi 9 Şubat’ta sona erecek. İzmir ve Diyarbakır’da da Dink anısına bugün çeşitli etkinler düzenlenecek. Ensesinden vuruldu Konferans sonunda Arundhati Roy’a plaket veren Rakel Dink, duygulu anlar yaşadı. Gazeteci Hrant Dink, Halaskârgazi Caddesi’ndeki Agos’un önünde katil zanlısı O.S.’nin silahından çıkan kurşunlarla arkadan vuruldu. Dink ölmeden önce kaleme aldığı “Ruh Halimin Güvercin Tedirginliği” başlıklı son yazısında, Türklüğü aşağıladığı gerekçesiyle yargılanmaya başladığından beri tehdit altında olduğunu, İstanbul Valiliği’ne çağrılarak ‘uyarıldığını’ yazmıştı. Cinayetin ardından O.S, azmettirici Yasin Hayal ve muhbir Erhan Tuncel’in de aralarında bulunduğu 19 kişiye dava açıldı. Dink’e yönelik hain planı önceden bildikleri halde önlemeyen emniyet ve jandarma görevlileri ise soruşturma dışı bırakıldı. Dink ailesinin, cinayetin ardındaki gerçek faillerin açığa çıkarılması yöndeki talepleri ve şikâyetleri görmezden gelindi. Katil zanlısı O.S.’nin İstanbul’a yalnız geldiği, cinayeti de tek başına işlediği söylenmesine karşın, dosyada yer alan bazı tanık açıklamaları ve kimliği belirlenmeyen bir kişinin ihbarı O.S.’nin yalnız olmadığına işaret etti. ‘Katillerin yaptığı geri tepti’ İstanbul Haber Servisi Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in anısına Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen etkinliğe katılan Rakel Dink, eşinin ölümünün üzüntüsü hâlâ yaşadığını belirterek, “İnsanların birbirlerine yaptıklarını düşündükçe midem bulanıyor” dedi. Hrant Dink’in ölümünün birinci yıldönümü nedeniyle Boğaziçi Üniversitesi’nde dün düzenlenen “2008 Hrant Dink Anısına İfade Özgürlüğü ve İnsan Hakları” konulu konferansa aralarında Dink’in eşi Rakel Dink, kızı Delal Dink, Hintli aktivist yazar Arundhati Roy, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Ayşe Soysal’ın da bulunduğu çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü ile Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü tarafından organize edilen konferansta konuşan Rakel Dink, eşinin anısına düzenlenen etkinlikten gurur duyduğunu belirterek, “Bugün dünyada insanlar birbirlerini öldürüyor. İnsanlar hariç, hiçbir hayvan soyu kendi neslini tüketme yollarını bulmak için düşünmüyor. Ne yazık ki insan düşünen bir hayvan. Bugün insanların birbirlerine yaptıklarını düşündükçe midem bulanıyor” dedi. Yapılan iş kanuna ters düşüyorsa, kanun işe uydurulmalıdır! Peşrevi kısa tutup, gündeme gelelim... Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, Başbakan Erdoğan’ın MadridAnkara hattında ortaya attığı türban görüşlerine MHP’nin de takılmasının ardından 3 sayfalık bir açıklama yaptı. Her sözcüğü özenle seçilmiş, hukuk dilinin ağır bastığı metnin ana mesajları şunlar: 1 Dini siyasetin bir parçası yaptığınız an, Türkiye’nin ortak paydaları parça parça olur. 2 Dince kutsal sayılan şeylerin istismarı başladığında bunun nerede duracağını kimse kestiremez. 3 Hiçbir hak ve özgürlük Türkiye’nin ulusal bütünlüğünün üstünde değildir. 4 Bağımsız ve egemen bir devletin partiler üstü politikaları vardır. Bunun temel ruhu; dil, ırk, din ve mezhep ayrımı yapmamaktır. Partiler bunu yaralayacak girişimlerde bulunduklarında Türkiye’nin 85 yıllık birikimini yok etmiş olurlar. 5 Atatürk milliyetçiliği, Türkiye Cumhuriyeti’nin birikimlerine sahip çıkmayı gerektirir. 6 Yukarıdaki bütün kavramlar Türkiye’nin hedef olarak seçtiği uygar dünyanın da paylaştığı değerlerdir. ??? Bu açıklamanın hedefi için şöyle bir özet de yapılabilir: Dinle AKP, anla MHP! Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın görevleri Yargıtay Yasası’nın 27. maddesinde tek tek sıralanmıştır. Burada dile getirilen başlıca görev şudur: Siyasi partileri her bakımdan denetlemek! Buna, partilerin üye sayısından tüzük yapısına, programından günlük çalışmalarına kadar her şey girer. Başsavcılığın yetkisi de uyarıdan kapatma davası açmaya kadar geniş bir yelpazeyi içeriyor. Futbolda hakem neyse çok partili siyasi yaşamda da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı odur. Nasıl ki, bir futbol maçı hakem olmaksızın düşünülemezse, siyasi yaşam da Başsavcılık gibi bir mekanizma olmaksızın düzenli işleyemez. Yalçınkaya’nın önceki günkü açıklamasını bu bağlamda, “AKP’ye sarı kart göstermek” olarak tanımlayabiliriz. İkinci sarı kart gelir mi? Bunu en iyi AKP bilir! Çünkü ne yaptığınıyapacağını o biliyor, biz değil! ??? AKP ve medyası Yalçınkaya’nın açıklaması için ilk aşamada şöyle bir davranış geliştirmiş görünüyor: Tuhaf karşıladığımızı söyleyip, görmezden gelelim! Öyle yapmışlar... AKP’nin yarı ve tam resmi yayın organları psikolojik savaşın bütün yöntemlerini de çok iyi bildikleri için Başsavcılık açıklamasını yok saymayı yeğlemişler. Belki devamı şöyle gelecek: Önce yok sayalım... Ortalık hafif durulunca saldıralım! AKP iktidarı sülalesiyle birlikte Türkiye usul usul, paldır küldür geriye doğru gidiyor. Sağduyulu insanların ve kurumların bütün çabası; geriye gidişi durdurmayı, aracı devirmeden başarabilmek. AKP de bunu “Herkesi dize getirdim” diye anlıyor! ankcum?cumhuriyet.com.tr Fotoğraf: DENİZ TATARER BÜ etkinliği gelenekselleştirecek Etkinliğe onur konuğu olarak katılan Hintli aktivist yazar Arundhati Roy, Hrant Dink’le tanışma fırsatı bulamadığını söyleyerek, Dink’i yazdıklarından, söylediklerinden, yaptıklarından tanıdığını ve neler hissettiğini anladığını söyledi. Dink suikastının, Türkiye’de Hrant Dink gibi söylenemez olanı söyleme ve düşünme cesareti gösterenlere gözdağı vermek amacıyla yapıldığını da kaydeden Roy, “Hrant Dink susturuldu. Fakat onun öldürülmesine sevinenler bilsinler ki yaptıkları geri tepti” ifadesinde bulundu. Rektör Soysal, Hrant Dink anısına düzenledikleri etkinliklere bundan sonraki yıllarda da düzenli olarak devam edeceklerini söyledi. Bir öğrenci daha yaşamını yitirdi DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır’da 3 Ocak günü meydana gelen bombalı saldırıda yaralanan öğrencilerden Mehmet Salih Ekinci, tedavi gördüğü Ankara’da yaşamını yitirdi. Böylece saldırıda ölenlerin sayısı 7’ye yükseldi. Diyarbakır’da 3 Ocak günü askeri personel taşıyan sivil servis aracına düzenlenen saldırıda yaralanan ve tedavi edilmek üzere Ankara’ya kaldırılan 17 yaşındaki Mehmet Salih Ekinci dün sabaha karşı kurtarılamayarak yaşamını yitirdi. Ekinci’nin cenazesi toprağa verilmek üzere cankurtaranla Diyarbakır’a gönderildi. Bombalı saldırıyla ilgili olarak soruşturmayı yürüten güvenlik birimleri, saldırının ayrıntılarını da belirlemeye başladı. Patlatılan araca biri alüminyum tencere, diğeri de mavi renkli naylon su bidonuna yerleştirilen gübreyle desteklenmiş A4 ve C4 tipi iki ayrı bomba konulduğu saptandı. GENELKURMAY BAŞKANLIĞI Operasyonda 60 hedef vuruldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay, 15 Ocak’ta Irak’ın kuzeyindeki PKK unsurlarına yönelik yapılan operasyonda 60 hedefin vurulduğunu açıkladı. Vurulan hedefler arasında 5 komuta, 2 muhabere (haberleşme), 15 eğitim, 12 lojistik tesisi ile 18 sığınak ve barınağın da yer aldığı bildirildi. Genelkurmay, Irak’ın kuzeyindeki PKK kamplarına yönelik son harekâtın sonuçlarına ilişkin basına bilgi verdi, operasyon sonuçlarının havadan çekilmiş fotoğrafları ve görüntülerini dağıttı. Operasyonun sonuçlarına ilişkin değerlendirmenin sürdüğü belirtilen Genelkurmay açıklamasında, “Söz konusu harekât esnasında, ZapŞivi bölgesinde 4, AvaşinBasyan bölgesinde 2 ve Hakurk bölgesinde 2 olmak üzere; sadece terör örgütünün kullandığı teyit edilmiş çok sayıda tesisi içeren, toplam 8 adet hedef grubu (yaklaşık 60 hedef), savaş uçaklarımız tarafından ateş altına alınmıştır” denildi. Hava harekâtında en gelişmiş hedef tespit ve atış kontrol sistemlerinin kullanıldığı, ateş altına alınan hedeflerin tam isabetle vurulduğu kaydedilen açıklamada şu bilgiler verildi: “Bu kapsamda; PKK terör örgütünce kullanılan 5 adet komuta, 2 adet muhabere, 15 adet eğitim ve 12 adet lojistik tesisi ile 18 adet muhtelif sığınak/barınak, 2 adet uçaksavar mevzii (mürettabatı ile birlikte) ve 4 adet silah/mühimmat deposu tahrip edilmiştir. ” Genelkurmay Başkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) kendisine verilen yetki çerçevesinde operasyonlarına kararlılıkla devam edeceğini vurguladı. PKK’de çözülme hızlandı Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yurtiçinde ve Irak’ın kuzeyinde yürüttüğü operasyonların ardından son bir ayda teslim olan terörist sayısı 21’e ulaştı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Irak’ın kuzeyinde ve Türkiye kırsalında yürütülen operasyonlar bölücü örgüt üzerinde etkisini göstermeye başladı. Örgütün Irak’ın kuzeyindeki kamplarından kaçan 10 kişi Silopi’de güvenlik güçlerine teslim oldu. Son teslim olanlarla birlikte 1 ay içinde güvenlik güçlerine teslim olanların sayısı 21’e yükseldi. Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinden yaptığı yazılı açıklamada, PKK’ye yönelik operasyonların örgütteki çözülmeyi hızlandırdığı dile getirildi. nucu ağır kayıplar veren terör örgütünde çözülmeler devam etmektedir. Terör örgütü tarafından ölüme sürülmek üzere zorla dağa çıkarılan gençlerden 10’u daha örgütün Irak’ın kuzeyindeki kamplarından kaçarak, 17 Ocak 2008 tarihinde Silopi’de güvenlik güçlerine teslim olmuşlardır. Dün (önceki gün) teslim olanlarla birlikte, son 1 ay içerisinde teslim olan terörist sayısı 21’e ulaşmıştır.” “Şırnak ili Bestler/Dereler bölgesinde 1’inci Jandarma Komando Tugay Komutanlığı’nca icra edilen operasyonun üçüncü günü olan 14 Ocak 2008 tarihinde, bir kısım personel meydana gelen ani ısı düşüşü ve rüzgâr nedeniyle soğuktan etkilenmiştir. Personelden 3’ünün tedavisi devam etmekte olup, hayati tehlikeleri yoktur. Bazı basın ve yayın organlarındaki ‘1800 askerin donma tehlikesi atlattığı’ şeklindeki haberler gerçeği yansıtmamaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri her türlü hava ve arazi şartlarında harekât icra etmek için gerekli donatım ve eğitime sahiptir.” Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, İstanbul Fatih’te de 1 teröristin teslim olduğu bildirildi. Bombalı saldırı paniği İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın konvoyunun geçeceği güzergâh üzerinde bomba yüklü minibüsün olduğu ihbarı dün İstanbul polisini alarma geçirdi. Minibüsün bulunduğu Büyükdere Caddesi, Maslak ve Balmumcu istikametinde her iki yön de trafiğe kapatıldı. İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, aranan araçta bomba bulunmadığını açıklarken ihbarın Erdoğan’ın güzergâhı kullanmasından hemen önce yapılması ise dikkat çekti. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) arasında, eğitime destek amaçlı gerçekleştirilecek projenin imza törenine katılacak olan Erdoğan’ın kullanacağı güzergâh üzerinde bomba yüklü minibüs olduğu ihbarı üzerine, ekipler hemen Büyükdere Caddesi’nde olduğu söylenen minibüs için harekete geçti. 4. Levent Metro İstasyonu yakınında park edilmiş halde bulunan minibüste yapılan inceleme sonunda ihbarın asılsız olduğu belirlendi. ‘Donma tehlikesi’ne yalanlama Genelkurmay Başkanlığı, Şırnak’ın Bestler/Dereler bölgesinde süren operasyonlarda askerlerin donma tehlikesi atlattığı yönündeki haberleri de yalanladı. Genelkurmay’ın yalanlaması şöyle: ‘10 kişi kamplardan kaçtı’ Açıklamada, şöyle denildi: “Gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında devam eden operasyonlarla sürdürülen baskılar so CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle