16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 HAZİRAN 2007 PAZAR 4 Sevgili, Neden bilmiyorum, alıştığım saatten daha erken kalktım. Balkona güneş vurmuş. Haydut karnını sabah güneşine vermiş, mayışmış... Bir sandalye atıyorum. Tekneler geçiyor Boğaz’dan... Hafif bir esinti... Sonra bir yerlerden bir tahtaya çakılan çivilerden çıkıp, bana kadar ulaşan bir ses... Gözlerimi kapıyorum; şimdi anıların kıyısındayım. Kurulan iskeleden gelen, keser sesleri, kışı üstü örtülü olarak geçirdiği sahilden, denize indirilen, önce suya batırılıp şişirilen, sonra açılmış yerleri macunla doldurulan, ardından da boyanan sandaldan gelen taze boya kokusu... Denizin lodoslarda kıyıya vuran yosunlarınkine karışan tuzlu kokusu... Çocukluğumun ve birkaçı dışında gençliğimin yazları bir deniz kenti olan İstanbul’da geçti. İstanbul yazlığını yanı başında, hatta kendi içinde taşıyan bir diyardı. Kışın paltolara bürünüp, gezdiğin sokaklardan, caddedeki sinemalardan birkaç yüz metre, bir kilometre aşağıya doğru, koltuğunun altında, içine mayonu koyduğun, dürüm misali dürülmüş havluyla yürür, yazlığa varırdın. Yaz ile kış, iki zıt uç, benim deniz kentimde koyun koyuna yaşarlardı. ??? Anı yazlarının sıcağı ısıtır, keyif verir, terletmez, bunaltmaz. Anı yazlarının kelebekleri vardır, kara ve sivrisinekleri unutulur. Anı yazlarının çiçekleri vardır, çöpleri kokmaz. Anı yazlarının akşam üstleri, radyolarda fasıllar çalarken, sırtındaki sırığın iki yanına asılmış tablalarında yoğurt tepsilerini taşıyan yoğurtçular “Silivri kaymaaak yoğurt” diye bağırarak geçerler yıllar boyu bıkmadan, usanmadan ve anı sokaklarından bir yere takılıp kalırlar sonsuza kadar... Anı yazlarının kedileri, paketlerde hazırlanmış mamalar değil, yemek artıklarından hazırlanmış mancalar veya talihliyseler, akciğer yerler, evden eve, bahçeden bahçeye gezip dururlar... Anı yazlarının kimi sokakları arnavutkaldırımıdır ve gittikçe azalan arsalar, afacanları bunların üstünde futbol oynamaya iter... Anı yazlarında otomobiller, kaldırımları doldurmamışlardır ve azınlıkta olmanın cakasıyla salınırlar, statü göstergesidirler. Anı yazlarının avuç içleri, kürek çekmekten önce su toplamışlardır, sonra da nasır tutarlar... Anı yazlarında tramvayla, vapurlarla dolaşılır. Anı yazlarında deniz kentinin insanları, iki ayrı kıtada oturduklarının ayırdında bile değillerdir ve de Avrupa ile Asya köprülerle bağlanmamışlardır birbirlerine... ??? Anı yazlarında acele yoktur, her şey daha yavaş, daha dingindir.... Anı yazlarının, dik tahta iskemlelerle dolu seyirci bölümünde badanalı taş duvarın ekran olduğu, beyazperdedekine taş çıkartacak aşkların gizlice yaşandığı, bahçe sinemaları vardır. Anı yazlarının çileği Arnavutköy’den, hıyarı Çengelköy’den, enginarı Bayrampaşa’dan gelir. Anı yazlarının bostanları, kuyularının başlarında gözleri bağlı dolap beygirleri vardır. Anı yazlarında, dünya seyahatlerine taş çıkartacak İstanbul içi gezileri yapılır. Anı yazlarının açık hava sofraları, lop yumurta, zeytinyağlı dolma, kuru köfte, soğumuş sigara böreği kokarlar... Anı yazları gelişlerini çağla bademi yeşil erikle müjdeler, ömrü kısa süren kirazla kapıyı çalarlar, sonra hünnapla, kestane ile noktalanırlar. Ve sonra yaşanmakta olan statüsünden çıka HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Anı Yazları rak, belleğin bir bölümüne yerleşerek gerçek anı yazı yerlerini alırlar... Anı yazlarının ince belli, jüpon eteklikli kızları hiç yaşlanmazlar... Sen de Sevgili, anı yazlarının dünyasında lacivert suları dilediğince kulaçlayabilir, hiçbir zaman gerçekleşmeyecek düşlerinle, bunu aklına bile getirmeden kucak kucağa yaşayabilirsin. Ama sürekli anı yazlarında yaşamak anlamsızdır. Elle tutabildiğin yazı yaşamak varken, anıların kuytusuna sığınamazsın. Anımsamadan yaşa mak nasıl bir şeydir acaba? Anımsamadan yaşamak, yaşamak mıdır? Peki yalnız anılarda yaşamak, yaşamak mıdır? Yalnız anımsamakla yetinirsen, anımsamak için ne biriktirebilirsin ki?... Anı yazları, içinde bulunduğun yazı dolu dolu yaşayabilirsen var olurlar... asirmen?cumhuriyet.com.tr Kamyonun çarptığı araçta bulunan biri emekli başkomiser 4 kişi öldü Kaza yapan cip ‘cephanelik’ gibi Haber Merkezi Afyonkarihisar Dinar karayolunda Antalya yönüne giden Hüseyin Mert’in kullandığı ve içinde emekli başkomiser Mehmet Şanlı ile 2 kişinin daha bulunduğu 34 ZD 6337 plakalı cip, dün saat 03.40 sıralarında karşı yönden gelen İbrahim Anık yönetimindeki kargo kamyonuyla çarpıştı. Kazada kamyon şoförü Anık ile yanında bulunan Güngör Bozbaba yaralandı, cipin sürücüsü işadamı Mert, emekli başkomiser Şanlı ve işadamları Turan Balık ile Zekeriya Kocagöz öldü. Cipte 4 silah, şarjör ve çok sayıda mermi ile esrar, biber gazı, değeri 100 bin dolardan fazla çek ve senet bulundu. Silahlardan birinin Baretta marka otomatik tüfek, Baretta marka tabanca, Hector Koch marka tabanca ve hayalet silah olarak bilinen Glock marka tabanca olduğu açıklandı. Şanlı’nın İstanbul’da oturduğu, Mert ile Kocagöz’ün Antalya’da müteahhitlik ve turizmcilik yaptığı, Balık’ın da bar sahibi olduğu belirlendi. CUMHURİYET 04 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle