23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 MART 2007 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER AKP, Geçici İşçi Yasası ile yandaşlarının kamudaki yerini sağlamlaştırmaya hazırlanıyor 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Geçici işçi oyunu İLHAN TAŞCI 12 Mart’tan Bugüne... 12 Mart 1971... 12 Eylül 1980... 12 Mart’ın otuz altıncı yıldönümüydü dün. 12 Mart, baskıcı ve karanlık 12 Eylül’ün öncüsüydü... 12 Mart’tan 12 Eylül’e uzanan dokuz yıllık süreç, demokratikleşme ve özgürleşmenin önünü kesmiş, ABD’nin isteği doğrultusunda geçmişti. Türkİslam Sentezi’ne dayalı “Milliyetçi Mukaddesatçı” yapılanma, 70’li yılları; Birinci, İkinci “Milliyetçi Cephe Hükümetleri” Türkiye’yi kan gölüne dönüştürmüştü. 12 Eylül 1980 darbesi ve Kenan Evren’in ABD’yle işbirliği, Türkiye’de “tarikatçı yapılanma”nın önünü açtı; 1983 seçimlerini Turgut Özal’ın partisi ANAP’ın almasıyla ivme kazandı. Zorunlu din dersleri, tarikat vakıfları, NakşiFethullahçı işbirliği işte bu dönemde başladı... 12 Mart ve 12 Eylül hukuku, demokrasiyi, özgürlükleri silindir gibi ezip geçti, hak ve özgürlükler katledildi. Sendikalar, demokratik kitle örgütleri, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu kapatıldı... Atatürkçüler, solcular, sosyalistler, demokratlar, devrimciler işkenceden geçti, zindanlara atıldı, darağacında asıldı... Pırıl pırıl güneşli bir sabahın içinde, bir kıyı kasabasında çayımı yudumlarken Marmara Denizi’ni seyrediyorum... Bir bakıma kendi kendimle hesaplaşıyorum, tarihin sayfalarında geçmişimi arıyorum... İki gün önce Bursa’da TÜYAP Kitap Fuarı’ndaydım. İçeriye girdiğimizde Can Yayınları’nın standındaki sevgili arkadaşım Erdal Öz’ün fotoğrafı gözüme çarptı... Erdal da benim gibi fuarı gezenlere bakıyordu, kısık gözleriyle... O anda Can Yayınları Standı’nda kitaplarını imzalayan Deniz Kavukçuoğlu’nu gördüm. Bir başka evrende gibiydim. 12 Mart’ın acılı günlerine gidiverdim. Erdal’la Ankara’da Kızılay’da yürüyordum, bir akşamüstü yalnızlığı içinde... Fuarda sıkmabaşlı kızlar ne kadar çoktu? Dini yayınların sayısı arttıkça, demokrat yayınevlerinin sayısı azalıyordu... Aydın Ilgaz, Deniz Kavukçuoğlu’yla uzun uzun konuştuk bunları... ??? Can Yayınları’ndan Cumhuriyet Standı’na geçtim. Fazilet Kuza, Cumhuriyet Standı’nın yüzünü değiştirmişti. Cumhuriyet, kitapseverlerle dolup taşıyordu... Deniz Kavukçuoğlu anlatmıştı. Bu yıl beşincisi düzenlenen Bursa TÜYAP Fuarı’nın, birinci ve ikinci yılı pek ilgi görmemişti. Bu yıl ise 200 binin üzerinde kişi gezmişti. Nisan ayında İzmir TÜYAP açılacaktı. Deniz Kavukçuoğlu’nun, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’ndan minik bir isteği vardı: “İzmir’de ziyaretçi sayısı 100 binin altında. Oysa nüfusu 3 milyon İzmir’in. Bursa’nın ise 1.5 milyon. İZFAŞ Genel Müdürü Doğan İşleyen, mermer, mobilya, gelindamat fuarına gösterdiği yakınlığı ve ilgiyi, TÜYAP Kitap Fuarı’na da göstersin yeter...” İZFAŞ Genel Müdürü Doğan İşleyen nedense başına buyruk bir bürokrat. Daha açıkçası bildiğini okuyan bir yönetici. Örneğin İZFAŞ ilanlarını ahbap çavuş ilişkisi içinde gazetecilere veriyor, daha doğrusu başkan Kocaoğlu’nun buyruklarını dinlemiyor. Bursa TÜYAP’ta Kaynak Yayınları Standı da dolup taşıyordu... Bugünlerde Türkiye’de “ifade özgürlüğü”nden sık sık söz ediliyordu... İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek, Ermeni soykırımı olmadığını vurgulayan açıklaması yüzünden Lozan Kent Mahkemesi’nde yargılanıp cezalandırılmıştı... Anlı şanlı medyamız, AB koruması altındaki “demokrasiözgürlük” şampiyonu yazarlarımız neden tek satır yazmamış ve konuşmamışlardı? Orhan Erinç yazdı, ben de yineliyorum. Tribune de Geneve’nin haberi, bizimkilerin yapmadığını yapmış... İşte haberin özeti: “Türkiyeİsviçre arasındaki ilişkiler tehdit altında. Mahkeme heyeti, İşçi Partisi Genel Başkanı Perinçek’in 90 kilogramlık arşivine göz bile atmadı. Küçük bir mahkeme, İsviçre’de bir ilke imza atarken, Türkiyeİsviçre ilişkilerini ateşe attı.” Bizimkilerde ses yok!.. Her davada, Şişli Adliyesi önünde şov yapan AB milletvekilleri ise bizimkilerle birlikte ağızlarına kilit vurmuş... Peki siyasi partilerimiz neden suskun Lozan Kent Mahkemesi’nin Doğu Perinçek’e verdiği cezaya? Anlaşılır gibi değil!.. ??? O gece serin bir Bursa akşamında TÜYAP Kitap Fuarı’ndan çıkıp, dostlarla birlikte Erdal Öz’ü andık... Erdal’ın devrimci kişiliğini, yazarlığını, insan sevgisini, onurlu duruşunu... Çocukların ve yaşlıların bilmediği bir gecede tüm türküler ve şarkılar Erdal Öz içindi... Bir ara dışarıya çıktım. Issızlıkta çimen kokuları vardı, ayın üstünde buğular... Şimdi ise Tirilye’de ıssız bir koyda, kış düşleri içindeyim. 12 Mart’lar, 12 Eylül’ler hızla gelip geçiyor... Bir sahil kasabasının gri sessizliğiyle çoğalıyor, bir tutkuyu masal perisiyle paylaşıyorum. İşkencecileri görüyorum o gri yalnızlığın sesinde... Gözlerinde kin, nefret ve intikam var!... Köksal göreve başladı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski İzmir Valisi Oğuz Kağan Köksal, Emniyet Genel Müdürlüğü görevine başladı. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Dikmen’deki binasına saat 11.00 sıralarında gelen Köksal, Emniyet Genel Müdür Vekili Necati Altıntaş, genel müdür yardımcıları ve daire başkanları tarafından törenle karşılandı. Köksal, törende yaptığı konuşmada, polisin “kanunsuzların korkulu rüyası, mazlumların ise sığınacağı bir liman” olacağını dile getirdi. ANKARA AKP iktidarı, 307 bin 946 yandaşını “işçi” statüsüyle kamuya taşıyacak. Geçici İşçi Yasa Tasarısı ile Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) mevzuatı hiçe sayılarak alınan işçilerin kamudaki yeri sağlamlaştırılacak. CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, işsizlerin aldatıldığını vurgulayarak “İşsizler İŞKUR’a boşuna başvurmuş. Oysa iktidar milletvekilinin peşinde koşsalarmış işe yerleşeceklermiş” dedi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bugün görüşülecek olan Geçici İşçi Yasa Tasarısı, iktidarın, yandaşlarını kamuya taşıma kılıfına yasallık kazandırıyor. Resmi ? Resmi verilere göre 2004 yılında kamuya, 83 bin 549 işçi alındı. Bunlardan yalnızca 14 bin 285’i İŞKUR’dan istendi, geriye kalan 75 bin 264 işçi ise AKP tarafından İŞKUR’a bildirilmeksizin ve kurumun bilgisi dışında kamuya alındı. AKP hükümeti komisyonda görüşülecek olan yasa tasarısıyla hukuksuz olarak kamuya taşıdığı yandaşlarına yasallık kazandırıyor. verilere göre, 2004 yılında kamuya, 83 bin 549 işçi alındı. Bunlardan yalnızca 14 bin 285’i İŞKUR’dan istendi. 75 bin 264 işçi ise İŞKUR’a bildirilmeksizin ve kurumun bilgisi dışında kamuya alındı. 2005 yılında ise kamunun istihdam ettiği işçi sayısı 265 bin 435’e ulaştı. İŞKUR aracılığıyla yalnızca 32 bin 753 işçi alındı. Geri kalan 232 bin 682 işçi ise yine kurumdan habersiz olarak iktidar tarafından kamuya alınmış oldu. İŞKUR’un kamunun işçi istihdamını belirleyen 4 yönetmeliği bulunuyor. Yönetmeliklerin tamamında da kamu kurumlarında, mutlaka İŞKUR aracılığıyla işçi alınması zorunluluğu getiriliyor. Buna karşın kurum yok sayılarak ve mevzuata da aykırı biçimde toplam 307 bin 946 işçi alındı. Meclis’te bugün görüşülecek tasarının ikinci maddesinin 7. fıkrasında, sürekli işçi kadrosuna geçirilenlerin, ilgili idare, kurum ve kuruluşlarca İŞKUR’a tescillerinin yaptırılması zorunluluğu getiriliyor. Düzenleme, kurumdan habersiz alınan işçilerin, şimdi İŞKUR’un tesciliyle kamuya taşınması anlamını taşıyor. Bu yolla mevzuata aykırılığın da yasayla ortadan kaldırılması amaçlanıyor. CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, düzenlemeyi, “AKP’nin kendi yandaşlarını işçi statüsüyle kamu kurumlarına yerleştirmesi” olarak nitelendirdi. Kılıçdaroğlu, rakamların ortada olduğunu belirterek yasa dışılığa tasarıyla yasallık kazandırılmak istendiğini söyledi. CHP’li Kılıçdaroğlu, yasa ile verilen göreve karşın İŞKUR’un bypass edildiğini belirterek şunları söyledi: “Rakamlar gösteriyor ki, kamuya işçi alımında kurum devre dışı bırakılmış. İş Kurumu’na iş aramak için başvuranların da ne kadar aldatıldığı görülüyor. Çünkü siz yasalara göre işsizseniz kuruma başvuruyorsunuz. Çünkü kamu, işçi alımına kurumdaki başvurulardan başlayacak. Ama bakıyorsunuz, İş Kurumu’na boşa başvurmuşlar. İktidar milletvekilinin peşinde koşsalarmış işe yerleşeceklermiş. Bu kabul edilemez bir anlayış.” C HP’Lİ KART’TAN ÖNERGE TMYK Nevruz öncesi toplanıyor ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bakanlar Kurulu, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül’ün başkanlığında toplandı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, belindeki rahatsızlık nedeniyle toplantının sonuna katılabildi. Toplantının ardından Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yaklaşan Nevruz’la ilgili bir soru üzerine, yurttaşları olası tahriklere kapılmamaya çağıran Çiçek, konuyla ilgili güvenlik birimlerinin çalışmalarını sürdürdüğünü anlattı. Çiçek, Terörle Mücadele Yüksek Kurulu’nun da bugün toplanacağını bildirdi. Kurul, Gül’ün başkanlığında toplanacak. ‘AKP’nin amacı yargıyı da ele geçirmek’ ? Adalet Bakanı Çiçek’in yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde Hâkimler ve Savcılar Birliği Yasa Tasarısı ve Yargıtay üyeleri seçim sürecinde yaşananlara dikkat çeken Kart, hükümetin her ne pahasına olursa olsun kadrolaşmayı amaçladığını belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, hükümetin yargıya müdahalelerine dikkat çekerken “AKP iktidarı son derece tertipli bir şekilde Türkiye’yi otoriter bir yapılanmanın ötesinde, faşizan bir yapılanmaya götürmektedir” dedi. Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde Hâkimler ve Savcılar Birliği Yasa Tasarısı ve Yargıtay üyeleri seçim sürecinde yaşananlara dikkat çeken Kart, “Yargıda her ne pahasına olursa olsun kadrolaşmayı amaçlayan hükümetin hukuk tanımaz ve gözü kara müdahaleleri endişe verici” görüşünü dile getirdi. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) Aralık 2006’dan beri olağan çalışmalarını yapamadığını vurgulayan Kart, boşalan üyelikler için seçim yapılması gerektiği halde “doğrudan bakan ve müsteşarın engellemeleri ve görevlerini kötüye kullanmaları” nedeniyle kurulun çalışmalarının kilitlendiğini bildirdi. Kart, Yargıtay’ın iş yükünün yoğunluğuna karşın kurulun çalışmaları ve bağlı olarak da Yargıtay’ın çalışmalarını “sabote edercesine engelleme yapılmasının kabul edilemeyeceğini” vurguladı. Atilla Kart, iktidarın “gözü kara” kadrolaşmasını eleştirirken; Adalet Bakanı Çiçek’in “Cesur savcı arıyorum” sözlerinin de “kara mizah” olmanın dışında “tam bir karartma ve çarpıtma” olduğunu bildirdi. Kart, Çiçek’e, “Kadrolaşmadan öte Kurul’un iradesini işlemez hale getiren, kurumların çalışmasını sabote eden bu anlayış ve uygulama sonuç olarak ve özü itibarıyla parti devleti anlamına gelmez mi” sorularını yöneltti. 20 Mart’ta 20.00’de Savaşa Dur De! Aralarında DİSK, TMMOB, KESK ile bazı meslek birliklerinin bulunduğu 9 örgüt, ABD’nin Irak işgalini protesto etmek için başlatılan, “20 Mart’ta 20.00’de Savaşa Dur De!’’ kampanyası çerçevesinde dün başkentte, İstanbul’da, Adana’da bildiri dağıttı. Ülke genelinde, 20 Mart’ta saat 20.00’de şehir merkezlerinde toplanılacağı ve meşaleler eşliğinde yapılacak yürüyüşle ABD’nin protesto edileceği bildirildi. Ankara’da Olgunlar Sokak’taki Madenci Anıtı önünde toplanan ve “20 Mart’ta 20.00’de savaşa dur de! Bir ışık yak, bir ses ver’’, “Katil ABD Ortadoğu’dan def ol’’ yazılı pankartlar taşıyan grup, çeşitli sloganlar da attı. Grup adına açıklama yapan DİSK İç Anadolu Bölge Temsilcisi Tayfun Görgün, insanlık tarihinin en akıl almaz savaşlarından birini başlatan ABD’nin, yarattığı cehennemi büyütmeye devam ettiğini vurguladı. Gruptakiler, açıklamanın ardından üzerinde “20 Mart 20.00’de savaşa dur de, Irak’a ilk bomba 20 Mart’ta saat 20.00’de atıldı. Bir ışık yak, bir ses ver’’ yazılı turuncu bildiriler dağıtarak, Kızılay Meydanı’na kadar yürüdü. Taksim Gezi Parkı’ndaki açıklamada da, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, “Kampanya boyunca ‘www.savasadur.de’ adresindeki web sitesinde düzenlenen sanal mitingle savaşa dur diyeceğiz’’ dedi. Daha sonra İstiklal Caddesi’ne giden sendika ve meslek örgütleri temsilcileri burada bildiri dağıttı. (Fotoğraf: AA) Klasikleri okuma cezası ? EDİRNE (AA) Edirne Asliye Ceza Mahkemesi’nde, Edirne F Tipi Cezaevi İkinci Müdürü M.S. ile infaz koruma başmemurları R.S ile M.T, organize suç örgütü elebaşı Nuri Ergin’e cezaevinde kaldığı dönemde dışarıdan malzeme ve yaş pasta gönderilmesini sağlayarak görevin gereğini yapmakta ihmal suçlamasıyla yargılandı. Her üç sanığa 5’er ay hapis cezası verildi. Ardından, sanıkların TCK’nin 50. maddesi gereği, “5 ay boyunca her ay dünya klasiklerinden bir kitap okuyarak Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğü’ne özet şeklinde rapor vermeleri’’ kararlaştırıldı. Erdoğan’ın programları iptal Belinde fıtık başlangıcı olduğu belirtilen Başbakan’ın, bugünkü Şırnak ve Cizre programına gitmeyeceği açıklandı. Arnavutluk ziyareti de ertelendi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın belindeki rahatsızlığı nüksetti. Erdoğan’da fıtık başlangıcı olduğu bildirildi. Alınan bilgiye göre, dün saat 11.30’da başlayan Bakanlar Kurulu toplantısına saat 14.10’da katılan Başbakan Erdoğan’ın belindeki rahatsızlık nüksetti. Başbakan Erdoğan’ın, doktorlar tarafından Keçiören’deki evinde kontrol edildiği ve bir günlük istirahat önerildiği bildirildi. Erdoğan’ın belinde fıtık başlangıcı olduğu kaydedildi. Erdoğan, TBMM’de düzenlenen İstiklal Marşı’nın kabul edilişinin yıldönümü etkinliğine katıldıktan sonra evine döndü. Erdoğan’ın Danimarka Parlamento Başkanı Christian Mejdahl ile yapacağı görüşme de iptal edildi. Bu arada, Başbakanlık Sözcüsü Akif Beki, Başbakan Erdoğan’ın belindeki rahatsızlığının nüksetmesi nedeniyle konutunda dinleneceğini, bu nedenle Erdoğan’ın bugünkü Şırnak ve Cizre’deki programlarının iptal edildiğini, Arnavutluk ziyaretinin de ertelendiğini belirtti. Erdoğan, Meclis’te gazetecilerin “Neyiniz var” sorusu üzerine, “Her zamanki gibi” karşılığını verdi. Yeni Gündem de toplatıldı ? İstanbul Haber Servisi “Öcalan’ı zehirliyorlar” başlıklı haberinden dolayı 6 Mart’ta mahkeme kararı ile yayını durdurulan Gündem gazetesinin ardından çıkarılan “Yaşamda Gündem” gazetesi de savcılık kararıyla toplatıldı. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın, geçen günlerde “Yaşamda Gündem” isimli gazeteye el koyma talimatı vermesinin ardından, gazetenin dağıtımı polis tarafından süresiz olarak durduruldu. Yaşamda Gündem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yüksel Genç yaptığı açıklamada, gazetenin toplatılmasının anayasaya aykırı olduğunu belirtti. Z AFERİN 92. YILDÖNÜMÜ Çanakkale’de kutlamalar başladı GÖKHAN KÖKÇAK ÇANAKKALE Çanakkale Deniz Zaferi’nin 92. yıldönümü ve Zafer Haftası etkinlikleri dün Çimenlik Kalesi’nde yapılan törenle başladı. Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanlığı’na bağlı Çimenlik Kalesi’nde düzenlenen törende, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Çanakkale Valisi Orhan Kırlı, Deniz Zaferi’nin belleklerde her zaman canlı tutulması gereken tarihi bir olay olduğunu vurgulayarak “Yurt savunması, ulusal hakların korunması en yüce değerlerimizdir. Bu değerler için sonuna dek savaşılır, gereğinde ölünür, şehit olunur” diye konuştu. Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Erhan Akporay, Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, askeri erkân, öğrenciler ve yurttaşların katıldığı törende Diyarbakır’ın Lice ilçesinde şehit düşen Jandarma Kıdemli Başçavuş Şerafettin Şengören’in oğlu Fatih ve eşi Gülay Şengören’e “Devlet Övünç Madalyası” ve beratı verildi. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 Psikolojik yıldırmaya yasa talebi ? ANKARA (ANKA) İşyerinde psikolojik yıldırma karşısında yasal düzenleme talebiyle imza kampanyası başladı. İşyerinde bir kişinin, diğer çalışanlar tarafından rahatsız edilmesi, hakarete uğraması ve en sonunda çalışamaz duruma getirilmesi” anlamını taşıyan “mobbing”e karşı internette örgütlenen mağdurlar, yasal düzenleme talep ediyor. Yüksek lisans tezini mobbing üzerine hazırlayan Gönül Dangaç’ın kurduğu “mobbingturkiye.net” adresinde başlatılan imza kampanyasında, Borçlar Kanunu Tasarısı’na psikolojik tacizin de eklenmesi isteniyor. CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle