18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 MART 2007 PERŞEMBE 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y Y Y Y Y Y Y Y PB 16 15 17 15 18 17 19 20 17 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB PB PB PB Y Y PB PB B 15 24 21 20 20 17 19 17 20 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB B B B B B B PB 22 21 18 22 17 17 8 8 7 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey ve batı kesimleri çok bulutlu, Marmara, Kuzey ve Kıyı Ege ile akşam saatlerinde İç Ege, İç Anadolu’nun kuzeybatısı ile Bolu ve Düzce çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler parçalı az bulutlu geçecek. Hava sıcaklığı yağış alan yerlerde 2 ila 4 derece azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo PB Helsinki PB Stockholm PB Londra Y Amsterdam Y Brüksel Y Paris Y Bonn K Münih K 7 4 8 8 9 7 8 5 0 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y Y Y Y Y Y Y K 10 12 15 10 12 13 14 15 3 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Stockholm PB B Y Y Y Y Y Y Y 12 13 6 23 10 14 11 30 24 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Yağmurlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada gürlüğü kâğıt üzerinde kalıyor. Toplumsal konulardaki araştırmalarıyla dikkat çeken SONAR 14 ilde 1659 kişi ile yüz yüze konuşarak bir anket yapmış. Katılımcıların yüzde 71.2’si bu konudaki soruyu “RTE cumhurbaşkanı olmasın” diye yanıtlamış. Bu orana katılımcıların yüzde 34’ünün RTE’yi “ne başbakan ne de cumhurbaşkanı makamında görmek istediğini” de katarsanız; Çankaya aşkı ile yanıp tutuşan hazreti ülkenin nasıl değerlendirdiğini kolaylıkla kestirebilirsiniz. Onun için gıyabında yapılan anketlerin kıymeti harbiyesi yok. Kendi hesabına düzenlenen veya düzenlediği anketler dışındaki diğer kamuoyu araştırmalarının hepsinin yolunu kesmeyi amaçlayan, şunun bunun hesabına çalışan anketler!.. Kafa yapısı bu!.. ??? Bu ülkede maddi çıkarlar uğruna medya; RTE gibi dinsel kültürlü, geçmişi İslam cumhuriyetiyle yoğrulmuş birini; Çankaya’ya layık olmadığını tartışmaktan uzak durursa… patronun kızı iş çevreleri adına başkent ziyaretlerinde sorunu basite indirgeyerek “Meclis yani çoğunluk partisi ne yaparsa güzel yapar” demeye gelen açıklamalar yaparsa… toplum cumhurbaşkanlığına karşı tepkisini göstermezse… bu zat giderek şımaracak ve: Kendisini ziyarete gelen yaşlı konuğunun “Sizi Köşk’te görmek isteriz” sözüne elbette kocaman bir inşallah çekerek yanıt verecek! Adayların açıklandığı gün yaklaştıkça RTE’nin heyecanı da artıyor. Hâlâ sokakta hazretin epilepsi hastası olduğunu öne süren söylentilere bakmayın; her şeyin üzerini örtüyor, Çankaya’ya hazırlandığını gösteren uygulamalar yapıyor. MGK’yi 16 Nisan öncesine aldırıyor. 16 Mayıs’taki Batum Havaalanı ile Karadeniz Sahil Yolu’nun açılış törenlerini nisan başına çekiyor. Başbakanlık’ta kalmaya hevesli olsa; MGK toplantısını, diğer programları adaylığının ilan edileceği 16 Nisan öncesine çeker miydi? Bildiği yolda doludizgin! ??? Medyadaki umursamazlığa örnek; son iki salı günü yaşandı: CHP lideri Deniz Baykal, önceki hafta RTE’nin belediye başkanlığı sırasında bir bankada açılan havuz hesabından okkalı para kaldırmasına olanak sağlayan sahte diplomalı banka çalışanını ödüllendirerek yargı denetimine tabi olmayan, kasasında her türden dövizin bulunduğu örtülü ödeneğin başına getirdiğini açıkladı. AKP’den ipe sapa gelmez saldırılarla karşılaştı. İspat edemeyen namerttir, dediler. Geçen salı yaptığı açıklamaları Baykal bu salı belgeledi. Zamanın İstanbul Valisi’nin Başbakan’a gönderdiği yazıyı kürsüden göstererek, okuyarak RTE etrafında düzenlenen banka dümenlerini, havuz hesaplarını kanıtladı. Namertliği sindirmiş olacaklar ki; Başbakan da çevresi de susuyor. Baykal şimdi soruyor: Kim namert! Bu belgeleri ve açıklamaları doyurucu biçimde Cumhuriyet dışında zahmet edip böyyük güççük gazetelerde aramayın, bulamazsınız. Zira medya Baykal’ın çabalarını, CHP muhalefetini halktan adeta gizleyerek, bilinen nedenlerle AKP’ye ve liderine çıktığı yolda yardımcı olmayı yeğliyor. Baykal salı günü bir başka belge daha, isteyenin izleyip dinleyebileceği bir CD gösterdi. Bu CD’de bir Avusturya radyosu ile yaptığı konuşmada RTE şehitler için “kelle”, Öcalan gibi bir katilden “sayın” diye söz ediyor. Bu rezaleti kim savunabilir, yalanlayabilir? Yalanlama A. Gül’den geldi. “Bunlar doğru değildir” dedi. Kim savunabilir? Erbakan’a bağlılıktan ve yalakalıktan liberal yaşama atlayan, üstelik dönekliğini kabul ve ilan eden örneğin Ahmet Hakan! Dün bir tarihte “Sayın Öcalan” diyen RTE’yi, “…bir alışkanlığın dikkatsizce sürdürülmesinden başka bir anlam taşımadığını” yazarak savundu... Kim sustu? Büyük medya! Dönekler birbirlerini kollayacaklar elbet! Dönekliğin muteber olduğu, soldan dolara ve rahat sevdasına kaçanların dönekliğin kitabını yazdıkları bir dönemde bu türden yazılar devede kulak! KKTC’de ‘tarih’e tırpan ? Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEMMUSTAFA BALBAY ? Baştarafı 1. Sayfada hukuk arar hale gelmişse, ne demeli? AKP daha iktidara gelişinin ilk gününde yargıyı şöyle sınıflandırdı: Beni haklayanlar ve aklayanlar... Elinden geldiğince de tüm yetkisini buna göre kullandı. Yetti mi? Hayır... AKP, şimdi de yüksek yargıyı tümüyle kendileştirmeye çalışıyor. AKP’nin devlet kurumlarını ele geçirme girişimindeki temel yol haritası şöyle: 1. Tüm yöneticilerini değiştir. Kendi adamlarını ata ve yola devam et. 2. Bunu yapamıyorsan kurumun yasasıyla oyna. Bu değişiklikle birlikte personel yapısını da değiştir ve ele geçir. 3. Bu da olmuyorsa, o kurumun işlevini üstlenecek başka bir yapılanma oluştur. Mevcut kurumu işlevsiz hale getir, kendi atadıklarından oluşan yeni kurumla yoluna devam et. AKP, yargıya karşı ikinci ve üçüncü şıkkı birlikte yürütmeye çalışıyor. ??? AKP, Yargıtay Yasası’nda değişiklik yaparak işlerinin çoğunu bölge mahkemelerine aktarmak istiyor. Bölge mahkemelerinin kuruluşunu kendisi gerçekleştireceği için doğal olarak atanacak kişileri de kendi ekibinden sayıyor. Bununla kalsa iyi; değişiklikte ayrıca Yargıtay’ın üye sayısı 150’ye inene dek seçim yapılmaması öngörülüyor. Doğal gidişe göre Yargıtay’ın üye sayısı 2013’te 150’ye iniyor. Böylece kendi dönemi için yaptıkları bir yana, geleceğe dönük de icraata girişiyor. Yargıtay’ın en önemli işlevlerinden biri şu: İçtihat oluşturması! AKP’nin icat ettiği formülle bu özelliği de kaldırılıyor. Bir yandan Yargıtay’ı küçültmeye ve etkisizleştirmeye çalışan hükümet, öte yandan da HSYK’yi kilitleyip yeni üye seçilmemesi için her yönteme başvuruyor. Önceki gün “patlayan” tartışmanın nedeni de bu. Halen Yargıtay’da 23, Danıştay’da da 6 üyelik boş. HSYK, Adalet Bakanı Cemil Çiçek ile müsteşarın da katılımıyla toplanacak, boş üyelikler için seçim yapacak. Bakan, kurulu aylardır kilitliyor. Yasaya göre, HSYK’nin toplanması için bakan olmasa da müsteşarın ya da görevlendireceği vekilin katılması şart. Yargının içinden gelen 5 asil üyenin tümünün bulunması yetmiyor. Zaten bu toplanma koşulu bile yargının hükümetten ne ölçüde bağımsız olabileceğinin göstergelerinden biri. Önceki gün seçimli gündemle toplanan HSYK’nin 5 üyesi hazırdı, bakan ve müsteşar yoktu... Bunun üzerine HSYK Başkanvekili Mahmut Acar durumu ortaya koyan bir açıklama yaptı. Özeti şu: 1. Adalet Bakanlığı yargının bağımsızlığına karşı bir duruş içindedir. 2. Kurulun faaliyetlerini engellemektedir. 3. Yargıya müdahale etmektedir. ??? Türkiye’nin yönetim yapısı, kuvvetler ayrılığına dayalı üç temel kurumla ayakta duruyor: Yasama, yargı, yürütme... Yasama yetkisini kullanan TBMM’nin bugünkü çalışma mantığına baktığımızda, yürütmenin, yani hükümetin tam etkisi altında olduğunu görüyoruz. Yürütme, yargıyı da böylesine kontrol altında tutmaya girişirse ortada ne kuvvetler ayrılığı kalır ne de kuvvet! Yukarıda aktardıklarımıza ek olarak AKP hükümeti; hâkim ve savcıların kendi iradeleriyle kurulan Yargıçlar ve Savcılar Birliği’ni (YARSAV) etkisiz hale getirip hükümetin denetiminde ayrı bir birlik kurulması için de çalışma başlattı. Yargı, yedeği olmayan bir kurumdur. Gün gelir, AKP’ye de lazım olur... Başta Çiçek olmak üzere bu adımı atanları, attıranları bir kez daha düşünmeye çağırıyoruz. Pek çok kurumun “Mayısa kadar duralım, ne olacağı belli olmaz” suskunluğuna girdiği bir dönemde HSYK’nin tutumunu alkışlıyor, bizde çağrıştırdığı açılımı paylaşıyoruz: Hukuku Savunanlar Yüksek Kurulu... ankcum?cumhuriyet.com.tr Bu durum, KKTC’de büyük tepkiye neden oldu. KKTC Milli Eğitim Bakanlığı’nı 13 Şubat’ta ziyaret eden Kıvrıkoğlu, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri’nin, KKTC’deki eğitim sistemine yaptığı katkıya işaret ettikten sonra, yeni yazılan tarih kitaplarının içeriği konusunda duyulan rahatsızlığı iletti. Kıvrıkoğlu, Kıbrıs’ta görev yapan asker ailelerinin de, KKTC’de okutulan tarih ile Türkiye’ye döndüklerinde çocukların okullarda karşılaştıkları tarih dersinin birbirinden farklı olduğundan yakındıklarını vurguladı. Kıvrıkoğlu, tarih kitaplarından çıkarılan konu başlıklarını ilettiği görüşmede, bunların Kıbrıs Türklerinin tarihi açısından önemini vurguladı. Edini len bilgilere göre, tarih kitaplarından şu başlıklar çıkarıldı. Kıbrıs Türk halkının Türk Ulusal Kurtuluş Savaşı’na katkıları, yardım toplamak için oluşturulan örgütler ve faaliyetler, Kurtuluş Savaşı’na katılan hatta madalya alan Kıbrıslı Türkler. Kurtuluş Savaşı’na yardım götürdükleri için tutuklanıp Girne Kalesi’ne hapsedilen Türkler. Atatürk’ün Kıbrıs’a ve Kıbrıs Türklerine bakışı. Atatürk’ün emriyle Kıbrıs Türk basınına yapılan maddi yardımlar ve amaçları. Rumların Kurtuluş Savaşı’na karşı yaptıkları faaliyetler ve Anadolu’ya giderek Yunan ordusuna katılmaları. Çanakkale savaşları sırasında adaya getirilen Türk askerleri ve Türk halkının bunlara verdiği destek. Kıbrıslı Türklerin kurtuluş savaşı sırasındaki ilk ayaklanma girişimleri ve yapılan tutuklamalar, Girne Kalesi’ne hapsedilenler. Kıbrıs Türktür Komiteleri ve Türkiye’de yapılan Kıbrıs mitingleri. EOKA’nın Yunanistan ve Kilise tarafından kurdurtulduğu, silahlandırıldığı.TMT’nin 1957’de kurulması, 19551959 döneminde EOKA saldırıları, kaç Türk köyünün saldırıya uğradığı, boşaltıldığı, kaç Türk’ün şehit edildiği. 19601963 ortak Cumhuriyet dönemindeki anlaşmazlık konuları ve Rumların uygulamadığı anlaşma maddeleri, aynı dönemde EOKA’nın 5 bin kişilik gizli ordu oluşturması. Akritas Planı’nın geniş bir özeti ve hazırlayıcılarının kimliği. 1964 saldırıları.Hangi köylerin saldırıya uğra dığı, kaç köyün işgal edildiği, kaç Türk’ün göçmen olduğu, kaç Türk’ün öldürüldüğü, köy ve şehit isimleri, saldırıya uğrayan köyleri, göçü ve kuşatmayı gösteren haritalar, utanç barikatları. Ayvasıl katliamı, Boğaz, Baf, Limasol, Larnaka, Mağusa’ya Rum saldırıları, Bayraktar ve Ömerye camilerinin bombalanması. Katliam, direniş fotoğrafları. 1974 Türk Barış Harekatı’nın 1. ve 2. aşamasının nedenlerigelişimi, sonuçları, Türkiye’ye silah ambargosu. Toplu katliam fotoğrafları ve kaç Türk’ün katledildiği. Kıbrıs’ta selfdeterminasyon hakkına sahip iki ayrı halk yaşadığı ve 17 Haziran 1983’te Meclis’te alınan selfdeterminasyon kararı. KKTC’nin niye, nasıl ilan edildiği, Bağımsızlık Bildirgesi. Ata’ya saygı yürüyüşü Anadolu Üniversitesi’nde (AÜ) Öğrenci Konseyi üyesi bir grup, “Atatürk’e ve Çanakkale’ye Saygı Yürüyüşü’’ düzenledi. AÜ Yunusemre Yerleşkesi’nin Eczacılık kapısı önünde, ellerinde Türk bayrakları ile bir araya gelen öğrenciler ve bazı öğretim elemanları, slogan atarak ana giriş kapısına kadar yürüdü. Öğrenci Konseyi Başkanı Çağatay Çetinkaya, ilkini geçen yıl gerçekleştirdikleri bu yürüyüşle Atatürk’e, ilke ve inkılaplarına olan bağlılıklarını göstermek istediklerini kaydetti. Çetinkaya, “Atatürk’e bağlı olduğumuzu, canını feda eden şehitlerimizi unutmadığımızı göstermek için yürüyoruz’’ dedi. (AA) Erdoğan: Parametreler değişti Dünyada sorunların ağırlaştığını, sermayenin küreselleşmesinin baskıyı artırdığını belirten Başbakan ‘Artık hiç kimse, hiçbir devlet ötekine bigâne kalamaz’ diye konuştu LEYLA TAVŞANOĞLU Başbakan Tayyip Erdoğan, “Üç kırmızı çizgimiz var. Bunlar etnik, bölgesel ve dinsel milliyetçilik.TC vatandaşlığı ortak paydasında tüm etnik unsurlar beraber yaşamakta. Vatan toprağı bölünmezdir. 1982 Anayasası’nda tanımı yapılmıştır” dedi. Erdoğan tarım kesimiyle ilgili olarak: “Çiftçimiz,Allah selamet versin, bu kadar teşvik verdik, ödemeye gelince yok. İnsanımız menfaat kaynaklarını sömürme alışkanlığı edinmiş. Çalışarak nasıl kazanacak, buna alışmamız lazım” diye konuştu. Erdoğan, önceki akşam İstanbul’da Marmara Grubu Vakfı’nın düzenlediği toplantıya konuşmacı olarak katıldı. Türkiye’nin birçok alanda inisiyatif alır hale geldiğini belirten Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Eski parametrelerin değiştiği, sorunların ağırlaştığı bir dünyada yaşıyoruz. Dünya birileri için küresel köy, ama öbürleri için 50 yıl öncesinin aynısı. Orada insanlar yine açlık yaşıyorlar. Sermayenin küreselleşmesi öbürünü baskı altına alıyor.Artık hiçbir devlet ötekine bigâne kalamaz.” Türkiye’nin edilgen yerine etken olmayı yeğlediğini söyleyen Erdoğan şunları ekledi: “Yıllarca jeostratejik önemimize vurgu yaptık. Ama belirleyici rol oynamamızı engellemede hariciden ziyade dahili şartlar etken oldu. O dönem Türkiye içe kapanmayı tercih etti. Bunun özgüven eksikliği olduğu nettir. Türkiye o psikolojik eşiği aşmıştır. Bugün özgüven sorunu yaşamayan bir Türkiye vardır.” ‘KKTC daha iyi durumda’ AKP’nin dış politikasından söz eden Erdoğan, şu görüşlere yer verdi: “Ülkemiz dünya barış ve istikrarı için istikrar ve güvenlik üretti. Atatürk’ün yurtta sulh cihanda sulh ilkesini sıkı sıkıya izledik.” TürkABD ilişkilerinin inişçıkışlarına işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu: “Hükümetimiz döneminde bu ilişkiler gerçekçi temele oturdu. Türkiye komşularıyla ilişkilerini geliştiriyor. Ermenistan hariç kavgalı olduğumuz komşumuz yok artık.” Kıbrıs’a değinen Erdoğan, “KKTC siyasi ve ekonomik açıdan daha iyi durumda. Mehmet Ali Talat artık KKTC Cumhurbaşkanı sıfatıyla her ülkeye davet ediliyor. Kıbrıs’taki kardeşlerimizin çıkarlarını en iyi biz koruyacağız” diye konuştu. Hükümetin bütünlüklü bir politika izlediğini belirten Erdoğan’ın sözleri şöyle oldu: “Türkiye etrafında öcüler üreterek hiçbir mesafe alamamıştır. Körfez sermayesi buraya girdiğinde infialler oldu. Serbest piyasa ekonomi sinden söz ediyorsak dünyaya açılmaya mecburuz.” Devlet, Hazine arazilerinin satışıyla ilgili olarak da Erdoğan “Eğer oraları satmasak o, bu araç park edilir, lojmanlar yapılır. Devlet yönetimi bu mu allahaşkına? Uluslararası kuruluşlar yarışa giriyor. Dünya ülkemize taşınıyor” dedi. ‘Türkiye tek aktör’ AB’yle ilişkileri işaret eden Erdoğan “Türkiye AB’ye DoğuBatı uzlaşması sağlayacak tek ülke. Türkiye’nin önünü kesmek isteyenlere yaptıkları bumerang gibi geri teper” diye konuştu. Erdoğan, 2013 yılında GSMH’yi 1 trilyon dolara, dış ticareti 250 milyar dolara, kişi başına geliri 10 bin dolara çıkarmayı hedeflediklerini belirtti. Bir ara söz futbola geldi. Erdoğan Futbol Federasyonu’yla ilgili olarak “Kılavuzu… meselesi var ya” demekten kendini alamadı. Nevruz, Ortadoğu ve Orta Asya’da coşkuyla kutlandı ALMANYA’DA HÜKÜMETE SORU ÖNERGESİ KÜRT GÖZÜYLE ABDULLAH ÖCALAN Yeşil sermaye sorgulanıyor FRANKFURT (Cumhuriyet Bürosu) Almanya’da “yeşil sermaye’’ tarafından dolandırılan Türklerin durumu hakkında federal hükümete bir soru önergesi verildi. Sol Parti milletvekili Sevim Dağdelen, “yeşil sermaye’’ mağdurlarının durumuna yönelik çalışmaları hakkında bilgi verirken önergeyle ilgili açıklamalarda bulundu. Dağdelen, amacının Alman hükümetinin İslami holdingler tarafından dolandırılan Türkler hakkında herhangi bir çalışma sürdürüp sürdürmediğini öğrenmek olduğunu kaydetti. Başta Almanya olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde para toplandığını, ancak para yatıranların vaat edilen kazançlar bir yana, yatırdıkları paraları bile geri alamadıklarını kaydeden genç politikacı şunları söyledi: “Yüz binlerce insan milyarlarca Avro dolandırıldı. Finansal faaliyet maskesi altında sürdürülen bu dolandırıcılık, yıllarca resmi makamların bilgisi dahilinde gerçekleşti. Soru önergesinde de belirttiğim gibi, cami dernekleri ve değişik örgütler bu dolandırıcılığa alet edildi ve bütün bunlar hakkında ilgili Alman kurumları da raporlar hazırladı.’’ Bu sürede Alman hükümetlerinin konuya ilişkin kamuoyuna yansıyan herhangi bir çalışmasının duyulmadığını hatırlatan Sevim Dağdelen, “Almanya’da yüz binlerce insanın alın terine el konulmasına seyirci kalmaya, başta hükümet temsilcileri olmak üzere kimsenin hakkı yoktur’’ dedi. Dünyanın en eski bayramı le Hırdalan kentindeki ANKARA (Cumhumültecilere önceki gün riyet Bürosu) Dünyayardımda bulundu. nın en eski bayramı NevKimi topluluklar, Nevruz, Ortadoğu’da ve Orruzu Tanrı’nın dünyayı ta Asya’daki Türk cumyarattığı gün, kimileri huriyetlerinde de kutlanNuh Peygamber’in yere dı. Nevruz, Türk dünyailk ayak bastığı gün, kisında Göktürklerin Ermileri ise ilk insanın yagenekon’dan çıkışı ve 12 ratıldığı gün olarak kuthayvanlı Türk takviminde yeni yılın başlangıcı Gürcistan’da yaşayan Azeri larken, gecegündüzün olarak 5 bin yıldan bu ler de Nevruz’u kutladı. (AA) eşit olduğu bu gün, bahar müjdecisi kabul ediliyor. güne kutlanıyor. Nevruz nedeniyle Kırgızistan’ın baş Farsça “yeni gün’’ anlamına gelen Nevkenti Bişkek’te düzenlenen törene katı ruz, dünyadaki çeşitli Türk topluluklalan Devlet Başkanı Kurmanbek Baki rında “Noruz’’, “Navrız’’, “Ergeneyev, “Kırgınlıkları geride bırakalım” kon’’, “Bozkurt’’, “Çağan’’, “Mart dedi. Halkoyunları ve çocukların dans Dokuzu’’, “Mart Bozumu’’ gibi adgösterilerinin beğeni topladığı törende larla anılıyor. Orta Asya’dan Balkanlar’sanatçılar konser verdi. Nevruz, Özbe daki uluslara kadar geniş bir bölgede kistan’ın başkenti Taşkent’te 20 Mart’ kutlanan Nevruz, Azerbaycan, Kazakista kutlandı. Törene Cumhurbaşkanı İs tan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmelam Kerimov da katıldı. Türkiye’nin nistan, Afganistan ve Tacikistan’da Baku Büyükelçiliği de Nevruz nedeniy “ulusal bayram’’ olarak kutlanıyor. ‘Fabrika işi kahraman’ ? Baştarafı 1. Sayfada mızdan fabrika işi imal edilmiş bir liderdir’’ dedi. Türkiye’deki Kürt partilerinin Öcalan konusundaki tutumlarını da kabul etmeyen Paris Kürt Enstitüsü Başkanı, “1980’li yılların sonuna doğru Kürtlerin Türkiye’deki silahlı savaşımlarının zirve noktasına varmış olduğunu anladık. Bu savaşın devamı Kürtlerin çıkarlarına zarar verecekti. Ne yazık ki gelişmeler bu görüşümüzün doğru olduğunu kanıtladı. Bu noktada,Türkiye’deki Kürt partileri tarafından üretilen ve neredeyse dini boyutlar kazandırılmış olan ‘Öcalan’a tapma’ eğilimine karşıyız. HEP ve DTP yöneticileri Öcalan’ı kahraman yaparak Kürtleri bu kişinin etrafında toplama ya çalışıyorlar.Aslında bu tutum, Türklerin Atatürk’e duydukları taparcasına sevginin bir kopyasıdır.Ancak Öcalan için bu sevgiyi göstermeye değmez. Bizim aktif vatandaşlara ihtiyacımız var, fabrika işi imal edilen kahramanlara ihtiyacımız yok’’ dedi. ‘Federal yapı ideal çözüm’ Türkiye’de oluşturulacak federal bir yapının Türkler ve Kürtler için ideal çözüm olduğunu da ileri süren Nezan, “Aksi halde yine kan dökülmeye başlayacaktır. Bu ise bizim istediğimiz bir şey değildir’’ diye konuştu. Nezan, Kürtlerin yoğun olarak yaşadıkları bölgelerde siyaset, eğitim ve dil konularında seçme hakkına sahip olmaları gerektiğini söyledi. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle