14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 EYLÜL 2007 PAZAR 10 PAZAR YAZILARI dishab?cumhuriyet.com.tr Sözün bittiği yer!.. İ nsanların hayatlarında öyle dönemler olur ki, çaresizlik ve umutsuzluk karşısında kelimeler yetersiz kalır. Bu dönemler genellikle “sözün bittiği yer” olarak anılır. Sadece televizyonlarda görürsün, olay yerinde izlersin ya da radyolardan dinlersin. Ancak elinden hiçbir şey gelmez. Yunanistan’ın tarihinde “kara cumartesi” olarak anılacak yangınlar, bu çerçevede ele alındığında umarım politikacılara ders olur. Özellikle dış politika konularında etkili olan odaklar çaresizliğin ne olduğunu, kendilerine destek veriyoruz diye ortalıkta dolaşan sahte AB liderlerinin ne kadar samimi olmadıklarını anlamışlardır. Televizyonda Yunanistan Başbakanı’nı izliyorum çaresiz, bıkkın, utangaç. Dışişleri Bakanı’nı izliyorum o da aynı duygularla dolu... Uzatılan onlarca mikrofona söyleyecek söz bulamıyor. Sadece “Fransa 4 uçak gönderiyor. İtfaiyeciler işlerini çok iyi biliyorlarmış” diyerek kaçarcasına uzaklaşıyor. Trajikomik bir açıklama diye düşünüyorum. Hani AB bir bütündü? Hani, nerede diğer AB ülkeleri. Ya onların Yunanlı yetkililere “Hangi konuda olursa olsun sizi destekliyoruz” diyen liderleri. Doğal felaketler ve savaş durumları için kurulduğu ileri sürülen acil müdahale güçleri. Uçaklar, helikopterler, askerler... Hiçbiri ortalıkta yok! Siz istediğiniz kadar AB’ye yardım çağrıları yapın, kimse yok ortalıkta. Kendi başınıza kalıp mevcut imkânlarla yüzlerce yangına müdahale etmeye çalışıyorsunuz. Her dakika bir ölüm haberi, her dakika bir kayıp ihbarı alıyorsunuz. Onlarca insan kaybı, milyarlarca Avro’luk zarar. Ülkenin akciğerleri alev alev, insanlar yanıyor, evler kül oluyor kimseyi arama! Her şey olup bittikten sonra ortaya çıkmışlar kime ne fayda! Almanya bir helikopter, İtalya iki uçak, diğeri bir uçak ATİNA gönderecekmiş. Ben benden gittikten sonra alın uçaklarınızı başınıza çalın! Yunanistan’daki MURAT İLEM hükümetler AB denen olgunun içten olmadığını bu son olayda umarım anlamışlardır. Ben onun için diyorum barış ve dostluğa inanın. Bize, yani Türk ulusuna güvenin diye. Yangınlar sürerken Gölcük’ten ablam aradı. “Oğlum televizyonda izliyorum, içim parçalanıyor. Vatandaş olarak kalktım Ankara’yı Dışişleri Bakanlığı’nı arayıp ‘Neden biz yardım göndermiyoruz’ diye sordum. ‘Yunanistan’a teklif ettik, bekliyoruz cevabı verdiler’” dedi. 1999 depremini yaşamış, kızını, damadını ve torununu kaybetmiş bir annenin çığlığı. En zor gününde enkazın derinliklerine girerek çocuklarını kurtarmaya çalışan “Yunanarama kurtarma ekiplerinin” fedakârlıklarını unutmayan bir anne. Şimdi kendince Yunanistan’a yardım için bir şeyler yapmaya çalışıyor. Onunla konuştuğum dakikalarda gözüm ekranlarda. Karşımda aynı zamanda Yunanistan Günlük Gazeteciler Derneği’nin yöneticisi olup MEGA televizyonu adına Mora Yarımadası’ndaki yangınları izleyen meslektaşım Panos Bomboloz. Bir anne ile üç çocuğunun birbirlerine sarılmış halde ölü bulunmalarını anlatıyor. Kömür haline gelmişler. Aslında tam olarak anlatıyor diyemeyiz. Çünkü yılların gazetecisi sürekli ağlıyor. Kelimeler boğazında düğümleniyor. Gözlerimde bu görüntüler, kulaklarımda “Yunanistan’a yardım etmeliyiz” diyerek çırpınan ablamın isyanları. Telefonu kapatıp düşünüyorum. “Acaba hangi AB ülkesinin vatandaşı şimdi Yunanistan’daki trajediyi düşünüyordur” diye. Biliyorum ne yangınlar, ne de ölenler kimsenin umurunda değil. Onun için buradan Yunan yetkililere bir kez daha sesleniyorum, “Türk halkının samimiyetine ve kardeşliğine her zaman inanın. Şüpheci olmayın, dürüst olun yeter”. Ancak ne yazık ki yine suya yazı yazdığımı biliyorum. İşte bu noktada acaba diyorum, önümüzdeki hafta yapılacak genel seçimlerde Yorgo Papadreu ile partisi sosyalist PASOK iktidara gelirse bir şeyler değişebilir mi? Bilmiyorum, sadece düşündüğümü söyledim. [email protected] Sonbahar gölgelerinde gezinti ölgeler uzadı. Gölgeler uzadı mı sonbahar geldi demektir. Hoş, bu yıl yaz da yarı sonbahar gibi geçti ama hiç değilse hava ısırmıyordu. Geçen hafta sonu montları çekip bir kanal boyu gezisi yapalım dedik. Stockholm’ün belki rakipsiz diyebileceğimiz bir özelliği de insanlara su kıyısında istediği kadar yürüme olanağı sunmasıdır. Kent merkezine köprüyle bağlı adanın güney kıyısından dolaşalım dedik. Kanalın iki kıyısı son on yılda yeni binalarla donatıldı. Küresel ısınmaya hazırlıktan mıdır nedir, binaların tasarımı Akdeniz mimarisini hatırlatıyor. Büyük pencereler, geniş balkonlar, balkonlarda tenteler; sanki Antalya’dayız. Montların içine büzüşmüşüz o başka. Bir gözümüz evlerde, bir gözümüz de kanaldan geçmekte olan teknelerde. Teknedekiler de kazakları geçirmişler sırtlarına. Uzun direkli tekneler, ilerideki köprünün açılmasını bekliyor. Oktay’ın en sevdiği manzara da bu zaten. Hantal köprünün bir ucu biraz sonra gürültüyle havaya dikiliyor. Demir yığınını beri yandaki devasa G bardaki komşumun sesiyle irkildim: beton kütlesi dengeliyor. Epey eski bir köprü Homosapien’ler iyi çalıyor. olsa gerek. Köprünün kapanışı da açılışı gibi Nerden çıktı bu homosapien hikâyesi? gacırtılı gıcırtılı bir eğlence bizim için. Adamın sevimsiz bir hali de yok. Sarhoş da Bu eğlenceyi üzerinden geçerek sürdürüyoruz değil. Hatta bayağı efendi birine benziyor. hep. Her hafta olmasa da yazlık rutinimiz Eh, bazıları sohbet sever. Konuşalım bari. sayılabilir. Köprüyü geçince tekrar kıyıya Tamtam müziği yapmalarından mı anladın? inip kanalın ucuna kadar gideceğiz. Ben de homosapien’im. Sen de. Kanalın ucunda, içinde kır lokantası olan bir bahçe var. Bazen canlı S T O C K H O L M Good morning after supper. Ben vergi müfettişiyim. müzik de oluyor. Demek bu hafta da Homosapien vergi müfettişiyim, var. Biraz ilerleyince bahçeden demelisiniz. müzik sesi duyulmaya başladı. Adı Sven. Homosapien hikâyesini Tanıdık eski bir caz parçası. Evet, güle güle anlattı. Vergi dairesi “Deeds, Not Words/Laf değil, iş”. yeniden yapılanacakmış. Bazı Efsanevi cazcı Max Roach, önceki OSMAN İKİZ bölgelerdeki daireleri kapatıp daha hafta öldü, onun anısına çalıyorlar efektif bir sistem kuracaklarmış. herhalde. Eh artık nereye park Böyle işler için kapsamlı raporlar hazırlanır. edeceğimiz belli oldu. Zaten buranın Çek 67 sayfalık bir rapor hazırlanmış. İnsanın biralarına da bayılıyorum, caz da vesile oldu. efektif çalışma sistemini bulabilmek için Caz davulcuları için Max Roach ilahtır. İşte maymunun biyolojik evriminden hareket belli, Stockholm’de Max Roach çalan bu edilmiş. Maymunlar gruplar halinde mutlu gencin çalışından da belli. Bu müzik aşağı yaşıyorlarmış. Ama yüzlercesi değil. yukarı kırk yıl önce yapıldı ama bugün o Biyolojik evrimin biyometrik hesaplarına göre parça ayin gibi. Kendimden geçmişim, bugün insanların mutlu ve efektif çalışması için bulunan rakam 147.8. Sonuç: Vergi daireleri 150’şerlik gruplar halinde çalışacak. Bu hesaba göre 1350 kişi de işten çıkarılacak. Kanaldan geçen teknedeki kaniş köpeğine can yeleği takmışlar. Hemen fotoğrafını çektim. Ege Bölgesi’ndeki limanlara göndermeli fotoğrafı. Yunan adalarına mülteci kaçıran tekne kaptanlarına, yolcularına can yeleği takma mecburiyeti konsun diye. Kedilere de takıyorlar mı, diye soruyor Oktay. Tabii, diyor Sven’in karısı. Çocukları nasıl da ciddiye alıp konuşuyorlar. Kedi muhabbeti başlayınca arkadan ne geleceğini bildiğimden tetikte bekliyorum. Babam Türkiye’deyken lokantada masanın altına gelen kedileri üzerlerine su döküp kaçırıyor. Oğlum ben kedilerle şakalaşıyorum sadece. Söylediğini polis duyarsa terörist diye beni hapse atar. Homosapien’ler kedileri ıslatır, diye kahkahayı basıyor Sven. Mayonezli döner kebap 1 sadece maden ocağında 960’larda çalışarak değil, farklı Anadolu’dan alanlarda da katkı Almanya’ya giden sağladıklarını tespit Türkler sadece etmiş. Bunlardan biri türkülerini, mizahını olan ve bir sektör haline ve acılarını değil, gelen döner, Belçika’nın acılı Adana ve döner göç tarihinde yemek kebaplarını da beraber kültürünü etkileyen götürdüler. Hatta sıradan bir unsur olarak öne Avrupalılar, Türk çıkmış ve bu konuda mutfağını dönerden fotoğraf yarışması ibaret sanıyor, düzenlenmesine karar zenginliğini görünce verilmiş. 1960’lı yıllarda şaşırıyorlar. Avrupa’da Belçika’nın maden döner neredeyse bölgelerine Türk işçi hamburgeri geçip en göçüyle birlikte döner büyük fastfood ürünü dükkânları bölgenin haline gelmek üzere. sokaklarında yerini Öyle ki bugünlerde almaya başlamış. Almanya’da bozuk etten Böylece dönerle tanışan döner yapıldığı Belçikalıların iddialarıyla Türk mutfağından da etkilenen dönerciler sıkıştırılıyor, döner, Belçika’nın döner üzerinde çeşitli kızarmış patatesi ve oyunlar oynanıyor. mayoneziyle karışarak Dönercilere bozuk et “mayonezli döner” satan kuruluşun oluşmuş. Bölgedeki Alman olması ise İtalyan ve Yunanlıların görmezden geliniyor. katkılarıyla beyaz Avrupalıya kendi peynirli döner ile dönerli kebabını kabul ettiren pizza gibi çeşitleri de Türkler, geldikleri çıkmış ortaya. Türk ülkelerdeki yerli ve diğer göçüyle birlikte yabancı mutfaklardan da bölgedeki yemek etkileniyorlar doğal kültüründe de değişim olarak. Onlarca çeşit yaşanmış yani. sostan biri seçilen, içine “Mayonezli Döner” mısır, havuç, soğan, fotoğraf domates, marul vb. B R Ü K S E L yarışmasıyla kömür, salatalar maden ocağı ile kızarmış bölgelerindeki patates göç tarihi ve konulan bununla Belçika’daki birlikte yemek bir ekmek arası ERDİNÇ UTKU kültüründeki döner ya da karşılıklı dürüm ile etkileşim vurgulanmak Ankara’da Sakarya istenirken döner Caddesi’nde yediğiniz hazırlanmasının ekmek arası döner arasında oldukça fark var. endüstriyel tarafıyla da ilgilenilmiş. Türkiye’deki gibi gerçek “Mayonezli döner” yaprak döner yapıp aslında 3 aşamadan satmaya çalışan bir oluşan bir proje. İlk aşçımızın sinek aşamada insanların avladığına, ustalığını neden, nerede, nasıl, sadece Türkiye’den yeni kiminle, ne zaman döner gelenlerin fark ve takdir yediğini ve hangi tür ettiklerine bizzat şahit döner tercih ettiğini oldum. Türkiye’deki yaratıcı bir şekilde döner ile Belçika’daki anlatan bir fotoğraf döner, “Türkiye’deki yarışması düzenlendi. Türk” ile “Belçika’daki Yarışmanın ardından Türk” kadar farklı. 14 Kasım’da konuyla Merkezi Leuven’da ilgili gezici bir sergi bulunan Endüstriyel ve kapalı maden ocaklarının Bilimsel Mirasları bulunduğu Limburg Destekleme Derneği bölgesinde dolaşacak. (SIWE) göç tarihi ve Sergide yarışmaya katılan maden ocağı işçileri fotoğraflar arasından hakkında yürüttüğü bir yapılacak bir seçkinin proje kapsamında yanında konuyla ilgili “Kebab met Mayonezanlatımlar, hazırlanan Mayonezli Döner” çeşitli el ilanları ve konulu bir “en güzel ve geçmişten bugüne yaratıcı döner aktarılan deneyimler fotoğrafı” yarışması düzenledi. Belçika’da göç resmedilecek. Son aşamada ise seçilen tarihiyle ilgili bir döner fotoğrafları bir projenin döner ve kitapta toplanarak mayoneze kadar Belçika kültürüne uzanması ise ilginç bir Türklerin bir katkısı serüven. SIWE, Belçika’daki göç tarihiyle olarak kütüphanelerde ve kitaplıklardaki ilgili bir araştırma yerini alacak. yaparken Türk [email protected] göçmenlerin Belçika’ya Kasırgazedeler yardım bekliyor Latin Amerika ülkelerinden Nikaragua’da, bu hafta etkili olan Felix kasırgası nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı yaklaşık 130’a yükseldi. Bir yetkili, Nikaragua ile komşu Honduras arasındaki bölgede etkili olan kasırganın ardından, 130 civarında cesedi kayda geçirdiklerini, 70 kişinin de halen kayıp olduğunu açıkladı. Nikaragua’da yayımlanan yerel bir gazete ise ölü sayısının 168 olduğunu öne sürdü. Ölenlerin çoğunun balıkçı ve bir kısmı komşu Honduras’ın karasularına sürüklenen Miskito yerlileri olduğu belirtiliyor. Felix kasırgası, geçen salı günü 5. düzeye yükseldikten sonra Nikaragua’yı vurmuştu. Daha sonra gücünü yitirmeye başlayan Felix, tropik fırtına sınıfına inerek Meksika’nın güneydoğusuna yönelmiş, bu bölgeye de şiddetli yağmur bırakmıştı. Kasırga sonucu çok sayıda kişinin evinin yerle bir olduğu bölgeye yönelik yardım çalışmaları ise ağır işliyor. Kasırgazedeler, karadan ulaşılamayan kimi bölgelere helikopterlerle gönderilen gıda ve ilaç yardımından yararlanabilmek için birbirleriyle mücadele ediyor. (Fotoğraf: AP) Bir ülkenin doğum sancısı ile konuşuyorum. Adam, Batı yanlısı; eride bıraktığımız 24 Ağustos, Rusya’ya ve Putin’e verip veriştiriyor. Ukrayna’nın bağımsızlığının 16. Fakat konu Sovyetler Birliği’nden yıldönümüydü. Özellikle, açıldığında şöyle bir duruyor ve “O milliyetçi geleneğin güçlü olduğu Batı dönem iyiydi, çünkü bizim birleşik bir Ukrayna kentlerindeki kutlamalar Sovyet halkı olarak gurur görülmeye değerdi. IvanoFrankovsk duyabileceğimiz şeyler vardı. Uzaya ilk Belediyesi, Ukrayna’nın geleneksel insanı gönderen, teknolojide en ileride desenli gömleği “vışivanka” giyenlere olan bir süper devletin vatandaşları bayram süresi boyunca (ki batıda bayram idik. Şimdi ise gurur duyabileceğimiz kutlamaları dört gün sürdü) toplu taşıma fazla bir şey yok ve gençler Batı’ya göç araçlarından ücretsiz yararlanma fırsatı etmekten başka bir şey düşünmüyor”. verdiğinden, ortalık “vışivanka”lardan Bu adamın sahip olduğu Sovyet geçilmiyordu. Hele Lvov’daki nostaljisi, Orta ya da Doğu Ukrayna’da kutlamalar... Gece geç saatlere kadar 70yaşayan ve belli bir yaşın 80 yaşındaki insanlar şehrin üzerinde olan kesimlerde çok her köşesinde toplanıp KİEV yaygın. Fakat, Rusya’ya en akordeonlar eşliğinde marşlar yakın olan bazı kesimlerin söylerken üzerlerine vışivanka çabalarına rağmen bu, giydirilmiş Aristo heykeli de nostaljiden öteye gitmiyor; hayretler içinde bu sahneleri seyrediyordu. Batı Ukrayna’da DENİZ ülkeyi Rusya’dan uzaklaştıran özellikle eski kuşaktan olanlar, BERKTAY ve Rusya’ya yakın olarak bilinen Doğu Ukrayna’yı bile yani Polonya, Nazi ve Sovyet Batı rotasına sokan siyasi ve yönetimi dönemlerini peş peşe ekonomik dinamikler var. Bundan da yaşamış olanlar için, bağımsızlık çok şey ötede, yeni nesil için Sovyet döneminin ifade ediyor. Fakat, aynı şeyi ülkenin fazla bir anlamı yok. Artık, diğer bölgeleri için söylemek o kadar “Ukrayna’nın Rusya olmadığını” da kolay değil. Evet, Ukraynalılar arasında herkes biliyor. Ama asıl sorun, Sovyet yerel kültüre olan ilgi giderek artıyor. nostaljisinin ve Rusya taraftarlığının Ama buna karşılık, Kiev’e yeni gelen alternatifini bulmakta. Her şeyden önce, birinin adım başı yerleştirilmiş olan “Ukrayna’yı sevin!” yazılı afişlerden de Ukrayna’da ulusal bir tarihin yazılması gerekiyor; yakın dönem tarihi konusunda anlayabileceği üzere, Ukrayna’nın ülkenin bir kesimi bir görüşü, diğer genelinde bağımsızlık kavramına kesim ise tam ters görüşü savunuyor. ilgisizlik ve ulusal özgüven eksikliği Örneğin, İkinci Dünya Savaşı’nda Batı egemen. Örneğin, orta kesimden olan, Ukrayna’da etkinlik gösteren UPA örgütü eğitim görmüş, 50’li yaşlarda bir Kievli G Batı Ukraynalılara göre özgürlük savaşçısı, Doğu Ukraynalılara göre ise “haydut sürüsü”. Batı’ya göre Kızıl Ordu’nun Almanları yenmesi “ülkeyi bir işgalden kurtarıp öbürüne soktu”, Doğu Ukraynalılara göre ise, Kızıl Ordu’nun Ukrayna’yı faşizmden kurtardığını tartışmak bile gereksiz. İkincisi, Ukrayna kimliğini yeniden yaratma çabasına girenler, Rus olmamanın alternatifini doğrudan doğruya Batı’ya ait olmakta görüyor. Bu da, pek sağlam bir seçenek değil. Çünkü bunun başarılı olabilmesi için, Batı’nın da sizi kendi içine kabul etmesi gerekli. Oysa Batı, kendine bağlı ama kendi dışında bir Ukrayna görmek niyetinde. Bizi nasıl jandarma olarak görüyorlarsa, onları da “Avrupa’daki kaçak göçmenlerin gönderileceği ülke” olarak görüyorlar. Ukrayna’nın en ağırbaşlı gazetelerinden birinin yaptığı ise iyice içler acısı. Gazete, Kiev’de görev yapan Batılı büyükelçilere “Bize, Ukrayna’yı sevmek için üç neden sıralar mısınız” diye soruyor. Ukraynalı aydınlardaki “Batı tarafından beğenilme” merakının farkında olan Batılı politikacılar da, nasıl bir taraftan bize “ev ödevlerimizi” sıralarken bir taraftan da “Türk misafirperverliğini” övüp gönlümüzü almayı ihmal etmiyorlarsa, aynı tarz söyleşiler, Ukrayna basınında da egemen. Kısacası, Ukrayna’nın bağımsızlığı, halen oluşum halinde. Ülkede siyasetten gündelik yaşama kadar her şey de bu doğum sancısına tanıklık ediyor. CUMHURİYET 10 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle