11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 ŞUBAT 2007 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ankara Antlaşması’na göre Türkiye’nin Kuzey Irak’ta müdahale hakkı bulunuyor 5 Hedef garantörlük MAHMUT GÜRER ‘Benden sonra’ etik! ANKARA Ankara, yeni Irak planı doğrultusunda 1926 tarihli Ankara Antlaşması ile Irak’ın Kuzeyi’nden doğan garantörlük hakkını uluslararası platformda masaya koymaya çalışıyor. Ankara Antlaşması’na göre, Türkiye’nin Musul ve çevresindeki 90 bin kilometrekarelik alana, ülkedeki dirliğin bozulması durumunda soydaşlarını korumak amacıyla müdahale hakkı bulunuyor. Müdahale alanının içine, Kerkük, Süleymaniye, Tel Afer, Erbil ve Dohuk’un büyük bölümü giriyor. Konuyla ilgili olarak antlaşmanın muhataplarından İngilizler ile çeşitli görüşmeler yapıldığı, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün ABD temaslarında da konunun ele alındığı bildiriliyor. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, şimdiye kadar yapılanlardan bir sonuç alamayan Ankara, Kerkük’e Türkiye Musul’da hak sahibi Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili bir çalışma başlatırken Türkiye, antlaşmayla iade ettiği ve Kerkük, Musul, Süleymaniye, Tel Afer, Erbil ve Dohuk’u içine alan 90 bin kilometrekarelik Musul Eyaleti’nde garantörlük iddiasını ortaya koyabilecek. yönelik olarak son kozunu hazırladı. Buna göre, Türkiye 1926 tarihli, İngiltere ve Türkiye arasında imzalanan ve Türkiye’nin Irak’taki haklarından vazgeçtiğine hükmeden Ankara Antlaşması’nı kullanacak. Bu kapsamda antlaşmanın tutanaklarında, “Musul ili ve çevresini kapsayan 90 bin kilometrekarelik alanda” Türkmenlerin yaşadığının belirtilmesi ve Ankara Antlaşması’nın 2. maddesinde de Lozan Antlaşması’na atıf yapılması nedeniyle Ankara bölge üzerindeki haklarını ortaya koyacak. Ankara, antlaşmayı bu kapsamda şöyle değerlendiriyor: “Musul eyaleti, 5 Haziran 1926 tarihli Ankara Antlaşması’yla Irak’a bırakıldı ve ülkenin parçalanması ya da Musul eyaletinin bulunduğu bölgelerde yeni bir yapının kurulması durumunda Lozan Antlaşması’na bakılmasına hükmedildi. Ancak Kuzey’de, Ankara Antlaşması’na aykırı olarak kurulan Kürt Federasyonu, düzenlemenin yürürlüğünü ortadan kaldırdı. Bu kapsamda antlaşmanın hükümsüz hale gelmesi, Musul, Kerkük, Erbil, Süleymaniye, Tel Afer ve Dohuk’un bir kısmını da kapsayan 90 bin kilometrekarelik alan üzerinde Türkiye’yi Lozan Antlaşması kapsamında hak sahibi yaptı.” Edinilen bilgilere göre, TSK ve Dışiş leri Bakanlığı tarafından hazırlanan proje Dışişleri Bakanı Gül’ün ABD temasları sırasında da gündeme getirildi. ABD’nin ise konuya ilişkin durumu incelemek istediği yanıtını verdiği vurgulandı. Durumu değerlendiren Türk diplomatik kaynakları oldukça umutlu olduklarını vurgularken, çalışmaların sürdüğünü ve antlaşmanın taraflarından olan İngiltere ile de bazı görüşmeler yapıldığını dile getirdiler. Kabul edilmesi zor Uluslararası kaynaklar ise bu durumun uluslararası kamuoyu tarafından kabul edilmesinin zor olduğunu belirtiyorlar. Kaynaklar özellikle bölgedeki zengin petrol kaynaklarının çokluğuna dikkat çekerken Irak’ta henüz bağımsız bir yapı kurulmasının söz konusu olmadığını Irak Cumhuriyeti’ne bağlı Kürdistan Federal Bölgesi’nin bulunduğuna dikkat çekiyorlar. AKP, seçime 9 ay kala mal bildiriminde şeffaflık, siyasi etik komisyonu kurulması ve seçim harcamalarının denetlenmesine ilişkin yasa önerilerini gündeme getirdi. Bu yasa önerilerini veren AKP, sanki 4.5 yıldır milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına şiddetle karşı çıkan parti; Başbakan da kamuoyunun yoğun baskısı üzerine mal varlığını açıklamak zorunda kalan Tayyip Erdoğan değildi. Başbakan Erdoğan, bu önerilerle şeffaflığın sağlanacağını, yolsuzlukların üzerine gidileceğini açıkladı. Ama gelin görün ki, yasa önerilerinin verildiği dönem ve içeriğine bakıldığı zaman bunun “göstermelik bir girişim”den öte bir anlam taşımadığı anlaşılıyor. 4.5 yıldır milletvekillerine “dokundurtmayan” AKP iktidarının seçime giderken gündeme getirdiği bu düzenleme yasalaşsa bile bugünkü politikacıları değil, gelecek dönemlerin siyasetçilerini ilgilendiriyor. Getirilen temel düzenlemelerin uygulama takvimi şöyle: Seçim harcamaları: Seçimlerin Temel Hükümleri Hakkındaki Yasa’da değişiklik öngören öneriye göre, milletvekilleri ve belediye başkan adayları ile siyasi partiler seçim döneminde bir bankada “seçim hesabı” açtıracak. Yapılan her türlü bağış ve harcamalar bu hesapta yer alacak. Siyasi partilere ve adaylara yapılacak bağış ve yardımlar YSK’nin belirleyeceği sınırları aşamayacak. Ancak bu öneri yasalaşsa bile, anayasanın 67. maddesi uyarınca düzenleme bu yıl sonbaharda yapılacak genel seçimlerde uygulanamayacak. Mal bildiriminde şeffaflık: Mal Bildirimi Yasası’nda değişiklik yapılmasına ilişkin yasa önerisine göre, mal bildiriminde bulunma zorunluluğu olanların kapsamı genişletilecek. Buna göre, mahkemeler tarafından belirlenen bilirkişiler, siyasi partilerin genel merkez yönetimi ve denetim kurulu üyeleri, radyo ve televizyon sahipleri ile sorumlu müdürleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının başkanları, federasyon, konfederasyon ve sendika başkanları da mal bildiriminde bulunacak, gizlilik esası kaldırılacak. Ancak bu yasama dönemi bittiği için 4.5 yıldır iktidarda olan AKP yöneticilerinin mal varlıklarındaki artış denetlenemeyecek. Siyasi etik komisyonu: Öneri ile milletvekilleri ve dışarıdan atanan bakanlar kurulu üyeleri ile ilgili olarak saydamlık, tarafsızlık, dürüstlük, hesap verebilirlik, kamu yararını gözetme gibi etik ilkelerin belirlenmesi ve bu doğrultuda görev yapmak üzere Meclis’te milletvekillerinden oluşacak bir ‘Siyasi Etik Komisyonu’ kurulacak. Ancak öneri bu yasama döneminde yasalaşsa bile, komisyonun kurulması fiili olarak ancak gelecek yasa döneminde mümkün olabilecek. Zebari: Kerkük Türkiye’nin kenti değil ? Dış Haberler Servisi Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, Türkiye’nin Kerkük politikasını eleştirdi. Zebari, Kerkük’ün Türkiye’nin bir kenti olmadığını ve Kerküklülerin Irak Anayasası ile kendi sorunlarını çözebileceğini söyledi. Zebari, Türk yetkililerinin son dönemde Kerkük’le ilgili yaptığı açıklamaları Irak’ın içişlerine müdahalesi olarak değerlendirdiklerini belirtti. Hiç kimsenin Irak’ın içişlerine karışmasına izin vermeyeceklerini söyleyen Hoşyar Zebari, “Türkiye’nin bu tür olumsuz tutumlardan vazgeçmesini bekliyoruz” diye konuştu. Sezer: AKP yönlendiriliyor DSP Fatih ilçe örgütünün düzenlediği Aşure Günü’nde partililerle bir araya gelen Genel Başkan Zeki Sezer, yedi yüzyıl önce Horasan erenlerinin Anadolu’da aydınlanmayı gerçekleştirdiğini belirterek, “Alevi ve Bektaşiler laikliğin güvencesi olduğu kadar, Alevi ve Sünni kardeşliğinin de önde gelen güvencesidir” dedi. Sezer, Anadolu’daki kültür ve inanç çeşitliliğinin “zenginlik” olduğunun altını çizerek, “Ne Alevileri, Bektaşileri, ne de Kürtleri azınlık olarak göstermeye kimsenin hakkı da haddi de yok” diye konuştu. AKP iktidarının birtakım odaklar tarafından yönlendirildiğinin altını çizen Sezer, hiç kimsenin Türkiye’yi “adı ak, kendi kara” AKP iktidarına bakarak yanlış değerlendirmemesi gerektiğini kaydetti. CHP’li Özülkü’ye ihraç kararı ? ADANA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’nin son yerel seçimlerde Adana büyükşehir belediye başkan adayı olan Bülent Özülkü, CHP İl Başkanlığı tarafından iki yıl geçici ihraç talebiyle sevk edildiği İl Disiplin Kurulu’nca partiden ihraç edildi. Özülkü geçen yıl da İl Disiplin Kurulu tarafından partiden ihraç edilmiş, Yüksek Disiplin Kurulu ise ihraç kararını iptal ederek Özülkü’ye kınama cezası vermişti. ABD’de bulunan Büyükanıt, Başkan Yardımcısı Cheney ile de bir araya gelecek Eczacılar biraz çalışsın doktor olsun... TBMM Genel Kurulu’nda “torba yasa” diye anılan tasarı üzerindeki görüşmeler sürerken bazen son derece ilginç fikirler de ortaya atılıyor. AKP’li Ahmet Yaşar, “eczacı fazlalığı” ve “doktor azlığı” sorunu için bir çözüm önerdi: “Eczacıları belirli bir süre eğitime tabi tutarak, eczacılık fakültesinde görmediği dersleri, tıp fakültesindeki, daha doğrusu okutulan dersleri kısa sürede alarak... Bakın, kısa sürede onları telafi ederek yanlış anlaşılmasıntıp fakültesinde ne okunuyorsa, onların hepsini yeni bir eğitimle, iki yıllık, iki buçuk yıllık, gerekirse üç yıllık bir eğitimle alarak eczacıların ve diş hekimlerinin, isteyen diş hekimlerinin çok kısa sürede sağlık sektörüne kazandırılacağını, onların pratisyen hekim veya aile hekimi olarak mezun edilebileceğini düşünüyorum.” CHP Manisa Milletvekili Nuri Çilingir, “Kasap mı yetiştireceğiz? Böyle şey olur mu?” diye itiraz ederken Yaşar sözlerini sürdürdü: “Temaslarda bulundum, herkes de sıcak bakıyor. Bunu yaptığımız takdirde,Türkiye’de ikiüç yıl içerisinde belki sisteme 1015 bin tane ilave hekim katabiliriz diye düşünüyorum ve bunu çok önemsiyorum.” Bu öneri CHP’nin “Prof. Dr.” sanını taşıyan doktor milletvekillerinden Mehmet Uğur Neşşar’ı çileden çıkardı: “AKP’ye kaydolanlara da tıp diploması verelim.” Ancak Yaşar yılmadı: “Meslek taassubunu bir yere bırakmamız lazım. Tıp fakültesi açılsın, diyoruz, doktorlar ayağa kalkıyor. Eczacılar doktor olsun, diyoruz, doktorlar ayağa kalkıyor. Yahu, uzmanlaşma fazlalaşsın, TUS sınavlarının önünü açalım, diyoruz yine doktorlar ayağa kalkıyor. “ Anavatan Partisi Erzurum Milletvekili İbrahim Özdoğan da, “bir eczacı olarak” öneriye tepki gösterdi: “Sayın Ahmet Yaşar’ın eczacıları doktor yapma hadisesi, hakikaten eczacılara hakaretten başka bir şey değildir. Eczacıdan doktor olamayacağı gibi doktordan da eczacı asla ve katiyetle olmaz. Hem eczacılara hakaret etmiştir hem de diş hekimlerine hakaret etmiştir.” Gündem Kerkük ve PKK ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün Ankara’ya gelmesinin 1 gün ardından, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt da ABD’ye makamdaşının davetlisi olarak ziyarette bulunuyor. Büyükanıt’ın çantasında, başta Kerkük olmak üzere PKK, sözde Ermeni soykırımı, Kıbrıs ve İran konuları yer alıyor. ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Peter Pace’in resmi konuğu olarak ABD’ye giden Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney ile de bir araya gelecek. THY uçağıyla İstanbul’dan dün saat 11.20’de New York’a hareket eden Orgeneral Büyükanıt, yarın Washington’a geçerek Türk büyükelçiliğinde verilecek resepsiyona katılacak. Edinilen bilgilere göre Türkiye Büyükelçisi Nabi Şensoy’un ev sahipliğinde Washington’daki büyükelçilik binasında yarın akşam verilecek resepsiyonda dımcısı Eric Edelman ve Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Peter Schoomaker ile bir araya gelecek. 16 Şubat Cuma günü bir düşünce kuruluşunun toplantısında konuşacak olan Orgeneral Büyükanıt’ın, aynı gün temaslarının Downer Ankara’da ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Avustralya Dışişleri Bakanı Alexander Downer, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül’ün resmi davetlisi olarak Ankara’ya geldi. Downer, bugün başlayacağı temasları çerçevesinde Gül’ün yanı sıra Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve TBMM Başkanı Bülent Arınç ile bir araya gelecek. Eski TBMM Başkanı ve NATO’nun Afganistan’daki eski yüksek sivil temsilcisi Hikmet Çetin ile de görüşecek olan Downer, temaslarının ardından öğleden sonra Ankara’dan ayrılacak. ? Orgeneral Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın ABD’de yapacağı temasların ağırlık noktasının Türkiye ile ABD arasındaki askeri ilişkiler bağlamında, öncelikle Irak olacağı kaydediliyor. bölgedeki Türk toplumundan 750’ye yakın davetli katılacak. Büyükanıt, 14 Şubat Çarşamba günü Dick Cheney, 15 Şubat Perşembe Pentagon’da Orgeneral Pace, ABD Savunma Bakan Yarsonunda basın toplantısı düzenlemesi öngörülüyor. Orgeneral Büyükanıt’ın yapacağı temasların ağırlık noktasının Türkiye ile ABD arasındaki askeri ilişkiler bağlamında, önce likle Irak olacağı kaydediliyor. Özellikle Kerkük ve ülkenin kuzeyindeki PKK varlığına karşı mücadelenin ziyaretin gündemini oluşturması bekleniyor. Büyükanıt’ın, Türkiye’nin Irak’ın toprak bütünlüğü ve siyasi birliği konularındaki hassasiyeti ile Irak’ta son dönemde yaşanan şiddet olaylarını gündeme taşıması da söz konusu olacak. Büyütanıt’ın ziyaretinin diğer gündem maddeleri arasında Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile Pentagon arasındaki askeri işbirliği, savunma sanayii işbirliği ve ABD Temsilciler Meclisi’nde gündeme gelen soykırım yasa tasarısı, İran ve Kıbrıs konuları ile NATO’nun yeniden yapılandırılması konuları da bulunacak. TÜRK SAĞLIKSEN DAVA AÇTI BAŞBAKAN ERDOĞAN Sağlıkçılar mesaiyi yargıya taşıdı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk SağlıkSen, sağlık hizmetleri sınıfında görev yapan personelin haftada 45 saat olan çalışma süresinin diğer kamu çalışanları gibi 40 saat olarak düzenlenmesi için Ankara İdare Mahkemesi’ne dava açtı. Türk SağlıkSen’in bir süre önce Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne yaptığı başvuruda, “Sağlık hizmetleri sınıfındaki personelin haftalık 45 saat olarak düzenlenen çalışma sürelerinin, diğer kamu görevlileri gibi 40 saat olması gerektiği, aksi uygulamanın anayasanın 10, 17, 49 ve 50. maddeleri ile Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 1977 tarih ve 149 sayılı Sağlık Çalışanları Sözleşmesi’nin 6. maddesine aykırı olduğu’’ belirtildi. Söz konusu genel müdürlüğün başvuruya olumsuz yanıt vermesi üzerine, Türk SağlıkSen konuyu yargıya taşıdı. Türk SağlıkSen Genel Başkanı Önder Kahveci, “Biz bu haksızlığı birçok platformda dile getirdik ve çözüm istedik. Sağlık Bakanlığı’na yazı yazarak, Bakan Recep Akdağ ile görüşerek bu durumun düzeltilmesini istedik. Fakat bugüne kadar olumlu gelişme yaşanmadı. Davanın sağlık çalışanları lehine çözümleneceğine inanıyoruz’’ dedi. ‘Trabzon’un bu işlerle ilgisi yok’ AHMET ŞEFİK ‘Yabancı kadın milletvekili ithal edilsin’! “Yabancı doktor” kapısını açan tasarının görüşmeleri sırasında CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman konuya değişik bir açıdan yaklaştı: “Yasanın gerekçesinde, işte, ülkemizdeki hekim sayısı yeterli değil, Avrupa’daki ülkeler arasında sonuncu sıradayız, tıp fakültelerinin bugünkü kapasitesiyle bu açık kapatılamaz, Avrupa ortalamasına ulaşılamaz, savlarıyla, yabancı doktorların önü açılmalı, deniyor. Şimdi, ülkemiz, hangi konuda Avrupa ülkeleri arasında sonuncu sırada değil ki. Hemen bir örnek verelim: Bakın, parlamentolardaki kadın milletvekili oranlarıyla da sonuncu sıradayız, hem de açık arayla sonuncu sıradayız. Niçin yabancı kadın parlamenter ithalatının önünü açmıyorsunuz? Latife bir yana, Türk kadınının siyasete katılımını artırmak için herhangi bir yasal düzenleme yapmıyorsunuz.” CHP Denizli Milletekili Mehmet Neşşar, “Bu ithal doktor hazırlıklarıyla beraber Türkî cumhuriyetlerden belirli tarikatların eğitiminden geçmiş, onlar tarafından okutulmuş 5 bin tane doktorun ülkeye getirilmek için bekletildiğine dair bir istihbarat aldım. Bu, doğru mudur? Bu tarikatlar acaba hangileridir? Acaba bu tarikatların listesini sizden yazılı olarak almam mümkün mü” diye sordu. Hükümet sıralarında oturan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bu soru üzerine “Doğrusunu isterseniz, ben bunu duyunca, Sayın Neşşar gerçekten bir soru mu soruyor, yoksa akşam bize gördüğü bir kâbusu, bir rüyayı mı soruyor, ondan emin değilim” demekle yetindi. Neşşar da yerinden, “ ‘Kâbus’ dediğiniz için teşekkürler Sayın Bakan” karşılığını verdi... Alevilerden seçim hazırlığı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Selahattin Özel, Türkiye’de siyasetin direksiyonunun sola dönmesi gerektiğini söyledi. Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Genel Başkanı Turgut Öker ise, “Siyasetteki tercihimizi belirlemek amacıyla seçimden önce Türkiye çapında referandum yapmayı planlıyoruz’’ diye konuştu. TRABZON Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumanın yolu hukuk devletinden geçiyor. Kendilerini kanunların üstünde, hukuktan bağımsız görenler varsa bunlar kesinlikle yanılgı içindedir. Hiçbir illegal oluşumun kamu düzenini bozmasına izin vermeyeceğiz” dedi. Trabzon’da sivil toplum örgütü temsilcileri ve partililerin de bulunduğu bir toplantıya katılan Erdoğan, Trabzon’un cinayetlerle gündeme gelmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirerek bu tür olayların bir şehre mal edilme sinin yanlış olduğunu kaydetti. Erdoğan, “Her ilden bu tür insanlar çıkar. Trabzon ‘un bu işlerle bir ilgisi yok” dedi. Erdoğan, isim vermeden CHP lideri Deniz Baykal’ın Hrant Dink cinayeti ile ilgili değerlendirmelerine de tepki gösterdi. Erdoğan, “Son günlerde bazı siyasetçiler açıklamalar yapıyor. Kimi jandarmayı övüyor, kimi emniyeti yeriyor. Kimse birkaç kişi üzerinden devleti tahrip etmesin. Devlet kuruluşları, güvenlik güçleri el ele, omuz omuza ellerinden geleni yapıyor. Kimse bunlar üzerinden çatıştırma gayreti içine girmesin. Hiçbir siyasetçinin buna hakkı yok” diye konuştu. Türey Köse, Emine Kaplan [email protected] CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle