26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 NİSAN 2007 ÇARŞAMBA 6 SÖZ OKURUN AVRUPA GÜRAY ÖZ Bugün ülkem için ne yaptım? O nlar o gün ülkeleri için çok şey yaptılar. Onlar ki, gençtiler, yaşlıydılar… Memurdular, işçiydiler, öğretmendiler, emekliydiler.. Onlar ki kadındılar, erkektiler, çocuktular, öğrenciydiler … Sanatçıydılar, yazardılar, hukukçuydular, siyasetçiydiler, öğretim görevlileriydiler, profesördüler, emekçiydiler, esnaftılar, zanaatkârdılar, çiftçiydiler, ev kadınlarıydılar… Onlar ki belki hastaydılar, belki özürlüydüler, belki yoksul, belki kimsesizdiler, hatta belki de işsizdiler.. Ama onların hepsi gerçek birer yurttaştı , hepsi de ülkesine,vatanına, toprağına duyarlıydı ve hepsinden öncesi; “Bugün ülkem için ben ne yaptım” sorusunu sorup da, hiçbir şey yapmayan belki binlerce kişiden çok farklıydılar… Çünkü onlar o gün ülkeleri için çok önemli bir şey yapmışlardı… Dahası;o yürüyüşe, bu uyanışa, bu onurlu, soylu başkaldırıya katılanlar sadece o gün değil, her gün ülkeleri için bir şeyler yapan insanlardı.. Ve bu nedenledir ki, 14 Nisan mitingine katılmakla iki önemli uyarıyı birden yapmış oldular: “Nimetlerinden yararlandığımız Cumhuriyetimizin tüm kazanımlarına sonsuza kadar sahip çıkacağız, biz buradayız !”…dediler ; ikinci olarak da, “ Her gün kendinize, ‘bugün ülkem için ne yaptım’ sorusunu sormayı unutmayın!” uyarısını yaptılar. En azından, o soylu mitinge katılardan biri olarak, ben böyle düşünüyorum, yüz binlerce yurdum insanının o coşkulu katılımından. böyle bir uyarıyı algılıyorum. Çünkü geçen günlerde eposta yoluyla bana ulaşan bir özdeyişe katılıyorum. Şöyle diyordu o iletide; Dünyada üç grup insan var; bir şeyi yapan ve yaratan küçük seçilmiş bir grup/ Bir şeyin yapılmasını seyreden büyük bir grup/ Ne olup bittiğini bilmeden yaşayan muazzam bir kalabalık… Tandoğan’ı dolduran yüz binler, Başbakan’ın “nefret” sözcüğüne, son derece soylu bir duruşla karşılık vermiştir. Çünkü Cumhuriyetimizin erdemine inananlarda “nefret” duygusuna yer yoktur. Meydanları dolduran güvenlik güçleri bile belki bugüne kadar yaşamadıkları bir disipline ve saygılı bir mitinge tanık olmuşlardır. Şimdi “korku dağları beklemektedir”., Çünkü bu müthiş uyanışın devamı gelecektir. Türkiye’nin aydınlık geleceği için buna inanmak ve beklemek zorundayız. Deniz BANOĞLU Okumak ve Yazmak Üzerine Türkiye’de bazı şeyler artık “okunuyor”. Örneğin gazetelerde “14 Nisan mitingini okumak” ya da “doğru okumak” üzerine yazılar çıkıyor. Artık aydınlarımız mitingleri, gösterileri “okuyorlar”. Aslında kitapları okuyup, mitingleri izleseler, sonra da yorumlasalar daha iyi olur ya, olsun onlar mitingleri “okuyorlar”. Belki de artık kitap okumaktan sıkıldıkları içindir.. Peki, nasıl “okundu” 14 Nisan mitingi? Çok güzel okundu. İkitelli “Galiba biraz ayıp oldu, böyle bir kalabalığı bugüne kadar görmemekle ayıp etmişiz” deyip, “okuduğu” mitinge bir selam gönderdikten sonra, Başbakan’ı okumayı sürdürdü. ??? İkitelli’nin görevi, gündemin sapmasına izin vermemektir. Rahvan atın gidişini bozmamak, aradaki kaçınılmaz çıkıntılara takılmamak gereklidir. ABD ile AKP ile birlikte yürümek, başa gelebilecek, ki oluyor, geliyor, olmadık zamanda olmadık işler medyanın başına çökebiliyor, “tehlikenin farkında olmak” ve gündemin rayından çıkmasına izin vermemek yaşamsal bir zorunluluktur. Medyamız “sorumluluğun”, daha doğrusu “zorunluluğun” pekâlâ farkındadır. ??? Ekonomik durumun iyiye doğru gittiği masalını anlatmakta ısrarlı olmak memleket hayrınadır. İşsizliğin gerilediğini, yakın bir gelecekte “kişi başına düşen” gelirin 10 bin doları aşacağını söylemek yerinde olur. Genelkurmay Başkanı, Cumhurbaşkanı dileğe ve isteğe göre okunmalı, yorumlar gündemin genel gidişine göre yapılmalı, kimileri büyütülmeli, kimileri küçültülmelidir. Hiç kuşku yok, rezervler, sigortalar, bilinmez yarınlar için kapılar açık tutulmalı, ılımlı, “askersever” ya da “askeröver” yazılara da yer verilmeli, ama genel gidiş konusunda “şimdilik” gerekli olan kararlılıktan vazgeçilmemelidir. Medya budur ve bizim medyada okuduğumuz da böyledir. ??? Peki Türkiye’de okunacak başka şey yok mu? Açlık, sefalet, yoksulluk başka bir gezegende, başka bir ülkede, başka bir diyarda mıdır? Yanı başımızda sürüp giden işgal ve işgalin bizim başımıza açtığı dertler sanal mıdır? Irak’ın bölünmez bütünlüğü konusunda ısrarla söylenen sözler aslında Türkiye için söyleniyor olabilir mi? Türkiye’nin şerbetli olduğu, emperyalistlerin Türkiye’ye dokunamayacaklarını söyler ve kendi sözlerinin hamamdaki davudi yankısına bayılırken, gizliden gizliye emperyalist niyetleri okuyup “başa gelen çekilir, önemli olan Batı dünyasından kopmamaktır” türküsü söyleniyor olabilir mi? Türkiye’nin sorunlarına çare aramak, anladım, medyanın işi değildir. Medyanın işi kendi dertlerine çare aramaktır. Çare nerede? Şimdilik AKP’de! Yarın nerede olur bilinmez, ona da yarın bakılacaktır. ??? Bildiğim bir tek doğru var. Mitingleri “okumadan” onları izleyerek söylüyorum. Gündem, gönlümüzden geçen gündem değildir. Tehlikeli olan ve her gün gelişen gündem, Türkiye’nin ufkunu karartacak olan gündemdir. Bu gündemin yalnız içerdeki dinamiklerle yazıldığını söyleyen yanılır. Doğrusu iç dinamiğin hareketlenmeye başladığı, boşlukları kendi bildiğince doldurmaya niyetlendiği, aynı zamanda dış dinamiklerin ülkemizle her geçen gün biraz daha eylemli biçimde ilgilendiğidir. İç dinamiklerin aksayan yanı ise, Türkiye’de zümreler arasında çatışma sürerken, sınıflar dünyasının encamını yalnızca seyreden solun, DİSK’in, KESK’in, kendilerine STK demeyi seven demokratik kitle örgütlerinin hâlâ ne mitingi, ne kitabı okumaya yemin billah etmiş olmalarıdır. Ama okumadan da olmaz ki? Bakın medyamız mitingleri, nutukları ne güzel okuyor. Bakın nasıl da akıp gidiyor zaman. eposta: [email protected] Tandoğan’da tan doğdu T ürkiye’nin geleceğinden endişe duyan yurttaşlarımızın bir araya geldiği “Cumhuriyet” mitingi bu ülkenin sahipsiz olmadığını gösterdi. Türk halkı genciyle yaşlısıyla, kentlisiyle köylüsüyle, Atatürk’ün devrim ve ilkelerinin bekçisi olduğunu, O’nun emaneti olan Cumhuriyetin sahipsiz bırakılmayacağını herkese gösterdi. Tandoğan Meydanı’nı dolduranların verdiği mesaj herhalde herkes tarafından anlaşılmıştır. Bu herhalde cumhurbaşkanı olmak için, Çankaya’ya tırmanmak için halkı hiçe sayan Recep Tayyip Erdoğan tarafından da anlaşılmıştır. Gerçeklere gözlerini kapatanlar bu mitingden ders almalıdırlar. Bu miting bir ilktir. Ama son olmayacaktır.Toplumun gelecekte daha büyük kitlelerle daha büyük eylemler yapacağının bir işaretidir. Cumhuriyetimiz için Tandoğan’da tan doğmuştur. Ragıp DERELİ Korkmayın!.. Ben buradayım!.. Başınız darda olduğunda yanınızdayım!.. Cumhuriyet; benden size emanet. Yüreğinizde o, elinizde o, birlikte yaşayacak sonsuza dek.. (Fotoğraf: Argın AYTAÇ) Dönüm noktası O rada idim; Tandoğan Meydanı’da. Sabah saat 9.00 gibi arkadaşlarımla (herhangi bir organizasyon bünyesinde olmaksızın serbest irademizle) yürüyerek miting alanına girdik. İnsanların yüzlerine baktım; Türkiye’nin aydınlık yüzünü gördüm. Haftalar önce Cumhuriyet Mitingi’nin yapılacağını haber aldığımda içten gelen bir tepki ile “Orada olmalıyım, olacağım” demiştim ve cumartesi günü orada bulunmak benim için tarifi zor bir mutluluk oldu. Benim gözlemleyebildiğim kadarı ile 14 Nisan 2007 tam bir dönüm noktası oldu. Moda deyişle bundan böyle eskisi gibi olmayacak. Her nasıl olacaksa hep birlikte göreceğiz. Ama artık Batı dayatmacıları da, dahili işbirlikçileri de Türkiye’de pabucun pahalı olduğunun daha bir farkına vardılar. Sizlerle paylaşmadan edemedim. Cezmi SARIOĞLU Sivil toplum örgütleri neredeydi? P azar günü Ankara’da yapılan mitingde hepimiz sanki yeniden doğduk. Yitirdiğimiz umutların yerini yeni bir coşku kapladı. Yüreklerimizde yeni bir heyecan yaşadık.Türk halkının artık tepkisini seçimden seçime gösterme dönemi geçti.Vatandaşlar artık ülke sorunlarının çözümünde milletvekillerine vermiş olduğu vekaletin peşini bırakmamayı başladı. Atatürk Cumhuriyetine karşı olanların karşısına çıkarak O’nun düşüncelerine bağlı olduğunu bir defa daha gösterdi.Şimdi bundan ders alacak kimdir diye düşünüyorum. Herhalde bir liste yapmak gerekecektir. Bence siyasiler bu listenin en başında gelir. Onları basın izleyecektir. En sonunda ise sivil toplum örgütleri,meslek kuruluşları ve sendikalar.Ben şimdi şunu soruyorum. Ey DİSK, KESK, KAMUSEN, TTB, TBB, TMMOB ve üyelerinin mitinge katılımını organize etmediği gibi bireysel katılımlara da destek vermeyen diğer kuruluşların yöneticileri. Her ortaya çıktığınızda ağzınızdan düşürmediğiniz demokrasi, laiklik, özgürlük, insan hakları,çağdaş Türkiye sloganlarını terk mi ettiniz?Savunduğunuz değerlerden vaz mı geçtiniz?Laik Cumhuriyet yanlısı Atatürkçü yurttaşlar bunu bilmek istiyor. Türkân NALINCIOĞLU Devamı gelmeli A nkara’da gerçekleşen mitingin büyük bir başarı olduğu ve devamının gelmesi gerektiği fikrindeyim. Sizlerden genç bir okurunuz olarak toplumu uyandırma yolundaki duyurularınıza, televizyon reklamlarınıza aynı hızla devam etmenizi istiyorum. Hatta ilk sayfaya Gençliğe Hitabe gibi hem tarihimize hem bugünümüze ışık tutan metinleri koysanız, özel yazı dizileri hazırlasanız ne kadar iyi olur... Hâlâ bir şeylerin farkına varamayan genç insanları uyandırmak adına gençlere yönelik ilgi çekici bir şeyler yapılmalı. Ankara’daki mitingin ya bir dönüm noktası olacağını ya da toplumların yapısı gereği unutulup gideceğini düşünüyorum; unutulmaması ve daha da önemli işlerin başarılması için Cumhuriyet gazetesine de büyük iş düştüğü inancındayım. Demet İNTEPE Umutlarımız arttı Meydanda yoktular 4 Nisan “Cumhuriyetine Sahip Çık” mitinginin yapıldığı Tandoğan Meydanı’na baktığımda genci ile yaşlısı ile esnafı ile çiftçisi ile köylüsü ile memuru ile avukatı ile mühendisi ile mimarı ile doktoru ile tüccarı ile askeri ile ‘halkı’ gördüm de bazıları yoktu meydanda... Büyük Türk Büyükleri yoktu meydanda, adı büyük medya yoktu meydanda, adı büyük medyanın mandacı köşe yazarları da yoktu meydanda, Sağ partilerin yöneticileri de yoktu meydanda, dinci basın da yoktu meydanda, Hangi meydanda yoktular pekiyi; “Cumhuriyetine Sahip Çık” mitingi meydanında... Ama “Artık yeter” diyen Halk, Cumhuriyetine Sahip Çıkıyordu... Resmi ideolojisi ‘laiklik’ üzerine kurulu Cumhuriyetine sahip çıkıyordu... Celal TOROĞLU ülkemizde rahatça oynanmakta, ancak emeğinden başka satacak bir şeyi olmayanlar bu oyuna mani olamamaktadırlar. Varoşzadelerin beyinlerindeki önyargıları, tutucu düşünceleri ortadan kaldırmak, bilindiği gibi atomu parçalamaktan, depreme, kuraklığa, küresel ısınmaya, emperyalizme engel olmaktan daha zor bir iştir. Can ANADOL T andoğan’daki mitinge katılanların gösterdiği duyarlılık bir vatandaş olarak beni çok mutlu etti. Demek ki Cumhuriyetimiz sahipsiz değilmiş. Kucaklarında çocuklarıyla mitinge gelen anne ve babaları gördükçe toplum olarak umutlarımız arttı. Artık Türkiye’nin,Türk toplumunun geriye götürülemeyeceğini anladım. Tüm vatandaşlarımızı kucaklaması gereken bir cumhurbaşkanı yerine dinci kesimlere yakın duran hatta destek veren birisinin Tayyip Erdoğan’ı kastediyorum) halkın başına geçmesini kabullenemiyorum. Bu yaşımdan sonra rahat uyumak istiyorum. Korku dolu rüyalar son bulsun. Türkiye İran’a, Cezayir’e, Afganistan’a dönmesin. Cumhuriyete inanmayanlar Çankaya’ya çıkmasın. Selahattin GÖKDERE emurlar, işçiler ve emeklileri, tüm emeği ile çalışıp sonunda fakirlik ve yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkum edilenler, hayata tutunmaya çalışanlar, sadece Cumhuriyet gazetesinin işaret ettiği tehlikenin değil, ülkedeki ufak bir mutlu azınlığın daha da mutlu olabilmesi için Atatürk’ün ölümünden sonra 1 BELEDİYEİŞ Türkiye Belediyeler ve Genel Hizmetler İşçileri Sendikası GENEL KURUL İLANI Sendikamızın 8. Olağan Genel Kurulu aşağıdaki gündemi görüşmek üzere, 18 Mayıs 2007 Cuma günü, saat 10.00’da Sendikamız Genel Merkez binası toplantı salonu, Necatibey Caddesi Numara 59 Kızılay/ANKARA adresinde toplanacak ve 20 Mayıs 2007 Pazar günü sona erecektir. Bu toplantıda çoğunluğun sağlanamaması durumunda, ikinci toplantının yine aynı adreste 25 Mayıs 2007 Cuma günü, saat 10.00’da yapılacaktır. Tüm delege ve ilgililere duyurulur. BELEDİYEİŞ SENDİKASI GENEL YÖNETİM KURULU GÜNDEM: 1. Yoklama ve açılış, 2. Genel Başkanın açılış konuşması. 3. Divan seçimi. 4. Saygı duruşu ve İstiklal marşı. 5. Konukların tanıtımı ve konuşmaları. 6. Komisyonların seçimi. a) Tüzük Komisyonu b) Tahmini Bütçe Komisyonu c) Hesap Tetkik (İnceleme) Komisyonu d) Mevzuat ve Öneriler Komisyonu 7. Raporların müzakeresi. a) Yönetim Kurulu b) Denetim Kurulu c) Disiplin Kurulu 8. Komisyon raporlarının görüşülmesi ve onaylanması. 9. Genel Yönetim Kurulunun eleştirilere cevabı. 10. Kurulların aklanması. 11. Seçimler. a) Genel Yönetim Kurulu b) Genel Denetim Kurulu c) Genel Disiplin Kurulu d) Türkİş Delegeleri 12. Öneriler ve kapanış. (Basın: 19849) Bize Cumhuriyet yakışır ehlike konusunda tüm Türkiye’ yi uyardığınız, her şeye karşı bu iktidara meydan okuyup bizleri ateşlediğiniz, Cumhuriyetin değerlerine yürekten bağlı olduğunuz ve bunu yıkmaya çalışanlara karşı birlik olmamızda harcadığınız emek için çok teşekkür ederim size. Mitinge İstanbul’dan katıldım ben. Dün 1 milyonduk.. yarın 3, diğer gün 5 milyon olacağız... Artık gücümüze daha çok inanıyoruz. Bu ülkenin aydınlık insanları olarak bize Cumhuriyet yakışır! S. Emrah UYGUN M Diğer tehlikeler ülke yönetimine gelmiş bütün hükümetlerin nasıl olağanüstü bir çaba ile çalıştıklarının da farkındadırlar. Ancak hâkim zümrelerin kasıtlı olarak göstermelik bir demokrasi anlayışını halka dayatmaları ve seçim yasasında yaptıkları ince ayar yüzünden 1950’den beri ülkenin siyasal yazgısına yön veren, büyük şehirlerin varoşlarında yaşayan, ne yaptıklarının bilincinde olmayan cahil kitlelerin oyları ile işbaşına gelenlerin halka ne kadar dost olduklarının da farkındadırlar. Üçkâğıdın bu türlüsü geri bıraktırılmış T KOŞULLAR Cumhuriyet, sayfalarını CUMOK’lara açtı. ‘‘Söz Okurun’’ sayfamızda yayın ilkelerimize uygun tüm haberlere, duyurulara, görüşlere ve eleştirilere yer veriyoruz. CUMOK’lar bu gazetenin gerçek sahibidirler; ülke yayın yaşamına yepyeni katkılarda bulunup ufuklar açacaklarına, ülkenin yerel ve genel sorunlarını yansıtmakta önemli işlevler üstleneceklerine inanıyoruz. ADD ve ÇYDD’nin var oluşlarını hızlandıracak iletişim ağının ‘‘Söz Okurun’’ sayfasında gerçekleşmesi de olanak kazanacaktır. 2000 vuruşu aşmayacak görüş ve eleştirilerinizi bekliyoruz. posta?cumhuriyet.com.tr Mektup Adresi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul. Tel: (0/212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0/212) 343 72 64 CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle