27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 MAYIS 2007 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 3 Bugün 13 Mayıs... Günlerden pazar, kentlerden İzmir... İzmirliler dediler ki: ‘Tandoğan’dan da Çağlayan’dan da geri kalmayacağız, Gündoğdu Meydanı’nda daha da çoğalacağız.’ İzmirliler, dediklerini yapar. Eğer hâlâ Gündoğdu’da ya da Gündoğdu yolunda değilseniz, İzmir’in neresinde olursanız olun, pencereden bakın, İzmirlilerin sözlerini tuttuğunu göreceksiniz. Türkiye’de kentler, Cumhuriyete sahip çıkmak için birbirleriyle yarışıyor. Böyle bir olay ne zaman nerede görülmüş? Türkiye’nin Cumhuriyet devriminden başka hangi devrim 84 yıl sonra milyonların baştacı edilmiş? Bugün İzmir’e bakın... Gurur duyacaksınız. Mutlu olacaksınız. Umutlu olacaksınız. ??? Şimdi bu tabloya inat, yeni GENİŞ AÇI HİKMET BİLA Halkla İnatlaşma bir siyasal oyun sergileniyor. İktidar partisi, yanına bir küçük muhalefet partisini de alarak ‘cumhurbaşkanını halkın seçmesini’ öngören anayasa değişikliğini belli bir aşamaya getirdi. Hesap şu: Siz benim Çankaya’ya çıkışımı engellerseniz ben de kendimi halka seçtirir yine de oraya çıkarım. İnadım inat. Rejim değişikliği ciddi işmiş, yalapşap olmazmış, diktaya gidişe yol açarmış; bütün bunlar beni bağlamaz. Ben kafama koyduğumu yaparım. Yolun sonuna gelmiş de olsa, seçim kararı almış da olsa bu Meclis’te çoğunluğum var. Üstelik... Ben yaralıyım... İktidar partisi anlaşılan aynı yanlışta ısrar ediyor. Hatta daha büyük bir yanlışta ısrar ediyor. ‘Meclis’te çoğunluk benim, cumhurbaşkanını istediğim gibi ben seçerim’ diye direttiği zaman uyarıları dinlemedi. Muhalefeti de dinlemedi, hukukçuları da dinlemedi. Sonuç... Çankaya bir hayal oldu. Muhalefet ve hukukçular yine uyarıyor, ama yine oralı değil. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal uyarıyor: ‘Türkiye’yi bununla allak bullak etmek kimsenin göze alacağı bir iş değildir.’ YÖK Başkanı, anayasa hukukçusu Prof. Erdoğan Teziç uyarıyor: ‘Düzenleme, Türkiye’de otoriter rejime davetiye çıkarma sonucunu doğurur. Çok tehlikelidir. Başkanlık sistemine özenen Latin ülkeleri darbelerden başlarını alamadılar.’ İnsan sormadan edemiyor: Yoksa AKP’nin istediği bu mu? ‘Benden sonra tufan’ misali... ??? Vecdi Gönül, Milli Savunma Bakanı. Cumhurbaşkanılığı seçim süreci sırasında demiş ki: ‘İlk kez mason olmayan bir cumhurbaşkanı seçiliyor. Türkiye, ilk defa dindar bir cumhurbaşkanına kavuşacak.’ Gazeteciler bu sözleri doğrulatmak istemişler. O da, ‘Biraz boş bulunduk, bir şeyler söyledik’ diye kendini savunmuş. Şimdi... Bu Vecdi Gönül, cumhurbaşkanlığı için ciddi ciddi adı geçenlerin başında geliyordu. Hatta, bu isim üzerinde iktidarla muhalefetin uzlaşacağı öne sürülüyordu. Vay vay vay vay... hikmet.bila@ntv.com.tr AKP döneminde suç oranı üçe katlandı. Son 5 yılda hırsızlık ilk sırada Can güvenliğimiz yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’nin iktidarda olduğu 20022006 döneminde suç sayısı 2.7 kat arttı. Türkiye’de 2002 yılında toplam 295 bin 828 suç işlenirken bu sayı 2006’da 785 bin 510’a çıktı. Son 5 yılda en çok hırsızlık, yankesicilik, kapkaççılık, darp, yaralama ve mala zarar verme suçları işlendi. Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, “Türkiye asayiş bakımından en kötü dönemini yaşıyor. Can ve mal güvenliğimiz kalmadı” dedi. ATO, 20022006 döneminde işlenen suçların bilançosunu çıkardı. ATO’nun Emniyet Genel Müdürlüğü rakamlarından yararlanarak hazırladığı “Suç Terörünün Bilançosu” raporuna göre, son 5 yılda en çok işlenen 10 suç arasında ilk sırayı “evden hırsızlık” aldı. 2002 başından 2006 sonuna ka ‘Eşkıya şimdi kentte kol geziyor’ ? ATO Başkanı Aygün, “Türkiye asayiş bakımından en kötü dönemini yaşıyor. Can ve mal güvenliğimiz kalmadı. Gündüz gözüne evlerimiz, işyerlerimiz, arabalarımız soyuluyor. Eşkıya eskiden dağda gezerdi, şimdi şehirlerde kol geziyor” dedi. Aygün, Ankara’da esnadar 229 bin 649 eve hırsız girdi. Bu rakam 5 yılda yüzde 227.2 arttı. İlk 10 içinde yer alan diğer suçlar ise sırasıyla darp, işyerinden hırsızlık, otodan hırsızlık, yaralama, diğer hırsızlıklar, oto hırsızlığı, yankesicilik ve kapkaççılık, ruhsatsız silah taşımak ve fın can güvenliğinin kalmadığını belirterek şunları söyledi: “Defalarca polise başvuran bir site esnafı hırsızlarla baş edemeyince kendi başının çaresine bakmış. Aralarında para toplayıp çeteye veriyorlar. Çete de siteyi ‘Burası bizim mıntıkamız’ diyerek diğer hırsızlardan koruyor.” meskun mahalde havaya ateş açmak oldu. Son yıllarda neredeyse meslek haline gelen “yankesicilik ve kapkaççılık” 107 bin 668 vaka ile en çok işlenen sekizinci suç oldu. 2006 yılında bu suç rakamı 2002 yılına göre yüzde 215.7 oranında arttı. ÖFKE PATLAMASI on 5 yıllık verilerin S esas alındığı rapor, Türkiye’de “öfke patlaması” da yaşandığını gösterdi. 2002 yılına kıyasla patlama yapan suçlar yüzde 718.5 ile “mala zarar vermek”, yüzde 660.2 ile “hakaret ve sövme”, yüzde 592.3 ile “tehdit” oldu. 2002’de 4 bin 675 mala zarar verme suçu işlenirken 2006’da bu rakam 38 bin 267’ye çıktı. 2002’de 1514 hakaret ve sövme suçu işlenirken 2006’da polise yansıyan vaka sayısı 11 bin 509 oldu. 2002’de 4 bin 57 olan tehdit suçu da geçen yıl 28 bin 88’i buldu. Polise hakaret, mukavemet ve darp suçu da son beş yılda yüzde 114 arttı. CUMHURİYET 03 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle