14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 EYLÜL 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr 15 Ünlü tenor opera yaşamının başında Ankara’da üç kez sahneye çıkmıştı Pavarotti gerçeği... uciano Pavarotti’nin ölümü geçen hafta yalnız müzik dünyasının değil, her kesimden insanın ilgi odağı oldu. Pavarotti doğallığıyla sıradan insana seslenebilmiş, herkese şarkı söylemeyi ve zor anlaşılır opera aryalarını bile sevdirmişti. ‘Tiz do’ya kadar doğallıkla çıkabilen sesini kullanmada hüneri müthişti. Pavarotti İtalyanlar için Verdi gibi bir halk kahramanı oldu. Giuseppe Verdi, büyük korolarıyla halkın sesini dile getirdiğinden onun da cenazesinin arkasından binlerce kişi yürümüştü Roma’da. Bu arada pek çok köşe yazarı Pavarotti’nin bir zamanlar Ankara operasına geldiğini ve beğenilmeyerek işine son verildiğini hayıflanarak yazdı. Zamanın en iyi tanığı Nevit Kodallı’yı ve Hüsamettin Ünder’i aradım. Opera ve bale o zamanlar Devlet Tiyatrosu’nun altındaki kuruluşlar. Ve o sıradaki genel müdür Cüneyt Gökçer. Opera ve balenin başında ise “genel müzik direktörü ve tiyatro kompozitörü” titriyle Nevit Kodallı var. Nevit Bey şöyle anlatıyor olayı: “Yabancı elçilikler bize sık sık sanatçı getirirdi. Kültürel anlaşmalar çerçevesinde gelen sanatçıları beğenirsek bazen bir mevsim alıkoyardık, beğenmezsek bir iki temsil sonra gönderirdik. Yıl 1963. İtalyan Büyükelçiliği 28 yaşında, iri yapılı bir çocuk getirdi. Tenor Luciano Pavarotti. La Bohem’de Rudolfo söylemeye hazır. Dinliyoruz. Hiç sesi çıkmıyor! Sahnede yürümesini bile bilmiyor. Ama kaşesi ödenmiş, en az bir temsil yapmalı. Bari bir alt tondan söyle diyoruz. Ona göre orkestra materyalini bir alt tona göre transpoze etmek zorunda kaldık. Bütün diğer solistler de bir alt tondan söylediler.” L land ile tanışıyor. Bu ikili müthiş turneler yapıyorlar. 1966’da Pavarotti ilk kez La Scala’da oynuyor. (Geçen hafta Mezzo kanalında Herbert von Karajan’ın yönetimindeki bir Verdi Requiem sunuldu. 1967 tarihliydi ve gencecik Pavarotti tenor partisinde yer alıyordu.) 1972’de ilk kez Metropolitan Operası’nda söylüyor. Ve 1980 sonrasında artık her köşeden sesleniyor. Hele 1990’daki futbol kupasından sonra Pavarotti’nin kayıtları satış rekoruna ulaşıyor. Her sanatçının gençlik döneminde iniş çıkışları olmuştur. Pavarotti’nin de Türkiye’ye gelişi yaşam çizgisinde görüldüğü gibi, onun en toy dönemine rastlamakta. Bizim köşe yazarlarımız ise kendini kanıtlamış, doruklardaki bir yıldızı kaçırmışız gibi yazıp duruyor; “Biz Türkler adam olmayız” dövünmelerini esirgemiyorlar. Aldemir Brahms Atilla yarışması’nda keman dalında ikinci Ömer Uluç’la ‘Vapurların Seyri’ne bak Kültür Servisi Ömer Uluç’un 6 Eylül’de Kabataş’ta İstanbul Deniz Otobüsleri’ne (İDO) ait “İstanbul 9’’ gemisinde açılan “Vapurların Seyri” adlı sergisi, 1114 Eylül’de Ortaköy, 1516 Eylül’de Kadıköy ve 1721 Eylül’de Karaköy Vapur iskelelerinde ziyaret edilebilecek. Marmara Denizi’nde “vapurların fiziki ve geometrik hareketleriyle içlerindeki imgesel varlıklardan esinlenerek hazırlanmış yapıtlardan’’ oluşan bu sergi, sanatçının büyük ilgi gören yeni tasarısı. 1950’de Nuri İyem’in atölyesinde resim çalışmalarına başlayan Uluç, sanat yaşamında çeşitli arayışlara yer verdi; tuvalden üç boyutlu işlere, özgün çizgisini sürdürdü. Bugüne dek farklı dönemlerini yansıtan birçok kişisel sergi açan, ulusal ve uluslararası bienal ve karma sergilere katılan sanatçı, çalışmalarını İstanbul’da sürdürüyor. ‘Yumurta’ 12 dalda aday ? Kültür Servisi 1989 yılında Ingmar Bergman tarafından kurulan Avrupa Film Akademisi, Semih Kaplanoğlu’nun ‘Yumurta’sını başta en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi oyuncu ve en iyi görüntü yönetmeni ödülü olmak üzere toplam on iki dalda Avrupa’nın en iyisi olmaya aday gösterdi. Başkanlığını Wim Wenders’in yaptığı Akademi’nin seçtiği 42 film arasında Yumurta, Türkiye’den aday olan tek film. 20. Avrupa Film Akademisi Ödülleri, 1 Aralık’ta Berlin’de düzenlenecek ödül töreniyle açıklanacak. Sattas’tan “regge” konseri ? Kültür Servisi “Reggae” topluluğu Sattas, bugün saat 22.00’de Balans Tonique’te konser verecek. Derya Eke ile Orçun Sünear tarafından 2004’te temeli atılan Sattas, kendi yazıp besteledikleri 11 parçanın yanı sıra Bob Marley, Peter Tosh, Scratch, Israel Vibration gibi sanatçıların parçalarını da yorumluyor. (0 212 251 70 20 www.balanstonique.com.) Hüsamettin Ünder’in özel arşivinden Pavarotti’nin 1963’te Ankara’da çekilmiş bir fotoğrafı. Hüsamettin Ünder, zamanın Opera ve Bale Dış İlişkiler Müdürü. İtalya’da eğitim görmüş, orada on bir yıl yaşamış, eşi de İtalyanmış. Aynı zamanda bariton, dramaturg, protokol müdürü. Anlatıyor: “Kültürel anlaşmalara göre kaşesi ödenmiş sanatçılar gelirdi. Biz onların yol ve otel masrafını ve harcırahını verirdik. Ben lisan bildiğim için yapışık kardeş gibi her yere onlarla birlikte gider, ayrıca onları evimde ağırlardım. Pavarotti’nin Türkiye’ye gelişgidişi için birçok köşe yazarının bugünlerde yazdığına bakınca, acaba hafızamı mı kaybediyorum, dedim. Zira hiçbirinin gerçekle ilgisi yok. Ben en canlı tanığıyım olayın. Pavarotti de kültürel anlaşmalar çerçevesinde İtalyan hükümeti tarafından kaşesi ödenerek gönderilmişti. Provada sesi yeter siz bulunduğu için oturup bütün orkestra materyalini ve şancıları bir alt tona göre transpoze ettik. Üç temsil için anlaşma vardı, üç temsil yaptı. Üçünde de ayrı sopranolarla başrolleri paylaştı: Şadan Candan, Sevda Aydan ve Meral Alper. Sonra da anlaşması uzatılmadı ve gönderildi.” Öte yandan Pavarotti’nin yaşam çizgisine bakıyoruz: Babasıyla çalışması, koroda yer alması, ardından ilk opera sahnesine çıkışı Reggio Emilia operasında Rudolfo rolüyle 1961’de. Sonra kendini kapatıp ciddi bir hoca ile çalışıyor. 1963’te Türkiye’ye yine Rudolfo ile geliyor. Ardından 196364 mevsiminde Viyana, Amsterdam, Zürih ve Londra’da yine Rudolfo ile sahneye çıkıyor. Ve 1965 Şubat ayında Miami Operası’nda Lucia’da oynarken yaşam boyu partneri olacak Joan Suther 1994 yılından bu yana çalışmalarını Avrupa’da sürdüren kemancımız Atilla Aldemir, Avusturya’nın ünlü tatil beldesi Pörtschach’da düzenlenen 14. Uluslararası J. Brahms Yarışması’nda 110 yarışmacı arasından ikincilik ödülünü kazandı. Johannes Barhms, 18771879 yıllarında yaz aylarını Pörtschach’da geçirmiş ve ünlü keman konçertosunu burada bestelemiş. Yarışmanın jüri üyeleri arasında, New York Filarmoni’nin başkemancılarından Vladimir Tsypin, Yahudi Menuhin’in 25 yıl menajerliğini yapan Eleanor Hope, Viyana ve Salzburg’dan keman profesörleri ve Moskova’dan Prof. Sergej Kravtchenko da yer almış. Aldemir, ikincilik ödülünün yanı sıra Finlandiya’nın “Mikkelin City Orkestrası” ile konser verme şansını sunan “Mikelli Special Price 2007” ödülünü ve “Festival di Lapedona” ödülünü de almış. Aldemir, bugünlerde İtalya’da Uluslararası Lipizer Keman Yarışması’nın elemelerine katılmakta. Kendisine başarılar dileriz. Bin beş yüz yıllık kilisede konser ? MARMARİS (AA) Marmaris Filarmoni Derneği sanatçıları, Muğla’nın Marmaris ilçesine bağlı Orhaniye köyündeki halk arasında “Girvasil Kilisesi” adı verilen 1500 yıllık kilisede klasik müzik konseri verdi. Konserde, Filarmoni Derneği sanatçıları, klasik, modern ve tango yapıtlarından oluşan bir seçkiyi, yerli ve yabancı konuklar için seslendirdiler. Joe Zawinul öldü VİYANA (AA) Avusturyalı ünlü caz piyanisti, 1970’lerin caz rock topluluğu Weather Report’un kurucusu Joe Zawinul, Viyana’da 75 yaşında öldü. 1970 yılında Wayne Shorter, Miroslav Vitous, Jaco Pastorius, Airto Moreira ve Alphonse Mouzon’dan oluşan “Weather Report”u kuran sanatçı, bu topluluğun dağılmasının ardından, “Zawinul Syndicate”ı kurdu. Zawinul 5 Ağustos’tan bu yana Viyana’da bir klinikte kanser tedavisi görüyordu, bu yüzden son turnesini iptal etmişti. Pera Güzel Sanatlar’ın tasarısına Avrupa Birliği’nden onay ? İSTANBUL (AA) Pera Güzel Sanatlar’ın Avrupa Birliği Leonardo da Vinci programı kapsamında hazırladığı “Restorasyon Sektöründe Çalışan Ustaların Avrupa Kalite Standartlarında Mesleki Eğitime Ulaşabilmeleri İçin Web Tabanlı Bir Eğitim Modülü Oluşturma’’ tasarısı, AB’nin Brüksel’deki Yönetim Ajansı tarafından kabul edildi. Pera Güzel Sanatlar’ın bu yıl hayata geçireceği ikinci tasarının da Avrupa Delegasyonu Türkiye Komisyonu tarafından kabul edilen “Kültürel İletişim: Sanat ve Müzik Yoluyla Avrupa Vatandaşlığı’’ olduğu belirtildi. Çalışmanın, Ekim 2007’de başlayacağı ve 2 yıl süreceği bildirildi. CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle