19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 TEMMUZ 2007 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul 15 Stockholm B A A A A A A A A 32 34 33 34 37 39 41 43 28 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B B PB PB B B B B PB 30 29 29 29 37 34 36 34 39 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB A A A A Y Y Y 37 34 41 43 40 39 33 27 27 Trabzon Ankara Erzurum Hakkari İzmir Antalya Ş.Urfa Adana Yurdun iç ve doğu kesimleri parçalı bulutlu, Orta ve Doğu Karadeniz’in iç kesimleri, Artvin, Kars, Ardahan, Van ve Hakkâri çevreleri kısa süreli sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y Y Y Y Y Y Y Y Y 20 18 21 22 20 21 20 21 27 Yağmurlu Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y PB B Y B B B B Y 23 35 39 26 35 34 28 33 27 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı B B B A B B B B B 24 35 26 38 28 29 32 37 41 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL ? Baştarafı 1. Sayfada gitti ve sordu: Hangisini beğenirsiniz? CHP Gül’e olmaz diyecek, fakaaat Bahçeli, AKP’nin kimi isterse aday yapabileceğini söyleyecek.. iktidar grubu “milletin meydanlarının işaretini görmezlikten gelemeyeceğine göre”.. uzlaşma içeriği kof, biçimsel bir olay olmaktan öteye geçmeyecek. Gül’den yana görünen şans ibresinin son dakikada değişebileceğini söyleyenlere de rastlanıyor. Örneğin soruluyor: RTE Gül’ün adaylığına neden ışık yakmadı? Neden “Abdullah kardeşimin vereceği karar benim için önemlidir” dedi? Siyasette “kardeş” edebiyatının fazla değeri olmadığını hesaba katarsak; bu yaklaşım, iki olasılığı akla getiriyor. Birinci olasılık, Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesini muhalefetin engellediğini seçim kampanyasında öncelikli koz olarak kullandı. Halkı özellikle haklı durumdaki CHP aleyhine kışkırtarak puan topladı. Şimdi Gül’ün adaylığına karşı çıkarsa kendiyle ters düşmekten çekiniyor. İkinci neden, Gül gibi parti içinde giderek parlayan, ne ki nefesini ensesinde hissettiği “kardeşinin” Cumhurbaşkanlığı’na karşı çıkması durumunda AKP içinde derin sarsıntıların başlaması olasılığına dayanıyor. Zaten Cumhurbaşkanlığı konusunda AKP’nin önünün kesilmesinin olanak dışı olduğu giderek açıklığa kavuşuyor. Bağımsızlar (son olarak Mesut Yılmaz) birer ikişer oturuma katılacaklarını açıklıyorlar. DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Gül’e destek vermeyiz, diyor ama, oturuma girmeyiz, diyemiyor. Ant içmeye kadar Demokratik Toplum Partisi’ne katılmayacakları anlaşılan bağımsız milletvekilleri ise Kürt kökenli bir cumhurbaşkanında ısrar etmezlerse Gül’e karşı bir neden icat etmeleri zorlaşıyor. ??? Gül Abdullah’ı engelleyecek tek olay Meclis’te seçim oturumunu açacak yeter sa CÜNEYT ARCAYÜREK yıyı bulamamak korkusuydu. Bahçeli bu korku veya kaygıyı ortadan kaldırdı. Hatta Gül’ün önünün açılmasından sonra başka kaygılar da artık söz konusu değil. Bir numaralı kamusal alan olan Çankaya Köşkü’ne türbanlı eşiyle bir cumhurbaşkanı çıkabildiğine göre, devletin hiçbir biriminde veya kamusal alan diye tarif edilen yerlerde türbanı yasaklamak olanaksız hale geliyor. Titreyip eski günlerden bugünlere döneceği sanılan MHP; Bahçeli’nin açıklamalarından anlaşılıyor ki“dindar bir cumhurbaşkanı adayının türbanlı eşiyle Çankaya’ya çıkmasına” karşı değil. CHP lideri Baykal da seçim öncesi ve seçimde “Bizim için türban değil, kafanın içi önemli” dedikten sonra.. sorun çözümlenmiş olmuyor mu? Gül cumhurbaşkanı olursa sıkıntı yarattıracağını öne sürenlere rastlanıyor. Şayet bu görüşü öne sürenler başarısız, teslimiyetçi politikanın baş mimarı olduğu için Gül’ün başarısız olduğunu düşünüyorlarsa hava alırlar. Bu tür gerekçeler ancak Batılı demokrasilerde başarısızlığı kanıtlanan politikacıları etkileyebiliyor. Bizdeki politik harita ikinci cumhuriyetçilerden, etnik gruplara daha fazla özgürlük verilmesini savunanlardan, ulusal hiçbir sorunda karşı çıkmayan, ABD’ye, AB’ye bağımlılığı, kısacası teslimiyet politikasını destekleyenlerden oluşuyor. “Seçim boyasının aptese engel olup olmadığını” TV’lerde (örneğin Star TV’de) tartışanların, ılımlı İslamın daha da pekişmesini sağlayacak yolun açıldığını savunanların çoklukta olduğu bir ülkede yaşadığımızın üzerinde durulmuyor bile… 22 Temmuz seçimlerini yorumlarken ABD Kongre üyesi Alcee Hasting ne demiş: “Türkiye’de İslamcı dizayndan söz edilse de ülkenin sosyal dokusu değişse bile, RTE ve Gül ile çok iyi işbirliğimiz olageldi.” RTE’nin teslimiyetçi politikalarıyla nice günlere, nice günlere... Yeni dünya düzeni, en ileri ülkelerde bile artık ‘popülizmleri’besliyor GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada ği Kemalizm başta olmak üzere anayasayı partinin ana çizgisine getirmek. Daha net ifadeyle anayasayı AKP’ye benzetecekler. Bunun için gerekli olan eldiven ve merdiven aynı: AB... Birinci AKP iktidarı döneminde de kendi yapılanmalarını sağlayacak değişiklikler için öncelikli olarak “Valla biz de çok önemsemiyoruz ama AB böyle istiyor. AB süreci de sadece hükümetin değil, devletin de istediği bir rota olduğuna göre ne istiyorlarsa yapmak lazım” tezini öne sürüyorlardı. Bunu yaparken çıkan başlıca sorun şuydu: İçeriye kim anlatacak? Yerine göre Dışişleri bürokrasisini kullandılar. Ancak burada istedikleri verimi alamadılar. Zira Dışişleri yıpranmış, erozyona uğramış olsa da attığı her adımı devlet anlayışının içine sokmak zorunda. Bunu AKP’nin milletvekillerine söyletmek de zordu. O zaman da kamuoyu şöyle düşünüyordu: “Demek ki halkla tam olarak paylaşmadıkları gündemleri olduğu doğru...” ??? Zafer Üskül’ün dile getirdiği kendi ifadesiyle yeni, sivil, renksiz, Mustafa Kemal’siz anayasayı örneğin Bülent Arınç ya da AKP’nin Milli Görüş çizgisinden biri duyurmuş olsaydı ne olacaktı? Büyük olasılıkla yukarıdaki saptamamız öne çıkacak, “AKP’nin gizli gündemi var” değerlendirmeleri başlayacaktı. Bunun yerine ne yaptılar? AKP’den adaylığı gündeme gelinceye dek CHP üyeliği devam eden, kendisini sosyal demokrat ilan eden, kamuoyunda ikinci cumhuriyetçi olarak bilinen bir kişiye açıklama yaptırdılar. Buna, kestaneleri közden başkasına aldırtmak denir! Önümüzdeki günlerde MUSTAFA BALBAY Üskül elinde bir taslakla kanal kanal dolaşacak. Sivil toplum kuruluşlarından destek isteyecek. Sanki AKP’nin dışında, toplumun bir istemiymiş gibi “yeni anayasa” ısıtılacak, gerçek anlamda ise üniter devlet yapısının suyu ısıtılacak. ??? Bir soru: Üskül’ün anayasa çalışmasından hukukçu olanlar dahil, kaç AKP’linin haberi vardır? Soruya soruyla karşılık verildiğini duyar gibiyim: AKP’lilerin duymasına ne gerek var canım, Başbakan biliyorsa yeterli değil mi? Siyasetin doğal akışı içinde öyle... Konu buradan açılmışken, önümüzdeki günlerde daha da açığa çıkacak bir duruma dikkat çekelim: AKP’li vekillerin çoğu için; Erdoğan vekilleri demek gerekecek... Erdoğan onları listeye alırken, doğrudan temasla işi çözmüştü. Belki de onlara görev verirken de aynı yöntemi izleyecek. Bakanlar Kurulu da geçmiş dönemde arada bir yaptığımız benzetmeyi daha çok hak edecek: Erdoğan’a Bakanlar Kurulu... Yeniden anayasa değişikliğine dönersek... AKP’nin 22 Temmuz seçimi öncesinde duyurduğu seçim bildirgesinde türbandan imam hatiplere partinin çekirdeğiyle ilgili bir şey yok. Onun yerine “yeni bir anayasa” müjdesi vardı. Üskül’ün hazırlığı gösteriyor ki, bu işi de toptan çözmek niyetindeler. Tek tek konularla uğraşmak yerine “Yepyeni sivil bir anayasa hazırlıyoruz” edebiyatıyla Türkiye’nin karşısına çıkacaklar. Bu konudaki deneyimlerine diyecek yok... Mangalda kül, edebiyatta fasikül, tespihte püskül bırakmıyorlardı... Püsküle bir de Üskül eklendi... Bakalım arkası nasıl gelecek! Avşar diliyle ‘Erdoğanizm’ NİLGÜN CERRAHOĞLU “Ananı da al git!” sözleri için: “(Erdoğan’ın) içinden geçeni yapması hoşuma gidiyor!” diyor Hülya Avşar ve devam ediyor: “İçinden öyle geçti. Sinirlendi, delirdi. Onun o anki durumunu kabul ediyorum. Söylediği yanlış. Ancak içinden öyle geçti ve öyle yaptı. İçinden geçeni yapması hoşuma gidiyor...” “Yanlış” olsa dahi liderin, “içinden geçeni yapmasının” “eksi” yerine; “artı” hanesine yazılır olması “siyasi mantığın” başkalaştığı, koptuğu yerdir. “Yüzde 47’nin rasyonel açıklaması yok!” tespitine, Avşar’ın bu sözlerinden somut kanıt bulunamaz. Bu noktada liderle artık “içgüdüsel bir ilişki” söz konusu... Hülya Avşar, “reytinglerine” düşkün popüler bir sanatçı. Toplumca kınanacağını, dışlanacağını düşünse; “Ananı da al git!”e açık çek vermez. Geniş kesimlerin kendisi gibi düşündüğünü bildiği için Avşar; bu çirkin sözlere göğsünü gere gere siper olabiliyor. “Bu kadar başarılı bir liderin ben içgüdülerine inanırım!’’ tarzında yaklaşım bu: “Hata yapsa da makbulümdür. Daralmıştır ya da bir bildiği vardır!” “Başarı”,“pozitif enerji”,“popülarite” aurası ile sarıp sarmalanan “lider” için kullanılan “kıstaslar”; tümüyle siyasetin klasik kalıpları dışına çıkmıştır. Siyasal ölçülerin alışılmış kriterleri dışında değerlendirilen Berlusconi, buna tipik bir örnekti. Yaptığı “gaflar” ki bunun çok uzun bir listesi var Avşar’ın dile getirdiği gibi aynen “Çok üzerine gidiyorlar. Adamı bunaltmasınlar...” marjıyla hoş görülüyor; Berlusconi de arkadan İtalyan usulü Kasımpaşalılık raconuyla çıkıp herkese meydan okuyordu: “Benim yetkinliğim tartışma gtürmez. Benim öykümle, hayatımla, insan yanımla kimse boy ölçüşemez. Bana başkaları kendini kanıtlasın!” Muhaliflere bu durumda bol bol “fıkra” anlatmak kalıyordu. Listeye her gün bir yenisi ilave edilen şöyle fıkralar devreye girmişti mesela: “Berlusconi ile Pinokyo arasındaki fark nedir? Pinokyo yalan söyleyince, burnu uzar. Berlusconi’nin cüzdanı şişer.” “Tanrı ile Berlusconi arasındaki fark nedir? Tanrı Berlusconi olmadığını bilir. Berlusconi, Tanrı olmadığının farkında değildir.” Yüzde 47 ile “Erdoğanizmi” baş tacı eden Türkiye, hızla böyle bir yerlere gidiyor. Şunları bilelim: Avrupa demokrasilerinin değerleri Berlusconizmle ciddi bir deprem yaşadı. Tüm algılar değişti. “Siyaset dili” bir evrim geçirdi. Kitlelerin “içgüdüsel söylemlerine” hitap etmek, TV’lerdeki BBG programlarında olduğu gibi, “pat” diye içinden geçenleri söylemek / yapmak, alkış alan, alkış toplayan işler haline geldi. Siyaset alabildiğine kişiselleşti. “Lidere inanç” ve “lidere sadakat”, başka kriterlerin önüne geçti. Berlusconi miladıyla belirlenen bir diğer büyük değişiklik, siyaset ekonomi ilişkisi. “Berlusconizm” keşfolana dek “ekonomi”, sınırları “siyaset” tarafından çizilen ve koşullanagelen bir alan olmuştu. Berlusconi bu koşullanmayı da ters yüz etti. “Berlusconizm” olgusundan bu yana siyaseti, giderek daha çok ve yaygın biçimde “ekonomi” şartlıyor. Fransa “Sarkozyzmi, aynı paradigma değişikliğinin uzantısı. Berlusconi’nin bizzat kendisi medya finans imparatoruydu. Fransa’nın çiçeği burnunda Cumhurbaşkanı doğrudan işadamı değil. Ama sanayi, iş, medya dünyası ile yakın bağlantılar ve ilişkiler içinde. Sarkozy’nin Cumhurbaşkanlığı yarışını destekleyen yakın müttefikleri, Fransız iş çevrelerinin Arnaud Lagardere, Vincent Bollore, Bernard Arnault, Martin Bouygues gibi ön saflarında yer alan isimler ve medya patronları... Eski Kıta’da böyle bir iklim var. “Erdoğanizm” bu iklimde serpiliyor. Küresel düzen tarafından Türkiye’nin üzerine biçilen “ılımlı İslam modeli” cabası... Yeni dünya düzeni, en ileri ülkelerde bile artık “popülizmleri” besliyor. Siyasetin, siyasi partilerin, özellikle de solun kriziyle iç içe geçen bir olgu bu. Siyasi partilerin, sendikaların, aydınların bıraktığı boşluğu “güçlü liderler” dolduruyor. “Türk halkının AKP demokratikleşme projesine(!) onayı”; “ordu müdahalelerine karşıt muhtırası” türü savlar, hikâye... Kandil’de patlama ? Baştarafı 1.Sayfada ŞEHİT İÇİN TÖREN Giresun’da terör örgütü üyelerinin açtığı ateşle şehit olan jandarma uzman çavuş Saadettin Yazıcı için Trabzon Merkez Jandarma Komutanlığı’nda tören düzenlendi.Törende konuşan Trabzon İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Ali Öz,“Mücadelemiz amansız bir şekilde aynı azimle ve kararlılıkla devam edecektir’’dedi. Yazıcı’nın cenazesi bugün Sıvas’ın merkeze bağlı Güney köyünde toprağa verilecek. (Fotoğraf: AA) son anda vazgeçtiği bildirildi. Saldırının terör örgütü yöneticileri arasındaki hesaplaşmadan kaynaklanmış olabileceği bildirildi. Terör örgütü PKK’nin üst düzey yöneticilerinin Kandil Dağı’nda yaptığı toplantı sırasında “Dara’’ kod adlı Muhammet Demirbaş adlı teröristin üzerinde bulunan bombaları patlatarak intihar eylemi gerçekleştirdiği bildirildi. Patlamada ilk belirlemelere göre 4 teröristin öldüğü, çok sayıda teröristin de yaralandığı öğrenildi. Toplantıya Fransa’da gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan ve gittiği Avusturya’dan geçen hafta örgütün talimatıyla Kuzey Irak’a geçen Rıza Altun ile Feyman Hüseyin’in de aralarında bulunduğu üst düzey yöneticilerin katıldığı bildirildi. Patlamanın terör örgütü yöneticilerinden Hüseyin’in toplantıyı terk etmesinin ardından meydana geldiği, terör örgütünün lideri Murat Karayılan’ın da toplantıya katılmaktan son anda vazgeçtiği belirtildi. Kandil Dağı’ndaki bombalı saldırı ve ardından yaşanan gelişmelerin, güvenlik birimlerince telsiz konuşmalarından saniye saniye takip edildi öğrenildi. ankcum?cumhuriyet.com.tr 2006/2564 Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, kıymeti, adedi, evsafı: Satılacak taşınmaz Malatya ili, merkez Kapıkaya köyü, 208 parsel sayılı taşınmazın borçluya ait 48850/119450 oranındaki hissesisidir. Taşınmazın tamamı 119450 m2 meshasındadır. Taşınmaz susuz tarla vasfında olup, taşınmaz üzerinde herhangi bir ekim ve dikim yapılmamaktadır. Taşınmazın toprakları killitınlı bünyeli, derin, taşsız, sürüm ve ekime müsait %17 arasında değişen meyile sahip, zirai standartlara göre 3. sınıf susuz tarım arazisi niteliğindedir. Taşınmaz üzerinde herhangi bir tarımsal faaliyette bulunulmamaktadır. Taşınmaz Malatya Elazığ şosesine cephelidir. Taşınmazın toprak ve arazi özellikleri, kullanılma amacı, ana yola olan mesafesi, şehir merkezine olan mesafesi, serbest alım satım fiyatı vs. düşünüldüğünde taşınmazın m2 birim fiyatı 2.00.YTL. olup, satılacak olan borçlunun hissesinin muhammen bedeli 97.700,00.YTL.dir. Satış şartları: Satış, 07.09.2007 günü, saat 10.00 10.10 arasında, Malatya 3. İcra Müdürlüğünde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen değerin %60’nı ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakların toplamı ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmaz ise en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla, 17.09.2007 günü aynı yerde aynı saatte ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da rüçhanlı alacakların alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartı ile en çok arttırana ihale olnur. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’nı bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmaz ise satış talebi düşecektir. 2Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubunu vermeleri iazırndır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. KDV , DAMGA VERGİSİ, TAPU HARÇ VE MASRAFLARI ALICIYA AİTTİR. Birikmiş vergiler ve tellaliye harcı satış bedelinden ödenir. 3İpotek sahibi alacaklılar ile diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını, dayanağı belgeler ile (ONBEŞ) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi taktirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4İhaleye katılıp, daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle, ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın, dairemizce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, gideri verildiği taktirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecaatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenler müdürlüğümüzün 2006/2564 sayılı dosya numarası ile müdürlüğümüze baş vurmaları ilan olunur. 13.07.2007 (İcra İflas Kanunu 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 40551) MALATYA 3. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle