01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 OCAK 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Geçen hafta ABD’yi ziyaret eden Gül, El Hayat ve Washington Post gazetelerine özel demeç verdi 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT ‘Zorluklar geride kaldı’ Haber Merkezi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, geçen hafta ABD ziyareti sırasında İngilizce ve Arapça yayımlanan El Hayat gazetesinin New York temsilcisi Raghida Dergham’a ve Washington Post gazetesine iki özel demeç verdi. ABD’nin Türkiye’nin PKK’ye karşı yaptığı sınır ötesi harekâta destek vermesi karşılığında Türkiye’nin herhangi bir şey vermesinin söz konusu olmadığını belirten Gül, “Çünkü terörle mücadele etmek ABD’nin sorumluluğunda’’ dedi. Gül, ABD ziyareti sırasında Raghida Dergham’a konuştu. Gül, dün yayımlanan mülakatta, ABD’nin Türkiye’nin PKK’ye karşı yaptığı sınır ötesi harekata destek vermesi karşılığında Türkiye’nin herhangi bir şey vermesinin söz konusu olmadığını belirtti. Gül şöyle devam etti: “Çünkü terörle mücadele etmek ABD’nin sorumluluğunda. Mesele, böyle bir te Tek Adam Öyle Buyurmuşlar... Başbakan Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nı İstanbul’a taşıma niyetinin ne ölçüde kesin olduğunu göstermek için parlamentodaki sayısal gücüne güveniyor. Özel yasa ile “bağımsızlığı vurgulanan” bir kurumun yöneticilerinin, hükümetin bu arzusuna direnmeleri halinde, göçü zorunlu kılacak bir kanun çıkartılabileceğini söyleyebiliyor. Başbakan’ın “Milli İrade”yi, parlamenter demokrasilerde, parmak hesabının her şeyin üstünde olduğu şeklinde anlaması, sağduyu sahipleri için korkulacak bir hastalık olarak değerlendirilmelidir. 2008’de bir toplum için, yasama meclislerine “Siz isterseniz hilafeti bile getirebilirsiniz” diye gaz verilmesi, ancak gözü kararmış diktatörlerin başvuracakları bir yöntem olarak görülmelidir. Vakıflar, Ziraat ve Halk bankalarının yönetim merkezlerini başkentten İstanbul’a taşıma arzusu, bir idari tasarruf olarak görüldüğü için, şu ya da bu açıdan tartışılsa bile, son sözün hükümette olduğu bilinir. Parayı yönlendiren kurumlar oldukları için merkez bankalarının, siyasi otoriteden bağımsız olmaları görüşü, neredeyse iki yüz yıl öncesinden beri savunuluyor. Önceki Başkan Sayın Süreyya Serdengeçti 24 Şubat 2005’te bir seminerde merkez bankalarının bağımsızlığının dünyada yeni bir kavram olmadığını, 1824 yılında David Ricardo’nun “Bir Milli Bankanın Kurulmasına İlişkin Plan” adlı kitabına gönderme yaparak anlatmıştı. Serdengeçti’nin o seminerde vurguladığı gibi, “Hükümetler vergi toplamalı, borç alabilmeli, ancak kesinlikle para yaratma gücüne sahip olmamalı” ilkesinin Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın, Osmanlı Bankası’nın yerini alması amacı ile özel bir yasa ile ve başkent Ankara’da kurulmasını üç maddelik zorunlu bir taşınma yasası ile değiştireceğine inanan zihniyet tarafından nasıl algılanacağını bilmiyor muyuz? ? Gül, El Hayat’ta dün yayımlanan mülakatında, ABD’nin Türkiye’nin PKK’ye karşı yaptığı sınır ötesi harekâta destek vermesi karşılığında Türkiye’nin herhangi bir şey vermesinin söz konusu olmadığını belirtti. rör örgütüyle mücadele etme, sonuna kadar savaşma ve bunu yok etme meselesidir. Bunun için Irak hükümetine ‘bunu siz yapın’ dedik, onlar güçleri olmadığı için bunu yapamadılar. O zaman Amerikalılara ‘Siz işgal kuvveti olarak bütün hava sahasını ve bütün Irak’ı kontrol ediyorsunuz, teröristlerle sadece Basra’da, Bağdat’ta savaşmak yetmez, burada da savaşacaksınız’ dedik. ‘Ama siz de yapamıyorsanız o zaman biz kendimiz yapacağız, o zaman bizimle işbirliği yapın’ dedik. Amerikalılar buna ‘evet’ dedi.’’ ‘Hedef sadece terör örgütü’ yarbakır’da yaptığı saldırıda lise öğrencisi çocukları öldürdüğünü, Türkiye’nin bu yüzden sınır ötesi harekat yaptığını belirtti. Gül, “Biz terör örgütünü yok edene kadar bu mücadele kararlılıkla sürecek’’ dedi. Gül, “Irak hükümetinin sınır ötesi harekâttan memnun olmadığı’’ yönündeki bir yorum üzerine ise “Peki o zaman ben size şunu sorayım: Irak hükümeti kendi topraklarını kontrol edemeyip, kendi toprakları içerisinde kardeş bir ülkeye saldırı yapan terör örgütünü misafir mi ediyor orada, onlara güvenli sığınak vermekten mutlu mu?’’ dedi. ‘ABD ile aynı değerleri paylaşıyoruz’ Türkiye’nin hedefinin sadece terör örgütü olduğunu belirten Gül, Türkiye’nin bu kapsamda gizli bir gündeminin olmadığının altını çizdi. Gül, PKK’nin Türkiye’ye K. Irak’tan geçip katliam yaptığını, en son Di Washington Post da Gül’ün Washington’da iken gazeteyi ziyaretinde yaptığı açıklamaları Jackson Diehl imzalı bir “yo rum”da değerlendirdi. Gazete şunları yazdı: “Gül’ün Beyaz Saray’a yaptığı ziyaret, ABD’nin en önemli dış ilişkilerinden birinde dramatik bir değişim ve gidici bir yönetimin kendi yarattığı karışıklıklardan birinin temizlenmesinde sessiz bir başarıya damgasını vurdu.” ABD’lilerin ülkenin Bush döneminde dünya çapında büyük bir prestij kaybına uğradığının farkında olduklarını kaydeden gazete, Bush Yönetiminin bu konuda bir ölçüde toparlandığı yorumunu yaptı. Washington Post, Türkiye’nin en sağlam ABD müttefiki iken ABD’ye en tepkili ülkelerden biri haline geldiğine işaret ederken şimdi ise iki ülke arasındaki bağların 2001 yılı öncesi durumuna döndüğünü kaydetti. Eski Ankara Büyükelçisi Mark Parris’in sonraki ABD yönetiminin Türkiye ile “normal bir ilişki”yi devralacağı sözlerine yer veren gazete “Bu hissiyat, Gül tarafından neşeli bir biçimde doğrulandı” diye yazdı. Gazete, Gül’ün “Bu zorluklar geride kaldı. Bölgede aynı hedefler için çalışıyoruz” dediğine dikkat çekti. SÖNMEZ TARGAN ERDOĞAN’IN SÖZLERİ Maty Markowitz, ABD Başkanlık seçiminin güçlü adaylarından Hillary Clinton’ın devlet başkanı seçilmesi halinde kendisinin de ABD’nin Ankara Büyükelçisi olarak atanacağını söyledi. ‘68 kuşağını örgütlenmeye çağırıyoruz’ ? 68’liler Birliği Vakfı Başkanı Sönmez Targan, örgütlenme hareketlerini tüm ülkeyi kapsayacak şekilde geliştirmeyi amaçladıklarını ifade etti. HÜSEYİN KIV ANÇ 68’liler Birliği Vakfı Başkanı Sönmez Targan, “Bütün aydınlarımızı, özellikle 68 kuşağının seçkin öncülerini gerçek demokrasi için mücadeleye ve örgütlenmeye” çağırdı. Targan, gericiliğe karşı, ulusal, aydınlanmacı ve sol bir tutumla geçmişteki mücadele anlayışını yeniden hayata geçirmeye çalıştıklarını belirtti. 68’liler Birliği Vakfı’nın 8. Genel Kurultayı’nda yeniden genel başkan seçilen gazetemiz yazarı Sönmez Targan, Türkiye’nin içinde bulunduğu olumsuz koşulları anlatarak “Bir kar topu gibi büyüyen işsizlik sorununa çözüm bulunamıyor. Büyüdüğü varsayılan ekonomik yapının üretime yansımadan salt kâğıt üzerinde gösterilen sayısal verilerle durumu kurtaramadığı artık ortada. Özellikle toplumun yaşamsal gereksinimi olan enerji alanında yüzde 20’lere varan son zamlar, AKP iktidarının nasıl bir çıkmazda olduğunun en belirgin işaretidir” dedi. Targan, bugünkü 68’liliğin emperyalizme ve onun Türkiye’deki uzantısı olan gericiliğe karşı, ulusal, aydınlanmacı ve sol bir tutumla geçmişteki mücadele anlayışını yeniden diriltmeye çalıştıklarını belirterek “Biz Sönmez Targan nostalji yapmıyoruz; emperyalizm, faşizm ve her türden gericiliğe karşı mücadele ediyoruz” diye konuştu. 2008 yılının 68’lilerin 40. yılı olduğuna dikkat çeken Targan, örgütlenme hareketlerini tüm ülkeyi kapsayacak şekilde geliştirmeyi amaçladıklarını ifade ederek hedeflerini de şöyle anlattı: “Başta sol siyasal partiler olmak üzere, sendikalar, oda ve meslek kuruluşları ile demokrasi, bağımsızlık ve sosyalizm amaçları doğrultusunda iş ve güç birliği yapmak. 68’liliğe damgasını vuran değerlerin ve tarihsel mirasın sanat ve kültür dünyamızda da ses getirmesi için etkinlikler düzenlemek. Ülkemiz ve dünyada yaşayan 68 kuşağı üyeleri ve temsilcileriyle iletişim kurarak onların birikimlerini günümüz dünyasına kazandırmak.” Gül yorum yapmadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın türbanı bir “siyasi simge” olarak tanımladığı açıklamasına ilişkin değerlendirme yapmaktan kaçındı. Gül, “Bunlar siyasi konular, tartışılıyor açık açık herkes tarafından. Her siyasi konuda cumhurbaşkanın bir yorum yapması usulü de biliyorsunuz yok, ama bakacağım” diye konuştu. Gül, resmi ziyaret amacıyla Mısır’a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı’nda yaptığı açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gül, bir gazetecinin Erdoğan’ın İspanya’daki türbanı bir siyasi simge olarak tanımladığı konuşmasının anımsatması ve “Sizce bu siyasi simge mi?” sorusuna, “Bilmiyorum izlemedim ben, basın toplantısı oldu. Bir bakalım ona göre” yanıtını verdi. Erdoğan’ın Alevi yurttaşlar için yeni açılımlar olacağı yönündeki açıklamalarının da anımsatılması üzerine de Gül, “Bunlar, tartışılan konular. Türkiye’de canlı tartışmalar var” dedi. Gül, önemli olanın kendi meselelerini, konularını tartışabilmek, farklı açılardan konuşabilmek ve bütün bunların şeffaf şekilde halk tarafından takip edilebilmesi olduğunu söyledi. Gül, “Bu açıdan bununla övünmemiz lazım Türkiye’nin bu ortamıyla her şeyden önce” dedi. Tribün desteği “Çoğunluk bende, istediğimi yaparım. Gerekiyorsa bunun için yasa çıkartırım” görüşü, Başbakan’ı giderek artan bir süratle tek adamlığa götürüyor. Çevresi kâh alkışlayarak, kâh kendisi ile gurur duyduklarını söyleyerek Erdoğan’ın tek adamlık kulvarında hızlı, daha hızlı yol almasını destekliyor. Bu tribün desteği böyle sürecek olursa, Erdoğan da, anayasanın “Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara’dır” diyen ve değiştirilemeyeceği özenle bildirilen 3. maddesinin içinin boşaltılması için, kanun gerekiyorsa kanun çıkartılmasında sakınca görmeyecektir. Doğrudur; anayasa, devletin başkentinin Ankara olduğunu yazıyor ama, TBMM dahil, hiçbir kurumun mutlak surette o başkentte bulunmasından söz etmiyor. Söz etmediğini gerekçe göstererek TBMM’yi başka bir kentimizde toplayabilir misiniz? Cumhurbaşkanlarının Ankara dışındaki bir kentimizde birkaç gün sürekli kalma istemi, kamuoyuna mesela “Yaz dönemi çalışmalarını İstanbul’da sürdüreceklerdir” bilgilendirilmesi ile anlatılmakta değil midir? ABD’nin Türklere hayran belediye başkanı Markowitz ‘Türkiye özel bir ülke’ BEHZAT BARIŞ NEW YORK ABD’nin Brooklyn bölgesi, Türk dostu Musevi kökenli belediye başkanı Maty Markowitz, ABD’nin Ankara Büyükelçisi olmaya hazırlanıyor. New York eyaletindeki Brooklyn Belediye Başkanlığı görevini 2001’den bu yana sürdüren Musevi kökenli belediye başkanı Maty Markowitz, ABD Başkanlık seçiminin güçlü adayMarkowitz kimdir? larından Hillary Clin? Markowitz, Türkiye’ye ilk gidişimde ton’ın devlet başkanı seBrooklyn’in Crown Heçilmesi halinde kendisiadeta âşık oldum. Hillary Clinton, ighs bölgesinde doğan nin de ABD’nin TürkiABD’nin gelecek başkanı seçildiği Markowitz, dokuz yaşında ye Büyükelçisi olarak babasını kaybetti. Erken takdirde beni Türkiye’ye büyükelçi atanacağını söyledi. yaşta çalışmaya başladı. olarak tayin edeceğini söyledi. Markowitz, “TürkiÜniversiteden 1970’te meye gerçekten çok özel zun oldu. New York’un bir ülke. Ben Türkiye’ye ilk gi ama ilk olarak Türk vatandaşı ol Flatbush bölgesindeki ihtiyaç sadişimde adeta âşık oldum. Hil maktan şeref duyarız’ dedi. Bu hiplerine ve yaşlılara hizmet velary Clinton, ABD’nin gelecek sözler beni çok etkiledi. İstan ren cemiyetlerin kurucu kadrobaşkanı seçildiği takdirde beni bul’da yaşayan Musevilerin en sunda yer aldı. 1973’te New York Türkiye’ye büyükelçi olarak ta büyük korkuları ise dünyada şehir meclisi seçimlerini kaybetyin edeceğini söyledi. Sayın Clin Müslümanlara karşı olan hare mesine karşın 1978’deki New York ton’ın bu kararını duyunca ne ketlerin Türkiye’ye de sıçrama Eyaleti Senatörlüğü seçimlerinde şeden havalara uçtum desem ya sı.” başarılı oldu. 1985’te Brooklyn lan olmaz” açıklamasında bulunAtatürk’ün gençliğe hitabesini Belediye Başkanlığı seçimlerini du. de bildiğini kaydeden Markowitz, kazanamayan Markowitz, 2001’deBrooklyn Belediyesi sınırların katıldığı Türk toplantılarında Ata ki seçimlerden başarıyla çıkıp, da çok sayıda Türk’ün yaşadığını türk’ün “Ne mutlu Türküm di Brooklyn Belediye Başkanı oldu. belirten Markowitz, Türklerin, New York’ta iş ve eğitim alanlarında lider olduklarını söyledi. Türkiye’ye yaptığı seyahat sırasında Türkiye’de yaşayan Musevi cemaatle yakın temaslar içine girdiğine de dikkat çeken Markowitz şöyle konuştu: “Belki inanmazsınız ama İstanbul’da iki hafta içinde Musevi cemaatle temaslarda bulundum. İstanbul’daki Musevi cemaati lideri bana ‘Museviyiz yene” sözlerini gururla söylediğinin altını çizdi. İnsanlara yardım etmeyi çok sevdiğini belirten Markowitz, “İnsanlara yardım etmeyi seviyorum. Bu nedenle politikaya girmek istedim. Özellikle teşkilat kurmak ve hükümet saflarında çalışmak çok güzel. Öğrencilik yıllarımda bile teşkilatlar kurup, ihtiyaç sahiplerine yardım ederdim” dedi. İçi boşaltılmak istenilen başkent Diyelim ki, Başbakan’ın kararmış gözleri bu gelenekleri de hiçe saymaya kararlı olduğu için oluşturulacak yasalar yürürlüğe konularak Atatürk’ün başkent olarak seçtiği Ankara’nın içinin boşaltılmasına gidilmek isteniliyor. TBMM sıralarındaki 29 Ankara milletvekilinden 16’sı AKP’li değil mi? O 16 milletvekilinden 6’sı, isimleri ile kayda geçirelim, Beşir Atalay, Ali Babacan, Zafer Çağlayan, Cemil Çiçek, M. Sait Yazıcıoğlu,Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası merkezini Ankara’dan İstanbul’a göç ettirecek olan o özel kanunun altına Bakanlar Kurulu üyesi olarak imza koyarken ne düşünecekler? O 16 AKP’li milletvekili Ankara’nın iş dünyasından, ticaret, sanayi ve esnaf kesiminden bir daha oy isterken “Beyefendi öyle buyurmuştu, bizim boynumuz kıldan ince” gerekçesi ile mi dolaşacaklar? Erdoğan, Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan’ı, geride bıraktığı arkadaşlarının ekmeklerine kan doğraması için mi önce parlamentoya, sonra da hükümete taşıdı? SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, haklı bir gerekçe ortaya konulmaz ise, bankanın İstanbul Ataşehir’de ve Erdoğan’ın yeri bile belli dediği yöreye göç ettirilmesi olayının arkasında kuşkulu bir rant sorunu olabileceğini söylerken haksız mıdır? Faks: 0 216 302 82 08 obirgit?ekolay.net CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle