18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 MART 2007 SALI CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr 1516 yaşlarında şiire tutundu. Bir daha da bırakmadı 15 SERGİDE 200 YAPIT YER ALIYOR Şükran Kurdakul 80 yaşında HİKMET ALTINKAYNAK Naci İslimyeli’nin ‘Gizli İşler’i Kültür Servisi Balkan Naci İslimyeli, özel arşivindeki hiç sergilenmemiş yapıtlarıyla en yeni çalışmaları beş bölümlük bir sergiyle sanatseverlerin beğenisine sunuyor. Yapıtların beş ana bölümde sunulacağı sergide 200 eser yer alıyor. “Gizli İşler” sergisi İş Sanat Kibele Galerisi’nde 28 Nisan’a kadar gezilebilecek. Pretrospektif alt başlığıyla açılacak olan Gizli İşler, Pansiyon, Yolcular, Türk Mutfağı ve Ayın Halleri adlarını taşıyan beş bölümden oluşuyor. Sergide sanatçının iki enstelasyonu ve üç video çalışması da yer alıyor. “Gizli İşler”, Balkan Naci’nin 65’li yıllardan başlayarak çeşitli dönemlerinden kendi arşivi için sakladığı ve hiçbir yerde sergilenmemiş yapıtlardan oluşan bir toplam olmasıyla dikkat çekiyor. “Pansiyon”, Balkan Naci’nin 19791981 yılları arasında İtalya’da gerçekleştirdiği ve Türkiye’deki ilk kavramsal fotoğrafik dizi örneği niteliği taşırken, “Türk Mutfağı” ise sanatçının mutfağımızın geleneksel yemek malzemelerini kullanarak gerçekleştirdiği otuz adet “giysiheykel”den oluşuyor. İslimyeli’nin “Ayın Halleri” başlığı adı altında sunduğu giysituvaller bu büyük ölçekli serginin diğer bir bölümünü oluşturuyor. İki tema, bir sergi Kültür Servisi Fransız Kültür Merkezi Galerisi, Güler Güngör’ün “Cambazın Çığlığı” ve “Saklan Çocuğum” temalı heykel çalışmalarına ev sahipliği yapıyor. Sergide Güler Güngör’ün iki temadan hareketle oluşturduğu 43 parça çalışması yer alıyor. 28 Mart tarihine kadar açık kalacak serginin küratörü Mahmut Nüvit Doksatlı. Güler Güngör, “Cambazın Çığlığı” sergisinde hayata ve çocuklara bakarken ‘denge’ fikrine odaklanıyor. Sanatçının yarattığı ‘cambaz’ ve ‘diken’ figürleri arasından geçerken sanatçının iç dünyasını dışa vuran hayatta kalabilme çabasının izdüşümüne yakalanıyorsunuz. Sergide “Saklan Çocuğum” başlığı altında 4 ana figürden yola çıkarak hazırlanmış olan kompozisyonu, nitelikli kâğıttan yapılan buğulu elbise figürleri tamamlıyor. Beyaz polyester dökümlü mobil figürlerin yanında, sonsuzluğa uzanan metal bir birimin tekrarından oluşan “akrobatlar” sütunu ve alpaga, gümüş tel karışımı iki cambaz figürü sergide öne çıkan diğer önemli yapıtlar. (0212 3348740 www.gulergungor.com) debiyat dünyasının şövalyelerinden, 1940 kuşağı şairlerinin en genci Şükran Kurdakul’un (23 Mart 1927 15 Aralık 2004) 80. yaş gününü, aramızdan ayrılışının 3. yılında özlemle kutlarken, doğaldır ki, yine bu kuşağın en gençlerinden Attilâ İlhan’ın ’40 kuşağı için kullandığı “Fedailer mangası” sözünü anımsatmadan geçemiyorum. Bu şairlerimizin anıları önünde saygıyla eğiliyorum. Şükran Kurdakul, 15 16 yaşlarında şiire tutundu. Bir daha da bırakmadı. Bu tutunma zamanla tutkuya dönüştü. Uğruna hapislerde de yattı, ulaşılmaz mutluluklar da yaşadı. Ne okul düşündü, ne kariyer… İzmir Karşıyaka Lisesi’nde öğrenciydi, ünlü 142. maddeye aykırı davranmaktan tutuklandı. Tutukluluğu 4.5 ay sürdü. Serbest kalınca da okuldan çıkarıldı. Okula dönmeyi istememiş olacak ki o, Attilâ İlhan gibi, dava açıp öğrenim hakkını kazanma yoluna gitmedi. Çalışma hayatına atıldı. Bu yıllarda da (1951–1953) 141. maddeye aykırı eylemde bulunmaktan 2 yıl tutuklu kaldı. Ama bu kez davasını Askeri Yargıtay’a götürüp aklandı. Cezaevinden çıkınca (Eylül 1955) Tan, Yeni Gazete, Varlık Yayınevi’nde düzelti işlerinde çalıştı. Rüknettin Resuloğlu’nun sahibi olduğu Yelken (ilk sayı: Şubat 1957) dergisini yönetti (1958 1962); Ataç (15 Mayıs 1962 1 Ekim 1964, 30 sayı) ve Eylem (Mart 1964 15 Mayıs 1966, 34 sayı) dergilerini çıkardı. Öte yandan da yazma tutkusunu çeşitli dergilerde ve Cumhuriyet gazetesinde şiir, öykü ve yazılarıyla sürdürdü, adını duyurdu. Şükran Kurdakul bir edebiyat ve ey E daha sonra toplumu, toplumcu ve gerçekçi bir duyarlılıkta yansıttı. Şiirini toplum için yazdı. Toplum için rahatı bıraktı. OPLUMCU GERÇEKÇİ SANAT ANLAYIŞI Kurdakul’un gençlik duyarlıkları kitaplaştı “Tomurcuk” (1943) oldu. Bunlar hece ölçüsüne bağlı kalarak gençlik deneyimlerinin işlendiği şiirlerdi. Ardından gelen “Zevklerin ve Hülyaların Şiirleri”nde (1944) ölçü dışına kayma eğilimleri öne geçti. Çevreyi, yaşam sevgisini ve insanları anlattı. Kendisinin de belirttiği gibi, Yeryüzü (1951 1952) ve Beraber (19521953) dergilerinde çıkan şiirlerinde ulusal kurtuluş ve sömürü konularını ele aldı. Daha sonra yöneldiği toplumcu gerçekçi sanat anlayışını hiçbir zaman terk etmedi. Onun için yayımlanan Öner Yağcı’nın “Şükran Kurdakul” (1994) adlı incelemesi ile 2000 TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı tarafından Onur Yazarı seçilmesi nedeniyle Alpay Kabacalı’nın hazırladığı “Coşkunun ve Direncin Şairi Şükran Kurdakul” (2000) adlı kitabı bulunuyor. Onu her türlü sömürüye savaş açan, Atatürkçü, Cumhuriyetçi bir aydın, şair olarak okurları her zaman sevgi ve saygıyla anacak, sevecek, aramızda olmasa da yaş gününü kutlayacaktır. Çünkü o, demokrasi için verdiği savaşımla, ortaya koyduğu seçkin yapıtlarıyla hep yaşayacaktır. Aşağıya aldığım şiiri sanki bugünler için yazmış gibi. Yıllar eskitemedi şiirlerini ve unutturamadı da... Nice yıllara Şükran Kurdakul… Nice 80 yıllara! (Şiirin tamamını ve başka şiirleri www.hikmetaltinkaynak.com adresinde okuyabilirsiniz.) T Kurdakul ‘1940 kuşağı şairi’ Şükran olarak tanınırdı. EDEBİYAT VE EYLEM ADAMIYDI lem adamıydı. Şiirin yanına öyküyü, öykünün yanına incelemeyi, incelemenin yanına eleştiriyi, denemeyi, edebiyat tarihçiliğini ve Cumhuriyet yazarlığını koydu. Ama daha çok şairdi. En çok “1940 kuşağı şairi” olarak tanımlandı. Çünkü ona düşünce ve eylem adamlığı yolunu açan şiirdi. Şiiri, başlangıç yıllarında kendi dünyasını ortaya koysa da TÜRKİYE’M NEREYE GÖTÜRÜYORLAR SENİ Darda kaldık seferberlikte gibi Baka kaldık gidenlerin ardından Ekmeğin şiirini yitirdi ortalık Türkiye’m nereye götürüyorlar seni Metallica yeni albüm için stüdyoda ? LONDRA (BBC) Metallica’nın davulcusu Lars Ulrich, New York’tan yayın yapan bir radyo kanalında yaptığı açıklamada, yeni albümlerinin kayıtlarına başladıklarını açıkladı. Ulrich, “Yaklaşık 6 ay önce 25 yeni şarkıyla hazırlıklara başladık, son olarak bunların 14 tanesini albüme koymaya karar verdik. Sanırım biraz fazlaca doluymuşuz’’ dedi. Albüm tanıtımı için yapacakları konserler dizisinde, topluluğun hayranlarını sevindirecek bir de haber verdi Ulrich; Metallica, efsane albümleri ‘Master of Puppets’tan parçaları da seslendirecek. Tiyatro Ti’nin yeni oyunu ‘Başkan ve Hayalet’i Hakan Pişkin ve Özlem Güveli Türker yönetiyor Belediyelerin varoluş savaşı... MEHLİKA AKGÜN odern belediyecilik etiğini irdeleM yen, “idealist bir belediye başkanı ile tarihi dokuyu zedeleyerek şehir merkezinde alışveriş ve eğlence merkezi yapmak isteyen zihniyet” arasındaki gerilimi sahneye taşıyan “Başkan ve Hayalet” oyunu izleyicisiyle buluşarak “belediye başkanlarının halkın yararına çalışmaya başladığında neler ve kimlerle mücadele ettiğini” anlatıyor. Sevgi Saygı tarafından yazılan, Hakan Pişkin ve Özlem Güveli Türker tarafından yönetilen “Başkan ve Hayalet” uzun süre medyanın gündeminden düşmeyen Taşyapı ve Acarkent olaylarıyla paralellik taşıyor. Oyunun hem yönetmeni hem de başrol oyuncusu olan Hakan Pişkin oyunun, belediyelerin büyük holdingler karşısındaki varoluş savaşını konu alan bir oyun olduğunu belirtti. Oyunda halkın yarınını düşünen idealist bir belediye başkanı ile ölmüş olan ancak hayalet olarak düşünceleriyle geri dönen bir belediye başkanının daha olduğunu söyleyen Pişkin, “Bu belediye başkanı bugünkü sisteme ayak uyduran düşünsel açıdan tüm olayları manipüle etmeye çalışan bir başkan. Oyunda farklı düşüncelere sahip iki belediye başkanının çatışması eğlenceli bir dille sahneleniyor” diye konuştu. Pişkin son dönemde öne çıkan belediyecilik anlayışının, yerel belediyelerin, öz kaynakların kullanımının, çarpık yapılaşmanın ve kent dönüşümü projelerinin oyunda ele alındığına dikkat çekti. Petrolİş’te T resimleri... Oyun, 25 Mart Pazar Günü Mummer Karaca Tiyatrosu’nda saat 20.30’da sahnelenecek. (0 212 245 91 19) Ressam Şakir Sağlam’ın 20. kişisel sergisi “Türkelli’den Tünya’ya bir damlaT” Petrolİş Sendikası Genel Merkezi’nde 5 Mart’ta açıldı. Şakir Sağlam’ın 2001 yılından itibaren yapmaya başladığı “T Resimleri Projesi”nin son örneklerinden oluşan sergi, 30 Mart’a kadar sendikanın Altunizade’deki genel merkezinde ziyaret edilebilecek. Doğadaki zıtlıkları ve uyumları ortaya koymayı amaçlayan Sağlam, bunu insan öğesi ile birleştirerek algıları daha da keskinleştirmeye çalışıyor. RAHATSIZ ETMELİ Halkın duyarlılıklarının hareketlenmesi için oyunun önemli olduğunu vurgulayan Pişkin, “Bu oyun, sadece tarihi dokuyu zedeleyenleri değil, yurttaşı bile rahatsız etmeli. İnsani perspektiften bakarak herkes kendini eleştirmeli. Çünkü bir kişiye ev sahibi olma şansı verilse kim bunu kullanmak istemez?” ifadesinde bulundu. Dizilerde sürekli olarak olumsuz davranışlarda bulunan insan BU OYUN YURTTAŞI BİLE ların, yurttaşa rol model olarak gösterildiğini dile getiren Pişkin, özetlle şunları söyledi: “Bu dizilerde şiddete başvuran insanlar başarılı bir rol model olarak sunuluyor. Ancak biz bugün şiddetten nasıl çıkacağımızı konuşuyoruz. Burada çatışan bu durum var. Aslında herkesin bu oyunu izleyerek idealist belediye başkanının davranışlarını örnek alması gerekiyor. Ancak o zaman kentsel rantın, çarpık yapılaşmanın önüne geçilebilebilir.” KORSAN KİTAP KÖTÜ BASILIR, KİTAP SEVGİSİNİ ÖLDÜRÜR, OKUMA ALIŞKANLIĞINI YOK EDER! Bilim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (BESAM) CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle