19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 TEMMUZ 2007 CUMARTESİ 6 HABERLER Baykal, iktidarın cumhurbaşkanı adayını belirleme sürecinde dayatma yapmaması gerektiğini yineledi ‘Uzlaşırsak Meclis’e gireriz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın uzlaşmaya açık olması durumunda beraber isim arayışı yapabileceklerini belirterek “Uzlaşırsak Meclis’e girer oy da verebiliriz” dedi. ATO Başkanı Sinan Aygün dün Baykal’ı ziyaret etti. Aygün, “siyasi hayatına ilkeli, şeffaf, dürüst çizgisinden taviz vermeden devam eden” CHP liderini kutladı. Baykal, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılma kararıyla ilgili sorular üzerine Baykal, “Takdir onlarındır. Belirsizliğin ortadan kalkmasını sağlar. Önemli olan AKP’nin adayını uzlaşmayla seçme anlayışını sürdürüp sürdürmeyeceğidir. Eğer muhalefetle iştişare edeceğiz, onların da desteğini alacak bir aday çıkarmak istiyoruz, yaklaşımını sürdürüyorlarsa bir araya geleceğiz. Seçme bakımından bir zorluk olmayacaktır. Seçilecek olan Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanıdır. O yüzden muhalefet desteğini arayacağız, uzlaşma arayacağız, muhalefet partilerini ziyaret edeceğiz, yaklaşımını sürdürürlerse uygun olur. Başbakan’ın girdiği bu çizgiyi korumasının uygun olacağı kanısındayım. Kendisini bekliyorum. Tabii buraya bizim adayımız falandır, oy verin, diye bilgi vermeye gelmesinin anlamı olmaz” dedi. Baykal, CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Nihat’ın Mektubu “Seçim Sonuçları Üzerine…” başlığıyla tasarladığım yazıya başlamadan önce elektronik postaya göz attığımda kardeşim Nihat Behram’ın İsviçre’den mektubuyla karşılaştım. “Darağacında Üç Fidan”ın ve “Hayatımız Üstüne Şiirler”le başlayarak 68 kuşağının duygularını dile getiren en güzel şiirlerin yazarı Nihat Behram’la kardeş olduğumuzu benden dört yaş küçüktür bilenler olduğu gibi ilk kez böylece öğrenecekler de vardır. Tasarladığım yazının güncelliği nasıl olsa geçmeyecek… Buna karşılık, Nihat’ın, bir yerde yayımlanacağını aklından bile geçirmeksizin, ateşten sözcüklerle ve belli ki bir çırpıda dile getirdiği duygularını sadece kendimde saklı tutmanın bencillik olacağını düşündüm. Böylece, bu haftaki “Cumartesi Yazıları” sütununu Nihat Behram’a bırakıyorum. Tek bir sözcüğü azıcık “sansürleme” dışında başkaca hiçbir şeye dokunmaksızın… “Selam Ataol abi.. her şey bildiğin gibi.. üzüntüne, kederine, öfkene, iğrentine, kaygına.. ve her şeye rağmen umuduna ekleyeceğim fazla bir şey yok… İ. Selçuk’un sözündeki gibi ‘an geçici.. belirleyici olan süreçtir’... anın duygusunda takılıp kalmadan sürece dönük çalışmayı sürdürmek gerekli demek kalıyor bize de… Bildiğin gibi Avrupa kına yakıyor k..çına.. Seçim öncesinde de öyleydi.. gelip Türkiye’de doğru dürüst birilerini bulacak değillerdi ya seçim yorumu yaptırmak için... Avrupa’nın bütün kanallarında Mehmet Altan’lar ve gibilerinin falan ‘bilgileri’ne başvuruldu ‘aydınlarımız’ olarak… Şimdi de aynı hava berdevam.. ‘Türkiye’de halk ılımlı İslamı seçti’ diye… Sosyal demokrat olduğunu söyleyenler ABD’nin BOP rezilliğine, Irak’taki emperyalist vahşete, ülkedeki sefalete, kabaran ırkçılık ve çeteleşmeye yönelik Chavez’in sesiyle meydana ineceğine bayrağa sarılı gemicik saat falan gevezeliğiyle ‘iş’ tutunca maya da tutmaz… Yapsınlar bir anket de bunun için, bu memlekette dünyanın öbür ucundaki Chavez’in bizim Türk malı ‘sosyal demokrat’lardan daha fazla sempati sahibi olduğunu görürler.. Batı’nın sosyal demokratı hatta sosyalisti de konu biz olunca hakeza ‘bizimkiler’le aynı.. Avrupa’da ‘Sosyalist Enternasyonal’ toplanıyor, ABD emperyalizminin vahşi Irak işgalinde ona tetikçilik yapan kukla yönetimin Pinochet’den, Evren’den, Güney Vietnamlı generalden farkı olmayan Iraklı kukla başkanı salona alkışla giriyor... ‘Sosyalist’ lafıyla ‘emperyalizm yardakçılığı’ tarihte hiç bu kadar birbirine bulaşmadı… Bakalım bizim bu dönem Meclis’e ‘sosyalist’ söylemle giren bağımsızlar, ‘bu bulaşmadan ne kadar bağımsız’ olacak.. Yani Ufuk mesela ‘Kahrolsun ABD’nin kanlı Irak işgali, vahşi BOP planı ve buna yardakçılık yapan, tetikçilik yapan kukla Irak yönetimi’ diyebilecek mi?.. Yoksa oyunu aldıklarının lanetini mi hesaplayacak... Neyse, sabah sabah yine ‘anın’ duygusuyla tatsız başladım. ‘Keşke şairlik de anlık patlamalar değil de sürece yönelik duygu işi’ olsaydı.. Anlayacağın ‘politika’ bu anlamıyla pek ‘şaire göre ve şairane iş’ değil.. ‘Şair olmanın’ İ. Selçuk’ta ‘özlem’ olarak kalması iyidir.. Bizi ‘sürecinsoğukkanlılığına çağıracak’ insanlara gereksinim açısından.. Buralar hâlâ serin ve hâlâ ishali bitmemiş bir gökyüzü altındayız.. Eylül içinde belki Trix ve Mavi’yle eşi ve kızları/A.B. İstanbul’da olabiliriz. Başkaca iyiyiz.. sevgiler…” Okurlarımdan biriki hafta dinlenme, düşünme, biriktirme izni istiyorum… CHP lideri Baykal, Zülfü Livaneli’nin kendisine yönelik iddialarını “yakışıksız bir yaklaşım” olarak nitelendirdi. yaklaşım, haklı bir temeli yok. Terlikli zirve, diye anlatıyor. Bir arkadaşımızın evine yemeğe çağrılıyorsunuz, eşi çeşit çeşit yemek hazırlıyor. Bunları sayıyorsunuz, burası bir Müslüman evi, namaz kılınan bir yer, terlik giyiliyor. Hepimizin âdeti var, ne var bunda? Bu müstehzi, garipseyici tavır yakışıksız.” ‘Garip ve çocuksu’ Baykal, Erdoğan’la “gizli buluşma” konusunda da “Güya o pazarlık sırasında bana Cumhurbaşkanı olmama taahhüdünde bulunmuş. Bir versiyona göre sen sağın, ben solun lideri olayım, demişiz. Erdoğan’ın bana solun liderliğini verme imkânı var mı, ya da tersi? Çok garip, çocuksu. O görüşmede hiçbir özel konu görüşülmedi, ne benim kariyerimle ne de Sayın Erdoğan’la ilgili. Türkiye’nin çıkarlarıyla ilgili konular konuşuldu. Bundan bir hafta sonra 1 Mart tezkeresi geldi. Bir ipucu vereyim, o günlerde ben, ‘65 bin asker ne zaman çıkacak, diye soruyorum, Başbakan, bilmiyorum, diyor’ diye konuştum. Bunu nerede sordum kendisine? Bir başka senaryo da YÖK konusunda taahhütte bulunulmuş. Bu da doğru değil” açıklamasını yaptı. Baykal, CHP’nin internet sitesinde Livaneli’nin fotoğrafının üzerine çarpı atılması konusundaki soruya da “Bence de uygun olmayan bir girişim oldu. Daha sonra gereken düzenleme yapıldı” yanıtını verdi. bir başka soru üzerine “Başbakan uzlaşmaya açık olursa, birlikte bir isim arayışı yapabiliriz. Uzlaşırsak, Meclis’e girer oy da verebiliriz” görüşünü dile getirdi. Baykal, CHP Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu’nun Gül’e destek verebileceğine ilişkin açıklamasıyla ilgili olarak da “Hemşehri dayanışması duygusu doğaldır. Partinin aldığı kararlar herkesi bağlar, Sayın Kulkuloğlu da dahil” demekle yetindi. Baykal, Zülfü Livaneli’nin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la gizli pazarlık yaptığı ve Mehmet Sevigen’in evindeki terlikli zirvede bu konuların ele alındığına ilişkin yazılarına da tepki gösterdi. Livaneli’nin “Erdoğan’ın siyasi yasaklarının sürmesinin fırsat olacağı” görüşünde olduğunu, ancak kendisinin bu yaklaşıma itibar etmediğini anlatan Baykal, söz lerini şöyle sürdürdü: “360 milletvekili olan partinin genel başkanının seçilme hakkının olmaması garabeti engellendi. Rakiplerimize hak kısıtlaması yaparak, dışlayarak siyaset yapılamaz. Aradan 5 yıl geçtikten sonra bu arkadaşımız bir yemek buluşmasının üzerinden bu konuyu gündeme getirerek bana yönelik tepkiyi tahrik etmeye çalışıyor. Bu yakışıksız bir CHP’DEKİ GELİŞMELER: İLHAN KESİCİ: İnce hesaplar dönemi yaşanıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Olağanüstü kurultay yoktur” açıklaması yaparken; muhaliflerin bugün genel merkez önünde yapacağı eylemle ilgili sorulara, “Siyasal boyutu yok, devleti, güvenlik kuvvetlerimizi ilgilendiren bir meseledir. Kamuoyu da ibretle izliyor” yanıtını verdi. Seçimlerin ardından CHP içindeki mücadele yeniden alevlendi. Muhalifler yönetimi istifaya zorlarken Genel Sekreter Önder Sav ile Genel Başkan Yardımcısı Eşref Erdem ekipleri arasındaki güç savaşı da sürüyor. Kulislere Baykal’ın 9 Eylül’de olağanüstü kurultayı toplayarak güven tazeleme yoluna gidebileceği söylentileri yaygınlaştı. Ancak, CHP lideri Baykal dün “Olağanüstü kurultay yoktur” açıklamasını yaparak bunları yalanladı. CHP olağan kurultayının kasım ayında toplanması gerekiyor. Ancak önümüzdeki süreçte cumhurbaşkanlığı seçimi başta olmak üzere yoğun gündem göz önüne alınırsa, kurultayın ertelenebileceği kaydedildi. CHP lideri Baykal’ın MYK’de değişiklik konusunda da “çok acele” etmeyeceği bildirildi. Genel Sekreter Sav ile Genel Başkan Yardımcısı Erdem ekipleri arasındaki mücadele bu süreçte öne çıkarken genel sekreterlik için TBMM Başkanvekili Yılmaz Ateş, genel başkan yardımcıları Mustafa Özyürek, Mehmet Sevigen ve Cevdet Selvi’nin adları anılıyor. CHP yeni siyasi ailemiz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’den İstanbul milletvekili seçilen İlhan Kesici, CHP’nin daha yüksek oy almasını beklediğini, ama partinin oylarını da artırdığını belirterek “Demek ki CHP, anamuhalefet görevini yapmaya devam edecek. CHP bizim yeni siyasi ailemizdir” diye konuştu. Kesici, dün TBMM’de milletvekili kaydını yaptırırken gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, “CHP’nin çok düşük bir oy oranıyla geldiği görülüyor. Bu sizi hayal kırıklığına uğrattı mı” sorusuna “Hayır” yanıtını veren Kesici, CHP’nin analizlerine göre daha yüksek oy almasını beklediğini ifade etti. Kesici, bir gazetecinin, “Abdullah Gül, AKP’nin yeniden cumhurbaşkanı adayı gibi görünüyor. CHP’nin tavrı ne olacak? Oylamaya katılacak mısınız” sorusu üzerine ise şunları kaydetti: “‘Gibi’ bölümü kalktığı andan itibaren ona göre bir pozisyon belli olmuş olur. ‘Gibi’ halinde bir şey söylemem. ‘Gibi’ bir ortadan kalksın, netlik kazansın, o zaman bu kişisel değerlendirmeden ziyade partisel değerlendirme yapılmış olur.” Kesici, DSP kökenli milletvekillerinin CHP’den ayrılacaklarının anımsatılması ve kendisinin CHP’de mi devam edeceğinin sorulması üzerine de şöyle konuştu: “Elbette... Ne demek. Sorunun zarafetini az buldum ben. ‘Bu çatının altında devam edecek misiniz?’ bölümünü, zarif bulmadım. CHP bizim yeni siyasi ailemizdir. CHP’ye girerken benim fikri katkıma ihtiyaç hâsıl olduğu ifade edildi. Ben de öyle görüyorum. Benim yapmam gereken en yüksek katkıda bulunmaktır. Hem Türk demokrasisine hem CHP’ye...” Şişli Beldiye Başkanı Sarıgül, düzenlediği basın toplantısında CHP liderine yüklendi. (SİBEL BAHÇETEPE) ‘Baykal artık çekilmeli’ Mustafa Sarıgül düzenlediği basın toplantısında CHP liderinin yerini gençlere bırakması gerektiğini söyledi İstanbul Haber Servisi Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, CHP’nin olağanüstü kurultaya gitmesi yerine, Genel Başkan Deniz Baykal ve yönetiminin siyasetten bir an önce çekilmeleri gerektiğini belirtti. Sarıgül, CHP’nin seçim kampanyasında “Atatürk’ü ve Cumhuriyeti istismar ettiğini” savunarak “Atatürk ve Cumhuriyetini seçim terazisinde tartmak siyasi bir cinayettir. Atatürk ve Cumhuriyet üzerinden siyaset son bulmalıdır. CHP kişilerin değil, halkın partisidir” dedi. Sarıgül, dün Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde eski milletvekili Hasan Aydın, avukatı Murat Haznedar ve danışmanı Necdet Mercan ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Sarıgül, “CHP’nin seçim yenilgisi merkez sağa açılma ve program üretememesi sonucudur” dedi. Partilerin halkın malı olduğunu, kimsenin tapulu malı olmadığını ifade eden Sarıgül, “Parti yöneticilerine yanıt Türk yargısından geldi. Yargı, ‘Mustafa Sarıgül CHP’lidir’ yanıtını verdi” diye konuştu. rıgül’lerden yardım istemek yerine Lütfullah Kayalar’ı vitrine çıkardığı için bu sonuç kaçınılmaz olmuştur” değerlendirmesine yer yer verdi. DP Genel Başkanı Mehmet Ağar’ın yaptığının başkalarına ders olması gerektiğini savunan Sarıgül, “Ve de istiyorum ki Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, İngiltere Başbakanı Tony Blair ve son olarak Türkiye’de Mehmet Ağar’ın yaptığı başkalarına ders olur. Türkiye’de Cumhuriyet, Atatürk ve halk kaybetmez, vizyonu olmayan, proje üretmeyen kaybeder” dedi. Baykal’ın İstanbul’da miting yapamadığını, kendisinin 500 bin kişilik miting yapabileceğini dile getiren Sarıgül, önümüzdeki günlerde Karadeniz, Ege ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yurttaşlarla bir araya geleceğini söyledi. ataol b?cumhuriyet.com.tr. Faks: (0212) 343 72 54 PROF. DR. BURHAN ŞENATALAR ‘Ağar’ın istifası ders olmalı’ Sarıgül, seçim sonuçları ile ilgili görüş ifade eden eski Genel Başkan Hikmet Çetin, eski Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Onur Kumbaracıbaşı, parti üyelerinden Adnan Keskin, eski Genel Sekreter Mehmet Moğultay’ın açıklamaları üzerine CHP’nin, “Bu konuşanlar parti üyesi bile değil” açıklamalarını eleştirerek “Yöneticilere soruyorum, yoksa onları da gizlice ihraç mı ettiniz ya da üyelerinizden, yandaşlarınızdan haberiniz yok mu?” dedi. Sarıgül, “Genel merkez İnönü’lerden, Öymen’lerden, Sa ‘Kimse bana başka makam bulmasın’ Sav’ı yönetimden uzaklaştırmayı hedefleyenler, grup başkanvekilliğine kaydırılabileceği haberlerini yaydı. Sav’ın yakın çevresine bu haberlerle ilgili olarak “Grup başkanvekilliğini ben 12 yıl önce yapmışım. Ayıp bir şey. Kimse bana bir başka makam bulmaya çalışmasın” dediği öğrenildi. MYK’de sınırlı bir değişime gidilmesi durumunda yeniden milletvekili seçilemeyen üyelerin liste dışı kalabileceği kaydediliyor. Baykal’ın yönetimde köklü bir değişiklik yapabilmesi için kurultaya gitmesi ve parti meclisinin yenilenmesi gerekiyor. Kurultay yolu açılarak kapsamlı bir değişikliğe gidilmesi durumunda Baykal’ın İlhan Kesici ve Necla Arat ile eski özel kalem müdürü, Ankara milletvekili seçilen Nesrin Baytok, Tekirdağ’dan milletvekili seçilen Faik Öztrak ve Manisa’dan parlamentoya giren Şahin Mengü gibi isimleri yönetime alabileceği kaydediliyor. DSP’lilerin istifa etmesi durumunda CHP grubuna “yeni” giren 46 milletvekili olacak, bunların bir bölümünün PM’ye alınabileceğine dikkat çekiliyor. TBMM’nin açılmasından sonra grup yönetimi de belirlenecek. Grup başkanvekillikleri için eski grup başkanvekilleri Ali Topuz, Kemal Anadol ve Haluk Koç’un yanı sıra Hakkı Süha Okay, Atilla Kart ve Muharrem İnce’nin adları anılıyor. Bu arada muhalifler, yönetimi hedef alan eylemlerini tırmandırıyor. CHP lideri Baykal, bugün genel merkez önünde yapılması planlanan eylemle ilgili sorulara şu yanıtı verdi: “Bunlarla bir yere varmak mümkün değil. Geçmişte de denendi, başarısızlıkla sonuçlandı. Devleti, güvenlik kuvvetlerini ilgilendiren bir meseledir, kamuoyu da ibretle izliyor.” ‘CHP umut olmaktan çıktı’ İstanbul Haber Servisi 10 Aralık Hareketi Sözcüsü Prof. Dr. Burhan Şenatalar, sosyal demokratların bugünkü CHP’ye umut bağlayamayacağını, solda kapsamlı bir yenilenmenin zorunlu olduğunu vurguladı. Prof. Şenatalar yaptığı yazılı açıklamada, 23 Temmuz günü yepyeni bir dönem başladığını belirterek, “Bu dönemin temel görevi özgürlükçü, katılımcı, sosyal adaletçi, bir sosyal demokrat siyasal hareketi yaratmak, yaygınlaştırmaktır. Bunun, var olan yönetim açısından dikensiz gül bahçesine dönüştürülmüş CHP içinde gerçekleştirilmesi olanaksızdır” dedi. Şenatalar, seçim sonuçlarının, çağdaş sosyal demokrat ilkelere ve yaklaşımlara dayanmayan, halka tepeden bakan, devletçi bir söylemle başarıya ulaşılamayacağını bir kez daha ortaya koyduğunu kaydetti. İlkeler temelinde en geniş sol birlikteliğin hedeflenmesi gerekirken sağa açılma politikası ile oluşturulan aday listelerinin de başarısızlığın nedeni olduğunu vurgulayan Şenatalar şöyle devam etti: “Yüzde 21’e ulaşmayan bir oranı bile başarı gibi gösterme çabası ortaya çıkan durumun dahi algılanamadığının bir göstergesidir. Türkiye’nin özgürlükçü, eşitlikçi, katılımcı, toplumsal barıştan yana bir sol harekete acil olarak ihtiyacı vardır. Yenilenmenin üç ayağı olmalıdır. Birincisi; özgürlükçü, eşitlikçi, katılımcı, çağdaş sosyal demokrat bakış açısının, söylemin ve politikaların net ve açık biçimde ortaya konmasıdır. İkincisi, siyaset yapma tarzında yenilenmedir. Üçüncüsü, kadrolarda yenilenmedir.” Yerel mahkeme Yargıtay’ın bozmasına karşın kararında direndi Söz, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nda ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’den “partiyi küçük düşürdüğü ve sorumluluğuyla bağdaşmayan” davranışlarda bulunduğu gerekçesiyle ihraç edilen Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün partiye dönüp dönemeyeceği konusunda son sözü Yargıtay Hukuk Genel Kurulu söyleyecek. Yerel mahkemenin direnme gerekçesini tamamlamasının ardından CHP avukatları kararı temyiz edecekler. Sarıgül’ün kararı olağan süreçte en erken yeni adli yılda karara bağlanabilecek. Sarıgül, CHP olağanüstü kurultayında genel başkanlığa aday olmuş ve kurultayın ardından yaşanan gelişmeler üzerine yüksek disiplin kuruluna (YDK) sevk edilmişti. YDK yaptığı değerlendirmede, Sarıgül’ün partinin temel ilkelerine aykırı eylem ve davranışlarıyla partiyi küçük düşürdüğü, partide aldığı sorumlulukla bağdaşmayan davranışlar gerçekleştirdiği gerekçesiyle ihracına karar verdi. Mustafa Sarıgül de ihraç kararını yargıya taşıdı. Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi, Mustafa Sarıgül’ün ihracını hukuka aykırı buldu. Mahkeme, Yargıtay’ın bozma kararına karşın da kararında direndi. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle