19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 AĞUSTOS 2007 SALI 6 HABERLER Genelkurmay Başkanı Büyükanıt, 30 Ağustos mesajında tehlikelere dikkat çekti SALI ORHAN BURSALI ‘Sinsi planlar yapılıyor’ Ağrı Dağı’nda zafer coşkusu ? IĞDIR (AA) 8. Uluslararası Ağrı Dağı Zafer Tırmanışı’na katılacak dağcılar Iğdır’daki Atatürk Anıtı’na çelenk koydu. Dağcılık Federasyonu Başkanı Alaattin Karaca, Ağrı Dağı’na ilk defa Iğdır’dan çıkacaklarını belirtti. Tırmanışın 1 Eylül’de sona ereceğini dile getiren Karaca, “Tırmanışa Makedonya, Romanya, Macaristan, İran, İngiltere ve Hindistan’dan gelen 20 yabancı dağcı ile birlikte toplam 153 dağcı katılacak’’ dedi. Törenin ardından dağcılar tırmanışın başlayacağı Korhan Yaylası’na hareket etti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Türk ulusunun birlik ve beraberliğini, Türkiye Cumhuriyeti’nin laik ve demokratik yapısını bozmak ve çağdaş kazanımlarını ortadan kaldırmak amacıyla yürütülen “sinsi planların” her geçen gün farklı şekillerde ortaya çıktığını vurguladı. TSK’ye yönelik saldırıların arttığını belirten Büyükanıt, “TSK bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni koruyup kollama görevini Atatürkçü düşünce sisteminin rehberliğinde gerçekleştirirken kararlı duruşundan asla taviz vermeyecektir” dedi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt, 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle me Türban Kimin Sorunu? Gül’ün seçilmesiyle Hayrünnisa Hanım da türbanlı ilk Cumhurbaşkanı eşi olarak Köşk’e çıkacak. Türban tartışmasında, bu köşede temel yaklaşım sorusu hep şu oldu: Türban, kadınların mı yoksa erkeklerin mi sorunu? Bu soruyu şimdi güncelleştirerek soralım: Türban, Hayrünnisa Hanım’ın mı sorunuydu, yoksa Abdullah Gül’ün mü? Veya: Türban, Münevver Hanım’ın mı sorunuydu, yoksa Bülent Arınç’ın mı? Türban, Emine Hanım’ın mı sorunuydu, yoksa ailesinde babasınınağabeyisinin mi? Hayrünnisa Hanım lise öğrencisiyken türbansızdı, 15 yaşında başı türbanlanarak Gül’e verildi. Üstelik eğitimi yarıda bıraktırıldı. Münevver Hanım türbansızdı, Bülent Arınç’a varınca türbanlandı. Emine Hanım, baba veya ağabeyisinin tokadı karşısında başını türbanladı! AKP’nin tepesindeki üç kişinin eşleriyle sınırlı değil bu örnekler... Hemen hemen, türban takmış her kadının arkasında bir erkek öyküsü vardır! Türbanı buradan başlayarak tartışmayan görüşlerin bir anlamı olabilir mi? ??? Din, yüzde 99 erkeklerin yorumunda, anlayışında, yönetimindedir. Kadınların günümüzde nasıl davranması ve giyinmesi; eşiyle, çevresiyle nasıl bir ilişki içinde olması gerektiğini açıklayan hep erkek ilahiyatçılar, şeyhler, tarikat liderleri, bunlarla al takke ver külah içindeki dinci erkek siyasetçilerdir! Bunların yorumlarına göre kadınlar ikinci sınıftır, erkeğine boyun eğmelidir, erkek egemenliği altında yaşamalıdır, kendi başına hareket edemez... Toplumlarda erkek egemenliği, biraz evrimsel, insanlığın hayatta kalmak mücadelesinde erkeklerin baskın rolleri nedeniyle bugüne kadar süregeldi. Din, toplumların gelişmesinde, erkeklerin bu egemenlik dönemlerinde ortaya çıktı. Yorumuyla da, erkek baskınlığını ve kadınların ikinci sınıflığını daha da perçinledi. Toplumların sekülerleşmesiyle, laiklikle; kapitalizmin, insan temel hak ve özgürlüklerinin, demokrasinin gelişmesiyle; bilim ve teknolojinin dünyayı, evreni yorumlamasıyla; insan düşüncesinin felsefi, politik, ekonomik, sanat, edebiyat ve toplumsal alanda kaydetttiği uygarlık ilerlemeleri ve kültür birikimiyle, insanlık kadının erkek egemenliğinden kurtuluşunun kapılarını araladı! Bu birikim yüzyıllardır süregeliyor, ancak toplumsal hayata kadının özgürlüğü, kadınerkek eşitliği olarak yansımaya başlamasının tarihi ise şunun şurasında 100 yıldır! Ve alınan yol ne kadardır diye sorarsanız, belki de yüzde 10 bile değildir! İnsanlık, bu birikimiyle, kadın özgürlüğü konusunu çözme peşinde. Ama kapitalizmde, serbest piyasa ekonomisinde belirli bir kadın kesimi üzerinde esaretin sürdüğünü de inkâr edemeyiz. Kadın, metalaştırılıyor. İşin ilginci, günümüzde erkek ruhban sınıfı da, türbanla, bir başka, kadını metalaştırma ve erkek egemenliğini pekiştirme politikasına sarılıyor! ??? Ülkemizde türban kimin sorunu? Şüphesiz erkeklerin! Arkasında hiçbir erkeğin dinsel öyküsü olmadan, sadece kendi özgür iradesiyle, dini ilk kaynaklarından yorumlayarak başını örten kadınlar varsa, bunu tamamen insan hak ve özgürlüğü ile ilgili sorun olarak görürüm. Burada tartışılacak bir nokta yoktur; tartışma şüphesiz tamamen başka bir düzlemde sürer. Her türbanlı kadınınkızın arkasında bir erkek öyküsü olduğu sürece, türban, kadınların özgürlük sorunu olamaz. Sadece, özünde, erkeklerin kadınları özgürce türbanlama sorunu olarak kalır. Ve, erkek egemenliğinin bir parçası olarak, siyasal ve kültürel açıdan türbana karşı çıkmak, kadının özgürleşme mücadelesinin bir parçası olabilir ancak... Kadınların türban takmasını, kadınların özgürlüğü olarak yorumlayan ve bunun toplumsal mücadelesini veren türbansız kadınlara ve yazarlara doğrusu diyecek hiçbir söz bulamıyorum. Onlar, buna karşı çıkmıyorlarsa, en azından susmaları gerekmez mi? ??? Türban ve kültür konusu, ülkemiz bağlamında bir başka yazıyla sürecek. Şimdilik sadece bir soru soralım: Avrupa’da, erkeklerin istemesiyle başını türbanlayacak kadınkız sayısı ne kadardır? Türkiye’de erkeklerin istemesiyle türbanlanmaya hazır kızkadın sayısı, oranı kaçtır? Günümüzde kocasının bırakın dinsel açıdan, ekonomik açıdan işlerinin iyi gitmesi ve kapıların kendisine açılması için, zenginleşmek için, başını türbanlamaya hazır kız ve kadınların sayısı, oranı nedir? Ülkemizde türbanın şimdi de ekonomisi söz konusudur! Daha sorunu çok temel bir açıdan halledememişken, bu defa daha güçlü bir açıyla karşı karşıyayız! ? Atatürkçü düşünce sisteminin esaslarını kavrayamamış “birtakım kötü niyetliler” tarafından ulusun birliğini, ülkenin laik, demokratik yapısını bozmak ve çağdaş kazanımlarını ortadan kaldırmak için sinsi planlar yürütüldüğünü vurgulayan Büyükanıt, TSK’nin kararlı duruşundan asla taviz vermeyeceğini belirtti. Büyükanıt, “Bölücüler ile şer odaklarını, ulusumuz izlemektedir... Atatürk milliyetçiliği ve laiklik karanlık güçleri boğacaktır” dedi. saj yayımladı. Geleneksel olarak her yıl 29 Ağustos’ta yayımlanan mesajın bu yıl iki gün önce yayımlanması dikkat çekti. Genelkurmay mesajında şunları kaydetti: Cumhuriyetin dayanakları: Tarih sahnesinde görüldüğü andan itibaren bağımsızlığı ile tüm dünyaya örnek olmuş yüce Türk ulusunun, vatanının işgal edildiği bir dönemde bu güçlere karşı verdiği onurlu mücadeleyi zaferle taçlandırışının bugün 85’inci yıldönümünü kutlamanın coşkusunu yaşıyoruz. Türk ulusunun bağımsızlık düşüncesinin ölümsüz bir anıtı olan bu zafer, Türk ordusunun yüksek kudret ve kahramanlığının bir göstergesi olmakla kalmamış, ulusal birlik ve beraberliğin ne kadar büyük ve zinde bir güç olduğunu da ortaya koymuştur. Türk ulusunun zayıf zannedildiği dönemde kazanılan bu zafer, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel dayanaklarının ne derece sağlam ve sarsılmaz olduğunun en açık ifadesidir. Doku farkı yok: Yokluğun ve teknik imkânsızlıkların kol gezdiği bir dönemde, düşman karşısında dimdik ayakta durma cesaret ve kararlılığı gösteren kahraman Türk ordusunun dokusuyla, bugün bilgi çağının gerekleri ile donanarak harp yeteneklerini üst düzeye ulaştırmış Türk Silahlı Kuvvetleri’nin dokusu arasında en ufak bir fark yoktur. Bu doku, Türk ulusunun ‘doğuştan taşıdığı kabiliyet ve kudret’ ile şekillenen ve ulu önder Atatürk’ün ilke ve dev Erciyes’e tırmandılar ? KAYSERİ (AA) Milli Eğitim Bakanlığı’nın izcilik faaliyet programı kapsamında 2227 Ağustos tarihleri arasında Büyük Zafer Dağ Tırmanışı düzenlendi. Erciyes Dağı’nda bu yıl 7’ncisi düzenlenen tırmanışa katılan izci lideri öğretmenler, gruplar halinde zirve tırmanışı yaptı. Zirveye ulaşan izciler, burada saygı duruşunda bulunup İstiklal Marşı okudular. Sınırda 157 kaçak yakalandı ? EDİRNE (AA) Edirne’de Jandarma ve sınır devriye ekiplerince merkeze bağlı Orhaniye, Büyükdoğanca köyleri ile İpsala, Enez, Meriç ve Uzunköprü ilçelerinde yapılan kontrollerde, kaçak olarak yurtdışına gitmek isteyen Filistin, Somali, Irak, Moritanya, İran vatandaşı toplam 157 kişi yakalandı. Yabancı uyruklular, sınır dışı edilmek üzere Edirne Emniyet Müdürlüğü Pasaport ve Yabancılar Şubesi’ne gönderildi. Uzmanların “Çocuklara seyrettirmeyin; derin ruh travmalarına yol açabilir” uyarılarına karşın Kuşadası’nın Davutlar beldesine yapılacak kapalı pazaryerinin temel atma töreninde, onlarca çocuk, kurban edilen dananın kesilişini, çırpınışlarını film izler gibi izledi. Tören sona erip protokol dağılıncaya kadar ortada bırakılan dana, bu kez çocukların oyuncağı oldu. Çocuklar ‘kurban’ kurbanı LATİF SANSÜR Camide düğüne açıklama ? İstanbul Haber Servisi İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, sırtında Arapça “Allah” yazılı dövme olduğu için öldürülen barmen Oğuz Atak’ın cenaze namazını kıldırmayı reddeden Bebek Camisi imamı Seyfettin Çetin’in oğlunun düğünü için ilçe müftülüğünden izin aldığı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, gerekirse imam hakkında soruşturma açılacağını bildirdi. Çağrıcı, camilerin ibadet dışında herhangi bir amaçla kullanılamayacağına dikkat çekti. KUŞADASI Geçen hafta bir yavru ayının çivili sopalarla öldürülmesinin yankıları sürerken, Kuşadası’nda yaşanan bir olay, bu olayı gerçekleştirenlerin nasıl yetiştiğini gözler önüne serdi. Davutlar beldesine yapılacak kapalı pazaryerinin temel atma töreninde, onlarca çocuk, kurban edilen dananın kesilişini, çırpınışlarını film izler gibi izledi. Tören sona erip protokol dağılıncaya kadar ortada bırakılan dana, bu kez çocukların oyuncağı oldu. Kesilen danadan akan kana korku ve dehşet dolu gözlerle bakan çocukları kimse umursamadı bile. Dananın ölüp ölmediğini kontrol etmek isteyen bir çocuk ayaklarıyla dokundu. Gidip dananın kesilen başına yakından baktı. Uzmanların “Çocuklara bu sahneleri seyrettirmeyin; derin ruh travmalarına yol açabilir” uyarılarını dikkate almayan yöneticiler, örnek olmaları gerekirken, çocukların yaşamında derin izler bırakacak olumsuzlukları sergiliyor. Bu arada temel atma törenine Aydın Valisi Mustafa Malay, Güzelçamlı Belediye Başkanı Bayram Bayaözlü de katıldı. CHP’li meclis üyesi Sağ, BELBİM’in gümrük vergisini ödeyemediğini ileri sürdü ‘Akbil gümrüğe takıldı’ SELİN GÖRGÜNER 56 kez aynı suçtan yakalandı ? KÜTAHYA (AA) Ankara’dan Kütahya’daki oğlunu ziyarete gelen Cafer Yıldız’ı (73) “tırnakçılık’’ yöntemiyle soyduğu ileri sürülen Seyfettin B. (49) polis tarafından gözaltına alındı. Zanlının aynı suçtan 55 sabıkasının bulunduğu belirlendi. İstanbul’da yaklaşık 2 aydır Akbil bulunamamasının nedeninin BELBİM’in yurtdışında yaptırdığı Akbillerin gümrük vergisini ödeyememesinden kaynaklandığı iddia ediliyor. İBB Meclisi’nin CHP’li üyesi Hüseyin Sağ, “Akbiller 2 aydır gümrükte para olmadığı için bekletilmiş” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı iştiraklerden 600 milyon dolar bütçeli İstanbul Belediyeleri Bilgi İşlem Sanayi ve Ticaret AŞ’nin (BELBİM), Kore’den ithal ettiği Akbilleri gümrük vergisini ödeyemediği için alamadığı ortaya çıktı. İBB ve BELBİM yetkilileri gümrükten Akbillerin neden çekilemediği konusunda sorularımızı yanıtsız bırakırken, İETT yetkilileri Akbil dağıtımına dün başlandığını belirttiler. İBB Meclisi’nin CHP’li üyesi Sağ, ? İstanbullu İETT bayilerinde Akbil bulamamaktan şikâyet ederken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı iştiraklerden 600 milyon dolar bütçeli İstanbul Belediyeleri Bilgi İşlem Sanayi ve Ticaret AŞ’nin, Kore’den ithal ettiği Akbilleri gümrük vergisini ödeyemediği için alamadığı ortaya çıktı. halktan gelen şikâyetler üzerine konuyu araştırmaya başladığını söyledi. ‘Ödeyecek para yok’ Sağ, “Araştırmalarımın sonucunda Akbil satan gişelerde Akbil olmadığını tespit ettim. BELBİM’den hiçbir yetkili ise bu konuda açıklama yapmadı. İETT’den üst düzey bir yetkili ise Akbillerin 2 aydır gümrükte bekletildiğini belirtti. Nedeni ise parasızlık. İstanbullular akbil alamadıkları için daha pahalı seyahat etmek zorunda kalıyorlar. Aktarma indiriminden de yararlanamıyorlar. BELBİM’in parasız kalması orta ve dar gelirli yurttaşlarımıza fatura ediliyor” dedi. İBB’ye bağlı iştiraklerin denetlenemediğini ifade eden Sağ, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın zamanında Akbil skandalı yaşandığına dikkat çekerek bu konunun üzerine gidilip araştırılması gerektiğini belirtti. Sağ şöyle devam etti: “Maalesef büyükşehir belediyesine ait şirketler denetlenemiyor. Asıl sorun bu. BELBİM, İBB’ye bağlı en büyük iştiraklerden biridir. 600 milyon dolarlık bütçesi olan bir şirket nasıl olur da gümrük vergisini ödeyip gümrükteki mallarını alamaz? Konuyla ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin eylül ayı olağan toplantısında soru önergesi vereceğim.” BELBİM AŞ’nin adı, 1999 yılında ortaya çıkan ve Başbakan Erdoğan’ın da yargılandığı “Akbil davası”nda duyulmuştu. Geçen yıl da, evli bir kadınla ilişkisi olduğu iddia edilen eski BELBİM Genel Müdürü Adnan Şahin, bu iddianın basına yansıması sonucu görevinden alınmıştı. BELBİM, Türkiye bilişim pazarını yansıtan en kapsamlı araştırma olan ve bilişim alanında en iyi 500 şirketin belirlendiği “Bilişim 500” yarışmasında yazılım teknik destek hizmeti kategorisinde geçen yıl birinci seçilmişti. rimleriyle kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza kadar yaşatacak dinamik gücün temeli olmaya devam edecektir. Atatürk devrimi demokratiktir: Unutulmamalıdır ki, Atatürk devrimi, demokratik bir niteliğe sahiptir. Padişahlığı ve halifeliği yıkarak yerine ulus egemenliğine dayanan Cumhuriyeti getirmiştir. Atatürk devrimi, özünü Ulusal Kurtuluş Savaşı’ndan almıştır. Türk milletinin bu büyük savaşı, hem Anadolu’yu ele geçirmek isteyen dış düşmanlara hem de bu düşmanlarla işbirliği yapan padişahlık ve halifelik düzenine karşı verilmiştir. Bu mücadele dışarıya karşı bağımsızlığı, içeride de ulusal egemenliği amaçlamıştır. Sinsi planlar: Bilime ve akla dayanan Atatürkçü düşünce sisteminin esaslarını kavrayamamış birtakım kötü niyetliler tarafından; Türk ulusunun birlik ve beraberliğini, Türkiye Cumhuriyeti’nin laik ve demokratik yapısını bozmak ve çağdaş kazanımlarını ortadan kaldırmak amacıyla yürütülen sinsi planlar ne yazık ki her geçen gün farklı şekillerde ortaya çıkmaktadır. TSK’ye yönelik saldırılar arttı: Üzülerek ifade ediyorum ki, yaşadığımız günlerde hem ülke içinden hem de ülke dışından TSK’ye karşı yapılan saldırılar artmış bulunmaktadır. Bu saldırıların amacı, TSK mensupları tarafından çok iyi bilinmektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısını içine sindiremeyen bölücüler ile laik yapısını sistematik bir yaklaşımla aşındırmaya çalışan şer odaklarının yaklaşımlarını, tüm ulusumuz çok açık olarak izlemektedir. Karanlık güçler: Bu tehditler karşısında, hiçbir etnik temele dayanmayan ve anayasamızda açıkça belirtilen, soydaşlık değil yurttaşlık esasına dayanan ve ulu önderimiz Atatürk’ün ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türk halkına Türk ulusu denir’ veciz ifadesinde yerini bulan Atatürk milliyetçiliği ve laiklik, bilim ve aklın parlak ışığı ile bütün bu karanlık güçleri boğarak bizi aydınlık bir geleceğe ulaştıracaktır. Saldırılar yıldıramaz: Bir hususu, Kurtuluş Savaşı’nın esas kahramanları olan yüce Türk ulusunun bilmesi gerekmektedir. TSK’yi tüm dünyaya örnek olan çelik gibi disiplinini, birlik ve beraberliği ve Atatürk’ün ideolojiden uzak, bilim ve akla dayanan dinamik ve çağdaş düşünce sisteminin takipçisi olan personelini, bu tür saldırılar ve ihanetler yıldıramayacaktır. Bu direnç, TSK’nin genlerinde mevcuttur. TSK asla taviz vermeyecek: TSK bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni koruyup kollama görevini Atatürkçü düşünce sisteminin rehberliğinde gerçekleştirirken kararlı duruşundan asla taviz vermeyecektir. Atatürk’ün özdeyişi: Bu bilinçle hareket eden kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına ülkemizi bölmeye çalışan terör örgütü ile vermiş olduğu mücadelede başarılar diliyor, tüm kahraman evlatlarımızı ve onların komutanlarını sevgiyle kucaklıyorum. Unutmayın, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Cumhuriyeti kuranlar, onu korumaya da muktedir olmalıdırlar’ özdeyişi daima rehberimiz olacak ve bize güç verecektir. Memur ve işçiler: Bu duygu ve düşüncelerle; başta ulu önder Atatürk olmak üzere yurdu ve ulusu uğruna seve seve canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle, kahraman gazilerimizi şükranla anıyorum. TSK’nin her kademesinde görev yapan, general/amiral, subay, astsubay, uzman erbaş, erbaş ve erlerimiz ile sivil memur ve işçilerimizin Zafer Bayramı’nı ve TSK Günü’nü kutlar; aileleriyle birlikte sağlık, mutluluk ve esenlikler dilerim. Büyük Zafer’in 85’inci yılı kutlu olsun. obursali?cumhuriyet.com.tr Gazeteci cinayetinde 10 gözaltı ? MOSKOVA (AA) Rusya’da geçen yıl silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden araştırmacı gazeteci Anna Politkovskaya cinayetiyle ilgili 10 kişi gözaltına alındı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından kabul edilen Rusya Genel Savcısı Yuri Çayka, kabulde yaptığı açıklamada, “Bu konuda çok ciddi ilerleme sağladık. Bugün itibarıyla 10 kişi gözaltına alındı” diye konuştu. Çayka, gözaltına alınanların kimliğiyle ilgili bilgi vermedi. Yazılarında Çeçenistan’daki insan hakları ihlallerini ortaya çıkaran ve sert bir Kremlin muhalifi olarak bilinen Politkovskaya, geçen yıl ekim ayında evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirmişti. ESP’lilerden katliama protesto ? İstanbul Haber Servisi Ezilenlerin Sosyalist Platformu (ESP) üyeleri, 15 Ağustos tarihinde Musul’a bağlı Şengal kentine yapılan bombalı saldırı sonucu 500’ü aşkın kişinin hayatını kaybettiğini anımsatarak Kürtlere yönelik saldırıların Kerkük referandumu öncesi arttığına dikkat çekti. Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda toplanan ESP’liler, “Yezidi ve Kürt soykırımlarına son, yaşasın halkların kardeşliği” dövizleri taşırken “Kahrolsun sömürgecilik, yaşasın halkların mücadelesi”, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Eşitlik, kardeşlik, Kürt ulusuna özgürlük” sloganları attılar. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle