14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 EYLÜL 2007 PAZAR 12 PAZAR KONUĞU leyla.tavsanoglu?cumhuriyet.com.tr Ülker şirketler topluluğu sözcüsü ve istişare kurulu üyesi Yurdagül’le küresel ısınmanın etkileri üzerine: En çevreci Ülker SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU Bugün Türkiye’nin gıda sektöründe en tanınmış markalarından olan Ülker 63 yaşında. Temeli tek çeşit bir bisküviyle atılan Ülker Şirketler Topluluğu bugün geleneksel alanı olan bisküvi ve çikolata başta olmak üzere dört ayrı grup çatısı altında 65 şirketiyle faaliyet gösteriyor. Türkiye’nin en eski gıda üreticilerinden olan Ülker’in yurtiçi ve dışında toplam 42 fabrikası ve 23 bin 500 çalışanı bulunuyor. Bugün Ülker şemsiyesi altında 200’e yakın markası ve 1500’ü aşkın çeşidi var. Türkiye’de kişi başına 93 adet Ülker ürünü üretiliyor. Topluluk bünyesinde bulunan bisküvi fabrikaları, iki haftalık üretimleriyle dünyadaki her insana birer bisküvi sağlayacak kapasitede. Ülker’in en önemli ürünlerinin başında da süt ve süt ürünleri geliyor. Ülker’in istişare kurulu üyesi ve grup sözcüsü Metin Yurdagül’le Türkiye’yi vuran kuraklığın gıda, özellikle de süt ve süt ürünleri sektörüne etkilerini konuşuyoruz. Türkiye’de yaşanan kuraklık gıda sektörünü özellikle de süt ve süt ürünleri üretimini nasıl etkiledi? Perakende satış fiyatları bundan nasıl etkilenir? METİN YURDAGÜL Kuraklığın sonucu yeşilliğin etkilenmesi ve bundan dolayı da süt daralması olduğu bir gerçek. Yaz aylarında ineklerin süt verme süreleri de kısaldığı için bundan dolayı da süt üretiminde bir düşüş meydana geliyor. Kuraklığın küresel ısınmanın sonucu olduğundan da pek emin değilim. Bir taraftan dünyanın çeşitli yerlerinde seller götürürken öbür yanında böyle kuraklıklar olması bu kuşkuları doğuruyor. Ancak bu kuraklıktan birçok hammaddenin etkilendiğini görüyoruz. Bu yalnız ineklerin meselesi değil. Buğday, kakao, yağ, mısır fiyatları yükseldi. Trakya’da tarlalara indim. Ayçiçeklerinin yandıklarını gözümle gördüm. Süte dönersek… Temmuz ayından bu yana baktığımız zaman süt arzında yüzde 1015 arası bir gerileme var. Bu durum bütün firmaları etkiledi. Biz de aşağı yukarı yüzde 8590 kapasiteyle çalışıyoruz. Oysa biz her zaman full kapasite çalışan bir kuruluşuz. Kuraklık ürünü vurdu ‘ Kuraklığın nedeni çevre sorunları. Bu çevre sorunlarına mutlaka önlem alınması gerekiyor. ’ Türkiye’nin 2030 yılında çölleşmeye başlayacağı söyleniyor. Bu felaket senaryoları göz önünde tutularak hiç önlem alınması düşünülüyor mu? Bu kuraklığın nedeni çevre sorunları. Bu çevre sorunlarına karşı mutlaka etkili önlemler alınması gerekiyor. Su da bir çevre sorunu. Bir kere mutlaka bütün sanayi kuruluşlarının çevre sorunlarına hassasiyet göstermeleri zorunlu. Ülker Grubu olarak çevre sorunlarına karşı bir hayli hassas olduğumuzu düşünüyorum. TEMA Vakfı’nın 1992 yılında kuruluşunda Hayrettin Karaca, Nihat Gökyiğit’le birlikte 25 kişinin arasında Ülker Onursal Başkanı Sabri Ülker de yer aldı. Halen TEMA’nın mütevelli heyetindedir. Çevreyi korumaya verdiğimiz önem; Sabri Ülker’in de mütevelli heyet üyesi olması nedeniyle TEMA’yla ortak çevre projelerimiz vardır. Köy kalkınmalarının projelerini yaptık. verime ulaşması durumunda bu rakamın yıllık 2 milyon YTL ’ye ulaşması öngörülüyor. Ayrıca, köylülere verilen aile planlaması eğitimlerinin ardından doğum oranında ciddi düşüşler yaşandı. Artık Azatlı köyünde tek çocuklu aileler gittikçe çoğalıyor. Çevre standartları Peki, siz Ülker olarak kendi içinizde neler yapıyorsunuz? Otuz ikisi Türkiye’de olan 42 fabrikamız var. Yurtdışındakiler oraların şartlarıyla ilgili. Ama Türkiye’deki fabrikalarda atık su tesisleri yaptırdık. Yani bir fabrika kurulmadan önce ilk yaptığımız şey, arıtma tesisi kurmak. İnsanlar çevreye duyarlılığı sadece ağaç dikmek ya da TEMA’ya yardım etmek gibi algılıyorlar. Bu böyle değil tabii. Bu tesisler büyük projeler. En küçük tesisin maliyeti 1 milyon dolardan aşağı değildir. Bunun 34 milyon dolara çıkan oranları dönüşüm için kâğıt topladığınızı biliyoruz … Evet. Yurtiçi ve yurtdışında toplam 23 bin 500 çalışanımız var. Yurtiçinde bu rakam 20 bin 500. Hemen hemen bütün şirketlerimizde kullanılan kâğıtlar geriye dönüştürülmek üzere toplanır. Bu kâğıtlar satılır. Toplanan parayla da TEMA’nın ağaç dikme kampanyalarında ağaç dikilir. Bunlar bizim yapmaya çalıştıklarımız. Herkes, her kuruluş, her şirket kendi payına düşeni yaparsa tabii ki çevre sorunlarının önünü almak ya da kayıpları en aza indirmek mümkün. Başa güreşiyoruz Peki, grubun en yüksek ciroya sahip kuruluşları hangileri? Öncelikle tüm grubun yıllık cirosu 2006 rakamlarına göre 7 milyar 432 milyon dolar, ihracatı da 461 milyon dolar. araştırmanın yanı sıra sınır ötesi yatırımların fizibilitesinden de sorumlu olan grup şu anda dokuz ayrı ülkedeki yatırımların sevk ve idaresini de gerçekleştiriyor. Topluluğun temel faaliyet alanları dışında kalan yatırımları ise oluşturulan İştirakler Komitesi içinde toplanmıştır. Daha açık söylemek gerekirse topluluk şirketlerinin iştirakleri olan ticari şirketler, bilişim teknolojileri şirketleri, finansal şirketler, gayrimenkul ve inşaat şirketlerinden İştirakler Komitesi sorumludur. Topluluğun Yıldız Holding AŞ adlı şirketi ise iştiraklerin tek bir şemsiye altında toplanmasını ve onların kılavuzluğu rolünü üstlenmektedir. Peki, ne kadar vergi ödüyorsunuz? Geçen yıl 290 milyon dolar vergi ödedik. Yine geçen yıl 175 milyon dolar da yatırım yaptık. Pazar paylarımız da çok yüksek. Çikolatada pazar payımız yüzde 57. Bisküvide yüzde 60’ın P O R T R E METİN YURDAGÜL 1938 doğumlu. Yükseköğrenimini İÜ Kimya Fakültesi’nde kimya yüksek mühendisi olarak tamamladı. Meslek yaşamına Sümerbank Konya Ereğli fabrikasında başladı. Henkel Turyağ’da 25 yılı aşkın süre çeşitli görevlerde bulunduktan sonra bir süre Turset Genel Müdürlüğü yaptı. 1992’de teknik genel müdür yardımcısıyken Ülker Grubu’na katılarak Besler Yağ ve Margarin Fabrikası’nı kurdu. Ülker Grubu içinde bugüne kadar Besler, Merkez, Eksper ve Pendik Nişasta şirketlerinin genel müdürlüğü ve beş yıl da Ülker Gıda Grubu Başkanlığı ve İcra Kurulu üyeliği görevlerinde bulundu. Şimdi Ülker İstişare Konseyi üyeliği ve Grup Sözcülüğü’nün yanı sıra Ülker Grubu içinde çeşitli şirketlerin yönetim kurulu başkanlığı ya da üyeliğini yürütüyor. Aynı zamanda MÜMSAD’ın (Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneği) başkanı. Trakya’da hangi köyler bunlar? 2001 yılında TEMA’nın Kırsal Kalkınma Projesi kampanyası çerçevesinde Azatlı köyüne 170 bin dolar kaynak sağlayan Ülker, Kuzuçardağı ve Karacaoğlan köylerinin dönüşüm projelerine de 300 bin YTL ’ye yakın bütçe ayırdı. Böylece Ülker’in bugüne kadar kırsal kalkınma projelerine verdiği destek 500 bin YTL ’yi aştı. Peki, oralarda neler yaptınız? Çalılar temizlendi. Oralara yüksek verimli bitkiler getirildi. Süt üretimi yüzde 50 arttı. Biz bir ilki gerçekleştirdik. Bu sadece süt meselesi değil. Meyve bahçeleri geliştirildi. Alternatif gelir kaynakları yaratıldı. Yani Ülker’in desteğiyle gerçekleştirilen çalışmalarla gerek tarımda, gerekse sosyal alanda dönüşüm yaşayan köylüler, bir yandan ciddi ek gelire kavuşurken öbür yandan hayata bakış açılarında da ciddi değişimler geçirdi. Yeşillenme artınca su da artıyor. Buna paralel olarak yağışlar artıyor. Örneğin 2005 yılında tamamlanan Azatlı Köyü Projesi’yle köylüler daha ilk yıl 500 bin YTL ’yi aşkın bir ek gelire kavuştu. Projenin maksimum vardır. Siz 32 fabrikadan hesap yapın. Bunların hepsi, hiçbir zorlama olmadan daha işin başlangıcında yapılmıştır. Su kullanımında su temizlenir, atık su gönderilir, sonra su yeniden temizlenerek ayrıca su tasarrufu yapılır. Bir de bizim çevre standartlarımız var. Bu standartları ilk alanlardan birisi Ülker’dir. Şimdi en yenisi olan 14001 standardı birkaç şirketimizde var. Bütün çevrenin korunmasıyla ilgili alınacak her türlü tedbiri içerir. Bizim bir de ambalaj grubumuz var. Bu grup her yıl 120 bin ton atık kâğıdı işliyor. Böylece geri dönüşümlü kâğıt da üretmiş oluyoruz. Başka ambalaj malzemesi üretiliyor mu? Manisa’da bir fabrikamız var. Ambalaj filmi üretiyor. Bu ürünler tamamıyla çevreye uyumlu. Ayrıca karton kutu, koli üretiyoruz. Ambalaj grubu bugün yurtiçi ve yurtdışı ambalaj pazarının önemli oyuncuları arasında yer alan şirketler barındırıyor. Ambalaj grubunun 2006 yılı cirosu 400 milyon dolardır. Bir de şirketlerinizde geri Ülker Şirketler Topluluğu’nun geleneksel ürünleri olan bisküvi, çikolata ve şekerleme ürünlerinin yanı sıra kek, un, sakız ve bebek maması gibi ek ve bağlantılı ürünlerin üretim, pazarlama, satış ve dağıtımından sorumlu olan Bisküvi, Çikolata, Şekerleme Grubu’dur. Grup 3 milyar dolarlık cirosuyla topluluk içinde en yüksek ciroya sahiptir. Gıda Grubu yağ, margarin, süt ve sütlü ürünler, alkolsüz içecekler, nişasta bazlı şekerler, hazır çorba ve pişirme malzemeleri, hazır yemek, kahvaltılık gevrek ve fonksiyonel gıda üretimi ve satışı konusunda faaliyet gösteriyor. Gıda Grubu 2006 sonu itibarıyla 2 milyar dolar ciroya ulaşmış ve topluluk içinde ikinci büyük grubu oluşturmuştur. ArGe, İş Geliştirme ve Yurtdışı Yatırımlar Grubu ve İştirakler Komitesi’yle ilgili bilgi verir misiniz? ArGe, İş Geliştirme ve Yurtdışı Yatırımlar Grubu topluluk için yeni stratejik ilgi ve yönetim alanlarının neler olabileceğine dair çalışmalar yapıyor; stratejik planları hazırlıyor. Mevcut grup şirketleri için gerekli iş çeşitlendirme olanaklarını üzerinde. Yağda, özellikle de paket margarinde yüzde 43 dolayında. Süt işlemede pazar birincisiyiz. İçim Süt markamızda ve yoğurtta ise pazar ikincisiyiz. Marka araştırmasında yüzde 65 Ülker markaları sayılıyor. Biraz daha topluluğun başarısını anlatmam gerekirse… Türkiye’nin 4. tüketim markasıyız, 5 ürün kategorisinde lider markayız. Günlük 1500 tonluk hacmiyle Türkiye’nin en büyük süt üreticisiyiz. Türkiye’deki en büyük 500 sanayici listesinde 15. sıradayız. Türkiye’de sermaye yoğunluklu teknoloji kullanan ilk bisküvi üreticisiyiz. Tüm Türkiye’de dağıtım ağı sağlayan ilk gıda şirketiyiz. Ciddi krizler sırasında tüm Türkiye’de kesintisiz dağıtım ağı sağlayan tek gıda şirketiyiz. Bir de önemli nokta olarak şunu eklemeliyim. Tüm dünyada aynı çatı altında en büyük BOPP ambalajlama filmi üretim kapasitesine sahip ilk gıda grubuyuz. Türkiye’de hijyen departmanı oluşturan ilk şirketiz. Her yıl Türkiye’nin en beğenilen şirketleri listesinin en üst sırasında, ilk beş içinde yer alıyoruz. ‘ TEMA Vakfı’yla ortak çevre projelerimiz var. Köy kalkınmalarının projelerini yürütüyoruz. ’ ‘ Yeşillenme artınca su miktarı da artıyor. Buna paralel olarak yağış oranı da yükseliyor. ’ Kuraklıktan başka hangi ürünleriniz etkilendi? Bir kere Türkiye’de buğday üretiminde yüzde 15’e yakın bir düşüş var. Fiyatlarda da dünya piyasalarında yüzde 70’e varan artış oldu. Sütten söz edersek… Kooperatiflerin açtıkları ihaleler üç aylık dönemler için yapıldığından bu son üç ay içinde çiğ sütte yüzde 12 kadar bir fiyat artışı söz konusu oldu. Ama bunun fiyatlara yansıması yüzde 45 dolayında oldu. Dolayısıyla kâr marjında bir daralma meydana geldi. Burada bakıyoruz, süttozu yüzde 142 etkilenmiş. 2000 dolardan neredeyse 5000 dolara çıkmış. Susam yüzde 47, soya yağı yüzde 64, ayçiçek yağı yüzde 77 etkilenmiş. ‘DARBELERE HAYIR’ ETKİNLİKLERİ MARMARA ENERJİ FORUMU SONA ERDİ 78’liler 12 Eylül’ü anlattı İstanbul Haber Servisi İstanbul 78’liler Adalet ve Dayanışma Derneği (78’liler AdaDer) dün Nişantaşı Hadi Çaman Sahnesi’nde 12 Eylül’ün 27. yılı nedeniyle “Darbelere Hayır” adıyla bir dizi etkinlik düzenlendi. Toplantı darbe öncesi ve sonrasında gözaltına alınanların annelerinin yaşadıklarının anlatıldığı “12 Eylül Anaları” adlı belgesel gösterimiyle başladı. 78’liler AdaDer Başkanı Memik Horuz, darbe sürecini “12 Eylül topluma her yönüyle saldırdı. Türkiye darbeden sonra değerlerini yitirdi. Darbeye sadece acı çektiğimiz için değil tüm toplumun geri götürülmesine neden olduğu için karşı çıkıyoruz” sözleriyle değerlendirdi. Düzenlenen “12 Eylül ve Hukuk” paneline katılan avukat Nebil Barlas “12 Eylül bu ülkede insan haklarına darbe vurdu. Gözaltı sürelerinin 100 güne uzatılması gibi hukuk dışı kurallarla insan haklarına saldırıdır. 28 yıldır hâlâ devam eden bir dava var” dedi. Gazeteci Deniz Teztel, 12 Eylül döneminde Selimiye kışlasında muhabir olduğunu anlatarak “Gençler potansiyel suçluydu. Önce gençlere saldırıldı, sonra işçilere, sendikalara ve böyle devam etti” diye konuştu. ‘Yasa pahalılığa yol açtı’ İstanbul Haber Servisi TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) tarafından düzenlenen Marmara Enerji Forumu hükümetin özelleştirme politikalarının eleştirildiği oturumlarla dün sona erdi. EMO Onur Kurulu Başkanı Olgun Sakarya “Üretim, iletim, dağıtım ve pazar faaliyetlerini serbestleştiren yasanın küçük tüketicilere düşük maliyet vaat etmesine karşın” pahalılığa neden olduğuna dikkat çekti. EMO İstanbul, Bursa ve Kocaeli şubeleri tarafından YTÜ Oditoryumu’nda yapılan forumun “Enerji Kaynaklarının Bölgesel İncelenmesi” başlıklı oturumunda uzmanlar birincil enerji kaynaklarının durumunu ve rezerv miktarlarını tartıştı. BOTAŞ Strateji ve Dış İlişkiler Müdürü Kürşat Çobanoğlu, hayata geçirdikleri projelerle bağlantılı olarak bu kış doğalgaz sıkıntısı yaşanmayacağının altını çizdi. EMO Yönetim Kurulu Üyesi Kadir Özkan ise 2020 yılı enerji üretimi hedeflerine ulaşmak için şeffaf olmayan özelleştirmelerden uzak durulması gerektiğini belirtti. Boğaziçi Eletrik Dağıtım AŞ (BEDAŞ) temsilcisi Lokman Öztürk ise özelleştirme kapsamına girmiş oldukları için personel sıkıntısı yaşadıklarını ifade etti. Doğru müdahale hayat kurtarır “Dünya İlkyardım Günü” dolayısıyla dün Levent’teki Metro City alışveriş merkezinin önünde düzenlenen “Temel İlkyardım” seminerlerinde, ilkyardımın önemi vurgulandı. Kaza anından sonraki dakikaların hayati öneme sahip olduğuna dikkati çeken uzmanlar, altın değerindeki ilk 5 ile 10 dakika arasında doğru müdahale ile her iki kişiden birinin hayatının kurtarılabildiğine dikkat çektiler. (Fotoğraf: DENİZ TATARER) CUMHURİYET 12 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle