18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 NİSAN 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 CHP lideri Baykal, AKP’nin cumhurbaşkanı adayı olarak Gül’ü göstermesini değerlendirdi DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT ‘Dayatmayı önledik’ ? CHP grup toplantısında konuşan Deniz Baykal, “Erdoğan’ın aday olmaması demokrasinin zaferidir. 14 Nisan’da Tandoğan’da toplanan 1 milyon insan bu sonucu almıştır” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, AKP’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ü göstermesiyle ilgili olarak “Erdoğan’ın aday olmaması demokrasinin zaferidir. 14 Nisan’da Tandoğan’da toplanan 1 milyon insan bu sonucu almıştır. Büyük bir demokrasi dersi verilmiştir. Dayatmayı önlemeyi başardık” dedi. Başbakan Erdoğan’ın ifadesiyle “sürpriz aday” tehlikesinin de “bertaraf edildiğini” kaydeden Baykal, “Bir kapıkulu anlayışını oraya yerleştirme projesini etkisiz kılmayı başardık” açıklamasını yaptı. Baykal, Gül’e de “Emirkomuta altına girerse, Çankaya’yı AKP partizanlığının uzantısı olarak görürse hem kendisi, hem Türkiye zarar görür” uyarısında bulundu. Baykal, grup toplantısında öncelikle Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e saygı ve şükranlarını sundu ve gelecekte değerinin daha iyi anlaşılacağını söyledi. Baykal, anayasanın koyduğu mekanizmaların ve özünün iyi işletilmesi gereği üzerinde dururken “Adaylık sürecinin kapalı devre, AKP’nin iç işi gibi algılanmasını” eleştirdi. Baykal, “72 milyonun Gül’ün adaylığının açıklanmasının ardından grup toplantısında konuşan CHP lideri Deniz Baykal, “Bir kapıkulu anlayışını oraya yerleştirme projesini etkisiz kılmayı başardık” dedi. (Fotoğraf: AA) di. Baykal, Gül’ün “bazı handikapları” bulunduğuna dikkat çekerken şu uyarılarda bulundu: “Milli görüşün rahlei tedrisinden geçmiş. Görüşü, anlayışı o iklimde oluşmuş. Sayın Gül’ün son dönemdeki uygulamaları onu milli görüş çizgisinden topyekun teslimiyet çizgisine çekmiştir. AB, Hıristiyan kulübü lafları, ABD’ye, İsrail’e meydan okuyan tavırlar bitmiştir. Askere çuval geçirme elim olayından sonra sesini çıkarmayan süklüm püklüm bir Dışişleri Bakanı’dır. Dışişleri Bakanı olarak Türkiye’yi çok ciddi sıkıntalarla karşı karşıya bırakmıştır. Ama garip bir manzara var. Sevimli, yumuşak alttan alan üslubuyla her şeyin yolunda gittiği izlenimini yaratmayı başarmıştır” Abdullah Gül, Değişeceğini Söylüyor Abdullah Gül, bir yandan partisi ile bağlarını, anayasanın izin verdiği son dakikaya kadar sürdürmeye kararlı söylemler sarf ederek, kendisini cumhurbaşkanlığına aday olarak atayan Erdoğan’dan “genel başkanımız” diye söz etmeye özen gösteriyor. Öte yandan, TBMM’nin kendisini seçtiği takdirde, yine anayasanın cumhurbaşkanlığı için belirttiği ilkelere sonuna kadar bağlı kalacağının altını da çiziyor. O arada, aday olarak yaptığı ilk basın toplantısında ana muhalefet partisi CHP’den başlayarak parlamentodaki partileri tek tek ziyaret ederek görüşlerini alacağını ve bağımsız milletvekilleri de dahil oylarını isteyeceğini söylüyor. Gül’ün, cumhurbaşkanlığı adaylığının ilk basamağında, belki de Dışişleri Bakanlığı’nın kendisine kazandırdığı diplomasiye aşinalıktan gelen bir yöntem kullanmasının görünen nedeni, cuma günü başlayacak ilk seçim turunda aranılan 367 oyu güvence altına almak istemesidir. Gül, Anavatan Partisi grubunu ve DYP Genel Başkanı’nı bu doğrultuda ikna ederse, yani 25 milletvekili de genel kurula katılırsa, kendisine en geç üçüncü turda Çankaya’nın kapısını açacağını düşünüyor. Mahşerin üçüncü atlısı Öğrencilik yıllarında MTTB içerisinde Necip Fazıl Kısakürek’in kurduğu Büyük Doğu Cemiyeti’nin yandaşlığı ile başlayan Milli Görüşçülüğü döneminde tanıştığı Erdoğan ve Arınç’la birlikte Adalet ve Kalkınma Partisi’nin üç önemli ayağından birisi olarak, Çankaya’nın da doğal adayları arasındaydı. Erdoğan’ın politik yasaklı olduğu dönemde kurulan hükümette, Başbakanlık görevini bir emanetçi gibi üstlendi. Yasak kalkınca da, hiçbir ayak oyununu düşünmeden emaneti geri verdi. ‘Gül’ü kutluyorum’ Cumhurbaşkanı seçilecek. Bu anlayışın altında Başbakan’ın kendini Cumhurbaşkanı olarak seçtirme düşüncesi yatıyordu. Toplumla, kamuoyuyla paylaşırsak benim adaylığım gündemden düşer diye düşündü. Çok yanlış bir emsal getirdi. Meclis devre dışı kaldı” dedi. ya kalmadı. Planını deşifre ettik ve bunun olamayacağını, yanlış bir karar olduğunu Türkiye’ye anlattık. Başbakan’ın siyaset üslubu demokratik değil, despotik. Türkiye’nin onun Cumhurbaşkanlığını kabul etmeyeceğini anlattık. Erdoğan aday olmadıysa, bu millet onu kabul etmediği içindir. Milletin Cumhurbaşkanlığı anlayışı Başbakan’a uygun olmadığı içindir. Bu, demokrasinin zaferidir. Pek çok çevre umursamadı, görmezden geldi; ama cesaret edenler, anayasanın özünü kavrayanlar, 14 Nisan’da Tandoğan Meydanı’nda toplanan 1 milyon kişi bu sonucu almıştır. Kimse bunu gizlemeye kalkışmasın.” Baykal, Erdoğan’ın ifadesiyle “sürpriz aday”ın bir başka tehlike olduğunu vurgularken “Bu sakıncayı da bertaraf ettiğimizi görüyorum. Sürpriz aday tehlikeli, sakıncalı bir oluşumdu. Eğer olsaydı çok ciddi bir darbe olacaktı. Caydırıcı etkiler, duyarlılıklarla bu tehlike bertaraf edildi. Dayatmayı önlemeyi başardık. Bir kapıkulu anlayışının oraya yerleştirilmesi projesini etkisiz kılmayı başardık” dedi. Baykal konuşmasında , “Seçilecek kişi, siyaset üslubunu AKP’ye bağlı sürdürme anlayışının dışına çıkmalıdır. Oraya RP kadrolarının uzantası olarak çıkılmayacağını Gül anlamalı. Oraya gelirse artık Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olduğunu unutmamalıdır. Unutursa hatırlatacak olanlar vardır. Gül Cumhurbaşkanı, Arınç Meclis Başkanı, Başbakan Erdoğan, böyle bir tablo Türkiye’nin gerçeklerine, ihtiyaçlarına uymuyor. Ciddi sıkıntılar olabilir. Sayın Gül’ü kutluyorum, hayırlı olsun. Emir komuta altına girerse, AKP partizanlığının uzantısı halinde Çankaya’yı görürse bundan Türkiye de, kendisi de zarar görür” dedi. ‘Kamuoyunu uyardık’ Baykal sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz Başbakan’ın adaylık planlaması içinde olduğunu başından beri teşhis ettik, kamuoyunu uyardık. Bu tespit kabul görmüştür. Adaylığını gizleyerek son noktaya kadar getirme projesi işletilemedi. Türkiye bu sayede Başbakan’ın Cumhurbaşkanlığı sürpriziyle karşı karşı Siirt bağı Bazı yakın tanışları, Gül ile Erdoğan arasındaki bu sıkı bağların oluşumunda Abdullah Bey’in dedesinin Siirtli olmasının da etkisinin göz ardı edilmemesini anımsatıyorlar. Emine Erdoğan’ın adaylığın açıklanmasından hemen sonra, Dışişleri Konutu’na giderek Hayrünisa Gül’ü kutlayan ilk kişi olması da, protokol zorunluluklardan daha çok; hemşerilik bağlarının gücünü öne çıkarmış oluyor. Olası cumhurbaşkanının politik ve toplumsal görüşlerinde değişim değil, anayasanın, bir cumhurbaşkanından istedikleri doğrultuda oluşacak zorunlu törpülenmeler beklenilebilir. Ama o beklentiler, AKP’lilerin bir süreden beri “TBMM Başkanlığı bizdendi. Başbakanlık da bizimdi. Artık Çankaya’da da biz olacağız” hayalini bozmayacaktır. Erdoğan, genel seçimlere partisinin istediği gibi, genel başkan ve başbakan olarak girecektir. Kampanya süresince, dün grupta söylediği gibi, kişisel beklentileri olmadığını, hizmeti amaçladığını yineleyecek konuşmalar ile kitlelere seslenecektir. Her ne kadar Gül, seçildiği günden başlayarak partisi ile olan üyelik bağlantısını kesecek olsa bile, Çankaya ile Başbakanlık arasında atamalardan doğan bir sorun olmayacağı için, Erdoğan’ın eli kolu daha da özgür kalacaktır. TBMM’den onay için gelen yasaların veto edilmesi ya da Cumhurbaşkanınca anayasaya aykırılık savı ile Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesi de söz konusu olmayacaktır. Sadece bunların bile seçim kampanyasında AKP’ye nasıl bir moral destek vereceğini kimse göz ardı etmemelidir. Ama, Gül’ün başka bazı AKP’li aday adaylarının isimleri ortaya atıldığı zaman, duyulan “Acaba kapıkulu mu olacaklar?” kuşkusunun dışında, en az Dışişleri Bakanlığı’ndan kazandığı deneyim ile hareket etmesi de beklenilmelidir. ??? Özetle, yeni cumhurbaşkanı seçiminden sonraki dönem, yeni bir dönem olacaktır. Sayın Baykal dün, Gül’ün adaylığı açıklandıktan sonra grup konuşmasında, o dönem için hem milletvekillerine hem de kamuoyuna moral verme gereğini duyduğunu gizlemedi. “14 Nisan’da Tandoğan’da toplanan milyonu aşan yurttaşın birikim ve gücünün büyük seçimde de zaferin sağlanmasını güvence altına alacağını” söyleyerek bitirdi konuşmasını. Sürekli yinelemek istiyorum: O birikim ve gücü zafere dönüştürmek için, aynı doğrultudaki güçleri birleştirmek, derleyip toplamak gerekiyor. Hem de gecikmeden... ‘Milli Görüş’ tehlikesi Milli Görüş çizgisinin Başbakan ve Cumhurbaşkanı olmasının yaratacağı tehlikelere dikkat çeken Baykal, “toplumu bu tehlikeler karşısında uyanık ve etkili kılmak için görevlerini yerine getireceklerini” bildir GÜL ’ÜN ADAYLIĞI İş dünyası: Olumlu gelişme Ekonomi Servisi İş dünyası, cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilen Abdullah Gül’ü değerlendirdi. Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı: Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı Türkiye’nin istikrarı için göstermiş olduğu olgun ve örnek demokratik tavır nedeniyle kutluyorum. İTO Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş: Abdullah Bey, hem yurtiçinde hem de yurtdışında son derece bilinen, sevilen, saygı duyulan bir isim. Cumhurbaşkanlığı makamını en iyi şekilde temsil edeceğine inanıyorum. TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Kutadgobilik: Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesi halinde bir AKP temsilcisi olarak değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk toplumunun tamamının en üst temsilcisi olarak hareket edeceğine güveniyoruz. Büyükanıt’ın mesajıyla yanıt Orgeneral Saygun, Gül’ün eşinin türbanlı olmasıyla ilgili sorular üzerine Genelkurmay Başkanı’nın ‘Cumhurbaşkanı, devletin temel niteliklerine sözde değil özde bağlı olmalı’ sözlerini anımsattı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda Başbakan Tayyip Erdoğan’a “hayırlı olsun” dediğine ilişkin haberleri yalanladı. Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ergin Saygun da, “Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin anayasasını benimsemiş, onun temel niteliklerini, yani laik, demokratik devlet ideallerine sadece uygun değil, özde bağlı olmalı. Bunun tamamını davranışlarına yansıtmalı” dedi. Genelkurmay Başkanlığı dün akşam, TBMM’de verilen 23 Nisan resepsiyonunda Genelkurmay Başkanı ile Başbakan arasında geçen konuşmaya ilişkin bir açıklama yaptı. Açıklamada şöyle denildi: “24 Nisan 2007 tarihinde bir televizyon kanalında, 23 Nisan’da TBMM’de verilen resepsiyonda, Genelkurmay Başkanı tarafından Başbakan’a ‘Cumhurbaşkanlığı’nın hayırlı olması dileğinde bulunduğu’ şeklinde bir haber yer almıştır. Bahse konu koGenelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ergin Saygun, İsrail Ulusal Günü nedeniyle Speraton Oteli’nde düzenlene n resepsiyona katıldı. Saygun, resepsiyonda İsrail Büyükelçisi Pinhas Avivi ile bir araya geldi. (AA) nuşmalar onlarca basın mensubu önünde yapılmış olup, Genelkurmay Başkanı tarafından böyle bir ifade kesinlikle kullanılmamıştır. 24 Nisan 2007 tarihli basın organlarında da gerçek ifade doğru olarak yer almıştır. Bir televizyon kanalında yer alan bu haber, yalnız gerçek dışı olmayıp, aynı zamanda etik değerler dışı bir yayıncılık anlayışının göstergesidir.” ‘Bağlılığını yansıtmalı’ Bu arada İsrail Ulusal Günü nedeniyle Speraton Oteli’nde düzenle nen resepsiyona katılan Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ergin Saygun da Cumhurbaşkanlığı’na ilişkin açıklamalarda bulundu. Saygun gazetecilerin Gül’ün adaylığı ile ilgili soruları üzerine şunları söyledi: “Bizim... Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili görüşünü, Sayın Genelkurmay Başkanı 12 Nisan’da açıkladı. Onun dışında şimdi söyleyebileceğim bir şey yok. İfade edildiği gibi cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin anayasasını benimsemiş, onun temel nite liklerini, yani laik, demokratik devlet ideallerine sadece uygun değil, özde bağlı olmalı. Bunun tamamını davranışlarına yansıtmalı... Bunun dışında ekleyeceğim bir şey yok.” Orgeneral Saygun, “Gül’ün adaylığı bu tarife uyuyor mu” sorusuna, “Bilmem, ben söyleyeceğimi söyledim” yanıtını verirken gazetecilerin, Gül’ün eşi Hayrinnüsa Gül’ün türbanlı olduğunu anımsatmaları üzerine ise, “Söylediklerimin dışında daha başka bir şey yok. Az önceki ifadelerin içinde sorunun cevabı var” dedi. Wilson: Gül’e saygı duyuyoruz Resepsiyona katılanlar arasında bulunan ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, sorular üzerine, cumhurbaşkanının kim olacağına dair kararın artık milletvekillerine ait olduğunu belirtti. Gül’ün, tanıdıkları, dört buçuk yıldır yakın olarak çalıştıkları ve çok saygı duydukları bir isim olduğunu belirten Wilson, kendilerinin bu konuda bir “adayı” olmadığını belirtti. Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net ‘Sanayici için avantaj’ İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş: Gül’ün cumhurbaşkanlığında da uzlaşmacı ve birleştirici bir tutum izleyeceğini umuyoruz. Çukurova Genç İşadamları Derneği Başkanı Ayhan Şenbayrak: Geneli kucaklayan bir yapısı var. Bu anlamda Gül’ün cumhurbaşkanlığı sanayici için de bir avantaj. Mevcut adaylar arasında en iyisiydi. DEİK İcra Kurulu Başkanı Rona Yırcalı: Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda millet olarak arkasında durulmalı ve kendisine destek olunmalı. Böylece ekonomik ve siyasi yıpranma olmadan bu konuyu da arkamıza atmış oluruz. Türkİş Başkanı Salih Kılıç: Gül, cumhurbaşkanı olması halinde toplumun tüm kesimlerini kucaklayan bir tavır takınmalıdır. KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul: Cumhurbaşkanı profiline hiç uymayan Abdullah Gül, Türkiye’de uygulanan neoliberal politikaların mimarıdır. Sabih Kanadoğlu’na eski Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanı Naci Ünver’den destek geldi YÜKSEK MAHKEME BEKLEMEDE ‘367 üye olmazsa seçim sakatlanır’ MİYASE İLKNUR Eski Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanı Ünver, 102. maddede ancak 367 oy alan kişinin cumhurbaşkanı seçilebildiğinin belirtildiğine dikkat çekti. razlara katılıyorum. İlgili yasa maddesi açıkça belirtiyor zaten. 102. madde diyor ki: Cumhurbaşkanlığı seçimi konu‘Cumhurbaşkanı TBMM’nin üçsunda anayasada ilk iki oylamada te iki oy çoğunluğuyla ve gizli oy367 üye sayısının hazır bulunması la seçilir.’ Şimdi bu üçte iki çokoşulunun yer aldığını belirterek ğunluğu Meclis’e getiremezsen tartışmalara neden olan eski Anaseçim sakatlanıyor. Seçimin en yasa Mahkemesi Başkanı Sabih önemli basamağını kaldırıyorsuKanadoğlu’na eski Yargıtay 8. Cenuz. Bu da uzlaşma zorunluluza Dairesi Başkanı emekli hâkim ğu getiren bir basamak. Naci Ünver’den de desOndan sonraki halinde tek geldi. Naci Ünver, 102. maddede yer alan ? Naci Ünver, anayasada Cumhurbaşkanlığı ise ‘en az üçer gün ara ile ilk iki oylamada üye sa seçiminin koşullarını belirleyen 102. madde yapılacak oylamada, ilk yısının salt çoğunluğu nin çok açık yazılmamış olmakla beraber üze ikisinde üye tam sayısının iki çoğunluğunun oyu olan 367 üyenin Mecrinde önemle durulması gerektiğini belirtti. üçte sağlanmazsa üçüncü oylalis’te hazır bulunmamamaya geçilir, üçüncü oysı ve hazır üyelerin salt çoğunluğuyla cumhurbaşkanının yapılan oturumlara baştan beri lamada da üye tam sayısının salt seçilmesi halinde seçimin sakatla 184 kişi katılsa, sonradan cum çoğunluğunu sağlayan aday seçihurbaşkanı seçilebilir mi? Seçi lir’ diyor. nacağını öne sürdü. Şimdi iki turda üçte iki çoğunAnayasada cumhurbaşkanlığı se lemez. Çünkü yasa neyi öngörçiminin koşullarını belirleyen 102. müş? ‘Salt çoğunluk, önce 367’den luk arıyor sizden. Yani siz seçimaddenin çok açık yazılmamış ol devam etsin, sonra en çok oy alan min bu süreçlerini atlayarak semakla beraber üzerinde önemle du kişi seçilsin’ demiş. Ama baştan çimi yapmış oluyorsunuz. Bunu rulması gerektiğini belirten eski beri salt çoğunluk ve ilk başta da açıkça yazabilirdi ama benim Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanı 367’yi belirtmiş. Bir açıklık yok anladığım ilk toplantıda toplanÜnver, söz konusu maddede ancak diye ondan yararlanmaya çalış tı yeter sayısı olarak 367 kişinin 367 oy alan kişinin cumhurbaşka mak yanlış. Ben bu konudaki iti hazır olması gerekiyor.” nı seçilebildiğinin belirtildiğine dikkat çekerek, “Hukuken olanaksız olan bir konuyu yasa koyucu buraya koymaz. Seçimi hukuken olanaklı kılmak için 367 üyenin katılımı gerekiyor” dedi. Emekli hâkim Naci Ünver, anayasanın 102. maddesi hakkındaki yorumunu şöyle açıkladı: “Cumhurbaşkanlığı seçimi için Tuğcu 367 davası için programını iptal etti İLHAN TAŞCI ANKARA Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu, Cumhurbaşkanlığı seçiminde 367 koşuluna ilişkin olası dava nedeniyle kuruluş yıldönümü kapsamında İstanbul’da gerçekleştirilecek etkinliklere katılmama kararı aldı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde TBMM Genel Kurulu’nda ilk tur oylamada 367 milletvekilinin hazır bulunması koşuluna ilişkin tartışmalar ve bu şartın yerine getirilememesi durumunda açılacak dava nedeniyle Anayasa Mahkemesi seçenekli hazırlık yaptı. Anayasa Mahkemesi’nin 45. kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında yurtdışından gelen yargıçlara yönelik İstanbul’da tarihi ve turistik geziyi de içeren etkinlikler organize edildi. Bugün ve yarın Ankara’da “Evrensel Barış ve Medeniyetler Buluşmasında Anayasa Mahkemelerinin Rolü” konulu sempozyum gerçekleştirilecek. Sempozyumun bitiminin ardından cuma günü Anayasa Mahkemesi temsilcileri ile yabancı heyet İstanbul’a gidecek. Ancak Cumhurbaşkanlığı seçiminin cuma günü gerçekleştirilecek ilk tur oylamasında ortaya çıkacak 367 kilidini açacak olan Anayasa Mahkemesi’nin Başkanı Tuğcu, Ankara’da “bekleme” kararı aldı. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle