Katalog

SAYFA CUMHURİYET 25 NİSAN 2007 ÇARŞAMBA 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Akbank Çocuk Tiyatrosu 35. yılını ‘Masal Masal İçinde’ adlı oyunu sahneleyerek kutlayacak DEFNE GÖLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Masallar otuz beş kenti dolaşacak şıl Kasapoğlu’nun yönettiği ‘Masal Masal İçinde’ adlı oyun yarın saat 14.00’te Mersin Kültür Merkezi’nde, 27 Nisan’da Adana Büyükşehir Belediye Tiyatrosu’nda sahnelenecek. Nükleer Felaket Son yılların ülkemizde en çok tartışılan konularından biri nükleer enerji santrallarının kurulması. Önceleri Mersin’in Akkuyu yöresi gündeme gelmişti. Son zamanlarda da Sinop konuşuluyor. Ama nükleer santral için nerenin adı geçse, o yörede hemen protesto gösterileri başlıyor. Neden? Çok değil, 21 yıl önce 1986’da dünya Çernobil felaketini yaşadı çünkü. Kuzey komşumuz Ukrayna’da patlayan Çernobil Nükleer Santralı’ndan göğe yükselen radyasyon bulutları ülkemizi de etkilemişti. Günümüzde de hâlâ, Karadeniz bölgesindeki yüksek kanser artışlarının nedeni olarak o dönemde yağan radyoaktifli yağmurlar gösteriliyor. ??? Sık sık gündeme gelse de, ne denli tartışılsa da, aslında Çernobil ve sonrasında yaşananları tam olarak anlayabilmemiz kolay değil. Çünkü bilimsel verilerin sayılara dönüşmüş soğuk yüzü, yeryüzünün yaşadığı bu büyük nükleer trajediyi anlatmaya çok da yeterli olmuyor. Ukrayna’nın kitapları, tiyatro oyunları ve belgesel filmleriyle dünyaca tanınan gazetecisi Svetlana Alekseyeviç, 1986’da gerçekleşen Çernobil nükleer felaketinden sonra röportajlar yaptığı yüzlerce kurban ve tanığın anlattıklarından yola çıkarak Çernobil’den Sesler adlı kitabını oluşturmuş (Çeviren: Aslı Candaş, Aytaşı Yayınları). ??? Kitabı açıp rasgele satırlar okuduğunuzda bile karşınıza çıkan tüyler ürpertici görüntülerden etkilenmemek olanaksız. “Çernobil, bütün savaşlardan beter bir savaş. Saklanacak yerin yok. Ne yer, ne gök, ne de suyun altı,” diyor, İkinci Dünya Savaşı’nı da görmüş tanıklardan biri. Kazada ölen, yaralanan ve radyasyona uğradıkları için türlü hastalıklara yakalananların yanı sıra sonradan başka yerlerden getirilerek kaza sonrası çevrenin temizlenmesinde kullanılan insanlar da var. Radyasyon artıklarının temizlenmesi için önce robotlar kullanılması denenmiş, ancak robotlar havadaki aşırı radyasyon nedeniyle sistemleri bozulup çalışamayınca onların yerine insanlar kullanılmış. Orada çalışmaya gidenlerden her birinin de ayrı ayrı öyküleri var, başlarına gelenlerle ilgili. Bakın biri nasıl: “Eve döndük, orada giydiğim bütün giysileri çıkarıp çöpe attım. Kasketimi küçük oğluma verdim, onu çok istiyordu. Hep o kasketi giydi. İki yıl sonra beyin tümörü teşhisi koydular.” Afganistan savaşından döndükten sonra Çernobil’e gönderilen bir asker de ikisini şöyle karşılaştırıyor: “Afganistan’dan geri dönerken en azından yaşadığımı biliyordum. Halbuki burada durum tam tersi, bu şey insanı eve gittikten sonra öldürüyor.” Bir başkası da şunları söylüyor: “Arkadaşım öldü. Dev gibi oldu, şişmanladı, fıçı gibi. Komşum, o da oradaydı, vinç işletiyordu. Kömür gibi karardı ve çekti. Öyle ki, ona çocuk elbiseleri giydiriyorlardı. Nasıl öleceğimi bilmiyorum, ama bana konulan teşhisle uzun yaşamayacağım kesin.” ??? Hayat, her şeyi bilimden de, sanattan da daha iyi anlatıyor. Bu nedenle yazar, kendini ortaya hiç koymadan yalnızca kayda geçirdiği tanıklıkları alabildiğine yalın biçimleriyle kitabına aktarmış. Yeni nükleer santrallar yapmayı düşünenlerin öncelikle böylesi sonuçlarını da bir kez daha irdelemeleri gerekmez mi? I DOT VE GOETHE ENSTİTÜSU Komediden gerilime Kültür Servisi Roland Schimmelpfennig’in Sibel Arslan Yeşilay tarafından projelendirilip çevrilen “Geçmişten Gelen Kadın (Die Frau von früher)” isimli oyunu, Uğur Polat, Tülay Günal, Mine Tugay, Güneş Berberoğlu ve Adıhan Şentürk tarafından bugün ve yarın yazarın da katılımıyla okunacak. 2002 yılında da “Uzun Zaman Önce Mayısta” adlı oyunu Türkçeye çevirilen yazar, okumanın ardından izleyicilerle söyleşi gerçekleştirecek. Girişin ücretsiz olduğu etkinlik bugün 20.00 ve yarın saat 15.00’te başlayacak. Anımsama ve unutma, kaçırılmış fırsatlar, yeni olanaklar, aşkın ve alışkanlığın gücü üzerine bir oyun olan “Geçmişten Gelen Kadın” bulvar komedisi gibi başlayıp psikolojik gerilime dönüşüyor. (0212 251 45 45 info@godot.org) SAV AŞ KÜRKLÜ ADANA Akbank Çocuk Tiyatrosu 35. yılını ‘Masal Masal İçinde’ adlı oyunu 35 kentte çocuklar için sahneleyerek kutluyor. Çocukların tiyatroyla buluşmasını sağlamayı, onlara tiyatroyu sevdirmeyi amaçladıklarını belirten Akbank Sanat Genel Müdürü Derya Bigalı, “Çocuklar ‘Masal Masal İçinde’ oyununda, hırsın iyi bir şey olmadığını, insanın sahip olduğu kendi özellikleriyle mutlu olabileceğini görüyor, paylaşmanın önemini ve güzelliğini yaşıyor” dedi. İstanbul’da kurulduğu 1972 yılında sahnelediği Erol Günaydın’ın “Elma Dersem Çık” adlı ilk oyundan bugüne, Türkiye’nin en uzun ömürlü çocuk tiyatrosu olarak bilinen Akbank Çocuk Tiyatrosu’nun “Masal Masal İçinde”yi Adapazarı’ndan başlayarak birçok kentte sahnelediğine değinen Bigalı şunları söyledi: “Işıl Kasapoğlu’nun yazıp yönettiği Masal Masal İçinde adlı oyunda Hayrettin Aslan, Özdemir Çiftçioğlu, Sibel Altan, Sarp Aydınoğlu, Asil Büyüközçelik oynuyor. Sahne dekoru Karina Cheres’a, müzikler ise Joel Simon’a ait. Oyunda ana hikâyenin aralarında farklı masallar canlandırılıyor.” LK ÇOCUK TİYATROSU Akbank Çocuk Tiyatrosu’nun Türkiye’nin ilk çocuk tiyatrosu olduğunu belirten Akbank Sanat Genel Müdürü Bigalı, 1972’de Dormen Tiyatrosu’nun kapanmasının ardından dağılan kadronun bir kısmıyla “Akbank Çocuk Tiyatrosu” adı altında bugünkü çocuk tiyatrosunun temellerinin atıldığını anımsatırken şöyle devam etti: “Aynı zamanda seyircinin sahnede oyunun bir parçası olduğu çağdaş I şıl Kasapoğlu’nun yazıp yönettiği Masal Masal İçinde oyununda Hayrettin Aslan, Özdemir Çiftçioğlu, Sibel Altan, Sarp Aydınoğlu, Asil Büyüközçelik oynuyor. İ oyun biçiminin de ilk temsilcisi olan Akbank Çocuk Tiyatrosu,kurulduğundan beri birbirinden önemli, eğitici ve eğlendirici çocuk oyunları sahneleyerek tiyatro sevgisini çocuklara aşılamaya çalıştı. Anadolu’nun ve Avrupa’nın birçok yerinde turneye çıkan ilk Türk çocuk tiyatrosu olarak bir ilke imza attı. Akbank Çocuk Tiyatrosu’nun ilk oyuncuları Erol Günaydın, Perran Kutman, Kerem Yılmazer, Göksel Kortay, Bülent Kayabaş, Ali Tara, Selim Naşit Özcan, Alpay İzer, Günfer Feray, Yüksel Gözen, Zeynep Tedü, Ayla Aslancan, Enver Demirkan, Nahit Güvendi, Hayrettin Aslan gibi önemli isimler olurken, Erol Günaydın tarafından farklı bir bakış açısıyla yazılan ‘Keloğlan’, ‘Nasrettin Hoca’, ‘Ortaoyunu ve Meddah’, Akbank Çocuk Tiyatrosu sahnesinde ilk defa bilinen kalıpların dışında yorumlanarak, tiyatro tarihindeki yerini aldı.” Bigalı, Akbank Çocuk Tiyatrosu’nun, yarın saat 14.00’te Mersin Kültür Merkezi’nde, 27 Nisan’da Adana Büyükşehir Belediye Tiyatrosu’nda sahnelendikten sonra, 28 Nisan günü 11.00’de Kilis’in Musabeyli ilçesinde Hüseyinoğlu İlköğretim Okulu’nda, 15.00’te de Gaziantep’in Şehitkamil ilçesinde Belediye Tiyatro Salonu’nda oyunu yineleyeceğini, ardından mayıs ayında Çerkezköy’den başlayarak turneyi sürdüreceğini belirtti. Osman Şahin’e ‘Kraliçe Aba Onur Ödülü’ Kültür Servisi Mersin ve Toros yöresini işlediği öyküleri ve filme alınan eserleriyle ülkemize ve dünyaya tanıttığı, 28 öyküsü yabancı dillere çevrildiği için Osman Şahin’e “Kraliçe Aba Onur Ödülü” verildi.”Mersin Yazarı ile Buluşuyor” etkinliği içinde, Mersin Sanayici ve İşadamları Derneği, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ile İçel Sanat Kulübü’nün ortaklaşa düzenlediği ödül töreni geçen gün Mersin’de yapıldı. “Toroslar’dan Akdeniz’e Öyküler” başlığı altında Osman Şahin’le yapılan söyleşide Cengiz Köse, şair Celal Soycan ve öykü yazarı Fazıl Tütüner, yazarın sanat anlayışı üstüne konuşmalar yaptılar. Ayrıca etkinlik kapsamında imza günü düzenlendi ve slayt gösterisi yapıldı. SAYIN MİLLETVEKİLLERİNE ......./........./............ Konu: Cumhurbaşkanı seçilme koşullarını taşıyan, 13.03.1957 doğumlu, üniversite mezunu (inş. müh.), sabıkası olmayan, Burhan Erol’un (0539 600 64 96) 11. Cumhurbaşkanlığı’na aday gösterilmesi. GEREKÇELERİMİZ: A Adayımızın bugüne kadar hiçbir parti ile ilişiği olmamıştır. Bağımsız, tarafsız bir kişidir. B Türk Milletinin ve Tüm İnsanlığın yararına olan, kimsenin zararına olmayan 20 maddelik isteklerimizi, Cumhurbaşkanlığının anayasada belirlenmiş görevlerine ek olarak yerine getirebilecek bilgi, birikim, vizyon, ehliyet ve liyakata sahip olması. İSTEKLERİMİZ: 1 Ailenin yaşadığı evlere haciz işleminin kaldırılması, 2 Terörün kültürel, ekonomik, siyasi, askeri kaynaklarının kurutulması, 3 Asker, Polis, İş adamları ve Bilim adamları ile doğru işlerde birlikte hareket edilmesi, 4 Asker, Polis, Memur, İşçi, Köylü, Esnaf ve Emeklilerin para ve teknoloji sorunlarının çözülmesi, 5 Yeryüzündeki tüm insanların Türklerle ikili iyi ilişkiler geliştirmelerinin devletçe teşvik edilmesi, 6 Ülkemizde insanların “Musevi, İsevi, Muhammedi, ateist, budist vb” gerekçelerle (meşru müdafaa hariç), öldürülmelerinin, eziyete uğramalarının önüne geçilmesi, 7 Aile, eğitim, çevre gibi yaşam alanlarının iyileştirilmesi. Beslenme, giyinme, korunma, çek sigorta şirketlerinin kurulması. Herkese okuma yazma, bilim, iş ve meslek öğretilmesi. Üretip veren ellere hürmet gösterilmesi. 8 Gerekçeleri bizde saklı nedenlerle ABD Merkez Bankası’nca 400 milyar Dolar kağıt bastırılarak, tüm dış ve iç borçların ödenmesi (iki yıl içinde bu maddeyi sağlayamayan cumhurbaşkanının istifa etmesi), 9 Meşru müdafaa savaşları hariç yeryüzünde Barış, Adalet, Güvenlik ve İşbirliği sağlanmasını koordine etmek için Rockefeller Vakfı’ndan 1 Trilyon Dolar hibe talep edilerek Evrensel Yüksek Adalet Kurumu’nun kurulması, 10 “Allah rızası” için toplanmış gayrimenkul ve paralarla oluşturulmuş kurum, kuruluş, şirket, dernek, okul ve vakıfların Evrensel Yüksek Adalet Kurumu’na devir alınması, 11 İlköğretim Okulları ve Liselerde iniş sırasına göre mekki surelerin ve akıl ve bilim ışığında yapılmış Türkçe çevirilerinin ders kitabı olması, 12 Üniversitelerde iniş sırasına göre medeni surelerin ve akıl ve bilim ışığında yapılmış Türkçe çevirilerinin ders kitabı olarak seçilmesi, İnkılap Tarihi dersi içine “Nutuk” kitabının alınması. 13 Ermeni Azeri, TürkKürt, Başörtü gibi sorunların, yeni sorunlara yol açmadan; ölmüşlerin suçlarının karşılığının, yaşayanlara verilemeyeceği, insanların birbirlerine saygılı olması, bir insanın memur olduğunu tanıtmak için resmi kıyafet mecburiyeti ve insan hakları çerçevesinde çözümlenmesi, 14 Devletin diğer devletlerle yaptığı sözleşmelere, karşı taraf riayet ettiği sürece, riayet edilmesi, 15 “Allah’tan başka ilahım (kayıtsız ve şartsız boyun eğilen kudret) yok” yemini edilerek, Milletimizin, Vatanımızın, Devletimizin, Cumhuriyetimizin, İnsanların, bilinen veya bilinmeyen odaklara peşkeş çekilmemesi, 16 Dünya Merkez Bankaları Başkanlarının davet edilerek Dünya Merkez Bankaları Birliği Projesinin anlatılması. Devlet Başkanları ile anlaşarak Dünya Merkez Bankası’nın kurulması. Başkanlığına bir Türk getirilmesi. EL (Evrensel Lira) basılması. Enflasyonun tek haneli rakamlar düzeyine göre ayarlanması. Dünya Merkez Bankasının çeşitli şubelerinde emekli asker ve polislere denetim görevi verilmesi, 17 İsteyen her anneye, 16 yaş altındaki her çocuğu için ayda 100 EL verilmesi (1 EL= 1 YTL civarında), 18 Dünyada ihtiyaç duyulan çeşitli işlerde çalışmak üzere işi olmayan her vatandaşımızı eğiterek, diğer ülkelerde işsiz olan her on işsizin başına “ onbaşı (onişçibaşı)” olarak görevlendirerek, küresel işsizliğin azaltılması. İşçilere günde 10 EL, işçibaşlarına günde 20 EL ödenmesi, 19 Evrensel Suçları Önleme Sözleşmesini (“İftira, cinayet, hırsızlık, tecavüz, fuhuş, uyuşturucu suçlarını işlemeyeceğim. İşlediğim takdirde kendimi ihbar edeceğim. Evrensel suçlardan birini işlediğim mahkemece sabit olursa, tüm mal varlığımı Evrensel Yüksek Adalet Kurumuna bağışlayacağım ve verilecek en ağır cezaya razı olacağım”) imzalayan herkese yeryüzünde Serbest Dolaşım Pasaportu verilmesi. 20 Dünya durdukça inananainanmayana, başını açanaaçmayana, ibadet yapanayapmayana ceza verilmemesi. Burhan Erol’un arkadaşları. Tel Adres İsimSoyisim İl İmza .......... ........... ...................... .......... .......... turgay@fisekci.com Çocuk Tiyatroları Festivali... Küçük Baltacıgil müziği seçti Kültür Servisi Tanınmış kontrbas sanatçısı Yaz Baltacıgil’in 12 yaşındaki oğlu Poyraz Baltacıgil, ‘Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’ nedeniyle Hakan Şensoy yönetimindeki İstanbul Oda Orkestrası eşliğinde bir konser verdi. İzleyicinin büyük ilgi gösterdiği konserde viyolonsel sanatçısı Poyraz Baltacıgil, Vivaldi’nin ‘Mi Minör Viyolonsel Konçertosu’nu seslendirdi. Daha ilkokula başlamadan önce çello çalmaya karar veren Poyraz Baltacıgil, ilk önce İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda yarı zamanlı olarak Hakkı Öztürk’le çalışmaya başladı. İlkokulu bitirdikten sonra tam zamanlı okumak isteyen Baltacıgil, halen Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda Dilbağ Tokay’ın öğrencisi. Nathalie Stutzmann İş Sanat’ta Schubert’in ‘Winterreise’ adlı yapıtını seslendirecek ? ANKARA (AA) Devlet Tiyatroları’nca düzenlenen, ‘’Küçük Hanımlar Küçük Beyler 3. Uluslararası Çocuk Tiyatroları Festivali’’ başladı. Türkiye’nin yanı sıra KKTC, Almanya, Fransa, İspanya ve İsviçre’den tiyatro topluluklarının katıldığı festivalin açılış töreni, Devlet Tiyatroları Macunköy Tesisleri’nde yapıldı. Açılış töreninde konuşan Devlet Tiyatroları Genel Müdür Vekili Mine Acar, evrensel tek dilin ‘’çocuk oyunu dili’’ olduğunu belirterek, ‘’Biz bu ortak paydanın etrafında, geleceğin büyükleri sevgili çocuklarımıza, ‘Küçük Hanımlar Küçük Beyler 3. Uluslararası Çocuk Tiyatroları Festivalimizi’ adıyoruz’’ dedi. Törende, konuşmalarından ardından Kent Orkestrası’nın konseri eşliğinde barbekü partisi yapıldı. Daha sonra Alman Çocuk Orkestrası, Orhan Asena Sahnesi’nde bir konser verdi. İtalyan Infiorata grubu da katılımcılarla birlikte bir boyama çalışması yaptı. Kukla, gölge oyunu, dans tiyatrosu, opera, bale ve sokak tiyatrosu gibi farklı tekniklerin kullanıldığı çocuk oyunları ile seminer ve söyleşilerin yer alacağı, ‘’Küçük Hanımlar, Küçük Beyler 3. Uluslararası Çocuk Tiyatroları Festivali’’ 29 Nisan’da sona erecek. Kültür Servisi İş Sata. Kendi neslinin en çarnat’ın en beğenilen progpıcı vokal dehalarından ramlarından biri olan Virbiri sayılan ve bugüne katuoso! konser dizisi kapsadar elliye yakın CD kaymında ünlü kontralto Natdı yapan Stutzmann, Sehalie Stutzmann, piyanist iji Ozawa, Sir John EliInger Södergren eşliğinot Gardiner, Sir Simon de 28 Nisan Cumartesi akRattle ve Christoph von şamı saat 20.00’de İstanDohnanyi gibi şeflerin bullu klasik müzik tutkunyönetiminde seçkin orlarına Schubert’in “Winkestralarla konserler veterreise” adlı yapıtını sesriyor. 1994’ten beri birlendirecek. Konser ve opelikte çalıştığı İsveçli pira sahnelerinin vazgeçilmez yanist Inger Södergren isimlerinden biri olan Natile dünyanın belli başlı halie Stutzman’ın, Alman müzik başkentlerinde saSchallplatten Kritik, Franyısız resital veren Nathasız Diapason d’Or, Japonlie Stutzmann, Fransız ya Plak Akademisi ve Sanat ve Edebiyat ŞövalGrammy’nin de arasında ye Nişanı’yla onurlantutzmann, piyanist Inger dırıldı. Annesi Christibulunduğu birçok ödülü Södergren eşliğinde 28 Nibulunmakta. san Cumartesi akşamı saat ne Stutzmann’la müÖzellikle Alman lied’le 20.00’de konser verecek. zik eğitimine başlayan ri ve Fransız şarkılarının sanatçı, Paris’teki Lirik en beğenilen yorumculaOpera Sanatı Okulu’nda rından biri sayılan kontraltonun barok, Hans Hotter’le Alman lied eğitimi alklasik, romantik dönemlerin yanı sıra 20. dı. Stutzmann aynı zamanda çok iyi bir yüzyılı da kapsayan geniş repertuvarı, onu piyanist, fagot yorumcusu ve oda müneslinin en iyi şancılarından biri yapmak zisyeni. (0 212 316 15 83) İZMİR CUMOK ÇAĞIRIYOR ATA’NIN ÇOCUKLARI! AYDINLIĞIN EVLATLARI! MÜCADELENİN İNSANLARI! Sonuçlarının bizim yerimize konuşacağı bir buluşma daha! HAYDİ 29 NİSAN’DA tek yürek tek yumruk İSTANBUL ’a Rezervasyon ve Bilgi için : 0 533 765 52 67 0 537 714 96 19 www.cumok.org eposta: izmir?cumok.org S CUMHURİYET 14 K