19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 AĞUSTOS 2007 PERŞEMBE 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI B A A A A A A A PB 31 35 33 32 35 38 37 38 27 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB PB Y Y A A A PB A 29 28 27 26 34 32 33 33 32 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars A A A A A A B B Y 34 33 41 42 36 39 34 30 26 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey iç ve batı kesimleri parçalı çok bulutlu, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzeyi Akdeniz’in iç kesimleri ile Ordu, Ankara Çankırı, Konya ve Karaman çevreleri sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu geçecek. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Y 25 Helsinki Y 26 Stockholm Y 25 Londra PB 23 Amsterdam Y 21 Brüksel Y 18 Paris Y 20 Bonn PB 23 Münih Y 13 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y A Y PB PB PB A Y 24 27 33 25 28 30 29 33 17 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı A PB Y A A PB B A A 26 41 26 38 32 36 33 34 34 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada se patron yağdanlığına / Elbet Gül en yaraşır cumhurbaşkanlığına!” Teslimiyeti sindiren medyanın yan kolu, son yıllarda türeyen “üçkâğıtçı medya” ise, Gül Abdullah’ın geçmişini RTE gibi bir kalemde silmedi. Gül, değiştim de demedi. Ama öyle bir kişilik sergiliyor ki; adaylığını açıkladığı basın toplantısında, laikliği koruyacağını, neredeyse yemin edercesine, en az üç kez yineledi. Kimileri dedi ki, bu davranışı ile laik rejimle ilgili duyarlılığı bilinen askerlere güvence veriyor. Kimileri dedi ki, laik kesimleri yatıştırmaya özen gösteriyor. Ama hiç kimse Gül Abdullah’a, daha önce söylediği ve son güne kadar yadsıyamadığı laik Cumhuriyeti karalayan sözlerinin arkasında durup durmadığını veya bu sözleri cumhurbaşkanlığına ters bakanları yatıştırmak için söyleyip söylemediğini sormadı. Yakın geçmişiyle bugün sergilediği kimlik arasındaki derin uçurumdan artık söz etmenin gereksizliğini Ertuğrul Özkök şöyle yazarak özetledi dünkü yazısında: “...Artık geçmişe takılmamak lazım...” Yoksa, diyor; “Geçmişe takılırsak geleceği de kaybederiz!” Geçmişi bilmeden geleceğe sağlıklı bakılabilirmiş gibi! ??? “40 yaşından sonra insanların kolay kolay gömlek değiştirir gibi fikir değiştirmeyecekleri açıktır.” Gül Abdullah, Çankaya yolunu açabilmek için görünürde partisindeki kimi uygulamalara, hatta kardeşi RTE ile ağabeyi Bülent Arınç’ın başta laiklik, Cumhuriyetin temel ilkelerini yeni baştan düzenlemeyi içeren açıklamalarına ve tabii şimdilik karşı vaziyet alıyor. Yabancı basın medyamızın bir türlü soramadığı soruyu Gül Abdullah’a yöneltmiş; “Eşinizin türbanıyla ilgili sorun nasıl çözümlenecek” sorusuna, “Karımın başının kapalı olması kişisel tercihidir” diye yanıtlıyor. Yok, kazın ayağı öyle değil Bay Gül Abdullah! Çankaya Köşkü’ne cumhurbaşkanı eşi olarak çıkan Bayan Hayrünnisa artık kişisel davranışlarına göre değil, kocasının sarıldığı başta laikliğe, cumhuriyetin temel ilkelerine uymak, uygulamak zorunda. Çankaya Köşkü, başını sıkanın kişisel yaşam alanı olamaz. Yabancı basın Çankaya Köşkü’nün kamusal alan olduğunu bilmez ama; bizim çocukların, bildikleri bu gerçeğe karşın Bayan Hayrünnisa’nın türbanlı başıyla kamusal alanda gezmesine ne diyeceğini ve bu konuda ne yapacağını Bay Gül Abdullah’a sormak ya akıllarına gelmez ya da sordurmazlar. ??? Bu kez adaylığını kamuoyuna görkemli bir grup toplantısında ilan etmeyen RTE’ye Gül Abdullah, “sizin hakkınızdı Çankaya” diye seslenip, sanki istemeye istemeye bu görevi üstlendiğini duyumsatmış; oysa, mitinglerde 70 milyonu yansıtmayan kışkırtıcı sesi gerekçe yaparak ilk kez “kardeşinin” parti içindeki otoritesine başkaldırdı. Gül’ün cumhurbaşkanlığına RTE’nin sıcak bakmadığı günlerdir söylenip yazılıyor. Yüreğine kara saplı bir bıçak gibi saplanan acıyı söylemiyor, elbette söyleyemez. Çevresine bile konuşmuyor ama, ilk kez yenilgi benliğini sarsmış olmalı. ??? Askerin özde ve sözde bir cumhurbaşkanı tarifine uyuyor mu Gül Abdullah? Yabancı basının bile kuşkuyla baktığı bir siyasetçi değil mi Gül Abdullah! Seçildiği gün TBMM’de; “...Anayasaya... Atatürk ilke ve inkılaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağına... namusu ve şerefi üzerine ant içecek”. Oysa, CHP Genel Merkezi’nin derleyip medyaya ilettiği Gül Abdullah’ın özel yeminlerini içeren metindeki yazılanlarla, anayasadaki ant içme metni birbirine 180 derece ters düşüyor. Yadsıyamayacağı belgeli saptamalara göre, Gül Abdullah; üstelik yakın tarihte “Cumhuriyet ilkelerinin halka zorlama biçiminde dayatıldığına... ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ lafını her yere yaza yaza Türkiye’nin ilkel hale dönüştürüldüğüne... moral açısından Türkiye’nin bütünlüğünü tehdit eden ve en ziyade tahribatı verdiğine inandığı laiklik ilkesi ve laiklik olayı olduğuna... İkinci Cumhuriyet ve yeni Osmanlılık kavramlarını çok sağlıklı bulduğuna ve geleceğe bu nedenle umutla baktığına... Türkiye’de Cumhuriyetin sonu geldiğine ve kesinlikle laik sistemi değiştireceğine...” namusu ve şerefi üzerine ant içmişti. Şimdi çıkmış basının önüne; anayasanın değiştirilemez maddeleri uyarınca laik Cumhuriyetin, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin koruyucu meleği olacağını ilan ediyor. Bir adam, iki yemin! Hangisi geçerli? Göreceğiz! Çölaşan’ın işine son verilmesi diğer muhalif yazarlara uyarı olarak yorumlandı GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘Endişe verici süreç’ ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet) Emin Çölaşan’ın Hürriyet’teki işine son verilmesinin, AKP iktidarına uygun bir medya şekillendirmesinin önemli adımlarından birisi olduğuna dikkat çeken basın meslek örgütleri, seçim öncesi muhabir kademesinde başlayan işten çıkarmaların, seçim sonrasında daha üst görevlerdeki muhalif isimlere yöneldiğini vurguladı. Çölaşan’ın Hürriyet gazetesindeki işine son verilmesi, basın meslek örgütlerinin tepkisini çekti. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Türk basınının önemli yazarlarından Emin Çölaşan’ın muhalif yazıları nedeniyle işine son verilmesini içimize sindiremiyoruz. Kendisinin her zaman yanında olacağımızı bildiriyoruz. Uzlaşma, hoşgörü gibi mesajların çokça verildiği bugünlerde böyle bir uygulama, iktidarbasın ilişkilerinde önümüzdeki döneme ilişkin endişelerimizi artırıyor ” denildi. Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Başkanı Ahmet Abakay, “Çölaşan’ın işten çıkarılması, diğer muhalif yazarlara uyarıdır” değerlendirmesini yaptı. “Çölaşan’ın Hürriyette görevine son verilmesi,AKP iktidarının bu gazete üzerindeki baskısının sonuç vermesidir, iktidara yandaş olmayan yazarın cezalandırılmasıdır” diyen Abakay, “Bu olayla basın özgürlüğü, bağımsız gazetecilik fikri yara almıştır” vurgusunu yaptı. Türkiye Gazetciler Sendikası (TGS) Başkanı Ercan Sadık İpekçi “Seçim öncesinde işten çıkarmalar başlamıştı ama daha alt düzeyde, muhabirler arasındaydı. Ama, iktidara uygun bir medya şekillenmesinin istendiğinin sinyalleri o zamandan veriliyordu. Seçimden sonra ise bu kez daha büyük taşlar yerinden oynamaya başladı. Endişelendirici bir sürece doğru gidiliyor” diye konuştu. DSP’nin Kurucu Genel Başkanı Rahşan Ecevit de yaptığı açıklamada, Çölaşan’ın işine son verilmesine tepki göstererek “Basın özgürlüğüne büyük bir darbe indirilmiştir” dedi. G9’u oluşturan TGS, ÇGD, TGC Ankara Temsilciliği, Diplomasi Muhabirleri Derneği, Ekonomi Muhabirleri Derneği, Foto Muhabirleri Derneği, Parlamento Muhabirleri Derneği, Profesyonel Haber Kameramanları Derneği, Avrupa Gazeteciler Birliği Türkiye Temsilciliği ve HaberSen de ortak bir kınama metni yayımladı. Altuğ’un işine son verildi Tirajı 100 binin üzerinde olmasına karşın kısa bir süre önce kapatılan, Doğan Grubu’nun muhalif yayın organı Gözcü gazetesinin yerine kurulan Sözcü’de de Çölaşan ile aynı gün gazetenin deneyimli yazarlarından Kurtul Altuğ’un işine son verildi. Beştepe ‘rüzgârın estiği yöne göre hareket edenlere’ tepki gösterdi ‘Mevki insana şeref vermez’ CEMİL CİĞERİM SAMSUN Yüksek Askeri Şura kararıyla emekliye ayrılan Samsun Garnizon Komutanı Tümgeneral Naci Beştepe devirteslim töreninde yaptığı konuşmada, “Rüzgâr nereden esiyorsa o yönde hareket edenler, güç kimde ise ona hizmet edenler daha üst düzeyde makamlara getirilebilirler. Ancak o makamları da dolduramaz, kendilerini oralara getirenlerin maşası olmaya devam ederler” dedi. Beştepe için 19 Mayıs Kışlası’nda düzenlenen devirteslim törenine Eğitim ve Doktrin Komutanı (EDOK) Korgeneral Erdal Ceylanoğlu, Samsun Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, Emniyet Müdürü Mustafa İlhan, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Ferit Bernay, askeri ve mülki erkân ile çok sayıda davetli katıldı. Törende bir konuşma yapan Beştepe, 29 Ekim 2006’da Cumhuriyet Balosu’nda yaşanan türban kriziyle ilgili, isim vermeden göndermede bulundu. Görev süresince kendisini üzen bazı davranışlarla karşılaştığını belirten Beştepe, “Üzüntüm, bireysel olmanın çok ötesinde, ülkemin aydınlık geleceğine ters düşen oluşumlardan kaynaklanmıştır ” diye konuştu. Kentte görev yapan kamu kurumlarının amir ve yetkililerinin ileride üst düzey makamlara gelebileceğini anlatan Beştepe, şunları söyledi: “Daha ortaokul çağlarındayken öğrenip benimsediğim bir özdeyiş vardır: ‘Mevki insana şeref vermez, insan bulunduğu mevkii şereflendirmelidir.’ Her seviyedeki makam sahibi bu sözü esas almalıdır. Devleti temsil sorumluluğunu unutup rüzgâr nereden esiyorsa o yönde hareket edenler, iktidar veya güç kimde ise ona hizmet edenler daha üst düzeyde makamlara getirilebilirler. Ancak o makamları da dolduramaz, kendilerini oralara getirenlerin maşası olmaya devam ederler. ” Tümgeneral Naci Beştepe konuşmasının ardından görevi, Tuğgeneral Ali Er’in istifa ederek emekliliğini istemesi üzerine vekâleten görevlendirilen Kurmay Başkanı Kurmay Albay Hakan Özşar’a devretti. Günlerdir gazetelerde, televizyonlarda kimliğini, kişiliğini enine boyuna vurguladılar. İç ve dış destek mükemmel. Ancak çok satışlı medya, olayın şu yanını görmezlikten geliyor: Gül, devletle davalı bir kişi! 58. hükümetin Başbakanı olarak Kasım 2002’de bu koltuğa oturan Gül, o gün bile Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne şikâyet etmiş, dava açmış bir kimliğe sahipti. Gül, davayı ancak kaybedeceğini anladığı an, geri çekmişti! Gül’ün, bugüne kadar uyguladığı politika anlayışını dikkate aldığımızda siyasi yapısını şöyle özetleyebiliriz: Cumhurbaşkanlığı adaylığı için en taraflı kişilerden biri! Cumhurbaşkanlığı makamı; devletin dengelerini gözetmede, Türkiye’yi temsil etmede bir numaralı koltuk. Yakınuzak, Türkiye’nin siyasi tarihinin tüm aşamalarında büyük önem taşıdı. Buraya çıkacak kişinin, olabilecek en geniş uzlaşmayı da temsil etmesi gerekiyor. Ancak bütün bu sözlerin anlamının olmadığı bir sürece girmiş bulunuyoruz. ??? 22 Temmuz sonrasında Erdoğan’la Gül arasında bir uzlaşma sorunu olduğu izlenimi yayıldı. Bu gerçekse, Gül’ün Köşk’e çıkması durumunda, her şeyin güllük gülistanlık olmayabileceği anlaşılıyor. Değilse? O zaman demek ki, Gül ile Erdoğan iyi ile kötüyü oynadılar. Erdoğan, kamuoyuna karşı mutlaka uzlaşmadan yana olan, dengeleri dikkate alan kişiymiş izlenimi verdi... Gül de, inadım inat, uçuşum iki kanat deyip Erdoğan’a kafa tutuyormuş gibi yaptı... Özünde AKP’nin siyaset yapma biçimiyle çok da ters olmayan bir durum! Zor bir döneme giriyoruz... Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, bir bakıma AKP’ye en büyük iyiliği yapanlar arasındaydı. Zira, ciddi sorun yaratabilecek girişimleri gücü yettiğince engelliyordu. Bundan sonra olacakları kestirmek hem çok kolay hem çok güç... Yeri geldikçe vurguluyoruz; Türkiye’nin bütün konularının çevresiyle birlikte değerlendirilmesi gerekiyor. Gül, bu bağlamda en başarısız dışişleri bakanlarından biri. AKP iktidarı döneminde sahte bayramlar bir tarafa konursa, hemen hiçbir uluslararası konuda başarı sağlanamadı. Gül’ün ve Erdoğan’ın dış politika anlayışının süzgeçsiz uygulanacağı bir ortamın Türkiye’ye yararlı olacağını sanmıyoruz. Bu aşamada söylemek istediğimiz son söz şu: Keser döner sap döner, bir gün hesap döner! Kısa bir uzun yol izni! Avustralya Atatürk Kültür Merkezi (AAKM), uzunca bir süredir beni bir konferans için Sidney’e davet ediyordu. 2007 yılı için “olur” dedim. Konuştuk, sözleştik, 19 Ağustos 2007’de karar kıldık. Son gelişmelerin ardından programı iptal edip etmeme ikilemine düşmedim dersem, yalan olur. Ancak, AAKM’ye verdiğim sözü ne olursa olsun tutmam gerekir diye düşündüm. Gitmişken, Avustralya’ya Türk göçünün başlayışının 40. yılını da yerinde gözlerim, dedim. Gitmişken, Çanakkale’ye bir de oradan bakarım dedim. Gitmişken, bu kıtayı da genel hatlarıyla tanırım dedim. Gitmişken, Avustralya yerlilerine yapılan yersizliği yerinde görürüm dedim. 2007’nin yorgunluğu, böyle bir yolgunlukla atılır dedim... Kısacası, gitmişken gideyim dedim! ankcum?cumhuriyet.com.tr Sarsılmaz, 7. Kolordu Komutanlığı görevini Korgeneral Kalyoncu’ya devretti. (AA) Atatürk’ün ışığında göreve hazır DİYARBAKIR (Cumhuriyet) 2. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız, terör örgütünün, terörle gerçekleştiremediğini, isteklerini, yasal görünümdeki uzantıları aracılığıyla elde etmeye çalıştığını söyledi. Diyarbakır Orduevi Orgeneral Kaya Yazgan Konferans Salonu’nda düzenlenen törende, Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanlığı Muharebe ve Muhabere Destek Eğitim Komutanlığı görevine atatan Korgeneral A. Cahit Sarsılmaz, 7. Kolordu Komutanlığı görevini Korgeneral Bekir Kalyoncu’ya devretti. 2. Ordu Komutanı Orgeneral Iğsız, törende yaptığı konuşmada, “Terör örgütü, terörle gerçekleştiremediğini, isteklerini, yasal görünümdeki uzantıları vasıtasıyla elde etmeye çalışmaktadır. Demokrasi, insan hakları gibi herkesin benimsediği, saygı duyduğu evrensel kavramların içeriğini çarpıtarak arkasına saklanmaktadır. Hedeflerine ulaşmak için el birliğiyle Atatürk’ü ve bize vasiyeti olan düşünce sistemini yüreklerden silmek ve böylelikle Cumhuriyetin temel değerlerini korumasız hale getirmek istiyorlar. Huzurunuzda ifade ediyorum, beyhude bir çabadır’’ diye konuştu. Görevi devralan Korgeneral Bekir Kalyoncu da Ulu Önder Atatürk’ün düşünce sistemi ışığında her türlü tehdide karşı daima harbe hazır bulunarak hürriyet ve bağımsızlığın, toprak bütünlüğünün, güven ve huzurun teminatı olmaya devam edeceklerini söyledi. KISA... KISA.... ? DTP Grup Başkan Vekili ve Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş, “Biz Sayın Gül’ün Çankaya’ya çıkmasıyla rejimin tıkanacağı tespitine katılmıyoruz’’ dedi. ? İşverenlerin, vergi kimlik numarasıyla internet üzerinden “Borcu Yoktur’’ yazısı almalarına olanak sağlayan “eBorcu Yoktur Projesi’’nin kullanıma hazır olduğu açıklandı. ? Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Number One TV’ye “Love You More” adlı klibi yayımladığı gerekçesiyle 336 bin YTL para cezası kesti. ? Aksaray’da yaklaşık 1 ay önce ölen bir yurttaşla karıştırılıp cenaze namazı kılınan Kore gazisi Bayram Savran (77) yaşamını yitirdi. ? Kadıköy’de iki grup arasında çıkan kavgada bıçaklanan 17 yaşındaki G.Y. öldü. Polis olaya karışanları bulmak için operasyon başlattı. ? İstanbul’da bir otobüs ile tramvaya molotofkokteyli atılmasına ilişkin 4 kişi yakalandı. ? Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) Beyoğlu İlçe Teşkilatı’na önceki akşam atılan molotofkokteyli maddi hasara yol açtı. ? Eskişehir’de bir lokantada, işyeri sahibi tarafından zorla depoda tutuldukları iddia edilen iki kadın garson, polis tarafından kurtarıldı. ? Batman’ın Kozluk ilçesinde yaşanan su sıkıntısı nedeniyle Devlet Hastanesi’ndeki ameliyatlarda taşıma su kullanıldığı bildirildi. ? Eyüp’te meşe ve çam ağaçlarının bulunduğu ormanlık alanda çıkan yangın, havadan ve karadan müdahaleyle söndürüldü. ? Şans Topu’nda numaralar, “3, 10, 12, 19, 23 ve 12” olarak belirlenirken 5 +1 bilen 2 kişi, 280 bin 872 YTL 15’er Ykr ikramiye kazandı. Çekilişte, 5 bilenler 1216’şar, 4 +1 bilenler 114’er, 4 bilenler 9’ar, 3 +1 bilenler 7’şer, 3 bilenler 1’er YTL 65’er Ykr, 2 +1 bilenler 2 YTL 55’er Ykr, 1 +1 bilenler 1 YTL 45’er Ykr kazandı. 30 BİN KİŞİNİN BİLGİLERİNİ ELE GEÇİRMİŞLER İBB’DEN KURBAĞALIDERE AÇIKLAMASI 6 ayda 1465 kurban ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF) Genel Müdür Vekili Fevzi Apaydın, yılın ilk 6 ayında meydana gelen 341 bin 250 kazada, 1465 kişinin öldüğünü, 63 bin 992 kişinin de yaralandığını bildirdi. Fevzi Apaydın, yaptığı yazılı açıklamada, “Bu kazalara artık dur demenin zamanı geldi ve geçiyor. Bunun için hükümetin üzerine düşen görevi acilen yapması ve yollarda alınan önlemlerin bir an önce artırılması gerekmektedir’’ dedi. Yapılan tüm uyarılara karşın kazaların hız kesmediğini ifade eden Apaydın, federasyon tarafından hazırlattırılarak Radyo Televizyon Üst Kurulu’nca (RTÜK) bütün televizyonlara gönderilen trafik eğitim filmlerinin gece geç saatlerde yayımlanması nedeniyle etkisini kaybettiğine dikkat çekti. Kredi kartı şebekesinin 6 üyesi gözaltında Haber Merkezi Rusya ve Ukrayna’daki “hacker’’lardan elde ettikleri Türk ve yabancı uyruklu kişilere ait kredi kartı bilgileriyle sahte kredi kartları kullandıkları öne sürülen 6 kişi yakalandı. İzmir Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü Mali Suçlar Büro Amirliği ekipleri, bir ihbarı değerlendirerek sahte kredi kartıyla alışveriş yapan kişileri izlemeye aldı. 2 ay süren istihbarat çalışması ve teknik takibin ardından, 18 şebeke üyesinin sahte kredi kartları ile İzmir, İstanbul, Ankara, Mersin ve Aydın’da bir süredir alışveriş yaptıkları ve ATM’lerden para çektikleri belirlendi. Polis ekiplerince düzenlenen operasyonda, şebekenin lideri S.D. (37) ile Y.A. (32), A.M.E. (37) ve S.M. (35) adlı kadın İzmir’de, R.O.T. (26) ve M.Ü. (27), Aydın’ın Kuşadası ilçesinde yakalandı. Şebeke elemanlarından 2’sinin cezaevinde tutuklu bulunduğu, 10 kişinin ise operasyon öncesinde firar ettiği bildirildi. Şebeke üyelerinin elinde, yaklaşık 30 bin Türk ve yabancı uyruklu kişiye ait kredi kartı bilgisi bulunduğu belirlendi. Kuş ölümlerinin nedeni ‘siyanür’lü su İstanbul Haber Servisiİstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Kurbağalıdere’deki kuş ölümlerinin dereye akan sudaki “siyanür”den kaynaklandığını bildirdi. İBB tarafından yapılan yazılı açıklamada, Ümraniye Yeni Çamlıca Mahallesi İmar İskân Blokları mevkiinde bulunan Kurbağalıdere’de tespitte bulunulduğu ve zaman zaman bazı vidanjörlerin TEM Otoyolu kenarında bulunan bir menfeze yasadışı olarak atıklarını boşalttığının anlaşıldığı kaydedildi. Dereden alınan numunenin İSKİ laboratuvarında incelendiğinin belirtildiği açıklamada şöyle denildi: “Analiz sonuçları, dereye akan suyun siyanür içerdiğini göstermektedir. Bölgede ‘kaplama’ faaliyeti gösteren ve siyanür kullanan imalatçıların atık su arıtma tesisi bulunmaktadır. Bu imalatçıların dereye zaman zaman atık bırakmaları hususu da incelenmektedir. Bu imalathanelerin arıtma çıkış suları İSKİ tarafından takip edilmektedir. Bölgede son dönemde denetimsiz kaçak üretim yapan imalathanenin olup olmadığı da araştırılmaktadır.” CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle