26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 ARALIK 2007 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Borsa açısından 2008’i değerlendiren uzmanlara göre hem içerde hem de dışarda yatırımcıyı zor bir yıl bekliyor 13 ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Paranın rotasını dalga çizecek İSTANBUL (ANKA) Para piyasaları 2007 yılını ABD’deki mortgage krizinin gölgesinde geçirirken, piyasa oyuncuları 2008’de temkinli duruşunu korumaya çalışacak. Uluslararası piyasalardaki gelişmelerden doğrudan etkilenen Türkiye’de önümüzdeki dönem için öngörülen reformların hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan uzmanlar, “2008 yılı borsada görebileceğimiz en dalgalı yıl olacak” uyarısını yapıyorlar. Uzmanların görüşleri şöyle: Yatırımcı yönünü arıyor Ekonomi: 0708 (I) Ülke ekonomisi, küresel gelişmelerin de desteğiyle, geçen yılı oldukça durağan, yani çalkantısız geçirdi. Ancak, ekonominin ana değişkenleri ve özellikle de, iyice eklemlenmiş olduğu küresel ekonomik süreçler, bu sessizliğin, bir tür “fırtına öncesi” sessizliği olduğu izlenimini veriyor. Uygulanmakta olan ekonomi politikasının en aşırı savunucuları bile, 2008’in kolay bir yıl olmayacağını vurguluyor. Bu kaygının iç ve dış nedenleri var. İç nedenlerin başında, ekonominin kimi önemli değişkenlerinde 2007 hedeflerinin tutturulamayacağının daha şimdiden açıklık kazanmış olması geliyor. Uygulanmakta olan ekonomi politikasının en çok önemsediği değişkenler, büyüme ve enflasyon oranlarıdır. Geçen yılın başında hedefler şöyleydi: Büyüme yüzde 5; enflasyon yüzde 4. Yılın (2007) ikinci çeyreğinde büyüme oranının yüzde 3.9 gibi beklenmedik bir düzeyde gerçekleşmiş olması, yıllık yüzde 5 hedefinin tutturulamayacağı, büyümenin en iyimser beklentilerle yüzde 4 dolayında kalacağı sonucunu veriyor. Büyüme beklentisinde “beşte bir” oranında düşüş ve bunun esas olarak tarım sektöründen kaynaklanması, üretim yapısındaki bozuklukların bir yansıması sayılmalıdır. Ekonominin büyüme hızında yaşanan yavaşlama, asıl olumsuz etkisini işsizlik üzerinde gösteriyor; işsizlik bir türlü azaltılamıyor. Ağırlaşan işsizlik, toplumsal sorunları da ağırlaştırıyor. Ekonominin büyümesindeki bu yavaşlama, ek olarak, esasen azalma eğilimi gösteren özel tüketimin ve buradan büyüme oranının daha da azalmasına yol açabilir. ??? Ekonominin en kolay yakalandığı ancak hiç de kolay iyileşemediği hastalığı enflasyondur. IMF ile de yapılan “ekonomik bunalımdan çıkış” anlaşmalarında ısrarla vurgulanan ana politika, “enflasyonla savaşım”dır. Başta halkı doğrudan ilgilendiren kamu harcamalarının sınırlandırılması olmak üzere, tüm ekonomi politikası araçları enflasyonun azaltılması amacıyla kullanılıyor. Ancak, yılın sonuna bir ay kala, Kasım Ayı Tüketici Fiyatları verileri, Aralık (2006) ayından başlayan on bir aylık dönemde, fiyatların yüzde 8.15 oranında arttığını gösteriyor. Yıllık alındığında, oran yüzde 8.86’ya çıkıyor. Bu sonuç, 2007’de enflasyonun hedefinin, yani “..yüzde dört nokta enflasyon hedefleri ve artı, eksi iki puan belirsizlik aralığı”nın (2007 Bütçe Gerekçesi, s.15) tutturulamayacağının kanıtıdır. Tutturulması bir yana, enflasyon hedefinden az buz değil, “yüzde yüz bir sapma” söz konusudur. Enflasyon, yanlış olmayan bir adlandırmayla “canavar” sayılır. Ekonomi çevrelerinin bu canavarın yeniden ortaya çıkması olasılığını hesaba katmaları ve buna göre kendilerini “koruyucu” önlemleri almaları doğaldır. Önlem alamayacak olanlar da her zaman olduğu gibi sabit gelirlilerdir. ??? Ekonomik büyümenin gelişmenin kaynağı sermaye birikimidir. Sermaye birikimi de sabit sermaye yatırımlarıyla oluyor. Hangi sektörlere yapıldığı bir yana, sabit sermaye yatırımları son üç yıl boyunca toplam tutar olarak hızla azalıyor. Gayri safi, yani, sermayenin aşınma ve eskime payını da içeren sabit sermaye yatırımlarının yıllık artış hızı, 2004’te yüzde 32.4 gibi göreli olarak oldukça yüksek bir orandaydı; 2005’te bu artış, yüzde 24.0’a; 2006’da da daha hızlı azalarak yüzde 14.0’a düşmüştür. 2007’nin OcakHaziran döneminde sabit sermaye oluşumunun artış oranı, yüzde 6.9’dur ve bir önceki yılın aynı döneminin artış oranının üçte birinden de azdır (Maliye Bakanlığı, Yıllık Ekonomik Rapor, s.15). Sermayenin “aşınma ve eskimesi” toplam ulusal üretimin ortalama yüzde 6’sı dolayında olduğuna göre, 2007’de sermaye birikiminde “net artış” çok sınırlı kalıyor. Kaldı ki sabit sermaye yatırımlarının asıl kaynağı olması gereken yerli tasarruflar, gerçekten çok azdır. Örneğin, 2006’da toplam ulusal gelirin yüzde 9.8’i özel, yüzde 6.2’si kamu olmak üzere, yalnızca yüzde 16’sı kadar bir tasarruf yapılmıştır (DPT, 2008 Programı, s.17). Bu tasarruf oranıyla kalıcı bir büyüme sağlanamaz. Aynı yıl, yatırımlar ulusal gelirin yüzde 21.5’i kadardır. Aradaki fark, yani, tasarrufyatırım açığı, çoğu dışarıdan olmak üzere fark borçlanmayla karşılanmıştır. Ve borçlanarak yatırım yapmanın da bir sınırı vardır. Ekonomide su yüzüne çıkan büyüme oranının azalması ve enflasyon oranının artması gibi hastalık belirtilerinin ana kaynağı, “yerli tasarrufların yetersizliği” ve yatırım yapılmamasıdır. Tartışılması ve çözüm bulunması gereken asıl sorun budur. Ekonominin diğer gelişmeleri ve dış kaygılar gelecek yazıya kalıyor. Yeni yılınızı kutlarım. [email protected] ? Türkiye’de enflasyon ve faizde önemli iyileşmeler beklemeyen uzmanlara göre 2008, ABD’nin konut piyasasındaki sıkıntıların tüm dünyayı daha derinden etkileyeceği bir yıl olacak. Yeni yıl, özellikle İMKB için son zamanların en çalkantılı yılı olacak. çalışacak. Türkiye’deki reform gayretleri ve özelleştirme hamleleri piyasalara bir ivme kazandırabilir. Faiz indirimlerinde gidilecek alan önemli miktarda daraldı. Önümüzdeki yıl, 2007’deki gibi bir hız olmaz. 2008’in tamamı için en fazla 100 baz puanlık bir faiz indirimi beklentimiz var.” En dalgalı yıl olacak daha çok etkileyecek HSBC Başekonomisti Murat Ülger: “Hem yurtiçi hem yurtdışı piyasalar, yeni yıla belirsizlikle giriyor. Tüm piyasa oyuncuları 2008’in ilk çeyreğinde yönünü bulmaya Garanti Yatırım Stratejisti Tufan Cömert: “Şu anda piyasadaki işlem hacmi çok düşük. 2008’in geneline baktığımız zaman reel faizlerde düşüş olasılığının az olduğunu söyleyebiliriz. Uluslararası piyasalardaki mevcut çalkantı nedeniyle, 2008 yılı borsada görebileceğimiz en dalgalı yıl olacak.” Mortgage zararı katlanıyor JP Morgan ve Merrill Lynch’in 4. çeyrekte mortgage kaynaklı zararlarının 2 kat fazla olacağını açıklaması olumsuz bir gelişme. 2008’in uluslararası piyasalar açısından pek parlak geçmeyeceğini söyleyebiliriz. Türkiye de yurtdışı piyasaların durumundan etkilenecektir.” Enflasyon hedefi yanlış kul ve finans sektörüne büyük ilgi gösteriyor. Bu durum devam ederse, dalgalanma çok büyümeden aşılabilir. Türkiye’de 2008 yılında enflasyon tahminimiz ise yüzde 6 civarında. Merkez Bankası’nın enflasyon hedeflemesi çok yanlış. Kullandığı endeksin petrol ve gıda fiyatlarını içermemesi doğru değil. Çünkü bu iki kalem, enflasyonu ve cari açığı doğrudan etkiliyor.” Borsanın gözü reformlarda Ak Yatırım Başekonomisti Hakan Aklar: “Türkiye piyasalarında 2008’in geneli için olumlu bir hava olacağını söylemek zor. Yeni yıl için belirlenen enflasyon hedefine kimse inanmıyor, enerjiye gelen zamlar da bu fikri kuvvetlendirdi. 2008, ABD’deki enflasyon/büyüme tartışmalarının Türkiye’ye de sıçrayacağı bir yıl olacak. Büyümenin tahminlerin altında gelmesi, hükümetin reform iştahını azaltabilir.” Turkish Yatırım Finansal Strateji Müdürü Gökhan Uskuay: “Piyasalar yeni yıla çok hacimsiz giriyor. Goldman Sachs’ın Citigroup, Ata Yatırım Başekonomisti Nurhan Toğuç: “Çin ve Suudi Arabistan, ABD’deki özellikle gayrimen TEB Yatırım Başekonomisti Sertan Kargın: “Yeni yılda hükümetin reform paketini hızlandıracak olmasına yönelik beklentiler, piyasanın moralini iyi tutacaktır. Ancak, uluslararası piyasalarda yaşanacak dalgalanmalara dikkat edilmeli. Yeni yılın ilk günlerinde faizlerde bir miktar aşağıya hareket olabilir. Endeks ise, kısa vadede yukarıya doğru seyredecektir.” ABD’deki sorunlar [email protected] http://erginyildizoglu.blogspot.com kalar, verili bölüşüm ilişkilerini, bunlar üzerinde oluşan toplumsal/sınıfsal uzlaşmaları yıkarak, kamu alanını, dolayısıyla vatandaşlık kurumunun zeminini ortadan kaldırarak, Cumhuriyete ikinci büyük darbeyi vuruyordu. Hem siyasal İslamın ve Kürt sorununda ayrılıkçı refleksin kitleselleşmelerinin dinamikleri hem de sınıf, sömürü merkezli siyaset anlayışının yerini kimlik merkezli siyaset anlayışının alma süreci işte bu iki başlık altında, Cumhuriyetin hastalığının birer semptomu olarak çözümlenebilir. Bu hastalıksemptom ilişkisini kavramadan yapılan siyasi öneriler havanda su dövmekten, daha da vahimi, çokkültürlü demokrasi projesinde olduğu gibi, aslında bir iç savaş önermekten başka bir anlama gelmiyor. Farklı kültürlerin (kimliklerin) bir arada yaşayabilmesi, iradi değil, toplumsal yapıya ilişkin bir sorundur. Bu yapısal sorun aşılamadığı taktirde, 1930’larda Almanya’da, son 20 yıldır Avrupa’da görüldüğü gibi, bu soruna ait ekonomik siyasi çelişkiler keskinleştikçe, egemen olan ve egemen olmayan kültürlerin kamplaşması, giderek içine kapanması, nihayet “çare olarak” etnik homojenlik fikrinin güçlenmesi kaçınılmazlaşmaktadır. Diyalektik işte… Bu yapısal sorunun aşılmasıysa, bu çok kültürlü “çokluğu”, bir “toplum olarak” bir arada tutabilecek evrenselliğin oluşmasıyla ilgilidir. “İşe”, önce bu kültürel kimlikleri aşan evrenselliği tanımlayarak, onu kuracak ve koruyacak siyasal güçleri, ekonomik yapılanmayı tasarlayarak başlamak gerekir. AKP’nin siyasal İslamı “evrensel olanı” tanımlamaya aday göstermesi, tutarlı bir çözümdür. İslami bir rejim altında yaşamak istemiyorsanız, demokrasi hamasetini bırakıp gerçek güçlerden, ekonomik modellerden konuşmaya başlamanız gerekir. Yoksa Cumhuriyetin hastalığının derinleşmesinde, hatta ölümünde sizin de payınız olacaktır. Tabii bu arada çekilecek acılarda da… DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA Siyasette, ısrarla konuyu saptırma, tartışmaları çıkmaza sürükleme taktikleri için Lenin, “escamotage” sözcüğünü kullanırdı (Meraklısına: Bütün Eserler Cilt 6, s. 273). AKP döneminde, toplumun ve devletin dokusunda yaşanan dönüşümlere ilişkin tartışmalarda sistemli bir “escamotage” gözleniyor. Prof. Şerif Mardin ve Prof. Kemal Karpat’ın bu alandaki katkılarına değinmiştim. Bu katkılara, şimdi de Radikal’den Haluk Şahin’in gündeme getirdiği “I. Cumhuriyet bitti mi?”, “Türkiye makas mı değiştirdi” soruları etrafında yaşanan tartışma eklendi. ‘Türkiye Makas mı Değiştirdi?’ beri farklı siyasi aktörlerce defalarca yaşadık bunu’ diyor… ‘Türkiye’nin İran’dan en önemli farkı, ciddi bir parlamenter geleneğinin olması’ diyor. Kürşat Bumin, ‘1. Cumhuriyet bitti’ tespitine katılmakla birlikte bunu olumlu buluyor. ‘Hasta bir cumhuriyet bizimki’ diyor… Ahmet İnsel’e göre, sorun biraz da trende... Cumhuriyetin ‘tek kimlikli, homojen ulus devlet’ projesinin hedefe ulaşamadığını, çatladığını söylüyor. ‘AKP, onun yerine toplumu dini kimlikle yapıştırmaya çalışıyor. Oysa tren, ancak farklılıkları bir arada yaşatabilecek bir demokrasiyle yola devam edebilir’ diyor...” Bu saptamalarda iki “escamotage” Türkiye’de siyasal İslam tartışmalarını, gelişmeleri, gözlerden gizleyecek biçimde “saptırıyor”. Birincisi, tartışmayı “makas değiştirme”, “kırılma” sorununa kilitleyerek, ikincisi de İran örneğine odaklayarak gerçekleştiriliyor. Böylece, “siyasal İslamın” yükselme sürecinin toplumda yarattığı korkuları, örneğin, İlber Ortaylı’nın açıklamasındaki tezlere sığınarak yatıştırmak kolaylaşıyor. İlber Ortaylı hem süreci Osmanlı’ya kadar uzatarak iki farklı dönemi, aradaki Cumhuriyet “olayını” (kırılmasını), üretim tarzı, devlet biçimi değişikliğini, soğuk savaş sonrasında oluşan bölge jeopolitiğini görmezden geliyor; böylece hem, siyasal İslamın 1980’den sonraki “hikâyesinin” tartışılması için gerekli “zamanlama” çabasını içinden çıkılmaz bir yere sürüklüyor hem de süreci, Türkiye halkının tarihine bağlayarak “sıradanlaştırıyor”. Diğer taraftan, AKP’nin ikinci dönemini birincisiyle karşılaştırdığımızda, kolaylıkla sürekliliğe vurgu yapabilir, kırılma tezini kolaylıkla reddedebiliriz. İran’la, Türkiye arasındaki, artık herkesin malumu, sıradanlaşmış farklara göndermeyle, “Türkiye İran olmaz” tezini savunmak da çok kolay. Halbuki Türkiye’de, siyasal İslamın toplum dokusunda gerçekleştirdiği dönüşümler, bir kopuşa yol açmadan, hatta bir kopuşu gerektirmeden, öncelikle, bizzat İlber Ortaylı’nın umut bağladığı sivil toplumda (aile ile ra ulaşmak olanaklı. Gördüklerimize, Ortaylı’nın “abartılı kadrolaşma” dediği olguyu da eklediğimizde karşımıza gerçekten de mutlaka direnilmesi gereken, “bütünsel” bir toplum projesine sahip, totaliter bir siyasi hareket çıkıyor. “Escamotage”, işte bu direnci yumuşatmaya yönelik. Teorik tuhaflıklar Bu tartışmada “Hasta Cumhuriyet” tezi gibi ilginç teorik tuhaflıklara da rastlıyoruz. Gerçekten de Cumhuriyet hasta, hem de uzun bir süredir. Ve bu hastalığın en önemli iki semptomu da AKP hükümetinde su yüzüne çıkan siyasal İslam tehlikesi ve Ahmet İnsel’in dile getirdiği “kimlik siyaseti”. Bu nedenle, Cumhuriyetin, ne AKP’nin temsil ettiği politikalarla ne de çokkültürlülük projesiyle iyileşmesi olanaklı. İki semptomu yaratan hastalığın gelişme sürecine bakarsak, önce ülkenin bağımsızlığını kaybederek “soğuk savaşta” taraf olmasından, bu bağlamda 1960’larda ortaya çıkmaya başlayan demokratik refleksleri, örneğin sol hareketi, derneklerini, siyasi partilerini şiddetle bastırmaya kalkmasına kadar bir seri gelişmeyi, demokratik mücadele yolunun kapalı olduğu sonucuna varanların adeta bir öz savunma refleksiyle silaha sarılması, devletin tüm sol hareketi ezerken faşist dinci örgütleri kullandığını görürüz. Bu süreç, 12 Eylül sonrasında zirveye ulaşarak siyasal İslamın önünü açmadı mı? Aynı dönemde, neoliberal politi İki ‘escamotage’ Bu tartışmayı, TV programında yüksek kalibreli bir katılımcı grubuyla mercek altına alan Can Dündar, durumu Milliyet’teki köşesinde şöyle özetliyordu: “Tartışmada değişimin herkes farkındaydı, ama ‘1. Cumhuriyet bitti’ demeye kimsenin dili varmıyordu.”… “Prof. Dr. İlber Ortaylı 2007’nin bir ‘kırılma yılı’ olduğuna hatta kırılmanın şartlarının oluştuğuna da inanmıyor. ‘Abartılı bir kadrolaşma’ olduğunu söylemekle birlikte… Bugün yeşermiş gibi görünen taassubun asırlardır bu coğrafyanın temel karakteristiği olduğu inancında... Tarihi açıdan bir ‘kırılma’dan çok ‘devamlılık’tan söz ediyor. ‘Hiçbir şekilde’ İran’a benzetilemeyeceğimizi söylerken ‘Türkiye kendine has mekanizmaları olan bir toplum... Totaliter eğilim olursa, onlar faaliyete geçer ve engeller’ diyor... ‘Panik havası yaymak yerine, farklı görüşten sivil toplum kuruluşlarının soğukkanlılıkla projeler geliştirmesi gerektiğine inanıyor’. Nuray Mert… Şahin’le ‘aynı ruh hali içinde’... Cumhuriyetin eski rayında gitmediğini, yıllarca sistemin, gündelik hayatın dışında tutulmuş kesimlerin şimdi sistemi zorladığını söylüyor, ‘AKP bunun siyasal ifadesi oldu’ diyor… Oral Çalışlar’a göre de 2007’de yaşanan, tarihsel bir ray değişikliği değil. ‘1950’den devlet arasındaki bölgede) yaşanıyor. Ama bunları tartışabilmek hatta görebilmek için bir yanılgıdan kurtularak “model” değiştirmek, İran yerine Mısır’a ve Müslüman Kardeşler örgütünün 1970’lerden bu yana, Mısır toplumunu dönüştürme sürecine bakmak gerekiyor. Bu sürece, daha önce de değindiğim gibi, Gramsci’nin “pasif devrim”, “moleküler dönüşüm” tezlerinden de yararlanarak baktığımızda, Türkiye’de yaşanmakta olan dönüşümlere ilişkin bambaşka sonuçla İZMİR 6. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI DOSYA NO: 2003/5702 Satılmasına karar verilen GAYRİMENKULÜN cinsi, kıymeti, adedi, evsafı: Taşınmaz İzmir, konak ilçesi Atilla Man. 481 sokak 1 kapı no’lu ÖZMAN APT. 6. kat ll nolu mesken daire tapunun 2. Süleymaniye, cinsi arsa 2785 ada, 74 parsel kayıtlı 163 m2 alanlı taşınmazın üzerindeki yapının 18/326 arsa paylı 6. kat 11 nolu bağımsız bölüm cinsi mesken olan dairenin ana yapı betonarme kolonlu yığma, tuğla duvarlı 2 oda, salon, mutfak, banyo ve wc’den ibarettir. Mesken dairenin bütün duvarları sıvalı ve boyalıdır. Salon ve odaların tabanı ahşap parke kaplı olup, hol ve mutfağın tabanı seramik kaplı, duvarları tavana kadar fayans kaplıdır. Banyoda küvet, klozet, rezervuar ve lavabo mevcuttur. Mesken dairenin kapıları ahşap olup boyalıdır. Giriş kapısı çelik kapıdır. Pencereler ahşap doğramadır. Elektrik ve suyu mevcut olup mesken daire yaklaşık 70 m2’dir. İzmir Eşrefpaşa caddesine 80 metre,Tınaztepe ilköğretim okuluna 250 m mesafededir. Ulaşım ve taşıma imkânları merkezi yerlere olan mesafesi dikkate alındığında tamamen sokak cepheli bulunuşuyla belediye hizmetlerinden yararlanmaktadır. Alım satım rayiçlerine göre arsa payı da dahil olmak üzere toplam 42.000.00 YTL muhammen bedelle satışa çıkarılmıştır Taşınmazın son imar durumu: Bitişik nizamlı, 18.80 mt. Çatı katsız bina yüksekliğinde 6 katlı bina derinliği ve arka bahçe mevcuda göredir. Taşınmazın 1. satışı 12/02/2008 günü olup saat: 14.00 14.10’a kadar İZMİR 6. İcra Müdürlüğü’nde açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin % 60’ ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 22 /02 /2008 günü İZMİR 6. İcra Müdürlüğü’nde, 14.00 14.10 saatleri arasında 2. artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin % 20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. KDV Tellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililer (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile onbeş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihale bedeli arasındaki farktan diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2003/5702 E. sayılı dosya numarası ile müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. İİK 127 maddesine göre satış ilanının tebliği: Adresleri tapuda kayıtlı olmayan alakadarlara ve hissedarlara gönderilen tebligatların tebliğ imkânsızlığı halinde bu satış ilanı tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur. (İc.İf.K.126) (*) ilgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 69721 fı: ÇAN İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKULÜN SATIŞ İLANI Dosya No: 2007/43 Satılmasına karar verilen taşınmazların cinsi, kıymeti, adedi, evsaÇanakkale ili Çan ilçesi Atatürk Mahallesi Ç.kale Cad. ada 17, parsel 15’te kayıtlı 544,28 m2 miktarlı taşınmaz tapuda her ne kadar iki katlı avlulu kargir ev olarak kayıtlı ise de taşınmaz bilirkişi raporunda 214,63 m2 miktarlı zemin katta iki bağımsız işyeri, ikinci ve üçüncü kat artı çatı katı öğrenci pansiyonu olarak kullanılmaktadır. Taşınmazın takdir edilen değeri 480.632,30.YTL’dir. Taşınmaz 10.03.2008 tarihinde birinci açık arttırmaya çıkarılacaktır. SATIŞ ŞARTLARI: 1 Gayrimenkulün 1. açık arttırması 10.03.2008 günü saat 10.00 ile 10.10 arasında Hükümet Konağı Çan İcra Müdürlüğü odasında yapılacaktır. Bu açık arttırmada taşınmaza takdir edilen değerin % 60’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan diğer alacaklılar varsa alacakları toplamını, ayrıca satış ve paylaştırma masraflarını geçmesi şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmadığı takdirde en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak kaydıyla gayrimenkulün 2. açık arttırması 20.03.2008 günü aynı yer ve saatler arasında yapılacaktır. Bu açık arttırmada satışı isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklar varsa bu alacaklar toplamını, satış ve paylaştırma masrafları ile takdir edilen değerin % 40’ını geçmesi şartıyla en çok arttırana ihale olunur. 2 KDV, ihale damga pulu, alıcı adına tahakkuk edecek tapu alım harcı, tahliye ve teslim masrafları satın alana ait olacaktır. Tellaliye resmi ve gayrimenkul aynından kaynaklanan birikmiş emlak borçları ile satıcı adına tahakkuk edecek tapu harçları satış bedelinden ödenir. 3 Açık arttırmaya katılmak isteyenlerin takdir edilen kıymetin %2 0’si nispetinde nakit pey akçesi ya da bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermesi gerekmektedir. Satış peşin para iledir. Alıcı istediği takdirde kendisine 10 günü geçmemek üzere mehil verilir. 4 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin varsa irtifa hakkı sahipleri de dahil olmak üzere bu gayrimenkul üzerindeki hakları, faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile 15 gün içinde müdürlüğümüze bildirmeleri gerekir. Aksi takdirde, hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 5 Satış bedeli hemen ya da verilen süre içerisinde ödenmezse İİK 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve temerrüt faizinden alıcı ve kefilleri sorumlu tutulacak, hiçbir hükme gerek kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 6 Şartname işbu satış ilanının tanzim tarihinden itibaren müdürlüğümüzde herkesin görebilmesi için açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örnek gönderilebilir. 7 Satışa iştirak etmek isteyenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başka bilgi almak isteyenlerin müdürlüğümüze 2007/43 Esas sayılı dosya numarası ile başvurmaları ilan olunur. 19.12.2007 Basın: 69787 LALAPAŞA İCRA MÜDÜRLÜĞÜ TAŞINMAZ SATIŞ İLANI 2007/39 Tal. SATILMASINA KARAR VERİLEN TAŞINMAZLARIN CİNSİ, ADEDİ, KIYMETİ, EVSAFI. İİK. 127. MD. GÖRE SATIŞ İLANININ TEBLİĞİ: Adresleri tapuda kayıtlı olmayan (Mübrez tapu kaydında belirtilen)alakadarlara gönderilen tebligatların, tebliğ imkansızlığı halinde işbu satış ilanı tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. TAPU KAYDI: 1 Edirne ili, Lalapaşa ilçesi, Hüseyinpınar Köyü, Keçikışla mevkiinde kain, 107 ada, 14 parsel sayılı, 29623,00 M2. yüzölçümlü tarla vasıflı taşınmazın tamamı, saat: 11.0011.05 arasında; 2 Edirne ili, Lalapaşa ilçesi, Hüseyinpınar Köyü, Mezarlık civarı mevkiinde kain, 106 ada, 22 parsel sayılı, 27668,46 M2. yüzölçümlü tarla vasıflı taşınmazın tamamı, saat: 11.1011.15 arasında satılacaktır. İMAR DURUMU: Belediye sınırları ve imar planı sınırları dışında kalmaktadır. HALİ HAZIR DURUMU: Satışa konu taşınmazların, uzun yıllardan beri sürülüp ekildikleri ve tarım arazisi vasfında oldukları, toprak yapılarından belli olmaktadır. Organik maddece zengin, toprak derinliği iyi, topografisi kuru ve makineli tarıma elverişli, verimli tarım arazileridir. Taşınmazlar yörenin karakteristik kuru tarım ürünlerinin yetiştirilmesine uygundur. İlçede yaygın olarak buğdayayçiçeğinden oluşan ikili ekim nöbeti uygulanmaktadır. Bu nedenle ilçenin tarımsal özellikleri, pazar ve üretim teknikleri göz önüne alınarak değer hesaplamada buğdayayçiçeği bitkileri esas alınmıştır. KIYMETİ: Lalapaşa İcra Hukuk Mahkemesi’nin, 2007/5 Esas 2007/7 Karar sayılı kararı ile kesinleşmiş bulunan 10.07.2007 tarihli kıymet takdiri raporuna göre; 1. sıradaki 107 ada, 14 parsel sayılı taşınmazın tamamına 16.885,1 l.YTL, 2. sıradaki 106 ada, 22 parsel sayılı taşınmazın tamamına 15.771,02.YTL. kıymet takdir edilmiştir. A) Satış 12.02.2008 Salı günü, saat 11.0011.15 saatleri arasında Lalapaşa Adliye salonunda yapılacak, alıcı çıkmadığında veya tahmini bedelin %60’ını geçmediği takdirde 2. arttırma 22 .02.2008 Cuma günü, aynı saatlerde ve aynı yerde yapılacaktır. B) İkinci arttırmada tahmini bedelin %40’ını ve satış ve paylaştırma masraflarını geçmek şartıyla en çok arttırana ihale olunacaktır. C) Arttırmaya iştirak edeceklerin, kıymetin %20’sini veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri, ayrıca 3.şahısların ikametgah belgesi ve nüfus cüzdanı sureti ile başvurmaları gerekmektedir. İhale damga resmi, dellaliye, %18 KDV, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. D) Daha geniş bilgi isteyenlerin ve şartnameyi görmek isteyenlerin, Lalapaşa İcra Müdürlüğünün 2007/39 Tal. sayılı dosyasından gerekli bilgi kendilerine verilecektir. İlan olunur. 13.12.2007 (Basın: 69151) BÜYÜKÇEKMECE 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI DOSYA NO: 2007/1606 TAL Dosyamızca hacizli olup satılmasına karar verilen taşınmazın tapu kaydı, nitelikleri, halihazır durumu ve takdir edilen muhammen bedeli: TAPU KAYDI: Büyükçekmece Büyükçekmece ilçesi Mimarsinan Köyü, 331 parselde kayıtlı, 6738 m2 yüzölçümlü, kat mülkiyetli 108 dükkândan oluşan sanayi sitesindeki 46/6738 arsa paylı 90 nolu asma katlı dükkânı, İMAR DURUMU: Taşınmazın parsel üzerinde ruhsatlı ve iskânlı sanayi sitesinin inşa edildiği ve taşınmazın plan içinde kaldığı tespit edildi. HALİHAZIR DURUMU: Gayrimenkul Mimarsinan Çatalca şosesi üzeri GÜLTUR1 Sitesi 90 nolu, normal katı 36 m2, asma katı 18 m2, toplam 54 m2 alanlı dükkân. MUHAMMEN BEDELİ: 45.000,00 YTL. SATIŞ ŞARTLARI: 1 90 Nolu bağımsız bölümün 1. Açık Artırması 12.02.2008 günü saat 14.0014.15 arasında Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğü’nde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada takdir olunan kıymetin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış ve paylaştırma masraflarını geçmesi şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartı ile gayrimenkulün 2. Açık Arttırması 22.02.2008 günü aynı yer ve saatlerde yine Büyükçekmece l. İcra Müdürlüğü’nde yapılacaktır. Bu açık artırmada takdir edilen değerin % 40’ını ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi şartı ile en çok arttırana ihale olunur. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, takdir edilen kıymetin % 20’si nisbetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. % 18 Katma Değer Vergisi, ihale damga pulu, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi ve birikmiş emlak vergi borçları satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin, varsa irtifak hakkı sahipleri de dahil olmak üzere bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile onbeş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaktır, başkaca bilgi almak isteyenlerin Müdürlüğümüzün 2007/1606 TAL Dosyasına başvurmaları ilan olunur. 27.12.2007 Yönetmelik Örnek No:27 (İc. İf. K. 126) CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle