15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 EYLÜL 2007 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER AKP, anayasa taslağıyla ilgili çalışmaları bir haftada tamamlayıp kamuoyuna açıklayacak 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Egemenlik paylaşımı CHP’nin Atalay kaygısı ? ANKARA (ANKA) CHP, görevi süresince meydana gelen terör olayları karşısında yetersiz kaldığı gerekçesiyle eleştirdiği Abdülkadir Aksu’nun yerine İçişleri Bakanlığı’na Beşir Atalay’ın getirilmesinden rahatsız. Geçen yasama döneminde Aksu’ya en ağır eleştirileri getiren CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, “Aksu, parlamentonun kadrolu İçişleri Bakanı’ydı, neredeyse milletvekili seçildiği her dönemde İçişleri Bakanı oldu. Ama gelen gideni aratacak sanki” dedi. Ersin, “Sayın Sezer, onun Milli Eğitim Bakanı olmasını uygun görmedi. Dolayısıyla İçişleri Bakanlığı’na böyle bir kişinin getirilmesi, makul karşılanamayacak bir sonuç. Sayın Aksu gitti.. ama ondan daha olumsuz birisi getirildi. İçişleri Bakanlığı çok önemli bir bakanlık, dikkatle takip edeceğiz” dedi. 2B Yağması ve Laiklik... AKP hükümeti çevre konusunda somut adım attı mı 2002’den bugüne dek? Atmadı!.. Demokratik hak ve özgürlükler konusunda ne yaptı? Salt tarikat şeyhlerinin, din bezirgânlarının önünü açtı, imam hatiplileri, yani imamları okul müdürü, milli eğitim müdürü ve turizm kültür müdürü yaptı!.. AKP yandaşı medya manşet atıyor: “60. hükümet hak ve özgürlükleri genişletecek, kişi başına ulusal gelir 10 bin dolar olacak. İşsizlik azalacak, turizm geliri 40 milyar dolara yükselecek, AB reformları hız kazanacak.” Daha neler olacak neler? Orman niteliğini yitirmiş alanlar satılacak!.. Orman alanlarının satılmasını öngören “2B” düzenlemesine ilişkin olarak Tayyip Bey, döneminde düzenlenen yasa Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edilmişti... Tayyip Bey, askıya aldıkları “2B”ye ilişkin yasayı ilk aşamada yaşama geçirip 4 milyar 473 bin metrekarelik alanı babasının malı gibi satacak... Beklenen gelir 25 milyar dolar... “2B”yi kapsayan orman niteliğini yitirmiş alanlar İstanbul, Antalya, Balıkesir, Mersin, Muğla, Bolu, İzmir ve Bursa’da... Önce Muğla’dan başlanacak. O güzelim Bodrum, Datça Yarımadası, Fethiye yöresindeki “denize nazır” alanlar Arap şeyhlerine peşkeş çekilecek... Ardından İzmir Çeşme Yarımadası, Foça, Alaçatı, Karaburun... Antalya kıyıları, Mersin, Anamur... Plan ve program hazır... Arap Şeyhi Maktum, Bodrum Yarımadası’na bayılmış. Buralarda “edepli turizm” yapılacakmış... ??? Balıkesir’in Bandırma’dan başlayıp Ayvalık’a değin uzanan kıyıları, Kaz Dağları “orman niteliğini yitirdiği” gerekçesiyle “2B” kapsamına giriyor... Eh, zaten Kaz Dağları çokuluslu altın şirketlerinin Türkiye’deki taşeronlarına verildi bile... Üstelik ÇED raporu istenilmeden... Bursa ve Bolu... İstanbul’da Sultanbeyli, Ümraniye, Sarıyer ve Beykoz’un bir dilimi... Orman niteliğini yitirmiş alanlarla, Hazine’nin yerleri... AKP, oyunu kuralına göre oynuyor; “sıkmabaş”ı öne sürüp demokratik hak ve özgürlükleri savunurken Türkiye’yi satıyor... Nerede muhalefet, nerede CHP ve MHP? On gündür İç Anadolu’dan Marmara’ya, Trakya’dan Ege’ye, Akdeniz’e dek kırsal kesimde, kıyılarda yurttaşlarla sohbet ediyor, MHP’ye oy veren seçmenlerle konuşuyorum... Dedikleri özetle şu: “Biz oyumuzu MHP’ye Abdullah Gül’ü, cumhurbaşkanı seçtirmek için vermedik. Gördük ki MHP bizim oylarımızı alıp Meclis’e girdi, DTP’yle birlikte Gül’ü, cumhurbaşkanı seçtirdi. Devlet Bahçeli’den böyle bir tavır beklemiyorduk...” Türkiye giderek muhafazakârlaştırılıyor... Bunu 22 Temmuz’dan sonra daha yoğun yaşıyor Türkiye... Laiklik iyice budanıyor, siyasal İslamın ayak sesleri duyuluyor. ??? Türkiye’de Necip Fazıl, Fethullah Gülen, Esat Coşan düşüncesi iktidardadır... Murat Bardakçı’nın dün Cumhuriyet’te çıkan yazısını kesip, arşivinize koyun lütfen... Bardakçı, Nakşilerin 600 yıllık iktidar savaşımını anlatıyordu yazısında. Nakşilerin, 600 yıl sonra bu savaşımı kazandığını, ordu dışında devlete egemen olduğunu anlatıyordu. Salt Nakşilerin, Necip Fazıl Kısakürek’in değil, Nakşi düşüncesini temel alan Saidi Nursi’nin, Nurculuk eyleminin, yani Fethullah Gülen’in zaferidir Abdullah Bey’in Çankaya’ya çıkması... Bende ise değişen bir şey yok!.. Geleceğe umutla bakamıyorum ve o nedenle karamsar ve karmakarışık duygular içindeyim... 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarının ne denli sönük geçtiğini gördüm... Laiklik son beş yılda iyice budanmıştı... Bundan sonra kökünden kesilecek... Hayırlı olsun!.. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP, akademisyenlerin oluşturduğu 6 kişilik komisyonun hazırladığı anayasa taslağı üzerindeki çalışmalarına hız verdi. Komisyon, bir hafta içinde taslağı kamuoyunun tartışmasına açmayı hedefliyor. Anayasanın “egemenlik” başlıklı 6. maddesi “Türk milleti, egemenliğini anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organları eliyle kullanır. Türkiye’nin imzaladığı uluslararası anlaşma ve sözleşmeler istisnadır” biçiminde değiştirilecek. Yeni anayasa taslağıyla ilgili olarak AKP’de hukukçu milletvekillerinden oluşturulan ko ? Yeni anayasa taslağıyla ilgili olarak AKP’de hukukçu milletvekillerinden oluşturulan komisyon, çalışmalarını hızlandırdı. Anayasanın “egemenlik” başlıklı 6. maddesi “Türk milleti, egemenliğini anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organları eliyle kullanır. Türkiye’nin imzaladığı uluslararası anlaşma ve sözleşmeler istisnadır” biçiminde değiştirilecek. misyon, çalışmalarını hızlandırdı. Komisyon, bir hafta içinde taslakla ilgili çalışmaları tamamlayıp akademisyenlerle son bir toplantı yaptıktan sonra düzenlemeyi kamuoyunun tartışmasına açmayı planlıyor. AKP, sivil toplum örgütleri, meslek örgütleri, siyasi partiler ve ilgili kurumlardan gelecek görüşleri değerlendirdikten sonra taslağa son biçimini verecek. AKP, ekim ayında anayasa değişikliği önerisini TBMM gündemine getirmeyi hedefliyor. Yeni anayasa taslağında, anayasanın “egemenlik” başlıklı 6. maddesinin değiştirilmesi öneriliyor. Söz konusu maddede yer alan “Türk milleti, egemenliğini anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organları eliyle kullanır” ifadesinin “Türk milleti, egemenliğini anayasanın koyduğu esaslara göre yasama, yürütme ve yargı eliyle yürütür” biçiminde değiştirilmesi öngörülüyor. Ayrıca maddeye “Türkiye’nin imzaladığı uluslararası anlaşma ve sözleşmeler istisnadır” fıkrasının eklenmesi öneriliyor. DSPMHPANAP hükümeti döneminde “milletlerarası anlaşmaları uygun bulma” başlıklı anayasanın 90. maddesine “Kanunlar ile milletlerarası anlaşmaların çatışması halinde milletlerarası anlaşmalar esastır” hükmü eklenmek istenmiş, bu düzenleme tartışmalara neden olmuştu. Söz konusu madde, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmemişti. Aynı maddeye AKP hükümeti döneminde ise “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası anlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır” hükmü getirilmişti. Taslağı hazırlayan akademisyenlerin çoğu, anayasadaki Kemalist unsurların ayıklanması görüşünde AKP’ye göre taslak ? AKP’nin anayasa taslağını hazırlayan ekibin büyük çoğunluğu, “Kemalizmi aşma” düşüncesini savunan, Zaman ve Yeni Şafak gazetelerinde yorumları yayımlanan akademisyenlerden oluşuyor. EMİNE KAPLAN RESEPSİYON Cep telefonları salonda susacak ? ANKARA (AA) Milletvekilleri, bundan sonra TBMM Genel Kurulu Salonu’nda cep telefonuyla konuşamayacak. TBMM Başkanlığı, milletvekillerinin geçen dönem genel kurul salonunda sık sık cep telefonuyla konuşmaları, bu görüntülerin de basına yansıması üzerine harekete geçti. Genel kurulu yöneten Meclis başkan vekillerinin uyarılarına da neden olan bu görüntüler üzerine TBMM Başkanı Köksal Toptan, bir talimat verdi. Toptan’ın talimatıyla, bundan sonra genel kurul salonunda cep telefonları kullanılmayacak. Tan’ın babasının cenazesi ? ANKARA (AA) Ankara’da çarşamba günü hayatını kaybeden Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçisi Namık Tan’ın babası Mehmet Rahmi Tan, Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verildi. Kocatepe Camisi’nde düzenlenen cenaze törenine Tan’ın ailesi ve yakınlarının yanı sıra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, eski TBMM başkanlarından İsmet Sezgin, İsrail’in Ankara Büyükelçisi Pinhas Avivi de katıldı. Eski bir idareci olan, teftiş kurulu başkanlığı, kaymakamlık, valilik, müsteşarlık yapan, Danıştay üyeliği ve en son Danıştay Genel Sekreterliği görevlerinde bulunan Mehmet Rahmi Tan, bu görevinden emekli olmuştu. Tunceli’de patlama ? TUNCELİ (AA) Tunceli’nin Nazimiye ilçesine bağlı Dereova köyü yolunun 8. kilometresine teröristlerce döşenen patlayıcı infilak etti. Patlamada ölen ya da yaralanan olmazken, yolda yaklaşık 1 metre derinliğinde ve 1.5 metre genişliğinde çukur oluştu. Güvenlik güçlerinin olay yerinde yaptığı incelemelerde, patlayıcının uzaktan kumandalı olduğu tespit edildi. ANKARA Yeni anayasa taslağını hazırlayan 6 kişilik komisyonda yer alan akademisyenlerin çoğunluğu, anayasada Kemalist unsurların ayıklanması gerektiğini savunuyor. AKP’ye yeni anayasa taslağını hazırlayan, Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ergun Özbudun’un başkanlığındaki 6 kişilik komisyonda, Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Levent Köker, Dicle Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem, Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Serap Yazıcı, Polis Akademisi’nden Doç. Zühtü Arslan, Selçuk Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yavuz Atar’ın olduğu ortaya çıktı. Söz konusu akademisyenlerin konulara bakışları şöyle: Prof. Dr. Levent Köker: Resmi ideoloji karşı söylemiyle AKP’nin ilgisini çekti. Bir yazısında “Kemalizm’e artık aşılması gereken bir tarihi fikirler bütünü olarak bakmalıyız. Kemalizm olduğu sürece Türkiye’nin Avrupa’yla entegrasyonu gerçekleşemez” görüşünü dile getirdi. Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem : Anayasanın Atatürkçülük unsuruyla tekçi bir resmi ideolojiye sahip olduğunu savunuyor. Bir yazısında, “Türklüğün etnik bir çağrışım yapmadığı ve yalnızca vatandaşlığı ifade eden bir terim olduğuna ilişkin söylem, özellikle Kürtler ve gayrimüslim azınlıklar açısından inandırıcılıktan uzaktır” dedi. Doç. Dr. Serap Yazıcı: Bir yazısında “Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olamayacağı iddiası bir söylem olarak da demokratik değildir” derken Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararını eleştirerek, siyasi konjonktüre göre karar alındığını belirtti. Doç. Dr. Zühtü Arslan: TESEV’in Almanak 2005 çalışmasına katıldığı için Genelkurmay’ın hedefi oldu. Bir yazısında, “Böylesine geniş bir çerçevede tanımlanan milli güvenlik kavramı, silahlı güçlerin aynı zamanda ideolojik devlet aygıtı olarak işlev görmesini ve aslında milli güvenlikle doğrudan ilgisi olmayan konularda söz sahibi olmasını beraberinde getirmektedir” dedi. Prof. Dr. Yavuz Atar: Cumhurbaşkanına tanınan yetkilerin parlamenter sistemden sapma olduğunu savundu. Yürürlüğe girmeyen 5 artı 5 düzenlemesiyle ilgili Anayasa Mahkemesi’ne dava açan Sezer’in görev süresinin sona erdiğini ileri sürdü. Akademisyenlerden Prof. Dr. Ergun Özbudun, Prof. Dr. Levent Köker, Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem, Doç. Dr. Zühtü Arslan ve Prof. Dr. Yavuz Atar, Zaman gazetesinde; Doç. Dr. Serap Yazıcı ise Yenişafak gazetesinde “yorum yazıları” yazıyor. Gül’den eşsiz davet ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı seçilmesi nedeniyle Çankaya Köşkü’nde vereceği resepsiyon için konuklara eşsiz davetiye gönderecek. 5 Eylül Çarşamba günü Çankaya Köşkü’nde verilecek resepsiyon sabah saatlerinde yapılacak. TBMM Başkanı, Başbakan, bakanlar, milletvekilleri, askerler, yabancı misyon, üst düzey bürokratlar, gazeteciler ve sivil toplum örgütlerinin davet edileceği resepsiyonun davetiyeleri eşsiz gönderilecek. Gül’ün de resepsiyona eşsiz katılması bekleniyor. Davetin gündüz saatlerinde olması ise “İçki servisi yapmamak için” yorumlarına neden oldu. Şahin: TSK’nin sorunlara yaklaşımlarını biliyoruz Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, askerlerle hükümet arasındaki ilişkiler konusunda, “Kendilerini seviyoruz. Türkiye’nin sorunlarına yaklaşımlarını biliyoruz” dedi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcılığı görevine getirilen Hayati Yazıcı, görevi bakan Şahin’den devraldı. Şahin, bir gazetecinin “30 Ağustos resepsiyonu ve ondan önceki kutlamalarda yaşananlar, asker ile hükümet, Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı arasındaki soğuk rüzgârlar dağıldı, normalleşme dönemine girildi, şeklinde yorumlandı, gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz’’ sorusu üzerine, şunları söyledi: “Bu tür haberleri değerlendirirken sorun çıkarma amaçlı değil, Türkiye’nin birliğini, bütünlüğünü koruma amaçlı yorumlamalıyız. Ben Genelkurmay Başkanımızı, kuvvet komutanlarımızı yakinen tanıyorum. Kendilerini seviyoruz. Ne gibi fedakârlık üstlendiklerini biliyoruz. Türkiye’nin sorunlarına yaklaşımlarını da biliyoruz. Onların kamuoyu nezdinde tartışılır olması bizi üzüyor. Birliğimize bütünlüğümüze gölge düşüren bu tür haberlerin süratle gündemden uzaklaşmasını diliyorum.’’ (Fotoğraf: AA) Baykal’dan esprili yanıt TBMM’de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın okuduğu hükümet programını dinleyen CHP lideri Deniz Baykal, Meclis çıkışında Gül’ün vereceği resepsiyona katılıp katılmayacağı sorularına, “Eşim olmadan gitmem” diye espriyle karşılık verdi. Baykal, “Hükümeti nasıl buldunuz” sorusuna, “Yazılı buldum, gazetelerde” karşılığını verirken kabinede sürpriz olmadığını söyledi. Ahmet Türk ve partisinin açıklamaları savcılık tarafından incelenecek hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 DTP’lilere soruşturma ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Demokratik Toplum Partisi (DTP) Grup Başkanı Ahmet Türk’ün, 30 Ağustos resepsiyonuna davet edilmemeleri nedeniyle yaptığı açıklama ile aynı partinin 30 Ağustos mesajı konusunda soruşturma başlattı. Türk, soruşturmayı “alıştığımız bir durum” şeklinde değerlendirdi. Türk ve DTP yöneticileri hakkında dün başlatılan soruşturma, Türk Ceza Yasası’nın 301/2. maddesinde düzenlenen “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini, devletin yargı organlarını, askeri ve emniyet teşkilatını aşağılama’’ suçu kapsamında yürütülecek. DTP Grup Başkanı Türk, 30 Ağustos resepsiyonuna davet edilmemelerine ilişkin olarak, “Hep ağızdan düşürülmeyen bölücülüğün aslında kimin tarafından yapıldığı da açıkça ortaya çıktı” demişti. DTP’den, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle yapılan açıklamada ise TSK’nin, Uludere’deki operasyonlarda “kimyasal silah kullandığı” öne sürülmüştü. Türk, soruşturmaya ilişkin “Alıştığımız bir durum. Yani savcılar bu konuda, zaten her zaman ne konuşacağımızı bekleyerek bir dava açmak grubundan “rötuş” geldi. DTP Genel Merkezi’nin TSK’ye yönelik ağır suçlamalarına Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, “Teröristi muhatap almam” açıklamasıyla karşılık verirken, DTP yönetimi “terörist” sözünü üzerine alınmadı. DTP Grup ULUDERE’DE ÖLDÜRÜLEN 11 PKK’Lİ ? Türk ve DTP yöneticileri hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini, devletin yargı organlarını, askeri ve emniyet teşkilatını aşağılama’’ suçu kapsamında yürütülecek. için adeta hazır bekliyor” açıklamasını yaptı. Başkanvekili Demirtaş, gerek Büyükanıt’ın gerekse de Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ’un açıklamalarını üzerlerine almadıklarını söyledi. DTP’den ‘rötuş’ DTP Genel Merkezi’nin önceki gün 30 Ağustos ve 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle yayımladığı mesajda Türk Silahlı Kuvvetleri’ni “kimsayasal silah kullanıp imha hareketi yürütmekle” suçlayan açıklamasına, partinin Meclis ‘Savcılar incelemeli’ Demirtaş, TSK’nin kimyasal silah kullandığı yönündeki iddiaların, bölgedeki köylülerden ve yerel kaynaklardan aldıkları duyumlardan kaynaklandığını belirterek şu görüşleri savundu: “Bu konuda Genelkurmay Başkanlığı’nı kurum olarak suçlamak gibi amacımız, hedefimiz yoktur. Muhatap olarak da kendilerini göstermedik. Savcılar muhataptır. Ortada bir suç varsa, hukuk dışı bir durum varsa savcıların incelemesi gerekir, yoksa Genelkurmay’ın araştırma yapmasını ya da cevap vermesini gerektiren bir durum değil. İkincisi, biz TSK’yi Türkiye’nin ciddi kurumları arasında kabul ederiz. Biz de ciddi bir siyasi partiyiz ve ciddi sorumluluklarımız var. Dolayısıyla ciddi kurumlar arasında basın üzerinden polemik ve tartışma yürütülmesini doğru bulmuyoruz. Özellikle Kürt sorunu olarak tanımladığımız soruna ilişkin, silahlı çatışmalara ilişkin görüş alışverişlerinin basın üzerinden yapılmasını doğru bulmuyoruz.” Cenazeler ailelerine verilmeden gömüldü MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Genelkurmay ve DTP’lileri karşı karşıya getiren Şırnak’ın Uludere ilçesinde öldürülen 11 PKK’linin cenazeleri, ailelerine teslim edilmeden gömüldü. Kimyasal silahla öldürüldükleri iddia edilen PKK’lilerin cesetlerinde yapılan incelemenin ardından tutulan raporda ölümlerin ateşli silahlara bağlı olduğu belirtildi. Uludere’de öldürülen PKK’lilerden 8’inin ailesi, Uludere’ye giderek cenazeleri almak istedi. Ancak cenazelerin Uzundere Mezarlığı’nda toprağa verildiğini öğrendiler. Ailelerden alınan örneklerin cesetlerle uyuşması halinde mezarların açılıp, cesetlerin ailelere teslim edileceği bildirildi. İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Ali Akıncı ise kimyasal silah kullanıldığı iddialarının bölgede ortaya çıkan hayvan ölümlerinden kaynaklandığını belirterek “Ölümlerin nedeninin ortaya çıkarılması için savcılık kanalıyla Şırnak Tarım İl Müdürlüğü’nün bölgede araştırma yapmasını isteyeceğiz” diye konuştu. DTP’nin operasyon bölgesine yakın yerde ot yiyen 8 koyun ile 2 de atın öldüğünü öne sürmesinin ardından benzeri iddialar dün de ortaya atıldı. Bölgeye yakın yerde ot yiyen 16 hayvanın telef olduğu öne sürüldü. DTP ayrıca olay yerinde inceleme yapmak üzere heyet oluşturmaya karar verdi. CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle