19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 TEMMUZ 2007 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr AKP’nin iktidar olanaklarını kullanarak seçim ekonomisiyle sağladığı başarının bütçede açtığı delik için kemerler sıkılacak 13 ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Sıra faturayı ödemede ? Seçim ekonomisi nedeniyle bütçe rakamlarını iki aydır açıklamaktan kaçınan AKP’nin başarısının bütçeye maliyeti yüksek. Küresel piyasalarda olumlu havanın devamı ve Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde gerginlik yaşanmaması durumunda bile Türkiye, bütçede bozulma nedeniyle IMF’nin baskısıyla karşı karşıya kalacak. Ekonomi Servisi Türkiye, uygulanan seçim ekonomisi nedeniyle mali disiplin konusunda IMF’nin baskısıyla karşı karşıya kalacak. AKP’nin iktidar olanaklarını kullanarak seçim ekonomisiyle sağladığı başarının bütçede açtığı delik için kemerler sıkılacak. Uygulanan seçim ekonomisi nedeniyle bütçe rakamlarını iki aydır açıklamaktan kaçınan AKP’nin seçim başarısının faturası, Türkiye için yeni bir standby anlamına gelebilecek. Yapılan son hesaplamalar, seçimin bütçedeki harcamaları yaklaşık 15 milyar YTL artırdığını gösterirken bu açıkların, 2010 yılına kadar olan 3 yıllık dönemde hissedileceği ve toplam maliyetin de 19.5 milyar YTL’yi bulacağı öngörülmüştü. Bunun bütçeye yansıması da 2007’de 3 milyar 743, 2008’de 5 milyar 29, 2009’da 5 milyar 245 ve 2010’da da 5 milyar 440 milyon YTL olarak hesaplanmıştı. Siyasette Yeni Dönem Bugünden başlayan dönemde siyasetin aylardır yaşadığı kısır çekişmelerden kurtulup “üretken” bir nitelik kazanması, her bakımdan çok büyük bir önem taşıyor. Öyle görülüyor ki, toplum, seçimlerden sonra da kimi konularda geçmişe göre çok daha duyarlı olacaktır. Bu duyarlılığın “yapıcı bir kanala” aktarılması, yeni seçilen Meclis’in asıl görevidir. Seçim sürecinin “sisi çekildiğinde” geriye, dağ gibi iki büyük sorunun kaldığı görülecektir. Bunlar, Cumhuriyetin değerlerinin sahiplenilmesi ve Kürt sorunudur. Türkiye siyaseti bu iki sorunu, yüzünegözüne bulaştırmadan, toplumu yeni gerilimlerin içine sürüklemeden çözüme kavuşturma becerisini göstermelidir. ??? Son aylarda kanıtlandığı gibi, siyasetin sığlığı, hırçınlığı ve yetersizliği, ekonomiyi etkilemiyor. İç ve dış büyük sermayenin yönlendirdiği ve onun çıkarlarına uygun dönen ekonominin çarkları, hiç olmazsa şimdilik, sıcak paraborsa bağlamında bunalımsız işliyor. Siyaset, ekonominin bu durumundan yararlanarak kendine çeki düzen verecek zamanı bulabilir. ??? Kuraldır, eski sorgulanmadan yeni kurulamıyor. 12 Eylül’ü sorgulamak kolay olmayabilir. Ancak, 12 Eylül’ün uygulamalarının düzeltilmesi, yasal ve kurumsal kalıntılarının demokratik anlayışla yeniden düzenlenmesi sağlanmalıdır. En azından “faili meçhul” cinayetlerin tüm yönleriyle açıklık kazanması, artık sağlanmalıdır. Geniş kapsamlı bir demokratikleşme tasarımı kamuoyunda tartışmaya açılamaz mı? Demokratik bir anayasa; katılımı ve örgüt içi demokrasiyi esas alan bir siyasi partiler ve buna uygun bir seçim yasası başta olmak üzere, demokratik katılımcılığı güçlendirecek bir siyasal yapılanmanın adımları atılamaz mı? Seçim öncesinde, önde gelen partiler bu konuları gündeme getirmediler. Ancak, demokratikleşme isteğinin bir toplumsal dayanağı vardır. Somut bir örnek, partilerin milletvekili adaylarının genel başkanlar tarafından saptanmasıdır. Toplum buna isyan ediyor. Kendi oluşumuyla çelişse de yeni Meclis demokrasiyi bu “ayıbından” kurtarmalıdır. ??? Laikliğe dayalı yaşam biçiminin AKP iktidarıyla elden gitmekte olduğu, Tandoğan’dan başlayan “uyanış mitingleri”nin ana konusuydu; daha doğrusu korkusuydu. Bu korkunun nasıl azaltılacağı, yalnız cumhurbaşkanı seçimine bağlı “tekil” bir durum değildir. Bunun çok ötesinde, eğitimden başlayan ve merkezi ve yerel yönetimlerde kadrolaşmaya uzanan, bütüncül bir “laiklik karşıtı” gidiş olduğu da saklanamaz duruma gelmiştir. Yeni dönemde bu gidişin durdurulması ve tersine çevrilmesi büyük önem taşıyor. ??? Kürt sorununun siyasal düzlemde çözümü için “umut kapısı” aralanabilir. Bu satırlar yazıldığı sırada kimlerin milletvekili seçildiği belli değildi. Ancak sayısal sonuç ne olursa olsun, Meclis’te, bundan sonra kimi milletvekillerinin “Kürt kimliği” ile görev yapacakları açıktır. Bu nokta önemlidir. Önceki dönemlere göre çok büyük bir “niteliksel” farklılık söz konusudur. Bu durumun siyaseti etkilemesi kaçınılmazdır. Ancak, bu etkinin “olumlu” olması, tek sözcükle, yaşamsaldır. Karşılıklı olarak önyargıların arkada kaldığı, yapıcı bir ortamın yaratılması zorunludur; terörün tümüyle yok olmasını sağlayacak, toplumsal barışı ve hoşgörüyü egemen kılacak yeni, katılımcı, demokratik siyasal açılımlar yaşama geçirilmelidir. Bu noktada Kürt kimliğiyle siyaset yapanlara da çok büyük bir görev ve sorumluluk düşüyor. Siyaset, bir bütün olarak bunu başarmalıdır. [email protected] NE DEDİLER? Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı: Oyların dağılımı, AKP’nin, artık yalnız bir kesimin değil merkezin partisi olduğunu göstermektedir. Bu yaz mevsiminde halkın yüksek bir oranda seçime katılımını, barış ve huzur içinde bir seçim yapılmasını demokrasimiz açısından, halkımızın Türkiye’nin kaderine sahip çıkması açısından sevindirici buluyorum. Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK) Genel Başkanı Hazim Sesli: Türkiye, tek parti iktidarının devamına oy vererek yıllar sonra yakalanan istikrarın da aynı şekilde devam etmesini istemiştir. Yeni dönemde cumhurbaşkanı seçimleri başta olmak üzere uzlaşmanın hâkim olması gerekiyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı: Piyasaların beklentileri doğrultusunda Başbakan Erdoğan’ın uzlaşma mesajları vermesi AKP’yi tekrar iktidara taşıdı. MHP de ileriye dönük olarak umut vaat etmiştir. Şimdi Cumhurbaşkanlığı seçiminde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim öncesi verdiği uzlaşma mesajlarının gerçekleşmesini bekliyoruz. Bu arada Güneydoğu’daki bağımsızların Meclis’e girmesiyle halk, terörün Meclis’te çözüleceği mesajını vermiştir. Son 6 yılda üç standby anlaşması imzalayan Türkiye’nin, imzaladığı son anlaşmanın süresi 2008 Mayıs ayında doluyor. Ancak toplam 12.6 milyar dolarlık IMF borcunun ödemeleri 2010 yılına kadar sürüyor. 2007 hedefleri belirlenirken her ne kadar iddialı rakamlar ortaya konsa da özellikle büyümede ve enflasyondaki hedeflerin tutturulması zor görünüyor. Uzmanlar yeni standby konusunda bütçe açığının belirleyici olacağına dikkat çekerek seçim ekonomisi nin iyice dozunun kaçırıldığını belirtiyor. Bütçe açığının milli gelirin yüzde 0.7’sine düştüğü 2007 yılında kamu kesimi faiz dışı fazlası yüzde 6.5 olarak hedeflendi. Bu denge sonrasında bu yıl sonunda bütçe açığının birkaç katı büyüyeceği hesaplanıyor. Sıcak para girişi artacak Uzmanlara göre bugün açılacak İMKB’de, piyasa çevrelerinin zaferlerini kutlaması, borsanın da bu coşkuyu tescil etmesi bekleniyor. Kısa vadede Türkiye’ye sıcak para girişinin de hızlanması bekleniyor. Ancak sıcak paranın, YTL’nin değerini olması gerektiğinden çok daha üzerine taşıması, ihracatın daha da zorlanmasına, ithalatın yeniden ivme kazanmasına, sonuçta dış ticaret açığının daha da büyümesine zemin hazırlayacak. Bu da işsizlik, yoksulluk ve gelir dağılımındaki bozukluk olmak üzere sorunların ağırlığını hissettirmeye başlayacağını gösteriyor. BORÇ VE İTHALATA DAYALI MODEL ÇIKMAZI ‘Ekonomide sorunlar daha da derinleşecek’ MURAT GÜLDEREN “Hükümetin ekonomi politikasının tahribatı devam edecek. Yüksek faEkonomistler, AKP’nin yeniden tek iz düşük kur politikası, üretim ve başına iktidar koltuğuna oturmasının, verimliliğin bir türlü ekonominin Türkiye ekonomisi açısından sorunla kendi kendini besleyen bir büyümerın derinleşmesi endişesi yarattığını ye kavuşmasına izin vermiyor. Şu belirttiler. Ekonomide borçlanma ve anki ekonomik göstergeler bıçak ithalata dayalı büyümenin getirdiği ca sırtında. Toplam borç 200 milyar ri açığa dikkat çeken akademisyenler, doların üzerinde. Faizlerin, vergi aynı modelin sürdürülmesiyle Türki adaletsizliğinin, kayıt dışının kontye’nin önünün açılamayacağını vur rol altına alınması gerek. AKP bu guladılar. Değerlendirmelere göre ka sonuçlarla iktidar koltuğuna yeniyıt dışı ekonomi risk den oturacağınıa yaratmaya devam göre en azından ? Ekonomide edecek. Değerlendirmevcut IMF politiborçlanma ve ithalata meler şöyle: kalarında değişiklik Ufuk Üniversitesi dayalı büyümenin yapmalıdır.” İktisadi ve İdari Bigetirdiği cari açığa Borç riski limler Öğretim Üyesi dikkat çeken Prof. Dr. Erdinç Tokİzmir Ekonomi akademisyenler, aynı göz: “Yeniden iktiÜniversitesi Öğretim modelin dar koltuğuna otuÜyesi Prof. Dr. İsmasürdürülmesiyle ran AKP, Türkiye’yi il Bulmuş: “Türkiekonomik krize soye’nin mevcut ekoTürkiye’nin önünün kabilir. Hazine şu nomik göstergeleaçılamayacağını anda tam takır durinde olağanüstü bir vurguladılar. rumda. Dışarıdan değişiklik beklemialınan borçlarla geyorum. Enflasyonda rek çiftçiye gerekse memura paralar tutturulan belli bir istikrar devam verildi. Fakir fukara fonları oluştu edecektir. Cari açık giderek büyüruldu. Şimdi ise hükümet iç borç alı yor, buna dikkat edilmesi gerekiyor. mına yönelecek. Yüksek faiz düşük Göstergeler iç borç yükünün artakur politikası devam edecek. Fatu cağını gösteriyor. Ama bununla birra uygulamasını kaldıran AKP ka likte döviz kurları ve borsanın noryıt dışını nasıl önleyecek? Adaletsiz mal seyirde devam edeceğini öngövergi politikası kaldığı yerden de rüyorum. AKP hükümetinin ilk vam edecek.” yapması gereken programlardan biMaltepe Üniversitesi İktisat Fakül ri, IMF politikalarını yeniden göztesi Dekanı Prof. Dr. Ömer Lalik: den geçirmesi ve düzenlemesidir.” CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle