27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 ARALIK 2007 ÇARŞAMBA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y K Y Y Y Y Y Y Y 9 6 11 7 14 11 13 12 12 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y PB B Y K Y B Y 15 18 16 16 10 5 7 3 18 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y B B B PB PB PB PB 15 15 9 12 6 10 4 5 0 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Bütün bölgelerimiz parçalı çok bulutlu, Marmara, Ege, Akdeniz, İç Anadolu’nun güney ve batısı, Batı Karadeniz, Doğu Anadolu’nun güneybatısı ile Samsun, Çorum, Amasya, Gaziantep, Adıyaman ve Kilis çevreleri yağışlı geçecek. Yağışlar Marmara, Ege, Akdeniz, İç Anadolu’nun güney ve batısı ile Bolu ve Düzce çevrelerinde etkili olmak üzere yağmur, Trakya ile kuzey Ege’nin iç kesimlerinde karla karışık yağmur şeklinde olacak. Hava sıcaklığı kuzeybatı kesimlerde 35 derece azalacak. DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih K K K PB PB PB PB PB Y 4 3 4 14 10 12 10 11 8 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y PB PB Y PB Y PB Y Y 13 9 16 8 8 7 13 12 10 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Stockholm K 1 PB 8 PB 10 PB 9 Y 6 PB 5 B 8 PB 22 Y 16 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Çok bulutlu Yağmurlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada bir celallendi hem de övündü. Muhalefete bir güzel saldırdı. Ona göre muhalefet susmalı, hükümetin (yani bulunmaz Hint kumaşı RTE’nin) yapacağı uygulamaları ve tabii PKK terörü ile ilgili kararlarını alkışlamalı! Aklı başında bir kısım basın ve bir kısım muhalefet RTE’yi anlamıyor. Bir kısım muhalefet durmadan vır vır ediyor. Aklı başında bir kısım basın da sürekli olarak şehitler diyor, eleştiriyor. Hükümet bir türlü neden harekete geçemiyor diyor, RTE’ye yükleniyor. Gelmiş geçmiş en böyyük Başbakan’a bu kadar baskı, eleştiri reva mı? Elbette değil. İlk nokta atışından sonra bakın ne dedi Cumhuriyetin gördüğü en böyyük Başbakan: “….TSK, gereken önlemleri alıyor!...” Kuşku yok, erinden orgeneraline kadar TSK’nin bütün mensupları yaz kış, gece gündüz sınırlarımız içinde ve sınır ötesindeki terörün varlığını sona erdirmeye canla başla çalışıyor. Sorun bu değil. Sorun RTE ve hükümetinin askerin yıllardır süregelen sınır ötesi operasyonu zorunlu gören kamuoyu önündeki açık kapalı savaşımına dün ne kadar bugün ne ölçüde katkıda bulunduğu… ??? Asker, yıllardır terörün başını ancak sınır ötesi operasyonlar, hatta harekât ile ezebileceğini söyledi. Hükümet kös dinledi. ABD izni olmadan Güneydoğu sınırından Irak topraklarına burnunu bile uzatamadı. Ustaca ve sık sık kullandığı cartlı curtlu üslubuyla RTE, ABD’den izin almadan parmağını oynatamayacağını söyleyen muhalefete, yazan aklı başında bir kısım basına yüklendi ve fakat: Başkan Bush’tan izin almadan sınırdan sınıra topçu atışlarına bile yeşil ışık yakamadı. Beyaz Saray’dan muzaffer bir komutan edasıyla çıktı. “Göreceksiniz neler olacak” dedi. Olanları gördük. ABD bize anlık istihbarat vererek PKK’yi yuvalarında vurmamızı sağlayacaktı. Ne ki, Kürt’ün Kürt’ü vurma döneminin artık arkada kaldığını söyleyerek PKK’ye destek veren Barzani’ye dokunmamak şartıyla. Peki, ne yapacaktık? ABD istihbarat verecek, biz de oraları topçularımızla, Cobra helikopterlerimizle dövecektik. ??? Herhalde Amerika’nın verdiği istihbaratla vurulan barakalarda teröristler var mı yok mu hâlâ meçhulPKK kamplarının bulunduğu Türk sınırı yakınındaki Irak sınırına helikopterle havadan, topçularımızla karadan nokta atışları yaptık. Yüze yakın teröristin öldürüldüğü rivayet olundu. Ancak, ilk nokta atışının sonuçları bilinmiyor, öğrenilemedi. Genelkurmay bile nokta atışını doğruladı ama, alınan sonuçları bildirmedi. Bir kez daha anlaşıldı ki biz, K. Irak’a, bu topraklarda dağınık biçimde yaşayan PKK’ye geniş bir harekât yapamayacağız! ??? ABD, içeride kararsızlığı nedeniyle harekete geçemeyen RTE’yi toplumdan yükselen yoğun ve ağır eleştiriden kurtarmak ve Başbakan’ın kamuoyuna yeterince çalım atabilmesi için örgütü düşman ilan etti ve nokta atışlarıyla operasyon yapamamaktan şikâyetçi olan toplumun ağzına bir parmak bal çaldı. Irak topraklarında kara harekâtı yapmamıza olanak tanınmadığına göre, bundan sonra nokta operasyonlarına topçularımızla, jetlerimizle devam edebiliriz. Yarınlarda askere hükümetin verdiği direktifin içeriği ortaya çıktığında artık sınır ötesi operasyonların güdük çapı da ortaya çıkacaktır. Yukarıdaki öyle, aşağıdaki “kardeşi” böyle… Gel de gerçeği yüzde 47’ye tabii anlatabilirsen anlat! ‘Yetkinin gereği yapılacak’ Arnavutluk’un askeri ve milli günü nedeniyle verilen resepsiyona katılan Orgeneral Büyükanıt ‘Acılar içimizde yaşadıkça mücadele azmimiz de o kadar artacak’ dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, “TSK’ye terörle mücadele konusunda yetki verilmiştir. Bu yetkinin gereklerini de TSK yerine getirecektir. Bu inancımı dile getirmek istiyorum. Bu acılar içimizde yaşadığı sürece mücadele azmimiz de o kadar artacak” dedi. Orgeneral Büyükanıt, Arnavutluk’un askeri ve milli günü dolayısıyla Swissotel’de düzenlenen resepsiyonda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Büyükanıt, Şırnak’ta bir şehit verildiği anımsatılarak soru sorulması üzerine: “Böyle günlerde ben sosyal faaliyetlere katılmıyorum. Ancak Arnavutluk ile çok yakın ilişkilerimiz var. Arnavutluk Genelkurmay Başkanımız çok yakın bir kardeşim, arkadaşım. Benden yaşça çok küçük. Ama o Arnavutluk’ta düzenlenen bu tür Türkiye’nin milli günlerinin hepsine katıldı. Ona MALATYA KATLİAMI Zanlının hastane kayıtları imha edilmiş HİLAL KÖSE ŞIRNAK’TA ÇATIŞMA: 1 YÜZBAŞI ŞEHİT ? Baştarafı 1. Sayfada Küpeli Dağı bölgesinde, kış hazırlıklarını sürdüren ve güvenlik güçlerine yönelik eylem arayışında bulunan bir grup PKK terör örgütü mensubuna yönelik olarak, 4 Aralık 2007’de operasyon gerçekleştirilmiştir. Operasrasyon sırasında Küpeli Dağı bölgesindeki bir sığınakta teröristlerle sıcak temas sağlanmıştır. Güvenlik güçlerinin teslim ol çağrılarına teröristlerin ateşle karşılık vermesi sonucu meydana gelen çatışmada, dördü kadın ikisi erkek olmak üzere, toplam altı terörist silahlarıyla vefa borcumu ödemek istedim. O da beni ağabeyi gibi seven bir insan.Tabii bugün (dün) bir şehit verdik bir operasyonda... Maalesef görevlerimiz bazen o acımızı içimize gömmemizi gerektiriyor. Şehidimizin acısı içimde şu anda canlı. Bu şehidimize rahmet, ailesine sabırlar diliyorum. Şehidin rütbesi yok. Er, erbaş, uzman, astsubay, birlikte etkisiz hale getirilmiştir. Ayrıca, teröristlere ait sığınakta bol miktarda erzak ve örgütsel doküman ele geçirilmiştir. Etkisiz hale getirilen teröristlerin, 7 Ekim 2007’de bir astsubay ile 12 eri şehit eden terörist gruba mensup oldukları değerlendirilmiştir. Çatışmada bir subayımız şehit olmuştur.” Öte yandan Hakkâri’nin Çukurca ilçesi Dersinki bölgesindeki askeri mevzide havan mermisinin patlaması sonu 1 asker şehit oldu, 6 asker yaralandı. Yaralı askerlerden 2’sinin durumunun ağır olduğu öğrenildi. yükanıt, “Evet teröristler de öldü. İsterse on bin terörist ölsün, bir tane Mehmetçik şehit olmasın, ama bu mücadelenin kaderinde var. O acıyla yaşanıyor. Arnavutluk Cumhuriyeti’ne duyduğum, Genelkurmay Başkanı’na duyduğum saygı ve sevgi beni buruya getirdi. Kolay kolay başka bir yere gitmek de mümkün değildi” değerlendirmesini yaptı. Büyükanıt, TSK’ye terörle mücadele konusunda yetki verildiğini belirterek “Bu yetkinin gereklerini de TSK yerine getirecektir. Bu inancımı dile getirmek istiyorum. Bu acılar içimizde yaşadığı sürece mücadele azmimiz de o kadar artacak’’ diye konuştu. subay, general... Onların hepsinin acısı aynıdır. O şehidimizin acısını içimize gömüyoruz. Biz hep o acılarla yaşadık, ama davranışlarımızla o hain terör örgütüne prim vermememiz lazım. Ayakta kalmamız lazım.” Operasyonda teröristlerin de öldüğünü, ancak bunun acılarını hafifletmenin yakınına bile yaklaşamayacağını vurgulayan Bü Malatya’da Hıristiyanlıkla ilgili kitaplar basan Zirve Yayınevi’ni basılması ve 3 kişinin boğazının kesilerek öldürülmesine karıştıktan sonra polisten kaçarken yayınevinin bulunduğu kattan atlayarak ağır yaralanan zanlılardan Emre Günaydın’ın tedavi gördüğü hastanedeki kamera görüntülerinin imha edildiği ortaya çıktı. Malatya’da yayınevi baskınında yaşanan “eksik soruşturma” iddialarına kamera görüntülerinin silinmesi de eklendi. Alman uyruklu Tilmann Geske, Uğur Yüksel ve Necati Aydın’ın boğazları kesilerek öldürülmesine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında cumhuriyet savcısı, polisten kaçarken binadan atlayan ve ağır yaralı kaldırıldığı İnönü Üniversitesi Hastanesi’nde tadevi gören Günaydın’ın yattığı hastane odasındaki güvenlik kamerasına ait görüntüleri hastaneden istedi. Ancak hastane başmüdürlüğünden verilen yanıtta, “18 Nisan 2007 ile 16 Mayıs 2007 tarihleri arasındaki kayıtların emniyete verildiği, 30 Mayıs 2007’de de tüm kayıtların temizlenmiş olarak kendilerine teslim edildiği” belirtildi. Emniyet müdürlüğü de “Güvenlik kamera kayıtlarının mevcut teknik olanaklarla media formatına kopyalanamadığından kayıtların bulunduğu HDD’lerin içerisinde bulunan görüntüler imha edilmiş, hastane görevlilerine teslim edilmiştir” denildi. Polis müdürleriyle ilişki... Bu arada, tutuklu sanık Salih Gürler, verdiği ek ifadede cinayetten 2 ay önce İhlas Öğrenci Yurdu’nda kalan Emre Günaydın’ın, kız arkadaşı Didem’in yanında gördüğü bir kişiyi bıçakla yaraladığını, ancak karakolda dosyanın kapatıldığını anlattı. Gürler’in ifadesinde şu bilgileri verdiği ileri sürüldü: “Günaydın, Didem’in yanındaki kişiyi yaraladıktan sonra bana ‘Yurtta buluşalım’ dedi. Cuma Özdemir, ben ve Emre, Sümer Karakolu’na gittik. Emre karakola girdi. Karakolun kapısında bir polisle görüştü. Çıkışta bize ‘Dosya kapandı adam beni tanımıyormuş’ dedi. Polis müdürleri, amirleriyle oturup kalktığını söylüyordu. Karakolda bir şey yapılmadığını görünce, söyledikleri doğru gibi diye düşündüm.” Gürler ifadesinde yayınevini de Günaydın’ın talimatıyla bastıklarını ileri sürdü. Gürler, eylemin önce 20 Nisan’da yapılmasının planlandığını, ancak Emre’nin kendisine eylemin 18 Nisan’a “alındığını” söylediğini belirtti. Sanık Günaydın’ın 15 Mart12 Nisan 2007 tarihleri arasında bir MHP il genel meclisi üyesine kayıtlı telefonla 18 görüşme yaptığı, diğer sanıkların da savcı, özel harekâtçı, öğretmen ve milletvekili adayıyla görüşme yaptığı, ancak soruşturma dosyasında bu bilgilerin bulunmadığı belirlenmişti. Wilson ile ilginç diyalog Resepsiyona Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ergin Saygun ile çok sayıda üst düzey generalin yanı sıra, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson da katıldı. Büyükanıt önce yanına gelen İran’ın Ankara Maslahatgüzarı ile konuştu. Ardından Büyükanıt’ın yanına Wilson geldi. Büyükanıt, Wilson ile resepsiyon salonunda daha az insanın bulunduğu tarafa doğru yönelirken etraflarını ise bir koruma ordusu çevirdi. Sohbet yaklaşık 5 dakika sürdü. Orgeneral Büyükanıt, yanına gelen ABD Büyükelçisi Wilson ile resepsiyon salonunda daha az insanın bulunduğu tarafa doğru yönelirken etraflarını koruma ordusu çevirdi. Sohbet yaklaşık 5 dakika sürdü. Türban gelenekçi anlayıştan siyasallaşmaya doğru hızla yön değiştiriyor Yeşil arazide uygun adım MEHMET FARAÇ Kamuoyu araştırmaları, siyasal İslamın simgesi haline gelen türbanın AKP’nin 5 yıllık iktidarı döneminde nasıl yaygınlaştığını bir kez daha çarpıcı rakamlarla ortaya koyuyor! Cumhurbaşkanından başbakanına, bakanlardan bürokratlara kadar eşleri türban takan devlet yöneticileri tarikat ve siyaset kıskacındaki gençleri hem özendiriyor hem de cesaretlendiriyor. AKP’li Burhan Kuzu’nun türban konusunda anayasada düzenleme yapılacağını söylemesi de, tesettür furyasına inanç ya da siyaset uğruna katılanların kimlerden icazet aldığını gösteriyor! KONDA’nın yaptığı ve Milliyet gazetesinde dün ikinci bölümü yayımlanan türban araştırmasında son dört yılda “dini gerekçelerle örtünenlerin yüzde on oranında arttığına” dikkat çekildi. Araştırmada gelenek ve görenek gerekçesiyle örtünenlerin 2003’ten bu yana yüzde 19.2’den 13.7’ye gerilemesi türbanın siyasallaşmanın sembolü olduğu yolundaki yaygın kanıyı pekiştirdi. Türban gelenekçi anlayıştan siyasallaşmaya doğru hızla yön değiştiriyor. AKP’nin son 5 yıldaki tarikatsiyaset eksenli kadrolaşması bu değişime hız kazandırıyor, yön veriyor. AKP türbanın önünü açtıkça siyasal ranttan payını artırıyor. Siyasal İslamcılar kemikleşmiş bir taban yaratma uğruna sıkmabaşın yaygınlaşmasından nemalanıyor! Son beş yılda siyasetçilerin yanı sıra, bürokratlar ve devleti yönetenler de bu furyaya büyük katkı sunuyor. Eşi türbanlı binlerce devlet yöneticisi tesettürün yaygınlaşmasına zemin hazırlıyor. Türban kullananların oranının son 4 yılda dört kat artması bürokrasinin her kademesinde örgütlenen tarikatların 5 yıldır yürüttüğü bir planın son aşamaya geldiğini de kanıtlıyor. Devlet yöneticileri eşleri aracılığıyla tesettürü sıradanlaştırırken, bürokratlar kullanımına göz yumarak türbanın kamuda yasallaşmasına psikoloijik ortam yaratıyor. AKP ise özendirme ve desteğin yanı sıra sorunu bir dayatma haline getirerek anayasada çözmek istiyor. Türbandaki artışın en büyük nedenini işte bu planlı ancak suni yükseliş oluşturuyor. zisini Fethullahçı bir vakfa yok pahasına veren Akbulut’u göklere çıkardı. Ancak o bununla yetinmedi ve Konya’da görevliyken Erbakan’ın seçim otobüsüne çıkmaya bile cesaret edebildi! Çıkış o çıkış, Akbulut türbanı anayasaya sokmak isteyen AKP’nin Tekirdağ milletvekili oldu!.. ANAP iktidarlarıyla başlayan ve REFAHYOL döneminde zirveye çıkan, kadın eli sıkmayan kaymakam ve valiler, türban operasyonun içine eşlerini de sokarak işte böylesine etkin biçimde rol aldı! KONDA’nın araştırmasında devlet memurlarının başını örtmesini isteyenlerin oranının yüzde 62.6’dan yüzde 68.9’a yükselmesini biraz da bu pencereden görmek gerekiyor!.. AKP dönemindeki tesettür furyası salt Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının Milli Görüş’ten gelen ideolojilerini devlete enjekte etmekteki pervasızlıklarından kaynaklanmadı. Bu pervasızlığı tetikleyen dayatma, laik devlette, AKP ideolojisi ve mahalle baskısıyla sıkıştırılan kadınları seçeneksiz bıraktı! Bu çaresizlik 22 Temmuz seçimlerinin ardından yapılan türban araştırmasında şeriatçı kesimleri gülümseten sonuçlar çıkmasında etken oldu! Ülke yönetiminin en azından önümüzdeki 4 yıl için de AKP’de olması, çıkış yolu arayan gençliği sadece muhafazakâr bir yaşama değil, türban üzerinden siyasallaşmaya da yöneltti. KONDA’nın araştırması gösteriyor ki, genç kesim kıyafet tercihiyle salt araziye uymadı, türban üzerinden yürütülen siyasallaşmaya da ayak uydurdu! ABD DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI ‘Türkiye’nin yeşil ışığa ihtiyacı yok’ ELÇİN POYRAZLAR WASHINGTON ABD Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’nin Kuzey Irak’ta barınan terör örgütü PKK ile mücadele konusunda, “Türk hükümeti eylemleri için ABD’den yeşil ya da kırmızı ışık almaz” açıklamasını yaptı. ABD Dışişleri Bakanlığı günlük basın toplantısında Türkiye’nin Kuzey Irak’ta PKK’ye karşı düzenlediği operasyona yönelik soruyu yanıtlayan sözcü Tom Casey, “Türk hükümeti diğer müttefik ve dostlarımız gibi eylemlerine yönelik ABD’den yeşil ya da kırmızı ışık almaz” şeklinde konuştu. “Türkiye operasyonu ulusal güvenlik endişelerine ve hepimize yönelik ortak bir tehdit olan PKK’ye karşı gerçekleştirdi” diyen Casey, PKK’nin ortadan kaldırılmasını “ortak hedef” olarak niteledi. ABD’nin daha önce Türkiye’nin sınır ötesi operasyon düzenlememesi yönündeki çağrılarının anımsatılması üzerine Casey, “büyük çaplı askeri harekâtlar konusunda tutumumuz değişmedi” dedi. CUMHURBAŞKANI GÜL Süreci bilmeden konuşmuş FIRAT KOZOK Bir valinin yaptıkları Bürokratların türban furyasına nasıl önayak olduğunu göstermek açısından Ziyaettin Akbulut örneği çok çarpıcıdır. Akbulut 1990 yılında Urfa’ya vali olarak atandığında okullarda ve bürokraside bir tek türbanlı yoktu. Ancak öğretmen olan eşi Adviye Akbulut derslere tesettürle girince Urfa bürokrasisi devlet eliyle yürütülen türbanlılaştırma oparasyonuna teslim olmak zorunda kaldı! Bürokrat eşleri konumlarını koruma ve yükseliş uğruna Adyive Akbulut’u örnek aldı. Türban ilkokullardan hastanelere kadar kamunun tüm birimlerinde hızla yaygınlaştı. Hatta Nurcu Prof. Servet Armağan’ın rektörlüğü döneminde Adviye Hanım’a yüksek lisans olanağı tanınınca tesettür Harran Üniversitesi’nde neredeyse üniforma haline geldi! Zaman gazetesi ise devletin trilyonluk ara 1. KOŞU: F: Sonperde (1), P: Şamil (3), PP: Tekinkılıç (5), S: Ümit Burnu (4). 2. KOŞU: F: Eylülüm (4), P: Ömerbey (1), PP: Demirtepe (8), S: Yeltekin (10). 3. KOŞU: F: Nikulas (4), P: James Coldback (3), PP: Haydi Kartal (2), S: Sisli Kır (12). 4. KOŞU: F: Two Eyes (7), P: Scarlet Rock (6), PP: Babahalid (1), S: Golden Touch (3). 5. KOŞU: F: Cadillac Jack (4), P: Monte Carlo (8), PP: Shaaquir (3), S: Umut Yolu (1). 6. KOŞU: F: Evreka (5), P: Hugara Mugara Hu (4), PP: Ercişbeyi (1), S: Babişko (3). 7. KOŞU: F: Elçibey (5), P: Çetinyiğit ALTILI GANYAN (1), PP: Seferi (7), S: Zeytinbey 7 4 5 5 8 13 (4). 8. KOŞU: F: Girlie (8), P: 6 8 4 2 15 Bold Power (2), PP: Selender (12), 1 3 1 1214 S: Grand Slamas (3). 9. KOŞU: F: 3 3 3 Buteur (13), P: Legacy (15), PP: 8 2 Başola (14), S: Saygıdeğer (4). Ayağının tozuyla 7 yasayı onayladı ? Baştarafı 1. Sayfada 30 olacak. Adalet Bakanlığı tarafından 15 Ekim 2006 tarihinde yapılan idari yargı hâkimi adaylığı yazılı sınavını kazanan, ancak mülakatta başarısız sayılanlar, bu yasa hükümlerine göre yeniden mülakata alınacak. Yasa ile AKP 4 bin 62 hâkim ve savcı atayabilecek. Gül’ün onayladığı bir diğer yasa olan Türkiye Futbol Federasyonu Yasası ile federasyon başkanının seçimine karar verme yetkisi genel kurula bırakılıyor. Tasarının yürürlüğe girmesinden itibaren 30 gün içinde genel kurula gidilecek. AKP’nin Haluk Ulusoy yönetimini değiştirmeyi hedeflediği belirtiliyor. “Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İzleme Kurulları Yasası’nda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yasa’’, başkanla birlikte 5 asıl ve 3 yedek üyeden oluşacak izleme kurullarında asıl üyelerden en az 1’inin kadın olmasını düzenliyor. Gül ayrıca, “Gülhane Askeri Tıp Akademisi Yasası’nda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yasa’’ , “Türk Silahlı Kuvvetleri Hasta Besleme Yasası’’, “Askerlik Kanunu ile Yedek Subaylar ve Yedek Askeri Memurlar Yasasında Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yasa’’ ve “Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Yasal Yön ve Kapsamına İlişkin Yasa’’yı da onayladı. ANKARA Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Osmangazi Üniversitesi rektör adaylarından birisi hakkında “Eşi kara çarşaflı ihbarı geldi” açıklamasına konu olan dosyanın YÖK’ten değil Cumhurbaşkanlığı Kanunlar Kararlar ve Hukuk İşleri Başkanlığı’ndan geldiği öğrenildi. Gelen ihbarların Cumhurbaşkanı’na bilgi amacıyla sunulduğu belirtilirken, Gül’ün süreci bilmeden açıklama yaptığına işaret edildi. Rektörlerin atanması sürecinde, üniversitelerde yapılan seçimlerde ilk altı sıraya yerleşen adaylar YÖK’e bildiriliyor. YÖK ise bu adayları 3’e indirerek, haklarında hiçbir yorum yapmadan Cumhurbaşkanı’nın onayına sunuyor. YÖK de 11 Temmuz’da yapılan Genel Kurul toplantısının ardından aynı gün ilk 3 sırada yer alan adayları Cumhurbaşkanlığı’na gönderdi. Alınan bilgiye göre bu süreçte adaylarla ilgili çok sayıda ihbar mektubu Köşk’e gönderildi. İhbarlar, Kanunlar Kararlar ve Hukuk İşleri Başkanlığı’nda toplandı. Gül’ün Cumhurbaşkanı olmasının ardından YÖK’ün gönderdiği üç isim, ihbar mektuplarıyla birlikte kendisine sunuldu. Mektuplardan birinde, ikinci sırada yer alan Prof. Tekin’in eşinin kara çarşaflı olduğu ileri sürüldü. Genel uygulamaya göre Cumhurbaşkanı gerekli görmesi durumunda Köşk’e gelen ihbarlarla ilgili araştırma yaptırıyor. Gül de ihbarlar arasında yer alan Tekin’in eşiyle ilgili iddialar üzerine araştırma yapılmasını istedi. Araştırmada Tekin’in bekâr olduğu ortaya çıkınca Gül, Tekin’i 6 Eylül’de rektör olarak atadı. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle