19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 TEMMUZ 2007 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Merkez Bankası Başkanı Yılmaz: Faiz indiriminde inatlaşma yok, mali disiplin sağlanırsa düşünebiliriz 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Bütçe delindi, önlem alın ? Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’dan hükümete, bütçe konusunda önlem alması yönünde uyarı geldi. Yılmaz, bütçede faiz dışı harcamalardaki artışın 2007 hedefinin üstüne çıktığını belirterek “Faiz indiriminde inatlaşma söz konusu değil. Mali harcamalarla ilgili önlem alınır, açıklama yapılır ve önümüzdeki yılın bütçesini görürsek faiz indirimine gidebiliriz” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, bütçede faiz dışı harcamalardaki artışın 2007 hedefinin üstüne çıktığını belirterek “Faiz indiriminde inatlaşma söz konusu değil. Mali harcamalarla ilgili önlem alınır, açıklama yapılır ve önümüzdeki yılın bütçesini görürsek faiz indirimine gidebiliriz” dedi. Yılmaz, “Sene başında belirlenen bütçe hedeflerine uyulmasını görmek istiyoruz. Bütçeden sapma varsa düzeltin, hedeflere uyulması için tedbir alın. Böyle giderse faiz dışı fazla yüzde 6.5’un altında kalacak” diye konuştu. Merkez Bankası Başkanı YılDurmuş Yılmaz, “Sene başında belirlenen bütçe hedeflerine uyulduğunu görmek istiyoruz. Bütçeden sapma varsa düzeltin, hedeflere uyulması için tedbir alın. Böyle giderse faiz dışı fazla yüzde 6.5’in altında kalacak” dedi. Demokrasi Yalanları... Dünya, sandık demokrasisinde insan haklarına aykırı çarpıcı gelişmeler karşısında, medya çağında demokrasi yalanlarının ürkütücü sonuçlarına karşı nasıl önlem alınabileceğini tartışıyor. ABD’nin 11 Eylül’ü, teröre karşı savaş gerekçesi olarak göstermesi.. aslında başta petrol her türlü kirli çıkar adına, Afganistan, Irak emperyal işgali ile yaratılan insan haklarına aykırı tablo ortada. “Demokrasi getirme” kuyruklu yalanı ile işgal edilen ülkelerin ırk ve mezhep, tarikat, şeriat yorumları ekseninde kanlı iç savaşlara sürüklenmeleri, akıl almaz acımasız savaş suçlarının işlendiği emperyal işgalin boyutları, çevre ülkelerin emepryalizm adına üs yapılmaları, terörün hem yaratılıp hem de kullanılmasının acımasız boyutları... Emepryalizmin diktatörlüklerden güç aldığı çağlarda, işlenen büyük insanlık suçlarında, hiç değilse otomatik olarak halkları yargılamama lüksümüz vardı. Günümüzde her tür savaş suçunu işleyenler, insan haklarını ihlal edenler, evrensel hukuk, insan hakları ilkelerini ayaklar altına alanlar, bir de demokrasi adına yapılan sandık seçimlerinde aklanıyor, ya da bir boyutu ile suçlarına ülkelerinin vatandaşlarını, halklarını ortak etmiş oluyorlar.. Başta ABD, İngiltere, AB ülkeleri, hatta Türkiye’de bir yandan yüz binler sokaklara çıkıyor, savaş karşıtı eylemlerle siyasi iktidarları suçluyorlar. Ne kadar sansür edilirse edilsin, işlenen suçların, suç ortaklıklarının kanıtları bir biçimde kamuoyuna yansıyor. Ama öyle bir çark işliyor ki, sonunda sandıktan suç ortağı liderler, partiler, yönetim kadroları çıkıyor. Bu nasıl oluyor? ??? Irak işgalinde ABD’nin işgal gerekçesi büyük yalanından başlayın, işkencelere, ağır insan haklarına kadar uzanan yaptıklarını onaylayan çok az Amerikalı, Blair’in suç ortaklığına onay veren daha da az İngiliz olmalı. Bize gelince tüm anketler, hele de Irak işgali sonrası yaşananların etkisi ile ABD karşıtlığında çok hızlı bir tırmanışla, nüfusun büyük çoğunluğuna ulaşıldığını ortaya koymakta. Dahası AB’den Türkiye’ye yönelik dayatmalar, üyelik yolculuğunda çıkarılan güçlükler bağlantılı soğuma tırmanmakta. Nasıl oluyor da, ABD ve AB desteği seçimlerde AKP’nin lehine puana dönüşebilmekte. AB’ye ödün verme, BOP’a onay verme icraatları seçmen tarafından onaylanmakta. Bütün veriler dış ağırlıklı para, sermaye çıkarlarına dönük bir ekonomik programın icraatını, kitleler için ağır yoksullaşma, yoksunlaşma, gelir dağılımı çarpıklığı, işsizliği ortaya koyarken en yoksul kesimden alınan AKP oyları ortalama oylarının iki katına kadar çıkabilmektedir?.. Gündemimizde Cumhurbaşkanlığı seçimi var; medya yorumları, Gül’ün Cumhurbaşkanlığı’na oldu bittiyle ağırlık veriyor. Hem de seçim kampanyasında da altı çok çizilen, seçim öncesi antidemokratik olarak engellenmiş, mağdur olmuş kimliği ile. Olay başlı başına antidemokratik bir operasyonken, üst üste gelen çok etkin kampanyalar, medyatik, demokratik yalanlarla gerçekler ters yüz edilerek, nasıl oluyor da yaratılan imaj; en demokratik, en mağdur çerçevesinde algılanıyor? Anayasamız cumhurbaşkanına siyasi iktidarın, Meclis icraatlarının anayasaya, kamu yararına uygunluğunun denetimi görevini vermiş. Anayasamızın görev yükümlülüğüne göre, cumhurbaşkanının partilerüstü kimliği esas. Elbette iktidar, Meclis çoğunluğuyla biçimsel demokrasi içinde herkesi Çankaya Köşkü’ne çıkarabilir. Ancak rejimin sağlıklı, demokratik işleyişi için, sadece Meclis içinde de değil, toplumsal uzlaşı içinde, rejimin olmazlarına yürekten bağlı, kimliği tartışma konusu yapılamayacak saygın cumhurbaşkanı adayını gerekli kılmakta. Başbakan Erdoğan seçimden önce ne yaptı? Başbakan değil de padişah yetkilerine sahip bir diktatörmüşçesine, toplumla alay edercesine, ne parlamento içi ne de dışında uzlaşma aramadan, “kafamın içinde, iki dudağımın arasında” diyerek sona dakikada Gül’ü cumhurbaşkanı adayı ilan etti. Seçilememesiyle ilgili gelişmeler öylesine medyatik pazarlandı, çıkar odaklarınca ortak koro olarak seslendirildi ki.. sonunda kitleler Gül’ün gerçekten mağdur, seçilememesinin antidemokratik dayatma olduğuna inandırıldılar ki... Şimdilerde mağdur olarak öncelikli hak ve sözün kendisinde olduğu pazarlanıyor. Dahası AKP’nin oy artışında önemli bir katkısı varsayılıyor. Cumhuriyet tarihinin en yüksek oyunu almış, merkez partisi pazarlamasında, AKP, ABD ve AB’nin çıkarlarına teslim olmuş, en büyük desteği gören iktidarlarından biri olarak, ılımlı siyasal İslam kimliği ile çoğunluk diktatoryası olarak devletin kurumlarını bir bir ele geçiriyor. Ne kadar çarpık işletilirse işletilsin, sonunda sandık demokrasisi içinde bile, demokratik yalanlar ne kadar büyük boyutları ile yutturulursa yutturulsun bu işin bir dönüşü, yarını da var elbette. Ama bütün dünyadaki örneklerinde görüldüğü üzere, ülkemize, halkımıza çok pahalıya da mal olabilir. Başbakan Erdoğan’ın seçim sonuçlarının alındığı saatlerde verdiği sözü tutmasını, gerçekten merkez parti, demokratik kriterlere bağlı olma çabasının kuyruklu yalan olmamasını dileyelim... [email protected] IMF kredisine ihtiyaç yok Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, gazetecilerin sorularını yanıtlarken de kendileri için önemli olanın “siyasal istikrarın devam ettirilmesi” olduğunu belirterek AKP’den yana tavır koydu. Faiz indiriminde inatlaşmanın söz konusu olmadığını söyleyen Yılmaz, hükümete dönük olarak da “Mali harcamalarla ilgili önlem alınır, açıklama yapılır ve önümüzdeki yılın bütçesini görürsek faiz indirimine gidebiliriz” dedi. Yılmaz “IMF ile kredili anlaşma yapmamıza gerek yok. IMF önemli bir çapa olmuştur. Biz çapayı kendimiz sağlayabilirsek çok iyi. Ama ekonomi yönetimi ders aldı mı? Önümüzdeki dönemde mali disiplinle ilgili kuralların ortaya konması ve buna uyulması lazım” diye konuştu. maz, Enflasyon Raporu’nun tanıtımına ilişkin düzenlediği basın toplantısında mali piyasalardaki rekor gelişmelere “küresel büyümenin güçlü seyri ve yüksek seviyelerdeki risk iştahı”nın neden olduğunu belirterek “Mali piyasalarda ulaşılan tarihi rekor değerlerin sürdürülebilirliğine ilişkin endişeler giderek daha fazla gündeme gelmektedir” diye konuştu. Yılmaz belirsizlik ve risk unsurları arasında “ABD’de piyasa faizlerinde ve oynaklıklarında görülen artış ile emlak piyasasında yaşanan sıkıntılar, ham petrol fiyatlarındaki artış eğilimi, burada meydana gelebilecek ani yükseliş olasılıkları” gösterdi. Yılmaz, “Büyümenin ana kaynağı dış taleptir. İç talepteki yavaşlama sanayi üretimini kısıtlamıştır. Cari işlemler açığının tekrar artma eğilimine girmesi şaşırtıcı olmayacaktır” dedi. ‘Kamu harcamalarını kısın’ Yılmaz bütçe disiplini ile ilgili ise şunları söyledi: “Faiz dışı fazla hedefine ulaşabilmek için gerekli intibakın dolaylı vergilerden ziyade kamu harcamalarındaki hızlı artışı yavaşlatıcı tedbirler yoluyla yapılması önem taşımaktadır.” Yılmaz sözlerinin “faizlerin ekim ayından itibaren indirileceği” şeklinde algılanmamasını istedi. Enflasyon beklentisini yüzde 6 olarak belirlemesine karşın ev sahibi ve kiracıların kira fiyat artışlarını belirlerken yüzde 4’lük enflasyon hedefinin alınmasını isteyen Yılmaz, tüketicilerin de orta vadede reel faizlerin düşeceği hesabına göre kredi almalarını önerdi. Enflasyonun önündeki riskler ? İşlenmemiş gıda ve petrol fiyatlarına ilişkin belirsizliklerin sürmesi. ? Orta vadeli enflasyon beklentilerinin yüksek olması. ? Tek başına enflasyona etkisi yüzde 1’e ulaşan kira artışlarının yüksek seyretmeye devam etmesi. ? Uluslararası likidite koşullarındaki olası dalgalanmaların, gelişmiş ülkelere dair temel göstergelerin yönünün henüz netleşmemiş olması. ? AB’ye uyum ve yakınsama sürecinin devam etmemesi ve yapısal reformların hayata geçirilmemesi. BORSA DÜŞTÜ DOLAR ÇIKTI Beş yıl önce icra kurulu başkanlığı ve yönetim kurulu başkan yardımcılığını üstlenmişti Bahar kısa sürdü Ekonomi Servisi Borsada seçim sonrası yaşanan bahar havası kısa sürdü. ABD’de dün açıklanan yeni konut satışları verisinin emlak sektöründeki kaygıları yeniden artırmasıyla Türkiye’deki olumlu havanın yerini yurtdışı piyasalardaki satış baskısı aldı. ABD ekonomisindeki endişelerle, Avrupalı yatırımcılar da riskten kaçma eğilimi gösterdiler. Yatırımcıların güvenli liman olarak görülen varlıklara yönelmesiyle çok sayıda ülkede borsalarda düşüş oldu. Yurdışından gelen etkilere, ülke içindeki siyasi hareketliliğin ve risklerin eklenmesiyle sadece iki gün önce 56 binlerde gezinen İMKB’de Ulusal 100 endeksi, haftanın son işlem gününü 950 puanlık kayıpla 51 bin 561 puan seviyesinden tamamladı. Haftalık kayıp yüzde 2.6 oldu. Türk Lirası, dolar ve Avro karşısında sırasıyla yüzde 3.17 ve yüzde 2.81 değer kaybetti. Serbest piyasada hareketli bir gün geçiren dolar, sabah saatlerinde yükselişe geçti ve 9.30 itibarıyla 1.3200 YTL ’yi gördü. İstanbul serbest piyasasında ABD Doları yaklaşık 20 günlük aradan sonra tekrar 1.300 YTL’nin üzerine çıkmış oldu. Dolar yine serbest piyasada 1.2980 YTL’den günü kapattı. Kale Zeynep Hanım’a emanet MURAT GÜLDEREN IMF DİREKTÖRÜ AHMED: Türkiye karar verecek Ekonomi Servisi Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Dış İlişkiler Direktörü Mesud Ahmed’in Washington’daki IMF merkezinde düzenlediği brifingde yöneltilen bir soru üzerine, “IMF ile devam edip etmemeye Türk makamları karar verecek. Türkiye ile çok yararlı ve yakın bir ilişkimiz oldu ve biz, bunun ileriye gideceğini umut etmeyi sürdürüyoruz” dedi. Ahmed, “Ancak ilişkimizin şekli ne olursa olsun, Türk makamlarıyla çalışmaya ve çabalarını desteklemeye hazır olacağız” diye konuştu. ÇANAKKALE Kalebodur, Kalekim, Kaleterasit, RocaKale, Kaledekor, Kalekalıp gibi kendi alanında öncü pek çok markayı bünyesinde barındıran Kale Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Bodur, grubun 50. kuruluş yılında Kale Grubu bayrağını Kale Grubu İcra Kurulu Başkanı olan kızı Zeynep Bodur Okyay’a devretti. Bodur, sanayide 55, seramikte 50 hizmet yılını tamamlamış olmanın huzuru ve mutluluğunu yaşadığını belirterek, “50 yıldır şerefle taşıdığım Kale Grubu bayrağını, kızım Zeynep Bodur Okyay’a ve yönetici ve çalışanlarımıza güvenle ve başarı dileklerimle bırakıyorum’’ dedi. Kale Grubunun 50. kuruluş yıldönümü nedeniyle fabrikaların bulunduğu Çan ilçesinde düzenlenen “Seramik Bayramı” 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Sanayi Ticaret Bakanı Ali Coşkun, TOBB başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ISO başkanı Tanıl Küçük ve birçok yerli ve yabancı davetlinin katılımıyla gerçekleştirildi. Bodur, grubun 50. yılına üç yeni duvar ve yer karosu fabrikaları açarak 64 milyon YTL’lik yatırımla girdiklerini anlattı. Kaleserafoam tesisi için 4 bin 500 metrekarelik alanda 7 milyon 800 bin YTL’lik yatırım yapıldığını söyleyen Bodur, “Üçüncü yer karosu fabrikası için 28 milyon 600 bin YTL, beşinci duvar karosu fabrikası için de 25 milyon YTL ve kompozit izolatör araştırma ve üretim tesisi için de 2 milyon 600 YTL harcadık” dedi. Seramik Bayramı’nın kutlamalarını kaçırmayan Demirel ile İbrahim Bodur hasretle kucaklaştı. Zeynep Bodur Okyay da kutlamalara çocuğu ile katıldı. ‘Beş yıl önce bayrağı, şimdi de sopasını aldım’ Bayrağı devralan Grubun yeni patronu Zeynep Bodur Okyay da “Benim açımdan çok mutlu bir gün. 5 yıl önce bayrağı, bugün de 42 yaşındayken sopasını devraldım. Her zaman babam sayın Bodur’u örnek aldım. Onun bu eserini devam ettirmeye çalışacağım. İnşallah ben de görevimi küçük İbrahim’e devredeceğim. Büyük bir kuruluş olmayı hedefledik. Babamın vizyonuna sahip çıkacağım. Zorlu rekabet ortamında yerimizi sağlamlaştırmak için çalışacağım. 50. yılında babamıza bir torun vermek nasip oldu. Benim de hayalim bu bayrağı çocuğuma devretmek” dedi. 9. Cumhurbaşkanı Demirel de bir erkek çocuğu dünyaya getiren Zeynep Bodur’a seslenerek, “II. İbrahim Dönemi hayırlı olsun. O şimdi bir bebek. Yakın zamanda büyüyüp o da annesinin elinden dünya markası Kale Grubu’nun bayrağını teslim alacak” şeklinde konuştu. Rakamlarla Kale 2 milyar doları ihracat olmak üzere 8 milyar dolar satış cirosu ile 4 milyar dolarlık katma değer yaratıldı. Bu değerin 1.5 milyar doları vergi, 1 milyar doları ücret olarak çalışanlara, 750 milyon doları yatırımlara, 250 milyon doları kâr payı olarak ortaklara ödendi. 500 milyon dolar da öz kaynak olarak bünyede bırakıldı. Aselsan’dan Uruguay’a satış ? ASELSAN, Uruguay Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyacı olan, 9600 serisi telsizler, iç konuşma sistemleri ve son teknoloji ürünü yeni nesil 9651 yazılım tabanlı telsizleri üretecek. Telsizlerin teslimatı, kurulumu ve ilgili eğitimini de içeren 2 milyon 799 bin 900 ABD Doları tutarındaki anlaşma imzalandı. ASELSAN, 17 Ekim 2006 tarihinde de, Uruguay Silahlı Kuvvetleri’nin açtığı ihaleyi kazanmış, 9600 serisi frekans atlamalı telsizleri ve iç konuşma sistemlerini Uruguay Silahlı Kuvvetleri’ne teslim etmişti. ABD BU KEZ MEMNUN Türkiye, Yunanistan ve İtalya arasında Roma’da imzalanan Hazar doğalgazının Avrupa’ya taşınmasına ilişkin anlaşma ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sean Mccormack tarafından memnuniyetle karşılandı. Anlaşmanın ortak çabaların dönüm noktası olduğunu söyleyen Mccormack “ABD’nin de güçlü desteğini alarak işbirliği yapan söz konusu üç ülkenin yaptığı bu anlaşma, ortak çabaların ürünüdür” dedi.Anlaşmaya Türkiye adına imza koyan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler ise “Proje, Türkiye topraklarından geçecek doğalgaz miktarının yüzde 15’ini daha ucuza almamızı da sağlayacak’’ dedi. ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, Türkiye ve İran arasında doğalgaz konusunda varılan ön anlaşmayı eleştirmişti. MARRIOTT OTEL GÜN SAYIYOR Dünyaca ünlü otel zinciri Marriott’un İstanbul Anadolu Yakası’ndaki oteli 15 Ağustos günü açılıyor. İstanbul Marriott Hotel Asia’nın tanıtım toplantısında konuşan Büyükhanlı Kardeşler İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Büyükhanlı, 2002 yılında projelendirmeye başladıkları otelin yatırım tutarının 45 milyon doları bulduğunu bildirdi. Büyükhanlı, “Anadolu Yakası’nda çok sayıda otel olmasına karşın uluslararası bir zincir olmaması bizim için avantaj oldu’’ dedi. Büyükhanlı, İstanbul’un Avrupa Yakası’nda da bir otel açmayı hedeflediklerini belirtti. İDO’YA YATIRIM KREDİSİ Dünyanın en büyük denizcilik işletmesi İDO, SirkeciHarem hattında hizmet verecek 4 yeni araba vapuru yapımı için Japon Bank of Tokyo ile 36 milyon dolarlık kredi anlaşması imzaladı. The Bank of Tokyo Mitsubishi Ufj. Ltd. tarafından sağlanacak kredi ile ÇEKSAN tersanesinde 80 araç ve 600 yolcu kapasiteli 4 adet araba vapuru inşa ediliyor. Kredi anlaşması, Bank of Tokyo Yapısal Finansman Direktörü Hiroshi Nimomia, Mitsubishi Corporation Genel Müdür Yardımcısı Yoshia Amano, İstanbul Büyükşehir Belediye Genel Sekreter Yardımcısı Hüseyin Eren, İDO Genel Müdürü Ahmet Paksoy ile İDO çalışanlarının katıldığı törende imzalandı. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle