24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 ARALIK 2007 PAZARTESİ 2 BAŞLIK, Zonguldaklı yazar Ali Bahadır’ındır. Bu adı taşıyan kitabında, ülkenin en zor topoğrafyalı köşelerinden birinde sırt altından taşkömürü çıktığı için kurulan bir kentin ulaşım çilesini anlatır. Bir yerinde, Anibal’ın ünlü sözünü de anımsatarak. Kartacalı komutan ikinci Roma Savaş’ında fillerle güçlendirilmiş; 50 bin, kişilik ordusuyla Algler’in önüne geldiğinde yanındakiler bu sarp dağların asla aşılamayacağını söyleyince Anibal’ın “Ya bir yol bulacağız, ya bir yol yapacağız!” dediğini yazar tarihler. etin dış ve iç sorunlar ortasında zaman zaman umutsuzluğa ve karamsarlığa kapılan Türkiye’de o sözü akıldan hiç çıkarmamak gerek. Bir yol bulma, bulunmazsa da yapma azmi oldukça, aşılmaz engel yoktur. Oysa, bizim toplumun en belirgin kusurlarından biri, güçlükler ve engellerle karşılaştığında hemen şaşkınlaşmak ve o şaşkınlıkla başkalarınca kulaklara fısıldanan kurtuluş reçetelerine sarılıp kendini içinden çı OLAYLAR VE GÖRÜŞLER AÇI MÜMTAZ SOYSAL Yola Giden Yıllar kılmaz yeni ilişki ağlarının ve gereksiz sorunların kucağına atmaktır. Başkalarının öğütleriyle soran çözülmeyeceğini ve hele kendi sorunlarını çözmek için temel koşul olan bağımsız düşünceye erişilemeyeceğini görmek için ille bir Godot’nun gelmesini beklemek mi gerekir? Öte yandan, böyle yapmayarak, içine düştüğü durumlardan kurtulmak amacıyla geçen bütün bir yıl boyunca tek başına çıkış yolu aramış bir toplumun dere tepe düz gittikten sonra bir arpa boyu yol gittiğini ve kendini yine bir AKP iktidarının hükmü altında bulduğunu, görmek de düşündürücüdür. üyük mitinglerin yarattığı cumhuriyetçi coşkunun ardından ne oldu da böyle oldu? Ç B Kimileri 27 Nisan’ın geceyarısı “muhtıra”sına bir tepkiden söz etmekte. Kimileri de dağıtılan kömür çuvallarıyla erzak torbalarını ya da oyların sayımında sırrı çözülemeyen elektronik oyunları gösteriyor asıl neden olarak. Oysa, bunların hepsi bir ölçüde doğru olsa da unutulmaması gereken bir gerçek var: Mitinglerde bir araya gelen toplam üç milyon insana karşılık 75 milyon nüfusu ve 43 milyon seçmeni olan bir ülkede yaşanmaktadır ve her toplum gibi tutucu içgüdüsü, ağır basan bu toplumda da cumhuriyetçi kesim bütün gücünü tek listede yoğunlaştıracak bir seferberlik havasına girmedikçe zafer umudu beslemenin anlamı yoktur. Bu açıdan, bakınca sonuçsuz arayış yolunda heba olmuş bir yıl gibi gözükebilecek olan 2007, belki de bu seferberlik gereğini öğreten ders süresi olarak büsbütün boşa geçmemiş bir yıl sayılabilir. mumtazsoysal@gmail.com ‘Tarih Tekerrürden İbarettir’ Doç. Dr. Hüner TUNCER CUMHURİYET’TEN OKURLARA İBRAHİM YILDIZ K ullandığım başlık çok klişeleşmiş bir deyiş olmakla birlikte, gerçeği o denli doğruya yakın yansıtıyor ki! Ülkemizin içinde bulunduğu siyasal durumu irdelerken, tarihimizden alınacak çok ders olduğu unutulmamalıdır! Keşke, Türkiye’yi yönetenler ve halkımız, tarihimizi iyi bilebilseler ve tarihten çıkarılacak dersleri kendilerine rehber edinebilselerdi!.. Ülkemizin günümüzde Avrupa devletleriyle olan ilişkilerini değerlendirirken, on dokuzuncu yüzyılın ilk yarısında OsmanlıAvrupa ilişkilerinden çıkarılacak çok ders olacağını düşünüyorum. Belki de bunlardan en önemlisi, Avrupa’nın geçmişte Osmanlı’ya bakış açısının, bugünkü TürkiyeAvrupa ilişkilerine büyük ölçüde yansımasıdır. Bu nedenledir ki, ülkemizi yöneten hükümetlerin, dış politikamızı saptarken ve uygularken, tarihten gereken dersleri almaları ve geçmişte yapılan yanlışlıkları yinelememeleri gerektiği görüşündeyim. “Doğu Sorunu” kavramı, 1814/15 tarihli Viyana Kongresi’nden sonra Avrupalı devlet adamları arasında çok kullanılmaya ve çeşitli anlamlar kazanmaya başlamıştı. 19. yüzyılın ilk yarısında “Doğu Sorunu”, genellikle, Osmanlı İmparatorluğu’nun toprak bütünlüğünün korunması; yüzyılın ikinci yarısında, Osmanlı’nın Avrupa’daki topraklarının paylaşılması; 20. yüzyılın başlarında ise imparatorluğun tüm topraklarının bölüşülmesi anlamında kullanıldı. 19. yüzyılın ilk yarısının büyük güçleri olan Avusturya, Rusya, İngiltere ve Fransa, “kendi başına buyruk”, kendilerinden bağımsız hareket edebilecek, güçlü bir Osmanlı devletini Avrupa’da görmek istemiyordu; bu devletlerin istedikleri, kendi çıkarlarına zarar vermeyecek olan ve aynı zamanda, birbirleri aleyhlerine genişlemelerine engel oluşturacak, yarıbağımlı bir Osmanlı devletinin varlığını sürdürmesiydi. ? Arkası 8. Sayfada Umutlu Bir Yıla... Bir yılı geride bıraktık. Ülkemizde ve dünyada geride kalan yılın bilançosu ağırdı. 2007’ye damgasını vuran olayların başında Cumhuriyet mitingleri yer aldı. Ankara, İstanbul ve İzmir’de bir araya gelen milyonlarca insan, “laik Cumhuriyete bağlılıklarını” dile getirdi. Mitingler yalnız Türkiye’de değil dünyada da yankı buldu. Geçen yılın en çok konuşulan konularından biri seçimlerdi. AKP , genel seçimleri beklenenin üzerinde elde ettiği bir oy oranı ile kazanarak iktidarını sürdürdü. Bir diğer tartışma ise Çankaya’ya kimin çıkacağıydı. Tartışmalar sonucunda Abdullah Gül yeni cumhurbaşkanı olarak Çankaya’ya çıktı. Bir anlamda türban iktidara gelmiş oldu. Bu gelişmelere askerin tepkisi dikkat çekiciydi. TBMM’deki milletvekili yemin törenine katılmayan Genelkurmay üst düzeyi bir ilke imza atarken, 29 Ekim resepsiyonunun konukları da farklıydı. Görüldüğü gibi,Türkiye oldukça tartışmalı siyasi gelişme ve çalkantılarla dolu bir yılı geride bırakmış oldu. Bunun yanı sıra terör ülke gündeminde ilk sıradaki yerini korudu. Art arda verilen şehitler ülke çapında yürüyüş ve mitinglere sahne oldu. Yılın son günlerinde K.Irak’a yapılan operasyonlar, TSK’nin terör yuvalarını dağıtmasıyla sonuçlandı. Ekonomide geçen yıl en çok özelleştirme haberleri ile yabancı sermayenin ülkemize gösterdiği ilgi dikkat çekti. ??? Bugün gazetemizle birlikte verdiğimiz “2007’nin İzleri” dergisi hem içte hem dıştaki gelişmeleri en detaylı biçimde sizlere aktarıyor. Servis ve bürolardaki arkadaşlarımızın titizlikle hazırladığı dergi, saklanabilecek bir başvuru belgeseli niteliğinde. Hakan Çelik arkadaşımızın çizgileriyle oluşan 2007 oyunu ise sizlere hoşça vakit geçirtmeyi amaçlıyor. ??? Geçen yıla baktığımızda, gazetemizin ülkenin önemli sorunlarını haberleştirdiğini, gündem yarattığını söyleyebiliriz. “Tehlikenin farkında mısınız?” başlıklı reklamlarımız kamuoyunda en çok konuşulan konuların başında yer alırken aldığı ödüllerle de başarısını kanıtladı. ??? Okurlarımızın yoğun ilgi gösterdiği bir başka çalışma da, ücretsiz olarak verdiğimiz belgesel filmler oldu. Özel günlerde verdiğimiz CD’ler gazetemizin satışını arttırdı. Yeni yılda da bu kampanyamızı sürdüreceğiz. Yeni yılın ilk belgeseli ise Sarıkamış ve Kars cumhuriyetini anlatan bir saatlik filmden oluşuyor. Önümüzdeki pazartesi günü vereceğimiz CD’yi şimdiden gazete satıcılarından ayırtın. ??? Geçen yıl Cumhuriyet Spor Servisi, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nce verilen “Fair play büyük ödülü’’nün sahibi oldu. Spor sayfamızın bir önemli başarısı ise “Sporun Yıldızları” yarışmasıydı. Federasyon başkanları, sivil toplum örgütlerinin yöneticileri ve eski sporcularla duayen spor yazarlarının oluşturduğu Büyük Cumhuriyet Jürisi’nin belirlediği adaylar, siz okurlarımızın oyları ile kürsüye çıktılar. Cumhuriyet, 2008 yılında da Sporun Yıldızları yarışmasını yineliyor. İyi yıllar... CUMHURİYET 02 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle