22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 AĞUSTOS 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EMEK CONRAD’DA HAKSIZ İŞTEN ÇIKARMA DİSK’e bağlı Türkiye Otel Lokanta ve Eğlence Yerleri İşçileri Sendikası (Oleyis) tarafından yapılan açıklamada, İstanbul Conrad Oteli’nde çalışan sendika üyesi işçilerin baskı altında çalıştırıldığı belirtildi. Sendika Genel Sekreteri Mehmet Emin Ünal imzasıyla yapılan açıklamaya göre, İstanbul Conrad Otel yöneticileri, toplu iş sözleşmesine ve yasalara karşın işçilerin kişilik haklarına yönelik fiziki ve psikolojik baskı uyguluyor. Sendikalı bir çalışan, müşterilere uygunsuz hizmetler sunduğu gerekçesiyle, müşterilerin iddiaları reddetmesine karşın savunması alınmadan işten çıkarılıyor. 7 DERİİŞ’TE YENİ YÖNETİM BELİRLENDİ Türkİş’e bağlı Deriİş Sendikası’nın 29. Genel Kurulu, geçen hafta sonunda yapıldı. Yoğun tartışmaların yaşandığı genel kurulda, iki liste yarıştı. Sendika Genel Başkan Vekili Musa Selvi ile Tuzla Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Bayram Ateşoğlu arasında süren başkanlık yarışını Selvi kazandı. Petrolİş Genel Merkezi’nde yapılan genel kuruldaki seçimlerin sonucunda Deriİş Sendikası’nın genel başkanlığına 130 oy alan Musa Selvi seçildi. Yönetim kurulu üyelikleri için ise üç ayrı liste çıkarıldı. Deriİş’in seçilen yeni yönetim kurulunu şu isimler oluşturdu: Hasan Erdoğan, Ali Namet Zorlu, Hasan Uluşan, Nihat Çilemli, Makum Alagöz ve Gürsel Menteşe. D E N E Y İ M L İ E Ğ İ T İ M C İ D E N S E N D İ K A L E Ğ İ T İ M K İ TA B I EğitimSen, deneyimli eğitimci, Köy Enstitüsü ve Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji Bölümü mezunu Feyzullah Ertuğrul’un kaleminden iki kitap yayımladı. EğitDer’le sendikaya geçiş sürecinden bugüne Sendikal Eğitim ve Savaşım Yazıları 1 ve 2 başlığıyla yayımlanan kitaplar, eğitimde sendikal mücadelenin zorlu yollarını anlatıyor. 1. Kitap, 12 Eylül darbesinin zifiri karanlığa gömdüğü Türkiye’de salt eğitim emekçilerine değil, kamunun devlet memurlarını kapsayan öteki işkollarında çalışanlara da 19881990 yıllarındaki sendikal düzeydeki örgütlenmenin yolunu açan ve kısaca EğitDer olarak bilinen Eğitimciler Derneği’nin savaşımlarına ışık tutan yazı ve konuşmalardan oluşuyor. 2. Kitap ise EğitDer’in sendika hakkı yolundaki çabalarının ilk ürünleri olarak 1990’da kurulan ve sonraları günümüzdeki EğitimSen’e dönüşen Eğitimİş ve EğitSen’in ardından kamunun diğer öteki işkollarında da kurulmaya başlayan kamu emekçileri sendikalarının 1990’dan 2006’ya kadar süren toplusözleşme hakkı eksenindeki savaşımlarını kapsıyor. Kitaplar, EğitimSen’den temin edilebilir. THY, Türk Telekom, şeker fabrikaları ve tekstil işkolunda toplam 80 bine yakın işçi nefesini tutarak bekliyor İşçiyiz, haklıyız, grevdeyiz ? THY’deki süreci grevsiz çözmek için hükümet devreye girdi. Tekstil işvereni sıfır zamla yetinmedi, lokavt ilan etti. Ancak ekonominin son yıllardaki büyümesinde en büyük katkıyı sağlayan işçi de hakkını aramak konusunda artık daha kararlı. Dört önemli sektörde grev çanları çalıyor. imi, isterse greve gitsinler bir adım geri atmayız diyor, kimi ‘sıfır zam’ öneriyor, kimi ikramiyeleri ortadan kaldırmak, kimi de iş günü sayısını artırmak istiyor. Krizden bu yana sesi çıkmayan işçi artık dur diyor... Son günlerde medyada işçi haberleri çok daha fazla yer alıyor. Çünkü başta Türk Hava Yolları olmak üzere pek çok sektör ve şirkette toplusözleşme görüşmeleri uzlaşmazlıkla sonuçlanıyor. Artık işçi yıllardır süregelen gidişata dur diyor. İşçi yıllardan beri ilk kez gözü kara davranıyor. Ekonomik krizin ardından yaşanan büyümeye karşın hak arayışları çeşitli biçimlerde engellenen işçi artık net bir duruşla sözünü söylüyor. Kısaca hatırlayalım; Türkiye ekonomisi geçen yıl yüzde 6, 2005’te yüzde 7.6, 2004’te yüzde 9.9 büyüdü. Kriz yılının ardından yaşanan büyüme uzun süre yüzde 9’lar seviyesinde seyretti. Ancak çok büyük bir krizden çıkıldığı için işçi, geçen yıllar içinde ya teklifinde ısrarcı olmadı ya da aldığı grev kararları, en ilgisiz sektörlerde bile milli güvenlik gerekçesiyle ertelendi. Hakkını alması engellendi. İşveren, tüm koşulları kendi lehine kullandı. Şimdi tablo değişti. İşçi artık geçen yılki kârını yüzde 28 artıran THY’den, kârını yüzde 36 artıran Türk Telekom’dan daha insanca yaşamak için zam istiyor. Ve isteklerinde kararlı. Tıpkı, sıfır zam vermekle yetinmeyen tekstil, ikramiyeleri düşürmek isteyen şeker fabrikalarındaki işçiler gibi... İşçiler yıllardan beri ilk kez grevi cesurca dillendiriyor. İşçiler yıllardan beri ilk kez haklı olduklarını tüm tehditlere karşın haykırıyor. Evet tehditler var, örneğin THY’de greve gidilmesi halinde, yönetimin telkinlerine aldırmayan en az 2 binden fazla işçinin işten atılacağı konuşuluyor. EMEKÇİNİN SESİ YÜKSELİYOR NECDET ÇALIŞKAN TOPLU GÖRÜŞMELER K e tek haneli enflasyon, ne de 6 yıldır üstüste gelen hızlı büyüme rakamları çalışanın derdine çare olunca, işçi ücret pazarlığında “grev” silahını gösterdi. Türkiye ekonomisinde imalat sanayiinde, 1999 yılından 2007’ye kadar üretim endeksindeki yüzde 53, işgücü verimliliğindeki yüzde 57’lik artışa karşın, çalışanların kazançları reel olarak ortalama yüzde 12 geriledi. Böylece işçi daha çok üretmesi ve daha verimli çalışmasına karşın, elde ettiği gelir, enflasyona yenik düştü. Ana işkolları itibarıyla bakıldığında en düşük ortalama brüt ücret 773 YTL, 22 bin işçinin grev yapmaya hazırlandığı tekstilde. 2000 ve 2001 krizinin ücretlerde yarattığı tahribat, sendikalılık oranlarında da hissedilirken 1997’de yüzde 66 olan sendikalaşma oranı Temmuz 2007’de yüzde 58’e kadar düştü. Resmi rakamlara göre Türkiye’deki 5.3 milyon N kayıtlı işçinin ancak 3 milyonu sendikalı olarak çalışabiliyor. 1990’da Türkiye’de yapılan 458 greve 166 bin işçi katılırken greve katılan işçi sayısı 1995’te 200 bini buldu. 1990’ların ortalarına kadar işçinin hak arama mücadelesinde uzlaşmazlık çoğunlukla grevle sonuçlanırken 1995’ten 1999’a kadar olan hükümetlerin popülist politikaları grevlerin kısmen de olsa önüne geçti. Ardından gelen yıllarda yapılan grevler kısıtlı olurken, katılım da 20 bini aşmadı. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından sonra da grev ve katılan işçi sayılarında ciddi düşüşler yaşandı. 2006’da yapılan grev sayısı 26’da kalırken katılan işçi sayısı 2 bini geçmedi. IMF ile yapılan standby anlaşmalarının olmazsa olmazlarından kabul edilen kemer sıkma politikalarından emek kesimi de payını aldı. Son 10 yılda grevden çok, Bakanlar Kurulu’nun “milli güvenliği” tehdit ettiği gerekçesiyle ertelediği grevler konuşulur oldu. KESK masada yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yetkili memur sendikaları ile Kamu İşveren Kurulu arasındaki toplu görüşmelerin birinci turu dün yapıldı. KamuSen ve MemurSen ile hükümet arasında yapılan toplu görüşmelerin ilk turu yaklaşık 3.5 saat sürdü. MemurSen Genel Başkanı Ahmet Aksu, taleplerini toplu görüşme yerine toplusözleşme yapmak, kurumlar arası adaletsizliklerin kaldırılması, eşit işe eşit ücret ve kamu yönetimi reformunun yaşama geçirilmesi olarak sıraladı. 1023 YTL isteniyor KamuSen Başkanı Bircan Akyıldız da “En düşük devlet memuru maaşının 1023 YTL’ye çıkarılması konusunda ortaya koyduğumuz veriler gerçekçi verilerdir. Birinci yıl yani 2008’de kamu çalışanlarını açlık sınırından kurtarmak istiyoruz. İkinci yıl yani 2009’da da kamu çalışanlarını yoksulluk sınırına çekmek istiyoruz” dedi. KESK üyelerinden protesto Kamu İşveren Kurulu ile Memur sendikaları arasında yapılacak toplu görüşmeleri protesto eden KESK üyeleri dün Kızılay’da toplandı. Milli Müdafaa Caddesi’ne yürüyen üyeler eylemlerine son verirken KESK Başkanı İsmail Hakkı Tombul, Başbakanlık Merkez Binası’na gelerek gazetecilere açıklamalarda bulundu. Tombul, toplu görüşmelere katılmayacaklarını bildirdi. İkinci tur görüşmeler 20 Ağustos’ta yapılacak. Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin, toplantıda 15 günlük görüşme sürecinde ele alınacak konulara ilişkin gündem üzerinde mutabakat sağlandığını belirtti. EMEKÇİDEN YANA TAVIR ALINDI THY işçilerine kitlesel destek İstanbul Haber Servisi DİSK, KESK, Türk Tabipleri Birliği (TTB), TMMOB’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda emek ve meslek örgütü, gazeteci, siyasetçi ve sanatçı, Türk Hava Yolları’nda (THY) örgütlü Türkİş’e bağlı Havaİş Sendikası yönetimine ve üyelerine destek verdiler. Meslek odalarının yönetici ve üyeleri, Havaİş üyelerinin haklı mücadelesini desteklediklerini belirterek yaklaşık 200 kişinin imzasının bulunduğu “THY işçileriyle yan yana” başlıklı bir bildiri yayımladılar. Havaİş üyelerine destek için düzenlenen basın açıklamasına katılan Mor ve Ötesi grubunun üyesi Kerem Kabadayı, grev kararının demokrasi, hukuk devletinin doğal bir sonucu olduğunu belirterek “Hükümet bugüne değin defalarca yaptığı gibi inandırıcılığı olmayan ‘milli güvenlik’ gerekçesine dayanarak grev kararını erteleme yoluna başvurmamalı” görüşünü dile getirdi. Kabadayı, uyuşmazlığın sendikal haklara saygı temelinde, çalışanların taleplerinin dikkate alınarak çözülmesi gerektiğini vurguladı. TTB Başkanı Gençay Gürsoy da Türkiye’nin önemli bir demokrasi sınavından geçtiğinin altını çizerek “Hükümet patronlardan değil emekçiden yana tavır almalı” dedi. Çözüm havada kaldı ? THY ile Havaİş arasındaki görüşmeler pazartesiye kalırken hükümet “Çözüm bulmak için davet ettik. Ama doğrudan taraf değiliz” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Grev kararı alınan Türk Hava Yolları’nda (THY) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu’nun çağrısı üzerine dün bir araya gelen Türk Hava Yolları (THY) ile Havaİş Sendikası yetkililerinin görüşmelerinden bir sonuç çıkmadı. Başesgioğlu, tarafların 20 Ağustos Pazartesi günü İstanbul’da tekrar bir araya geleceklerini belirterek “Görüşmelerde tarafların uyuşmazlık maddeleri üzerinde görüşmedik” dedi. Bakanlık binasındaki görüşmeye, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Başesgioğlu’nun yanı sıra Türkİş Genel Başkanı Salih Kılıç, Havaİş Sendikası Genel Başkanı Atilay Ayçin, THY Yönetim Kurulu Başkanı Candan Karlıtekin ile THY Genel Müdürü Temel Kotil ve diğer ilgililer katıldı. THY AŞ’nin yüzde 49’unun Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın, yüzde 51’inin ise halka arz edildiği bir anonim ortaklık olduğunu anımsatan Başesgioğlu, hükümet olarak konunun doğrudan tarafı olmadıklarını söyledi. “Başbakanımızın talimatı üzerine tıkanan toplusözleşme görüşmelerine barışçıl çözüm bulmak amacıyla tarafları davet ettik” diyen Başesgioğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak “grev ertelemesini telaffuz etmek istemediğini” vurguladı. Kadın işçiler 8 Mart’ta izinli akliyat ambarlarında çalışan 1000 işçi adına süren toplu iş görüşmeleri anlaşmayla sonuçlandı. DİSK’e bağlı Nakliyatİş ile işveren sendikası Nakİş arasında imzalanan toplu iş sözleşmesine göre ücretlerde birinci yıl için yüzde 18.79 artış sağlandı. 1 Haziran 2007 ile 31 Mayıs 2009 arasında iki yıl geçerli olacak sözleşmede, ikinci yılında ise net 130 YTL artış yapılması kararlaştırıldı. Sosyal haklara yönelik düzenlemelerde ise yüzde 15 oranında artış yapılırken, işçiler yılda 4 maaş ikramiye alacaklar. Sözleşmede haftalık çalışma süresi 42.5 saat olarak belirlendi, fazla mesai halinde işçilere yüzde 100 zamlı ücret ödenecek. Nakliyatİş, işçi sınıfı açısından önemli günlerin de sözleşmede yer almasını sağladı. Buna göre, bütün ambar işçileri 1 Mayıs’ta, kadın işçiler ise 8 Mart’ta izinli sayılacak. N Alo’da grev görünüyor Türk Telekomünikasyon Genel Müdürlüğü ve bağlı işyerleri için, genel müdürlükle Haberİş Sendikası arasında yürütülen görüşmeler 60. günün sonunda uyuşmazlıkla sonuçlandı. Resmi Arabulucu Avukat Saliha Kızıloğlu başkanlığında taraflar sendika genel merkezinde 7 Ağustos 2007 tarihinde bir araya gelerek uyuşmazlık konusu maddeler üzerinde görüştü. Resmi arabulucu 16 Ağustos 2007’den sonra 3 işgünü içinde raporunu sunacak. Görevli makamın tevdi ettiği raporun alınmasından itibaren 6 işgünü geçtikten sonra 6 işgünü içinde sendika grev kararı alacak. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle