19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 AĞUSTOS 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Festivalde Karlheinz Stockhausen’in ‘Helikopter Kuvartet’i üçüncü kez canlı olarak seslendirildi 15 GÜZELİN ARDINDA BERTAN ONARAN Helikopterlerin müziği ünümüz müziğinin en can alıcı konserlerinden birisi 19 Haziran 2007’de, Almanya’da gerçekleşti. Braunschweig kentindeki festivalde Karlheinz Stockhausen’in (d.1928)’in “Helikopter Kuvartet”i üçüncü kez canlı olarak seslendirildi. 1995’te Amsterdam’da, 2003’te Salzburg Festivali’nde yine canlı olarak seslendirilen yapıtın bir de Arditti Kuvartet tarafından stüdyoda yapılmış CD’si var. 2007 yılında “City of Science” (Fen Bilimleri Kenti) olarak ilan edilen Braunschweig kenti bu seslendirinin 173 bin dolarlık giderini de üstlendi. Zira bu, sıradan bir konser salonu seslendirisi değildi. Yapıt, klasik bir yaylı çalgılar dörtlüsü için yazılmış, ancak her bir çalıcının kendi partilerini dört ayrı helikopter içinde ve 700 metre yükseklikte uçan helikopterin içinde çalması öngörülüyor. Braunschweig Şehir Tiyatrosu’nun müzisyenlerinden Johannes Denhoff, Luciana Duta, Zazie Lewandowski ve Karl Huros, helikopterlerine tırmanıp bir görsel metronom sayesinde birliktelik sağlayarak seslendiriyi yaptılar. Bu arada helikopterin sesi de müzikal malzeme olarak yaylı çalgıların arasına karışıyordu. İzleyiciler ise helikopter hangarının içine yerleştirilmişlerdi. Ve dört ayrı dev ekrandan her bir çalıcıyı ayrı ayrı izleyip, birleşen sesleri dinliyorlardı. Aynı gün içinde üç kez yinelenen bu seslendirileri toplam 1100 kişi izledi. Müzik dünyasının son zamanlardaki en can alıcı tartışması olan bu yapıtı Stockhausen, tüm astronotlara adamıştı. Arditti Kuvartet’in gerçekleştirdiği CD ise helikopterlerin içinden değil, yorumcuların dört ayrı stüdyodaki seslendirisinden kaydedilmiş. Yapıtın içeriğinde var olan tre Doğu Anadolu Kimin? Sevgili dostum Haluk Tarcan yine bellek tazeleyici bir ileti gönderdi; verdiği bilgileri paylaşalım: “Prof. Erzen ve çalışma arkadaşlarının araştırmaları, Batılı araştırmacıların Avrupa ile Asya arasındaki büyük köşebaşını, Doğu Anadolu Yüksek Yaylasını tarihsiz bıraktıklarını ortaya çıkarmıştır. Sömürgeci devletlerin bu stratejik bölgede çıkarlarına uygun ‘yapay devletçikler’ kurmayı düşündükleri için böyle yaptıkları çok açıktır. Prof. Erzen’le arkadaşlarının tam 30 yıl çalışarak gün ışığına çıkardıkları, nedense tarih kitaplarımıza girememiş bulgular şunlardır: * ÖnAtalarımız buraya İÖ 13000’lerde Orta Asya’dan göç etmiş ve orada 20000’lerde kaya resimleriyle başlayıp gelişen büyük Türk kültürünü, o arada en önemlisi YAZIYI getirmişlerdir. Batılı araştırmacıları dehşete düşüren, bin bir oyunla sözünü etmemeye çalıştıkları tarihsel ve kültürel kanıt, Ermenistan ve Azerbaycan’a dek uzanan, Van ve Hakkâri yöresinden başlayan Tiri Şin Yaylası’ndaki 35000 kaya resmidir. Bunlarla Orta Asya’dakiler arasında tam bir birlik ve benzerlik vardır. * Ayrıca, buna koşut olarak, Van’ın Baş et Dağı’nda, 13000’lerde oralara gelmiş ÖnAtalarımızın yaptıkları, yazı öğeleri de içeren kaya resimleri vardır. Bunların birini anmak gerekirse, Baş et Dağı’ndaki bir kaya resmindeki damgada iki dağ keçisi, insanı andıran iki çizim ve bunları anlam olarak birbirine bağlayan biçimler görülmektedir. Bunların her biri birer kavramı dile getiren ‘damgalar’dır. * Bu tür kaya resimlerini ve ÖnTürk yazısını barındıran yerler kısaca şöyle: VanHakkâri ve Bitlis’teki Gevaruh Vadisi (108000); Sat Dağı ve gölü (86000); Hırkanıs suyu, Munsur Vadisi, Pagan köyü (8000); Put köyü (43000); Cudi Dağı (80001500). Bunlar yaklaşık 30 kaya yazıtı, başka bir deyişle gözle görülen elle tutulan yazılar, metinler, yazılı bilgilerdir. Cudi Dağı’ndan iki örnek verelim: Hakkâri’deki Sat Dağı’nda üç damga, yani üç kavramlı petroglif İÖ 8000’lere uzanmakta ve DOĞU ANADOLU’NUN İLK SAHİPLERİNİN TÜRKLER OLDUKLARINI kanıtlayan bir ÖnAta Damgası’dır. Burada, Dağ Keçisi, Gök, Tanrı vb. anlam taşımakta; 10 Nokta: ON, Türklerin bir bölümünün adıdır, sonradan Hun olmuştur, ayrıca kozmosu, 10 sayısını simgelemekte; Damgadaki boynuzlar, kişi, şeref, kutsal anlamına gelmektedir. ÇİLGİRİ YAZITI, Prof. Muvaffak Uyanık tarafından Van’ın Çilgiri kasabasında bulunmuş, İÖ 76000’lerde yazıldığı tahmin edilen yazıt, bir mermer sütun dilimi üzerindedir. Van Müzesi’nin bahçesinde duran bu yazıtın değerini anlattığım zamanın Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek onu müzenin içine taşıtmıştır. Kâzım Mirşan’ın okuduğu yazıt, halkını bütün halklar arasında en uygar halk durumuna getiren OQ’un, ermişin, peygamberin anısınadır. Çilgiri yazıtının ortasındaki OQ diye okunan, ‘günahsızlığı’ ve ‘değişmez değeri’ anlatan Haç’ın benzerini Van Gölü’ndeki Ahtamar Adası’nda bulduğumuz bir taşta görürüz; aynı OQ, İÖ 1000 yılında yapılmış Ahtamar Kilisesi’nin kapısının iki yanında da vardır. Bu Haç, Batılıların soykırımdan geçirdiğimizi öne sürdükleri, tarihçilere kanıtlatamadıkları suçlamayı Temsilciler Meclisleri’nde yasa kabul ederek bize yamamaya çalıştıkları Ermenilerin anıtlara diktikleri anıtların ortasında da görülür. Zavallı Batı ve onlara uyan Ermeni yöneticileri, kökü İÖ 7000’lere uzanan bu Haç’ı Vatikan’ın İS 400’lerde simge olarak benimsemesine yaslanmakla, Anadolu dip kültürünün ÖnTürk kültürü olduğunu ve kendi kökenlerinde ÖnTürk kültürü bulunduğunu yadsımaya çalışmaktadır.” Bilimsel bulgular, olgular bunlar; anamalcı sömürü burgacında gittikçe sıkışan, gözü dönmüş olarak her yana saldıran Batılıların bunları görmesini, onaylamasını bekleyemeyiz elbet; işin asıl acı, can alıcı yanı, her uğraştan, her konumdan kendi yurttaşlarımızın bu açık gerçekleri görmemesi, özcanlarına kıymak üzere, Batı’nın yalanlarına uşaklık etmesidir. [email protected] G molalar (korku, fırtına duygusu yansıtırcasına sürekli yinelemeler), kulak tırmalayıcı glissandolar (kaydırmalar) zaten mekanik bir hava veriyor. Bir de bunların yanı sıra bazen dipte kalan bazen öne geçen helikopter gürültüsü, yapıtı iyice makine çağına getiriyor. Temelinde klasik yapıda bir yaylı çalgılar dörtlüsünün varlığı düşünülürse, bu yapıt geleneksel ile yeniyi özgürce birleştiren postmodern bir örnek. Dünya savaşları bittikten sonra, 1950 başlarında besteciler özgür deneyler yapmaya, belki de sanat sanat içindir birleşti. Ve bugünlere yaklaşırken diğer sanat dallarında olduğu gibi bestecilik dalında da post ve neo ile başlayan yeni akımlara rastlıyoruz. Postmodernizm, postminimalizm, neoromantizm, postklasisizm, gibi. Besteciler daha anlamlı ve daha alımlı yapıtlarla yeniden geniş dinleyici kitlesine kavuşmaya çalışıyorlar. İşte dört helikopterdeki dört yaylı çalgının konser serüveni de bu arayış içinde, postmodern bir yapıt. AMİH RİFAT’IN ARDINDAN Toplumumuzun son zamanlarda yetiştirdiği çok değerli bir sanat adamını, Samih Rifat’ı yitirdik bu hafta. Onu Yapı Kredi Kültür Sanat’taki danışmanlık yıllarında yakından tanımıştım. Aslında mimarlık eğitimi görmüştü, ama çevirileriyle, fotoğrafçılığıyla, belgesel filmleriyle, deneme yazılarıyla ve sanatın her dalındaki engin bilgisiyle bir Rönesans adamıydı. Bizans müziği üstüne bir müzikbilimci kadar kafa yormuştu. Sanat Dünyamız, Kitaplık ve P gibi dergilerde her çıkan yazısı uzun araştırmaların ürünüydü. Güzel ve doğru Türkçesiyle dilimize kazandırdığı yazarlardan hemen aklıma gelenler, Seferis, René Char, Jacques Prévert, André Verdet, Jean Follain, Paul Valéry, Kavafis, Amin Maalouf, Le Corbusier gibi isimler. Gerçekten yeri doldurulmayacak bir aydındı Samih Rifat. Müzecilik ve tarihin derinindeki sanat kadar yeni sanatın da her dalı onun ilgi alanına girmişti. Yukarıdaki “Helikopter Müziği” yazımı mutlaka en ilgi duyarak okuyacak kişilerden birisi o olacaktı. Daha çok yazacak yazısı, söyleyecek sözü vardı. www.evinilyasoglu.com S Ağustos 2007 tarihleri arasında düzenlenecek 5 konser11 18 de, Erdem Helvacıoğlu da sahneye çıkacak. felsefesini yeniden uygulamaya başlamıştı. Bu savaşlar arasında kalan yıllarda güdümlü müzik yapma, geniş kitleyi coşturma olgusuna bir başkaldırı dönemiydi. “PostWebern” kuşağı, sesin matematiksel özelliklerini araştırdı, elektronik gereçlerle müziği birleştirdi; raslamsallık, grafik notalama, derken artık yalnız uzman müzikçilerin besteleyip uzman dinleyiciye seslenen besteler ortaya çıktı. İşte Karlheinz Stockhausen de bu kuşağın bir üyesiydi. Ancak bunca yeni deney arasında bir şey de fark edildi: Besteci geniş kitle dinleyicisinden iyice kopmuştu. Böylece uzak coğrafyalara ve tarihin derinliklerine uzanarak kendine yeni esin kaynakları buldu. “Doğu” baştan keşfedildi. Çalgıları, pentatonik yapısı, gizemli felsefesi Batı’nın gereçleriyle ‘Yeni müzik’ bestecileri garajistanbul’da Kültür Servisi Türkiye’nin çağdaş gösteri sanatları mekânı garajistanbul, ülkemizde geleceğin müzik akımına öncülük eden müzisyen ve bestecilerin yer alacağı “müzikyeniler1” konserleriyle yeni sezonu açıyor. AK Müzik Yapım Org. işbirliği ile 1118 Ağustos 2007 tarihleri arasında düzenlenecek 5 konserde Leyla Pınar, Ertuğrul Oğuz Fırat yapıtlarıyla Gökçen Küçük ve Seda Baykara, Alper Maral, Erdem Helvacıoğlu ve Volkan Ergen sahneye çıkacak. garajistanbul, uluslararası sanat projelerinin yanında, Türkiye’yi dünyada başarıyla temsil eden yeni nesil müzisyen ve bestecilerle müzikseverleri tanıştırmak amacıyla çağdaş müziğe yepyeni bir alan açıyor. “müzikyeniler1” konserlerinde yer alan sanatçılar, geleceğin klasik, çağdaş ve deneysel müziğine dair bugünden bestelerini izleyici ile buluşturmayı amaçlıyor. ‘Müzikyeniler konserleri’ kapsamında 11 Ağustos’ta Leyla Pınar, 13 Ağustos’ta Volkan Ergen, 15 Ağustos’ta Erdem Helvacıoğlu, 17 Ağustos’ta Ertuğrul Oğuz Fırat’ın yapıtlarıyla Gökçen Küçük ve Seda Baykara, 18 Ağustos’ta Alper Maral müzikseverlerle buluşacak. Konserler saat 20.30’da başlayacak. (0 216 556 98 00) Paul Young Parkorman’da Kültür Servisi İngiltere’nin en büyük soul müzik sesi olarak kabul edilen Paul Young, 30 yıllık müzik kariyerindeki ilk Türkiye konserini 10 Ağustos Cuma akşamı İstanbul Parkorman’da verecek. 1991 yılında ünlü İtalyan müzisyen Zucchero ile birlikte 90’ların unutulmaz parçası “Senza Una Donna”ya imza atan Paul Young, Metallica’nın “Enter Sandman”, Eminem’in “Lose Yourself”, Soft Cell’in “Tainted Love” gibi parçalarını orkestra eşliğinde seslendirmişti. (0212 328 20 00) B raunschweig Şehir Tiyatrosu’nun müzisyenlerinden Johannes Denhoff, Luciana Duta, Zazie Lewandowski ve Karl Huros, helikopterlerine tırmanıp bir görsel metronom sayesinde birliktelik sağlayarak seslendiriyi yaptılar. Paul Young T.C. ŞİŞLİ 3. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ DAİRESİ’NDEN MENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI Dosya No: 2006/2508 T. Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve kıymetleri yazılı mallar satışa çıkarılmıştır. Birinci artırma 24.08.2007 güün saat 11.0011.10 Dereboyu Caddesi, Kent Otoparkı, Şişli/İstanbul’da yapılacak ve o günü kıymetlerin % 60’ına istekli bulunmadığı takdirde 29.08.2007 günü aynı yer ve saatte 2. artırma yapılarak satılacağı. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklının toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma masraflarını geçmesinin şart olduğu, mahcuzun satış bedeli üzerinden % …. Oranında KDV’nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasında görülebileceği, masrafı verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla Dairemize başvurmaları ilan olunur. Muhammen Kıymeti YTL Lira: 110,000,00.YTL Adedi: 1 Cinsi, (Mahiyeti ve Önemli Nitelikleri): 34 BT 0937 plaka sayılı Man Fortuna 2005 model otobüs. (Aracın muhtelif yerlerinde çizikler mevcut) Ruhsatı yok, anahtarı olmadığından çalışıp çalışmadığı bilinmemektedir. Basın: 43011 T.C. ÇORLU 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN MENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI DOSYA NO: 2007/687 Tal. Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve kıymetleri yazılı mallar satışa çıkartılmıştır. Birinci artırmada 16/08/2007 Perşembe günü saat 11.2011.30’da E5 Karayolu Üzeri Havaalanı Karşısı Tunçcan Çiftliği Çorlu adresinde yapılacak ve o günü kıymetlerin %60’ına istekli bulunmadığı takdirde 21.08.2007 salı günü aynı yer ve saatte 2. artırma yapılarak satılacağı. Şu kadar ki; artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin yüzde kırkını bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanlı olan alacaklının toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma masrafını geçmesinin şart olduğu, mahcuzun satış bedeli üzerinden %1 oranında KDV, tellaliye ve damga borçları ile teslim masraflarının alıcıya ait olacağı, satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarası ile dairemize başvurmaları ilan olunur. 24.07.2007 Muhammen Kıymeti 45.000,00YTL Adedi: 1 Cinsi, mahiyeti ve önemli nitelikleri: 34 VTA 58 plaka sayılı Land Rover marka 2004 model Frılandır 2.0 tipi T.D.İ. MT. Lacivert renk Jiip (arazi taşıtı) Basın: 43031 KAYSERİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN SAYI: 2007/283 Davacı Melikgazi Belediye Başkanlığı vekili tarafından davalı Şerife Esmer Ay aleyhine mahkememize açılan Kamulaştırma Bedelinin Tespiti ve Tescili davasının yapılan yargılaması sonucunda verilen ara kararı uyarınca; Davalı adına kayıtlı olan Kayseri ili Melikgazi İlçesi Eskişehir mevkii, 132 pafta, 834 ada, 14 parsel sayılı taşınmazın belediye adına tespit ve tescili için mahkememize açılan dava uyarınca ilan yapılması gerektiğinden davalı adına olan tapu kaydının iptali ile 2942 sayılı yasanın 10. maddesi uyarınca davacı Melikgazi Belediye Başkanlığı adına tapuya tespiti ve tesciline karar verilmesi talebi ile mahkememize açılmış olup davanın tensip kararı gereğince; Kamulaştırma kararına karşı ilan tarihinden itibaren 30 gün içerisinde İdari Yargı’da iptal davası, Adli Yargı’da maddi hatalara karşı düzeltim davası açabileceği, açılacak davalarda husumetin Melikgazi Belediye Başkanlığı aleyhine yöneltilebileceği ve mahkemece tespit edilen değerin hak sahibi adına TC Ziraat Bankası Kayseri Merkez Şubesi’ne yatırılacağı, idari yargıda dava açanların yürütmeyi durdurma kararı aldığını belgelendirmediği takdirde kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve taşınmazın kamulaştırma bedeli üzerinden davacı belediye adına tespiti ve tescil edileceği, dava konusu taşınmazın değerine ilişkin tüm savunma ve delillerini ilan tarihinden itibaren 10 gün içerisinde mahkememize yazılı olarak bildirmeleri gerektiği, hak sahibinin son ilandan itibaren bir ay içerisinde itiraz etmedikleri takdirde davalı adına bankaya yatırılan kamulaştırma bedelinin davalıya ödeneceği hususunu bilmesi, bu nedenlerle hak iddia eden 3. şahısların tüm delilleriyle birlikte mahkememiz dosyasına 10 gün içerisinde yazılı olarak başvurmaları 2942 sayılı kanunun 4650 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 5. maddesi ile değişik 2942 sayılı yasanın 10. maddesi uyarınca ilan ve tebliğ olunur. (3.8.2007) Basın: 42957 Bir Varmış... Bir Yokmuş... TEMA Ormanlarımız Yanıyor. Seyirci Kalmayın. Fidan Dikim Hattı: (0 212) 284 80 00 www.tema.org.tr CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle