19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 AĞUSTOS 2007 SALI 18 SPOR spor?cumhuriyet.com.tr Hakem raporu merak edilirken Futbol Federasyonu’nun net tavrı, faturanın ağır olacağının sinyalini verdi Trabzonspor’a tarihi ceza yolda ÖMER GÜNER TRABZON Trabzonspor’un Sıvasspor’la oynadığı maçta çıkan olayların ardından Bordo Mavili kulübe tarihi bir cezanın geleceği öğrenildi. Maçın bitimine sadece saniyeler kala sahaya girip Sıvassporlu futbolculara saldıran taraftarlar nedeniyle Trabzonspor’un en az 5 maç seyircisiz oynaması bekleniyor. Geçen sezon G.SarayF.Bahçe maçındaki olayların ardından federasyonun net tavrı Trabzon’a tarihi ceza verilebileceğinin en büyük kanıtını oluşturuyor. Karşılaşmanın gözlemcileri İbrahim Aksoy ve Metin Demir’in raporlarında koridorlarda yaşanan olaylara yer verdiği, Sıvas Teknik Direktörü Bülent Uygun ve bazı futbolcuların saldıraya uğradığını yazdığı öğrenildi. Kararın verilmesinde televizyon görüntülerinin büyük rol oynayacağı kaydedildi. Bu nedenle başta Tolga ve Ayman başta olmak üzere bazı Sıvaslı oyuncuların da ceza alması bekleniyor. PSİKOLOGLAR ENDİŞELİ Taraftar fanatikleşiyor Prof. Dr. Arif Verimli : Maçın bitimine az bir süre kala çıkan olayda futbolcular arasındaki gerginlik tribünlere yansıdı. Normalde futbolun içinde olan bu gerginlik tribünlerin etkisi olmasaydı kısa bir sürede geçecekti. Asıl düşüncesizlik olayın 1015 kişilik muhakeme gücü olmayan taraftardan kaynaklanması. Karar verme yeteneği taşımayan ya da bu yeteneğini kaybetmiş kişiler sahaya inerek olayların büyümesine neden oldu. Bireysel anlamda kendisini denetleyemeyen belirli bir insan grubu statlarda her zaman olur. Bu kişilerin rahatsızlığı olabilir, karakter bozukluğu olabilir. Dolayısıyla burada toplumsal bir olaydan bahsedemeyiz. Prof. Dr. Fevzi Aksoy : Bu tür olaylar taraftarın fanatikleşmesini gösteriyor. Sahalardaki iddialaşmalar artık bir terör havasına girdi. Sporda da taraftar anarşisi başladı. Bu olayları sporla alakası olmayan, kendi iç yetersizliğini, psikolojik defektini kalabalık içinde gösteren kişiler ortaya çıkarıyor. Saldırgan kişilerin eğitim durumuna da göz atmak gerekir. Eğitilmemiş kişiler bu olayları yaparken kişisel iradelerini kullanmıyorlar. Bunlar kendi kontrol sistemini kaybetmiş, toplumdan kopmuş kişiler. Bu tür olayların ülkemizde üst seviyelere çıkmasının bir nedeni de kulüp yetkililerinin gerginliği artıracak açıklamalar yapması. Dr. Özcan Köknel : Bizim toplumumuz 20 yıldır şiddete yatkın bir toplum oldu. Bireylerin eylemleri şiddet içeriyor. Bu tür duygular karşı tarafa yönelik olduğunda ise itme kakma, vurma ve yaralama olarak açığa çıkıyor. Eğitim, statü, mevki demeden toplumun her kesiminde bu eğilimler mevcut. Tabii ki bu tür eylemler maçlarda daha kolay ortaya çıkıyor. Burada bilinçli ve amaçlı bir neden aramak zor. Bunun en açık göstergesi önceki gün yaşandı. Raporlar bekleniyor Trabzonspor’a verilecek ceza karşılaşmanın hakem, temsilci ve gözlemci raporları doğrultusunda Hukuk Kurulu’na gidecek. Kurul tüm delilleri topladıktan sonra disiplinle ilgili konular, Disiplin Kurulu’na intikal ettirilecek. Maçla ilgili karar ise Hukuk Kurulu’nun raporunun Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu’na vereceği rapor sonrası federasyon tarafından verilecek. Türkiye Futbol Federasyonu Başkan Vekili Affan Keçeci, “Bu olayların tasvip edilmesi mümkün değil. Olmamalıydı ama oldu. Bakıldığı zaman diğer maçlarda hiçbir sorun yaşanmadı. Futbol ailesi içindeki her unsurun görevi vardır. Herkes görevini yaparsa bu tip olaylar yaşanmayacaktır” dedi. Trabzon yerel basını yaşanan olaylara geniş yer verdi. Gazetelerin ortak görüşü artık Trabzon’un şiddetle anılmasından şikâyetçi olduklarından yanaydı. Gazeteler olayları sütunlarına ‘Dünya başımıza yıkıldı’ başlığıyla taşıdı. ALBAYRAK: PROVOKASYON Trabzonspor Kulübü Başkanı Nuri Albayrak, Sıvas maçındaki olayların kendilerine ve Trabzonspor’a yapılan bir provokasyon olduğunu söyledi. Olayların kendini bilmez 5 kişiden kaynaklandığını ifade eden Albayrak, “Kendini bilmez 5 kişinin, ki bunlar emniyet tarafından belirlenmiştir, sahaya girerek Trabzonspor’un, Trabzon halkının, camiasının imajını bozacak gösterilerini spor camiasının, spor dünyasının bir yöneticisi ve Trabzonspor Kulübü olarak kesinlikle tasvip etmiyoruz. Bu Trabzonspor ve bizlere yapılmış bir provokasyondur’’ dedi. ‘İSYAN SÜRECEK’ İDDİASI 1967 Trabzonsporlular Derneği Başkanı Alaattin Hatayoğlu, hedefi şampiyonluk olan takım kurulmadıktan sonra taraftarın isyanının artarak süreceğini savundu. Hatayoğlu, maçın hiçbir kesimin tasvip etmeyeceği gelişmeler nedeniyle bitirilemediğini anımsatarak, “Sahaya giren ve rakip oyunculara saldıran taraftarı haklı görmek gibi bir niyetimiz yok. Ancak onları şimdiden suçlu ilan etmek de yanlış olur. 1 saldırgan cezaevinde Olaylı maçta sahaya girdikleri sırada gözaltına alınan Erdoğan Usta ve Fatih Karabüyük, dün akşam saatlerinde müessir fiil suçuyla Adliye’ye sevk edildi. Karabüyük ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılırken, Erdoğan Usta sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nce maçta çekilen fotoğraf ve kamera görüntülerinden, olaylara karıştığı tespit edilen 7 kişi hakkında yakalama emri çıkarıldı. Bu arada Türkiye Spor Yazarları Derneği, olaylarda yer alan foto muhabiri Nuri Bekar’ın akreditasyonunu ömür boyu iptal etti. Taraftar galip olunan bir maça bile tahammül edemiyorsa bizi yönetenler bu isyandan ders çıkarmalıdır” diye konuştu. Sarı Kırmızılı takımda yaş ortalaması 25’e inerken, Rize maçındaki futbol beğeni topladı ON CÜMLE / ÇETİN SUSAN G.Saray, Ajax kadar genç CUMHUR ÖNDER ARSLAN 35 Kendini Bilmez(!) Evet, Trabzon’da sahaya atlayan bir seyircinin Sivassporlu Mehmet Yıldız’ı darp etmesiyle, futbolda “şiddet” sezonu da ligin ilk haftasında açılmış oldu. Ev sahibi bir yana, dayak yiyen konuklar da, medya önderleri de büyük bir “olgunluk” örneği göstererek, “35 kendini bilmezin yaptığı, Trabzon’a mal edilemez” şablonuna sarıldılar yine. Bu kaçıncı olay, bu kaçıncı stat.. ama aynı riyakârlık sürüp gidiyor: “Saldırı, şiddet, çirkinlik tüm camiaya mal edilemez!” Doğru, yaşananları belli bir camiaya mal etmek haksızlık olur; biz tüm Türkiye’ye mal edelim en iyisi... Akademisyenler Ziya Koruç ve Perican Bayar’la Emniyet Müdürü Feyzullah Arslan’ın imzasını taşıyan “Türkiye’de Futbol Fanatikleri: Sosyal Kimlik ve Şiddet” başlıklı araştırmadan aktaracağım bazı bilgiler, bakalım sizi de aynı yargıya taşıyacak mı? Emniyet tarafından futbol sahalarına girmesi yasaklanan tamamı erkek 896 kişi ile karşılıklı görüşülerek alınan 21 sorunun cevabından çıkan sonuçlar şöyle: Yaş ortalamaları 24 civarında, dörtte üçü işsiz ya da günübirlik işlerde çalışıyor, yüzde 61’i ilköğretim mezunu, üçte ikisi bulundukları kentin nüfusuna kayıtlı değil, ama büyük kentin takımını tutuyor, yüzde 88’i maça alkollü gidiyor ve futbol maçları dışında spor sahalarına uğramıyorlar. Gelelim can alıcı noktalara; giderek kendi kimliklerinin yerini taraftar kimliği (sosyal kimlik) aldığından diğer takım yandaşlarına karşı tamamen tahammülsüz oluyorlar, dörtte üçünün maç masraflarını kulübü ya da arkadaşları karşılıyor ve mutlaka başlarında bir “amigo” olması gerektiğine inanıyorlar. Araştırmanın sonucu Türkiye’nin holiganlarının; kurallardan uzak, erkek ağırlıklı, sadece belli bir grupla beraber olan bir “alt kültür” oluşturduğunu, bir “sosyal kimlik” yarattığını ortaya koyuyor. Şimdi tekrar düşününüz; bu “kendini bilmezler”, hiçbir camiaya mal edilemeyecek kadar “bir avuç” mu gerçekten?.. Çaykur Rize galibiyetiyle sezona iyi başlayan G.Saray’da oynanan futbol camiada beğeni toplarken, teknik direktör Feldkamp’ın çalışmaları sonrası takımın yaş ortalamasını 25’e çekmesi Sarı Kırmızılı ekibin geleceğinin garanti altında olduğunu ispatladı. Öyle ki Avrupa futbolunun genç oyuncu yetiştirme merkezi olarak görülen Hollanda takımı Ajax’ın da yaş ortalamasının 25 olduğu düşünülürse G.Saray genç oyuncularla ilerleyen günlerde daha iyi işler yapabilir. Ayrıca Rize maçında kulübede oturan Fırat, Uğur, Ferhat, Bouzid, Serkan, Mehmet Güven ve Arda’nın yaş ortalaması ise 20... Her fırsatta genç oyunculara şans vereceğini söyleyen Kalli, Rize karşısında Arda, Serkan ve Mehmet Güven’i sahaya sürerek bu futbolculara güvendiğini de gösterdi. G.Saraylı yöneticiler de Feldkamp’ın gençleştirme düşüncesine tam destek verdiklerini belirtirken, takımın ilerleyen dönemde daha iyi işler yapacağını vurguladılar. Ahmet Dedehayır, “Genç futbolcuların kad roda olması ve forma giymesi elbette G.Saray için olumlu bir gelişme. G.Saray eski günlerine dönüyor” dedi. Atilla Kınay ise Sarı Kırmızılı takımın bir değişim içinde olduğunu vurgularken, “Eksiklere karşın değişimin güzelliğini ilk maçta görmek çok güzel. Bu devam edecek. Takım içinde uyum arttıkça daha iyi olacağız. G.Saray hep bir teknik adama görev vermiş ve onun kararlarına saygıyı duymuştur. Takımdan gönderilen oyuncuları arar mıyız bunun teknik yorumunu bizler yapamayız” diye konuştu. KONE ASLAN OLUYOR PSV’nİn golcüsü Aroune Kone’nin G.Saray’la anlaşmak üzere olduğu öğrenildi. Yönetici Haldun Üstünel bir haftadır Kone’nin transferi için adeta Hollanda’ya kamp kurarken, görüşmelerin olumlu geçmesi üzerine Adnan Polat da Hollanda’nın yolunu tuttu. Haldun Üstünel, Kone ve menajeriyle yaptığı görüşmeler sonunda bu yıldızı transfere ikna etmeyi başardı. Futbol AŞ Genel Müdürü Adnan Sezgin ise çalışmalarının yoğun bir şekilde sürdüğünü belirterek, “Önemli isimlerle temas halindeyiz. 2 Fforvet transferi de yapabiliriz” dedi. Lincoln sıkıntısı Ç.Rize maçının ikinci yarısında sakatlanarak oyundan alınan Lincoln’ün, durumunun kritik olduğu öğrenildi. Kulüp doktoru İlker Yücesir, Brezilyalı futbolcunun MR’nın çekildiğini belirterek, “Son muayenesini yapıp gün gün takip edeceğiz. Amacımız Slaven Koprivnica maçına yetiştirmek. Ama şu an kesin bir şey söylemek için erken’’ diye konuştu. Bu arada dünkü antrenmanda bileği burkulan Mehmet Topal çalışmayı yarıda bıraktı. CARRUSCA’YA YEŞİL IŞIK Cim Bom’da takımdan gönderilmesi gündemde olan Arjantinli Carrusca’ya teknik direktör Karl Heinz Feldkamp bir şans daha tanıyacağını söyledi. Kalli, Carrusca’nın Sarı Kırmızılı takımla sözleşmesi olduğunu belirterek, “Carrusca, her an oynayabilecek özelliğe sahip. Bu konumda olan bir futbolcuyu da antrenmanda çalıştırarak değerlendirmek istiyorum. O da kadrodaki diğer oyuncularla aynı seviyede ve aynı haklara sahip’’ dedi. Galatasaray’da Rize karşısında genç futbolcuların performansı camiayı mutlu etti. Zico: Alacaksak Kaka’yı isterim Spor Servisi F.Bahçe Teknik Direktörü Zico, FIFA’nın resmi internet sitesinde yayımlanan röportajında kendisine yöneltilen “Brezilyalı herhangi yeni bir futbolcuyu daha transfer edecek olsanız, hangisini tercih edersiniz?’’ sorusunu ‘’Kaka... Çünkü Milanlı oyuncu her anında fark yaratabilecek kapasiteye sahip’’ yanıtını verdi. Brezilyalı çalıştırıcı Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olabilmek Kaka. için Sarı Lacivertli kulübün büyük bir efor sarf ettiğini de belirterek, “Her mevkide kadromuz güçlendirildi. Bu da bana, bütün futbolcularıma yeni şanslar verme fırsatı yarattı. Yeni sezonda öncelikli hedefim Şampiyonlar Ligi’nde olabildiğince yükselebilmek” dedi. Bu arada kaptan Alex’in sakatlığının büyük ölçüde düzeldiği, Brezilyalı futbolcunun yarınki Anderlecht maçında oynayacağı belirtildi. G Ö R Ü Ş / H A L İ T D E R İ N G Ö R [email protected] www.halitderingor.net yonunuz yok”. Bütün bunlar doğru olabilir, ama bunu sağlayacak olan kişi kendisi değil mi? Kimi kime şikâyet ediyor? Yıllık 2.53 milyon Avro ne için kendisine veriliyor ki? Bu yakınmaları, İstanbul Büyükşehir Bld. takımının Teknik Direktörü söylese haklı. Çünkü çalıştırdığı takım için harcanan para, Fenerbahçe’ye harcanan paraların ancak KDV’si kadar. Ve de takımı, Fenerbahçe’den iyi oynayıp 20 gibi bir skor elde ediyor. Oysa Zico, gazetelerde açıkladığı saçma sapan sözler ile savunmada bulunacağına, “Ne yapalım; bu, gün meselesi. Dünyanın en büyük takımlarının bile bazen böyle günleri olabilir. Bu, yaşamın sonu değildir” gibi bir yaklaşımda bulunması gerekirdi. Anderlecht maçında, Fenerbahçe gerçek kişiliği ile futbol oynayabilir mi? Bilemiyoruz. Anderlecht ne de olsa bir ekolün takımı. Aldığı sonuçlara bakmamak gerekir. Fenerbahçe, gerçek Fenerbahçe gibi oynarsa seyircisi önünde maçı kazanır. Ama bir veya iki fark yetmez. Çünkü ikinci maç deplasmanda. Dileriz, Fenerbahçe her şeye karşın başarılı olsun ve bu turu geçsin. Maddi ve manevi açıdan buna ihtiyacı var. Fenerbahçe, ligin ilk maçında İstanbul Büyükşehir Bld. takımına 20 yenildi. Böyle kazalar olur. Eskiden de olurdu. Fenerbahçe Lüleburgaz’a, sonra da Pendik’e yenilmiş ve kupa dışı kalmıştı. Hem de bu takımlar ikinci kümede oynuyorlardı. O zaman da taraftarlar galeyana gelerek Rüştü’nün otomobiline saldırmışlardı. Bu olay hepimizin belleğindedir. Fenerbahçe, geçen yıl da bizim küçük dediğimiz takımlara yenilmişti. Şimdi o takımlar da ikinci kümede oynuyorlar. Böyle düşünürsek, İstanbul Büyükşehir Bld. yenilgisini pek de yadırgamamak gerekiyor. Önemli olan, geçmişe bakıp ders almak. Ne var ki böyle bir yetimiz olduğu söylenemez. Olaylara, güncel olarak bakıyoruz. Bu nedenle de değer yargılarımız sık sık değişiyor. Daha hazırlık maçlarında, Fenerbahçe’yi havaya erken sokan medya, görüldüğü üzere “ofsayt”a düştü. Şimdi sonucu gevelemeye çalışıyor. Okuyucularımız anımsarlar, temcit pilavı gibi sık sık dile getiririm; özellikle son yıllarda, büyük takımlar ile küçük takımlar arasında pek fark kalmamıştır. Farklılık, bizim olaylara önyargı ile bakmamızdan kaynaklanmaktadır. Çoğumuz, çok yüklü transfer ücretleri ödeyerek Ders Alma Alışkanlığımız Yok alınan yabancı oyunculardan büyük oyun bekliyor ve dolayısıyla maçın kazanılmasını kendimizde hak görüyoruz! Aksi olduğunda ise bu karşılaşmada olduğu gibi dünyamız kararıyor. Bir başka yanlışımız da şu: Futbolu matematiksel bir olay gibi düşünüyoruz. Oysa pek de öyle değil. Futbolda, rastlantıların da büyük rolü vardır ve hatta futbol, bir rastlantılar oyunudur diyebiliriz. Ne kadar büyük oyuncularımız olursa olsun, ne kadar iyi oynarlarsa oynasınlar, bazen bir saniye bile takımların umutlarını değiştirebilir. Bunu göz ardı etmemek gerekir. Ne var ki Fenerbahçe’nin 20’lık yenilgisi bir rastlantı değil, ortaya konulan futbol oyununun kötü olmasıdır. Maç sonrası Zico’nun olumsuz eleştirilerini okudum. Takımdan şikâyetçi! Oysa ilk günler böyle değildi. Takımla birlikte bir büyük havalarda idi. Peki, bu güllük gülistanlık durum, bir maçta nasıl değişti? “Koşmadan futbol oynanmaz”, “Ayağınızı yere sağlam basmıyorsunuz”, “Ruh’la oynamıyorsunuz”, “İşi ciddiye almıyorsunuz”, “Konsantras CUMHURİYET 18 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle