03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 OCAK 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Büyük Ortadoğu Projesi’nden sonra Washington’ın kafa karıştıran yeni stratejik planı: 7 Genişletilmiş Karadeniz LEYLA TAVŞANOĞLU ERİVAN “Türkiye ile Ermenistan arasındaki yakınlaşma tarihi bir fırsat olacaktır. İlişkilerin normalleşmesi ve sınırların açılması idealdir. Tabii bu normalleşme Dağlık Karabağ’ın durumuna bağlıdır.” Bu sözler ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Matt Bryza’ya ait. Matt Bryza, burada düzenlenen “Genişletilmiş Karadeniz: Uluslararası Barış ve Güvenlik Perspektifleri” başlıklı konferansın kilit konuşmacılarından birisi. Genişletilmiş Karadeniz, yeni yeni duyulmaya başlanan kavramlardan birisi. Bir zamanlar Genişletilmiş Ortadoğu Planı da bilinmezken 2000’li yılların başı için yeni olan o kavramın öncülüğünü ve isim babalığını da ABD yönetimi yapmıştı. Matt Bryza konuşmasında unları söylüyor: “Karadeniz bölgesine ilgimizi arttırarak stratejik bir konsept oluşturabilir miyiz? Ama bunu yaparken de kesinlikle Montrö Antlaşması’nı tartışmaya açma gibi bir düşüncemiz yok. Ayrıca Karadeniz Ekonomik İşbirliği’nin (KEİ) önemini indirgemek gibi bir sanının uyanmasını da istemeyiz. Genişletilmiş Karadeniz bütün ilgili ülkelerin yararınadır. Bu, enerjinin bölgede paylaşımına da yararlı olacak, bu alandaki tekeller ortadan kalkabilecek, rekabet hızlanacaktır.” Konuşmasının neredeyse tamamını Türkiye GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Can Alıyor Ama Suç Değil Kabahat Üretiyor Yasa yapıcılarımızın her nedense hikmetinden sual olunamıyor. Eskiden böyleydi, bugün de eskiyi aratacak bir yaklaşım söz konusu. Politikacılarımız ya kendilerini her şeyi bildiklerine inandırmışlar ya da öyle görünmeyi politikanın olmazsa olmazları arasına katma başarısını göstermişler. Önce elimizdeki sayısal verilere göz atalım. 2002 yılından 2004 yılının temmuz ayına kadar Türkiye genelinde doğrudan 11 bin 249 suç işlenmiş. Dolaylı suç sayısı ise 4 bin 283. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün verilerine göre ise İstanbul’da 2006 yılının ilk dokuz ayında, sadece polis bölgesinde 2 bin 475 olay tespit edilmiş. 33 kişi öldürülmüş, 566 kişi yaralanmış, 391 de gasp olayı meydana gelmiş. Bunları okuduktan sonra ister istemez soracaksınız. Peki de, bunlar nasıl ve ne ile gerçekleştirilmiş? Çok kısa bir yanıtı var. Kurusıkı tabanca ve tüfeklerin yanı sıra gerçek silaha dönüştürülmüş kurusıkı denilen ses ve gaz fişeği atan, ama yasal açıdan silah sayılmayan silahlarla. Bir sayısal veri daha ekleyelim. Türkiye’de 2004 yılı itibarıyla resmi kayıtlara girmiş yaklaşık 356 bin 218 kurusıkı olarak tanımlanan silah varmış. Kayıt dışı olanların sayısını bilmek ise olanaksızmış. İşin can alıcı noktası da şu; bunca can kaybına, yaralanmaya ve soyguna yol açmış olmalarına karşın bu silahlar Türk Ceza Yasası’nın tanımına göre silah sayılmıyor! Yılbaşı kutlaması sırasında Taksim Meydanı’nda yaşanan cinsel taciz olayında olduğu gibi bunların kullanılması da kabahatler yasası kapsamında, 57 YTL’lik idari para cezasını ödedin mi sorun kalmıyor. ??? Bu değerlendirmeyi ben kişisel yaklaşımım olarak yapmıyorum. Yargıtay Sekizinci Ceza Dairesi’nin kararını özetlemeye çalıştığım için yazıyorum. Bir kişi kurusıkı tabancayla 2005 yılında doğrudan havaya ateş etmiş. “Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması” suçundan bir asliye ceza mahkemesinde yargılanmış ve Türk Ceza Yasası’nın 170/1c maddesine göre 5 ay hapis cezasına çarptırılmış. Silahın da müsaderesine karar verilmiş. İtiraz edilmediği için kesinleşen bu cezaya Adalet Bakanlığı itiraz ederek yasa yararına bozulmasını istemiş ve konu Yargıtay Sekizinci Ceza Dairesi’ne gelmiş. Daire de Türk Ceza Yasası’nın silah tanımını yapan 6’ncı maddesinden yola çıkarak “Sanığın (kurusıkı) gaz tabancası ile düğün yerinde ateş etmesi suç değil, kabahattir” demiş. Olay idareyi ilgilendirdiği için de silahla ilgili müsadere kararını kaldırmış. ??? Bu bilgilere, bireysel silahlanmanın önlenmesi için yıllardır emek harcayan Umut Vakfı’nın 12 Ocak 2008 günü yapılan “Kurusıkı Silahların Hukuki ve Sosyal Durumu Arama Toplantısı”nın sonuç bildirgesinden ulaştım. Konuyla ilgilenen, hukukçu, devletin çeşitli kademelerindeki görevliler, sosyalbilimciler ve gazetecilerin katılarak katkıda bulunduğu arama toplantısının bü tür kaçıncı toplantı olduğunu, birkaçına ben de katılmış olmama karşın anımsamıyorum. Ama bu ciddi çalışmalar, ne yazık ki buz üzerine yazılmış yazılara dönüşüyor. ??? Yukarıdaki sayısal verilerin gösterdiği vahim duruma karşın “Ses ve Gaz Fişeği Atabilen Silahlar Hakkında Yasa Tasarısı” Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ele alınacağı günü bekliyor. Arama toplantısının “Hukuk ve Güvenlik Çalışma Grubu” bu tasarıyı da irdeleyerek eksik yönlerini belirlemiş. Maddelerin bir bölümündeki eksikliklere, yoruma açık ve kurusıkı silahların niteliğini görmezden gelen maddeler için önerilerde bulunmuş. Yerim elvermediği için ayrıntıya giremiyorum. Ama ilgilenenlerin ve özellikle de milletvekillerinin “http://www.umut.org.tr” adresinden bu çalışmanın somut verilerine ulaşabileceklerini duyurmak istiyorum. Ses ve gaz fişeği atan silahlarla insanların gürültüye gitmelerini önlemenin önde gelen görevlerden biri olduğunu anlamanın zamanı gelmiş görünüyor. Düzeltme ve özür: 14 Ocak günü yayımlanan “Şaşırtan Bir Otosansür” başlıklı yazıda “10 Ocak 1961” tarihi “10 Ocak 1861” olarak çıkmıştır. Düzeltir, özür dilerim. ? Erivan’da düzenlenen “Genişletilmiş Karadeniz: Uluslararası Barış ve Güvenlik Perspektifleri” başlıklı konferansta konuşan ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Matt Bryza “Genişletilmiş Karadeniz bütün ilgili ülkelerin yararınadır. Bu, enerjinin bölgede paylaşımına da yararlı olacak, bu alandaki tekeller ortadan kalkabilecek, rekabet hızlanacaktır” dedi. ABD ilişkilerinin iyileştirilmesi üzerine kuran Bryza, sözlerini şöyle sürdürüyor: “İlişkilerimizin çok iyi yolda olduğunu geçen hafta Washington’u ziyaret eden Cumhurbaşkanı Gül söyledi. PKK ortak düşmanımızdır. Washington ve Ankara arasında ortak stratejik vizyon oluşturmak çok önemlidir. “ feci trajedilerinden birisidir. O dönemde hiçbir şey olmadığı söylenemez. Ama yönetim olarak biz politikacıların da bu konuda oy kullanmalarını doğru bulmuyoruz.” Türkiye’yle Ermenistan arasındaki Sarp sınır kapısının hâlâ kapalı kalmasıyla ilgili olarak da Matt Bryza şu sözleri söylüyor: “Türkiye’yi sınırı açmaya zorlayamayız. Hiçbir ülke bir başka ülkeye böyle bir konuda baskı yapamaz. Her ülke kendi kararını özgürce almalıdır.” da. Azerbaycan’ın Ermenistan politikasını eleştirerek diyor ki: “Dağlık Karabağ Karadeniz bölgesinin istikrarını bozan bir unsur. Orada yeni bir savaşın patlak vermesi engellenmelidir. Oysa siyaset bilimcileri 2008 yılını fırsatlar penceresi olarak değerlendiriyorlar. Bu düşmanca yaklaşımlar ve konuşmalar bölge ülkeleri için de bir tehdit oluşturuyor. Azerbaycan tarafında geçmişte olanların öcünü alma ve yeni bir savaş çıkarma arzusu bulunuyor. Ama binlerce insan ölecekmiş. Kimin umurunda! Bir de silahlanma bütçesini gittikçe arttırıyorlar. Her türlü uzlaşma yaklaşımına da kapalılar.” ‘S Bryza, Türkiye ile Ermenistan arasındaki soİYASETÇİ SOYKIRIMA KARIŞMASIN’ runlar konusunda da şu noktalara işaret ediyor: “Biz Türkiye’nin Ermenistan’la doğrudan temas kurmasını destekliyoruz. Ama tabii ki Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ‘İki devlet tek millet’ anlayışı da bir gecede değiştirilemez. Biz ilişkilerin normalleşmesi ve önkoşulların ortadan kaldırılmasını diliyoruz. Ben Türkiye’nin Azerbaycan ve Ermenistan arasında yapıcı bir arabulucu rolü oynamasını temenni ederim.” Sözde Ermeni soykırımı konusunda da Bryza şu görüşlere yer veriyor: “Bu, 20. yüzyılın en ‘İAGİT’in sorunla ilgili tutumuna da ağır eleşŞGAL AZERBAYCAN’A YARIYOR’ K Ermenistan Uluslararası Politika Araştırma AZİMİROV: AZERBAYCAN SAVAŞ ÇIKARMA ARZUSUNDA Grubu (AİPRG) adlı bir STK’nin Yürütme Kurulu Başkanı Tgran Mkrtchyan’ın girişimiyle düzenlenen “Genişletilmiş Karadeniz” konferansına 12 ülkeden konuşmacılar katılıyor. Bunlar hem bölge ülkeleri hem de ABD ve İngiltere’den geliyorlar. Bugün Rusya Diplomatları Birliği Başkan Yardımcısı olan Büyükelçi Vladimir Kazimirov da konuşmacılar arasın tiriler getiren Büyükelçi Kazimirov sözlerini şöyle sürdürüyor: “Azerbaycan’ın böylesine hızla silahlanması Ermenistan için büyük tehlike oluşturuyor. AGİT de bu duruma sanki göz yumuyor. Oysa Baku’nun bu tutumu hiç kimsenin yararına değildir. Öte yandan Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgal altında tutmaya devam etmesi Azerbaycan’a yarıyor. Dolayısıyla sorunun çözüme ulaşabilmesi için silahlanma yarışı azaltılmalı, iki ülke arasındaki ateşkes güçlendirilmeli, halklar arası diplomasi yeniden başlatılmalıdır.” Türkiye’nin projesini destekleyen Bush, GNEP’e tam üyelik çağrısı yaptı ABD’den nükleer davet İstanbul’un fethi robot yarışmasında ana temo alarak belirlendi. MEB’in Osmanlı aşkı İstanbul’un robotla yeniden fethi ZEYNEP ŞAHİN ANKARA Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), ülke genelinde açtığı “robot yarışması”na ana tema olarak “İstanbul’un fethi”ni seçti. Hazırlanacak robot düzeneklerinin mini Rumeli Hisarı inşa etmesi ve karadan gemilerin yüzdürülmesini canlandırması gerekiyor. Hazırlanan afişte, bir robotla birlikte “fetih mizanseni” yer alırken örnek filmde de “Mehter Marşı” çalınıyor. MEB, Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) Türkiye Ofisi ile işbirliğiyle “2. Robot Yarışması” düzenliyor. Başvuruların 25 Ocak’a kadar süreceği yarışma 2223 Şubat’ta gerçekleştirilecek. Üniversite, lise, mesleki ve teknik lise öğrencilerine yönelik olarak açılan yarışmada 3 kategori bulunuyor. Biri “Çizgi İzleyen Robot Araba Kategorisi”, diğeri ise “Serbest Kategori” olan yarışmanın diğer dalı da “Temalı Kategori”. Bu kategorinin konusu ise MEB tarafından “Robotlarla İstanbul’un Fethi” olarak belirlendi. Türkiye’nin tarihinden bir olayın yarışmaya konu olması amaç edinilirken yapılan seçim “İstanbul’un fethedilmesi için Rumeli Hisarı’nın yapılması ve gemilerin karadan yürütülerek Haliç’e indirilmesi” oldu. Söz konusu olayı anlatan proje hazırlanması istenirken yarışmaya katılacakların iki robot tasarlaması gerekiyor. Bunlardan biri kumanda aracılığıyla, diğeri ise otomatik olarak hareket edecek. İstenen ebat ve ağırlıkta tasarlanabilecek robotlardan kumandalı olan, Rumeli Hisarı’nın yapımını canlandırmak için sur inşa edecek, gemilerin karadan yürütülmesinin canlandırılacağı yolu yapacak ve otomatik robotu bu yolun üzerine yükleyecek. Otomatik robot ise siyah zemin üzerine çizilen beyaz çizgiyi izleyerek gemilerin karadan yürütülmesini canlandıracak ve yolun sonunda Haliç’e ulaşacak. Surlar ve yol için kontrplaktan yapılmış küpler kullanılacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD, Türkiye’nin başlattığı nükleer enerji programına tam destek verdi. Türkiye’yi, “Küresel Nükleer Enerji Ortaklığı”na (GNEP) tam üye olarak katılmaya davet eden George W. Bush yönetimi, tam üyeliğin Türkiye için avantajlarını anlatmak üzere Enerji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Edward McGinnis’i de Ankara’ya gönderdi. Üst düzey bir ABD yetkilisi, “ABD, Türkiye’nin nükleer enerjiyi güvenli bir biçimde geliştirmesini güçlü bir biçimde destekliyor” dedi. Türk hükümetinin başlattığı nükleer enerji programı, Washington’dan tam destek aldı. Bu çerçevede Washington, Türkiye’yi, GNEP olarak adlandırılan “gelişmiş enerji girişimi”ne tam üye olarak katılmaya davet etti. Washington, GNEP konusunda Türk hükümetini bilgilendirmek üzere Ankara’ya programdan sorumlu Enerji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Edward McGinnis’i gönderdi. Ankara’nın isteği üzerine gerçekleşen ziyaret sırasında McGinnis, çarşamba günü başkentte Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler ve üst düzey yetkililer ile bir araya geldi. Görüşmelerde McGinnis ve beraberindeki heyetin, GNEP’ye “tam üye olmanın etki ve sonuçlarına ilişkin ayrıntılı bilgi verdiği, tam üyeliğin Türkiye’ye sağlayacağı avantajları anlattığı” belirtildi. Washington’ın, “Daha temiz, daha güvenli bir dünyada daha fazla enerji güvenliği” sloganı ile Bush yönetimince oluşturulan GNEP’ye gözlemci olarak katılan Türkiye’nin “tam üye” statüsüne geçmesini istediği ifade ediliyor. Çevrecilerden protesto Stratejik Teknik Ekonomik Araştırmalar Merkezi’nin (STEAM) düzenlediği “Nükleer Enerji Arenası’’ toplantısı protesto gösterileri arasında yapıldı. Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nın önünde toplanan nükleer karşıtları, toplantıda nükleer santral ihalesine girecek şirketlerin görücüye çıktıklarına dikkat çekerek, Çernobil felaketinin yıldönümü olan 26 Nisan tarihinde Kadıköy’de yapılacak mitinge katılım çağrısı yaptı. Daha sonra Nükleer Karşıtı Platform Üyesi Timur Danış ve Ayşen Ener, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’in de toplantıda bulunduğu sırada salonun önünde bir süre bekleyerek “Nükleer öldürür, nükleere hayır’’ yazılı döviz taşıdı. A Üst düzey bir ABD yetkilisi de, halen 19 BD’DEN TÜRKİYE’YE NÜKLEER DESTEK ülkenin tam üye olarak yer aldığı GNEP konusunda bilgi verirken GNEP’te “tüm ortakların eşit olduğunu, kararların konsensüs ile verildiği”ni anlattı. Yetkili, “GNEP, nükleer enerjinin güvenli bir biçimde geliştirilmesine imkân veren kapsamlı bir vizyon sağlıyor” dedi. ABD yetkilisi, Bush yönetiminin Türkiye’nin nükleer enerji geliştirilmesine ilişkin tutumu ile ilgili olarak da “ABD, Türkiye’nin nükleer enerjiyi güvenli bir biçimde geliştirmesine güçlü bir destek veriyor” diye konuştu. Bu arada, Türkiye’ye yapılan davetin üye ülkelerin anlaşması ile gerçekleştirildiği kaydedilirken 16 Eylül’deki toplantıda “Küresel Nükleer Enerji Ortaklık İlkeleri Belgesi”nin benimsendiğine, GNEP’ye yeni üyelerin katılımının da söz konusu belgeye imza atarak gerçekleşmesi kararının alındığına dikkat çekildi. Kanada, Avustralya ve Kazakistan gibi büyük uranyum sağlayıcı ülkelerin yanı sıra Polonya veya Ürdün gibi nükleer enerjiye sahip olmayı düşünen ülkelerin de üyesi bulunduğu GNEP çerçevesinde ilk defa nükleer enerji elde edecek ülkelere yönelik bir çalışma grubunun oluşturulduğunu kaydeden yetkili, fizibilite çalışmaları yönünden de yardımcı olduklarını ifade etti. GNEP üyeleri arasında Çin, Fransa, Japonya, Rusya Federasyonu, Avustralya, Bulgaristan, Gana, Macaristan, Ürdün, Kazakistan ve Ukrayna gibi ülkeler de bulunuyor. oerinc?cumhuriyet.com.tr G Hilmi Güler, Global Nükleer Enerji OrtakÜLER: EYLÜL AYINA KADAR GÖZLEMCİYİZ lığı’na (GNEP) üyelik teklifiyle ilgili olarak da önceki gün bu konuda önemli bir görüşme yaptıklarını ve GNEP’e şu anda aktif gözlemci olduklarını ve bunu eylül ayına kadar sürdürmek istediklerini ifade ederek “Biz bu noktaya olumsuz bakmıyoruz. Ancak, aktif gözlemci olarak bir süre devam etmeyi uygun buluyoruz” dedi. CHP GENELGE YAYIMLADI Mumcu ve Aksoy anılıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Sekreteri Önder Sav, parti örgütlerine bir genelge göndererek katledilen gazetemiz yazarları Uğur Mumcu ile Prof. Dr. Muammer Aksoy’un ölüm yıldönümlerinde düzenlenecek anma toplantılarına en yüksek katılımın sağlanmasını istedi. Genelgede, Mumcu’nun 24 Ocak’ta saat 13.00’te evinin önünde, saat 14.30’da da mezarının başında anılacağı, aynı akşam saat 20.00’de Ankara Üniversitesi Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi Farabi Salonu’nda “Uğur Mumcu Sesleniyor... Ne Demiştik’’ konulu bir etkinlik gerçekleştirileceği; Muammer Aksoy için ise 31 Ocak’ta anıt mezarında anma töreni yapılacağı belirtildi. Güler: Uranyum zenginleştirme çalışmamız yok İstanbul Haber Servisi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Türkiye’de uranyum zenginleştirmeye yönelik çalışmalarının bulunmadığını belirtti. Güler, yabancı yatırımcıdan yasanın uygulanmasını beklemeden nükleer enerji yatırımı yapmalarını istedi. Stratejik Teknik Ekonomik Araştırmalar Merkezi (STEAM) tarafından düzenlenen Nükleer Enerji Arenası’na katılan Bakan Güler, gazetecilerin uranyum zenginleşirilmesiyle ilgili sorularını yanıtladı. Güler, “Bu ifadeyi değiştirelim. Oradaki uranyum zenginleştirmesi değil, yakıt tesisi. İkisi arasında çok büyük fark var. Çalışmalarımız enerji ağırlıklı ve elektrik enerjisi üretmek üzere yakıt tesisinin kurulması yönünde’’ dedi. Yakıt üretimi için zenginleştirme faaliyetinin söz konusu olup olmadığı sorusuna Güler, “Zenginleştirme genellikle bu enerjinin dışındaki amaçları ifade eden bir kelimedir. Elektrik enerjisi üretmek üzere yani enerji sahasında ve sivil amaçlı olarak bu çalışmaları sürdürüyoruz’’ diye konuştu. Güler, toplantının açılışında yaptığı konuşmada da Türkiye’nin nükleer enerji randevusunu hep geciktirdiğini söyleyerek “Nükleer enerjiyle randevumuza bu sefer geç kalmayacağız, bunu gerçekleştireceğiz’’ dedi. Güler, toplantıya katılan yabancı yatırımcılara “Türkiye’de nükleer enerji yatırımı yapın” çağrısında bulundu. Güler “İsterseniz şu anda yasanın uygulanmasını beklemeden yatırım yapabilirsiniz. Mevzuat buna müsait. Gerek hemen şimdi, gerek yasanın şartnamesinin çıkmasıyla yatırım yapılabilir” diye konuştu. Bakan Güler, soruları yanıtladı. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle