19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 TEMMUZ 2007 PAZARTESİ 4 SEÇİM 2007 2000’Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Seçmenlerin yüzde 15’i sandığa gitmedi. Bazı yörelerde de sorunların çözülmediği gerekçesiyle seçim boykot edildi Hizmet yoksa oy da yok ? 6.5 milyon seçmenin sandığa gitmediği seçimlerde oy kullanım oranı yüzde 85 olarak gerçekleşti. Yol, elektrik ve su hizmeti alamayan, katı atık tesisine karşı çıkan seçmenler de oy kullanmadı. Haber Merkezi 3 Kasım 2002 seçimlerinde olduğu gibi bu seçimlerde de seçmenin yaklaşık yüzde 15’i sandığa gitmedi. Bazı illerde yurttaşlar seçimi boykot etti. Oy kullanmak için sandık başına giden çok sayıda kişi de adını listede bulamayınca itiraz etti. Gece 01.00’de Türkiye genelindeki 158 bin 982 sandığın, 158 bin 877’si açıldı. Oy kullanması gereken toplam 42 milyon 616 bin 782 seçmenden 36 milyon 206 bin 189’u oy kullanırken 6 milyon 410 bin 593 seçmen sandık başına gitmedi. Böylece oy kullanma oranı yüzde 85 olarak gerçekleşti. 3 Kasım 2002 seçimlerinde de 41 milyon 407 bin 015 seçmenden, 8 milyon 653 bin 529 kişi sandığa gitmemişti. Böylece oy kullanma oranı yüzde 79.10 olarak gerçekleşmişti. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Muammer Aydın, kesin sonuçların bu hafta içinde açıklanabileceğini kaydetti. Aydın, bazı televizyon kanallarına da seçim yasaklarına uymadıkları için birtakım yaptırımlar uygulayacaklarını bildirdi. Köylerde protesto Seçim Yapabilmek... Çiftlikte uzun yıllar çalışan elma toplayıcısı işçi yaşlanmış. Çiftlik sahibi de bu vefalı işçisini biraz dinlendirmek istemiş. Ona, “Sen artık elma toplama da’’ demiş, “bir sandalyeye otur, önüne gelen sandıklardaki elmaları ‘büyük, orta, küçük’ diye ayır. Artık senin işin bu olsun.’’ Yaşlı işçi hoşnut olmuş, artık oturduğu yerde elmaları ayırmaya başlamış. Ancak birkaç gün sonra çiftlik sahibine gitmiş, “Sağ” ol beyim, beni düşünüp işimi değiştirdin.. ama ben gene elma toplayayım’’ demiş. Çiftlik sahibi “Hayrola, yeni işini beğenmedin mi?’’ deyince, yaşlı işçi, ‘’Çok zor beyim’’ demiş, “bu iş çok zor; öyle yoruluyorum ki sorma.. Hangisi büyük, hangisi orta, hangisi küçük, karar veremiyorum.’’ Seçim yapabilmek gerçekte zor iştir. Öncelikle, seçenekleri eşit mesafede görebilmek ister. Sonra bu seçenekleri ölçmek ve değerlendirmek gerekir. Daha sonra da bu seçenekler arasından birisine karar vermek gerekir. Bütün bunları yapabilmek için de üzerine ipotek konmamış bir akıl, bu aklı kullanabilme yetisi, bu aklı kullanacak özgür irade, bütün seçenekleri görebilecek bilgi birikimi, daha sonrasını akledecek öngörü, geçmişi değerlendirecek seçici bellek gerekir. ??? Şimdi bu özellikleri taşıyan ‘seçmen’, bizi yönetecek olanları seçen seçmenlerin kaçta kaçıdır? Seçmenin kaçta kaçının ‘aklı ipotekli’dir? Seçmenin kaçta kaçı gerçekte aklını kullanabilmektedir? Seçmenin kaçta kaçı ‘özgür iradesi’ ile hareket etmektedir? Seçmenin kaçta kaçının ‘bilgi birikimi’ vardır? Seçmenin kaçta kaçı ‘öngörü’ye sahiptir? Seçmenin kaçta kaçı ‘seçici bellek’ taşımaktadır. İşin bu yanı ne düşünülmekte ne de bilinmektedir... Yıllar yılı bir ‘sandık demokrasisi’ edebiyatı yapılmakta, seçim öncesinde ‘kendini tanıtma’, ‘kendini kabul ettirme’, ‘kendini seçtirme’ çabalarıyla yürütülen seçim kampanyaları ile sandığa gidilip ‘seçilmişler’ belirlenmektedir. Peki de, yıllar yılı birikmiş ‘önyargılar’ ne olmaktadır? Yıllar yılı birikmiş ‘sosyal travmalar’ nerede durmaktadır? ‘Günlük gereksinmeler’, seçimlerde nasıl bir rol oynamaktadır? Kimler neden seçilmekte, kimler neden seçilmemektedir? Kaç partinin seçmeni, parti programını okuyup karar vermektedir? Hangi seçmen ‘oy verdiği aday’ı tanımaktadır? Parti liderinin ‘görünen imajı’ seçimlerde ne ölçüde rol oynamaktadır? Siyaset, seçmenlerin aklıyla mı, duygularıyla mı yürütülmektedir. Bu akılsa, nasıl bir akıldır, duygularsa hangi duygulardır? Beğenmekbeğenmemek, sevmeksevmemek nelere dayanmaktadır? Seçmek mi, seçebilmek mi, seçememek mi?.. Belki de ‘asıl mesele’ budur. ??? İlköğretimi bitirenler lise seçmeye çalışıyor. OKS puanı nereyi tutarsa.. Liseleri bitirenler yükseköğrenim kurumu seçmeye çalışıyor. ÖSS puanı nereyi tutarsa.. Halk kendini yönetecekleri seçiyor. Onun ne sınavı var, ne puanı... İyisi mi, biz gene ‘elma toplamaya’ dönelim. [email protected] [email protected] www.erdalatabek.com Ağaya karşı toprak talebiyle Türkiye’nin birçok yerinde eylem yaparak adlarını duyuran Diyarbakır’ın Bismil ilçesine bağlı Si nanlı köyünde seçimler protesto edildi. Köylüler, sandıklara gitmedi. Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesindeki Işıldar köyü, Siverek ilçesine 30 kilometre uzaklıktaki Gökçetaş köyü sakinleri de köylerine hizmet götürülmediği gerekçesiyle oy kullanmadı. Batman’ın Gercüş ilçesine bağlı Dereli köylüleri, 30 yıldır yolları yapılmayınca sandık başına gitmedi. Hakkâri’nin Yüksekova ilçesine bağlı Dilektaşı köyü ile Van’ın Çatak ilçesine bağlı Akçebük köyü ve mezralarındaki seçmenler de sorunlarına yıllardır duyarsız kalındığı gerekçesiyle oy kullanmadı. Manisa’nın Salihli ilçesine bağlı Kabazlı köyünde bölgeye katı atık çöp depolama tesisi yapılmasını istemeyen vatandaşlar oy kullanmadı. Siirt’te birçok köye ise seçim sandıkları ve görevliler katır sırtında ve sal yardımıyla ulaştırıldı. Her şeyden önce Türkiye’nin olaysız ve sakin bir seçim geçirmesini mutlulukla karşılamak gerekiyor. Çünkü son birkaç aydır oldukça gergin ve endişeli günler yaşadık. Türkiye’nin üzerinde, demokrasinin ve parlamenter rejimin üzerinde kara bulutlar dolaştı. Yine “hasta adam” tartışmaları gündeme geldi. Seçim yapıldı ve toplum iradesini sandığa yansıttı. Bu seçimlerden başarılı çıkan üç siyasi güçten söz edebiliriz. AKPMHPDTP ... Bir başka başarılı kesim ise kadınlardır. Geçen Meclis’te 24 kadın milletvekili varken şimdi 50 civarında kadın milletvekili yer alacak, ki bu yüzde yüz bir artış anlamına geliyor. CHP ve Deniz Baykal açısından bakarsak ciddi bir başarısızlıktan söz edebiliriz. Cumhuriyet mitinglerinde büyük bir toplumsal eleştiri ve öfke ortaya çıkmıştı. Doğal olarak bu mitinglerin en önemli sonuç Nasıl Sonuçlar Çıkarabiliriz? larından birisi, muhalefet oylarına yansıması olacaktı. Çünkü mitinglerin asıl hedefi AKP iktidarıydı. Görünen o ki, CHPDSP birleşmesi halkın ilgisini ve desteğini kazanamadı. Çünkü bu iki partinin toplam oyları geçen seçimlerde yüzde 22 ediyordu. Bu kez o oranı bile yakalayamadılar. Sanırım Deniz Baykal ve arkadaşları bundan gerekli sonuçları çıkarır ve neden başarısız oldukları üzerine bir değerlendirme yaparlar. ??? Bu seçimlerden DTP’nin desteklediği bağımsız adaylar da başarıyla çıktılar denebilir. Çünkü gösterdikleri adayların neredeyse tamamına yakını Meclis’e girdiler. DTP’nin desteklediği 22 milletvekilinden 10’unun kadın olması da dikkate değer bir durumu ifade ediyor. ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras’ın DTP’lilerin de desteğini arkasına alarak Meclis’e girmesi, sosyalistler açısından önemli bir başlangıç olarak kabul edilebilir. Baskın Oran’ın ve Doğan Erbaş’ın İstanbul İkinci Bölge’den seçilememeleri ise bir şanssızlıktı. Tabii Doğan Erbaş’ın oradan aday olarak Baskın Oran’ın önünü kesmesi etkili oldu. Bunun bir hata olduğunu herhalde şimdi daha iyi anladı. ??? Yeni Meclis’in en temel sorunlarından birisi Cumhurbaşkanı seçimi olacak. AKP’nin 340 civarında milletvekili çıkarması, Cumhurbaşkanı seçiminde belki de bağımsızları kilit haline getirebilir. Onların Meclis’e girmesiyle sorun çözülebilir. Bir başka ihtimal ise AKP’nin MHP ile bir isim üzerinde anlaşmasıdır. Böyle bir ihtimal, çok zor görünen bu sorunu kolaylaştırabilir. ??? Tabii, seçimlerden tek başına iktidar olarak çıkan AKP bundan sonra nasıl davranacak? “Her şeyi yaparım” havasına mı girecek, yoksa dengeli ve uzlaşmacı bir çizgi mi izleyecek? Bunu önümüzdeki sorunlar gündeme geldikçe daha iyi göreceğiz. Başarı çoğu kez baş dönmesine yol açabilir. Umarız böyle bir şey olmaz. Çünkü böyle bir tutum, hem ülkemize hem de kendilerine büyük zarar verir. ??? Türkiye’nin önünde çok önemli sorunlar bulunuyor. Örneğin Kuzey Irak’a operasyon yapılacak mı? Çünkü bu sonuçların ardından bir operasyon gelebilir. Böyle bir operas yon ise Türkiye’nin bütün dengelerini yeniden altüst edebilir. Tabii en önemli konu ise Kıbrıs ve Avrupa Birliği. AKP bu çetrefil konularda nasıl bir yol izleyecek? En tehlikelisi iktidar sarhoşluğudur. Bunu geçmişte çok yaşadık. Muhalefetle kurulacak diyalog bugün dünden daha önemli. İşte buna dikkat etmek gerekiyor. Ayrıca AKP’ye verilen yüzde 47’lik oy yalnızca onlara verilmiş bir oy değildir. Birçok insan, muhalefete tepkisinden, son dönemde yapılan müdahalelere öfkesinden AKP’ye oy verdi. Bunlar ödünç oylardır ve her zaman geri alınabilir. AKP’ye oy vermeyenler de bu oylara bakarak bunların hepsinin İslamcı oylar olduğu endişesine kapılmasın. Türkiye, bu seçimle yeni bir döneme girdi. Bu dönem umarız uzlaşma, yumuşama ve karşılıklı olarak birbirini anlama dönemi olsun. TUNCEL SEÇİLDİ Hapisten Meclis’e giden yol ? Geçen yıl katıldığı bir toplantıda örgüt üyesi olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan ve yaklaşık 1 yıldır tutuklu bulunan İstanbul 3. Bölge adayı Sebahat Tuncel’in yargılanmasına milletvekili seçildiği için ara verilecek. İstanbul Haber Servisi Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) “Bin Umut” söylemiyle desteklediği Gebze M Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan İstanbul 3. Bölge bağımsız milletvekili adayı Sebahat Tuncel, TBMM’ye girmeye hak kazandı. Milletvekili dokunulmazlığı nedeniyle Tuncel’in yargılanmasına ara verilecek. DTP İstanbul İl Başkanlığı’nda seçim sonuçları, toplantı salonuna kurulan büyük ekranda heyecanla izlenirken “Bin Umut” adaylarının milletvekillikleri kesinleştikçe zılgıtlar, alkışlar ve Kürtçe türkülerle kutlandı. Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü ile aynı sokakta bulunan DTP il merkezi çevresinde polis yoğun güvenlik önlemi aldı. ‘Kürt sorunu...’ Tuncel, geçen yıl ağustos ayında, düzenlenen bir toplantıya katıldığı sırada gözaltına alınarak, örgüt üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklanmıştı. Yaklaşık bir yıldır tutuklu bulunan Tuncel, gerek cezaevinde, gerekse cezaevi dışındaki kadınların önerisi ve desteği ile aday olmaya karar vermişti. Tuncel, Cumhuriyet gazetesine verdiği röportajda, Türkiye’nin en acil çözülmesi gereken sorununun “Kürt sorunu” olduğunu belirterek “Türkiye’nin demokratikleşmesi ancak Kürt sorununun çözümü ile mümkündür” demişti. 43 kadın TBMM’de ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM’de geçen yasama döneminde 24 olan kadın milletvekili sayısı, dün yapılan seçimlerle 43’e ulaştı. CHP’den 10, AKP’den 26, MHP’den 1, DTP’den de 5 kadın milletvekili TBMM’ye girdi. Partilere göre kadın milletvekillerinin dağılımı ve isimleri şöyle oldu: CHP: Nesrin Baytok, Özlem Çerçioğlu, Gaye Erbatur, Ayşe Jale Ağırbaş, Nur Serter, Bihlun Tamaylıgil, Necla Arat, Güldal Mumcu, Canan Arıtman, Birgen Keleş. AKP: Fatma Kotan, Zeynep Dağı, Ayşe Akbaş, Canan Çelik, Selma Kavaf, Fazilet Dağcı Çığlık, Fatma Şahin, Özlem Müftüoğlu, Edibe Sözen, Nursuna Memecan, Özlem Türköne, Nimet Çubukçu, Ayşenur Bahçekapılı, Canan Kalsın, Halide İncekara, Güldal Akşit, Nükhet Hotar Göksel, Azize Sibel Gönül, Ayşe Türkmenoğlu, Öznur Çalık, Gönül Şahkulubey, Birnur Şahinoğlu, Safiye Seymenoğlu, Çağla Özyavuz Aktemur, Gülşen Orhan, İlknur İnceöz. MHP: Meral Akşener. DTP (Bağımsız): Aysel Tuğluk, Sebahat Tuncel, Emine Ayna, Fatma Kurtulan, Ayla Akat Ata, Pervin Buldan. GP’de hayal kırıklığı BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA Genç Parti (GP), “Ezilenler iktidar olacak” sloganı ile girdiği ve Genel Başkan Cem Uzan’ın “Mazot bir lira olacak” taahhüdüyle oy istediği seçimlerde hayal kırıklığı yaşadı. Uzan’ın oyunu İstanbul’da kullanması ve seçim sonuçlarını yine İstanbul’da izlemesi nedeniyle GP’nin Ankara’daki genel merkezinde sessizlik hâkimdi. Gün içinde ve akşam saatleri boyunca GP yönetiminden hemen hiç kimsenin gelmediği genel merkezde, parti çalışanından çok polisin bulunması dikkat çekti. 2002 seçimlerinde yüzde 7.2 oy alan Genç Parti’de beklentiler yüzde 10’un üzerinde oyla barajın aşılması yönündeydi. CUMHURİYET 04 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle