18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 ARALIK 2007 PAZARTESİ 4 HABERLER TBMM’nin yeni yılda ilk gündemi sigara yasağı: Açık alanlarda ve barlarda da içilmesi yasaklanacak 2000’Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Tiryakiye hayat zorlaşıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nun yeni yılda ilk gündem maddesi, sigara yasağını genişleten yasa önerisi olacak. Önerinin kabul edilmesiyle ilk kez açık alanlarda da sigara yasağı gelecek; hastanelerin bahçesi, camilerin avlusu, alışveriş merkezleri ve barlarda sigara içilemeyecek. TBMM Genel Kurulu, yılbaşı tatili nedeniyle yarın çalışmıyor. Genel kurulda, 2 Ocak Çarşamba günü, Sağlık Komisyonu Başkanı Cevdet Erdöl’ün, görüşülmesine geçen hafta başlanan Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun’da değişiklik yapan yasa önerisinin görüşmelerine devam edilecek. Sigara yasağının kapsamını ge Her Gün, Yeni Bir Gün... ‘Yeni yıl’ kavramı artık geçerliliğini yitirmiş bir kavramdır. Yıllık değerlendirmeler bir zaman diliminin özelliklerini belirtmekte yetersiz kalıyor. Mevsimlik hatta aylık zaman dilimleri bile değişimleri belirtmekte yetersiz. Artık, ‘Her gün, yeni bir gün’dür. Stratejik planlamalar da günlük değişimleri hesaba katmalıdır. Onun için de ‘2007’nin götürdükleri2008’in getirecekleri’ gibi analizler bize dünü açıklayamayacak, yarını da aydınlatamayacaktır. Görmemiz gerekenler ‘güç kazanan eğilimlergüç yitiren çerçeveler’dir. Dünyada artık değişimler değil, dönüşümler olmaktadır. Duruma böyle bakarsak: 1. Güçlerdeki asimetrik denge değişikliklerinin büyük önem kazandığını görmemiz gerekiyor. 11 Eylül 2001 İkiz Kuleler saldırısı dünyadaki güç dengelerini değiştirmiştir. Avrupa Birliği beklenen güç birikimini sağlayamamaktadır. Çin ve Hindistan güç dengelerini değiştirmektedir. Asya dünya ekonomisinde ön plana çıkmaktadır. Benazir Butto suikastı dünyadaki asimetriyi arttıracaktır. Dünya savaşının yerini bölgesel çatışmalar ve terörist saldırılar almaktadır ve henüz bunun çözümü bulunamamıştır. 2. Piyasa ekonomisinin tüketim ölçekleri büyümeyi sürdürmektedir. Dünyanın her yeri üretim alanları olmakta, gene dünyanın her köşesi, benzer tüketim kalıplarını benimsemektedir. Bu ölçek büyütme işinde en büyük rolü de bilgisayarlar ve internet oynamaktadır. Beklendiğinin tersine, küreselleşme ekonomik eşitsizliği arttırmakta, yerelleşmeyi hızlandırmakta, geleneksel değerleri yükseltmektedir. 20. yüzyıldakinden daha çok din ve mezhep çatışmaları yaşanmakta, etnik köken farklılıkları savaşlara yol açmaktadır. Küreselleşme, evrenselliğe değil yerelleşmeye yol açmaktadır. Dünyadaki güç dengeleri de büyük güçler lehine değişmekte, bu da asimetrik güç kaymasına yol açmaktadır. 3. Dünya refahının görece artmasına karşın umutsuzluk artmaktadır. Dünya kaynaklarının insafsızca yağmalanması, gelir dağılımındaki eşitsizliğin sürekli artması, geleceğe bakışta umutsuzluk yaratmaktadır. En kötüsü, güç zamanlarda sığınılacak adaletin yerini adaletsizliğin almasıdır. İnsanlık kendi geleceğini baltalamaktadır. ??? Neden her gün?.. Artık, dünyanın durumunun düzelmesi için olsun, ülkenin durumu için olsun bir yıllık beklemeler büyük zaman kaybıdır. Herkes her gün kendine şunu sormalıdır: Ben, bugün ülkem ve dünya için ne yaptım? Ben, yarın ülkem ve dünya için ne yapacağım? Kim bugün ve yarın ülkesi ve dünya için bir şey yapıyor ve yapacak? Bugün 31 Aralık 2007. Yarın 1 Ocak 2008. Bir yıl değişiyor ama değişen nedir? Ben bir şey yaparsam, biz bir şey yaparsak her gün değişen bir gün olacak. Ben bir şey yapmazsam, biz bir şey yapmazsak ülkemiz de dünya da gene değişecek ama bizim o değişimde bir rolümüz olmayacak. Yarınların istediğimiz gibi olması için bugün çalışmaya başlamalıyız. Her yıl değil, her gün. Yeni yılınız değil, yeni gününüz başarılı olsun. Başarılı olduğu ölçüde de kutlu olsun ve öyle de olacaktır... email:[email protected] [email protected] www.erdalatabek.com ? Genel kurulda görüşülecek olan Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun’da değişiklik yapan öneri kabul edilirse, kamu hizmet binalarının koridorları dahil olmak üzere her türlü eğitim, sağlık, ticaret, sosyal, kültürel, spor, eğlence ve benzeri amaçlı özel hukuk kişilerine ait olan binaların kapalı alanlarında da sigara içilmesi yasaklanıyor. Öneriyle ilk defa açık alanlarda da sigara içme yasağı getiriliyor. nişleten yasa önerisinde kamu hizmet binalarının koridorları dahil olmak üzere her türlü eğitim, sağlık, ticaret, sosyal, kültürel, spor, eğlence ve benzeri amaçlı özel hukuk kişilerine ait olan binaların kapalı alanlarında, ayrıca taksi hizmeti verenler de dahil olmak üzere, karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolu toplu taşıma araçlarında sigara içilmemesi öngörülüyor. Okulöncesi eğitim kurumlarının, dershaneler dahil olmak üzere ilk ve ortaöğrenim kurumlarının, 18 yaşını doldurmamış kişilere yönelik kültür ve sosyal hizmet binalarının, sağlık hizmetlerinin verildiği kurumların ve ibadethanelerin açık alanlarında tütün ve tütün ürünleri tüketilemeyecek. Sigara yasağı bulunan binalarda, birden çok sayıda kişinin istihdam edildiği çalışma alanlarında, lokantalar ile kahvehane, kafeterya, birahane gibi eğlence hizmeti verilen işletmelerde, şehirlerarası ve uluslararası güzergâhlarda yolcu taşıyan demiryolu ve denizyolu araçlarında tütün ürünleri tüketilmesine mahsus alanlar oluşturulacak. Bu alanlara 18 yaşını doldurmamış kişiler giremeyecek. Otellerde tütün ürünleri tüketilmeyecek. Ancak bu ürünleri tüketen müşterilerin konaklamasına tahsis edilmiş kısımlar oluşturulacak. Açık havada yapılan her türlü spor, kültür, sanat ve eğlence faaliyetlerinin yapıldığı yerler ile bunların seyir yerlerinde tütün ürünleri kullanılamayacak. Statlarda da sigara içilmesine sınırlama getiriliyor. Buna göre, siga ra içilebilecek bölümler, statların açık alanlarında da olacak. Ancak bu tesislerde tütün ürünlerinin tüketilmesine mahsus alanlar oluşturulacak. Tütün ürünleri tüketilmesine tahsis edilen kapalı alanların koku ve duman geçişini önleyecek şekilde tecrit edilmesi ve havalandırma tertibatı yapılması sağlanacak. Temel ceza yasalarına uyum amacıyla çok sayıda yasada değişiklik yapılan yasa tasarısının da bu hafta genel kurul gündemine gelmesi bekleniyor. TBMM Plan ve Bütçe Alt Komisyonu, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’nda değişiklik öngören tasarı üzerindeki çalışmalarına 2 Ocak Carşamba günü devam edecek. 2007 yılının da sonuna geldik. Yarından itibaren tarih atarken 2008 yazacağız. Çocukluğumda “2000 yılını acaba görecek miyim” diye kendi kendime sorardım. Bizim kuşaktan bazı arkadaşlarım ne yazık ki, 2000 yılını da, 2007 yılını da göremedi. 2007 yılı acı başlamıştı. Sevgili Hrant Dink alçakça bir cinayete kurban gitti. Bu yılı onun yokluğuyla ve onun acısıyla geçirdik. Ölüm acısını ancak zaman iyileştirir diye bir söz vardır. Ölümün acısına alışılmaz ama katlanılır da denebilir. Hrant’ın ölümünün acısı, yüreğimin derinlerinde sürekli bir sızı olarak duruyor. Onun ölümü neden böylesine yakıcı ve kalıcı oldu? Neden buna dayanamıyoruz? Neden akşamları yatağa uzandığımda Hrant’ın acısı gelip yüreğime oturuyor? ??? 2007 yılı bu nedenle benim için Hrant yılıydı. Onu yok ettiğimiz yıldı. Hrant, ülkemiz için bir “kutsal emanet” gibiydi. O geçmişimizle Bu Yıl Geçen Yıla Benzemesin... korkusuzca yüzleşmemiz için önemli bir olanak olarak karşımıza çıkmıştı. Ülkemizin binlerce yıllık tarihinden süzülüp gelmiş bir ortak sembol gibiydi. Onun çocukça coşkusu, saf iyimserliği, atılganlığı, herkesin derdini dert edinen paylaşmacılığı, sevgisini ifade ederkenki açık yürekliliği, yitip giden tarihin içinden bize kalmış bir armağan gibiydi. O elimizden düşürdüğümüzde kırılıp dağılacak bir armağandı. Kırılıp dağıldı. 2007 yılına Hrant’la birlikte girmiştik. 2008 yılında Hrant yok... ??? 2007 bir yönüyle acılar yılıydı. Yılın son günlerinde de Benazir Butto, şiddetin, terörün kurşunlarıyla yaşamını yitirdi. Malatya’da üç Hıristiyan, sırf inançları farklı olduğu için, kendi inançlarını savundukları için vahşice katledildiler. Şemdinli davasının sanıkları sivil mahkemeden askeri mahkemeye sevk edildi. Sivil mahkeme onları onlarca yıla mahkum etmişti. Askeri mahkeme serbest bıraktı. 2007 yılı aynı zamanda bir seçim yılıydı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in süresi dolmuştu, ne var ki bir önceki Meclis cumhurbaşkanını seçemedi. Cumhurbaşkanlığı seçimi önemli siyasi gerginliklere yol açtı. 27 Nisan gecesi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin internet sitesinde yayımlanan bildiri, önümüzdeki dönemin nasıl şekilleneceğini anlatan bir dönüm noktası oldu. ??? 22 Temmuz seçimleri, AKP’yi yeniden tek başına iktidara taşırken, bir AKP milletvekilinin de Cumhurbaşkanı olduğu gelişmelerin önünü açtı. Bu seçimin sonucu, Türkiye’de rejim tartışmalarını da beraberinde getirdi. Dünyada ise en önemli gelişme Irak’ın geleceğinin belirsizliği oldu. ABD işgali bölgeye iddia edildiği gibi “demokrasi ve istikrar” değil, şiddet, kargaşa ve ölüm getirdi. En önemlisi terör bölgede daha da yaygınlaştı. ??? 2007 yılının Türkiye açısından bir önemli gelişmesi ise Kuzey Irak’ta konuşlandığı söylenen PKK’nin eylemlerinin dozunu arttırmasıydı. Dağlıca’da 12 askerin öldürülüp 8 askerin kaçırılması, Türkiye’yi derinden sarstı. Türkiye, başta ABD olmak üzere uluslararası alanda büyük bir diplomatik atağa kalkıştı. Bu diplomatik atağın sonucu olarak Türk Silahlı Kuvvetleri sınır ötesi operasyonlara başladı. Bu operasyonlar gölgesinde Türkiye, “Kürt sorunu”nu, bazılarına göre “terör sorunu”nu bir sorun olarak önümüzdeki yıla devrediyor. ??? 2007 yılında TürkiyeAB ilişkileri de pek yolunda gitmedi. Sarkozy’nin Fransa Devlet Başkanlığı’na seçilmesi, Türkiye’ye karşı olan havayı daha da olumsuz yönde etkiledi. Ayrıca, Türkiye 2007 yılında AB’ye uyum açısından atması gereken demokratikleşme adımlarını gerçekleştiremedi. 2008 yılına devrettiğimiz sorunlardan birisi de Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesi oldu. Bu madde hâlâ düşünce özgürlüğünün önündeki engellerden birisi olarak işlevini sürdürüyor. ??? Sonuç olarak 2007, Türkiye’de ve dünyada büyük altüst oluşların yaşandığı, büyük acılara yol açan gelişmelerin meydana geldiği bir yıl oldu. Geçen yıl önümüzde olan sorunların birçoğu da önümüzdeki yıla devroldu. Sorunlarla dolu bir yılı geride bırakırken, yeni bir yılın umut yılı olmasını dilemekten başka bir şey gelmiyor elimizden. Umarız, 2008 yılı 2007’ye benzemesin. Umut, barış ve kardeşliğin geliştiği bir yıl olsun. Hepinize mutlu ve sağlıklı bir yıl dilerim... CUMHURİYET 04 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle