Katalog

31 ARALIK 2007 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Mutlu Abdullah Baştürk İşçi Öyküleri Yarışması’nın sorumluluğunu büyük ölçüde üstlenen yazareleştirmen Tuncer Uçarol, son beş yılda kitaba alınan 85 seçme işçi öyküsünün 69’unun bir dökümünü yapmış: “69 öykünün başkişileri; ancak 7 öyküde (yüzde 10.1) mutlu, 50 öyküde (yüzde 72.5) mutsuz... Öteki 12 öyküde de ya mutlu mutsuz ya da mutsuz mutlu...” İşçiler mutsuz olabilir... AKP’nin asgari ücretini yeterli bulan Türkİş yönetimi mutluluktan uçuyor ya, yeter! SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Müfredat Davası Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları arasından çıkan ve lise 2. sınıfta okunan “Edebi Metinler” kitabının 16. sayfasından bir bölüm: “...trajedi ve komedinin kaynağı bağbozumu tanrısı Dionysos adına yapılan törenlerdir.” Dionysos binlerce yıldır “şarap tanrısı” diye bilinirdi, artık değil! Çünkü AKP geldi ve müfredat değişti, “şarap” demek bile yasak... O müfredat ki 20052006 eğitimöğretim yılında yürürlüğe sokulmuş ve “Pozitivist felsefenin Türk eğitimindeki saltanatı bunun açık delilidir. Bilimin kendisini ahlaki bir referans kaynağı olarak gören bilime dayalı bir hayat kurma amacını empoze eden pozitivist felsefe, Batı’da modası geçmiş olsa da Türkiye’de hâlâ baş tacı edilmektedir” diyen Talim Terbiye Kurulu başkanlarının uygulamasına bıraCHP’li Atilla Kart, bir soru önergesi ile Başbakan’a “Başbakanlık nezdinde örtülü ödenek görevini sürdürdüğü bilinen Maksut Serim’in; üniversite diplomasında sahtecilik yapmaktan dolayı mahkum olduğu, hangi yasal dayanak ve takdir yetkisiyle bu görevini sürdürdüğü; Vakıfbank İdare Meclisi’nin kararıyla Maksut Serim hakkında soruşturma yapılmasına karar verildiği halde bunun gereğinin neden yapılmadığı; bu sükılmış... Aynı müfredat nedeniyle açılmış bir dava bile var ve bir yıldır sürüyor. Dava, iyi bir araştırma ve çözümleme yolu ile “yeni müfredat”ın nesnel bilgiyi, dayanışmayı, iyi insanlık ilkelerini ve ulusalcılığı reddeden “idealist felsefe, piyasacılık, küreselci değer sistemi” üzerinde yükseldiği saptaması üzerine 2006’da ilköğretim öğrencisi Deniz Can Zavrak’ın velisi Seher Yaşar tarafından açılmıştı. Davanın dosyadaki gerekçesi çok açıktı: “20052006 öğretim yılının birinci döneminde yaklaşık 4 ay okula giden davacının çocuğu; değişen programlarla yeni bir şeyler öğrenemediği gibi dört ay içerisinde aile bütçesine büyük ölçüde yük getiren; anayasa ve Milli Eğitim Temel Yasası’yla verilmiş; genellik ve eşitlik, bireyin ve toplumun gereksinimleri, yöneltme, fırsat ve olanak eşitliği, süreklilik, Atatürk ilke ve devrimleri, demokrasi, laiklik, bilimsellik, planlılık, ‘İlköğretim, ilköğrenim kurumlarında verilir; öğrenim çağında bulunan kız ve erkek çocuklar için mecburi, devlet okullarında parasızdır’ biçimindeki haklarını elinden alan programların iptalini ve dava sonuna değin yürütmenin durdurulmasını isteme gereği doğmuştur.” Danıştay’daki dava hangi aşamada mı? Bilirkişi raporu ders kitaplarına yönelik olduğu için davacı, ders kitaplarının her an değiştirilebilecek nesneler sayılması gerektiğini, oysa kendisinin programların iptalini istediğini belirterek bilirkişi raporuna itiraz etti. Dava sürüyor, çocuklarımız ise AKP programı ile baş başa... me sağlanan Maksut Serim’in; emeklilik işlemlerinin iptaliyle, haksız ve dayanaksız olarak aldığı kıdem tazminatı ve emekli maaşlarının geri alınması için gerekli yasal süreci neden başlatmıyorsunuz? Açıklık kazanan bu sürece rağmen Maksut Serim’in görevde tutulması, Başbakan ile adı geçen arasında ‘özel ve illegal ilişkilerin’ bulunduğu yolunda kamuoyunda doğmuş olan kuşku ve eleştirilere haklılık kazandırmaz mı?” ‘Mors Tua, Vita Mea!’ Yaşama Asılanlar Yalın, ama anlamlı iki sözcükten oluşuyor “yaşama asılmak” tümcesi. Atatürkçü Düşünce Derneği Çankaya Şubesi yöneticileri; ev ev, mahalle mahalle dolaşıyor, Doğu’ya gidip sorunları dinliyor; uyuyan üyeleri uyandırıyor, örgütleniyor, öğrencilere burs veriyor, insanları kucaklıyor ve diğer ADD’lere örnek oluyorlar. Geçen yıl meydanları dolduran Cumhuriyetçi silkinişe büyük katkı yapmış yurttaşlar da, teslim bayrağı çekmeye hazır pop kültür yıldızcıklarına inat, baş eğmemede kararlılar. 5 Ocak’ta Ankara’da bir araya gelecekler. 14 Nisan Çalışma Grubu Dönem Sözcüsü Murat Algın diyor ki: “14 Nisan katılımcısı demokrasi güçleri olarak bağımsızlıkçı, devrimci, sosyal Cumhuriyet taraftarlarının çığlığının yükselerek devamını sağlayacağız.” Onlar; görevden kaçmıyor, yaşama asılıyorlar; uygarca yaşam kararmasın diye... Asya’ya ilk seyahatimde “Lands of Charm and Cruelty” adında bir kitap keşfetmiştim. “Cruelty” (acımasızlık ve vahşet) ifadesini çevirmek kolay da, (büyü, efsun, tılsım, cazibe, zarafet, incelik...) anlamına gelen “charm”ı çevirmek daha zor... Yazar Stan Sesser, “charm” sözcüğüyle; bunların hepsini birden kavramaya çalışıyor ve şunu anlatmaya çalışıyordu: “ ‘Vahşet ve İnceliğin Toprakları’ Asya’nın doğası, çift yüzlüdür. Bu iki unsur, Asya’nın DNA’sına işlemiş; birbirinden ayrılmaz bir bütüne dönüşmüştür!..” Suikast kurbanı güzel Benazir’in, “kırmızı gül yapraklarıyla” abideleşen romantik mezarını TV’lerde izlerken, Stan Sesser’in kitabını düşünmeden edemedim... Detayın inceliğine dikkatinizi çekerim: Dikenli güllerin bizzat kendisiyle değil, yapraklarıyla donatmışlar mezarı.... Rafinmanın böylesi! Bir gün önce kadını şiddet yoluyla sevdiklerinden ve yaşamdan koparan bir vahşet kültüründen, böyle bir “zarafet manzumesi” çıkıyor... Asya, bu işte. Benazir Butto, bire bir bu Asya’nın ürünüydü. ‘Pakistan raconu’ Güzelliği ve zarafeti ile taçlanan “aydınlık, zarif” bir çehreye sahipti her şeyden önce. Başörtüsünü taşırken dahi sergilediği eda, herkesten farklıydı. HarvardOxford gibi, Batı’nın mümtaz bilim yuvalarında eğitim görmüş; Asya’nın en aristokrat ailelerinden birinde yetişmişti. Buna karşın Benazir Butto Batılı anlamda bir “aydın olmayı”, kendisine hedef seçmedi. Yalnız politik değil, ülkesinde güçlü bir toprak aristokrasisini temsil eden ailesinin “arkaik, feodal iktidar bağları” ile o bağların içerdiği yazılmamış kanunlarını referans almayı... tersine; “sorgulanmaz bir düstur” edindi. “Fetişleştirdiği” babasının anısı yanı sıra, görücü usulüyle yaşamını birleştirdiği “servet ve statü avcısı” “kitch” bir playboyu “hayat arkadaşı” yaptı. Başbakan olur olmaz ilk iş; milyar dolarlık rüşvetlerin döndüğü “sanayi bakanlığının” başına bu tartışmalı kocasını getirdi... Harvard ve Oxford yerine, “Pakistan raconuyla” yaşamayı yeğleyen Benazir Butto, öz kardeşi Murtaza’yı bile o “racona feda etti”. Baba mirası partisinde kendisine açıkça “muhalefet eden kardeşinin”, “Pakistan polisince” katline, başbakanlığı döneminde seyirci kaldı. Seyirci kalmanın da ötesinde; “tanıkların yok edilmesi ve tutuklanmasına”, “delillerin imhasına” rıza gösterdi... Yanıtlanmayan Önerge ve Doğan Kuşku rece rağmen adı geçenin görevde tutulmasının, Başbakan ile adı geçen arasında ‘özel ve illegal ilişkilerin bulunduğu ve halen sürdüğü’ anlamına gelebileceği; Maksut Serim ile ilgili 21. Asliye Mahkeme kararını temyiz etmeyen ilgili savcının daha sonra hangi görevleri üstlendiği ve bu dönemdeki Ankara Cumhuriyet Başsavcısı’nın kim olduğu”nu sormuştu. Yanıt alamadı, bir daha sordu: “İlgi önergemizdeki iddia ve sorulara neden cevap verilmemektedir? Bu durum örtülü ödenek konusundaki gerçeklerin gizlenmesi, halkın bilgisinden kaçırılması ve görevin kötüye kullanılması anlamına gelmez mi? Sahte diplomanın sağladığı avantajla emekli olan, buna göre kıdem tazminatı alan ve özlük haklarında iyileş ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr Kıdem Tazminatı Tavanı: Ocak 2008 4857 sayılı yeni İş Yasası, Resmi Gazete’de yayımlandığı gün olan 10 Haziran 2003’te yürürlüğe girmiştir. 4857 sayılı İş Yasasının yürürlüğe girmesiyle, 1475 sayılı İş Yasasının Kıdem Tazminatı” başlıklı 14.maddesi dışında diğer maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır. Böylece bu gün Türkiye de iki İş Yasası vardır. 1475 sayılı İş Yasası yalnızca “kıdem tazminatı” ile ilgili kural ve koşulları düzenlemektedir. 4857 sayılı yeni İş Yasası geçici 6.maddesine uyarınca “Kıdem tazminatı için bir kıdem tazminatı fonuna ilişkin” yeni bir yasanın “yürürlüğe gireceği tarihe kadar, işçilerin kıdemleri için, 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesi hükümlerine göre kıdem tazminatı hakları saklı” tutulmuştur. 1982 yılında 2762 sayılı yasa ile kıdem tazminatına tavan sınır getirilmiştir. 2762 sayılı yasa uyarınca bir kıdem yılı için ödenecek, kıdem tazminatı tavanı en yüksek devlet memuru olan Başbakanlık Müsteşarının bir tam yıl karşılığı alacağı “emekli ikramiyesi”ni geçemeyecektir. Toplusözleşmelerle ve hizmet akitleriyle belirlenen “kıdem tazminatlarının yıllık miktarı, Devlet Memurları Kanunu’na tabi en yüksek Devlet memuruna 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini geçemez.” denilerek, kıdem tazminatı tavanı, en yüksek Devlet memuru olan Başbakanlık Müsteşarı’nın bir hizmet yılı için alacağı emekli ikramiyesine eşitlenmiştir. Devlet memurlarına ödenen emekli ikramiyeleri, 5434 sayılı Emekli Sandığı Yasasının Ek 20. maddesine göre hesaplanmaktadır. “Emekli, adi malullük, vazife malullüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan asker, sivil tüm iştirakçilere her tam fiili hizmet yılı için” emekli aylığı bağlamaya esas tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilmektedir. 14 Aralık 2007’de 5724 sayılı 2008 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Yasası kabul edilmiştir. Yasanın 21.maddesinde “Katsayılar, yurt dışı aylıkları, ücret ve sözleşme ücreti” belirlenmiştir. Bu belirlemede:, “657 sayılı Kanunun 154 üncü maddesi uyarınca, 1/1/200830/6/2008 döneminde aylık gösterge tablosunda yer alan rakamlar ile ek gösterge rakamlarının aylık tutarlara çevrilmesinde uygulanacak aylık katsayısı (0,049318), memuriyet taban aylığı göstergesine uygulanacak taban aylığı katsayısı (0,65061), yan ödeme katsayısı (0,015637) olarak; 1/7/200831/12/2008 döneminde ise aylık katsayısı (0,05031), taban aylığı katsayısı (0,6636), yan ödeme katsayısı (0,015946) olarak” uygulanması öngörülmektedir. Bu verilere göre, 2008 yılı 1 Ocak – 30 Haziran 2008 dönemi için uygulanacak kıdem tazminatı tavanı: 1 Ocak 2008 ile 30 Haziran 2008 Dönemi Emekli İkramiyesi İkramiye Ve Kıdem TazminatıÜcret ve İkramiyeye Esas Veriler Birimleri Kıdem Tazminatı Tavanı Gösterge Katsayı Tutarı (YTL) 1) Genel Aylık 1.500 0,049318 73,98 2) Ek Gösterge Aylığı 8.000 0,049318 394,54 3) Kıdem Aylığı 500 0,049318 24,66 4) Taban Aylık 1.000 0,65061 650,61 5) % 200 Özel Tazminat 9.500 0,049318 937,04 6) Makam Tazminatı (*) 0 0,049318 0,00 7) Temsil Tazminatı (*) 0 0,049318 0,00 8) Temsil Ödeneği (*) 0 0,049318 0,00 9) Ek Ödeme (**) 0 0,049318 0,00 İkramiye ve Kıdem Tazminatı Tavanı 2.080,83 (*) Emekli kramiyesine yansimayan ödemeler (**) 5454 sayılı Yasa Gereği Vergi İadesi yerine % 4 zam İkramiye Hesabında Ek Ödeme dikkate alınmaz. Shakespeare trajedisi gibi Shakespeare trajedilerindeki karakterleri aratmayan Benazir Butto kısacası, “gözü kara iktidar hırsına kardeşini feda edebilmiş” bir kadın... Bu yüzden yeğenleri, kendisine yüksek reytingli TV dizileri gibi izlenen amansız bir “kan davası” açtı. İki ay önceki suikast teşebbüsünün ardından Benazir’i açıkça “Pakistan’ın en tehlikeli kadını” ilan eden ve yıllar boyu soluk almadan sürdürdüğü bir kan davasını bayrak edinen Murtaza’nın kızı Fatma, halasının ölümü ardından “Pakistan Halk Partisi”ni devralmaya niyetlenen en güçlü adaylar arasındaydı. Ama henüz üniversite sıralarında olan Benazir Butto’nun 19 yaşındaki oğlu Bilal, “Mister Yüzde 10” lakabıyla bilinen “şaibeli” eş/baba Asıf Ali Zardali’nin de desteğini alarak kuzenine dirsek attı. Üç günlük yas dönemi bitmeden babaoğul el ele “siyasal miras”a sahip çıktılar. Liderlik koltuğuna şimdi Bilal oturuyor. Hiçbir siyasi kredibilitesi olmayan baba Zardali de “oğul Butto” üniversite diplomasını eline alana dek, ona vekâlet edecek. Kaos ve iç savaşın eşiğine gelen Pakistan’a böylece birlikte “demokrasi” getirecekler! Parti içi “demokrasiden” yalnız “hanedanı” anlayan ve bizzat bu hanedanı dahi zalim bir “mors tuva, vita mea!” (Senin ölümün, benim hayatımdır) anlayışıyla yöneten Butto’ların, ülkeden önce partiyi bir arada tutup tutamayacakları meçhul. Dünya 2008’e yeni çıban başı “Pakistan kâbusu” ile adım atıyor. 2007’ye Saddam’ın idamıyla girmiştik. Yeni seneye dünyayı şok eden bir suikast ve jeopolitik dengeleri altüst edebilecek Pakistan bilinmeyeni ile giriyoruz... İyilik güzellik dilemek her geçen yıl güçleşiyor. Gene de her şey gönlünüzce olsun. HARBİ SEMİH POROY HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu?mynet.com nilgun?cumhuriyet.com.tr BULMACA SEDAT YAŞAYAN O2@@6K ?O2@@@@@@@@6X? ?O26K? ?O2@@@@@@@@@@@1? ?W2@@@@6X? ?O2@@@6K ?W2@@@@0M?eI'@@@L ?7@@@@@@)XhfW2@6X??W2@@@@@@@@?hg W&@@@0M?f?V'@@1 J@@(?4@@@1hf7@@@)X?7@@@@@@@@@Lhg ?W&@@(M?hN@@@ 7@@He?@@@eW2@@@?f@@W@@)X@@@@0?4@@@1hg W&@@(Yhe?@@@ @@5?e?@@@?W&@@@@?f@@@Y@@@@@(M?e?@@@hg ?W&@@0Y?he?@@@ @@H?e?3@@?7@@?@@@@@@@@@@@@@@@@Hf?@@@hg W&@(M?hfJ@@5 @@f?N@@?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@5?f?@@@hg ?W&@@Hhf?O&@@H @@g@@?3@@@@@(MI4@@@e?@@@H?fJ@@@@@@@@@6Kg ?7@@5?he?O2@@@@T2@@@@6K?g@@L?e?J@@?V'@@@(Yf@@e?@@@f?O&@@@@@@@@@@@@6X?e J@@(Y?h?O2@@@@(R@@@@@@@@@@6KO2@@@)Xe?7@@eV@@@f?J@@e?@@@e?O2@@@@0M?eI4@@@@)Xe 7@@Hh?W2@@@@@@??@@@@@@@@@@@@@@@@@@)X??@@@@@@@@@)XeW&@@e?@@@e@@@@0Mh?I'@@1e @@@?h?7@@@@@@@)X@@(MI'@@V'@@@@@@@@@)X?@@@@@@@@@@)KO&@@@e?@@@?J@@(MhfN@@@e @@@?h?@@@@@@@@@@@@HeN@@?N@@0M??I'@@1?@@@@(M?I'@@@@@@@@@@@@@@?7@(Y?hf?@@@e 3@@@@@@@@?e?@@@(M?I'@@@@?e?@@??@M?fN@@@?@@@0Yf@@@@@@@@@@@@@@?@@H ?@@@e V4@@@@@@@?e?@@@H?eN@@@@?e?@@?h?3@@@@(Mf?7@@@@@@@0M?I'@@?@@Lg?O2@fJ@@@e I4@@@@@?e?@@5fJ@@@@?e?@@?h?N@@@0Y?fJ@@@@@@@f?V4@?@@)K?e?O2@@5e?W&@@5e @@@?e?@@Hf7@@@@?eJ@@?he@@g?O&@@(Y@@@eO26Ke?3@@@6?2@@@@0YeW&@@(Ye @@@?e?@@?e?J@@@@@?e7@@??@@@6Xe?J@@f?O2@@@(Y?3@@?@@@@@6X?V4@@@@@@@(Me?O&@@(Y?e @@5?e?@@?e?7@@?@@?e@@@??@@@@1e?7@@e?W2@@@@@H??N@@?@@(?'@1e?I'@@@@(Y??O2@@@@Yf W2@@@6X?e@@H?e?@@?eJ@@5?@@?e@@5??@@@@@e?@@@e?7@@@@@@f@@@@@?e@@f?@@@0Y?W2@@@@@@@6Xe ?W&@@@@@)Xe@@f?@@??W&@@U?@@?e@@H?J@@@@5eJ@@@L??3@@@@@@f@@@@@)?&@5e?W&@(Me?&@@0MI4@@@)X? ?7@@@@@@@)K?@@f?@@??7@@V@@@@?e@@e7@@@@He7@@@1??V4@@@@@f@@V'@@@@@He?7@@H?heI'@@1? ?@@(M?I4@@@@@@fJ@@??@@@@@@@@??J@@e@@@@@??J@@@@@Le?I'@@@f@@?V4@@@@?e?@@5hf?N@@@? ?@@HfI4@@@@f7@@??@@@@@0?@??7@5e@@@@@?W&@@?@@)X?eV'@@L?e@@he?@@Hhf?J@@@? ?@@? @@@??@@@0MfJ@@H?J@@@@5?7@@@@@@@)Xe?N@@1??J@@g?WX?@@?hfW&@@5? ?@@L @@@?f?W26X?7@@??7@@@@Y?@@(Y@@@@@)K?e@@@??7@@gW&@1?@@?he?O&@@(Y? ?@@1hf?J@@@LfO&@@)X@@5?J@@@@@@@@@Y?@@@@@@@6K?@@5??@@@f?O&@@@?@@@6Kg?O2@@@(Ye ?3@@L?heW&@@@)KO2@@@@@@@@@YO&@@?@@@@@@@@@(MI'@@@@@@@H?J@@@@@@@@@@@@@?@@@@@@@@@@@@@@@@0Y?e ?N@@)Kh?O&@@@@@@@@@@(?4@@@@@@@@5?@@@@@@@@(YeV4@@@@@@?O&@@@@@@@@@(Y@@@@@@@@@@@@@@@@@0M?f 3@@@6Kf?O2@@@(?4@@@@@0Ye?I'@@@@(Y?e?I4@@0Y?fI4@@@@@@@@@?I4@@@0Y?@@@@(M V4@@@@@@@@@@@@@0Y?hfV4@@0Y ?I'@@@@@@?h?I40Y? I4@@@@@@@@@0M? V4@@0M ?I4@@@0M (ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.junkidz.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 31 Aralık www.mumtazarikan.com SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Ege Bölge1 si’ne özgü bir tür zeybek oyu 2 nu. 2/ Motorlu 3 taşıtlarda sarsıntıyı en aza in 4 dirmeye yara 5 yan düzenek. 3/ 6 Sanı... Atın en yavaş ve doğal 7 yürüyüşü. 4/ 8 Ege Bölgesi’ne 9 özgü bir tür zeybek oyunu. 5/ Çi1 2 3 4 5 6 7 8 9 çeksiz bitkilerde üre 1 A T E L O F O B İ me organı... Bir nota. 2 D Ü V E A D A P 6/ Keçi tüyü... Hindis 3 A R A B A A T E tan ve Rusya’dan Akde4 Z E K İ A K niz’e kadar uzanan bir T A K A imparatorluk kurmuş 5 E S E N İ R İ S Müslüman hükümdar. 6 L A 7 İ K A A L A R A 7/ Bir elektroliz aygıA D A R tındaki artı kutup... Dağ 8 Z İ L E sırtı, dik yokuş. 8/ Soy 9 A N E M O F O B İ luluk. 9/ Rütbesiz asker... Uzaklık anlatmakta kullanılan sözcük... Bir peygamber. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kaynağı Kafkasya olan ve erkekler tarafından oynanan bir halkoyunu. 2/ İri kemik... Yerden kaynayarak çıkan su. 3/ Kışın en soğuk günlerinde evlere girdiğine inanılan cadı. 4/ Yüz metrekare tutarında alan ölçüsü birimi... Koca... Kekeme ya da dilsiz kimse. 5/ Zerdüşt dininde ateş tanrısı... Bir nota. 6/ 1517’de yapılan ve Mısır’ın Osmanlı ülkeleri arasına katılmasını sağlayan savaş. 7/ Eski dilde bal... Yumuşak başlı, itaat eden. 8/ Arasına krema doldurulan bir tür küçük pasta. 9/ Eski Mısır’da güneş tanrısı... İri taneli bezelye. NOT: Cumhuriyet okurlarının ve bulmacaseverlerin yeni yılını en içten dileklerimle kutlarım. SEDAT YAŞAYAN CUMHURİYET 17 K