20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 MART 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bedava kömür faturasını 2008’e bırakan AKP, 17 yeni üniversite için de benzer bir yol izleyecek 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Mali yük yeni hükümete FIRAT KOZOK TSK, YÖK Derken, Sıra Şimdi Yargıda! Silahlı Kuvvetler’le örtülü; Yüksek Öğrenim Kurumu “YÖK” ile açıktan dalaşan AKP iktidarı, Çankaya günlerinin stresi ile şimdi de yüksek yargıya yönelen bir sindirme ya da yıpratma hücumu başlattı. O saldırı bir süredir, geliyorum diyordu zaten. Nasıl diyordu? Yargıtay ve Danıştay’da boş olan üyelikler yerine seçim yapma görevini, anayasanın 159. maddesi uyarınca yerine getirmekle yükümlü olan Yüksek Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun toplantısını “boykot” ile önleyerek. O arada da parlamentodaki çoğunluğuna güvenerek, Yargıtay üyelerinin sayılarını 150’ye indirmeyi sağlayacak bir tasarıyı yasalaştırmayı planlayarak! Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in bu hesabının tutması için de 13 Mart günü yapılan toplantıda Yargıtay ve Danıştay’daki boş üyelikler için seçim yapma kararı alan ve o seçimin gerçekleştirileceği toplantıların önlenmesi gerekiyordu. Bu tür toplantıları önlemenin bilinen yolu, çoğunluğu sağlamamaktan geçer. 12 Eylül Anayasası’nın Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile ilgili maddesinde, kurulun başkanı olduğu belirtilen Adalet Bakanı ile doğal üyesi olduğu yazılan Bakanlık Müsteşarı’nın en az birisinin çalışmalara katılması da gerekir. Yüksek yargı üzerinde oynanmakta olan oyunu bir süreden beri açığa çıkarma çabasında olan gazeteler, Sayın Bakan’ın dünkü toplantıya katılmamak için bir Avrupa gezisi mazeretinden söz ediyorlardı ama, Müsteşar Bey’in nasıl bir bahaneyi öne çıkartarak anayasanın kendisine verdiği görevden kaçmayı göze alıp almayacağını söylemiyorlardı. Oysa dün HSYK Başkanvekili Mahmut Acar’ın açıklamasından öğreniyoruz ki, Adalet Bakanı, önceki gün çalışma saatinin bitimi olan 17.00’de kurul üyelerine tek tek gönderdiği yazıda; HSYK’nin, Yargıtay ve Danıştay’da boş olan üyelikler için yapılacak seçimler tamamlanıncaya kadar her salı ve cuma günü toplanma kararı almasına, “bu tür bir emsalin bulunmadığı” gerekçesi ile karşı çıkmakla kalmamış, müsteşarı Fahri Kasırga ile onun mazereti durumunda kurula katılması gereken yardımcısını da boykot ekibine dahil etmiştir! ANKARA Seçim öncesi propaganda malzemesi olarak kullanılacak üniversitelerin getireceği ek mali yük, 2008’e sarkıtılacak. Üniversitelerin başta yatırım olmak üzere çeşitli bütçeleri 2008 yılında yeni hükümet tarafından oluşturulacak. Böylece AKP iktidarı, seçim öncesinde bedavadan propagandasını yapmış olacak. Hükümetin yeni kararını değerlendiren Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) Başkanı ve Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Enver Duran, kendilerinin üniversite açılmasına karşı olmadığını ancak, bu üniversitelerin gerekli altyapıya da sahip olmaları gerektiğini söyledi. Duran, “Bu bir kanun meselesidir, uygulama zaman alır. Bir üniversitenin tam anlamıyla kurulması 25 yıla kadar uzar. Kanun boyutunda istediğiniz kadar üniversiteyi açarsınız ama bu konunun ? Yaklaşan seçimler öncesi 17 yeni üniversite açarak propaganda malzemesi elde etmeye çabalayan AKP hükümeti, kurulacak yeni üniversitelerin altyapısı konusunda bu yıl hiçbir adım atmayacak. Daha önce kararı alınan 15 yeni üniversiteyle birlikte kurulacak üniversite sayısının 32’ye yükseleceğini anımsatan ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut, bunun için 5 milyar dolarlık bir kaynak ayrılması gerektiğini belirtti. dört önemli unsuru var, bunlar da mekân, personel, bilgi ve iradedir” dedi. Öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısının Avrupa’da 15 olduğunu belirterek bu rakamın Türkiye’de 35’e çıktığına dikkat çeken Prof. Dr. Duran, “Yeni üniversite açılmasıyla ilgili irade ikiye ayrılır, birincisi siyasi irade, ikincisi de akademik irade. Ancak, bu ikisinin birlikte hareket etmesi lazım. Biz yeni üniversite açılmasına hayır diyemeyiz. Çünkü, en kuvvetli silahımız eğitimdir. Buraya yapılan yatırım, doğru yatırımdır. Öyle ki, Sakarya Harbi’nin en hareketli günlerinde Atatürk eğitim şurası toplamıştır. Ancak, açılacak üniversitelerin şartlarını oluşturacak olan bizler değiliz” diye konuştu. ‘Planlı hareket edilmeli’ ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut, hükümetin, üniversitelerle kavga etmek yerine onlarla birlikte yeni üniversitelerin planını yapması gerektiğini söyledi. Akbulut, şunları kaydetti: “Rakamsal baktığımızda zaten var olan eksiklikler açısından, 1 tane bile açamamaları lazım. Şu anda 5 bin öğrencilik bir üniversite kurulsa, bunun için 500 akademik personel gerekir. En azından 500 de idari personel gerekir. 17 tane diyorsanız, bu rakam 8 bin 500’e çıkar. Kaldı ki, şu anda 10 bin civarında öğretim üyesi açığı var. Bu açık, öğretim üyesi öğrenci oranının normal düzeye getirilmesi için var olan normal olması için, 10 bin ihtiyaç var. Bunun dışında bir üniversite kurulması için en az 150 milyon YTL gerekiyor. Önceki 15 üniversiteyi de eklediğinizde, 32 üniversite için yaklaşık 5 milyar dolarlık bir kaynak oluşturulması lazım. Biz tabii ki Anadolu’da yeni üniversitelerin açılmasını istiyoruz ama bu planlı bir şekilde yapılmalı.” ‘Olanaklar artırılmalı’ Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Aras, hükümetin adımını “yeterli değerlendirmeler ya pılmadan atılmış bir adım” olarak niteledi. “17 üniversite daha açılırsa, Türkiye’de üniversite olmayan 89 il kalıyor. Bari bunlara da açılsın ve bu tartışma bitsin” diyen, Aras, 15 yeni üniversiteye 500’er bin YTL yatırım bütçesi ayrıldığını anımsattı. Aras, şöyle konuştu: “Burada en önemli husus şu: Hükümet bir taraftan üniversite açıyor, okullaşmayı artırmak istiyor. Tabii ki bu doğru bir yaklaşım olabilir. Ancak, buna paralel olarak olanakların artması lazım. Araştırma görevliliğini özendirmek, onların kadro ve maaşlarını artırmak gerekiyor. Bizde aksine 3 yıldır bu kadrolar azaldı. Yeni üniversite kurulması nasıl olacak, buralara giden akademik kadro hangi kaynaktan yetişecek, bunları bilmek mümkün değil. Bize ihtiyacımızın üzerinde kadro verilmeli ki, bizde yetişenler bu üniversitelere gitsin. Ama bu yapılmıyor maalesef.” İETT’den belediye otobüslerine önlem ? İstanbul Haber Servisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İETT otobüslerine saldırı olmasını önlemek amacıyla gizli kamera ile sivil polis uygulaması başlattıklarını bildirdi. Topbaş, “Kamu malına zarar vermeme konusunda hassas davranılmasını diliyorum. Hepimizin malı. Özellikle bu konuda yanlış yapanları tanıyan, duyan vatandaşlarımız bize ihbarda bulunsun’’ dedi. Proje kapsamında, 1014 Mercedes otobüse gizli kamera takılacak, bu sayede otobüslerin hem içi hem de dışı gözlenebilecek. Yaklaşık 500 YTL maaşlı Ahmet Burak Erdoğan, kuru yük gemisi sahibi oldu Başbakan’ın oğlu gemi aldı ? Vatan gazetesinin haberine göre, Burak Erdoğan’ın ortağıyla birlikte sahip olduğu geminin değerinin yaklaşık 3 milyon dolar olduğu belirtiliyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Başbakanlık koltuğunda otururken kurduğu Yenidoğan Gıda AŞ’de 2003 yılı rakamlarıyla yaklaşık 500 milyon lira maaşla çalışan büyük oğlu Ahmet Burak Erdoğan, ortağıyla birlikte kuru yük gemisi aldı. Vatan gazetesinde dün yayımlanan habere göre Erdoğan, denizciliğe ilk adımı geçen yıl amcası, eniştesi ve kayınpederiyle kurduğu Turkuaz Denizcilik’le atmıştı. İki ay önce, kendisini denizciliğe teşvik eden Mecit Çetinkaya’nın oğlu Mert’le ikinci şirketini kurdu. İki genç yeni şirkete, adlarının baş harfleri olan MB Denizcilik ismini koydu. Şirketi 19 Ocak’ta kuran Erdoğan ve Çetinkaya, 6 Şubat’ta da ilk gemileri Safran 1’i aldılar. Safran 1’in MB Denizcilik’e tescili, Deniz Ticaret Odası ve Türk Loydu kayıtlarına da girdi. Safran 1’i Ahmet Burak ve orta Yerleşmiş uygulama örnekleri HSYK Başkanvekili Acar, Bakan Çiçek’in yazdığının aksine, kendisine yüksek kurulun 28 Mayıs 1992 tarihinde aldığı bir karar ile, aynı gerekçelerle üye seçimlerinin 4 Haziran 1992 gününden başlayarak yapıldığını hatırlatmakla kalmadı. Kurulun AKP iktidarının başvurduğu bu oyun karşısındaki tutumunu da hem kendi anlatımları, hem de toplantıda tutulan bir “tutanağı” açıklayarak yaptı. Başkanvekili bu açıklamayı, anayasaya, HSYK’nin,Yargıtay ve Danıştay’ın yönetmeliklerine, Yargıtay Başkanı’nın üç ayrı tarihte “İş yükümüz çok fazla, boş üyelikleri doldurun” yazılarından söz ederek yapıyor. Yürütme erkinden yüksek yargıya yönelen bu tutumun, “sadece yargı bağımsızlığına karşı bir duruş, Yüksek Kurul’un faaliyetlerini engelleme, yargıya müdahale niteliği arz ettiği” söylenmekle yetinilmiyor. Dünkü toplantıyı boykot eden Bakanlık Müsteşarı Fahri Kasırga’ya “Kurul toplantılarına katılmanın, bir hak olmayıp, anayasal bir görev olduğu”nu belirten bir de tutanak tutuluyor. Üstelik Yüksek Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun, bir Adalet Bakanlığı Müsteşarı hakkında böylesine ağır suçlamalarını tutanak haline getirmesi, Cumhuriyet tarihimizde bence “ilk”tir. Villaların yıkım kararı Acarlar’a ulaştı ? İstanbul Haber Servisi Danıştay 6. Dairesi’nin, “Beykoz Belediyesi’nin Acarİstanbul’a verdiği yapı ruhsatının iptaline ilişkin yerel mahkeme kararını onamasına ilişkin kararı’’ üzerine, Beykoz Belediyesi encümeninin aldığı yıkım ve para cezasına ait tebligat, dün Acarlar İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret AŞ’ye ulaştı. Beykoz Belediye Başkanı Muharrem Ergül, 138 villa için şirket yetkililerine itiraz süresi olarak 10 günlük zaman tanındığını belirterek bu sürenin tebligatın alındığı anda başladığını söyledi. Ahmet Burak Erdoğan’ın ortağıyla birlikte satın aldığı ve 1991’de Tuzla’da inşa edilen Safran 1 adlı geminin uzunluğunun 95.7 metre olduğu kaydedildi. Geminin değeri yaklaşık 3 milyon dolar. (Fotoğraflar: Vatan gazetesi) ğına Hasan Doğan’ın şirketi Gürgem Denizcilik sattı. Hasan Doğan, Erdoğanlar’ın yakın aile dostu olan Remzi Gür’ün hem akrabası hem de iş ortağı. Hasan Doğan’ın kız kardeşi, Remzi Gür’le evli. Şirketin, Safran 1 adlı kuru yük gemisiyle taşımacılık yapacağı öğrenildi. Babasına ‘borç vermişti’ 1991’de Tuzla’da inşa edilen gemi 95.7 metre uzunluğunda. Geminin değerinin yaklaşık 3 milyon dolar olduğu belirtiliyor. Bu arada, Ahmet Burak Erdoğan’ın ortağıyla birlikte aldığı gemi, yeni tartışmaları da beraberinde getirdi. Başbakan Erdoğan, Başbakanlık koltuğuna oturduktan sonra 10 Aralık 2003’te 4. şirketi olan Yenidoğan Gıda Pazarlama ve Ticaret AŞ’yi kurmuştu. Şirket, Ülker’in ürettiği içeceklerin dağıtımını yapıyordu. Şirketin ortaklarından Atilla Özokur, şirketin kuruluş sürecinde babasına 220 bin dolar ve 55 bin mark “borç veren” Ahmet Burak Erdoğan’ın, yeni şirkette 500 milyon lira dolayında maaşla çalışan bir personel olduğunu açıklamıştı. Erdoğan da, malvarlığındaki ciddi artış nedeniyle yargılandığı davada, servetindeki artışın en temel kaynaklarından birisi olarak 500 milyon maaşla çalışan oğlundan aldığı borç dövizleri bildirmişti. Maaşını harcamadan biriktirse bile yetmiyor Ortaya çıkan tabloda, Ahmet Burak Erdoğan’ın, maaşını hiç harcamadan biriktirmesi durumunda yalnızca 24 bin YTL tasarrufu oluyor. Erdoğan’ın maaşı her yıl yüzde 50 oranında artsa bile rakam 48 bin 750 YTL ’ye ulaşıyor. Görevi yapmayan ya da yaptırtmayanlar... Yüksek Hâkimler ve Savcılar Kurulu, Adalet Bakanlığı Müsteşarı’nı anayasanın kendisine verdiği görevi yapmamakla suçluyor. Sayın Müsteşar’ın arkasında elbette Adalet Bakanı var. Ya Adalet Bakanı’nın arkasında olan ve yüksek yargıyı,YÖK’ü ,TSK’yi, aklınıza gelen tüm anayasal kurumları denetimi altına almak için çırpınan kim? ??? Dünkü AKP Meclis Grubu toplantısında kendisine “Geçmiş olsun. Bel fıtığınız varmış” diyen Kütahya Kadın Kolları üyelerine, ikide bir yinelenen hastalığını, “Bel fıtığım yok. Sadece stres” sözleri ile açıklamış Erdoğan.. Bitmeyen ihtirasların neden olduğu stresler, sadece kendisini ve ailesini ilgilendirir Başbakan’ın. O stresi, ülkenin anayasal kurumlarına karşı bir yıpratma aracının gerekçesi ya da bahanesi yapmaya ise hakkı yoktur. Görmüyor mu ki Ankara’da “hâkimler” vardır. Ve demokratik rejimlerde, en güvenilen kale de bağımsız yargıdır. ‘Atatürk Çanakkale’de destan yazdı’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çankaya Üniversitesi’nde düzenlenen “Çanakkale Savaşlarının Türk ve Dünya Tarihi Açısından Önemi ve Sonuçları” adlı panele Emekli Büyükelçi Dr. Bilal Şimşir, Emekli Kurmay Albay Orhan Coşkun, Prof. Ünsal Yavuz ve gazetemiz Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay konuşmacı olarak katıldı. Atatürk’ün Çanakkale’de destan yazdığını söyleyen Coşkun, “Çanakkale, Mustafa Kemal’in Atatürk olduğu yerdir” dedi. Prof. Yavuz da, Çanakkale’de emperyalizmin önünün kesildiğini kaydederek “Cumhuriyetin önsözü Çanakkale’de yazıldı” dedi. BEYPAZARI’NDAKİ YOL İHALESİ Kaymakama önce tehdit, sonra kızak MAHMUT GÜRER Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net Yurtsever Cephe’den TKP’ye seçim desteği ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yurtsever Cephe’nin 1. Genel Kurulu’nda yaklaşan genel seçimler ele alınırken seçimlerde Türkiye Komünist Partisi’ni (TKP) destekleme ve adayların TKP listelerinden gösterilmesi kararı alındı. Alınan kararlarda seçimlerin emekçi sınıfların iktidarı ile emperyalizme karşı mücadelenin bütünlüğünü anlamak, emekçi sınıflara ulaşmak ve onlarla kalıcı bağlar oluşturmak için elverişli bir zemin yarattığı vurgulandı. Ford Otosan İlköğretim Okulu’nun temeli dün törenle atıldı. Otosan Kocaeli’ye okul yaptırıyor NİHAN İNAL Parksa Hilton’da işten çıkarma iddiası ? İstanbul Haber Servisi Türkiye Otel Lokanta ve Eğlence Yerleri İşçileri Sendikası (OLEYİS), İstanbul Parksa Hilton Yönetimi’nin OLEYİS temsilcisi Murat Türesinler ile yardımcısı Murat Ünal’ın işten çıkarıldığını açıkladı. OLEYİS’ten yapılan açıklamada, otelin müdürlüğüne getirilen Linda Graffi’nin göreve başlamasıyla birlikte yasalara ve toplu iş sözleşmesine aykırı uygulamaların, sendikal ihlallerin ve işçilerin üzerindeki baskıların arttığı, işyerinde çalışma barışının yok edildiği iddia edildi. KOCAELİ Vehbi Koç Vakfı ve Ford Otosan işbirliği ile inşaatına başlanan Ford Otosan İlköğretim Okulu’nun temeli dün gerçekleştirilen törenle atıldı. Törene Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, Kocaeli Valisi Gökhan Sözer ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Üyesi Ali Koç katıldı. Temel atma töreninde konuşan Bakan Vecdi Gönül, AB’nin önemli bir parçası olmanın yolunun eğitimden geçtiğini vurgulayarak “Kurtlar sofrasında kaybolmamak istiyorsak çocuklarımıza en kaliteli eğitimi vermek zorundayız” dedi. Ford Otosan Yönetim Kurulu Üyesi Ali Koç ise Kocaeli ilinin Koç topluluğu içindeki önemine değinerek “Koç topluluğunun 90 bin çalışanından 12 bin 500’ü Kocaeli’de çalışıyor. Şirket gelirlerinin yüzde 38’ini bu bölgeden elde ediyoruz” diye konuştu. Koç, temeli atılan okul ile ilgili olarak ise “33 derslikli okulun bilgisayar ve fen laboratuvarları olacak. Bu okulun yapımına destek veren herkese teşekkür ediyorum” dedi. ANKARA Ankara’nın Beypazarı ilçesinde yol ihalesini alamayan firmanın sahibi Menderes Köseoğlu, Kaymakam Haluk Nadir’i arayarak tehdit etti. Köseoğlu, Kaymakama, “Devletle takıştınız, AKP’yle takıştınız, Salih Kapusuz ile takıştınız” diye bağırdı. Nadir görüşmenin ardından geçici görevle Ankara Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’ne alındı. Beypazarı’ndaki yol ihalesinin ardından Kaymakam Nadir, ihale ile ilgili tehdit edildiği gerekçesiyle 5 Ocak 2007 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığı’na ses kaydı ile birlikte suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusuna göre, kentte Kaymakamlık tarafından 28 Aralık 2006 tarihinde düzenlenen Beypazarı Kırbaşı Grup Köy Temel Tabaka ve Sanat Yapısı İşi İhalesi’ni “YelKa İnşaat” adlı firma kazandı. Ancak ihalenin YelKa’ya kalmasının ardından, KGK adlı asfalt firması yetkilisi Menderes Köseoğlu, kaymakam Nadir’i arayarak tehdit etti. Suç duyurusunda, Menderes Köseoğlu’nun, Cumhuriyet Savcısı Zafer Dur’un da makam odasında bulunduğu sırada Kaymakam Haluk Nadir’i aradığı belirtilerek ‘Seni basına veririm’, ‘Senin kafana sıkarım’, ‘Geleceğini mahvederim’ gibi kelimeler kullandığı bilgisine yer verildi. Haluk Nadir, kamu adına yapılan bir ihalenin sonuçlarını değiştirmeye çalışmak ve ağır tehditte bulunmak suçlarından Menderes Köseoğlu hakkında suç duyurusunda bulundu. ‘Tehdit etmedim’ Köseoğlu ise, yaptığı açıklamada, Nadir’in iddialarının asılsız olduğunu, telefon kayıtlarının dinlenmesiyle bunun ortaya çıkacağını savundu. Köseoğlu, söz konusu ihalenin neden daha düşük teklif veren firmaya verilmediğini öğrenmek için Nadir’i telefonla aradığını kaydetti. Nadir’in, sorusuna tepki gösterdiğini ve “Ben istediğim kişiye ihaleyi veririm” diye konuştuğunu öne süren Köseoğlu, “Olmuş bitmiş bir ihaleye nasıl müdahale edebilirim ki?” dedi. Gelişmelere tepki gösteren yurttaşlar, bugün bir basın toplantısı düzenleyerek Kaymakam Haluk Nadir’in kızağa çekilmesini protesto edecek. ÜNİVERSİTELER SIKINTILI Hükümetten YÖK’e kadro yok ZEYNEP ŞAHİN ANKARA Mevcut üniversitelerin en önemli sorunlarının başında gelen akademik personel yetersizliğini çözmeden 15 üniversite açan, ardından 17 üniversite daha açılması için çalışma başlatan AKP’nin üniversitelere yaklaşımı, ders verecek ve bilimsel araştırma yapacak kadronun nasıl sağlanacağı sorusunu da beraberinde getiriyor. YÖK’ün Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e de sunduğu “Türkiye’nin Yükseköğretim Stratejisi” başlıklı raporda da aynı sıkıntıya dikkat çekilerek “Öğretim üyesi kaynağı olan bu grubun (araştırma görevlileri) kadro kullanım izinlerinde son yıllarda büyük sorun yaşanmaktadır. 2006 yılı Bütçe Yasası’nda da aynı yönde olumsuz bir hüküm bulunmaktadır” denildi. Rakamlar, öğretim üyesi yetiştirmek için yurtdışına MEB kanalıyla giden öğrencilerden alınan verimin, YÖK’ün gönderdiği öğrencilerden daha düşük olduğunu ortaya koydu. Ancak 2004’ten bu yana kadro kısıtlamaları nedeniyle YÖK yurtdışına araştırma görevlisi gönderemezken öğretim üyesi olmak için yurtdışına gidenler, MEB’in “seçtiği” öğrencilerle sınırlı kalıyor. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle