14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 EYLÜL 2007 PAZAR CUMHURİYET SAYFA MÜZİK haticetuncer?hotmail.com 7 İzzet Baysal Üniversitesi’nin Anadolu Güneşi Müzik Topluluğu, otantik değerlerle evrensel çalgıları buluşturuyor Bağlamayla kemanın nakışı HATİCE TUNCER nadolu Güneşi Müzik Topluluğu, Bolu’da Abant İzzet Baysal Ünivesitesi (AİBÜ) Eğitim Fakültesi Müzik Anabilim Dalı’nda doğdu. Bölümün öğretim üyelerinden keman sanatçısı Doç. Dr. Uğur Alpagut ve üniversitenin halk müziği eğitimcisi Kemal Birsel Sarısözen’in öncülüğünde kurulan topluluk, 2003 yılından bu yana otantik değerlerle evrensel çalgı tekniklerini bir arada kullanarak halk ezgilerini yorumluyor. Anadolu Güneşi Müzik Topluluğu’ndan, Doç. Dr. Alpagut’un “Bizimle röportaj yapmak için albümümüzün yayımlanması mı gerekli..” diye biraz da sitem içeren telefonuyla haberimiz oldu. Davetimiz üzerine Alpagut, Sarısözen ve toplulukta vurmalı çalgıları üstlenen Rıza Akyürek İstanbul’a geldiler. Sohbetimizde hem topluluk üyelerini tanıdık hem de yıllardan bu yana yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgi sahibi olduk. EMANLA DENEMELER Gazi Üniversitesi Müzik Eğitimi Bölümü’nü bitiren Alpagut, master eğitiminden sonra doktora tezini halk ezgilerinin kemana uyarlanması üzerine yapmış. Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nde “Müzik Tarihi ve Teorisi” dersleri veren Alpagut halen AİBÜ’de keman eğitimciliğini sürdürüyor: “Üniversitede Kemal Sarısözen’le tanışmam sayesinde doktoram sırasındaki bilgilerimi daha derinleştirme fırsatı buldum. Tesadüf eseri bir açılışta birlikte çaldıktan sonra kemanla bağlamanın tınılarını deneme ihtiyacı duyduk. Birlikte çalışırken ben bağlamanın teknik gizleri arasında, kemana yansıtabileceğim teknikleri adeta A Vurmalılar keman sanatçısından eman eğitimi görmesine karşın Anadolu Güneşi’nde vurmalı çalgıları üstlenen Rıza Akyürek, AİBÜ Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü’nü bitirdikten sonra Karadeniz Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Müzik Öğretmenliği Programı’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müzik Eğitimi Programı’nda doktora çalışmalarını sürdürmekte olan Akyürek, farklı tınılar elde edebilmek için çeşitli vurmalı çalgılar üzerinde denemelerini sürdürüyor: “Uğur Hoca’nın teklifi üzerine gruba katıldım. Keman eğitimi gördüm ama ailemin ilgisi nedeniyle bağlama da çalıyorum. Halk müziği ve Batı müziği gibi bir ayrım yapılamayacağını, müziğin dilinin evRıza rensel olduğunu Akyürek düşünüyorum. Halk ezgilerimizin Batı’nın da dikkati çeken ritim zenginliğinde toplulukla gelişmeye çalışıyorum. Rüzgâr çanı, yağmur ağacı gibi bizim geleneksel çalgılarımız olmayan aletleri de kullanıyorum.” K Anadolu Güneşi Müzik Topluluğu’nda, Rıza Akyürek, Kemal Birsel Sarısözen ve Uğur Alpagut gazetemizin terasında... Pakistan’daki konseri büyük övgüyle karşılanmış. Pakistan’daki konserin ardından Kültür Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’nın ilgisini çeken Anadolu Güneşi, Makedonya, Macaristan, Malezya, Suriye ve Ürdün’de konserler verdi. NADOLU Uğur Alim’in gruptan GÜNEŞİ DOĞUYOR işleri gereği ayrılmasıyAlpagut ve Sarısöla vurmalıları Rıza Akzen’in birlikte çalışmalayürek üstlenirken Külrı beğeni kazanınca, ünitür Bakanlığı Türk Dünversite öğrencilerinden yası Müzik Toplupiyanist Can Kahrağu’ndan Fatih Erenler, mansoy ve vurmalı çalAnkara Devlet Opera ve gılarda Uğur Alim’in de Balesi sanatçılarından Uğur Alpagut katılımıyla Anadolu Güpiyanist Kaya Güç, neşi’nin ilk ekibi 2003 gruba konserlerinde kayılında tamamlanmış. Uğur Alpatılıyor. Enstrümantal müzik yapan bir gut’un girişimleriyle Pakistan Büyütopluluk olmasına karşın yurtdışı konkelçiliği’nden davet alan topluluğun serlerinde Ankara Devlet Opera ve yeniden keşfetmeye başladım. Kemancıyım, bağlama bilmiyorum, türküleri de bilmiyordum ama türkülerin güzelliğini, ezgisel anlamda sözlerinin altında yatan o tekniği bağlamayla birlikte çalışırken hissettim.” Balesi’nden tenor Ömer Türkmenoğlu, solistliği üstleniyor: “Kemal hocamızın bulduğu Anadolu Güneşi adı yaptığımız işi çok iyi anlatıyor. Ayrım yapmaksızın Anadolu’nun tüm bölgelerinden halk ezgilerini alıp kemana uyarladık. Ana eksende çalan bağlamanın otantik inceliklerini bozmayarak bir modernizasyon oluşturmaya çalıştık. Klasik Batı ve otantiği birleştiriyoruz.. ama caz renkleriyle türküyü özünü bozmayarak yeni bir söylemle aktarıyoruz. Toplulukta karakterini yitirmeyen tek enstrüman bağlama. Batı çalgılarında ise nota kullanmıyoruz, ezgiler çalışmalar sırasında şekilleniyor. Batı’nın yazı dili türkülerin otantik inceliklerine de çok uymadığı için çalgılarda kendi becerimizle ezgileri hazırlıyoruz.” K 14 bin türkülük arşiv ıvas’ta 1939 yılında doğan Kemal Birsel Sarısözen, 1966’da Ankara Radyosu Türk Halk Müziği Yurttan Sesler Korosu’na bağlama sanatçısı olarak girdi. Sarısözen, amcasının oğlu ve halk müziğine büyük hizmetleri olan Muzaffer Sarısözen’le de birlikte çalışmış. Sarısözen, AİBÜ Müzik Bölümü’nde okuyan kızını ziyaret ettiğinde üniversite yöneticileri halk müziği dersleri vermesini teklif etti: “Hayatımda, Batı çalgılarıyla halk müziği içerisinde hiç bulunmamıştım. Topluluk, halk ezgilerini değiştirmiyor, ama Batı çalgıları etrafında bir kanaviçe gibi işliyor. Benim görevim bağlama ve repertuvarı meydana getirmek. Arşivimde TRT kurullarından geçmiş 14 bin notalı ezgi var. Bunun 10 bini rahmetli Muzaffer Sarısözen’in derlediği ezgiler.” Sarısözen, topluluğun yöresi, kaynak kişisi, derlemecisi belli ezgiler üzerinde çalışmasına önem veriyor: “Sesi, sazı, sözü halka ait olmayan müzik halk müziği değildir. Halk müziği yapılmaz, bestelenmez.. yakılır. Halk ezgileri ne zaman, nerede ortaya çıkacağı belli olmayan kır çiçekleridir.” A S Avustralya yolcusu nadolu Güneşi, bütün çalışmalarında AİBÜ Rektörü Prof. Dr. Atilla Kılıç’ın desteğini her zaman yanında bulmuş. Topluluğun sık sık konserlere çağrılmasında da Rektör Kılıç’ın gayretleri etkili olmuş. Anadolu Güneşi Müzik Topluluğu, ekim ayında Avustralya Türk Kültür Platformu’nun davetiyle Avustralya’ya gidiyor. Türklerin Avustralya’ya gelişlerinin 40. yılı nedeniyle düzenlenen Lale Festivali çerçevesinde 14 Ekim’de Melbourne, 16 Ekim’de Sydney ve 19 Ekim’de Perth kentlerinde konserler verecek. Topluluğun repertuvarında Evlerinin Önü Mersin, Divane Âşık Gibi, Denize Dalmayınca, Yemen Türküsü, Başındaki Yazmayı, Drama Köprüsü, Kıbrıs’ın Güzel Kızı gibi Anadolu’nun dört A bir yanından ezgiler var. Uğur Alpagut, izleyicilerin konserlerden sonraki tepkilerini şöyle anlatıyor: “Toplumun her kesiminden insanlar bizi dinlerken keyif alıyor. Alışılagelmiş bir tarzın sürekli yenilenmesi halk kültürünü yıpratıyor. Otantik inceliği kaybetmeden yaptığımız modernizasyon bir anda seyircinin beğenisini kazanıyor. Topluluğumuzda kompozitör, aranjör gibi görevler yok. Aslında müzik alanında halktan kopuk bir kısırdöngüde profiller yaratıldı. Geçenlerde bir sanat merkezini aradım, ‘Kaç yıllık grupsunuz, bizim seyirci profilimiz belli’ dediler. O seyirci profili bir gün sizi seyircisiz kalmaya mahkum edecek. İşte biz, birbirinden kopuk bu iki anlayışta köprü kurucu görevi yaptığımızı düşünüyoruz.” Nilüfer Phaselis’te ntalya’nın Kemer ilçesi Tekirova beldesindeki Phaselis Festivali, bu akşam Türk pop müziğinin en özel isimlerinden Nilüfer’in konseriyle sona erecek. Nilüfer, Phaselis antik kentinin amfitiyatrosunun tarihle doğanın iç içe geçtiği atmosferde, özel bir orkestra eşliğinde geçmişten günümüze en sevilen şarkılarını seslendirecek. Kemer Yöresi Tanıtma Vakfı, Kemer Turistik Otelciler Birliği öncülüğünde ve Güney Antalya Turizmi Geliştirme Altyapı İşletme Birliği desteğiyle gerçekleştirilen festival, 2 Eylül akşamı dünyaca ünlü piyanistimiz İdil Biret’in konseriyle başlamıştı. Festivalde “Çağdaş Mevlana Âşıkları Topluluğu”, Sibel Köse ve Passiflora, Sabahat Akkiraz ve Cem Yıldız sahne aldı. A CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle