18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 NİSAN 2007 PAZAR 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada yecanıyla, davranışlarıyla, coşkuyla Cumhuriyetin tehlikede olduğunu halkımızın haykırmasıydı. Halkımız meydanlara çıkarak Cumhuriyetin tehlikede olduğunu ilk kez haykırmak gereğini neden duydu acaba? 2002’de AKP iktidarıyla birlikte başlayan Cumhuriyetin temel ilkelerine saldırıları iktidara egemen olan kafanın 2007 yılının mayıs ayından itibaren gelecek yıllarda Cumhuriyetin temel ilkelerine vuracağı olası darbeleri sindiren toplum dün “patladı”. Anıtkabir’e yürüyerek Atatürk’le buluşan dünkü mitingin gerçek hedefi, tehlikenin baş aktörü... ABD desteğiyle bugün uyguladığı ılımlı İslamı ilk fırsatta hışımlıya dönüştüreceğinden kuşku duyulmayan RTE’dir. Bu miting: Cumhuriyeti tehlikeye attığını her hareketi, her sözü ile (ve tabii geçmişiyle) kanıtlayan, Çankaya’ya çıkarsa artık görünen tehlikeyi daha da derinleştireceğinden hiç kuşku duyulmayan yaratıcısı RTE ve onun dar kafalı kadrosuna karşı toplumsal son bir uyarıdır. ??? Laik demokratik rejimi Çankaya’da savunan, koruyan cumhurbaşkanları dönemi Sayın Ahmet Necdet Sezer ile artık kapanıyor. Yedi yıl boyunca, üstelik AKP iktidarının Meclis’teki sayı üstünlüğüne dayanan kaba bir mantıkla anayasayı bir değil yüz kez delmeye yönelik yasal girişimlerine, devletteki kadrolaşma çabalarına karşı verdiği savaşım… yaşadığımız bütün bu gerçekler; beni Sayın Sezer’in artık Atatürk mekânında, Atatürkçü düşünceleri savunan, laik rejimi koruyan ve kollayan “Son Cumhurbaşkanı” diye adlandırmaya, algılamaya götürüyor. Zira 16 Mayıs’tan sonra Çankaya’ya ister RTE çıksın, ister benzeri başka birisi Sayın Sezer’in şu cümlesini, bu cümlenin içindeki gerçeği içeren şu sözünü duymayacağız: “Türkiye’de siyasal rejim, Cumhuriyet kurulduğundan beri, ‘hiçbir dönemde günümüzde olduğu kadar’ tehlikeyle karşı karşıya kalmamıştır”. İşte tablo: “Cumhuriyetin temel değerleri ilk kez açıkça tartışma konusu yapılmaktadır. İç ve dış güçler, bu konuda aynı amaç doğrultusunda çıkar birliği içinde hareket etmektedir.” ??? Cumhurbaşkanımız ayrılıyor görevinden. Fakat devletteki görevini sürdürecek, üstelik Atatürk rejimini, laikliği, ülkenin bölünmez bütünlüğünü dün ve bugün olduğu gibi yarın da savunma görevini üstlenen, bu rejimi Atatürk’ten miras alanların söylemesi gerekenleri Sayın Sezer söylüyor... Üstüne üstlük Sayın Sezer bu uyarıları Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın açıklamalarını RTE’nin “makul ve olumlu”, sorulara verdiği yanıtları “devlet adamına yaraşır” ve iktidar kadrolarının patronlarının “özüyle sözüyle yakışır” bulduklarını gösteren haberlerin basına yansıdığı gün… geleceğin komutanlarını yetiştiren Harp Akademileri’nde yapıyor. Hiç kuşku yok, Cumhurbaşkanımızın bu uzun, hemen her alanda gerçekleri saptayan, uyarılar içeren konuşmasını başta RTE, arkasından gelen Gül ve saireler... “bir son nasılsa” diye önemsemeyecekler. Çünkü onların yolu “ılımlı İslamı radikal İslama çevirme” yoludur. Çünkü onların yolu Sezer’in sözlerinden algılayarak söyleyelim; “Türkiye’de yaşanan toplumsal gelişmeler, toplumsal ve bireysel yaşamda sergilenen çağdışı görüntüler…dinci fetvalar, saldırılar ve karışmalar… kamusal alanda türban kullanılmasına ilişkin tüm yüksek yargı kararlarına karşı tutumlar… görevi din adamı yetiştirmek olan okulları bitirenler ile tarikat ve cemaat mensuplarının devletin her kademesinde yerleştirilmeye çalışılması… bu tabloya bakarak Türkiye’nin bu adamlar elinde nereye götürülmek istendiğinin anlaşılması için yeterlidir” ama: Bu son miting, Cumhurbaşkanımızın son uyarıları; demokrasi gibi milleti de amaçlarına ulaşmak için bir araç gören ve kullanan RTE ve kadroları için yeterli olacak mıdır? Göreceğiz! Dün bir ışık yandı, bir ateş! Atatürk yolundaki bu ışık, bu ateş ülkeyi bir baştan bir başa sarmalı, kucaklamalı. CUMHURİYET MİTİNGİ GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada Mitingden önce yaptığımız “halktan büyük güç yoktur” tanımlamasına selam olsun... Mitinge katılanlar için yapabileceğimiz en genel tanımlama şu: Her kentten, her meslekten, her yaştan! Daha ne olsun! Erzurum’un tunç yüzlü insanları bir kale gibi Tandoğan Alanı’nın bir köşesini doldurmuş, konuşmaları dinliyordu. Antalya, Mersin, İzmir’in güleç yüzlü gençleri, kadınları ellerinde bayrak uzun bir yolculuğa hazır olmanın enerjisini taşıyordu. Ardahan’dan, Damal’dan gelenler, Atatürk’ün doğaya düşen o güzelim gölgesini kumaşa işlemişler, öteki kentlerin insanlarını selamlıyordu. Konya Doğanhisar’dan gelenler övünçle şunu söylüyordu: “Anıtkabir’e ilk biz girdik. Sabaha karşı 03.30’da buradaydık...” İstanbul’un hemen her semtinin temsilcileri vardı... Ankara’nın dört bir semtinden, Mamak’tan, Tuzluçayır’dan, Dikmen’den, Oran’dan gelen insanlar Anadolu’yla buluşmanın kıvancıya haykırıyordu... ??? Tandoğan Alanı bir buluşma ve bir ayrışma yeriydi... Buluşma yeriydi; laik, demokratik, hukuk devletinden, üniter yapıdan, Atatürk devrimlerinden yana olanlar Tandoğan’da buluştu... İşin sağısolu yoktu, Türkiye vardı; laiklik vardı, demokrasi vardı... Değişik kitle örgütlerinin, meslek kuruluşlarının temsilcileri alanın ayrı bölümlerindeydi ama, tek yürekti... Ayrışma yeriydi; yukarıda sıraladığımız bütün değerleri yok sayanlar, küçümseyenler, Ankara’ya akan o muhteşem ırmağın dışında kaldılar... Tandoğan’ın ve Anıtkabir’in dört bir yanını dolduranlar; çok sakindi, olağanüstü coşkuluydu... Çok bilinçliydi, olağanüstü mütevazıydı... Militan ruhluydu, olağanüstü sevecen, güleryüzlüydü... Böylesi bir toplumsal eyleme çok susamıştı, her hafta bu tür etkinlik yapan bir havada yürüyordu... Tayyip Erdoğan’a yönelik en ağır sloganları bile insancıl duygularla haykırıyorlardı: “Tayyip baksana... Kaç kişiyiz saysana...” “At üstünde duramıyorsun, Köşk’te nasıl duracaksın!” İnsanlar çok olmanın verdiği özgüvenle merhaba dedikten hemen sonra soruyordu: “Kaç kişiyiz Sayın Balbay?” Sabah saatlerinde yüz binler, öğleyin milyon dedim... ??? Tandoğan’da tan doğdu, tanyeri ağardı... Tandoğan’dan çıkarılacak çok ders var. Mitinge katılmayacağını ilan eden, davulzurnayla duyuran kitle örgütlerinin tabanı Tandoğan’daydı. Tavan yoktu, taban oradaydı. 14 Nisan süreci onlar için bir bakıma olağanüstü kongre gibiydi. Sonuçları ortada! AKP ve medyası mitinge katılımın az olması için her türlü densizliği yaptı. 27 yıllık meslek yaşamımda ilk kez mitinge katılan değil, katılmayan örgütlerin listesinin yer aldığı haberler okudum! Sonuç ortada. Tandoğan bir gerçeği daha yüz binlerce kişinin ağzından haykırdı: Türkiye’de AKP sorunu yoktur, AKP’nin karşısına konacak hareket sorunu vardır! Hareket oluştu... Şimdi sorun şu: Bu hareket hangi omurga ve başlarda vücut bulacak? Anadolu, Ankara’ya gelip haykırdı: Gövde hazır! Gövde Tandoğan’da haykırdı: “Toroslar, Soros’ları yenecek...” “Türkiye laiktir, laik kalacak...” Son olarak küçük bir övünç: Gazeteler içinde Cumhuriyet Mitingi’ne tüm yazarlarıyla, tüm çalışanlarıyla, tüm vücuduyla omuz veren tek gazete Cumhuriyet’ti... Yaşasın Cumhuriyet! ankcum?cumhuriyet.com.tr MUSTAFA BALBAY Yaklaşık 2 kilometre uzunluğundaki Türk bayrağı gün boyu Anıtkabir içinde eller üzerinde taşınırken, kalabalık Anıtkabir’in bütün alanını, Türk bayraklarıyla doldurdu. Yurttaşlar askerlere olan sevgisini Anıtkabir’de nöbet tutan Mehmetçik’e gösterdi. BBC, TRT’den duyarlı Yüzbinleri buluşturan ve uluslararası haber ajanslarının ‘haftanın en önemli olayı’ olarak duyurduğu mitingi bazı ulusal kanalların canlı yayınlamaması tepki çekti ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet) Ankara’da yüz binlerin katıldığı “Cumhuriyet Mitingi” Kanaltürk ve Skytürk dışındaki televizyon kanalları tarafından adeta göz ardı edildi. İngiliz BBC bile öğlen haberlerinde “Cumhuriyet Mitingi” haberini devletin resmi kurumu TRT’den daha kapsamlı olarak verdi. Eylem boyunca yayın akışını bozmayan TRT yüz binlerin haykırışını “Tandoğan Meydanı’nda miting sürüyor”,“Bazı katılımcılar Anıtkabir’i ziyaret ediyor” diye aktardı. Kimi ihalelerde bile canlı yayın yapan pek çok özel televizyon kanalı, “Cumhuriyet Mitingi” haberini bültenleri sırasında kısa bir haber olarak geçtiler. Birçok etkinliği canlı olarak veren NTV ve CNNTÜRK televizyonları mitingi, haber bültenleri sırasında vermekle yetindiler. Televizyonların tutumu yurttaşların tepkisine neden oldurken Haber Sen Genel Sekreteri Mehmet Demir, dünyanın en büyük haber ajanslarının “haftanın en önemli olayı” olarak duyurduğu 14 Nisan Cumhuriyet Mitingi’nin, TRT tarafından habere değer bulunmadığına işaret ederek “Cumhuriyet savcılarını göreve çağırıyoruz.TRT yönetimi derhal istifa etmelidir” açıklamasında bulundu. Kanaltürk televizyonu ise sorumlu yayıncılık örneği göstererek “Milyonlar Cumhuriyete sahip çıkıyor”, “Milyonlar tek ses, tek yürek laik Cumhuriyet için Ata’sının huzurunda”, “Türkiye’nin dört bir yanından milyonlar ‘Laik Çankaya’ için Ata’sının huzurunda” başlıkları eşliğinde mitingi baştan sona canlı yayınla sunan tek televizyon kanalı oldu. Kanaltürk yazarlarıngazetecilerin yorumlarına, miting düzenleyicilerinin konuşmalarına, sanatçıların seslendirdikleri türkülere ve laik bir Cumhuriyet için Tandoğan’a geldiğini söyleyen yurttaşların “Başbakan buradaki kalabalığı görsün” çağrılarına yer verdi. Skytürk mitingi uzun süre canlı yayınla aktarırken mitingi izleyen gazeteciyazarlarla telefon bağlantısı yaparak izlenimlerini aldı. Skytürk, Genel Yayın Yönetmeni Serdar Akinan ile gazetemiz yazarı Ali Sirmen, yazar Nihat Genç’in de aralarında bulunduğu yazarlarla mitingi uzun süre canlı yayınla vererek yorumladı. Show televizyonu öğle haber bülteni sırasında “Cumhuriyet Mitingi’ne insan seli” başlığı ile miting haberini sunarken TV8 öğlen haberlerinde “Tandoğan Meydanı ve Anıtkabir yüz binlerce kişiyle doldu” başlığı ile miting haberini verdi. Miting haberi Avrasya televizyonu (ART) tarafından da detaylı olarak sunuldu. Uluslararası ajansların yoğun ilgisi Türki MİTİNGDEN İZLENİMLER Dünden değişik bir Türkiye ALEV COŞKUN Gürül gürül halk hareketi IŞIK KANSU ANKARA 1970’li yıllardan bu yana Tandoğan’daki mitingleri izledik. “Dün ile karşılaştır” derseniz, yalnızca Tandoğan Meydanı 1980 öncesinin o en ünlü, coşkulu CHP mitingleri kadar doluydu. Bu ölçüt, yalnızca Tandoğan Meydanı için geçerli ama... Dün yalnızca Tandoğan Meydanı değil, Tandoğan’a açılan tüm caddeler insan seliydi. Anıtkabir’in içi deseniz, apayrı bir miting alanıydı. Aslında buna bir miting de denemez aslında. “Saatler süren bir akın” tanımı daha iyi karşılıyor dünkü toplumsal tepkiyi. Bayrak gölgeli insan yüzleri gönüllü, ama bilinçli bir kararlılık içinde durmaksızın aktılar meydanlardan ve Rasattepe’den. Ata türk’ün bahçesinde baharlar açmıştı. Upuzun ayyıldızlar dalgalanıyor ve gençler “Tam bağımsız Türkiye” diye bağırıyorlardı. Kadınlar o kadar çoktular ki, yasakları boğdular. Bastonlu nineler gördük, yürüyorlardı. Delikanlılar, “Tayyip baksana, kaç kişiyiz saysana”yı bilinçlerde saklanacak tekerlemelere eklemişlerdi bile. Emekli öğretmenler, gazetecilerden “Birlik olalım, dirlik tutalım” diye yazılsın istiyorlardı. Çocuk arabalarını iten anneler, bebeklerine tanıklık ettiriyorlardı belleklerden silinmeyecek o günü. Gürül gürül, yalın, içten halk hareketiydi 14 Nisan. Yitip gitmedi, zamanı dondurdu: Cumhuriyet bizimdir, değerini bilmeyene emanet etmeyiz. Düşmanına ise asla! Edip Akbayram’ın şarkılarıyla katıldığı mitinge sanatçılar büyük ilgi gösterdi. Anıtkabir’deki ziyaretçiler arasında Ayten Gökçer de yer aldı. Miting güzergâhında birçok yurttaş evlerini bayraklarla donattı. ye’de başta TRT olmak üzere pek çok televizyon kanalının ilgi göstermediği “Cumhuriyet Mitingi” haberleri uluslararası haber ajanslarından AP, Reuters ve AFP tarafından başından itibaren abonelerine duyurdu. Uluslararası ajanslar, yüz binlerce kişinin mitinge katıldığını belirtti. AP, mitingi abonelerine acil koduyla duyurdu. AP’nin haberinde, “Nüfusun yüzde 99’unun Müslüman olduğu Türkiye’de yasaların, dinin politikaya etkisini engellediğine’’ dikkat çekildi. Reuters ve AP, “Binlerce laik Türk’ün meydandaki gösterinin ardından Anıtkabir’e yürüyüşe geçeceğini’’ kaydetti. AFP de katılımcıların miting alanında toplanmaya başladığı sıralarda geçtiği ilk haberinde, Türk basın yayın organlarına dayanarak mitingi abonelerine duyurdu. İngiliz yayın kuruluşu BBC, mitingde “yüz bin kişinin laikliğe destek için toplandığını” belirtti. BBC, internet sitesinde verdiği haberde, “Laik miting Türk Başbakanını hedef aldı” başlığını kullandı ve “yüz bin kişinin, laikliğe destek için Ankara’da toplandığını” yazdı. Haberde, “mitingin, cumhurbaşkanı seçim sürecinin başlamasından iki gün önce düzenlendiğine” dikkat çekildi ve “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, aday olmaması yönünde baskı niyeti taşıdığı” kaydedildi. Aksaray’daki kazayı bile kullandılar AKP yanlısı televizyonlar “Cumhuriyet Mitingi” haberlerine neredeyse hiç yer vermediler. www.haber7.com, internet sitesi ise daha da ileri giderek mitinge yalnızca 10 bin kişinin katıldığını öne sürdü. Mitinge karşı olan rahatsızlığını Anıtkabir’de slogan atılmasının yasak olduğunu belirterek dillendirdi. Aksaray’da yaşanan ve çoğunluğu öğrenci 33 kişinin yaşamını yitirdiği kazayı bile Cumhuriyet Mitingi’ne karşı “malzeme” yaptı. Haber7 sitesi “Avrupa’da iki kişinin burnu kanasa canlı yayınlanırken bizde onlarca cana bir kaç dakikalık haber çok görüldü” diyerek med ya kuruluşlarına tepki gösterdi. TRT’ye tepki KESK’e bağılı HaberSen Genel Sekreteri Mehmet Demir yaptığı yazılı açıklamada, AKP’nin toplantılarını, Başbakan’ın konuşmalarını saatlerce canlı yayımlayan TRT’nin, demokratik tepkisini dile getirmek üzere, Türkiye’nin dört bir yanından başkente akan yüz binlerce kişiyi görmezden gelerek açıkça kendi yasasını çiğnediğini belirtti. Demir TRT yönetiminin, Tandoğan Meydanın’daki yüz binlerce kişiyi “görmediğini” belirterek şunları ifade etti: “Artık mızrak çuvala sığmıyor. Şundan eminiz ki, yüz binlerce kişi, piknik yapmak için bile toplansa dünyanın her yerinde haberdir ve TRT’de de haber olurdu. Ancak, konu AKP karşıtlığı olduğunda,TRT’de ne yayın ilkeleri kalıyor, ne basın etiği, ne haberciliğin evrensel kuralları.” Cumhuriyet Savcıları’nı göreve çağıran Demir, TRT Genel Müdür Vekili Ali Güney ve TRT Haber Dairesi Başkanı Tuğrul Utku’yu istifaya davet etti. ANKARA Ankara’da dün 1 milyonu aşan vatandaş, laik Cumhuriyetin temel ilkelerine bağlılığını gösterdi. Onlar yurdun dört bir yanından gelen milyonlardı. Onlar Ankara’nın orta gelirli esnaf, sanatkâr, işçi, bürokrat kesimiydi. Onlar sessiz çoğunluktu. Onlar günlerdir karşı propaganda ve fısıltıya rağmen Ankara’nın Tandoğan Meydanı’nı doldurdular. Meydandan yan caddelere ve Anıtkabir’in yollarına ve meydanına taştılar. İşte siz iktidardaysanız biz de buradayız diye haykırdılar. Tandoğan Meydanı’ndan kopup Anıtkabir’e doğru giden bir nehir gibiydiler. Bu nehir saatlerce bir insan seli gibi akmasını sürdürdü. Artık yarın bir başka Türkiye var. Mitinglerde, yürüyüşlerde bulundum. Mitingler konusunda yarım asırlık siyasal deneyimi olan bir kişi olarak, Anıtkabir’in en üst noktasında tam 3 saat bu görkemli insan selinin akışını gözlemledim. Yaşamım boyunca Tandoğan Meydanı’ndan Ata’ya doğru bu derece büyük, görkemli ve düzenli bir siyasal ve toplumsal harekete tanık olmadım. Kanal Türk Skytürk ve ART dışında diğer televizyonlar canlı yayın olarak bu görkemli toplantıyı ve yürüyüşü vermediler, oysa AKP’nin en küçük hareketini canla başla duyuruyorlar. TRT 1 sürekli çekim yaptı, bu çekimleri siyasal iktidar izlemelidir. Sessiz çoğunluğun gücünü görmelidir. Türkiye artık 14 Nisan’dan sonra başka bir Türkiye’dir. Bu müthiş, güçlü, sessiz çoğunluğu göremeyen, özümseyemeyen siyasal iktidar orada kalamaz. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle