Katalog

28 ARALIK 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Türban takılıp kuran kursuna gönderilen Z.K neredeyse hiç okul yüzü görmemiş POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA 5 6 yıldır sahte karne ? Kız kardeşini okuldan aldıkları için anne ve babasına karşı velayet davası açan Ömer K.’nin hukuk mücadelesi yeni bir gerçeği ortaya çıkardı. Okul Müdürü İstif, Z. K’nin okula devamsızlığını İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bildirdiğini açıkladı. HİLAL KÖSE Kemalizm Güle Güle... İncelmiş, kırgın dallarında kışın, bir alev, bir çığlık, taş duvarların arasında yoksulluğun derin izleri... Köleliğin yansıması mıdır baskı, içten içe alev gibi ortalığı saran özgürlük şarkıları?.. Yaşamın tarihi, insanın var oluşu!.. Nasıl oluşur özgür insan? Yurttaşlık bilinci... “Töre cinayetleri” denilen o bağnazlık; ağa, şeyh, şıh baskısı. Kadının horlanması, kapatılması. Bir erkeğin, “Keşke karımın başındaki saç telini bir tek ben görebilseydim” demesi. Giderek muhafazakârlaşan bir Türkiye... Mahalle baskısı!.. Kent baskısı!.. Polis baskısı!.. Haluk Şahin haksız mı? Biraz İslam, biraz demokrasi, bolca tüketim kültürü... Koskoca İstanbul’un orta yerine kurulmuş “İslamcı siteler”de tepeden tırnağa örtünen kadınların “erkek striptizciler”le eğlendiği bu ülke nereye gidiyor?.. Kahire’de Hilton Oteli’ndeki kara çarşaflı üç güzel kadını anımsadım... Yaşları 2223 filandı... Dudakları boyalı, gözleri sürmeli üç Arap kadını ne arıyordu Kahire Hilton’da? Garson Hasan yanıt vermişti bu soruma: “Kahire’ye özgür aşk için geliyorlar...” Salı akşamı NTV’de Haluk Şahin’i ve öteki konuşmacıları dinlerken, gerçekten bazılarının hâlâ “tehlikenin farkına varamadıklarına” bir kez daha tanık oldum. Neden yakın tarihimiz, özellikle 12 Eylül faşizmi topluma unutturulmak isteniyordu?.. 16 yaşındaki çocukların işkenceden geçirildiği, milyonlarca kitabın yakıldığı, dincilerin korunup kollandığı askeri darbeler hep “Atatürkçülük” adına yapılmış; Kemalizmin içi boşaltılmış; cuntacı askerler tarikat şeyhleriyle 1982 Anayasası oylaması öncesi pazarlık etmişlerdi. Niçin gündeme getirilmiyor bunlar?.. ??? Örgütsüz bir toplum yaratmıştı, askeri faşist darbeler... AKP, varlığını, iktidara geliş sürecini gericifaşist askeri ve sivil yönetimlerde (50 yıllık bir süreç) geliştirmişti... Kimilerinin söylediği gibi “Erbakan Hoca”nın “Milli Nizam”dan MSP’ye, oradan Refah ve Saadet’e dek uzanan çizgisinden farklı ABDAB güdümünde bir politika izliyorlardı. Ben, Haluk Şahin’den daha karamsarım, Oral Çalışlar gibi de iyimser değilim!.. Türkiye elbet İran olmayacak ama ABDAB güdümünde bir başka Malezya olacak... AKP kendi sermayesini yaratırken NakşiFethullahçı dayanışması özellikle Güneydoğu’da PKK kadar tehlikeli köktendinci oluşumlara özellikle “Mısır kökenli Müslüman Kardeşler”in örgütlenmesine yeşil ışık yakıyor... Kadınlar zorla kapatılırken kendilerini “aydın” olarak gören “Soros Çocukları”, İkinci Cumhuriyetçiler bu gidişi “demokrasi ve özgürlük yolu” olarak görüyor... Biliyorum, bu tür yazılar okurun canını sıkıyor, karamsarlığa sürüklüyor... 2007 yılı bitiyor... AB kapısında horlanan bir Türkiye... Türkiye üzerine oynanan oyunlar... Bir şafak vakti aklıma gelen Radovan Pavlovski’nin dizelerini okuyorum: “Bu toprağın ruhunu çalacağım ve çıkaracağım gökyüzünün en yüksek katına Beni kara kara göm mavi gözlerinde unutma bir kez aydınlık bile kaçmıştı zifiri karanlık gecelerde.” O zifiri karanlık geceleri Fazıl Say görünce kıyamet koptu... Atatürk’ün aydınlanma devrimi artık sizlere ömür!.. ??? Gündemde “yeni anayasa” var!.. Taslakta kamu emekçilerinin örgütlenmesi engellenecek, kadınerkek eşitliği tarihin çöplüğüne atılacak... Bu anayasanın adı da şu olacak: “Eşit ve özgürlükçü!..” Yoksulluk ve işsizliğin giderek arttığı Türkiye’de “sosyal devlet” yok olacak... Kendilerini “liberal demokrat” olarak tanımlayan “Soros Çocukları”, “İkinci Cumhuriyetçiler” AKP’yi hâlâ neden savunuyorlar “demokrasi ve özgürlük” adına? Koltuk kapmak, medyadan nemalanmak için!.. Dün de yazdım... Oyun başladı, perde açıldı... Başrolde Abdullah Bey mi yoksa Tayyip Bey mi olacak; bundan sonra orası henüz belli değil!.. Abdullah Bey, Bush’la bir görüşsün bakalım!.. Anne ve babası tarafından türbana sokulup Kuran kursuna gönderilen 13 yaşındaki Z.K’nin ilköğretim birinci sınıftan sonra okuldan alındığı, ailenin 6 yıldır sahte karne düzenlediği ortaya çıktı. Z’nin kayıtlı olduğu Özel Sultan Fatih İlköğretim Okulu’ndan yapılan açıklamaya göre Z’nin devamsızlığı, 20012002 eğitim öğretim yılından bu yana İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne her yıl bildirildi. Konuyla ilgili soruları sert bir biçimde yanıtlayan İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ata Özer, Z’nin ve ailesinin muhtarlıktan nakil alarak 2002 yılında Tokat Reşadiye’ye gitmiş olduklarını tespit ettiklerini belirterek “Bizim sorumluluğumuzda değil” dedi. ABD’de yaşayan işletmeci Ömer K.’nin başlattığı hukuk mücadelesi, kardeşi Z’nin neredeyse hiç okula gönderilmediği gerçeğini ortaya çıkardı. Okul müdürü Enver İstif, Z’nin okula kaydının kendisinden önceki dönemde 2000 yılında yapıldığını ifade etti. Z’nin 20012002 eğitim öğretim yılında birinci dönemin sonunda karnesini aldıktan sonra okula devam etmediğini kaydeden İstif, “Devamsız öğrenci olduğunu her yıl İl Milli Eğitim’e bildiriyoruz. Bizim yapmamız gereken bu” diye konuştu. DTP’liler hakkındaki fezlekenin TBMM’de okunmasına tepki gösteren Hasip Kaplan, “Hırsızlık, gasp, çete suçları geliyor, bunlar okunmuyor; geçmişte Susurluk çetesinden dolayı Mehmet Ağar’ınki bile okunmadı’’ diye tepki gösterdi. (Fotoğraf: AA) ‘İsterse kiliseye gider’ Z’nin şu anda İstanbul’da ve Fatih ilçesinde oturmadığını tespit ettiklerini belirten Ata Özer, konuyla ilgili soruları tepkiyle karşıladı. Özer, Z’nin okul nakli olup olmadığı yönündeki sorulara karşılık, “İnsanları zorla bir yerde tutamam, naklini almış gitmiş. Altı yıl önceki konunun hesabını ben nasıl vereyim? Kursa gitmesiyle bizim ilgimiz yok. Gider, gider... İsterse kiliseye gider. Bu çocuk böyle bir adreste oturmuyor” yanıtını verdi. Meclis’te ‘fezleke’ tartışması Başkanvekili Nevzat Pakdil’in DTP’li Tuğluk ve Tuncel hakkındaki mahkeme kararını genel kurulda okuması gerilime neden oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda, DTP Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk ile DTP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel hakkında süren yargılamanın devamına ilişkin mahkeme kararlarının okunması sırasında tartışma yaşandı. Başkanvekili Nevzat Pakdil başkanlığında dün toplanan TBMM Genel Kurulu’nda, 3 milletvekili gündem dışı söz aldı. Gündem dışı konuşmaların ardından Pakdil, DTP milletvekilleri Tuğluk ve Tuncel hakkındaki yargılamanın devamına ilişkin mahkeme kararları ile Tuğluk hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, soruşturma yapılmakta olduğunu genel kurulun bilgisine sundu. Bu sırada, DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ayağa kalkarak konuşma talebini iletti. 60 fezleke geldiğini, ancak hiçbirinin okunmadığını ifade eden Kaplan, “Hırsızlık, gasp, çete suçları geliyor, bunlar okunmuyor; geçmişte Susurluk çetesinden dolayı Mehmet Ağar’ınki bile okunmadı’’ diye tepki gösterdi. Kaplan, “Niye özellikle DTP’lilerinki okunuyor? DTP bu konuda eşitlik istiyor’’ dedi. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 A N AYA S A MAHKEMESİ DTP’ye tedbir istemi reddedildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi, Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) kapatılması istemiyle açılan davada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesindeki “seçime katılamama, üyelik dondurma ve olası Hazine yardımından yoksun bırakma’’ istemlerini reddetti. Yüksek Mahkeme, DTP hakkındaki kapatma davasıyla ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesindeki 4 tedbir istemiyle ilgili kararını dün verdi. Anayasa Mahkemesi heyeti, “DTP’nin dava süresince yapılacak seçimlere katılmaması, partinin üye, yönetici ve milletvekillerinin başka bir siyasi parti listesinden veya bağımsız olarak seçimlere katılamaması, partinin olası Hazine yardımına ilişkin banka hesabına bloke konulması ve üye kayıtlarının dondurulması’’ yönündeki 4 tedbir isteminin, koşulları oluşmadığından reddine karar verdi. CUMHURİYET 05 CMYK