18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 NİSAN 2007 PAZAR 10 MÜZİK haticetuncer?hotmail.com Esin Afşar’ın ‘Canı Sıkılan Adam’ şarkısı 1974’te Eurovision Türkiye seçmelerinde elenmişti ‘Y ozlaşmaya direndim, dayandım’ HATİCE TUNCER E sin Afşar, 40 yılı aşkın müzik yaşamında Anadolu topraklarının kültürel değerlerine saygısını, sanatını evrensel ölçülere taşıyarak ifade ediyor. Sesi, yorumu ve besteleriyle dinleyicilerine poptan tasavvufa uzanan tarzda şarkılar sunan Esin Afşar, Mevlana’nın 800. doğum yılı nedeniyle hazırladığı “Şiirler ve Şarkılarla Mevlana” konserlerinde izleyiciye kültürel bir şölen yaşatıyor. Bugünlerde bir GSM operatörünün reklam cıngılı olarak kullanılan 32 yıllık “Canı Sıkılan Adam” şarkısı Esin Afşar’ın müzik yelpazesinin genişliğini bir kez daha anımsattı. Müziğe ilk adımını attığı yıllardan bu yana Yunus Emre ve Mevlana şiirlerinden eserler seslendiren Afşar, bu çalışmalarını 1990’lı yıllarda albümlere aktarmıştı. UNESCO’nun Yunus Emre yılı ilan ettiği 1991’de büyük halk âşığının şiirlerinden besteler seslendiren Esin Afşar’ın aynı yıl Kültür Bakanlığı tarafından kendi eserlerinin de yer aldığı bir albümü yayımlandı. Esin Afşar’ın, çoğunluğu Ergüder Yoldaş’ın bestelerinden oluşan Mevlana çalışmasıyla Yunus Emre şarkıları aynı albümde toplanarak Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlandı. Daha sonra Macaristan’da da yayımlanan albüm, 2002 yılında Ada Müzik tarafından “Yunus Emre ve Mevlana Şarkıları” adıyla yayımlandı. D evlet Tiyatrosu’nda görevli olduğu 1996’da müziğe adım atan ve Ruhi Su’nun etkisiyle Anadolu türkülerini Batı’nın müzik anlayışıyla birleştiren Esin Afşar, Yunus Emre, Mevlana gibi bu toprakların kültürel değerlerini, katkılar yaparak günümüze taşıdı. Afşar, 800. doğum yılı nedeniyle hazırladığı “Şiirler ve Şarkılarla Mevlana” konserlerini yurtiçi ve yurtdışında sürdürecek. 32 yıl sonra Çocuklar bir telefon sevinsin diye B M ÂŞIK VEYSEL TÜRKÜLERİ Devlet Tiyatrosu’na piyanist olarak giren ve 12 yıl oyunculuk yapan Afşar, 1969 yılından sonra müzik dünyasına girdi. Klasik Batı müziği eğitimine karşın Ruhi Su ile bir süre çalışarak halk müziğine yönelen Esin Afşar, 1970’te çıkardığı ilk 45’lik plağında Âşık Veysel’in “Kara Toprak” ve Yunus Emre’nin şiirinden bestelenmiş “Bana Seni Gerek Seni” eserini söylüyordu. İkinci plağında okuduğu Kul Ahmet’in eseri “Yoh Yoh”la büyük başarı kazanan Esin Afşar, yıllarca “Bayan Yoh Yoh” olarak anıldı: “Aslında Mustafa Kemal Atatürk’ün 1934’te Meclis açılış nutkunda söylediği Türk müziğinin evrensel düzeye getirilmesi gerektiği düşüncesinden yola çıkarak türkülere ağırlık verdim. Âşık Veysel’in eserlerini ilk kez ben çoksesli olarak söylemiştim. Daha sonraları aynı sahneyi paylaştık, dost olduk. Veysel’e ‘Esin Afşar senin türkülerini başka türlü söylüyor, ne diyorsun’ diye sormuşlar. Veysel ‘Kimisi elmayı dalından koparır öylece yer, kimisi de komposto yapar yer’ demiş. 25 yıl sonra 1999’da Yapı Kredi Yayınları’ndan ‘Caz Yorumlarıyla Âşık Veysel’i çıkarmıştım. Yaşasaydı yine ‘Ağzına sağlık Afşar’ derdi herhalde. Benim çalışmalarım özellikle Avrupa ülkelerinde ‘pop’ değil, hep ‘dünya müziği’ olarak adlandırılırdı.” evlana Celalettini Rumi’nin 800. doğum yıldönümü nedeniyle UNESCO’nun bu yılı “Mevlana Yılı” olarak ilan etmesi üzerine Esin Afşar, yeni şarkılarıyla konser projeleri hazırladı. Esin Afşar, “Şiirler ve Şarkılarla Mevlana” konserlerinin ilkini 27 Mart’ta Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda verdi. Projeye Devlet Tiyatrosu sanatçısı Ali Düşenkalkar da Mevlana şiirlerini okuyarak katılıyor: “Konserde bir kadın semazen sema döndü. Bazı çevreler ‘Kadın semazen olur mu’ diyor. Mevlana ‘Ne olursan ol gel’ demiş, daha bunun ötesi var mı? Benim bestelerim de var, Ergüder Yoldaş’ın eserlerini de söylüyorum. Ali Düşenkalkar’ın çok katkısı oldu, yönetmenliği Mevlana şarkıları mizi de yaptı, sahne ışıklarını bile ayarladı. ‘Biz müthiş ikili olacağız’ diyorum. Ali, Mevlana’nın hem çok güzel şiirlerini bulmuş hem de çok güzel okuyor. Bir saate yakın konser izleyiciye kısa geldi, doyamadılar. Yeni konserlerde birkaç şarkı daha ekleyeceğim.” Mevlana konserlerini yurtiçi ve yurtdışında yıl boyunca sürdürmeyi planlayan Afşar, projeyi bir albüm olarak dinleyiciye sunmak için de hazırlık yapıyor: “Şiirler ve şarkılarla Mevlana konseri için Kanada’dan teklif aldık, yurtiçinde de özellikle Mardin’e, Diyarbakır’a gitmek istiyorum. Yunus’a, Mevlana’ya bütün dünya bizden fazla değer veriyor. Tutuculuğa karşı mücadele etmiş, çok derin felsefeleri olan bilge insanlar.” ir GSM operatörünün reklam cıngıllarında kullanılan “Canı Sıkılan Adam” şarkısı, anımsayanları, yeniden Türkiye’nin ilk kez gireceği Eurovision Şarkı Yarışması’nın heyecanlı ve tartışmalı günlerine götürdü: “Şarkıyı 1975 Eurovision Şarkı Yarışması için bestelemiştim. O sıralarda İsrail Halk Şarkıları Festivali’ne davetliydim. Festival komitesi başkanına İstanbul’dayken bu şarkıyı dinletince festivalde söylememi istemişti. Şanar Yurdatapan da şarkıyı dinleyince ‘Çok ilginç bir şey, ama bugün birkaç numara büyük gelir, ileride bu değerlenir’ demişti. Esprili bir şarkıydı, folklorik figürler koymuşum. Elendikten birkaç gün sonra Ankara’da Kavaklıdere’de yürürken bir adam yanıma gelip ‘Finale bile kalamadın, naber’ demişti. Aradan 32 yıl geçti, bir gün telefon çaldı. Reklam filmi için şarkıyı kullanmak istediklerini söylediler.” Gerçekten de Şanar Yurdatapan’ın şarkıyı ilk dinlediğinde yorumladığı gibi, reklam cıngılı olarak yayımlanınca yaşı tutanlar “Canı Sıkılan Adam”la nostalji yaparken, şarkı gençlerin ilgisini çekti ve sevildi. Afşar, şimdilerde 32 yıllık şarkısının değişik versiyonlarından oluşan single çıkarmak üzere bir müzik yapım şirketiyle anlaştı: “Benim elimde 45’lik plak yoktu, nasıl bulmuşlar şaşırdım. Reklamı Sertab Erener’in kardeşi Serdar Erener yapıyor. Her yeni çalışmada bana gönderip onayımı alıyorlar. Eski düzenlemeleri çok ağır kaçmıştı, şimdiki tarzını çok beğendim. Single’daki düzenlemeleri Ahmet Güvenç yapacak.” S anatçı Ali Haydar Timisi, www.timisi.com adresli web sitesinde köy okullarının kitap ve kırtasiye ihtiyaçlarını karşılamak için kampanyalar düzenliyor. Sıvas’ın Kangal ilçesi Çetinkaya beldesindeki Çetinkaya İlköğretim Okulu’nun ihtiyaçları için sürdürülen kampanyada okula ulaşan ilk malzemeler arasındaki 14 bağlama, okuldaki müzik kursu öğrencilerini sevindirdi. “Eğitime Destek Kampanyası”na destek olmak isteyenlerin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda öğrencilere armağan edilebilmesi için malzeme paketlerini 20 Nisan’a kadar okula ulaştırılabilecek şekilde plan yapmaları gerektiği ifade edildi. (0533 322 22 21) Aynı Göğün Ezgileri nsan Hakları Derneği, geçen ocak ayında katledilen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink anısına “Aynı Göğün Ezgileri” adıyla 20 Nisan’da Beyoğlu’ndaki Pub Borsa’da konser düzenliyor. “Irkçılığa ‘dur’ demek” için söylemiyle gerçekleştirilecek olan gecede Kardeş Türküler, Sayat Nora, Cazz Bazz, Metin Kahraman, Rojin, Harun Topaloğlu, Hakan Yeşilyurt, Grup Helesa ve Yorgo sahne alacak. (0212 251 00 85) İ Nâzım aşkı E sin Afşar, Yunus Emre ve Mevlana çalışmaları dışında, her aşamasıyla titizlikle uğraştığı projeler üretiyor. 1997’de Atatürk için hazırlanmış eserleri ve Cumhuriyet marşlarını, Kurtuluş Savaşı türkülerini “Atatürk” albümünde toplayan Afşar’ın “Nâzım Hikmet Şarkıları” albümü de Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı tarafından 2000 yılında yayımlandı. 2004 yılında “Esin Alaturka” albümünün yanı sıra Ahmet Yesevi Vakfı tarafından “Ahmet Yesevi” albümü yayımlandı. Afşar, Mistik Esintiler projesinde de tasavvuf müziğinden caza kadar uzanırken aynı anda Hazal Bulut, ressam Günseli Kato sahnedeki ezgileri anneannesine çizgileriyle yansıtıyordu. hayranlık duyuyor. Hiç ara vermedi iyatrocu yanını hiçbir zaman bırakmayan Afşar’ın İngilizceden çevirdiği “Kırmızı Pabuçlar” oyunu Devlet Tiyatroları’nda yıllarca oynandı. Tiyatro yazarı annesi Rüveyde Sinanoğlu’nun yazdığı “Gül Prenses” adlı oyunu sahneye uyarlayıp müziklerini yaptı. “Neredesin Firuze” filminde de rol alan Afşar, “Anılar Yanıltır mı” kitabında sanat yaşamından anılarını kaleme aldı: “Yıllardır direniyorum, dayanıyorum. Her şey o kadar yozlaştı ki... Yalnızca tataratiler sattığı için benim çalışmalar arada ‘güme’ gidiyor. Sokakta karşılaştığım bir insan ‘Nerelerdesiniz, sizi özledik’ dediğinde çok üzülüyorum. Hiç bırakmadım, böyle ‘debelenip’ duruyorum.” T Selen Gülün Trio C az müzisyeni Selen Gülün, arkadaşlarıyla 17 Nisan Salı akşamı saat 21.30’da Babylon’da sahne alacak. Geniş bir yelpazede bir müzisyen olan ve kendi bestelerini piyanosu eşliğinde seslendiren sanatçı, basta İlker Özalp, davulda Emir Özoğlu’yla birlikte kurduğu Selen Gülün Trio’yla sahne alacak. (0212 292 73 68) ACI KAYBIMIZ İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi 1955 yılı mezunu, 19851994 Dönemi Ankara Yüksek Mühendisler Birliği Başkanı ve Teknik Üniversiteliler Birliği Vakfı Kurucu Başkanı ve Onursal Başkanı Yüksek Mühendis VEDİT ARIĞ’ı 12 Nisan 2007 Perşembe günü kaybetmiş bulunuyoruz. Cenazesi 16 Nisan 2007 Pazartesi günü Ankra Kocatepe Camii’nde kılınacak öğle namazından sonra, Cebeci Asri Mezarlığı’nda toprağa verilecektir. Ailesine, yakınlarına ve İTÜ camiasına başsağlığı dileriz. GÜ’den Kıraç’a fahri doktora Galatasaray Üniversitesi, kuruluşunun 15. yılı dolayısıyla gerçekleştirdiği kutlama etkinliklerine, Galatasaray Eğitim Vakfı Başkanı İnan Kıraç’a “Fahri İşletme Doktorası” vererek başladı. İnan Kıraç’a fahri doktora diploması ve akademik kıyafeti Galatasaray Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Şakir Ersoy tarafından sunuldu. Galatasaray Üniversitesi Aydın Doğan Oditoryumu’nda gerçekleştirilen törene Fransa Büyükelçisi Paul Poudade, İstanbul Başkonsolosu JeanFrançois Peaucelle, İstek Vakfı Genel Başkanı Bedrettin Dalan ve akademisyenler katıldı. İnan Kıraç törende yaptığı konuşmada, Atatürk’ün eğitime verdiği önemi vurgulayarak krizlerin boyutu ne olursa olsun gençlerin eğitiminin asla ihmal edilmemesi gerektiğini söyledi. (Fotoğraf: PINAR AKBIYIK) İTÜ REKTÖRLÜĞÜ Sevgili Babamız T.C ŞİŞLİ 3. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ’NDEN 2007/578 Davacı Erdoğan Anik tarafından kısıtlanması istenen Hüseyin Anik aleyhine açılan vasi tayini davasında; Ankara, Kızılcahamam, Salın köyü, cilt 43, hane 36’da nüfusa kayıtlı Seyitali ve Kezban’dan olma 12.02.1934 d.lu Hüseyin Anik’in hastalığı süresince kısıtlanmasına, kendisine hastalığı süresince İstanbul, aynı nüfusa kayıtlı Hüseyin ve Fadime’den olma 08.06.1962 d.lu oğlu Erdoğan Anik’in vasi tayin edilmesine, İtirazı olanların 10 gün içinde mahkemeye müracaat etmeleri, müracaat etmedikleri takdirde karar içeriğini aynen kabul etmiş sayılacaklarına, mahkememizin 11.04.2007 gün, 2007/578 esas, 2007/780 karar sayılı ilamı ile karar verilmiş olup, Keyfiyet ilan olunur. 11.04.2007 Basın: 19726 T.C. ŞİŞLİ 3. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ’NDEN 2007/509 Davacı Erdoğan Anik tarafından kısıtlanması istenen Fadime Anik aleyhine açılan vasi tayini davasında; Ankara, Kızılcahamam, Salın köyü, cilt 43, hane 36’da nüfusa kayıtlı İsmail ve Limon’dan olma 05.03.1938 d.lu Fadime Anik’in hastalığı süresince kısıtlanmasına, kendisine hastalığı süresince İstanbul, aynı nüfusa kayıtlı Hüseyin ve Fadime’den olma 08.06.1962 d.lu oğlu Erdoğan Anik’in vasi tayin edilmesine, İtirazı olanların 10 gün içinde mahkemeye müracaat etmeleri, müracaat etmedikleri takdirde karar içeriğini aynen kabul etmiş sayılacaklarına, mahkememizin 11.04.2007 gün, 2007/509 esas, 2007/779 karar sayılı ilamı ile karar verilmiş olup, Keyfiyet ilan olunur. 11.04.2007 Basın: 19725 ALAATTİN ATEŞ Ölümünün birinci yılında seni saygı ve özlemle anıyoruz. Kızların Eylem, Kurtuluş, Ezgi Eşin Zeynep CUMHURİYET 10 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle