19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 TEMMUZ 2007 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr 1. Güneydoğu Avrupa Festivali kapsamında sahnelenen ‘Kurban’ büyük ilgi gördü 15 Bir Selanik yolculuğu şey... Ve içimde hüzün, içimde kaygı, içimde umut... TİYATROSU’NDA “Antik Drama’nın Çeşitli Yönleri” ana başlığı altında düzenlenen 1. Güneydoğu Avrupa Festivali kapsamında Güngör Dilmen’in “Kurban” oyununu sahnelemek üzere Selanik’teyiz. Antik modellere benzetilerek inşa edilmiş oldukça büyük bir açıkhava tiyatrosu olan Dassos Tiyatrosu’nda, sahnenin iki yanına kurulu ekranlardan akan İngilizce ve Yunanca çevirilerle de desteklenen ilk gösterimden sonra verilen kokteylde seyirciler coşkulu. Kuzey Yunanistan Devlet Tiyatrosu’nun sanat yönetmeni olan Nikitas Şakiroğlu, “Beni en çok etkileyen, tüm oyunun bir ritüel gibi sahneye konması oldu” diyor. Oyun hakkında sohbet ettiğimiz yönetmenlerin, dramaturgların, oyuncuların ve eleştirmenlerin ortak kanısı da, “Kurban”ın tragedya formuyla Anadolu’ya ait motifleri birleştirmesinin çarpıcı bir etki yarattığı yönünde. Bir eleştirmen, “Biz Avrupa Birliği süreci içinde kendi kültürümüzden uzaklaştık, siz ise kendi kimliği ‘KURBAN’ DASSOS arı bir sıcak... Selanik’te dar bir cadde... Yokuş yukarı çıkıyoruz. Sonra ağaçlık bir bahçeye giriyoruz. Önde başkonsolosluk binası, arkada üç katlı bir ev. Evin sade odalarını, mutfağını, salonunu dolaşırken o evde şekillenmeye başlayan kimliğin göçler, savaşlar, ihtilaller, 20. yüzyılın belki de en önemli kurtuluş savaşı ve viran bir memleketten bir Cumhuriyet kuruluşuyla örülecek geleceğini kendi bugünümle birlikte yeniden hayal ediyorum. Bu evde büyüyen çocuğun yüz yılı aşkın bir zaman sonrasına, bugüne, hepimize kadar uzanan belirleyici etkisini düşünüyorum. Mustafa Kemal Atatürk’ün kahve fincanlarından giysilere, ayakkabılardan sigara tabakalarına varıncaya dek sahici ve zarif bir yaşanmışlık sinmiş müzeevinde, ülkesinin bağımsızlığı söz konusu olduğunda gözünü kırpmadan öne atılan bu kişilikte ağır basan yanın yine de barış olduğunu duyumsuyor, duvarlara asılmış sözlerinde bunu görüyorsunuz. O evde dünü, bugünü ve geleceği bir arada yaşıyorum. Hani çocukken salıncakla havalara yükselirsiniz de içinizde sanki bir dalga kabarır ya, öyle bir S nize sahip çıkarak aslında tragedya kültürünü de korumuş oluyorsunuz” diyor. Bu söyleneni, AB’nin etki alanına giren her yerde yaşanan bir tartışmanın komşumuzda da sürdüğünün işareti olarak kaydediyorum belleğime. Dönüş yolunda, Koca Mimar Sinan’ın Edirne’den tüm dünyaya bakan benzersiz eseri Selimiye’yi dolaşır, Meriç Nehri’nin kıyısında biraz olsun serinlemeye çalışırken, bir yandan da ritüel ile tragedya arasında kurulan bu bağlantıyı düşünüyorum. “Kurban”ın sahnelenmesinin tragedyanın köklerinden, Metin And’ın tanımıyla “mitos ve ritüel”lerden bugüne bir yolculuk olarak düşünülmesi bunu kolaylaştırmıştı. “Kurban” bir “Anadolu tragedyası” olarak ele alınınca, gerek genel koreografide gerekse tek tek rollerin beden dillerinin oluşturulmasında ritüellerin yaşayan uzantıları olan halk dansları figürleri çağdaş “aktör anatomisi” bakışıyla yeniden yorumlanarak sahneye aktarılmıştı. O zaman hem ritüel temelli stilize jestler sahne dili içine katılabilmiş hem de oluşturulan koro/solo ritmi tragedya yapısının en azından sahnesel düzeyde gerçekleştirilmesini sağlamıştı. Aslında çağımızda bir sahnesel biçim olarak tragedyanın yazgısını belirleyen, ger çek hayattaki trajik olayların çok ağır basması nedeniyle onların sahnede imlenmesinin inandırıcılığını yitirmesinden çok, seyirci ile sahne arasında kurulan ilişkinin niteliğinin değişmesidir. Öyle trajik olayların yaşandığı bir çağdayız ki, sahnede ne yapsanız onların gerçekliğini yakalayamazsınız demek, güzel bir metafor olmanın ötesinde, pek bir anlam taşımaz. Çünkü insan trajedileri görelidir ve ateş düştüğü yeri yakar. Antik Yunan’da Aiskhylos’un ve Sofokles’in tragedyaları oynanırken sahnede sergilenenden çok daha korkunç olayların gerçekte yaşanmadığı, bütün bir kent halkını yok eden veba salgınlarının, sık sık görülen savaş facialarının birer büyük trajedi olmadığı, insanların bir ömür süresince birçok kez hayatla ölüm arasındaki o incecik çizgide dehşetle donup kalmadıkları iddia edilebilir mi? Zaten tragedyaların bize asıl öğrettiği de, insanın zaman ve mekândan neredeyse bağımsızlaşmış temel varoluşsal özellikleri değil midir? Demek ki günümüzde tragedya yazımının ve sahnelenmesinin karşılaştığı sorunları başka yerlerde aramak gerekiyor. Böyle bir olası tartışmanın en önemli konu başlıkları ise şöyle toparlanabilir: a) genel iletişim kalıpları bağlamında düşünülmesi gereken sahne/seyirci ilişkisi; b) tarihsel perspektif içinde karşılaştırmalı bir bakışla dil ile gerçeklik arasındaki ilişki sorunu; c) koronun geçirdiği süreç ve çağdaş tiyatroda ritüel esinli koronun yeri. [email protected] The Marmara’da karma sergi ? Kültür Servisi The Marmara Pera Gallery, 30 Ağustos’a dek 30 sanatçının yapıtlarından oluşan karma resim sergisine yer veriyor. Basri Erdem, Ahmet Güneştekin, Devabil Kara, Fevzi Karakoç, Teoman Südor, Yiğit Yazıcı, Setenay Özbek, Tülin Onat, Gülseren Südor, Tuncay Topçu sergiye katılan sanatçılardan bazıları. (0 212 251 46 46) Air, Kuruçeşme Arena’da ? Kültür Servisi Elektronik müziğin modernistleri olarak tanımlanan Nicolas Godin ve JeanBenoît Dunckel’den oluşan Air, 24 Temmuz’da Turkcell Kuruçeşme Arena’da konser verecek. Pink Floyd’un günümüzdeki mirasçısı olarak görülen ikiliye 7 kişilik bir orkestra eşlik edecek. (www.biletix.com) Bob Dylan’dan izin çıktı ? LONDRA (BBC) Düzen karşıtı tavrıyla da tanınan, unutulmaz şarkılara imza atan efsane rock müzik sanatçısı Bob Dylan, bu yılın sonunda yayımlanacak ‘En İyiler’ albümü için şarkılarına yeni düzenlemeler yapılmasına izin verdiğini açıkladı. Albüm için DJ Mark Ronson, Dylan’ın “Most Likely You’ll Go Your Way (And I’ll Go Mine)” adlı şarkısına yeni bir düzenleme yapacak. Ronson, “Dylan, ilk kez birisinin şarkısını yeniden düzenlemesine izin veriyor. Bu benim için çok büyük bir onur” dedi. Dylan’ın 2006’da çıkan ‘Modern Times’ adlı albümü 1 milyondan çok satarak ‘platin plak’ ödülü aldı. Richard Wagner Festivali tartışmalı başlıyor... Kültür Servisi Bu yıl Almanya’nın Bayreuth kentinde 96. kez yapılacak olan Richard Wagner Festivali perşembe günü başlıyor. Dünyanın önde gelen klasik müzik sanatçılarını buluşturan bu büyük ölçekli etkinlik, bu yıl ana gösteri mekânı olan, Wagner’in tasarlamış olduğu Festspielhaus’un üzerine iki tarafın hak iddiala rıyla daha başlamadan tartışmalarla gündeme geldi. Büyük bestecinin torunlarından biri ve festivali yürüten Stiftungsrat arasındaki bu çekişme çerçevesinde bir toplantının eylül ayında yapılacağı duyuruldu. Bu yıl festivalde birçok yapıtının yanı sıra Wagner’in son yapıtı ‘Parsifal’ beş ayrı biçimde sahnelenecek. Richard Wagner İFSAK VE KargART İŞBİRLİĞİYLE ‘Kadıköylülük’ kavramı üzerine bir sergi... Kültür Servisi İFSAK ve KargART işbirliğiyle ‘GençFotoFest’ çerçevesinde ‘Kadıköylülük’ kavramı üzerine bir sosyofotografik belgeleme çalışması yapılacak. 30 yaş ve altı katılımcılara açık olan ‘Kadıköylü’ adlı tasarı Kadıköylülerin kimilerine göre ‘belirgin’ olan davranış biçimlerini belgeleyen ve Kadıköy’ün toplumsal kesitinin yansıyacağı, belge niteliği de taşıyacak fotoğraflardan oluşması amaçlanıyor. Yapılan açıklamada; sergiye katılacak fotoğraf sanatçılarına yol gösterebilecek ‘Kadıköylü’ davranış biçimlerine yer veriliyor ve ‘içe kapanıklık’, ‘sahiplenme’, ‘empati’, ‘burjuvazi’ bunlara örnek olarak gösteriliyor. Bu tanımlara uygun ya da bunlara eklenebilecek yeni perspektiflerde fotoğrafların değerlendirileceği tasarıya katılmak isteyenlerin 31 Temmuz’a dek İFSAK’a başvurmaları gerekiyor. Tasarının kavramsal çerçevesi, çıkış noktası olabilecek ‘Kadıköylü’ kimliğinin özellikleri ve başvuru koşulları [email protected] internet adresinden öğrenilebilir. (0212 292 42 01) T.C. ŞİŞLİ 4. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No: 2003/1451 Tal. Bir borçtan dolayı ipotekli olup satılmasına karar verilen gayrimenkulün: TAPU KAYDI: Şişli, Şişli mah., Fırın sokağında kain, 160 pafta, 1090 ada, 8 parsel sayılı, 496 M2. miktarlı kargir imalathane binasının 20/100 arsa paylı, zemin kat 2 nolu imalathanesidir. İMAR DURUMU: 18.1.1994 tasdik tarihli, 1/5000 ölçekli, Dolapdere ve Piyalepaşa bulvarı, nazım imar planında kısmen ( M.İ.A.) merkezi iş alanında, kısmen de yolda kaldığı, ancak 1/1000 ölçekli uygulama imar planları onanmadan uygulama yapılamayacağı, şeklindedir. HALİ HAZIR DURUMU: Satışa konu gayrimenkul, Şişli, mah., Fırın sokağı ile Esen sokağa cepheli, köşe başında ve Fırın sokağı üzerinde 83 kapı nolu, 6 katlı kargir yapı olan, Bomonti işhanı isimli binada zemin katta 2 nolu imalathanenin tamamıdır. Ana bina zeminde 458 m2. alanda inşa edilmiştir. Bodrum, zemin ve 4 normal katlıdır. Her katta imalathane vardır. Bodrum ve zemin kata Esen sokaktan müstakilen ayrı ayrı girilmektedir. Bina bakımlı ve temizdir. Satışa konu 2 nolu imalathaneye Esen sokaktan girilmektedir. 458 m2. brüt alanlıdır. Zemini seramik, duvarları sıva üzeri badanalıdır. Kaloriferlidir. Konfeksiyon satış yeri ve deposu olarak kullanılmaktadır. Bakımlı ve temizdir. KIYMETİ: Bilirkişice gayrimenkule 564.000.00 YTL. değer takdir edilmiştir. SATIŞ ŞARTLARI: 1 Satış günü, 4/9/2007 saat: 12.0012.15’te Şişli 4. İcra Müdürlüğü’nde, Açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 14/9/2007 günü, aynı yer ve saatlerde ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse, gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere, artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’nı bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin % 20’si nisbetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhale pulu, alım harç ve masrafları ile tahliye giderleri ve katma değer vergisi alıcıya aittir. Birikmiş vergiler ile dellaliye resmi satış bedelinden ödenir. KDV oranı % 18’dir. 3 İpotek sahibi alacaklılar ile diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını, dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi halde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp, daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle, ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın, dairemizce tahsil olunacaktır. Bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin, 2003/1451 Tal. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 20.7.2007 (İİK.126) (Basın: 39873) CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle