25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 ARALIK 2007 CUMA 6 (Fotoğraflar: EMRE DÖKER) HABERLER Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu ve Avrupa ADD, Alman televizyon kanalını kınadı BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ Alevilerin NDR tepkisi İSTANBUL/BERLİN (Cumhuriyet) Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu ve Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu, Alevilikle ilgili yayımladığı diziyle Alevi yurttaşları rencide eden Alman kanalı NDR’yi kınadı. Berlin’deki Aleviler de kanal binasının önüne siyah çelenk bıraktı. Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu’nca yapılan açıklamada, filmde aile içi cinsel ilişki konusunun özellikle bir Alevi ailesi söz konusu edilerek ele alınmasının, Alevilerin yüzyıllardır karşı karşıya kaldıkları asılsız bir suçlamayı gerçekmiş gibi göstermeyi amaçladığı öne sürüldü. Açıklamada, NDR’yi protesto için yarın Köln’de bir gösteri yapılacağı belirtildi. Yazılı bir açıklama yapan Avrupa ADD Genel Başkanı Dursun Atılgan da Alman medyasının, Türkleri Alman kamuoyu nezdinde gözden düşürmeye yönelik yayımlar yapılmasını eleştirerek buna en son örneğin de ARD’ye bağlı NDR kanalının “Tatort” adlı dizisinde Anadolu Aleviliğini konu alması olduğunu kaydetti. Atılgan, “NDR bu tutumuyla, sadece bu saygın Alevi yurttaşlarımızı değil, aynı zamanda çağdaş kafa yapısına sahip tüm Türkleri rencide etmiştir. Çağdaş Türkiye, Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkan Alevi yurttaşlarımızla gurur ve kıvanç duymaktadır” dedi. Başkent Berlin’de NDR protesto edilerek kanalın merkez stüdyosu önüne siyah çelenk konuldu. Berlin Anadolu Alevileri Kültür Merkezi tarafından düzenlenen protesto eylemi sırasında okunan açıklamada, “Avrupa’nın değerler sistemini Alevilerin yüzyıllardır öğretilerinde yaşattıkları” belirtildi. Öte yandan, dizinin yayın kuruluşu olan NDR Alevilere görüşme teklifinde bulundu. Üç Yazar, Üç Kitap Bir yakınmamdır: Gazetemizde haftada bir yazdığım için, yazarlara ve kitaplara yeterince yetişemiyorum. Borçlu kalıyorum ve üzülüyorum. Bugün üç yazarın üç kitabından söz edeceğim. ? İlk kitabın konusu: Atatürk’ün Yaveri Cevat Abbas Gürer. Cevat Abbas’ın torunlarından Turgut Gürer’in basıma hazırladığı kitap, “Cepheden Meclis’e Büyük Önder ile 24 Yıl”ı anlatıyor. Birinci basımı 2006’da yapılan kitap bugüne değin beş basım yapmış. Belli ki, okurların yakın ilgisini çekmiş, daha da çekecektir... Kitaba büyük bir heyecanla ve saygıyla yaklaştım. Atatürk’ten bahsedildiğinde, Cevat Abbas’ın adı da sık sık geçer. En başta ilgiyi uyandıran da, 24 yıl gibi uzun bir ilişkidir: Demek ki, Büyük Önder’in yaverinin zekâ ve kimliğinin olağanüstü bir özelliği vardı. Bu ilişki, olağanüstü koşullarda doğdu ve pekişti: “Cepheden Meclis’e” uzanan süreç, Anafartalar’dan başlıyor, Ulusal Mücadele’yi içine alıyor ve Cumhuriyet’le sürüyor. Tarih olurken, yaverlik anlamını da aşan bir yücelik görülüyor. Kitabı okurken, Cevat Abbas’ın kumaşını daha da yakından görüyor ve hayran kalıyorsunuz. O süreç, Bülent Tanör’ün deyimiyle, “Kurtuluş ve Kuruluş” yıllarıydı. O yılları, deha kadar, bu karakterler de yarattı. Kitap, Atatürk’ü de daha yakından tanıtıyor. Özellikle O’nun insani yönünün yanı sıra liderlik dehasını da... Kitabı bitirdiğinizde, bir gerçeğin de farkına varıyorsunuz: Özellikle son yıllarda, genç kuşaklar, “Kurtuluş ve Kuruluş”tan koparılmak istendi. O yılları yaratan deha ile karakterleri gençler bilmesin dendi ve bu hinoğluhin politika sürdü ve sürüyor. Bu yurdu emperyalizmin istilasından kurtaran deha ve karakterleri, emperyalizmin yurdumuzu yeniden ve dışardan ve içerden kuşattığı şu sıralarda, özellikle gençlere tanıtmak yaşamsaldır. Elimizdeki kitap, aydınlığın yönünü gösterirken, yurtseverliği de öğretiyor... ? Deniz Kavukçuoğlu, gazetemizin saygın kalemlerinden biridir; ben dahil, çok okuru vardır tiryakisi olmuş. Yazarımız güzel de bir karar vermiş, gazetede çıkmış yazılarını bir dizi kitaplarda toplamış... Dizinin adı da anlamlı: “Seyir Defteri Dizisi.” O dizinin ilk kitabı da elimde. Adı da, “Tarih Her Sabah Yeniden Başlar Yazılmaya”. Kitap, “daha insanca bir dünya ve yurt” özlemiyle yazılmış yazılardan oluşmuş; üstelik, hepsi de bir “deneme” tadında. Yazarımızın izlediği bir tarih felsefesi de var: “Kapitalizme karşı savaşım vermeden, emeği özgürleştirmeden insan da, ülke de kurtulamaz, demokrasi de kurulamaz. O barış dünyası, o sınırsız kardeş bahçesi hiç gerçekleşemez.” Emperyalizmden kurtulmak da buna bağlı! Bu noktada pek önemli bir hatırlatmada bulunuyor yazar: “Bu acılı dünyada tek başımıza kalsak da ütopyalarımızdan, başka bir dünyaya dair hayallerimizden vazgeçmeyelim.” Ve bağlıyor: “Unutmayalım ki, tarih her sabah yeniden yazılır. Sonu yoktur tarihin, insanlık yaşadıkça da gelmeyecektir sonu.” (s. 151) Düğüm noktasıdır felsefenin bu; ve yüceliği! Okuyunuz okurlar bu kitabını Kavukçuoğlu’nun... ? Ataol Behramoğlu’nun şiiri, yalnız esin kaynağına değil, büyük bir şiir kültürüne de dayanır. Bunu, yazılarından izler ve öğrenirdik. Evrensel Yayınlar’da çıkan son iki kitabından, Yaşayan Bir Şiir’le Şiirin DiliAnadil’den, bu gerçeği toplu olarak öğrendik bugün. Yaşayan Bir Şiir’de, şiiri, şairi, kaynaklarını araştırır; Türkiye ve dünyadan örnekler de vererek. Söylediklerinin hiçbiri eskimemiştir. Behramoğlu’nun, AsyaAfrika ülkeleri yazarlarının önünde bir tarihte (1981) söylediği “Yazarın görevi insanlığın acıları önünde duyarlı olmaktır” sözleri ise hiç eskimemiştir. Şiirin DiliAnadil’de, Behramoğlu, ta Kaygusuz Abdal’dan başlayarak “ustalardan günümüze” şiirimiz üstüne bir gezintide bulunur. Özellikle şiir mirasımız ve evrenselliğini ortaya koyar. Araştırmasına “Günümüz şiirinden” örnekler verir; ve son olarak, “Dünya şiirinden” örnekleri ekler. Behramoğlu, yazılarını toplamakla pek iyi etmiştir: Okurlara, o soylu şiir sanatı üstüne yetkili bir elden bilgiler verirken; şiirde heveskârların kulaklarına da birer küpe takmış oluyor... Okurlara bu iki kitabı hararetle öneriyorum. Yeni anayasa taslağına tepki ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Hükümetin yeni anayasa taslağı, Konak Alanı’nda sivil toplum kuruluşlarınca protesto edildi. Gösteriye İzmir Barosu, İzmir CUMOK, Yol İş Sendikası 1 No’lu Şube, Cumhuriyet Kadınları Derneği, ÇYDD İzmir Şubesi, Biz Kaç Kişiyiz Platformu, Ulusal Uyanış Platformu üyeleri ve yurttaşlar katıldı. Gösteride konuşan İzmir Barosu Başkanı Yardımcısı Ferda Kardelen, “Bu anayasa dedikleri satma, bölme, parçalama yasaları içermektedir. Milletimizin egemenliği Osmanlı dönemindeki gibi ABD ve AB’nin eline geçmektedir” diye konuştu. Hükümetin yargıyı ele geçirerek, işledikleri suçlardan kurtulmanın hesabını yaptığını da söyleyen Kardelen’in konuşması sık sık “Türkiye’de şeriat istemiyoruz”, “Ya istiklal ya ölüm tam bağımsız Türkiye” sloganlarıyla kesildi. Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’ten İngiliz vatandaşlığını sürdürmeye ilginç gerekçe ‘Lobi faaliyetlerimiz zarar görür’ AYŞE SAYIN ANKARA Kabinenin aynı zamanda İngiliz pasaportu taşıyan üyesi Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in, İngiliz vatandaşlığından çıkmamaya “ilginç” bir gerekçe gösterdiği ortaya çıktı. Şimşek, sohbet ettiği bazı milletvekillerine “İngiliz vatandaşlığından çıkması durumunda, Türkiye’nin lobi faaliyetlerinin aksayacağı” görüşünü ilettiği öğrenildi. Mardin Midyat doğumlu olan ve İngiltere’de yatırım bankası Merrill Lynch’te çalışırken, ABD’li eşiyle birlikte İngiliz vatandaşlığına geçerek “çifte vatandaşlık” kazanan Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, bu özelliği nedeniyle muhalefet partilerinin sert eleştirilerine hedef olmuştu. Çifte vatandaşlığının ortaya çıkmasından sonra muhalefet partilerinin “Ya İngiliz vatandaşlığından çıksın ya da bakanlıktan istifa etsin” çağrılarıyla karşılaşan Şimşek’in, İngiliz vatandaşlığından çıkacağı yönünde de haberler yer aldı. Ancak Şimşek, “Çifte vatandaşlığımda hukuk dışı hiçbir unsur yoktur. Biz yurtdışında yaşayan 5 milyon vatandaşımızı aktif bir şekilde buna da teşvik ediyoruz” diyerek çifte vatandaşlıktan vazgeçmeyeceğini ortaya koydu. Şimşek, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki bütçe görüşmeleri sırasında da milletvekillerinin Türkçe’yi İngilizce’yle karışık konuşması nedeniyle eleştirilirken, “İngiliz vatandaşlığından çıkıp çıkmayacağı” yönündeki sorularla karşılaştı. Komisyondaki görüşmeler sırasında İngiliz vatandaşlığından çıkıp çıkmayacağı sorularına yanıt vermekten kaçınan Şimşek, bir grup milletvekiliyle yaptığı özel sohbette ise ilginç açıklamalarda bulundu. Yurtdışında yaşayanlar arasında çok sayıda “çifte vatandaşlık” hakkına sahip Türk bulunduğunu belirten Şimşek’in, “Ben İngiliz vatandaşlığından çıkarsam, onlar da beni örnek alıp çıkarlar. O zaman biz kiminle lobi faaliyeti yapacağız. Lobicilik faaliyetlerimiz aksar” dediği öğrenildi. ZİYARETİ GÜNDEMDE DP’de Çağrı Erhan aday ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DP Genel Başkan Yardımcısı Çağrı Erhan, 6 Ocak’ta yapılacak 4. Olağanüstü Büyük Kongre’de genel başkanlığa aday olacağını bildirdi. Erhan, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin zor bir dönemden geçtiğini belirterek, “AKP’nin arka arkaya attığı hatalı adımların önümüzdeki yıllarda ülkeyi daha karanlık hale getireceğini’’ söyledi. Erhan, bu çerçevede ülkenin sorunlarına akılcı, ulusal çıkarlarına uygun çözümler üretebilecek olan merkez sağın yeniden toparlanması adına aday olacağını söyledi. ATATÜRK’ÜN BAŞKENTE GELİŞİNİN YILDÖNÜMÜ TÖRENLERLE KUTLANDI İzmir’deki operasyon ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir’de araç kundaklama, ses bombası atılması, molotofkokteyli atma, korsan gösteri yapma eylemlerini gerçekleştirdikleri iddiasıyla gözaltına alınan, aralarında 3 kız ve 8 üniversite öğrencisinin de bulunduğu terör örgütü üyesi oldukları ileri sürülen 22 kişi adliyeye sevk edildi. DÜZELTME ? İstanbul Haber Servisi Gazetemizde pazar günü “Satış bitti çöpü kaldı” başlığıyla yayımlanan haberle ilgili dün yayımlanan düzeltme haberine, Bakırköy Belediyesi’nden yanıt geldi. Bakırköy Belediyesi’nin gönderdiği bilgide, Veliefendi Caddesi’ndeki kurban satış yerinin sorumluluğunun Bakırköy Belediyesi’ne değil, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) ait olduğu belirtildi. İBB tarafından yapılan açıklamada ise eski Sümerbank arazisi olarak bilinen bölgedeki kurban kesim ve satış yerinin sorumluluğunun İBB’de değil, İl Kurban Hizmetleri Komisyonu ile İlçe Kurban Hizmetleri Komisyonu’na ait olduğu kaydedildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kürt politikasını Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani üzerinden yürütme kararı alan AKP hükümeti, resmi davet için de formül aramaya başladı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in “güvenilmez” bulması nedeniyle resmi davet ambargosu uyguladığı Talabani konusunda, “Irak komşumuz ve bizi çok yakından ilgilendiren bir ülke. Ayrıca seçilmiş bir cumhurbaşkanı. Her şeyin bir zamanı vardır. Bizim için onlar için uygun zamanı vardır. Komşu bir ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanı her zaman gelebilir, biz de gidebiliriz. Nitekim, Irak’a komşu ülkeler toplantısına Başbakan gelmeseydi o gelecekti. Bunların hepsi bir program çerçevesinde olacaktır” yönündeki sözleri Kürt liderin Ankara’ya davet edilmesi konusunu yeniden gündeme taşıdı. Edinilen bilgilere göre AKP hükümetinde Talabani’nin yeni yılın ilk çeyreğinde Ankara’ya davet edilmesi yönünde görüş birliği oluştu. Ancak resmi davet için hem Irak’ta hem de bölgedeki uygun koşullar beklenecek. Öte yandan Talabani’nin ikili resmi ziyaret çerçevesinde mi yoksa bölgesel veya uluslararası bir toplantı marjında mı Ankara’ya davet edileceği konusunda henüz net bir karar verilemedi. Ankara’nın 88. yıl coşkusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 88. yıldönümü, başkentte törenlerle kutlandı. Kutlamalar çerçevesinde geleneksel “Atatürk Garnizon Koşusu” yapıldı. Ankara Vali Yardımcısı Celal Ulusoy başkanlığındaki heyet Anıtkabir’i ziyaret etti. Kara Harp Okulu Komutanlığı’ndan Harbiyeliler ile Ankara’daki diğer komutanlıkları temsilen askerlerin katıldığı “Atatürk Garnizon Koşusu”, Akay Köprülü Kavşağı’ndan başladı. Büyük boy Atatürk posteri ve Türk bayrağı taşıyan askerler koşu süresince, “Ne mutlu Türküm diyene’’, “Vatan sana canım feda’’, “Türk, övün, çalış, güven’’, “Vatan, şeref, vazife, sevgi’’ ve “Her Türk asker doğar’’ şeklinde tempo tuttular. Güzergâh boyunca yol kenarına toplanan ve binaların balkonlarına çıkan başkentliler, askerleri alkışlarken, bazı yurttaşların ağladığı görüldü. Koşu, askerlerin Anıtkabir’e gelişiyle sona erdi. Ankara Garnizon Komutanı ve 4. Kolordu Komutanı Korgeneral Aslan Güner, Anıtkabir’e gelen askerleri selamlayarak tebrik etti. Kara Harp Okulu’nda düzenlenen törende konuşan Kara Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Tevfik Özkılıç, koşunun, “Atatürk çocuklarının Atatürk’e koşusu” olduğunu belirtti. Özkılıç, askerlere de “Türkiye Cumhuriyeti’nin ebedi bekçileri olan sizler, çelikleşmiş bir abide gibi, her zaman var olduğunuzu gösterecek şekilde Atatürk’ün izinde koşacak ve ulusumuzun size olan güvenine layık olduğunuzu her zaman olduğu gibi bugün de en iyi şekilde göstereceksiniz’’ diye seslendi. Ankara Vali Yardımcısı Celal Ulusoy başkanlığındaki heyet de gün nedeniyle Anıtkabir’i ziyaret etti. (Fotoğraf: NECATİ SAV AŞ) Talabani için formül arayışı YENİDOĞAN BELEDİYE BAŞKANI Kendisi kaldı yardımcıları gitti İstanbul Haber Servisi AKP su havzalarında yapılaşmaya izin verdikleri gerekçesiyle partiden ihraç ettiği Ümraniye’ye bağlı AKP’li Yenidoğan Belde Belediye Başkanı Hakan Örüng ve belde belediye başkan yardımcıları Özkan Kral ve Mithat Çolak hakkında İçişleri Bakanlığı’nda yürütülen soruşturma sonuçlandı. Yenidoğan Belediye Başkanı Örüng ve Kral, “usulsüz ruhsat düzenledikleri” ve “imar yolsuzluklarına neden oldukları” gerekçesiyle görevden alınırken Çolak’ın ise görevine devam etmesi dikkat çekti. Haklarındaki usulsüz ruhsat düzenleme ve imar yolsuzluğu iddialarıyla açılan soruşturma sonucu önceki gün görevden alınan Örüng ve Kral, AKP İl Disiplin Kurulu kararıyla partiden de ihraç edilmişti. AKP İstanbul İl Örgütü Yürütme Kurulu Başkan Yardımcısı Hulusi Şentürk konuyla ilgili gazetemize yaptığı açıklamada, Yenidoğan Belde Belediye Başkanı ve iki yardımcısı hakkında kaçak yapılaşmaya izin verdikleri gerekçesiyle partiden uzaklaştırma kararı verildiğini belirterek yöneticilerden ikisinin soruşturma sonucunda görevden alındığını belirtti. CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, görevden almalarla ilgili dün yaptığı yazılı açıklamada, su havzalarına yapılan kaçak inşaatlara göz yuman AKP’li başkan Örüng ve yardımcısı hakkında alınan kararın gecikmiş ama doğru bir karar olduğunu kaydetti. D EVLET PROTOKOLÜ UYGULANACAK Talabani, ikili resmi ziyaret çerçevesinde davet edilirse, devlet başkanlarına uygulanan protokol gündeme gelecek. Talabani Çankaya Köşkü’nde muhafız alayını selamlayacak ve kendisine kırmızı halı serilecek. İkili ve heyetler arası görüşmelerde Irak tarafına başkanlık edecek ve Cumhurbaşkanı Gül ile birlikte Çankaya Köşkü’nde ortak basın toplantısı düzenleyecek. Hatta, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı, Ankara’da kaldığı “ikametgâhında” “kabul ederek” görüşmesi söz konusu olacak. Ancak Talabani herhangi bir bölgesel veya uluslararası toplantı marjında Ankara’ya gelirse, görüşmeler resmi ziyaret çerçevesi dışında yapılacak. Böyle bir durumda resmi ziyaret sırasında uygulanan protokol uygulanmayacak. Talabani en son 23 Haziran 2004 tarihinde “Kürdistan Yurtseverler Birliği lideri” sıfatıyla Ankara’ya gelmişti. Irak Cumhurbaşkanı olan Talabani bu sıfatı ile Türkiye’ye hiç davet edilmedi. CHP: Erdoğan’ın ABD ziyaretinin maliyetini bir işadamı mı ödedi? Gezinin masrafları hâlâ sır AYŞE SAYIN ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen eylül ayında ABD’ye yaptığı “torun ziyareti”nin masrafları, tartışma konusu olmaya devam ediyor. CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, Başbakan Erdoğan’ın ABD gezisinin özel bölümünün masraflarının bir işadamı tarafından karşılandığı iddiaları bulunduğunu belirtti. Erdoğan’ın, 2029 Eylül tarihleri arasında ABD’ye yaptığı ziyaretinin çocuklarıyla buluşup yeni doğan torununu gördüğü ilk 4 günlük bölümünün konaklama ve diğer masraflarının kim tarafından karşılandığı sorusuna tatmin edici bir yanıt gelmedi. Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’na da katıldığı eylül ayındaki ABD gezisinin özel bölümüyle ilgili CHP’li Ahmet Ersin’in iki yazılı önergesini yanıtsız bırakan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, geçen salı günü Tunceli Bağımsız Milletekili Kamer Genç’in benzeri içerikli sorusuyla karşılaştı. Ersin’in soru önergelerini geçiştiren Çiçek, Genç’in de konuyu gündeme getirmesi üzerine Meclis Genel Kurulu’nda gezinin özel bölümünün masraflarının bizzat Başbakan Erdoğan tarafından karşılandığını ileri sürdü. Çiçek, “Washington’da düzenlenen if tar yemeğinin bedeli de devlet bütçesinden karşılanmamıştır’’ derken kim tarafından karşılandığına açıklık getirmedi. Ersin, Çiçek’in geçen salı günü Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı “Masrafları bizzat Başbakan cebinden ödemiştir” açıklamasının inandırıcı olmadığını söyledi. Ersin, “Başbakan’ın bu parayı cebinden ödediği söyleniyor. O zaman bunun faturasını göstersin. Gezinin 120 bin dolarlık bir maaliyeti olduğu söyleniyor. Bunu bir işadamı mı ödemiştir? Başbakan bu faturayı kamuoyuna açıklamalıdır. Aksi takdirde bu iddia yakasına yapışır” görüşünü dile getirdi. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle